Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK1992 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Tarikatlar tavizveriyor
Kaplan, tarikatlann mevcut sisteme ödün vediğini, İslamda ödün vermenin olmadtğıııı savunuyor.
Şeytana maskara oluyor
Cemaleddin Kaplan önemli tslami
örgütlenmelerden biri olan tarikatlan da
eleştiriyor. Tarikatlar konusunda sorduğum
soruya şöyle yanıt verdı:
"Siy asi sahada olduğtı gibi, tasav>ufi sahada da
bizim temel feisefemiz 'Kay nak Kuran, ömek
Peygamber'dir.' Bu babda da düsturumuz budur.
Bu esasa göre de din bir bütündür; akide ve
ibadetiyle, siyaset ve tarikatıy la bir bütündür.
Şeriatın dtşııidaki tarikatlan veya şeriata
uyma> an tarikat meselelerini kabul etmiyornz.
Çünkü tarih seyri içinde bu müesseseye çok
temelsiz şey ler kanşmıştir. Hele hele bu mübarek
müessese ehliyetsiz ellerde dejenere olmuştur. Ve
o kadar çoğalmışlardır ki hersabahtan kalkan
'Ben şey him'demektedir. İlimden behresi
olmayan bu cehele İslam'ın ruh ve metnine uyan
tekke. zikir ve fıkrini \erirken ağzına gözüne
buteştırmışlar ve şey tana maskara olmuşlardır.
tstisnaiar az da oisa v ardır. Bu ilimsi/ kişiler
tekkderi birer tembelhane haline. müridlerini de
birer ciıat kackını haline getirmişlerdir. Bu
sahay ı ıslah da bize düşmektedir."
Baa tarikatlann mevcut sıyasal sisteme ödün
verdiklerini. oysa İslam'da ödün (taviz)
vermenin oimadığını savunan Kaplan. bu
tarikatlan şöyleeleştirmektedir:
"Slz btzim medrese açmamıza, kurs açmamıza
müsaade ederseniz, verirseniz biz de sizin atanızın
putunu asarız. Bu, zımni ve gjzli bir alışveriştir,
tavizdir. Taviz vermediğiniz takdirde Allah
siriıJedir."
Hareket üyeleri de tarikatlann tavizci olduğunu,
kadınlann şeyhin elini öptüklerini - bu şeriata
aykındır di> orlar -, şeyhe körü körüne bir itaat
olduğunu v e şeyh ne derse mutlaka doğru
görüldüğünü anlatmaktadırlar. Burada ilgınç
olan nokta. üyelerin birbölümünün hiçbir
tarikat toplantısına katılmamış olması ve hatta
tarikat hakkında hiçbir şey bilmemesidir.
Bilindiği gibi tarikatlarda zikren önemli
ritüellerden biridir. Kaplancı topluluktan bir
ûye
"Bende bir kaset var sana göstereyim, yaptıklan
ne; 'Hu Hu' deyip saUanıy oriar, şiş filan
sokuyorlar. Bunundinie ne alakası var. Acayip
şeyier anlay acağm."
Yani grup ü\ elerinin pek çoğu tarikat olarak
eleştirdikleri dınsel örgütlenmenin ne olduğunu
bilmemekte ve bunu öğrenme ihtiyacı da
hissetmemektedir. Çünkü onlar "rejime taviz
veriyorlar" o halde fslamı değillerdır. Üyeler
düzeyinde başka gruplara yöneltılen eleştiriler
Batı Avrupa şartlannda. göçmenler arasında
yaşadıklan somut çatışmalar düzeyinde
şekillenmekte ve İslami bir çerçevede sunulsa da
pek çok kere dinsel bir içerik taşımamaktadır.
Said-i Nursi'nin büyük bir din adamı olduğunu
savunan Kaplancılar, Nurculan da belirli bir
partiyi desteklediklen veoy verdikleri için
cleştirmekledir. Kaplan bu gruplann
Türkiye'deki siyasal sistem ile iç içe. uzlaşmacı
ve tavizkâr olduğunu savunmaktadır. Bır üyeye
görc "Nursiler, Said-i Nursi'nin kitabını
değiştirerek bastılar... Hoca düzenle
uzlaşmazmış. Gördük Diyanet camisinde vaaz
ediy or. Bunlar tav iz değil de ne?"
"Turk-İslam sentezi" taraftarlannı sentezci,
kavmiyetçı ve tavizci olarak değerlendiren
Kaplan. hoşgörülü zihniyete sahip olduklan için
Vahdetçileri. Ehl-i sünnet kaynaklannı hor
gördükleri için İran'a bey'at (bağlıhk yemini)
edenleri eleştirmektedir.
Üyeler bazı eski üyelerin İran'a bey'at (bağlılık
yemini) ettiğini ve onlara İran'ın para
yardımında bulunduğunu, hatta bazılannın
İran'a giderek orada yerleştıklerinı anlatmıştır.
Millı Gorüşçülerden sonra Kaplancılann en çok
eleştirdikleri ınsanlar bunlardır.
Kaplan'a göre bu cemaatlar; 'batıl'a hizmet
ettıklen. para vegayretleri ile batıh ayakta
tuttuklan. bilerek veya bilmeyerek
M üslümanlar arasında aynlık yaraltıklan için
günahkârdırlar. Bu gruplann camilerinde
çalışan imamlann arkasında da namaz
kılınmaz.
Cemaleddin Kaplan bugün Türkiye'de belli bir
tabanı olan hemen her topluluğu eleştirmekte ve
kcndi savunduğu İslamanlayışının veİslam
dev leti kurma stratejisinin tek doğru yol'
olduğunu savunmaktadır. Kaplan'a göre doğru
ecvaplamıştır:
"Haklı olun da say ınız az olsun. Ben söylüyonın
bu hareket yüzde y üz doğrudur. Doğru olduğuna
inanacağım ki onlara yol göstereyim. mesuliyet
alay ım. say ı mühim değil. Bakınız siz haktan
y ana olun da hakkın etrafında toplanın da say ınız
az olsun. Hazreti Ali ö) le bu>uruyor... Cemaat
hakkın clrafında toplanan kişilerdir. sayıları
azdır, tefrika batılın etrafında topiananlardır >e
sayılarıçoktur"
Cemaleddin Kaplana diğer İslami gruplarca
yönellilen bir diğer eleştirideMuratBavrak'la
olan ılişkısınin niteliğj hakkmdadır. Bilindiği
gıbiMuratBa>rak. l2EylülJ980aşken
darbesinden önce M HP'nin Genel İdare Kurulu
üycsıdir. Asken darbeden sonra gözalüna
alınmayan. tutuklanmayan tek üst düzey
M H P'li olan Bay rak. daha sonra Alrnanya'ya
gıtmiş vc illica elmiştir. Bayrak'ın MİT, Cl A
gibi gizlı haber alma örgütleri ile yakın ilişkı
ıçınde olduğu söylenmektedır.
Mural Bayrak'Ia daha Millı Görüştcçahşırken
tanıştığınısöyleyen Kaplan şöyledemektedir:
" Erbakan hoca (...) ye telefon etmiş yahut haber
etmiş y ahut gelirken söylemişti. Bonn'da bir
Murat Bayrak >ar, adresini telefonunu vermiş
onunla görüşebilirsin, tanışabilirsin demişti. (...)
Bey de aradı buldu. Göriiştüier merkeze davet
etti. Milü Görüş zamanında iken, geldi merkeze
orada tanıştık. Gider gelirdi. Biz ayrıldık. O
sırada Milli Görüş'tey ken bizim bir de iltica
meselemiz vardı. Kcndisinin de başından iltica
gectiği için fikir soruldu. Fikir soran da daha çok
şey (...)»ar > a bizden ayrıldı sonradan. Onun
KARA
KIMIN
SESİ?
Diyanet tşleri Başkanlığ
Diyanet İşleri Başkanlığı'nı \e bu kurumda
;alışan din adamlannı da Türkiye'deki
"Kemaltst, laik" rejime hizmet etmekle ve
dolayısı ile gerçek fslam'ı anlatmamakla"
suçlayan Kaplan şöyle demektedır
"Siz bize para verirseniz, maaş verirseniz ey
İslami olmay an çevre sizin istediğiniz gibi olunız.
Bazı ayetleri okur bazılannı ok<unay ız."
Diyanet İşleri Başkanhğı'na ait Kuran
ıcurstannda Atatürk'ün resminin bulunduğu
helirtilmektevebu uygulamanın İslam'a avkın
ilduğu savunulmaktadır.
olanı göstermek Müslümanlann görevi ve
imanın gereğidir. Yanhş olaru görüp ses
çıkarmamak vebal altında kalmak. öteki
dünyada bundan sorumlu tutulmaktır. Bu
nedenle de kendinin diğer gruplan eleştirdiğini
\ e kendisinın de yanhşı varsa eleştirilmesi
gerektığini söylemekte herkesi kendi hareketi
içinde birlıkte çalışmaya davet etmektedir.
Kaplan'a yöneltilen eleştiriler...
Cemaleddin Hoca'nın diğer İslam temelli
örgüllenmelere yönelttiği eleştirilere karşı. çeşitli
İslamcı gazetecilerce Kaplan'a sorulan sorular
aynı zamanda Kaplan'a yöneltilen eleştirileri
içermektedir.
Bu çercevede sorulan sorulardan biri Türkiye'de
temelı olmayan bir hareketin ne kadar başanlı
olacağına ilişkindir. Kaplan bu soruyu şöyle
Şeriata uymayan tarikat
meselesini kabul
ettniyoruz. (...)Bu
mübarek muessese
ehliyetsiz ellerde dejenere
olmuştur. Ve o kadar
çoğalmışlardır ki sokaktan
kalkan 'Ben şeyhim*
demektedir. (...) Bu ilimsiz
kişiler tekkeleri birer
tembelhane haline,
müridlerini de birer cihad
kaçkını haline
getirmektedir.
gösterdiği avukata gittik orada muamele başladı.
Böy le başladı. Ara sıra gider gelir. Buray a da
gelîyor. Geçende gelmiş yine, merkeze de ara sıra
gelir. Geliy or diye bizim bununla gizti bir
münasebetimiz v ar, katiy en bu söylenemez.
Kuran'ıazimüşan buradadır. Hem vallahi hem
billahi onun fıkirlerini tasvip etmiyoruz zaten ve
son zamanlarda da hiç.. bize sitem ediyor zaten.
Gclmiyorsunt'z, gitmiyorsunuz bir çorbamı
içmiyorsunuz diye sitem ediyor. Mesele budur.
Bunu indirdi kaldırdılar, indirdi kaldırdılar bunun
böy le itham ettikleri gibi bir. y önü y öresi yokrur ve
kendim de bunun üzerinde durdum. Acaba
söy ledikleri gibi midir bu adam? Böy le bir ipucu
da tespit edemedim. İslamın bir hükmü var biz
zahire göre hükmederiz. Gördügümüz zaman,
geldiği zaman merhaba deriz."
Uyclerden bın Hoca'nın Murat Bayrak'ı
tanıdığını v e bır üyenın de bır süre onun yanında
çalıştığmı anlatmıştır. Üyeler için bu konu temel
bir tartışma konusudeğildir.
Cemaleddin Kaplan'ın vegrubunungerek
söylcmi, gerekseörgütlenme biçimi İran İslam
Dcvrimi'nde Humeyni'nin önderliğindeki
gruba çok benzerdir.
Kaplan'ın yayımladığt İslam Anayasası ile İran
İslam Cumhuriyeti Anayasası arasmdaki büyük
bcnzcrlik hatta aynılık daha önce LJğur
Mumcu'nunkitabındaaynntılıbirbiçimde
gösterilmiştir.
Hareket üyelerinin evlerinde İran'da Türkçe
olarak yayımlanan "İslam ÇağrBi" isimli dergi
bulunmakta ve İmam Humeyni'nin Türkçe'ye
çcvrilerek "İran İslam Cumhuriyeti Propaganda
Merkezi" tarafından basılan kitaplan
bulunmakladır. Kaplana birüye İran'dan
kendisine hâlâ "İslam Çağnsı" dergisinin yanı
sıra pek çok kitabın gönderildiğini belirtmiş ve
şöyle demişti r:
"Bu İran'ın İslama Çağn dergisi. Okurduk ama
artık bu dergiyi okumamız y asaklandı." Bır
başka üye de Humeyni'nin bir kitabından geçıci
nıkâh bölümünü okumuş ve "Bak şimdi. sen
söyle böyle şeyierolur mu? Biz de bunlar yoktur.
Tabii onlar Şii. Bu fuhuş demek değil miT'
Üyelerden bin İran'dan bır heyetın görüşmek
üzere Kaplan'a geldığini, büyük miktarda para
da vaat ettiklerini ama Hoca'nın "Bunlar şimdi
yardım edip sonra mezhebinizi değisririn" diye
baskı yapacaklan gerekçesı ile bunu reddettığini
anlatmıştır.
İslam Devnmi'nden sonra İran. devrimi diğer
Müslüman ülkelere ihraçetmek üzere
girişimlerde bulunmuş ve bu doğrultuda çeşitli
Islamı gruplarla ilişkıyegeçmiştir. Baa İslama
gruplar ise doğrudan Iran ile ılişki içinde
olmasalar da devrimin çekırn alanına
girmişlerdir. Çünkü ilk kez İran'daki 'devrim'
islami bir devrimin olabilirliğinı göstermiştir.
Ama tarihsel kökleri olan Şii-Sünni aynrru kısa
bır süre sonra İran'ın Şii olması nedeniyle
yeniden su yüzüne çıkmış ve İran'daki devrimin
mezhebi boyutu vurgulanmaya başlanmıştır.
İran ise dünya genelinde İslam hareketlerini
desteklerken Şii-Sünni aynmı yapmamış, ama
geleneksel İslami hareketlerle değil de radikal.
yürürlükteki siyasal sistemleri reddeden, İslami
bir topluluklar ve devlet kurmayı hedefleyen
hareketlerle ilişkiye geçmiştir.
Bu çercevede sadece Şia geleneğinden gelen
dinsel hareketlerin radikal olduğunu öne.
sürmek mümkün değildir. Sünni radikal İslami
hareketler de özellikle Pakistan, Mısır ve
Suriye'de, XX. >^zyılda gelişmiştir. Mısır'da ve
Suriye'de Müslüman Kardeşler'den aynlan
radikal gruplar buna iyi birer örnektir.
Mavdudi'nın ve Seyyid Kutb'un, Feti Yeken'in
kitaplan bu radikal gruplar ia'n bir türel kitabı
halini almıştır.
Kaplan grubundan konuştuğumuz üyeler de
özellikle Seyyid Kutb'un önemini vurgulamışlar
ve Türkiye'deki bazı tarikatlann Kuran
kurslannın İslami açıdan çok iyi olduğunu ama
öğrencilerine Seyyid Kutb'u okumayı
yasakladıklannı, bu nedenle de, İslami devlet
fikrini yeterince savunamadıklannı
anlatmışlardır.
SÜRECEK
ADOtİRK'ÜN Y^ZDIĞI
YUKTTAŞLIK BİLGİLERİ
Yayma hazırlayan
Nuran Tezcan
20.000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yaytntan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğtu-htanbul
ödemeli gönderilmez.
VAKFIKEBİR KADASTRO HÂKİMLtGt'NDEN
Esas No. 1990/34
Davacı Vakfıkebir ilçesi Körez mahallesinden thsan Bayraktar'ın
davalı Mehmet Topal aleyhine açmış olduğu kadastro tespiüne itiraz
davası ile davalı adına tespiti yapılan 197 ada, 10 no.lu parselin tespi-
tinin iptali ile kendi adına tespitinin yapılmasını istemiş, yapılan tum
aramalara rağmen davalı Mehmet Topal'ın kim olduğu ve açık adresi
tespit edilememiş olduğundan adına ılanen tebligat yapılmasına ka-
rar verilmiş olmakla;
Adresi tespit edilemeyen davalı Körez mahallesinden Hasan oğlu
Mehmet Topal'ın duruşmanın bırakıldığı 3.2.1993 tarihinde saat 9.00"da
mahkemede hazır bulunması veya kendisıai bir vekille temsil ettır-
mesi, aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve toplana-
cak olan delillere göre karar verileceği hususu, 21.5.1990 tarihli dava
dilekçesinin tebliğı yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
POLTTIKAVEOTESI
MEHMED KEMAL
Amerikan Barlapı...
Büyükşehir Beledıye Başkanı Murat Karayalçın, söz
Ankaralı olmaktan açılınca şöyle diyor:
"Altj yedi yaşlarındayken Karadeniz'den geldim. O
gün bugündür Ankara'dayım, Ankaralıyım. Dostlarım,
arkadaşlarım, anılarım Ankara'da. Ankaralı olmaktan
gururduyuyorum '
Ankaralı kaldı mı?
Ne diyor Namık Kemal: "Cihangirane bir devlet çıkar-
dık bir aşiretten.." Bugün biz de, bir zamanlann 30-40
binlik kasabasından birkaç milyonluk bir başkent çıkar-
mışız. Bu kalabalığın içinde Ankaralı arıyoruz. Bilmem
bulabilir miyiz? Bulsak da bir çuval pirinç tanesi içinde
bir iki fasulye tanesidir.
Birkaç yıl önceydi, bir pazar sabahı efkârlandım, Bul-
var Palas'tan çıktım; şu doğduğum büyüdüğüm kenti
dolaşayım dedim. Bir taksiye atladım, şoföre:
"Nerelisin?" diye sordum.
"Balgatlıyız."
Hoppala!..
Ben bir Ankaralı ararken Balgatlı bir köylü çıkıyordu
karşıma. Balgat, vaktiyle kente 5-6 km. uzaklıkta bir köy-
dü. Şimdi kentin içinde yitip gitmesi gerekirdi. Liselerde
okunan askerlik derslerinde kamp yapma vardı, biz Bal-
gat ta kamp yapardık. Şimdi orada kocaman bir Dışişleri
Bakanlığı var.
Bir Ankaralı için Ankara üstüne çok şeyier yazılabilir.
Murat Karayalçın kente saygısından olacak, daha bele-
diye başkanı değil, Batıkent'te sorumlu iken Bulvar Pa-
las söyleşilerini icat etmiştı. Ankara'yı bilenler, geçmiş
günlerini yaşayanlar gelip orada söyleşiyorlardı. Ben
de konuşanlardan olmuştum.
Elimde, Önder Şenyapılı'nın "Ankaralama" adlı kitabı
var. Sanırım belediye bastırmış. Orada bir Başkent Bar-
ları' bölümü var, değineceğim.
Amerikan barların, önce turistikyerlerekonuk olduğu,
sonra kentin yüksek gelirli kimselerinin oturduğu yerle-
re uzandığı yazılıyor. Bu gözlem hem doğru hem yanlış.
Bizim gençliğimizde tezgâhta, dayanarak içilen yerlere
bar denirdi. Nereden, nasıl gelmişse, Ankara'da bu ge-
lenek vardı. Birkaçını sayayım: Başta Karpiçin barı.
Lokantaya girmeden önce, solda bir salon, bu salonun
çok genış bir amerikan barı vardı. Sonra Çankırıkapj'da
Topal Mesut'un Yeşil Fıçı'daki barı... Tezgâhtı; Mesutar-
dında otururdu, meraklıları dizilirler, tek tekin tadını çı-
karırlardı.
Posta Caddesi'nde Yeni Hayat'ın barı... Buraya Kür-
dün Yeri, Acemin Yeri de denirdi. Mehmet adında bir
Azeri işletirdi. Buranın başmüşterisi elçiliklerin şoförle-
riydi. Patronlarını kente indirdiklerinde gelir, bu barda
birkaç tek atar, soluklanırlardı.
Kavaklıdere ve Çiftlik Şarapları da kentin kimi bölge-
lerinde ayakta içmek için barlar yaptırmıştı. Bundan
amaç, şarap sürümünü arttırmaktı. Bir^tane, Karpiç'in
karşısındaki yangın yerine yapılan dükkânda vardı. Milli
Epitim Bakanlığı yangınından sonra bu alana yeni dük-
kanlar yapılmıştı.
Bır bar da Zincirli Cami ardında, Imren Sokağı'nda...
Şair llhan Berk'le burada kelle kebap yemiş, şarap iç-
miştik. llhan bunu her zaman anımsar da yerini bir türlü
çıkaramaz. Bu barın bir gediklisi de ressam Sururi Tay-
larfdı. Şarap içilen barlardan biri de Samanpazan'nda
(yıkılan) Esenpark'taydı. Bu barda Ahmet Muhip Dıra-
nas'lacok içtigimiz olmuştur.
Bar denir mi bilmem, ayakta içilen, birkaç tezgâhlı bir
içki yeri de Sakarya Caddesi'nin başında vardı. Cahrt
Sıtkı gelip geçerken iki tek atardı.
Şair Ahmet Necdet son kitabında "Ben Inegöllüyüm"
diye övünür. Ne yapalım yani, biz de Ankaralıyız!
BULMACA
SOLDAN SACA:
1/ Yaşar Kenuü'in
"Yağmurcuk Kuşu",
"Kale Kapısı" ve
"Karun Sesi" adlı
yapıtlanndan oluşan
roman üçlüsü. 2/
Bir çeşit tngiliz bira-
sı... Hizmet. 3/ Bir
mağazanın yalnız bir
tür eşya saulan bölü-
mü... GözJeri gör-
meyen. 4/ Satrançta
bir taş... Hazırlanan
çayın renk ve koku
bakımından isteni-
lcn durumu... llen-
1 2 3
me. 5/ Kunduracılarm delik açmak-
ta kullandıklan çelik tığ... Doğal ve
tarihsel özelliklerinden dolayı koru-
ma altına alınan alan. 6/ Olup bite-
nin ruhlar âleminin gizli güçlerince
yöneltildiğine inanan ilkel dinsel gö-
rüş. 7/ Pembe, san, yeşil ve mavi tür-
leri olan değerli bir taş... Bir nota. 8/
AnJama yeteneği... Kısa kepenek. 9/
Eskiden Balıkesir yöresine verilen
ad... Akü.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Nâbizâde N&am'ın, Türk edebiyatında köyü konu alan ilk
yapıtlardan biri olan uzun öyküsü. 2/ Mesaj... Sıkınu venne,
üzme, 3/ Şarap... Dokunca. 4/ Bestelenmiş her tür şiire Batı'da
verilen ad... Torun sahibi kadın. 5/ Giresun'un bir ilçesi. 6/ Ba-
kınn simgesi... Temeli taklide dayanan sozsüz oyun... Bir bağ-
laç. 7/ Üstü kapalı olarak anlatma... Izmir'in bir ilçesi. 8/ Aynı
erkekle evli olan kadınlann birbirine göre adı... Asya'nın tropi-
kal bölgelerinde yaşayan hörgüçlü bir sığır türü. 9/ Içyağı... No-
tada durak işareti.
Basın: 52109
T.C İSTANBUL 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
991/15048
Kambiyo senetleri (çek, poliçe ve emre muharrer senet) üzerinde
haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde ödeme emri Ilanen tebliğ
olunur.
1- Alacaklı ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikametgâhı: Bilge Gül-
soy vekili Av. Erdal Yenal, Bakırköy Cevızlik Hallar Hüseyin Sk. Emek
lş Hanı Kat: 2, Oda: 13 Istanbul
2- Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı ve ikamet-
gâhı: 1) Zülkurneyin Açıkgoz, Cagaloğlu Cemal Nadir Sok. No: 17/63
Istanbul, 2) Huseyin Zeyrek, adresi raeçhul, 3) Onurlar Inşaat San.
ve Tic. Limited Şirketi, Unkapanı Ünlü iş Merkezi B Blok D: 80 ts-
tanbul.
3) Alacağın Türk parasıyle tutarı, faiz miktarı ve işlemeye basladı-
ğı gun: Çeke mustenit 35.000.000^ TL. alacağın Merkez Bankası re-
eskont faizi (ibrazda) lakip giderleri vekillik ücreli ile tahsili.
4- Senet ve tarihi: 30.12.1991 lst. keşide yerlı 35.OOO.0OOr TL. tutt-
nnda Tütunbank Bayrampaşa Şubesi'nin 36129 çek 62003763 hesap
numaralı arkası bankaya yazdınlmış çek.
Yukarıda yazıh borç ve masrafları işbu ödeme emrinin tebliği tari-
hinden itibaren 15 gün içinde ödemeniz, takip dayanağı senet kambi-
yo senedi niteliğine haiz değilse keza takip dayanağı senet altındaki
imza size ait olmadığı ıddiasında iseniz (5) gün içinde açıkça bir di-
lekçe ile Tetkik Mercii Hâkımliği'ne bildirmeniz, aksi takdirde kam-
biyo senedindeki imzanın sizden sadır olmuş sayılacagı, imzanızı haksız
yere inkâr ederseniz senede dayanan takip konusu alacağın ^olffu ora-
nında para cezasına mahkûm edilecegimz, borçlu olmadığınız veya
borcun itfa veya imhal edildiği veya alacağın zaman aşımına uğradıgı
hakkında veya yetki itirazınız varsa bunu scbepleri ile birlikte (5) gün
içinde Tetkik Mercii Hâkimhğı'ne bir dilekçe ile bildirerek tetkik mer-
ciınden itirazınızın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde
cebri icraya devam olunacağınız, itiraz edilmedığı ve borç ödenmedi-
ğı takdirde 10 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında buiun-
maruz, bulunmazsanız hapis ile tazyik otunacağınız, hiç mal beyanında
bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız hapis ile ceza-
landınlacağınız ihtar olunur.
Bann: 13888