Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 14 EKİM1992ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Akşamın ilk saatleri Sarayburnu. Leyla Türkiye üzerine düşüncelerini söylüyor, denize karşı
Çocuk rıılılıı biz Türkler
ievla ıle sık sık akşamın ılk saat-
lennde Sarayburnu'nda buluşuyor-
duk
Lvrupa'nın en ucunda. Halıç'ı
Marmara \e Boğazdan ayıran, eskı-
den sultan sarayma bağlı olan bır park
burası Karadenız'den ınen soğuk su
akıntılan Asya yakasından Avrupa
>akasına en az yırmı kez fırlatıldıktan
sonra gelıp buradakı nhtım taşlanna
vuruyor Constantınople lımanına gı-
ren çıkan bütun gemıler bu burnun
onunden kıvnlarak geçıyorlar Bura-
dan bakınca Istanbul camılen gıbı.
Üskudar camılennı, Pera'nın ve Ga-
lata'r.. vuksek bınalannı da görebılı-
yorsunuz
Lvrupalılar ahşvenş ve eğlence
yertennın bulunduğu buyuk caddeier-
den uzakta olan bu parka pek gelmez-
ler Entelektuel" ya da poiıtıkacı
olmayan Turklenn gutığı butun yer-
lerdekı gıbı burada da buyuk bır dın-
gınlık \e sessızhk egemen
Leyla anlatıyor: Gazi,
çölün ortasındamodem bir
başkent kurma oyunu
oynadı. Ankarayapılırken
hiçbirşey unutulmadı: Ne
büyük mağazalar, ne ışıklı,
tahelalar, ne
bakanlıklardaki otomatik
telefonlar, ne de küçük
çocuklar için
bahçelerde-parklardakum
havuzlan. Yalnızcabir
şeyiunuttu, birşehrin
genelolarak ekonomik bir
varlık nedeniolması
gerektiğini. Böylecebütün
ülke vannıyoğunu
Ankara 'nıngüzelliğiiçin
tüketiyor.
ieyla benım Yalova gezısındekı
arkadaşlanna pek de hayran olmadı-
ğımın farkına varacak kadar duyarlıy-
dı Sarayburnundakı dolaşmalan-
mızdan bınnde onlan hoş gormem
ıçın şunlan soyledı
"Çocuklan yaşlan yuzunden kına-
ydmazsınız Sız Avrupalılar, aklın
oyunlanna ve yarattığı makınelere
karşı hayranlık duymuyorsunuz arük
Bızans'ta doğan ve buyüyen onlar
(Constantınople daha on yıl oncesıne
kadar hâlâ Bızans'tı). ansızm kendıle-
nnın olan sızın uygarlığmıza henüz alı-
şık değıller"'
"Onlar çok genç ve büyuk ınsanlar
ıçın basıt bır ış konusu olan şeylerle
çocuklar gıbı oynuyorlar Yıne çocuk-
lar gıbı oy unlannın cıddıye alınmasını
ı^tıyorlar
Bıam şoförlere bakın bır, arabala-
nnı kornalar, sırenler, klaksonlar çala-
rak tam gazla yola surmekten nasıl da
zevk duyuyorlar Durduklan zaman
hayran havran bakan çocuklar alıyor
çevrelennı Onlarsa kasılıyorlar. mo-
torun nasıl çalıştığı uzenne şaşkınlık
verıcı açıklamalarda bulunuyorlar
Noel'de mekanık tren hedıye edılen
küçuk bır Fransız çocuğu gıbı
"İşte benım fakülteyı bıtıren arka-
daşlanm da bu yepyenı, guzei oyun-
caklarla oynayarak eğleruyorlar Şe-
hırcılıkle, demır köprüler ınşa etme
sanatıyla, tıpla ya da tanh bıhmıyle
"İşte Gazı, çölün ortasında modern
bır başkent kurma oyunu oynadı An-
kara yapılırken hıçbır şey unutulmadı
Ne buyuk mağazalar. ne ışıklı, tabela-
lar. ne bakanlıklardakı otomatik tele-
fonlar, ne de kuçuk çocuklar ıçın
bahçelerde-parklarda kum havuzlan
Yalnızca bırşeyı unuttu, bırşehnn ge-
nel olarak ekonomik bır varhk nedeni
olması gerektığınj Böylece bütün ülke
vannı yoğunu Ankara'nın güzelliği
ıçın tüketiyor
"Ama Fransa'da benzennı, Avru-
palılar arasında en ıncelmış olanlann,
ozgur bırakılmış bır mantığa ovguler
duzerek, tasımı (syllogısme) saçmanın
anınna kadar gotürerek aklın denge-
stz bır kullanımdan tat aldıklannı.
Jarry'nın Docteur Faustroll'u. Laut-
reomontnun Chants de Maldororu.
Raymond Roussell'ın Locus Solus'u
gıbı kıtaplan goklere çıkardrklannı
gormedım m\
n
"Dostum, Turkıye, bütün modern
Doğu'da olduğu gıbı yaşama geçmış
dadaızmın ta kendısı
"Ama yıne de sıze bır soru sormak
ıstıyorum Turkıye'de bır tek ırmak bı-
le gemı çalıştırmaya elvenşlı değılken
Pera'da dunyarun en gebşkın hydrog-
rafya laboratuvannın bulunması, Ba-
tılı 'uygar" köylulennçok fazla buğday
uretııklen ıçın açlıktan olmelennden
daha mı saçma''"
Leyla ya da
Açgözlü Genç Kızlar
R O G E R V A I L L A N D
Çeviren: Feridun M. AKSIN
len bır yer varmış İnanılmaz #bı
görunur ama şımdıye kadar hıç esrar
ıçmedım Bu çocuk bana bır şeyler
oğretmelı ne de olsa
1
"
B
lardan yalnız bın boyanmıştı Hepa-
nın ayaklannda ıyıce eskımış ayakka-
bılar. üstlennde bayağı yoksul manto-
lar vardı Hepsının de permasız ve
hıçbır zaman bıçımlendınlmemış duy-
,gusu veren saçlan duz tutamlar halın-
de düşuyordu Bıraz şışmanca olsalar
da çırkın sayılmazlardı
B'ır yelkenlı geçıyor, bır yandan
çarklı geçıyor. bır petrol gemısı geçı-
yor Boğaz'ın yoğun koyu mavısı uze-
nnde menekşe rengı gölgeler yansıyor
K..adm şarkıcılar ellen dızknnın
ustünde, gostenşsız, yan yana otur-
muşlar Orkestra, yakınan bır
Doğu ezgısınc başlıyor Kadınlardan
bın kalkıyor, kollan aşağı sarkık. ne
vucudunu ne başını hareket ettırmek-
sıan şarkı soylemeve koyuluyor Bıtı-
nnce yenne oturuyor, bır sonrakı
kalkıyor arkasından
bır tur esnklık duymaya başlıyorsu-
nuz Sankı kanınız daha hızlı akıyor,
duşunceler \e hayaller kafanızın ıçın-
de daha rahaıça bırbınnı ızlıyormuş
duygusuna kapılıyorsunuz Kendınızı
daha taze. daha hafıf ve daha çevık
hıssedıyorsunuz, ama yıne de canınız
kıpırdamak ıstemıyor
leyla bu tur heyecanlara karşı
çok duyarlı gorunuyordu Bana coş-
kuylakendısıneılışkınsonolaylardan.
Ichtar Bey m lıranın duşmesınden son
derece etkılenen cımnlığı ıle sefahatlan-
nın tedırgın edıa bır tamğı durumu-
na gelen kızını buradan uzaklaştınma
ısteğ arasındakı çatışmadan, butun
ulkelenn edebıyat urünlennden kızı
kadar haberlı olan, oğleden sonralan,
Boğaz kıyısındakı buyuk ışıklı "yalı
1
-
sında bır dıvan uzennde uzanmış mı-
safır kabul eden hastalıklı. solgun
annesınm çevresındekı entelektuel-
ler den soz edıyordu
Leyla'nın. annesinin tutkunlanndan birivle geceleri gıttiği Gardenbar'da bir yılbaşı gecesi. Balo hızuıı almış, dans
pisti \e merdivenier serpantin ve konfeti içınde. Cazbant hızlı bir parça çalıyor. (Fotoğraf SELAHATTIN GİZ)
u anlarda sevınanı gostermek-
ten kendmı alamıyordu "Oh, oh
1
"
dıyordu. "onlar benı Constantı-
nople'a gen çağırdılar Pekâla' Ben de,
annemın dostunu elınden alıyorum
Sözde babamın evındekı butun odala-
ra gunun hangı saatınde olursa olsun
sevımlı bır şaşkınlık numarasıyla pat
dıye gınyorum Bır keresınde oda hız-
metçısi ıle yakaladırn onu Rum kızını
yatağadevırmıştı Üvey annemı de Er-
menı muhasebecı ıle opuşurken gor-
düm Düşunun monşer, bır Ermenıy-
le
1
Az keşıf mı bu*
1
Sonra Ichtar Bey'ın
sekretennı tavladım Beledıyenınyap-
tırttığı okul ınşaatlanndakı kusurlan
gormemesı ıçın muteahhıtten "bahşış"
aldığını ıfşa ettı bana Kuşkusuz âdet
boyle, ama belgeler var elımde
1
"Sanıyorum kı yakında Pans'e do-
neceğım ve bana gondenlen para da
arttınlacak "
.ğır ağır fstanbul'a doğru çıkı-
yorduk Gece ınmış gıbıydı Gazı'nın
heykehnın onunden geçtık Avrupalı
gıbıgıyınmıştı,ayaktaydı,yüzüAsya'-
ya donuktü, yürüyordu Odaneıste-
dığını bılıyordu ve bunu elde etmıştı
Butün şehır pml pınl gozlenmızın
onünde uzanıyordu Ulusal bayramın
anfesındeydık ve camılenn şerefelen.
elektnk lambalanndan yapılmış ıkılı
uçlu kolyelerle çevrelenmıştı
leyla gıttıkçe artan bır coşkuyla
konuşuyordu
"Fızık eğıumı yapacağım (lısedey-
ken çok başanlıydım), matematık
kurslarına. Sanskntçe kurslanna de-
vam edeceğım "
"Şu Alman resım kıtaplan \ar ya.
butun çağlann ressamlanndan başe-
serlenn çok guzel röproduksıyonlannı
venyor. onlardan daha da alacağım
Italyan sevgılılenm olacak. benım
sağhklı olmave elde etme duygulanmı
okşayacaklar(Mussolını bana Vızgelı-
yor), benı sevdıklennı soylemeyen.
benımle alay eden Fransızlar olacak
(ama gecelen penceremın onunde bır
aşağı, bır y ukan gıdıp gelırken gorece-
ğım onlan), henuz kadın elı değmemış
Amenkalılar. bana gelmek ıçın yalva-
racaklar (ama ınatçıyım ben), benım
ıçın kanlannı terkedeceklennı söyie-
yen fsveçlıler, onlan kapı dışan edınce
geceler boyunca Pans'te, ıçerek, fahı-
şelere gderek dolanıp duracaklar,
"Bır otomobıl Ve bır de motorlu
sandal " dıye ıblısçe sözünü kestım
(Semıha Ahmed'le karşılaşmamızı
ona anlatmıştım)"
B'u sırada, çevresı açık. kuçük
bır muzık koşkunden bır Doğu muzığı
orkestrasının ılk akortlan gelıyordu
1900 yıhna doğru bır sullanın fanteası
olarak metropolıten stılınden yapılmış
olan koşkun mat camdan ıç duvarlan,
teneke ve karton parçalanyla yamalı.
sahneyı çevreleyen tahtalar ıse kübıst
resımlerle susluydu
R
Orkestra beş çalgıcı. dort kadın
ve bır erkek şarkıcıdan oluşmuştu
Çalgıalar. gende dıpte, şarkıcılar ön
tarafta sıralanmışlardı Kadın şarkıcı-
.esıtal böylece, ağırbaşlı bır kı-
lıse törenı. duvarlannda suretler olma-
yan bır tapınağın pes sesle söylenen
ayını gıbı hıç gosterışsız, hıç abartma-
sız süruyordu
faman zaman bır goz kırpışı bu
tekduze ayını bırazcık canlandınyor
gıbı oluyorsa da bu canlıhk çok belır-
sız kalıyor Batılı sanatçılann bızı alış-
tırdığı "efektler'den hıçbınnın bulun-
madığı şarkının kendısı de tekduzey-
mış gıbı gorünüyor Ama gıderek
ıçınızı ferahlatan. alnınızı sennleten
leyla annesınm tutkunlanndan
en bağlı olanını ayartmıştı Çılgın bır
tempoyla onu. Karadenız kıyısından
Boğaz"a, Pera'dakı bır kıtapçıdan İs-
tanbul'dakı bır mücevhercıye, Şışlı'-
dekı bır tenıs kortundan Galata'nın
karanhk mahallelenne sürukluyor. ge-
ceyı o gunlenn moda gece kulubu
Garden'de geçırtıyor ve sabahın erken
saatlennde pat pat gurultuler çıkaran
motorlu sandalıyla Habç'te geantıye
zorluyordu.
"Bana afyon ıçırmeye de söz verdı"
dıye ekledı Leyla "Tarabya yolu us-
tünde eskı bır sarayın içınde esrar ıçı-
B'u ığnelı sözu soyler söylemez
pışman oldum Bütün yaşamı, butün
şıddetı, butun doymazlığı ıle bu kuçük
Türk kızı sonuçta bır Ronesans pren-
sesı kadar hayran olunacak bınydı
Beatnce d'Este de, Lucrece Borgja da
ne başka turlu konuşabılır ne de başka
turlu yaşayabılırdı Ona gelınce sozle-
nmı duymamıştı bıle, devam edıyor-
du "Yaşamı sevıyorum Ah' Görmek
ıçın gözlen olması ınsanın, ne kadar
guzel Duymak ıçın kulaklan olması.
zevk almak ıçın bır bedenı. anlamak
ıçın be\ nı
SÜRECEK
Sovyetler Birliği'nin yaşadığı dağılma sürecinin ayak sesleri Rusya Federasyonu'na doğru yayıldı
Rusya9
da kazaıı kaynıyor
TATARLARI
U N U T M A Y I N I Z
GÖNÜL PULTAR
-1-
o\yetler Bırlığı'nın dağılması
yepyenı bır sureç başlattı Baltık cum-
hunyetlennın bağımsızlıklannı Batf-
nm kararlı desteğı sayesınde kolaylık-
la elde etmelenyle başlayan bu sureç
şımdı gıderek kanlı bır şekılde suregı-
dıvor
son olarak Abhazya Gürcıs-
tan'dan aynlmağa çalışıyor ve bağım-
sızlık ısteğını çok ağır bır şekılde odu-
yor AncaK Abhazya yalnız değıf
cetvel. masa başında hantada çızgı çı-
zışlen vatar' denır Topluluklann ya
da uluslann ozellık, kımlık. beğenı ya
da duşuncelennı. yorenın yerel gecmı-
şını bılmeden. onemsemeden. kum
ustünde keyfı çızgıler çızılmış olduğu
sovlenır
k^ovyetler Bırlığı ıse 2O'lı yıllarda
çeşıtlı Sovyet Sosyalıst Cumhunyet-
lerden. onlar kadar haklan olmayan
vıklerın en ateşlılennden bın olmuş
olan Kazanlı Tatar Sultangalıyev
Çarlıktan Sovyetler Bırlığı'ne geçışte
gerçekte hıçbır şey değışmedığını, Rus
emperyalızmınm sadece yenı bır ad ve
kımlık almış olduğunu ilk fark edenler-
den bın olmuştu Bılınçlenmesmı ha-
yatıyla odedı Bugün bırçok kımse
emperyalızm konusunda Sovyetler
Bırlığı"nın Çarlığı fersah fersah geçtı-
ğınıduşunmektedır
.eyfılığe en vahım ornek, Sta-
lın"ın 1945 vılında. Almanlarla ışbırlıfı
yaptılar suçlamasıyla. 1921 "de kurul-
muş olan Sovyet Sosyalıst Kırım
Cumhunvetfnı lagvetmesıdır Evet,
tek kelımevle, lağvelmesı Arkasından
da Kınm Turklennı topyekûn surgü-
ne gondermesı ve topraklannı Ruslar-
dönebılmış olan Kınm Türklen değıl
Kınm"dakı Ruslann amaçlan ıse ba-
ğımsızlığa kavuşur kavuşmaz Rusya
Federasyonu'yla bırleşmektır
k-Jo\\et Ruslar Rus olmayan
topluluk ve uluslar nezdınde. genye
donuşu olmayacağını duşunduklen.
hakımıyetlennı sağlamak ıçın ne yap-
mışlardır
9
Bır kez. her yere Rus yerleş-
tırmışlerdır Bugün BDT topraklan
gozden geçınldığınde gorülur kı, Ka-
zakıstan'dan en ufak ozerk bölgeye
kadar nufusun yansı ya da en azından
yuzde kırk kusuru Rus'tur Rusya Fe-
derasyonu ıçındekı yırmı ozerk cum-
hunvetten bın olan Yakut-Saha
Cumhurıyetı"nde Yakutlar 1926'da
nufusun yuzde 85'ını oluştururken ha-
len sadece vuzde 36"smı oluştunmakta-
İMoto
* •Tatanstan ^ ^ S
/Kazan J ., /
^ u y b y s h e v J ^ O ^ (
B,
tıkçebuyuyor
eker teker ıncelendığı zaman
kuşkusuz herbır yorenın kendıneozgu
sorunlan var Ancak bu kanşıklığın ve
sorunlann ana hatları genelde aynı
kokenden kaynaklanır gorunuyor
Ruslann Sovyetler Bırlığı'nı şekıllen-
dırme polıtıkasından
Sovyet Ruslar, Rus olmayantopluluk veuluslarnezdinde;geriyedönüşüobnayacağuu
düşündükleri, hakinüyetlerinisağlamak içinneyapmışlarahr?Birkez, heryere Rus
yerlestirmişlerdir. Bugün BD Ttopraklangö'zdengeçhrıldiğindegörülürki, Kazakistan'dan en
ufak ö'zerk bölgeyekadarnufusunyansıyadaenazuıdan yüzdekırk kusuruRus'tur.
»ugun Orta Doğu'dakı sorunla-
nn kokenınde "1918 yılında Batılıla-
nn ve de ozellıkle İngılızlenn, ellennde
özerk cumhunyellerden.ye bu sonun-
cular kadar da hdkkı olmayan ozerk
bolgelerden oluşturulmuştur Burada
dymazlık hıç yok, dncak keyfilık bol
bol var Tabıı bu keyfilık bılgjsızlıktcn
ya da dldırmazlıktan değıl, belırlı bır
amacd yonelık oldrdk yapılmıştır Sul-
tangalıyev'ın deyımıyle "'prolcter-
ulus 'lan, ıyıccne zapt-ı rapt allına ala-
bılmek ıçın
X9I7 Devnmfnden sonra Bolşe-
ld ıskan etmesı Bugun Ukrayna
Cumhurıyciı'nın bır parçdsı olan Kı-
nm da yaşayanlar Ukrayna'dan dynl-
mak ıstıyorldr Haklhlar d;iılebı)ır,
Kınm Turklennın de dığer beş cum-
hunvet kadar bağımsızlıea hakkı vdr-
dır '
Z*.ncak durum bambaşkadır
Ukrayna'dan ayrılmc' o^ jnler Kı-
nm'da yaşayan Kuslardır perestroıy-
kadan bu yana ancak. ıkı yuz bını gen-
dır Rus nufus ıse bugün yüzde 5l'dır
(
atı bu konuda behrlı bır polıtı-
ka saptamış gorünmuyor \ncak,
Bosna-Hersek orneğının gosterdığı gı-
bı, bu konuda herhangı bır olay çıktığı
takdırde Batı'nın çelışkılı ve cıfte stan-
dartlı davranacağını duşünmek her-
halde yanlış olmaz Şımdıkı halde en
ufak surtüşmede Batı televızy onlan,
ozellıkle sadece Müsluman dıye ta-
nımlamaya bayıldıklan cumhunyet-
lerden bın soz konusu olduğu zaman.
Rus halkını mağdur. ulke haikını bar-
bar gostermeye hazırlar
u Ruslann bır kısmı, ama çok
az bır kısmı. yavaş yavaş. ama çok faz-
la yavaş Rusya'ya donmektedırler
Donmeyıp, doğdukları topraklarda
kalmak ısteyen, kendılennı 199 l'e ka-
dar \atanlannda sanmış olan Ruslar
hem bundan böyle uzun süre mutsuz-
luğa mahkûmdurlar hem de. toplum-
sal hu/ursuzluk kaynağı olmaya aday
G.enelde Batılılar eğer aanlık
Muslumansa unıterdevlet kavramını,
eğer azınlık Rus veya Hmstıyan ıse
kendı kadennı kendı tayın kavramını
one surme eğılımınde
SÜRECEK
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KE1VL4L
Duvarda suç...Komunıstlığın hela duvarlarına çızılen orak-çekıç ol-
duğunu gormuş kuşaktanız Neden orak-çekıç olur,
neden hela duvarlarına çtzılır, bır turlu anlayamamı-
şımdır
Ortaokul şon sınıflardaydım Bu kez orak-çekıç'ı he-
la duvarlarına değıl de kantının camlarına çızmışlerdı
öğrencıler gormesın dıye camları kâğıtla ortmuşlerdı
Bılende de, bılmeyende de bır telaş, bır heyecan vardı
"Kantıne orak-çekıç çızmışler"
Tefaşı ve heyecanı geçene kadar camdakılerı bız
görmeyelım dıye çoktan sılmışlerdı Oysa ortalığı bu
kadar telaş ve heyecana vermeseler farkında bıle ol-
mayacaktık
Orak-çekıç'ın suçlusu olarak bır Rumelı göçmenını
bulmuşlardı Zavallı okulda hademeydı, bır şeye kızdı-
ğında suçu Bızım orda boyle şeyler olmaz" demesıy-
dı
Komünistlik daha sonra hela duvarlanndan evlerde
kıtap aranmasına kadar yukseldı Polıs gelıyor, evı ba-
sıyor, nerede ne kıtap bulursa alıp götüruyor, bunların
adı da komunıstlık oluyordu Abartarak konuşuyorlar-
dı,
"Evde komunıst kıtapları varmış "
Bu kıtaplardan kımde varsa yandı Marx ve Engels'ın
sakallı resımlerıne benzeyenler başta gelırdı Sonra
Rus edebıyatından çevrılen kıtaplar çıktı Tolstoylar,
Dostoyevskıler, Çehovlar, Turgenyevler, tumu komu-
nıst sayılırdı 'Larousse'u bıle komunıst dıye alıp go-
türduklerı olurdu
'Bunlar komunıstlık değıl ' desen,
"öyleyse burada ne arıyor" dıye sorarlardı
12 Martlar 12 Eylullerde komunıstlık belgelerı epey-
ce kabardı Sola uzanan hangı kıtabı bulurlarsa alıyor-
lardı Daha da gelıştı, yazı makınelerı bıle komunıst
belgelerınden sayıldı Akşam haberlerınde devletın
radyosu ve TV sı, " Şu kadar kıtap, bır yazı makınesı,
şu kadar solcu dokuman " bulur, söylerdı "ölu ola-
rak yakalanmıştır' da tuzu bıberıydı Sovyet ımpara-
torluğu çoktukten sonra komunıstlığın sozu pek edılmı-
yor Resmı edebıyatta komunıstlığın yerını Kurtler aldı
' Şu kadar kışı olu olarak ele geçırıldı' dıye duyarsa-
nız, bunlar komunıst değıl Kurttur
Gençlığımde her şey yasaktı Resmı goruşun ıste-
medığı neyı okursanız, bılesınız kı bunlar yasaktır.
Gençtık, gonlumuz yasağa gore akardı Hele bır do-
nem geldı kı tek yasak Nâzım Hıkmet'ın şıırlerıydı ,
Devlet bunun basılmasına karışmazdı da, basılmasın-
dan sonra ele geçmesını yasaklardı
Hazın bır oykudur
Bundan once de yazdım, bundan sonra da ıçım sız-
layarak yenıden yazmak ısterım Bır ıhbar uzenne ge-
hp evımızı aramışlardı Alacaklarını almışlar, artık
çekıp gıdıyorlardı Bırısı, salıncakta mışıl mışıl uyuyan
kızımın salıncağını gosterdı öyle ya, aranmadık bır
salıncak kalmıştı ûnemlı bır şey bulacaklarmış gıbı
salıncağa yöneldıler Mışıl mışıl uyuyan yavrucağı
uyandırdılar Gurultuye uyanan yavrucağın salınca-
ğında gozyaşından başka bır şey bulamamışlardı
Komunıst belgelerı arama donemı kapandı Yerıni
'komunıst propangadası almıştı Ne konuşursanız ko-
*nuşun içınde 'komunıst propagandası ararlardı Çun-
ku konuşmayı makıneye alan araçlar bulunmuştu. Bu
aletler komunıstlığı makıneye alacaktı Yargıçlar, bu
makınelerın aldıkları sesı komunıstlık saymadılar da
bu merak geldı geçtı
Hela duvarlarındakı orak-çekıç'ten televızyondan
goruntu yakalamaya değın yuceldık Belge olarak gös-
terıldığı de varmış Hep soyluyorlar, 21 yuzyıla yonelı-
yoruz, elbette çağdaşlaşacağız Her gun televızyonda
gosterılen sılahlı çatışmalar neyın belgesıdır, neyın
goruntulerıdır? Bosna-Hersek'tekı çatışmalar, hela
duvarlarındakı orak-çekıç değıldır
BULMACA
8
SOLDANSAĞA: 1 2 3
1/ Ege yöresınde
yaygın bır tavla oyu-
nu. 2/ Sımr nışanı..
lanf. 3/ Terazı göz-
lerınden her bın...
" -'ye benzer bır
şey var bu havalar-
da/Sarhos edıyor ın-
sanı sarhoş" (Orhan
Veh) 4/ Nışastayı
parçalayarak sekere
çeviren bır enzım.
Su 5/ Türk müzı-
ğinde bır usul. 6/
Olumsuzluk beürten
bır önek.. Fas'ın
plaka ışaretı. Bır ceşıt Ingilız bıra-
sı. 7/ Bır oyun ya da filmde dınJen-
me süresı... Süs. 8/ Doğal olarak
hayvan ve bitkı kalıntılannın üzenn-
de yaşayan ve onlann çürumesıne yol
açan bıtkı ve organızmalar. 9/ Fın
hamamı. Müstahkem yer.
YUKARIDAN AŞAGlYA
1/ Merdıven bıçımde çıkıntılan olan
kubbe. 2/ Faız.. Doğu Anadolu'da
bır ınnak 3/ Mavı renkte değeru bir
süs taşı.. Konya ilinde bır baraj. 4/ Acı, üzüntü.,
yuz. 5/ Stercn Spielberg'ın bıhmkurgu türündekı ünlü fîlmı...
Kadın savaşçı 6/ Eskıden şaırlenn kasıdelerınde övgüsunü yap-
tıklan kışılerden aldıklan para ya da armağan... Bır ışi yerine
getırme, 7/ Bır tngıhz uzunJuk ölçüsü... Bır deseni sulandınl-
mış çını murekkebı ya da başka bır boya ıJe boyama ışJemı. 8/
Arap harflennın en çok kullanılan el yazısı bıçimı... Yunan mi-
tolojısınde Apollon ile Artemıs'ın annesi olan kisı. 9/ Tohum
ekme aygıtı.
tLAN
TC ANKARA ASLİYE 23. HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1991,296
Adresı meçhul davalı Galıp Güoey. Kayaş Cad No 159 Mamak/
Ankara
Davacı Melıha Üney vekıL tarafmdan davalı Galıp Üne> akyhıne
açılan boşanma davasından dolayı
Davanın kabuiüne Çorum Sungurlu ılçesı. Bozyayla koyu. Cılc
38 Sa)fa 10 Kutuk 2 dekavıthdavaaMehha Üney ıle davalı Galıp
Cney ın Medenı Kanun un 134 maddesı uyannca ştddetl] geçunsız-
lık sebehı ıle boşanmalanna.
Tarafldnn reşıt olmayan müşterek çocuklan Tarkan Üney"m da-
hd. lyı bdkılıp gö/elıleceğıne daır mahkemeye vicdanı kanı geldığın-
den velajetının da\acı Melıha ya venlmesıne, davalı bata Galıp
Üney m \elayetı davaaya venlen Tarkan ın her ayın ılk cumartesı
gunü saat 13 00 ten ertesı gûn saat 13 00 e kadar. dını bayramlann 2
gunü saat 13 00 ten ertesı gunu saat M 00 e kadar ve temrnuz ayının
ılk 15 gûnu gonışmck suretıyle şahsı munasebeüoın tesısıne,
Davacı tarafından yaünlan 7 700 TL başvurma ve 7 700 TL karar
harcının mahsubuna eksık alınan 4 lOOhra karar harcının davajjdan
tahsılıne
Davacı tarafmdan vapılan 15 400 TL harc, 24000 TL tebbgat,
135 250 TL ılan ûcreü ceman 174 650 TL mahkeme masrafı ıle dava-
cı vekıUe lemsıl edıldığınden 250 000 lıraroaktuücretı vekâletın da-
valıdan alınıp davaaya venlmesıne karar venlmıştır
l^bu ılanın \ ayımlandığı lanhten 15 gün sonra teblığ edılmış sayı-
lacdğından ılandan ıtıbaren 15 gunlük yasal süre içınde adı gecen
karan lemyız etmedığınız lakdırde hükmün keanieşeceğı ılanen teb-
lı|olunur 28 9 1992
Basın 39411