02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM1992 CUMARTESİ **** CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 GÜVCEL CÜNEYT AKCAYÜREK MBaştarafı 1. Sayfada Tiiyor ya da gazeteciyle konuşanlara ürkmediklerini, kork- nayacaklarını göstermeye çabahyorlar. Kuşkusuz ayağı yere basan oyle yöneticiler var ki dingin bir mantıkla olayı yorumluyorlar. içlerinden biri "TÖ.yitirdiklehniyeniden kazanmayaça- lışıyor" dedikten sonra şöyle bir açıklama yapti: "ANAP'a yeniden egemen olmayı istemenin, başara- mazsa yeni birparti kurmayı düşlemenin, başkanlık siste- miyle yeniden sözü ve sesi dinlenir insana dönüşmeyi arzulamanm gerçek nedeni, elinden kaçırdığı, yitirdiği ki- mi sıyasal olanakları yeniden kazanmaya çabalamaktan kaynaklanıyor." Mantıkyanlışdeğil. Eski çamlar bardak olmuş, eski günlerdeki debdebe ne- rede? Gelen giden, yardım isteyen yok. Söylediklerini uygulamaya geçirmesi, icraat yapması olanaksız! Çarpıcı bir iki demeç vermese: halk, varlığından yokluğundan "bi- haber." Bir gün öyle, bir gün böyle. Çalkalanıp duruyor. Ne yazık ki son çıkışını kirnse inandırıcı bulmuyor. Kimi blöf diyor, kimi yükseklerden aşağılara inmeye niyetli olmadığını, hatta olamayacağını yazıyor. Birgelsekarşıma örneğin dün sabah Demirel, bir iki cümleye sığdırdığı irdelemelerinde, öncelikle "Bir insanın kendine boğa adı- nı takmasını" eleştiriyor. Genel yargıya göre TÖ, korkulacak bir siyasetçi olmak- tan çıKmış; örneğin Demirel, "Ah! Bir gelse karşıma" di- yor. On biryılın "kazığınıçıkarmayaçalıştıkları bir dönem-, den" geçerken ANAP'ın varisi Mesut Bey üstüne almıyor geçmişin sorumluluğunu. Öyleyse siyasete doğrudan gi- recek Tö'ye yaylım ateş. Hatta halka anlatılamayanları açık seçik duyurabilmek kolaylaşacak. Meclis'teki matematiksel yetersizlik TÖ'nün anayasal değişiklikle indirilmesini engelliyor. Ama istita ederek hal- kın arasına girmesinden sonra... Yeni bir Cumhurbaşka- nıyla Çankaya, Çankaya'lığını bilecek Hemen her açıdan devlet, devletliğine kavuşacak. By- pass yasalarıyla devleti işletmenin yerine; yönetime, mantık, sağduyu egemen olacak. Kırmızıyı gösterin efendim, gösterin. Boğa insin arena- ya. Bir kurtuluş, devletin kurtuluşu! 'By-pass'ı, Adalet Bakanlığı'na özgün olmaktan çıkara- cak olan tasarı, hükumetten Meclis'e gıttı, gitmek üzere. Bir an önce yasalaşması zorunlu. Geçende Başbakanlık Miisteşarı Necdet Seçkinöz'e Çankaya'da imza bekleyen knçkararname olduğunu sordum. "Bellı olmuyor *7" dedi. "Bugün 200 ise, yann 100'e ini- yor." Anlaşılan daha genişçaplı bir by-pass gündemegi- rince TÖ, imzalamayı hızlandırıyor. Yetkilerini kısıtlamak gündem dışına çıkınca kararname imzalamayı kesiyor. Köşkseverlere, ilgililere siyasete döneceğini müjdele- yen Tö'yü yorumlamayan tek insan, Mesut Bey. Konuş- mak istemiyor. Şurada burada "hele siyasete donüşle ilgi- li kesin karannı açıklasın, o zaman durumu gözden geçiri- rvz" diyormuş. Mesut Bey'i son zamanlarda ayaktatutan nedir, bilir mi- siniz? Çankaya'ya duyulan antipati, genel merkeze sempatiye dönüşüyor. O kadar! OzaPın fonları bütçeye • Boştarafi l. Sayfada Fonlann tamamının bütçeye akfanlmaanı savunan Devlet Bakanı Tansu Çiller bu fıkirleri nedeniyle, ellerindeki fon yetki- lerini yitirmek istemeyen ba- kanlarla ters düştü. Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumba- raabaşı'nın, fonlann hepsinin birden bütçe içine almmasının dpğru olmayacağını, gecişin birkaç yıla yayılması gerektiği- ni savunduğu, Devlet Bakanı Erman Şahin'in de. Toplu Ko- nut İdaresi'nin işlevsel olduğu için Toplu Konut Fonu'nun bütçe dışı tutulması gerektiğini dile getirdiği öğrenildı. Bu tar- tışmalar, Demirerin ağırlığmı koymasıyla son buldu. Böyle- ce. baa fonlann bütçe dışı bıra- kılması. bütçe içine alınan fon- ARDENDAKİ GERÇEK Baştarafı 1. Sayfada bu siyasal çatıyı kurabilecek bir yapıya sahiptir. Bizde iki siya- sal parti yerine bölünmüş par- tiler var. Türkiye'de bunca servet-sefalet uçurumu, bunca kitlesel göç, bunca derin çeliş- kiler varken, nasıl oluyor da po- litikacdar aynı şeyleri söyleyip çeşitli partilere bölünüyorlar? ABD'de birbirine benzer şeyle- ri söyleyen politikacüar iki par- tinin çatısı altında toplanmişlar; bizde iseyalnız solda birbirinin benzeri üçparti bulunması, işin içinde bir iş olduğunu gösteri- yor. Iç politikada olduğu gibi dış politikada, hatta dış politikanm Kıbrıs, Kuzey Irak, Azerbay- can, Bosna-Hersek, Ege Deni- zi, Yunanistan'la ilişkiler gibi belli başlı sorunlannda, partile- rimiz kesiminde çokseslilik ol- duğu söylenemez. Tepkilerimi- zin, isteklerimizin, özlemlerimi- zin, önerilerimizin üç aşağı beş yukarı birbirine çokyakın oldu- ğunu görüyoruz. Bu durum basınımıza da yan- sıyor. Gazetelerimiz değişik dü- şünceleri seslendirmekten çok, haber değeri sıfır olan kulis söy- lentileri ve bıktına dedikodular- la uğraşıyorlar. Bu kuraklık elbette aşıla- cak... Alttan gelen dalga, siyasal partilerimize de bir çekidüzen lann da statülennin konmması kararlaşûnldı. Bütçe içine alı- nan fonlar aracıhğıyla yerine getirilen hizmetlerin aksaulma- mas için hükümetin çeşitli for- müller aradığı, ancak bunlann netlik kazanmadığı bildiriliyor. Çalışmalanru bütçeye aktanlan fonlann gelirleriyle yürütülen kuruluşlar için her gün belirli bir miktar ödeneğin kullanüa- bilir tutulması ve Sayıştay vizesi koşulunun yumuşatılması planlanıyor. Kendi bakanlığma bağlı fon- lann bütçeye alınmaaru isteme- yen hükümet üyeleri arasında en başanlı olan Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz oldu. Ayaz, Cumhuriyet'e, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'nun bütçe dışında bırakıldığıru bil- dirdi. Savunma Sanayii Müste- şan Vahit Erdem de, bu fonun bütçe dışında kalmasıru "Be- nim için sevindirici oldu" diye değerlendirdi. Erdem, şöyle devam etti: "Biz, herhalükarda parayı harcayacağız, bütçeden de olsa, fondan da olsa. Ama fon olur- sa program yapmamız kolayla- - • • israfina ve denetlene- gerekçeleriyle eleşti- riliyor. Bunlann cevabı var. Özetle, fonun birçok alanlarda bütçeden daha rasyonel, etkin ve amacına uygun kullanıldığı kanaatindeyim. Aynca fonun denetimi, bütçenin disiplinin- den daha sıkı." FakFuk Fon bütçedışı KoaKsy'on ortağı partilerin, ANAP iktidarlan döneminde. özellikle yerel secimler sırasında siyasi amaçlarla kullanıldığını öne sürerek eleştirdikleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu 1993 bütçesi dışın- da bırakıldı. Kamuoyunda, "Fak-Fuk Fon" olarak bilinen bu fonun 1992 yılı tahmini geliri 1.6 trilyon lira dolayında. Bütçe dışında kalan diğer önemli fonlar arasında, 1992 yılı tahmini geliri 2.8 trilyon lira olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo- nu da bulunuyor. 1993 yılı bütçe- si dışında bırakılan diğer fonlann ise "fon olup olmadığı tartışılabi- gelir sağlamayan" coğrafya yerine, halkm eğilim- lerinitam anlâmıyla yansıtan kurumlanngelişmesiolanakka- zanacak Ne var ki bu oluşum için da- ha bir siire beklemek gerekecek. Şimdilik bir geçiş surecinde yaşadığımız anlasılıyor. ve y a t ^ programı çahşma- d™ *•'DPT de Malıye ve ^ \ Bakanlıgının dgıh bı- rimlennde geç saatlere kadar devam etü. DPTdeki yatınm vi- ztfennın venlmesıne dışkın çahş- malann saat 14.00 te tamamla- narak. evıaklann Mabye Bakan- lığı'na ulaştınldığı belırtildı. R\VADURLMU TÜRKİYEDE DÜNYA'DA IVIetec'olo|! Genel Mû- dûrlüğü'nden alınan bilgi- ye göre yurdun kuzey kesımlerı parcalı çok bu- lutlu Doçu Karadeniz ile Doğu Anadolu nun kuzeyı sağanak yağışh dığer yer- ler az bu utlu ve açık ge- çecek Havea sıcaklığı artmaya devam edecek Rûzgâr gjney ve baö yönlerden hafrf. ara sıra orta kuvvetle esecek Denizlerı- mızde rûzgâr günbatısı ve lodostan 3-5 kuvvetınde, saatte 10-21 denız mılli tıııla esecek. Van Gö)ü nde tiava parcalı bulutlı geçecek Adana Atyon Ağn Ankara Antalya Aydın Bursa Çanakkale Dıyarbakır Edırne Emırum Eskışehır tsta/ıOji lanır Kars Kcciya Samsun Trabzon Zonguldak B 24 10e A 25' 8" Y 19" T B 24° 10" A 31' 16* B 29' 11" B 22' 13' B 23" 14= A 29' 10" B 18' IV Y 16' -2' 6 21' •»' B 21' 15° A 28' 15" Y 19= 0" B 21' 71 B 21" 12* Y 22° 11" B 19' 14' Amstetdanı Amman Atına Bağdat Baıksel Cenevre Frankfut LSfkoşa Peterchırg Londra Madrid Mılano Moskova Munıh Pars Prag Rıyad Roma Viyana Y A B A Y Y B A B Y Y Y B B B Y A Y Y 12* 34' 24' 33" 13' 15* 14' 28' 6" 12S 21' 15" 7° 13' 14" 12* 3T 2? 14S açık bulutlu yağmurlu sıslı karlı A-açık B-bulutiu G-güneşlı K-kar'ı S-SESI» Y-yagmurlu Ordu K. Irak'a girdi • Baştarafı 1. Sayfada nna karşı, "Türk sınır güvenli- ğinı korumak amacıyla başla- tıldığı" belirtilen harekât çerçe- vesinde komando, jandarma ve piyade timleri görev yapıyor. Kara harekâtı çerçevesinde. peşmergeler güneyden PKK- İılan sıkıştınrken Türk Silahh Kuvvetleri'ne ait birlikler de kuzeyden kaçmakta olan grubu sıkıştırmayı hedeflıyor. Kara operasyonuna 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı bünyesin- de bulunan F-4 ve F-104 uçak- lan da katıbyor. Dün sabah saat 06.45'ten itibaren Hafta- nin bölgesinden Türkiye'ye doğru kaçmakta olan PKK. mı- htanlanna yönelik olarak Türk uçaklan Türkiye-Irak smınn- dan 30 kilometre kadar içeriye girerek, 14'ü sabah olmak üzere toplam 20 sorti yapülar. Genel- kurmay kaynaklanna göre bu harekât sırasında PKK'ya bü- yük kayıp verdirildi. Genelkurmay kaynaklan, PKK. militanlannın ikinci di- rendiğj nokta olan Harkurk bölgesine henüz bir kara ya da hava harekâtı olmadığını bil- dirdiler. Ancak edinilen bilgive göre bu bölgeye de kısa bir süre içerisinde Hava Kuvvetleri'nin desteğinde kara harekâtı başla- yacak. Genelkurmay Başkanlığı'- TÛRKİYE Hakkâri SURİYE 1 Şımak « ^ " # " 1 Duhok» Türk Silahh Kuvvetieri •nın İRAN Musul | PKK'hlar •Erbıl KerVük Sûteymaniyo • ndaki üst düzey askeri yetkili- ler, dün sabah başlayan İcara ve hava operasyonunu Genelkur- may Harekât Merkezi'nde saat saat izlediler. AA'nın Zaho kaynaklı haberi- ne göre peşmergelerin verdiği süre bugün dolacak. PKK'h militanlann çekilme arayışı içinde olduğu. önce Türkiye sı- nınna doğru yöneldiği ancak daha sonra Iran sınınna doğru yön değiştirdiği öğrenıldi. Genelkurmay adınt adun izledi KuZe\ Irak'ta başlatılan kara harekâtı. Genelkurmay karar- gâhındaki Harekât Merkezi"- nde saat saat izlendi. Genelkur- may kaynaklan, sınır ötesi kara harekâiını, "hudut bölgesinde sınır gûvenhğini sağlayıcı bir operasvon" olarak nitelerken-, Genelkunmay karargâhının ışıklannın gece yansına kadar açık olması dikkat cekti. Asken kaynaklar, sınırlı ola- rak nitelendirdikleri sınır ötesi kara harekâtı çerçevesinde PKK militanlan ile yer yer sı- cak temasın olduğunu bildirdi- ler. Bu arada 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı'na bağlı uçaklar dün öğleden sonra da Haftanın bölgesinde toplanan PKK militanlarının bulunduğu bölgeyi bombaladüar. Genelkurmay Başkanhğı'- ndan üst düzeyde bir askeri yet- kili, operasyon ile ilgili Cumhu- riyet'e bilgi verirken, "'Bizim en başından itibaren koyduğumuz teşhis geçerlidir. Biz, kendi sı- nırlanmızın güvenliğini sağla- mak için operasyona başladık. Zaten başlaulan operasyon da direkt bir kara operasyonu de- ğildir. Yalnızca belli bölgelerde çukurda bulunan yerlerde bek- lemek yenne karşı tarafa geçe- rek daha hâkim bölgede önlem almakür. Yani karakollar ken- di pozısyonlanna göre emniyet tedbirleri alıyorlar" dedi. Askeri yetkili, peşmergeler PKK"yı güneyden kuşatınca. militanlann kuzeye yani Tür- kiye'ye doğru kaçacaklan yo- lunda daha önceden yapılan tespıt çerçevesinde kara hare- kâtına başlandığını da beürte- rek, "Peşmergelerin basürması sonucu bizim güneyimizde he- def beürdi. Yani hedef ortaya çıktı. Tabii ki hedef görününce biz de vuracağız" dedi. Kara harekâtı sırasında He- zil Çayı civanndaki operas- yonlarda sıcak temas yaşanı- yor. Harekât 23. Jandarma Sınır Tugayı Komutanı Tuğ- general Mete Sayar tarafın- dan yönetiliyor. Çaüşma sıra- sında bir yüzbaşınıtı bacağı koptu. Olay sırasında yakında bulunan Tuğgeneral Sayar'ın da çok hafıf yaralandığı öğre- nildi. Demirel: Operasyon smir olayıİç Politika Senisi - Başbakan Süleyman Demirel. Türk Silah- lı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a düzenlediği operasyonun "mü- dahale değil sınır olayı" oldu- ğunu ancak bunun müdahale edilmeyeceği anlamına gelme- veceğini söyledi. Demirel. -dün akşam Jstanbul'da gazetecilere verdiği yemekte "Türk Silahh Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a yaptığı operasyon hangi aşa- madadır" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bir sınır olayı. Türkiye he- nüz Kuzey Irak'a müdahale etme karan vermemiştir. Ver- meyeceği anlamına da gelme- sin. Türkiye, rahatsız edilmeye devam edemez. ilk evvela kendi içinde sorunu halletmeye çalışır ama Kuzey lrak'ta veya başka yerlerde birtakım adamlarTür- kiye'yi rahatsız etmeye devam ederse Türkiye onlan sivrisinek gıbı teker teker yok etmeye kal- kamaz O zaman bataklığı ku- rutacaktır. Ve bu da Türkiye"- nin hakkıdır. Herkes eğri otur- sun, doğru konuşsun. Olay budur. Şu anda böyle bir sorun yok. bu. günlük bir olaydır. KuJey lrak'ta 10 bin tane talim görmüş. eğıtim görmüş ve iyi si- lahh bu örgüte mensup insan vardır. Bunlan biz biliriz, kamplannı biliriz. her şeylerini biliriz. Bunlann Kuzey lrak'ta diğer gruplar için yarattığı bir rahatsızlık vardır. Şimdi bunlar Kuzey Irak'ta nüfuz sahibi olurlarsa öbür gruplann hayat sahasını zorlaştınrlar. Onlar arasında bir mücadele cereyan ediyor. Bunlar Türkiye'ye geç- meye kalkarlarsa, Türkiye-lrak sının kapabdır. 'Hani kapalı, gene adamlar sızıyor' kimse de- Filistiıı askısuıııı altındaMBaştarafi 1. Sayfada edilmiş. Hapishanenin yeni ko- nuklan arasında buraya hiç de yabana olmayan biri var: Ke- mal Hüsseyin. Hüsseyin yıllar önce çalışmak amaayla geldigı Süleymanıye'de günlerden bir gün bir kavga sonrasmda iki gün boyunca bir numarah hüc- rede kaldığını anlatıyor. Hüsse- yin "O zaman yan taraftaki işkence odasından acı feryatlar geürdi. Şimdi ise çocuk sesleri geliyor" diye konuşuyor. Bina- lar zincirinden oluşan hapisha- nenin bir başka binasına geçi- yoruz. Dış duvarlarda roket ve makineli tüfeklerin açtığı delik- ler dunıyor. Giriş kaündak: hücrelerin bulunduğu her yen Saddam döneminin hapishane müdürü siyaha boyatmış. Yeni konuk duvarlara açık renkli ga- zete kağıdını yapışunyor. Belli ki ruhu kararmış. Beş alü yaşla- nndaki erkek çocuğu ise baba- sının ne 'yapmaya çalıştığmı anlamaya çabşıyor. Binajar arasında mekik dokuyoruz. İn- sanlann ilk andaki ürkütücü bakışlan samimi ve sıcak dav- ranışlara dönüşüyor. Hele Türkçe konuşulunca, samimi- yet artıyor. erkek görünce içeri kaçan kadınlar konuşuyor, hatta fotoğraf için poz vermeye başlıyor. Yaşadıklan odalara davet edivorlar. Onlarca çocuk arkamıza düşmüş ilgivle izliyorlar. Fo- toğrafin karesine girebıhnek için yanş ediyorlar. Aylardan Ekim olmasına.karşın .dışanda hava yaklaşık otuz derece. Ço- cuklar yalınayak. Gidecek baş- ka bir yer olmadığı için buraya yerleşen ve açlıkla karşı karşıya olan bu insanlardan Türkmen olanlara soruyoruz "Sizi temsil eden Milli Türkmen Partiniz var. Onlar gelip içinde bulun- duğunuz durumdan kurtarma amaayla yardım kuruluşlanna başvurdularmı? "Yanıt kısa ve öz. 'Ne gelen var ne de soran. Peşmergeler de Gelen yardun- lan dağıtmak yerine satıyorlar. 'Cezaevinin zorunlu konuklan kış aylannın yaklaşmasından yakınıyorlar. Yiyecek sıkıntısı- nın zaten çekildiği bir dönemde bir de çocuklann hastalanma- lan onlan endişelendıriyor. Zi- ra, ilaç bulmak oldukça zor. Onlarca aile, etraflannda olup bitenden habersiz, mutlu ola- caklan günleri bekliyorlar Saddam'ın bombaları cezaevini mesken vaptırdı. mesın. Burada ne olduğunu herkes ıyi bilmeli. 500 metre yüksekliğinde dağlar var. Bu dağlar gecit vermeyecek şekilde kapatılmıştır ama bu dağlann insanı gene birtakım sızmalan yapabiliyor. Yani praük olarak hudut kapalı. Geçen ne oluyor? 3 km sonra karakola çarpıyor ve püskürtülüyor. Buna devam edemev iz. Böyle her gün 20 as- kerimizi şehit ederek devam edemeyız. Sabnmız tükenir bir gün. Onun gereğini yapanz. Türkiye'yi kimse bölmeye kalk- mamalıdır." Savunma bütçesi sorunlu EVREN DEĞER ANKARA - Milli Savunma Bakanlıönın (MSB) 1993 yılı bütçesi. vine sorunlu başladı. Yüksek Planlama Kurulu'nda 30 trilyon olarak öngörülen bütçe, askeri kesimde yeterli bulunmadı. Askeri kesim, bu bütçenin. Türk Silahh Kuvvet- leri'nin (TSK) imkan, harekat ve kabilıyetini olumsuz yönde etkileyeceğini bildirirken, Milli Savunmd Bakanı Nevzat Ayaz, buna karşı çıkarak, " Bu yılki bütçe TSK'nın imkan, harekat ve kabilıyetinde bir noksanlık varatma/. kesinlikle. Herhangi b r menli şey olamaz, böyle bir $ey ne hükümetin aklından ge- çer, ne de biz böyle bir şeyi ka- bul ederız" dedi. Bakan Ayaz, Milli Savunma Bakanlığı büt- çesi ıçın belli bir teklifte bulu- nulduğunu, bu konuda müza- kerelerin devam ettiğini de söyledi. Kara Kuvvetieri Ko- mutanı Orgeneral Muhittin Fi- sunoğlu ise, "Ulusal bütçeden savunmaya aynlan payın dra- matik bir şekilde azaldığmT söyledi. Milli Savunma Bakanlığı'nın 1993 yıh bütçesinin 30 trilyon dolayında olması askeri kesim- de rahatsızhk yarattı. Özellikle Güneydoğu'daki terör olaylan çerçevesinde arttınlan askeri önlemlenn ve TSK'daki yeni- den yapılanmanm maddi açı- dan büyük yük getirdiğine işa- ret eden askeri kaynaklar, bu rjkamın arttınlmasını istediler. Milli Savunma Bakanı Nev- zat Ayaz da, konu ile ilgili ola- rak Cumhuriyet'in sorulannı yanttlarken şöyle konuştu: "Bütün bütçelerde olduğu gi- bi her bakanlık bir teklifte bulu- nur, ama o teklifin daima altın- da olan rakamlarla bağlanır bütçe. Yani herkesin istediğini verdiğiniz takdirde, bütçe bu- günkünün iki misli olur en azın- dan. Bizim talebimiz ile verilen arasında büyük farklılık var. O konuda karşılıklı çalışmalar ve müzakereler sürüyor. Neticede de bir noktada anlasılıyor. Şu anda rahatsız edici bir durum söz konusu değil. Aşagı yukan da bir anlaşmaya vanldı." GÖZLEM UĞURMUMOJ • Baştarafı 1. Sayfada Bu konuda çok geç kalındı. Cem Uzan'ın "İnterstar" ve "Teleon", Ahmet Ozal'ın "Kanal6", Erol Aksoy ile Hürri- yet ve Sabah gazetelerinin ortaklığındaki "Show TV" yasal boşluktan yararlanarak yayınlarını sürdürüyorlar. Bu yasadışı yayınlara PTT destek oluyor. Bu yasal boşluğun bir an öncedoldurulması gerekiyor. 7 Eylül 1992 günü, Avrupa Konseyi'ndeki Büyükelçimiz Sönmez Köksal'ın Strasbourg'da imzaladığı "Avrupa Sı- nır Ötesi Televizyon Sözleşmesi", televizyon yayınlarıy- la ilgili düzenleyici kurallar getiriyor. Bu sözleşme de böyle bir yasanın bir an önce çıkarıl- masını gerektiriyor. Sözleşme, "kablo, yer vericisi veya uyduyla" yapılan bütün yayınları kapsıyor. Sözleşmeyi imzalayan taraflar, "İnsan Haklan ve Temel Özgürlüklerin Korunması Söz- leşmesi"n\n 10. maddesine uygun olarak söz ve haber alma ve yayın ızleme özgürlüğünü koruyacak ve prog- ram hizmetlerini kısıtlamayacak. Sözleşmenin 7. maddesi şu yayın ilkelerini getiriyor: -Programlar, edebe aykırı olmayacak ve pornografi içermeyecek. Şiddet eğilimini körüklemeyecek ve ırkçı nefret duygu- larını kışkırtıcı nitelikte olmayacaktır. Çocuklann ve gençlerin "fiziksel, zihinsel ve ahlaki" gelişimlerini zedeleyecek türden yayınlar, ancak geç sa- atlarde yayımlanacaktır. 10. madde ile de haber, maç ve reklamlar dışı ndaki ya- yın saatlerinin "Avrupa yayınlanna aynlması" kararlas- tırılmıştır. Sözleşme ile reklamlara da şu ölçülerle sınırlama geti- rilmektedir. -Reklamlar günlük yayın süresinin yüzde 15'ini geçe- meyecektir. Ancak ürünlerin alımının, şatımının, kiralan- masının veya hizmetlerin tedarikinin topluma doğrudan sunulmasını sağlamak uzere bu oran, spot reklamlarının yüzde 15'ini aşmaması kaydıyla yüzde 20ye çıkabilir. Bir saatlik yayın içerisinde spot reklamlara aynlan sü- re yüzde 20'yi aşamaz. Bu konuda bir başka kısıtlama da haber ve güncel programları düzenli olarak sunan kişilerin görüntü ve seslerine reklamlarda yer verilmemesidir. örneğin, haber programı hazırlayan ve sunan ünlü ve açıkgöz gazetecilerin banka reklamlannda boy göster- meleri yasaklanmaktadır. Kısıtlamalar bu kadar da değil. Konulu filmlerin 45 dakikadan fazla olması haiinde her 45 dakikanın sonunda bir kez ilan konabilecek; haber ve güncel programlar, belgeseller ve çocuk programları 30 dakikadan az olursa, bu programlar reklamlarla kesil- meyecek. Sigara reklamlarınayer verilmeyecek, alkollü içki rek- lamları da belli kurallara bağlı olarak yayımlanabilecek. Sözleşmede "haber ve güncel programlara mali des- tek vermek" yasaklanıyor. Böylece belli banka ve şirket- lerin "sponsor" olarak haber ve güncel programlar ara- cılığı ile "dolaylı reklam•"yapma yolları kapatılmaktadır. Bakanlar Kurulu gündemindeki "Türkiye fiadyo ve Te- levizyon Yasa Taslağı" ile "Ulusalİletişim Kurulu"adıyla bir kurul oluşturuîduğu ileri sürülüyor. Özel televizyon ve radyo istasyonları Ulusal iletişim Kurulu'ndan "yayın izni" aldıktan sonra yayın yapabile- tekler. Dünyanın hiçbir liberal ülkesinde radyo ve televizyon alanında bizde olduğu gibi başıboşluk yaşanmamıştır. Hemen hemen bütün Batı ülkelerinde yayınlann ilkeleri ve kuralları tek tek saptanmış. televizyon ve radyo yayın- ları ancak bu ılke ve kurallar saptandıktan sonra yapıla- bilmiştir. Bakanlar Kurulu gündemindeki bu yasa taslağının, Türkiye Cumhuriyeti adına imzalanan sözleşme ile koşut hükümler getirmesi gerekir. Yeni yasa çıkıncaya kadar özel televizyon kanalları bu başıboşluktan yararlanarak milyarlarkazandılar. 1980 sonrasmda uygulanan ekonomik modelin hukuk- sal çerçevesi çizilmediği için birçok sorun yasandı. "Banker faciası" bu sorunlardan yalnızca bir tanesiydi. özel televizyon ve radyo yayınları için yasal çerçeve be- lirlenmediği için de bin türlü sorun yaşanıyor. Yasal dü- zenleme geciktikçe özel televizyon kanalları hiçbir ilke ve kurala bağlı olmaksızın yayın yapıyorlar. Ve tabii bu arada, yine hiçbir kurala bağlı olmaksızın yayınladıkları reklamlarla da "reklam pastasını" arala- rında paylaşıyorlar... Diyarbakır'da 4 PKK'h öldürüldü Haber Merkezi- Diyarbakır'- ın Çınar ilçesine bağlı Kazıkte- pe köyünde güvenlik güçleriyle çatışan 4 PKK'lı militan öldü- rüldü. Agn'nın Tutak ilçesinde şantiye basan PKK'lılar 6 kam- yon ve 1 loderi ateşe verdi. Di- yarbakırda bir ilkokul öğret- menı faili meçhul cinayete kurban gitti. Olağanüstü Hal Bölge Vali- lıği'nden yapılan açıklamaya göre Diyarbakır'ın Çınar ilçesi- ne bağlı Kaaktepe köyü bölge- sinde bir evden güvenhk güçle- rine ateş açıldı. Çıkan çatışma- da 4 PKK'lı militan öldürüldü, bunlara y ataklık yapan 4 kişi de yakalandı. Evde yapılan ara- mada 4 adet uzun namlulu tü- fek ve bir el bombası bulundu. Mardin'in Derik ilçesinde güvenlik görevlisine silahh sal- dında bulunan bir PKK'lı ya- rah olarak yakalandı. Diyarbakır, Mardin, Siirt. Tunceli ve Elaağ'da düzenle- nen operasyonlarda 35 PKK'h yakalandı. Ağn'nın Tutak ilçesi Haayu- suf köyü yakınlanndaki Köy Hizmetleri şantiyesi önceki ak- şam bir grup PKK'lı militan tarafmdan basıldı. İki şantiye bekçisini etkisiz hale getiren mi- litanlar şantiyede bulunan 6 kamyon ve bir loderi benzin dö- kereİc yaktılar. Hakkari'nin Durankaya köyüne önceki geoe baskm düzenleyen PKK mili- tanlan bir korucuyu öldürdü- ler. Çukurca'nın Kayalık köyü jandarma karakoluna düzenle- nen basında 4 er yaralandı. Diyarbakır'ın Bağlar semtin- deki Atatürk îlkokulu öğret- meni Hıdır Zor, dün sabah saat 07.30 sıralannda kimliği belirle- nemeyen bir kişinin silahlı sal- dınsı sonucu başından tek kur- şunla ağır yaralandı. Silvan ilçesinde dün saat 06.00 sıralannda işyerlerine git- mekte olan Tekel işçileri Meh- met İhsan Yazaydık ile Nuri Beskisiz, kimliği belirleneme- yen kişilerin saldınsı sonucu öldürüldü. Siırt'te üç gün önce kaçınlan taksı şpförü Kasım Efe'nın ce- sedi dün Billoris Kaplıcalan yolunda bulundu. Iferlilerîn savımucıısu Menchu'ya Barış NobePi OSLO(AA)-1992NobelBanş Ödülü, Guatemala'da köylü mu- halefetin önderi Rigobera Menc- hu'ya verildi. Oslo'da Nobel Ko- mitesi tarafından yapılan açıkla- mada, I981'denberiMeksika'da sürgünde yaşayan 33 yaşmdaki Menchu'nun, insan haklan yo- lundaki mucadelesi dolayısıyla ödule layık bulunduğu belirtildi. 1992 Nobel Bans Odülü'nü ka- zanan Guatemala muhalefet li- derlerinden Rigoberta Menchu, Kristof Colomb'un Amerika'ya ayak basmasından 500 yıl sonra Amerikan yerlilerinin sembolü haline gelen liderlerden birioldu. Ailesi katledildikten sonra 1981'de Meksika'ya sürgüne gön- derilen Menchu, yaşamını Ame- rikan yerlilerinin haklannın ta- nınması ülküsüne adadı. Menc- hu, " Yerliler, sadece kültürel bir rrfiras değildir, onların da hakla- n var" diyerek mücadeleye atıldı. Guatemala Köylü Birliği* (CUQ Yönetim Kurulu'nun ya- ni sıra Guatemalamuhalefet tem- silciliğinin de üyesi olan Menchu, Uluslararası Yerüler Konseyi'nin de önde gelenjsimlennden biri. 1959 doğumlu Menchu, Maya-Quiche kavminden gc- liyor. Kendisini "devrimci bir Fİristiyan" olarak tanımla- yan Menchu, "Çok şeyi bağış- layabilirsiniz, ama unutmak olmaz" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle