01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi • Genel Yaym Yönetmeni: Özgen Acar • Gene! Yayın Koordınatöru: Hikmet Çelinkara • Yaıı tşleri Müdurü: Cel»l Başlangıç • Görsel Yönetmen: Ali Acar • Duzenleme: Mustafa Saglamer • Ankara Temsılcısi: Ciıneyt Arcayıırek Haber Mudurler. Mustafa Balbay, Işık Kansu tzmir Temsilci V.: Serdar Kjzık Adana Temsılcısi: Çetin Yigenoğlu tscanbul Habsrleri: Şenıy Kalkan Dış Haberler: Ergun Balci İş-Ekonomi: Şiikran Ketenti Basım: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık T.A.Ş. • Yayımiayan: Yeni Gün Haber Yurt Haberleri: Mehmet S»r»ç Kültür: Celtl Üster Makaleler: Sami Karaoren Spor Abdulkadir Yüceiman Duzeltme: AbduUıh Yancı • Müessese Mudür V.: Eroi Erkut • Koordınatör. Ahmet Konılsan • Muhasebe: Biilent Yener • İdare: HnsCTİn Gurer • İşletme: Önder Çdik • Bilgı-lşlem: Nail tnal • Bilgisayar Sistem: Murovet Çiler • Reklam: Reha Isıtmao Ajansı Bas* ve Yayıncılık A.Ş. Türkocagı Cad. 39/4] Cağaloglu 34334 tst. PK: 246 Istanbul. Tel 512 05 05 (20 hat), Teloc: 22246, Fax: (1) 513 85 95 • Bürviar: Amkan: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • - Izmir: H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Admoc Inönu Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 Takvim. I9KASIM 1992 İmsak:5.20 Güneş: 8.48 Öğle: 11.54 İkindi: 14.27 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.14 Dengeli E vitamini • NEVVORLEANS(AA)- Son yapılan bilimsel çalışmalara göre E vitamini ile kanın pıhtılaşmasını azaltan ilaçlar ve alkolün kalp hastalığına yakalanma riskıru azalttığı belirtildi. ABD Kalp Vakfı'nın dün yapılan yıllık toplantısında konuşan kalp hastalıklan uzmanı doktorlar ve bilim adamlan. E vitamini ile kanı sıvılaştıran ilaçlann ve alkolün kalp için yararb olduğunu belirttiler. Kısırlık tedavisi • ANKARA (ANKA)- Türkiye'de kısırolduğu için çocuk sahibi olamayan ailelere tek taraflı çocuk sahibi olabilme şansı tanınması için yasal engellerin kaldınlması istendi. 1. Uluslararası Adolesan Çağı Kadın Sorunlan ve Yenı Yaklaşımlar Kongresi'ne sunulan bildırilerde, Türkıye'de de sperm bankalan kurulması ve yumurtabağışının sağlanması ile tek taraflı çocuk sahibi olunabilmesi için hukuki tutuculuktan kurtulunması gerektiği bildirildi. 15 milyon kişi miyop • İZMİR(ANKA)-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıklan Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, Türkiye'deyaklaşık 15 milyon kişinin miyop olduğunu açıkladı. Miyop tedavısinde •"mucize cihaz" olarak tanınan ve 10 saniyede gözlük ihtiyacını ortadan kaldıran "excimer lasercihazı"nı İstanbul'dan sonra ilk kez İzmir"de göz tedavisınde kullanmaya başlayacak olan Doç.Dr. Mahmut Kaşkaloğlu, Rus hekimlerinin göz bozukluğunu ameliyatia giderme tekniğini geliştirmelerinden sonra ABD'nindeyüksek teknoloji ürünü olan excimercihazını tıbbm hizmetinesunduğunu söyledi. Yunanistan'da deprem • ATİNA(AA)- Yıınansıtun'da dün gece 23.15"ıcmerkezi Korent Körfczi'ndeolan. Richler ölçcğinc görc 5.9 şiddctinde bir deprem mcydana geldi. Yaklaşık lOsaniyesüren dcprcm. Atina ve cıvannda da hissedildi. Kamu Düzeni Bakanlığı. ilk belirlemelere görc can \ e mal kaybı bulunmadığını açıkladı. Çocuğa baskı "tik" yapıyor • İSTANBUL(AA)- Ailelerinin baslasıyla büyüyen çocuklarda, bastınlan endişe. kırgınlık. öfke. kaygı gibi duygulann daha sonra "tik" olarak ortayaçıktığı bildirildi. Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Özcan Köknel, tiki, normalde olmayan bir hareketin ortayaçıkışı olarak tanımladı. "Tik"in esas nedeninin. insanın ruhi gerginliği olduâunu belirten Prof. Köknel, "Kişide endişe. kırgınlık, kaygı, öfke gibi duygulann bulunması, iç dünyasını ve başkalanyla olan ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Basünlmış duygular bir süre sonra tik şeklınde ortaya çıkıyor" dedi. Hazır yemeğe uyarı • ADANA(AA)- Türkiye'de de son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan donmuş gıdalann, bilinçli tüketilmemesi dunımunda risk unsurlan taşıdığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bilimi ve Teknolojişi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hasan Fenercioğlu. "şoklayarak dondurma" sisteminin, üretimden tüketim aşamasına kadar çok iyi uygulanması gerektiğini söyledi. Pratik hazırlanması nedeniyle özellikleçalışanev hanımlan tarafından tercih edilen donmuş gıdalann, tüketim aşamasına kadar eksi 18derecedesaklanması gerektiğini belirten Doç.Dr. Fenercioğlu, aksi takdirde özellıkleet ürünlerinin zehirlenmelere neden olabileceginedikkat çekerek tüketicileri uyardı. Yaşam öyküsü tıpkı bir fîlm gibi. Oyuncu oynar oysa o yaşıyor. Yıllan çok özel bir cümleyle özetliyor: Ne hayat... Son sahneyi oynuyor matmaze)• Adı Eurosini İspiroğlu/'Matmazel" diyenler de var ona. Ama kimse onun bir za- • Şimdi İstanbul'un bir köşesinde herkesten uzak yaşama karşı direniyor. Bulduğu manlar Büyükada'nın "La Prensess de Monte Carlo"su olduğunu bilmiyor. Eurosi- bir ekmekle gününü geçiriyor. Aç kalmamak için Tarlabaşı'ndan Beyoğlu'na çıkıp ni 1940' ların İstanbulu'nda güzelliğiyle herkesi hayran bırakıyor. poşetleri kanştınyor. Eurosini bu kışı da geçirip ilkbahan bir daha yaşamak istiyor.; REMZt GÖKDAĞ Ne hayat... Kucağındaki beyaz poşetten bir tomar fotoğraf çıkanyor. Beyazlan sararmış. köşeleri kıvnlmış. Fotoğraflann arka- sında ne bir not, ne de bir ta- rih... Yıllar önce birinin kame- rasına takılmış bir an hepsi. Ya- şanan güzel günlerden geriye kalan bir esinti. 80 yaşmda bir kişinin titreyen ellerinde o gün- lerin birer tanıklan olan fotoğ- raflar... Ve bu fotoğraflara bakarken o günlere dönen ihtiyar bir ka- dmın ağzından çıkan iki kelime. Yaşanan yıllan özetleyen çok özel bir cümle: Ne hayat.. Fotoğraftaki köşk çoktan yı- kılmış. Yerinde beton binalar var artık. Tebessüm eden diğer kişiler de yaşamıyor bugün. Sa- dece o var. Anılanyla yaşayan, gelecekten umutsuz, her gün karnını doyuracak sıcak bir ye- mek için son gücünü sokaklar- da tüketen yaşb bir kadın. Adı Eurosini İspiroğlu. "Matmazel" diyenler de var ona. Ama kimse onun bir za- manlar Büyükada'nın "La Prensess de Monte Carlo"su ol- duğunu bilmiyor. Güzelliğiyle hayran bıraktı 1940'lann İstanbulu'nda ya- şayan güzelliğiyle herkesi hay- ran bırakan Eurosini, şimdi İstanbul'un bir köşesinde her- kesten uzak yaşama karşı dire- niyor. Bazen bulduğu bir ek- mekle gününü geçiriyor. Aç kalmamak için her gün Tarla- başı'ndaki evinden Beyoğlu'na çıkıp poşetleri kanştınyor. Bul- duğu yiyeceği ısıtacak ne ocağı var ne de tası. Masası, örtüsü, her şeyi elindeki beyaz poşeti. Tarlabaşı-nın dar sokaklan arasında üç katb evinde yalnız yaşıyor Matmazel Eurosini. Son günlerde tek dostu sa- natçı Günhan Yılmaz. İki yıl önce başlayan dostluk sıcak bir anne kız ilişkisine dönmüş. Günhan Hanım Matmazel için Büvükada'nın La Prensess de Monte Carlo'su. Tarlabaşı'ndaki evindeboşmakarnakutulannın üstûnde duran sunta yatağuıda geçiriyor geceierini. Beyoğlu Belediyesi'ne başvuru- yor. Başkan Yardıması Nusret Ava konuylayakından ilgileni- yor. Güneşli bir kasım günü Matmazel'i ziyarete gjdiyoruz. Kilitli olan kapısını defalarca çalıyoruz. Komşulan balkon- dan sesleniyor. Ses yok. Mat- mazel'i kapıda beklerken soka- ğın köşesinde beliriyor. Elinde bastonuyla, kambur vücuduyla yürümeye çalışan Matmazel'i görüyoruz. Bızi evine davet ediyor. Çü- rüyen merdiven basamaklan- nın bazılan çökmüş. Matma- zel'in koyduğu uzun bir tahtaya basarak, sallanan korkuluklara tutunarak üst kata. onun yaşa- dığı odaya çıkıyoruz. Üç katlı evinin en üst katında evlerin çatılanna nazır bir bal- konu var odanın. Soğuk geceie- rini yatağında geçiriyor Eurosi- ni. Boş makarna kutulannın üstünde duran sunta yatağın- da. Sobası var. Ama yakacağı yok. Herkesin esirgediği sıcak- lığı güneş esirgemiyor ondan. Penceresinden içeri giren ışm- larla ısınıyor. İçecek suyunu komşulann- dan temin ediyor. Rakı şişesi- nin ağzındaki mumla aydınla- nı y or odası. Odanın sıvalan dö- külmüş, tuğlalar ortaya çıkmış. Örümcek ağlan Matmazel'in boyunun seviyesine kadar ini- yor. Tahta zemin her adım atışında sallanıvor. Tavandan damlayan sulan toplayan plas- tik leğenler var yerde. Eşyalann üzerinde ise kaİın bir toz taba- kası. Başkan Yardıması Nusret Ava. böyle bir manzara karşı- sında duygulannı gizlemiyor. "Böylesine bir yaşamı hiçbir in- san hak edemez. Utanıyorum" diyor. Bütün dünyası bu dört duvar arasında Matmazel Eurosini'- nin. Yıllar sonra kendisini ziya- rete gelen bu misafirleri için Matmazel Eurosini yatağını düzeltiyor. Bizden rahat dav- ranmamra istiyor. Biz de on- dan yaşam hikâyesini anlatma- sını istiyoruz. Yaşam hikâyesi üpkı bir fîlm gibi. "Artist oynar, ama ben ya- şadım. Filmi yaşadım. Daha kaç sene yaşayacağım ki. Ama hayat çok güzel" diyor ve anlat- maya başhyor. 1912 doğumlu 1912 yılında Bakırköy'ün Yenimahallesi'nde doğuyor Eurosini. Babası Senofon'un bir porselen mağazası var o yıl- larda. Annesi Maria ise üç kızı- nı yetiştiriyor. 192l'de Senofon Bey'in ölümüyle dükkân ve içindekiler 500 altına satıhyor. Maria üç çocuğuyla birÜkte Kumkapı'ya taşınıyor. Dük- kandan elde edilen geliri Maria hanım, erkek kardeşi Yani'ye emanet ediyor. Yani. bu paray- la önce Büyükada'da bir ev sa- tın alıyor. Eve, kardeşi Maria ve üç ço- cuğu da yerleşiyor. Ardından Yani evleniyor. Evin yeni gelini ile Maria geçinemiyor. Bu sıra- da Eurosini Büyükada'daki St. Antuan Fransız Lisesi'ni bitiri- yor. Genç kızlığının ilk yıllannda güzelliği ile Büyükada'da adın- dan sık sık bahsediliyDr. Güzel- liğinin yani sıra genel kültürü, üç yabana dili çok iyi konuş- ması ilgi odağı haline getiriyor onu. Ada'nın delıkanhlan Eu- rosini'nin peşini bırakmıyor. Evinin önünde onun bahçeye çıkışıru bekleyenlerden, çarşıda gezinirken laf atanlara, plajda röntgene yatanlardan DÛ Bur- nu'nda geziye davet edenlere, Eurosini hiçbirine yüz vermi- yor. Evde yaşanan gerginlik de gi- derek büyüyor. Dayısı, Maria ve üç çocuğunu evden çıkartı- yor. Maria'nın rahat yaşamı o günden sonra değişiyor, çocuk- lanna bakabilmek için evlere temizliğe gidiyor. Eurosini deLrunnan Hanım Matmazel ıçın yoK. Herkesın esırgeaıgı sıcaK- auzeıtıyor. uızaen ranat aav- tve, Karaeşı Mana ve uç çc Pazar günü Hilton Conrad Oteli'nde 286 parça eser satışa sunulacak Aııtikalar aheılaıuu aııyor bu duruma çok üzülüyor ve ve- rem oluyor. Zengin bir Rumla evlenerek Atina'ya yerleşen ab- lasının yanına tedavi olmaya gi- diyor. Üç yıl kaldığı Atina'da hem iyileşiyor, hem de bir pilo- ta âşık oluyor. O günleri Euro- sini, "Sevdiğjm adam her gün evimizin üstünden uçardı. Beni de çok severdi. Ancak benim aklım hep İstanbul'daki an- nemdeydi. Onu yalnız bıraka- mazdım" diye anlatıyor. Eurosini, Atina'daki aşkını bırakıp 1936'da İstanbul'a dö- nüyor. Annesinin çalışmasına çok üzülen Eurosini.- dikiş kur- suna gidiyor. Artık Eurosini e\in geçimini üstlenmiştir. Yıllardır çalışıp biriktirdiği paralarla 1950'lili yıllann en gözde semtlerinden Tarlabaşı'na yerleşiyor. Hayat- ta en çok sevdiği varlığı, annesi Maria'yı 1951 "de kaybediyor. Şu anda yaşadığı odada, pence- renin karşısmdaki yatakta an- nesi ölüyor. Eurosini için yaşamın hiçbir tadı kalmıyor artık. Dört duvar arasındaki dünyasında yaşama karşı mücadele ediyor, dikış di- kiyor. '' Gezmeyi se\iyor Birkaç yıl öncesine kadar en çok sevdiği şeyi, gezmeyi, hiç ihmal etmiyor. Bir gün Kadı- köy'e giderken bir araç çarpı- yor Eurosini'ye. Balıklı Rum Hastanesi'ne kaldınyorlar onu. Hastane. evine karşılık tedavi- sinin yapılabileceğini belirtiyor. Kabul etmeyen Eurosini'yi Taksim İlkyardım'a getiriyor- lar. Ve burada onun için hayaü- nın en zor günleri başhyor. Bakacak kimsesi olmayan Eurosini'nin tuvalete gideme- mesi nedeniyle yatağını ıslat- ması çok agınna gidiyor. Bu arada Eurosini'ye çarpan şoför de mahkemenin verdiğı tazmi- natı ödemeden kayıplara kanşıyor. Eurosini birkaç yıl önce hastaneden çıkıyor. Artık eskisi gibi yürüyemiyor. Ama yine de Balıkpazan'na çıkmayı, Istıklal Caddesi'nde gezinmeyi eksik etmiyor. Eurosini'ye Türk hükümeti üç ayda 600 bin lira fakirlik yar- dımında bulunuyor. Patril hane'den de üç ayda 150 bin liı abyor. Başka geliri yok. Kendi- sine aayanlar da bazen cebine birkaç bin lira sıkışünyor. Eurosini"nin tek isteği sayıb günlerini huzur içinde geçir- mek. Bu kışı da geçirip ilkbaha- n bir kez daha yaşamak istiyor. Akan damı, akmayan suyu, olan sobası, olmayan yakacağı, çürüyen basamaklan, karankk odalanyla Eurosini son sahneyi oynuyor. Balkonundan Tarlabaşı'nın damlannı seyrediyor. Bir garip oluyor içi. Yalnız kaldığı bu dünyada onu yalnız bırakma- yan fotoğraflanna bakıyor Eu- rosini her sabah. Derin bir iç çe- kiyor. Kınşık yüzünde bir te- bfösüm beliriyor. Dilinin ucun- da iki kelime. Ne hayat... Kültür Servisi -Portakal Sa- nat ve Kültür Evi'nce düzenle- necek Şelçuklu Osmanlı Sanat Eserleri. Hat ve Tablo Müzaye- desi. pazar günü saat 15.00'te Conrad İstanbul Oteli'nde yapılacak. 286 parça antıka ese- rin satışa sunulacağı müzayede- nin en pahalı parçası. 350 mil- yon lira muhammen bedelle satışa çıkanlacak olan mineb Rus gümüş bol takımı. Sanat Evi'nin sahibi Rafîi Portakal tarafından yönetile- cek olan müzayedenin, gözde eserleri tablolar arasında, 200 milyon lira ile Salvatore Vale- ri'nin çift tablosu, 100 milyon lira ile Sami Yetik'in "Gebze" adlı tablosu, 275 milyon lira ile Habl Paşa'nın "İstanbul" adlı yapıu. 280 milyonla Hüseyin Zekâi Paşa'nın natürmortu bu- lunuyor. Müzayedelerin ilgi çeken ob- jeleri arasında bulunan tom- bakın, ilginç ve ender örnekle- rinden 19. yüzyıl başına ait tombck sini 170 milyon liradan merakhllanna sunulacak. 225 milyon liradan mezata çırakılacak 18-19. yüzyıla ait le- ğen-ibrik de tombak çabş- masının iyi örneklerinden. 18. Mineli Rus gtknüş bol takımı müzayedenin en pahalı parçası. yüzyıla ait tombak şamdan 35. eserler arasında, tuğrab gümüş- tombak tas ise 28 milyona aba arayacak. Müzayedede yer alacak diğer kaşık 18 milyon liradan. yine II. lerönemhbıryertutuyor. Abdülmecit tuğrab gümüş le- Bunlar arasmda. Sultan II. ge n i b r i k d e 8 0 milyon üradan Abdülmecit tuğrab 6 gümüş mezata sunulacak. Ayru devir- den gümüş gece sürahisi ve bar- dağı ile gümüş leğen ibrik ve sa- bunluk da 20'şer milyondan antika merakblanna sunula- cak. Portakal kültür ve Sanat Evi'nin sonbahar müzayede- sinde, Selçuklu objeler de ol- dukça önemli bir yer tutuvor. 12-13. yüzyü Şelçuklu 2 sera- mik yağ kandili 3 milyon 200 bin hra, 12. yüzyıl Selçuk sera- mik kase 6 milyon, 12. yüzyıl Selçuk tunç havan 15 milyon, 12. yüzyıl Selçuk tunç tütsülük 15 milyondan satışa çıkanla- cak. Müzayedenin bir başka bö- lümünü ise, Hilye-i Şerif, hat levha ve fermanlar oluşturuyor. Sultan III. Mehmed tuğrab, 1596 tarihli fermana 225 mil- yon, 1809 tarihli bir hat levhaya 10 milyon, Hafız Osman kete- beli (imzab) bir Hilye-i Şerife 90 milyon, Mahmud Celaled- din ve Kazasker Mustafa İzzed ketebeü iki Hilye-i Şerife ise 55'er milyon bra değer biçibniş. Müzayedenin diğer parçalan arasında, İznik, Kütahya, Ça- nakkale seramik sanatından örnekler. pirinç objeler de yeni sahiplerini bekbyor. Ünlü ressamın güzel kadın figürleri Matisse'iıı tablolarmdaki rahibe• Matisse'in tensel resmin ör- nekleri olan tablolanna modellik yapan rahibe Jacques Marie, 1942 ve 1944 yıllan arasında Matisse' e hem hem- şirelik hem modellik yapıyor. Bu akım resimde etkisini yitir- meye başladıktan kısa süre son- ra da Dominik Tarikatı Ma- nastınna kapanarak dine sığınmayı seçiyor. Haber Merkezi - Ünlü Fransız res- samı Henri Matisse hayranlan, sa- natçınm 1942 ve 1944 yıllan arasında yaptığı "Monique', 'L'Idole" ve 'Tabac Royal' adlı tablolan çok iyi hatırlaya- caklar. Peki, bu tablolardaki güzel kadın fıgürünün bir rahibeye ait oldu- Rahibe Jacques Marie. Matisse'in kadınfigürierinemodellik etti. ğunu biliyor muydunuz? Bourgeois ismini kullanıyormuş), Tensel resmin örnekleri olan bu 1942 ve 1944 yıllan arasında Matis- tablolara modellik yapan rahibe se'e hem hemşirelik hem modellik Jacques Marie (Daha önce Monique yapıyor. Bu akım, resimde etkisini yi- tirmeye başladıktan kısa süre sonra da, Monique Bourgeois, Dominik Tarikatı Manastınna kapanarak dine sığınmayı seçiyor. Ünlü ressam, 1954 yılında ölene ka- dar kendisine ilham kaynağı olan eski modeline bazılan imzasız mektuplar göndermeye devam etti. Fransız gazetesi Le Figaro. şimdi 71 yaşında olan ve Fransa'da, Atlantik kıyısında özürlülere ait bir merkezin başmda olan rahibe Jacques Marie'yi bulup konuştu. Rahibe Jacques Ma- rie, Matisse'nin kendisine dönmesi için yalvardığını ve bunun karşılığı- nda çok para alacağını söylediğiru hatırlıyor. Peki neden geri dönmediniz sorusu- na ise, 'Kiliseyi tek kurtuluş yolu gö- rüyordum' yanıtını veriyor. 'Kcıclııı ve Çocıık 92'Fıtarı diiıı başiadı Başkan ve sanatçılar Deniz için el ele İstanbul Haber Servisi- Mc- cıdı\ckö\"dckı FM Fuar Mcr- kc/i ndc açılan "'Kadın \c Çocuk 92" fuarının birgunlük geliri böbrck \c karaciğcr nak- lınc ıhiıvacı olan Dcniz Gö- /ünkc"\c verilecck. FS Fuarcı- lık tarafından düzenlenen "Kııdın vc Çocuk 92" fuan dün bjşladı. Fuann acılışını böbrek \e karacığer nakline ihtivacı olan ancak gerekli parayı bulama- dığı için amclival olama\an kiiçiik Dcniz yaptı. Törende bir konuşma vapan Bakırköy Bclcdiyc Başkanı Ali Talip Öz- dcmır. önümüzdcki günlerde Bakırkö) ""Özgürlük Me>- danı"nda sanaıçılann Deniz'- in amelişatı için çiçek satacak- larını söşlcdı. Fuar yetkilileri de bir günlük gelirlerini De- nı/c vcrcccklcrini belirtti. Sincma sanatçı Türkan Şo- ra>. bugün saat 15.00'de Deniz Gö/ünkc ve annesi ile lanış- mak için Kadın ve Çocuk'92 Fuan'nı ziyaret edecek. Çocuk ve kadın giyim eşya- sından oyuncaklara. çocuk bezi ve mamasından, bijuteri. kozmetik ürünü ve mutfak eş- yalanna kadar kadını ve çocu- ğu ilgilendıren pek çok ürünün tanıtıldığı fuarda. ressam Bi- rim Bozok'un •'Benim Gemile- rim" adlı sergisı de ver alıyor. Bu arada. Prof. Dr. Necla Ârat başkanlığında daha önce açı- lan "Medeni Kanun'da kadını ılgilendiren 4 maddenin değiş- mesi"ne ilişkin imza kampan- yası. fuar süresince deva^ edecek. Fuar. 22 Kasım paz. gününe kadar açık kalacak Fuann açıltşını böbrek ve ka- raciğer nakline ihtivacı olan ancak gerekli parayı bulaınadı- ğı için ameliyat olamayan küçük Deniz yaptı.( Fotoğraf: İBRAHİMGÜNEL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle