15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9EKIM1992CUMA CUMHüRİYET ÖATI-A Prens Charles'ın hikayesi İngiltere veliahtı Prens Char- les'ın eşi Prenses Diana'mn bir sjire önce yayımlanan hayat hikayesi konusunda spekülasyonlar devam eder- ken, bu mutsuz evliliğin öy- küsü bu kez de Charles'ın ce- phesinden kaleme alınmaya başladı. Prens Charles'a ya- kınlığıyla tanınan gazeteci Penny Junor'un imzasıyla bir gazetede yayımlanmaya baş- layan yazıda, Prens Char- les'ın, Prenses Diana ile yaşa- dıklan 11 yıllüc evliliğin tek kelimeyle hayalkınkhğı ge- tirdiğini düşündüğü ve evli- liklerinin en ince aynntıla- nnın bile eşi tarafından ya- yınlatılmasının kendisini üz- düğü belirtildi. Diana'mn bi- yografısinde, bu evliliğin prensesi ağır bir psikolojik ra- hatsızlığa sürüklediğinin öne sürüldüğünü hatırlatan Junor, Prenses'in sözkonusu ra- olduğu konusundaki spekü- lasyonlar da yalanlandı. Öte yandan, Prens Charles'ın çok iyi bir entelletüel alt yapıya sahip olduğu, klasik müzik ve edebiyattan hoşlandığı, aynca güzel sanatlan çok yakından izlediği vurgulanarak, Pren- sesin zevkelerinin ve ilgi ala- nının kocasınınkinden çok uzak olduğu ve bunun da çif- tler arasında gitgide ciddi bo- yutlarda bir iletişimsizliğe yol açtığı belırtiliyor. Saraya yakın çevreler, Prens ve Pren- ses arasındaki yaş farkı-na da dikkat çekerek, Prens Char- les'ın biraz da yaşının gereği, özellikle operadan çok hoş- landığuıı ancak eşinin ne- redeyse tüm Pop ve Rock konserlerinde boy gösterdi- ğini hatırlatıyorlar. Penny Ju- nor yazısında aynca, Dia- na'nın Prensi başka kadınlar- la, özellikle de eski sevgilisi ile birlikte olmakla itham et- kamlanna göre 10 yıl önce estetik cerrahi operasyonu ge- çirenlerin tamamına yakınını kadınlar oluşturuyordu. Şim- di ise estetik cerrahlann ka- pısını çalanlann oldukça ö- nemli bir bölümü erkek. Doktorlara göre, İngiliz er- kekleri artık dış göriinüşle- rine fazla önem vermeye baş- ladılar. İngilizlerin bırçoğu. yakışıklı olmak ve genç gö- rünmenin kariyerlerini etkile- diğini diişünüyorlar. Erkekler en çok, büyük burunlannı kü- çültmek, kepçe kulaklannı diizeltmek için estetik ameli- yat oluyor. Pürüzsüz bir cüt için epiderm (üstderinin alın- ması) operasyonu geçiren, göbek ve kalçalanndaki yağ- lannı aldıran erkeklerin sayı-j sı da artıyor. İngiliz erkekj leri. son yıllarda kaslı omui lara ve bacaklara sahip olr için estetik ameliyat olmş da ilgi duyuyorlar. Eski^ maliyetinin daha yüksel ması dolayısıyla estetil nu ancak kendilerinin yılanı, paniğe kapılmaksızın ve silah kullanmadan sudan çı- karmayı başardıklannı söy- lediler. Tramvay nın açılışım yaptığı "Çağdaş Tramvay'ın Istanbul'un ula- şım sorununun çözümüne önemli bir katkıda bu- lunacağı bildirildi. Aksaray- Çarşıkapı güzergahında hiz- met^erecek hızlı tramvay y ^ ^ B l i ^ M i i f i k sorununa bi Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNES- CO'nun "Diin-ya Kültürel ve Doğal Mirası-nın Söz- leşmesi'ne istinaden başvuru yapıldı. Türkiye, Dünya Miras Listesi'ndeki Pa- mukkale için hazırlanan "Pa- mukkale, Koruma ve Ge- liştirme Amaçh İmar Pla- nı"nın, imzaladığı "Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi' ile "Avrupa Ar- keolojik Mirasının Korunma- sı Konvansiyonu" gereğince uygulamaya konması için ha- zırlanıyor. Kültür ve Tabiat Varlıkla- Genel Miidür- doğal güzelliği tam ortadan bölüyor. Yanhş yapılanma da bir başka neden. Yani turistik tesislerin yörenin içinde ya- pılanmış olması, termal su- ların Pamukkale traverten- lerini beyazlatacak kimyasal etkileşimi yeterince sağlaya- mamasına neden oluyor. Yani, termal sular büyük o- randa bu tesislerde kullanı- lıyor. Diğer bir neden de ye- terli koruma olmadığından yöreye gelen ziyaretçilerin ve turistlerin travertenler üze- nnde ayakkabılarla yürümesi, bu doğal olarak travertenlerin hem kirlenmesine hem de kı- nlmasına yol açıyor. Işte, bu noktada, travertenlere hem bir koruma hem de tra- latacak termal Dudak Modası Bir kadının yüzünde, ilk ba- kışta göze çarpan yerler önce gözler, sonra dudaklardır. He- le hem gözler hem de dudak- lar iriyse, tabii belli ölçü- lerde, bu ilk bakış uzun bir bakışa dönüşür. Bir zamanlar. özellikle sinemanın siyah-be- yaz yıllannda iri gözler kasıp kavurdu gümüş, perdeye çev- rili bakışları. Orneğin, Bette Davis'in gözleri iri gözlere tipik bir örnekti. Altlannda hafıf gölgelerle, pınltısız, do- nuk, hüzünlü mü hüzünlü hatta bazen nıhsal çalkantılan yansıtan Bette Davis gözleri. Bazılan onun gözlerinde ür- pertici bir ölüm dipsizliği, ba- _zılan da terkedilmişliğin, ge- _özleminin yakaran Greta soğuk Şimdi Türkiye'de! Marlboro 6oxDünyanın en çok satılan sigarası. Türkiye'de, ünlü markalann istilasıyla birlikte lüks tutku- su gittikçe büyüyüp toplum- sal boyutu gittikçe güncel- leşirken, Batı dünyasında 'Lüks ölüyor mu' sorulanna yol açacak derecede yoğun bir etiketten kaçış' dönemi yaşanıyor. Modanın ve haute coutu- re'ün kalbi sayılan Fransa'da bu yeni dönemin etkisi çok daha yakından hissediliyor. Batı'da lüksün yitişinin ha- bercisi olan büyük markalara talebin azalışı özellikle de Paris modacılannı terletmeye başladı. Fransa'da konuyla ilgili ku- rumlar bu olgunun boyutunu ve nedenlerini araştırmak için kollan sıvarken ünlü moda- cılar da kendilerini bekleyen büyük rekabete hem kurum- sal hem de yaratıcüık açısın- dan en iyi biçimde hazır- lanmaya çalışıyor. Yapılan ilk araştırmalar ise olgunun boyutunun lüks sek- törünü korkutmaya yetecek kadar büyük olduğunu göste- riyor. 1980'lerde yaşanan çıl- gınca lüks tüketimi 1991'de yerini ciddi bir durgunluğa bıraktı. 1980 ortalannda, 5 yıl boyunca satışlan yüzde 80 artan 70 büyük marka 1991'de tam anlamıyla bir şok yaşadı. 1992de ise bu markalann büyüme rüyası suya düşerken, artık geçici gibi göriinmeyen bu kriz on- lan şimdiye dek yapmış ol- duklannın ciddi bir muhase- besini yapmaya yöneltti. Sözkonusu değişim olgu- sunu yakmdan gözlemleyen bilim çevreleri ve eleştirmen- ler krizin büyük oranda, mar- kalann 3. Dünya ülkeleri de dahil olmak üzere neredeyse bütün dünyaya lisans verme lerinden kaynaklandığı gö* şünü öne sürüyorlar. 801f yalnızca belli başkenlerde Batı metropollerinde satın alı- nabilen markalann artık deyse her yerde satılması nucu marka imajlannın zede- lendiği ve bunun yanısıra bu ürünlerin kalitesinde de belli bir düşüş olduğu belirtiliyor. Henüz böyle bir 'dışa açılma' adımını atmamış olan mo- dacılar ise kendilerini bu ge- cikmeden dolayı bir anlamda şanslı sayıyor ve dağıtım-üre- tim kontrolünün zayıflaması- nın o marka için çok önemli bir olumsuzluk olduğunu söy- lüyorlar. Bu arada marka ima- jında zedelenme yaşayan mo- daevleri bir yandan bazı ülke- lerdeki mağazalannın bir kıs- mını kapatmaya çalışırken bir yandan da Paris yıllannda İanse ettikleri klasikleri tekrar piyasaya sürüyorlar. Olgunun ekonomik boyutu ise oldukça ciddi. Bazı ban- kalann, borçlu modaevlerine el koymalan ya da fırma sa- tışlan başlamış durumda. Bir Fransız bankası, "Önümüzde- ki dönem çok zorlu. Sadece en iyilerin, gerçekten iyi olan- lann ayakta kalabileceği bir değişim dönemine giriyoruz" diyor. Avrupa'yı etkileyen bu lüksten kaçış eğilimi ABD'de de kendini gösteriyor. Ame- rika'da konunun uzmanlan tü- keticinin sadece gerçekten iyi olan mala iyi para vermek is- tediğini, verdiği paranın ger- çek karşıhğını talep etüğini belirtiyorlar. ABD'de sek- törün içinden gelen sesler sözkonusu düşüşe 'lüks marka-lann Japonya'da sa- tümaya başlamasından dolayı , turist-lerin daha az alışveriş düşündüklerini be Öte yandan, sportj bir vücuda sahip yıllarca uğraşıp erkek-lere zor hızının kendini ve fıziksel de. da belli ettiği "Asıl öneı estetik uzm, kekler este çirmiş ol den tıpkı do; mak, hakkıyl görüleı kes ahıp a yat- , Oyle ki ek sos- rüyorlar. Bu arada, tartışmaya ABD'deki feminist gruplann da katıldığı gözlemleniyor. Bazı büyük modaevlerinin yaşadığı durgunluğu femi- nistler kadının kişiliğinin za- feri1 olarak nitelendiriyorlar ve toplumsal yaşamın içinde rolü gittikçe daha da önem kazanan kadının kendini artık etiketle kanıtlamaya gerek göımediğini belirtiyorlar. Yi- ne de bir arzunun gerçek- leşmesi anlamında alındığın- da lüks, insanın doğasından gelen ve hiçbir zaman vaz- geçemeyeceği bir olgu olma- ya devam edecek kuşkusuz. Binlerce yıllık bulunan kalıntının, inceleme sonucu 30.000 yıl önce ölmüş genç bir erkek mamota ait ol- duğu anlaşıldı. Ancak, ağzın- da otlarla ölmüş bu genç ma mutun ölüm sebebi bilinm yor. Buzlar içinde bulund ğundan çok az oranda def' me olan buluntu arkeoloı için oldukça iyi, nered eksiksiz bir örnek olu yor. tçinde bulunduğu bir kısmının erimesi buluntunun ortada k lümü tetrtlar tarafın miş. artStjk kafata yerinde v # deri k bilim adına sevınd rum. Mamuî ' laboratuar fğosull lendiğinde önce sağ öı kemiginin k r Ap b tHKÎâ yıllık mezan; Ekibin içinde hayvan doldurucu önce parçalara ayırmış risini bir bütün olarak maya dikkat ederek y organlannı çıkamuşt lunan hayvanın koyu kırmıj renkte, kurutulmuş sığır gibi bir eti vardı. Hertz'in raporlanna g< kipteki adamlar parçalar alıp piş lışmışlar. Hertz ekibi mamuttan et örneği etleri kızak köpekle: mek için kullanmı luntu da genç muta aitti. Y metreydi ve yon en öte A: rasyon başvuran hastalanmız özel asamlannın olduğu kadar iş Festiva! yaşamlannm da bu tür bir de- geçen ğişiklikten sonra daha iyi gi- tılan deceğine, ilgi göreceklerine rarası M< inanıyorlar. Belki de tüm bu bu yıl, Afri sorunlann altında özgüven lulu-ğun s arayışı, hatta daha da makro açıldı. 9 T< açısıyla düşünürsek, gecesi ise insanırun onulmaz leni olacak arâitftfe o w Montreux Caz nlerce caz ve pop ır araya getiriyor. popüler yıldızı, de ^festivale ka- laması JBRini lar. koı.^pügilt yetkılileriıâh de bu olgu\aol- dukça duyarlı yaklaştıklan gözlenirken, bir yetkili soru- ri T k i ğl UBu bu- D . m a - çagımız yalnızlığı yatıyor" diyor ünlü konuklan bir estetik cerrahi uzmanı. Rio Yılanı gövdenin altında ikiye krv- nlmıştı. Bugün, konuyla ilgili bilim adamlanru en çok düşün- düren şey her iki mamutun da C e v r e zırvesme ev sahıpliği genç olması. Özellikle ikinci y*?™ Brezilya'da, Amazon lerinden oluşan bir konser ve- recekler. |*rogramda, 14 Temmuz akşamı ise gerçek bir sürpriz var. Dünyaca ünlü mamutün"ağzmda ötla,"^ana ormanlannda bir grup asker, vokalist Bobby McFerrin ilk lokmasm. yutamadan ölmüş boyu 7 metreye, ağırhğı 180 kez pıyano ustas. Herbıe g y Jones. Ulusia- nun yalnız Törkiye değil tüm rnış CazFestivali dünyayı yakından ilgilendi- İkinci 'arty adlı top- ren, ilgilendirmesi gereken yısıyla. bu durûmâa kaîan z konseri ile bir sonın olduğunu, Pamuk- yaşlıların çok büyük bölümü uz Perşem-be kale'yi Koruma ve Geliştir- ise kadın. Çekirdek «SS ya- bir Blues' şö- m e Projesi yaşama aktanldı- pısının egemen olduğu ge- treux'liler ve ğmda Pamuİckale'nin Türk ve lışmiş ülke toplumlannda ise Programda dünya insanhğına kazandınl- bu yaşlılann büyük bölümü dünyaca ünljBlues Brothers mış olacağını belirtiyor. Av- yalnız yaşamak zorunda ka- Band, Etta Jpmes ve gitarist rupa'daki turizm şirketlerinin, lıyor. Yine aynı ömekten yola Buddy Guyfeski blues ritm- müşterilerine Pamukkale'yi çıkarak, Almanya'da, eşi öl- görmek için çok az zamanlan müş yaşlı kadınlann yalnız kaldığını, acele etmezlerse beşte biri akrabalannın veya çok geç kalacaklannı söy- çocuklanmn yanında kalıyor. lediklerini belirten yetkili, Bu da. bu ülkede ortalama 6- Koruma Projesi'nin UNESCO 7 milyon yaşlı insanın tek ba- tarafından da onaylanmış. şına yaşıyor olması demek. kapsamlı ve etkili bir proje Birleşme'nin getirdiği mali l kl b l «veşa ffmıyia de -ki «httmal- nın çö- şadiktoj « sorunian ieliîkle de ğih çalışmak ae kumîu ya- almdı-ğında ikoiojik bo- r4aha iyi an- sî, eski bir yarak. 100. 8i kutlayanlara kartı gönderir. Kraliçe. 209 annş. î9S9da ise kart sayısı 269 l'i Açik bir gösterge. îngîltere'de emeklilik îdakiîenn sayısı 9.4 mil- Bu sayının 35 yıl içinde (fyona çıkacağı tahmtn yor. îngıltere'de emek- 7 ^ erkekler için 65, ka- r için ise 60. Bu ülkede emekli «.ideneeinin her geçen 1 daha da anması, emeklilik mn yükseltü-mesinin ge- rekiiliğmi ortaya çıkartıyor. İngiltere'de devlet, 1910 yı- Imda toplumun sadece yüzde 4'ü içm emekli aylığı öderken bugön 18'i için ödüyor. Ül- kernızde de Batı ülkelerinde daha belirgin olarak görülen bu olguya paralel bir eğilim olduğu söylenebilir. Tür- kiye'de toplam 57 milyon kişi sayılan 1990 genel nüfus sa- ''mmda 65 yaşın üzerin-deki lı nüfusun oranının yüzde olduğu belirlendi. na karşılık 1985 nüfus ıina göre de 50 milyon bin olarak hesaplanan 1 nüfus içinde 65 yaşın srindekilerin oranı toplam >üzde 5.10. Bunların yüzde 2.33'ü erkek. yüzde 2.77'si kadın. Dünyada, en uzun ya- şayan toplumlann başında Ja- ponların geldiği bir süredir biliniyor. Dünya insanlannm durumu gözönüne alındığında Japonlann ömürlerinin gün geçtikçe arttığı bildirildi. Tokyo'da Sağlık Bakanlı- ğı'nın yaptığı açıklamada İs- viçreli kadınlarla tsveçli er- keklerin en uzun ömürlü in- sanlar olarak ikinci sırada yeraldıklan belirtildi. Bakan- lığın açıklamasına göre Ja- ponya'da 1991 yılında do- cinsel cazibe göstergeleri değil. Onlarla konuşuyor, on- lann yardımıyla yemek yiyor, içiyor, ağhyor, gülüyor, duy- gulanmızı açığa çıkanyonız. Dudaklar şimdiye dek, mo- danın ritmiyle bir inceldi bir kalınlaştı. 20001i yıllara gi- rerken ise hiç olmadığı kadar 'dolgun' bir göriinüm aldı. Dolgun dudaklann ünlü tem- silcileri ise hiç olmadıkları kadar gözdeler bu sıralar. 60'h yıllann seks ilahesi Bri- gitte Bardot bir kum saati kadar yuvarlak ama ince vü- cuduyla olduğu kadar dolgun dudaklanyla da büyülemişti milyonlan.. Podyumlann en ünlü mankeni ve 90'h yıllann Brigitte Bardot'su ünvanını hakeden Claudia Schifîer ise bir başka dolgun dudaklı ünlü. Bir numarah rakibesi Cindy Crawford ise dudak- lannın iriliğinden çok dudak kenanndaki beni ile dikkat çekiyor. Dokuz Buçuk Hafta filminin büyüleyici güzeli Kim Basinger de bu katego- ride yer alan başka bir ünlü. Tabii dolgun dudaklar sadece Paris podyumlanna ve Holly- wood yıldızlanna özgü bir özellik değil. Fransız sinema- sının güniimüzdeki en sevilen çtristlerinden Isabelle Ad- &ni ve Beatrice Dalle'da ^cloğal makyajlan ve görii- nümlerinin yanısıra dudak- lanyla hayli ilgi çeken ün- lülerden. Doğal mı neşterli mi? Günümüzde iri dudak modası o kadar yaygın ki doğuştan iri dudaklılarla estetik operas- yonla irileşen dudaklara sahip olanlan birbirinden ayırmak bir hayli zorlaştı. Üstelik son moda dudaklara sahip olmak için bıçak altına yatanlar sa- dece ünlüler değil. Aynada kendine ya da sevgilisine veya eşine daha çekici görün- mefc isteyen, bunun için ken- dinde yeterli cesareti, maddi olanağı bulan pek çok kadın da iri dudakhlar kervanma katılmakta gecikmiyor. Tabii bir zamanlar özellikle de ün- lüler arasında etkili olan 'diş- leklik' modası ve bu moda uğruna dişçi koltuklannda ge- çirilen ızdıraplı saatler gö- zönüne ahnırsa günümüzdeki dudak modası oldukça ma- sum sayılabilir. Tabii, bu ara- da orta kalınlıkta dudaklan makyaj hileleriyle daha iri göstermek de oldukça sık başvurulan bir yöntem. Bu işi iyi bilenler dudaklanna bıraz fazla zaman ayınp neşterin getirdiği maddi yük ve acıdan kurtuluyorlar. Tabii bu tür bir makyaj hilesi için titre- meyen eller gerekli. Dudağın dış çevresine sürülen, rujdan bir ton koyu kalem ve içini çarpıcı renkte bir rujla dol- durmak işin püf noktası. Bu durumda neşterin yerini iyi bir ruj alıyor. Kadının mak- yajdaki en büyük yardımcısı ruj. Dudaklann kalınlığı mo- dayla birlikte değişime uğrar- ken dudak renkleri de bu de- ğişimden payını alıyor. Ancak bu sene neredeyse her tonda, her renk ruj kulla- nılıyor. Dolayısıyla renk se- çımi seçenin zevkine, daha da büyük ölçüde ruh haline kalmış. Aynca uzmanlar, renk seçiminin bir ölçüde ka- rakterle bağlantılı olduğunu öne sürüyorlar. Onlara göre, seksi kadınlar pembe, ken- dine güvenenler kırmızı, en- tellektüeller portakal, duy- gusal kadınlar ise kayısı tonlannda karar kılıyorlar. Bir Wagner tstanbul Devlet Opera ve Ba- lesi'nde yeni sezon yapıtlan belli oldu. Yeni sezonun, l Ekim 1992-31 Ocak 1993 ta- rihleri arasını kapsayan ilk tu- runda 16 eser sahneleneceği açıklandı. Yapılan açıkla- maya göre Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 1 Ekim'deki ilk gösterisi Do- nizetti'nin üç perdelik komik operası "Don Pasquale" ola- cak. Ardmdan, Istanbullu sa- natseverler Avrupalı genç ko- Türkiye'nin her yerinde lO.IHHIÜolma^revrimseİöraTak'türün kilograma ulaşan dev bir boa Hancock eşliğinde sahneye . . . _ _ vokolusu kuramlanna önemli yı l a n ı yakaladı. Uzun zaman- Çikacak. Festıval programın- olduğunu ve uygulanması ko- yükle cebelleşmeye çalışan bir soru isareti olusturuvor d l r b u k a d a r b ü y ü k b i r ^a. da a v n c a B l u e s türünün en nusunda erken davranıldığı Almanya'da yaşlılann bakımı yılanına rastlamadıklarını popüler ve genç sanatçılann- taktirde sorunun çözüleceği- konusunda yeterli ve etkin bir söyleyen bölge yetkilileri, yı- dan Tracy Chapman ve çok ni, karamsarlığa kapıhn-ma- kamu hizmeti verildiğini söy- ünlü bir caz topluluğu olan Brocker Brothers ve müzik lana ne yapılacağı konusunda henüz karar verilmediğini, d l ması gerektiğini vurguladı. lemek ise fazla iyimserlik Hazırlanan projenin Pamuk- olur. Bugün, bu ülkede tam Son yıllarda tüm dünyada, karar alınana kadar yılanın ö- dünyasmın gerçek ustalan o- kale için neler getirdiği so- anlamıyla bakıma muhtaç ve özellikle de kadınlar arasında z e j 5jr havuzda korunmaya l a n R a v Charles, George Du- rusuna açıklık getiren bir yet- hasta yaşlılar bu hizmetlerden ka, dünyanın en büyük gi- kili.yaygınlaşan güzellik ıçın alındığını belirttiler. bıçak altına yatma modası In- Bölgede keşif için do- gıltere'de biraz farklı brr laşırken, ormanda gölün di- boyut sergıhyor. b i n d e dinlenmekte olan yılanı Araştırmalara göre Ingılte- f a r k e d e n as|cerlerin hayvanın re'de. estetik ameliyat geçiren y a n m a s e s s izce yaklaşarak hastalann yüzde 20'sı erkek. ^^n saidırdıkları ve hep taristlerinden sayılan Eric Clapton, ünlü Beatles'ın eski üyesi Ringo Starr yer alıyor. Festıvalı binlerce caz ve pop hayranmı bir araya getiriyor. Festivalin en popüler yıldızı. projenin travertenlerin yararlanabiliyor ancak. Alış- ortasından geçen yolu kaldır- verişten ev işlerine kadar bir- mayı öngördüğünü belirtti. çok gündelik işi kendi başına "Pamukkale ve antik Hiera- yürütmek zorunda kalan ve polis kentine iki ulaşım yolu 70 yaşın üstünde bulunan ve dolayısıyla kuzey ve gü- yaşlılar ise bir hayli fazla. ney olmak üzere iki kapıdan Devletten yardım görmek bancı yaşlılar bu ülke için farklı bir sosyal hizmet anla- yışı doğurdu. Büyük çoğun- luğunu ülkelerine dönmek is- temeyen ve yalnız kalan Türk yaşlılannın oluşturduğu bu kesim için özel bakım hiz- metleri tasarlanıyor. Alman devleti, gelenekleri ile huzur evlerinde Alman yaşlılara uyum sağlayamayan Türk yaşlılar için özel elemanlar yetiştirmeye başladı. Gönüllü olarak bu programlara kaydo- lan hastabakıcılar, biraz Türk- seçkin yapıtlanndan biri ve ünlü Fransız besteci Go- unod'ya ait. Bir diğer sürpriz ise 19 Arahk'tan itibaren sah- nede olacak. Kuruluşundan bu yana tstanbul Devlet Ope- ra ve Balesi ilk kez bir Wag- ner sahneleyecek, "Uçan Hol- landalı". Yapılan açıkla-maya göre bu operanın yaratıcı kad- rosu tümüyle yurtdışından ge- liyor. 30 Ocaktan itibaren ise, 20 yıldır sahnelenmemiş ünlü bir Italyan operası, Giarda- no'nun "Andrea Chenier"i 1986 YIU VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle