Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24KASIM1992SALI
14 HABERLER
Türkiye'de son 1.5 yıldırdemokrasi ve insan haklan açısından bir gelişme sağlanamadı
Oıı sendika, üyeleriyle yok oldu
Ekonomi Servisi - Son dört-
buçuk yılda 465 bin 160 sendi-
kalı işçi işten çıkanldı. taşcron
işçilerin daimi işçilere oranı
yüzdc 15.5. kapsam dışı perso-
nelin daimi işçilere oranı da
yüzde 23.1'e çıktı. Petrol-lş
Sendikası'nın dün basına tanı-
lılan "1991 Yıllığı'nda. sendi-
kalı işçi sayısındaki bu azalma-
nın. orta büyüklükteki 10 sen-
dikanın yok olması anlamına
gcldiği bclirtildi.
Petrol-lş Sendikası'nın
1984'ten beri düzenli olarak ya-
yımladığı yıllıklann sckizincisi
dün Pctroî-İş Sendikası Genel
Başkanı MünirCeylan tarafın-
dan basına lanıtıldı. Çok sayıda
öğrclim üycsi ve sendikalann
da yazı göndererek katıldığı
Peiröl-İş yılhklan. Petrol-lş
Eğitim \c Araştırma Müdürü
İlyas Kösiekli tarafından hazır-
lanıyor.
Bir yıllık liliz bir çalışmadan
sonra dün kamuoyuna sunulan
1991 Yıllığı'na gör'e, bir kilo ek-
ıııck jlmak için I969'da 49 da-
kika çalışan asgari ücreili bir
işçi, geçen >ıl 104 dakika çahştı.
1980 sonrası imalat sanayiinin
sürekli büyümesi karşısında.
ücreıler 1988 yılına değin yıllık
ortalama yüzde 1.2geriledi. İşçi
ücretlerindeki gerileme ancak
1989"daki" Bahar eylemleri' ve
I991"deki 2.7milyon işçinin ka-
tıldığı direnişler. kalıhmın 165
bine vardığı grevlerden sonra
imzalanan toplu iş sözlcşmele-
riyle durdurulabildi. Buna kar-
şıİık. sendikalı işyerlerinde geli-
nen ortalama ücret düzeyi hâlâ
24 Ocak dönemi öncesi. 1979
yılı gerçek ücrct düzeyinden
yüzde 18.7 oranında geride. İs-
tanbul Sanayi Odası 500 büyük
firma verilerine göre 1982 yılı
100 olarak endekslendiğinde iş-
çi basına gerçek katma değer
1990'da 152.8 olurken. ücretler
Yeni yılda yenî yönetîm arayışı
Ekooomi Servisi - Yaklaşan
Türk-İş Genel Kurulu öncesi,
Türk-İş içinde kendilerini sos-
yal demokrat kanat olarak ni-
telendiren sendikalar, Ankara'-
da bir araya gelerek ortak bir
program ûzerinde çahşmaya
başladı. 7-13 Arahk tarihlerin-
de toplanacak Türk-İş Genel
Kurulu'na, haarlanacak ortak
bir programla katılacak olan
sendıkalann, seçimlere ayn bir
Hsteyle mi yoksa çeşitli sendika-
larla ittifaklar oluşturarak mı
girecekleri konusunda, prog-
ramlannı oluşturduktan sonra
karar verecekleri öğrenildi.
Sosyal demokrat kanat, bu
programı ilk önce 25 kasımda
yapılacak Türk-İş Başkanlar
Kurulu'nda dile getirecek.
Bu doğrultuda tüm sendika-
lara çağnda bulunduklannı be-
lirten Petrol-İş Sendikası Genel
Başkanı MünirCeylan, bugüne
kadar Türk-İş kongrelerinde
yapılan muhalefetin liste çıkar-
makla sınırlı kaldığını savuna-
rak "'Bunun Türk-İş'e hiçbir
katkısı olmamışür. Aruk Türk-
Iş'te yapı değişikliğine ihtiyaç
duyan arkadaşlann bir araya
gelerek güçlerini ortaya koy-
malan ve ortak bir program
çıkartmalan gerekiyor" diye
konuştu. Ce>Tan, Ankara da
yapılacak toplantılarla hazırla-
nacak programı ana hatlanyla
"Türk-lş'in yıllardan beri izle-
diği devletle uzlaşmacı poltika-
ların terk edilmesi, Türk-Jş'in
işçi sınıfının gücüne inanan ve
bunun bilindnde bir örgüt ola-
rak, banşçıl ve demokratik si-
lahlannı kullanması ve bu doğ-
rultuda mücadele takviminin
belirlenmesi" şeklinde düşün-
düklerini açıkladı.
Türk-İş'in bu şekilde bir yapı
Memur, hak
direnişinden
beraat etti
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Memur maaşlanna 1992
yılının ikinci 6 ayı için yapılan
ortalama yüzde 29.8'lik zammı
yctersiz bularak 15 temmuzda
çeşitli protesto eylemleri yapan
memur sendikalannın yönetici-
leri. bu ncdenle haklarında açı-
lan davada beraat ettiler. •
Ankara 16. Asliye Ceza
Mahkemesi. dün. 14 memur
scndikasının 32 yöneticisi hak-
kında Toplantı ve Gösıeri Yü-
rüşlcri Yasası'na muhalefet
suçuyla açılan davayı görüştü.
Duruşmada, 23 ekimdeki ilk
duruşmada ifadesi alınamayan
sanıklar ifade verdiler. İfadele-
rindc. amaçlannın memurlara
yapılan zamma karşı kamuo-
yunun dikkatini çekmek oldu-
ğunu bildiren sanıklar, yasalara
karşı gelmediklerini söylediler.
Mahkeme Başkanı. suçun
oluşmadığının anlaşıldığını be-
lirtcrck. Ankara Cumhuriyet
' SuvcılığVnm Toplantı veGöste-
ri Yürüyüşleri Yasası'na aykın
davrandıkîan savıyla 3 yıla ka-
dar hapislerini istediği sanıkla-
nn beraatına karar verdi.
Tüm-Bel-Sen Ankara Şube
Başkanı Hasan Nayır. yaptığı
açıklamada. mahkemenin ver-
diği karan şöyle değerlendirdi:
"Hâkim, bu tür faaliyetlerin
sendikal faaliyet olduğunu.
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşle-
ri Yasası'na aykınhğı bulunma-
dığına karar vermiştir. "Bunlar.
sendikalann olağan faaliyetle-
ridir' demiştir. Grev. yürüyüş.
basın açıklaması yapamayan
sendika olur mu? 1982 anaya-
sası kalıplan içinde değerlendi-
rilirse, yaptığımız her şey suç.
Ama artık memur hareketi. 82
anayasası kalıplanndan taşı-
yor. Bu karar. yetkililere. Top-
lantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Yasası ile Polis Vazife ve Sela-
hiyet Yasası'nm yeniden göz-
den geçirilmesi gerektiğini gös-
teriyor."
Hükümetin yılın ikinci yansı
için memur maaşlanna yaptığı
zammı yetersiz bulan sendika-
lar. ilk zamlı maaşın alınacağı
gün olan 15 temmuzda I gün-
lük iş bırakma çağnsı yapmış ve
çeşitli illerdc protesto gösterileri
düzenlemiş, bir grup memur Is-
tanbul Ankara'ya yürümüştü.
Ankara'da da büyûk bölümü-
nü belediye memurlannın oluş-
turduğu kalabalık bir topluluk,
Sakarya Caddesi'nde gösteri
• düzenlemişti.
değişikliğini çok daha önce ger-
cekleştirmesi gerektiğini kayde-
den Ceylan, sosyal demokrat
sendikalann seçimlere ortak bir
listeyle katılıp katılmayacağı ve
kimlerin aday olacağı yönünde-
ki bir soruyu da şöyle yanıtladı:
"İlk önce bir araya gelip, bir
program hazırlayacağız, gücü-
müzü ortaya koyup bu gücün
hedeflerini belirleyeceğiz. Bu
güç ayn bir liste çıkartmaya ye-
tecekse, liste çıkartacağız. Eğer
gücümüz mevcut yönetimin ta-
mamının değişmesine yetmeye-
cekse, bazı ittifaklar geliştirece-
ğiz. Ama bu ittifaklan, hazırla-
dığımız program temelinde
yaparak gerçekleştireceğiz. Ni-
ye ve nasıl bir ittifak yapüğımızı
kamuoyuna anlatacağız." Cey-
lan, şu anda Türk-İş kongresin-
de, herhangi bir göreve aday
olup olmama konusunda karar
vermediğini söyledi.
Türk-lş'in, 160 bin kamu işçi-
sinin toplu iş sözleşmesinin ki-
litlenmesi ve iki büyük sendika-
nın grev karan almasına karşın,
gecen yıllarda olduğu gibi ka-
mu kesimi koordinasyon kuru-
lunu toplantıya çağırmamasını
da eleştiren Cİylan, sözleşmele-
ri sürdüren sendikalann kendi
aralannda yapacaklan eylem-
leri eş zamanİı hale getimıevi
düşündüklerini kaydetti. Cey-
lan, grev hakkı bulunmayan ve
toplu iş sözleşmesi görüşmeleri
uyuşmazlıkla sonuçlanan Pet-
kim işçilerinin eylemleriyle ilgili
olarak da şövle konuştu: 'Hü-
kümetin yüzde 30. yüzde 20
zam şeklindeki dayatmaJannı
kabul etmek mümkün degil. Bu
dayatmayı aşmanın yolu müca-
deleden geçiyor. Biz amlc, ye-
mek yememe, işyerinı terk et-
meme gibi masum, sesini
kayuoyuna duyurmaya yönelik
eylemler düşünmüyoruz. Artık,
üretimin ve saüşın durdurul-
ması doğrultusunda eylemler
yapmak ve Anakara'ya yûrü-
mek doğrultusunda işçilerin
taruşmasını istedik. Işçiler bu
eylemlere çok sıcak bakıyor. Bu
tartışrnalar sonucu belirlenecek
bir takvim doğrultusunda,
Yarpet ve Aliağa'da çahşan
Petkim işcileri aynı gün An-
kara'ya doğru yürüyüşe çıka-
cak."
Moğultay'ın karabasanı yann Meclis'te
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkhe'de çalışma yaşa-
mına ilişkin düzenlemelerin
önemli bir bölümü uluslararası
>landarllann gerisinde bulunu-
>or. Scndikalaşmaya ilişkin
dü/cnlcmcler. grev hakkı, iş gü-
vcnccsi. işsizlik sigortası \e sos-
>al giivence konusunda Ulusla-
rarası Çalışma Örgütü'nün
(ILO) öngördüğü koşullar Tür-
kijc'dc henüz lam olarak otur-
iulabılmişdeğil. Çalışma Baka-
nı Mchmet Moğulıay'ın bu
konularda hazırlattığı yasa tas-
laklan Meclis'in ve hükümetin
ccşiıli kadcmelerinde bekliyor.
Hükümetin 20 Kasım 1991'de
>on şcklini alan ve imzalanan
koalisyon protokolünde yer
alan konuların başında çalışma
yaşamına ilişkin vaatler yer alı-
yordu. Bu vaatlerin başında da
memura sendika hakkı, toplu-
Hizlcşme. grev ve lokavt yasası-
nın yeniden düzenlenmesi. iş
güvencesi ve işsizlik sigortası-
nın geıirilmcsi konuları yer alı-
yordu.
Komisvona havale
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Moğultay ge-
çen yasama yılında ilk olarak iş
güvencesini gündeme getirdi-
ğinde, işveren dünyasından
büyük tepki çekmişti. Buna hü-
kümetin DYP kanadı da ekle-
nince Bakanlar Kurulu'nda
görüşülen bu taslak için bir alt
komisyon oluşturuldu. Bu ko-
misyon taslağa henüz son şekli-
ni veremedi. Taslağın getirdiği
en önemli yenilik işten atmalara
karşı yargıç denetimi getirme-
siydi.
İşsizlik sigortası getirilmesi
için Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanhğı'nın hazırladığı
yasa taslağı işçi ve işveren kuru-
luşlannın görüşüne sunuldu.
Sendikalar bu taslağa olumlu
yaklaşırken, işveren kuruluşlan
bunun karşılığında kıdem taz-
minatının kaldınlması gerekti-
ğini öne sürüyor.
Memur sendikalannın kurul-
masını ve bu memurlann bu
sendikalara üye olmasını dü-
zenleyen ILO sözleşmeleri de
Meclîs gündeminde bulunuyor.
Geçen perşembe günü bu söz-
leşmelerin Meclis'ten geçmemesi
üzerine Moğultay istifa edebile-
ceğini söylemişti. İnönü tara-
fından ikna edilen Moğultay bu
sözleşmelerin Meclis'ten geçme-
mesi halinde milletvekilliğinden
de istifa edebileceğini söylemiş-
ti. Bu yasalann yann Meclis
genel kurulunda görüşülmesi
bekleniyor.
Bağ-Kur ve SSK'nın koşulla-
nnın iyileştirilmesi için hazırla-
nan yasa taslaklanna ise Mali-
ye ve Gümrük Bakanlığı ile
Hazine karşı çıkıyor.
128.3'de kaldı. Petrol-İş Yıl-
lığı'nda yer alan verilere göre,
OECD ülkeieri içinde işsizlik si-
gortasının uygulanmadığı tek
ülke olan Türkiye'deki iş^siz sa-
yısı DİE Hane Halkı Işgücü
Anketleri'nde yer aldığı gibi 1,5
milyonun altında değil. 1991'de
5 milyona varmış durumda.
Toplam 19,1 milyon sivil istih-
dam içinde aktif sigortalı sayısı
7.2 milyonken. halen 12 milyon
istihdamın hiçbir sigortası bu-
lunmuyor.
Dünya üretiminin. 1990 iti-
bariyle yüzde 71,4'ünün G-7
olarak bilinen 7 "merkez' ülke,
yüzde 20'sinin 29 'orta çevre' ve
yüzde 8.6'sının da 59 'çevre' ül-
ke tarafından gerçekleştirildiğe
dikkat çekilen Petrol-lş Yıllı-
ğı'nda, Türkiye'nin 'orta çevre'
ülklerin alı sınınnda olduğu ve
çevre ülke' olma tehlikesiyle
karşı karşıya olduğu vurgulan-
dı.
Petrol-İş Sendikası Genel
Başkanı Münir Ceylan. 1991
Yıllığının tanıtımı nedeniyle
düzenlediği basın toplantısın-
da. sendika üye sayısının 1980
yılında 1 milyon 300 bin iken,
bu sayının 1992de yalnızca 200
bin artarak 1,5 milyona çıktığı-
nı belirterek, Türkiye'de sendi-
kalaşma yoğunluğunun çok
geri düzeyde kaldığına dikkat
çekti. Ceylan, "Ancak, unutul-
masın ki. sendikalar Türkiye'de
henüz önemli bir gücü, yani
mal ve hizmet üretimini ellerin-
de tutma gücünü yiürmediler.
Bu gücü kullanmaya zorlan-
makiayız" diye konuştu. Son
birbuçuk yıl içinde demokrasi
ve insan haklan açısından
önemli bir ilerleme sağlanama-
dığını, İş Güvencesi Yasa Tas-
lağı'nın işverenlerden gelen
baskı doğrultusunda değiştiril-
digini ve işsizlik sigortası konu-
sunda somut bir adım atılama-
dığını belirten Ceylan. Özal
hükümeıi döneminde "Kıdem
tazminatı fonu' olarak ortaya
atılan düşüncenin bu sefer de
'Kıdem tazminatı kasası" ola-
rak dayatılmak istendiğinı sa-
vunarak "12 Eylül rejiminin en
karanlık döneminde bile yok
edilemeyen kıdem tazminatı
hakkımızın yok cdilmesine asla
izin verilmeyecektir" dedi. Cey-
lan "Sendikalar Özal iktidanna
gösterdikleri tavırlannı Koalis-
yon Hükümetine de göster-
mekten asla geri durmayacak-
lardır" diye konuştu.
Demirel, İngiltere Başbakanı Major ile Bosna-Hersek'i görüştü.
Denıiıel'deıı Bosııa baskısı
LONDRA(Cumhuriyet) -
Başbakan Sülcyman Demirel.
dün İngiltere Başbakanı John
Major ile görüştü. Görüşmede.
Demirel. Bosna-Hersek için bir
vaplınm gücüne gerek duyul-
duğunu \urgularken. İngiliz
uınıfı. yann yapılacak Balkan
Konferansına. BM Gcncl Sek-
rcieri'nin Bosna-Hersek temsil-
ci-.i vc Cenevre Konferansı
eşbaşkunı Cyrus Vance'ın da
katılmasını önereceklerini bil-
dirdi.
Kuzcy lrak'la bağımsız bir
Kürt dcvletinin kurulmasına ve
Irak'ın bölünmesine kesinlikle
karşı olduğunu aktaran İngiliz
lıcycli. Çekiç Güç'ün görev sü-
resinin uzatılmasından yana
oldııklannı bildirdiler. Türk ta-
rafı da Çekiç Güç'e caydırıcı
niıcliktc olduğu için "cvet" de-
nildiğini vurguladı.
Major. Kıbns'taçözümeula-
şilabilmesi için Türkiye'nin
baskı yapmasını ısterken. De-
mirel. Türklerin ad'ada tecrit
udilmiş durumda olduklannı
sın ledı.
Başbakan Demirel. dün İn-
gilıcrc Sanayiciler Konfederas-
yonu'ndaki konuşmasından
sonra. İngiltere Başbakanı
John Major ile biraraya geldi.
İki lider. önce Başbakanlığın
"Mavi Odası'nda. daha sonra
öğlen yemeğinde görüşme ola-
nağı buldular.
Başbakan Süleyman Demi-
rel. Major ile Avrupa sorunlan
ve ikili ilişkilcr ûzerinde dur-
duklannı açıkladı. Başta
Bosna-Hersek'teki gelişmeler-
den Türkiye'nin duyduğu
üzüntüyü belirttiklerini ifade
eden Demirel. Sırplann Bosna-
Hersek'teki katliamlannın Ko-
sova'dan Makedonya'ya kadar
y ayılabileceğı endişesi duyuldu-
ğunu Maior'a ifade etti. Başba-
kan Demirel, İngiliz meslekta-
şına. Bosna-Hersek konusunda
dünyanın mutlaka girişimlerde
bulunması. caydınalığın işletil-
mesi gerektiğini söyledi. Demi-
rel. Major'a. Bosna-Hersek
benzeri olaylann yayılmadan
önlenebilmesi için bir yaptınm
gücüne gerek duyulduğunu. bu
konuyla ilgili olarak Türkiye'-
nin bir Balkan Konferansı dü-
zenlediğini aktardı. Bunun
üzerine ingiliz heyeti, bu konfe-
ransa. BM Genel Sekreteri
Gali'nin Bosna-Hersek temsil-
cisi ve Cenevre Konferansı eş-
başkanı Cyrus Vance'ın da
katılmasını önereceklerini açık-
ladı. Görüşmede. Kıbns konu-
su da ele alındı. Major ve İngiliz
heyeti, Kıbns'ta bir çözümün
rahaüık getireceğini öne sürer-
ken. Türkiye'nin daha etkili
olması gereği ûzerinde durdu-
lar. Açıkça söylenmese bile İn-
giliz heyeti, çözüme ulaşılabil-
mesi için Türkiye'nin baskı
yapmasının şart olduğunu dile
getirdi. Ancak Dem'ırel, bu gö-
rüşlere karşı, Türklerin adada
tecrit edilmiş durumda olduk-
lannı, uzun yıllardır süregelen
bu sorunun çözümünde, kimi
güçlükler olduğunu belirtti.
Ûzerinde durulan bir başka ko-
nu da Kuzey Irak'taki durum
ve Çekiç Güç'ün görev süresi-
nin uzatılması oldu. Çekiç Güç
Kuzey Irak'tan çekilirse, Bağ-
dat hükümetinin arzulanrun
hızlanabileceginin gündeme
geldıği görüşmelerde, ingiliz ta-
rafı, Çekiç Güç'ün süresinin
uzatılmasına yanlı olduğunu
dile getirdi. Türk tarafı da. Çe-
kiç Güç'e. Türkiye'nin caydıncı
nitelikte olduğu için "evet" de-
dığıni anımsatarak. gösterilen
insani himayenin bağımsız bir
Kürt devleti oluşması sonucu
vermesinin kabul edilemeyece-
ğini ifade etti.
Ankara
• Baştarafi 1. Sayfada
kadar varmasını derin üzün-
lüyle karşılıvor \e telin ediyo-
ruz"denildi.
Türkiye'nin ırkçı çevrelerin
saldırılarının tehlikeli sonuçla-
ra yol açabileceğı endişesi ile
Almajı makamlannın uyardığı
ve etkin önlemler alınmasmı ta-
lep ettiği hatırlatılan açıklama-
da. "Ancak bu önlemlerin ye-
terli olmadığı maalesef bu kere
açık bir şekilde ortaya çıktığı"
belirtildi.
Türkiye'nin "canilerin" bir
önce yakalanmasını ve maktül-
lerin ailelerine maddi ve trr r-vı
tazminat ödenmesi talep ettiği
bildirilen açıklar" *••. Aİ-
manya'daki demokıu..,. ve in-
san haklanna saygılı tünı siyasi
kuruluşlar ve insan haklan ör-
gütlerinin kararlıhk içinde bu
"cinayetlere" tepki gösterilmesi
çağnsında bulunuldu.
Dazlaklar 3 Türk'ü yaktı Ziııaya boşannıa indirimi
MBaştarafi 1. Sayfada
yapmaya ve taıllerin
yakalanması için bilgi vermeye
çağırdı. Yangından kurtulmak
için çarşaflan ve perdeleri birbi-
rine bağlayıp aşağı sarkıtan va-
tandaşlanmızdan yaralanan
dokuzu hastanede tedaviye
alındı. İki çocuğun yaralannın
çok ağır olduğu bildirildi. Kış
ortasında açıkta kalan 43 Türk
dün belediyeden kendilerine
yatacak yer gösterilmesini iste-
diler.
Bu olayla birlikte Almanya'da
üç gün içinde ırkçı saldınlara
kurban gidenlerin sayısı beşe
yükseldi. Üç gün önce ise Ber-
lin'de bir Alman genci öldürül-
müştü. Wuppertal'deki olay
geceleyin meyhanede bir müş-
terinin ırkçı konuşmalar yapan
Almanlarla taıtışması sonucu
meydana geldi. Adamı "Yahu-
di olmakla" suçlayan Neonazi-
ler üstüne içki döküp ateşe
verdiler ve sonra cesedi sakladı-
lar. Berlin'deki olayda ise Doğu
Berlinli 27 yaşındaki bir genç
metro istasyonunda aşın sağcı-
larla tartışırken bıçaklanarak
öldürüldü.
Şimdiye kadar daha çok yaban-
cı mültecilcre yönelen saldınla-
nn Türkleri hedef almasına an
meselesi gözüyle bakılıyordu.
Dün Almanya'da yaşayan 1
milyon 600 bini aşkın vatanda-
şımız, ölümler karşısında üzün-
tüden çok öfkeyle tepki göster-
diler. Vatandaşlanmız yıllardır
Almanya'da çalıştıklannı. kar-
şılığında can güvenliğinin bile
sağlanamadığını belirterek is-
yan ediyor ve Ankara'nın ken-
dilerine sahip çıkmasının isti-
yorlar. Türk dernekleri, dün
yayımladıklan bildirilerle halkı
"sakin olmaya" ve öfkeye ye-
nilmemeye çağırdılar. Bildiri-
lerde Almanya'da çok sayıda
insanın bu saldınlan kınad.^ı
ve yabancılarla banş içinde bir-
likte yaşamaktan yana olduğu
hatırlatıldı. Olay dün akşam
Berlin'in merkezinde Türkiye
Göçmenler Birliği'nce düzenle-
nen bir maten yürüyüşüyle kı-
nandı. Özellikle Türk gençleri-
nin misilleme eylemlerine giriş-
mesinden endişelenen Alman
polisi Berlin'de ek güvenlik ön-
lemleri aldı.
Dün dünyanın dört bir yanında
gazete ve televizyon muhabirle-
rinin başvuru yağmuruna uğra-
yan Bonn Büyükelçimiz Dr.
Onur Oymen'in kamuoyuna
mesajı şöyle:
"Dün gece Mölln şehrinde ya-
bana düşmanlannın hunharca
saldınsı sonucunda ikisi kadın
biri çocuk olmak üzere üç va-
tandaşımızın hayatını kaybet-
mesi, dokuz vatandaşımızın
yaralanması Almanya'daki
Türkleri derin üzüntüye boğ-
muştur. Yıllardan beri bu ülke-
de yaşayan Almanya'nın refa-
hına ve gelişmesine katkıda
bulunan bu masum vatandaş-
lanmızı sırf Türk olduklan için
öldürenlerbirinsanlık suçu işle-
mişlerdir. Alman makamlan-
nın bu canileri en kısa zamanda
yakalayarak şiddetle cezalan-
dırmalannı bekliyoruz." Mesaj
şöyle devam ediyor:
"Zengin bir tarih tecrübesine
sahip bulunan Almanya'nın ül-
kesinde bulunan bütün yaban-
alann can ve mal güvenliği
koruyacak siyasi iradeye ve gü-
ce sahip bulunduğuna inanıyo-
ruz. İnsan haklannın en açık ve
en vahim bir ihlalini oluşturan
bu terörist saldınya karşı Al-
manya'da bütün siyasi kuruluş-
lann ve in^an haklan örgütleri-
nin tepki göstermelerini bekli-
yoruz."
Demirerintepkisi
Türkiye'nin Almanya Büyü-
kelçisi Onur Öymen. dün olayı
öğrenir öğrenmez Londrayı
arayarak Başbakan ve Dışişleri
Bakaruna. olaya duyulan tep-
kinin Alman Başbakanı Kohl'e
iletilmesini önerdi. Başbakan
Süleyman Demirel, Cumhuri-
yet'e, Kohl ile bir görüşme yap-
madığını ve yaprnayacağını
bildirdi. Büyükelçi Öymen. ay-
nca Türkiye'den bir parlamen-
to heyetinin derhal Almanya'ya
giderek olayı incelemesini de
önerdi. Bu önerinin hükümet
tarafından olumlu karşılandığı
bildiriliyor. Almanya'daki ce-
nazelerin Türkiye'ye gelmesin-
den sonra büyük bir törenle
Neonazi hareketlerinin telin
edileceği de bildiriliyor. Başba-
kan Süleyman Demirel. bir so-
ru üzerine. olaydan büyük
üzüntü duyduğunu belirterek
"Dışişleri Bakanlığımız bir
açıklama yayımladı. Alman
hükümetine daha önce böyle
olaylann olmaması tarafımız-
dan iletilmişti. Dışişlerimiz la-
am gelen temaslan yapıyor.
Alman makamlannın bu tür
olaylan önlemesini istiyortim"
dedi.
• Baftarafi 1. Sayfada
larufından açılan boşanma da-
\ası sürerken. zina halinde ya-
kalanan kadına verilecek ceza-
nın en düşük düzeyde belirlen-
mcsini istedi.
Bu durumdaki kadına veri-
len 875 bin lira ağır para cezası-
nı yüksek bulan Yargıtay Ceza
Dairesi. kadın hakkında 6 ay-
dan 3 yıla kadar hapis cezası
öııgören ceza maddesi yerine 3
aydan bir yıla kadar cezalandır-
mayı öngören ceza maddesinin
uygulanmasını önerdi. Karar-
da "Boşanma davası sürdükçe
ayn ayaşam hakkı doğal" de-
nıldı.
Beşinci Ceza Dairesinin il-
ginç yorumuna konu olan dava
aleyhine kocası tarafından bo-
şanma davası açılan Afyon'un
DPT'yi fareler bastı
OLAYLAKEV Çiller'e by-pass tartışma yarattı
AEDINDAKI
GERÇEK
UBagtarafi 1. Sayfada
Dergi. gazete ya da kitap ko-
nusunda karan verecek olan
halktır. Halkm yargıçlığı dışm-
daki devlet müdahalesi, basın
yayın yaşammda daha büyük sa-
kıncalar doğurabilir.
Demokrasilerde bu kuralm dı-
şında bir ölçüt bulunamıyor.
Türkiye'de yaşayan insanlar,
hangi fikrin doğru, hangisinin
yanlış olduğunu saptayabilecek
kadar erişkin ve olgundurlar; bu
alanda kamuoyuna güvenmek
gerekiyor; yurttaş, neyi okuyup
neyi okumayacağı konusunda
karan "bizzat" vermelidir.
Yasaklanan düşüncelerin, ço-
ğu zaman serhest bırakıldıkları
dönenüerden daha etkili olacak-
ları da unutulmamalıdır; geç-
mişte toplum bu deneyimlerden
geçti.
Türkiye'de gazete, dergi, ki-
tap yasaklamaları ve toplatma-
ları tarihe karışmalıdır; Külıür
Bakanı Fikri Sağlar'ın bu konu-
dakiyaklaşımı doğrudur. Gerek-
li yasal değisiklikler bir an önce
gerçekleştirilirse, demokratik-
leşmedebir adım dahaatmıs olu-
r
"=- • •••
NL RSUN EREL
ANKARA - Dünya Ban-
kasfnın Avrupa Direktörü
Michael NViehen'in ekonomi-
dcn sorumlu bakanını atlaya-
rak. doğrudan Başbakan Sü-
leyman Demirel'den randevu
isıeminde bulunması, bürokra-
side tarlışmalara yol açtı.
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şarlığı (HDTM) yetkilileri, ge-
lişmeyi "Dünya Bankası yetki-
lılennin işgüzarhğı" diye nite-
lendirirken. direktör NV'iehen'in
"" ancak gerekli görülmesi ha-
linde" Devlet Bakanı Çiller'le
görüştürüleceğinı bildirdiler.
Dcvlci Bakanı Çiller'in daruş-
manlan. VViehen'in "sonra-
dan" kcndilerinden de randevu
isıedığini açıkladılar.
Dünya Bankası Avrupa Di-
reklörü NViehen'in Devlet Ba-
kanı Çiller yerine "doğrudan"
Başbakan Dcmirel'den rande-
vu isteminde bulunması. hazine
tarafından hoş karşılanmadı.
Konudan sorumlu HDTM yet-
kilileri, Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtlarken, şu görüşlere yer
verdiler:
"Bürokratla görüşülecek iş-
leri, bugünlerde mutlaka Baş-
bakan'a. Cumhurbaşkanı'na
götürme modası var. Bir tür by-
pass yani. Anlaşılan, Dünya
Bankası da aynı modaya uydu.
Bu yanlış bir tutumdur. hatta
Dünya Bankası'nın işgüzarlığı-
dır. Esasen. böyle bir temasın,
nezaket görüşmesi olmasından
ileriyegitmesini beklemek, yan-
lış olur. NViehen'in Ankara'ya
yapacağı ziyaret, senede 4-5 kez
yapılan rutin görüşmelerden bi-
ridir. Hatta öyle ki, biz bu gö-
rüşmenin seyrine bakarak,
ancak gerekli görürsek kendisi-
ni bakanımıza eötürürüz."
NViehen'in Başbakan'dan
randevu istemesi, ekonomi bü-
rokrasisinde "Çiller'e by-pass
girişimi" diye nitelendirilirken,
ÇilJer'in danışmanlan, "Sonra-
dan randevu istemi bize de
ulaştfgörüşünü savundular.
Çiller'e yakın yetkililer, Cum-
huriyet'e şunlan söylediİer:
"Sizin bize sorduğunuz sıra-
da Mr. NViehen'den randevu
talebi henüz almamıştık, dola-
yısıyla size 'yok' dedik, ama
tam beş dakika sonra bizi de
aradılar ve Sayın Çiller ile gö-
rüşmek istediklerini bildirdi-
ler."
Alınan bilgjye göre, Türkiye-
Dünya Bankası ilişkilerinde en
sıcak gündem maddesini, bu
kuruluş tarafından Türkiye'ye
açılmış bulunan mali sektör
kredisinin ikinci diümi oluştu-
ruyor. 100 milyon dolar tuta-
nndaki bu kredi.dondurulmuş
durumda.
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Planlama Teşki-
laiı'nın 2D katlı bınası ""bakırn
\e onarım""a alındı. Binanın
"koridor ve oda tavanlannın
ycnilcnmcsi. uzman odalann-
daki bilgisayarlann ana sisteme
baûlanması. aydınlatma siste-
miııin değişlinlmesi'ni hedefle-
ycn onarımın 2.1 milyar liraya
mal olacağı bildirildi.
DPT Müsteşan İlhan Kesici.-
" Bu işler sonucunda. her yıl 937
milyon lirahk bakım veonanm
masrali ödcmektcn 5 yıl süreyle
kurtulacağız"dcdi.
DPT Müsleşan.binanın şu
anda "me/bclelik" durumunda
olduğunu. tavanlannda farele-
rin cirit attığını belirterek, ona-
nmla ilgili şu bilgileri verdi:
"Binamız perişan durumda.
Tavanlarda fareler cirit atıyor.
Adeta mezbeleliği andiran 20
katlı binada her yıl büyük ona-
nm masraflan yapılmak duru-
munda. Onanm gideri. 1991
fiyatlan ile yılda tam 937 mil-
yon liradır. Bu durumdan kur-
tulmayı hedefledik ve binayı
kapsamlı bir onarıma aldık.
Toz yuvası halindeki, pislik
içindeki alüminyum tavanlan
söktürüp. yerine alçı tavan
monte ettiriyoruz. Uzman oda-
lanndaki kompüterleri ana sis-
teme bağlanır hale getiriyoruz.
Koridor tavanlanna da cam
yünü kaplatıyoruz. Aynı za-
manda: boya. badana işleri de
görülüyor. Odalardaki işler.
metrekarede 140 bin liradan
toplam 1.2 milyar liraya mal
oluyor. Odalar. ortalama 6
metrekare, bir katta 25 oda var.
Koridorlarda da maliyet. met-
rekarede 300 bin lıra 20 kat için
toplam maliyet 900 milyon lira.
Dolayısıyla, karşımıza 2.1 mil-
yar lirahk bir malivet çıkıyor"
Şekere yüzde 9.4 zam
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ereğli Demir-Çeîik Fab-
rikalan (Erdemir) ürünleriyle
^şekere zam geldi. Sıcak ve so-
*ğuk ruionun ton fiyatı yüzde 10
ariarkcn. kcsmc şeker yüzde 3.
toz şcker yüzde 9.4 zam gördü.
Tcneke ve lcvha fıyatlanna
Aim yapmayan ERDEMİR'-
dcn yapılan açıklamaya göre.
sıcak \e soğuk ruionun fiyatlan
dünden itibaren yeniden belir-
leııdi. Açıklamada aynca. hazır
MfKirişlcrinc ait mal bcdclini
dünden önce ödcmiş olan müş-
ıcrilcrin zamdan etkilenmeve-
cekleri vesiparişlerinieski fiyat-
lan alabilcccklcri bildirildi.
Şcker Fabrikalan Genel Mü-
dürlüğü. dünden geçerli olmak
üzere 50 kilogramlık bez torba-
da 4 bin 770 lira olan kristal
şekerin kilogram fiyatını yüzde
7.1 artışla 5 bin 110 liraya yük-
selıti. 6 bin 500 lira olan kiloluk
kesme şekerin fiyatı 6 bin 700 li-
raya. 1 kiloluk toz şekerin fiyatı
4 bin 850 liradan 5 bin 310 lira-
ya çıkanldı. Şekerin perakende
satış fiyatı toptan ve perakende
kan eklendikten sonra beledi-
yeler tarafından saptanacak.
MSB'ye ek ödenek
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Savunma Bakanı
Nevzat Ayaz. Güncydoğu
Anadohı Bölgcsi'nde meydana
gelen olaylar nedeniyle hareka-
ta kalılan birliklcr için Milli
Sa\ıınma Bakanlığı'nın bütçe-
^inden de plan ve program dışı
hiircamalar yapıldığına işarct
edcrck. 1993 yılı için 1.5 trilyon
lirahk ek ödenek istedi.
Milli Savunma Bakanlığı
1993 yılı bütçesi. dün TBMM
Plan vc Bûlçc Komisyonu'nda
görü>iilerek kabul ediİdi.
Milli SuNunma Bakanı Ayaz
komisyonda yaplığı konuşma-
da. soğuk savaş döneminde bir
kanal ülke pozisyonunda olan
Türkiye'nin bugün islikrar vc
işbirliğine muhtaç geniş bırala-
nın kavşak noktasında yeraldı-
ğına işarct etıi.
Bakaıı Ayaz. "Bu durum ül-
kemizin gerek dünyada gerekse
bölgedeki önemini daha da ar-
tırmaktadır" dedi.
Güneydoğu Anadoludaki
huzursuzluğun ana nedeninin
PKK olduğunu belirten Ayaz.
bölgede asıl sorumluluğun Öla-
ğanüstü Hal Bölge Valiliği ile
Jandarma Asayiş Kolordu Ko-
mutanlığfnda olmasına karşın,
MGK'nın tavsiyesi ve Başba-
kanhk'ın talebi uyannca TSK'-
nın bazı unsurlannın bölge içi
vc sınır ötesi operasyonlarda
görevlcndirildiğini kaydetti.
Bolvadin ilçesinde Fatma adlı
bir kadının başka erkekle zina
yaparken yakalanması üzerine
gelişti. Bolvadin Asliye Mahke-
mesi şikayet üzerine açılan da-
vada kadını Türk Geza Ka-
nunu'nun 440. maddesi uyann-
ca cezalandırdı. Bu cezayı
paraya çevirerek. 85 bin lira
ağır para cezası olarak belirledi.
Karar. kadının avukatı tarafın-
dan temyiz edildı.
Ayn yaşama hakkı
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, ka-
dın aleyhine boşanma davası
açılmış olmasını. zina suçundan
verilecek cezanın büyük ölçüde-
düşürülmesinde esas alınması
gerektiğini bcnimsedi. Karar
da şu yorumla yerel mahkeme
karan bozuldu:
"Duruşma lutanaklanna
yansıyan boşma davası içeriği
karşısında şikayetçi koca Kadir
tarafından açılan boşanma da-
vasından sonra zina suçunu iş-
lemiş olan saruk Fatma'nın
medeni kanunun 162 2. mad-
desi gereğince. dava devam et-
tikçe ayn yaşama hakkına sa-
hip bulundujnı ve aynı vasanın
21/2. maddesi açıkhğmca
TCK'nın 442. maddesinin uy-
gulanmasına yeierli olmayışı
keyfıyetinin sadece sanıklar ta-
rafından açılan boşanma dava-
lan için gerekli bulunduğu
eözetilmede, sanıklar hakkında
TCK'run 442. maddesinin u?-
gulanmasına yer olmadığı ka-
ran verilmesi yasaya aykındır"
Zinanın cezalandınlması
Yerel mahkemenin hükmüne
asas aldığı ceza kanunun 440.
maddesi ise şöyle:
"Zina eden kan koca hakkın-
da altı aydan üç yıla değin hapis
cezası verilir. Kadının evli oldu-
ğunu bilerek bu eylemde ortak
olan kimse hakkında da aynı
ceza hükmolunur"
Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin
davaya konu zina olayında uy-
gulanmasını istediği 442. mad-
de ise şu düzenlemeyi getiriyor.
"Zina işlendigi sırada kan ve
koca birbirinden nikahlı oldu-
ğu halde yargıç karanyla aynl-
mış. yada biri öbürünü bırak-
mışsa. her birinin cezası üç
aydan bir yıla kadar hapistir"
Yargıtay Ceza Dairesi'nin
bozma karanna uyulması ha-
linde zina yaparken yakalanan
ancak yasaya göre evli görülen
kadına verilecek en çok 350 bin
lira düzeyinde belirlenebilecek.