Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım
Şırketı adına Berin Nadi # Murahhas Üye Emine TJşaklıgil
• Genel Ya>ın Muduru Hasan Cemal, Yazı Işlerı Müdurü Oka>
Gönensin 0 Haber Merkezı Muduru Ysüçıa Bayer, Sayfa
Düzenı Yönetmenı: Ali Acar • Temsılctier ANKARA- Ahmel
Tan, IZMİR Hikmel Çetınkaya, ADANA Çetia Yigenoğlu
Iç Pohııka. Cttal Bajlangıç, Istanbul Haberlerı Şaay Kalkın, Ekonomı Mcnd Tuntr, D15 Haberler
Ergıın Bıkı, lş-Sendıka Şakru Kdcad, Kultur Cttal USCT, Eğıtım Gcooıy Şıylan. Yurt Haberlcr,
Necdet Dogan, Spor Danışmanı Abdulkadır Vacelmâa, Dızı Yazılar Kemn Çafaşkan, Arajıırma
Şahın Mps>. Duzdtme AbduUah YSZKI 0 Koordınatör AhnKI Korulsan # Malı tşler Erol Erkut
0 Muhasebe Bulent Vfcocr 0 Batçe-Planlama Sevgı Osmanbeşeoglu 0 Reklam Ayşe Torun 9 Idare
Hnstyin Gurtr 0 Işletme Onder ÇcUk # Bllgı-tşlem Nall tnal 0 Personel Sngı Bostancıoglu
>GW/T Kurulu Başkan İlhan
Selçnk. Oklay Akbal,
Yalçın Baver. Hasan Cemal,
Hıkmet Çetınkavı, Okay
Gooefisın, Lgur Mumcıı,
Alı Sırmen, Ahmet Tan
Basan \e iavan Cumhunvet Matbaacılık ve Gazetecılık T A Ş. Turkocağı Cad
39 41 Cağaloğlu 34334 İst Pk 246 - Istanbul Tel 512 05 05 (20 hai), Tdot
22246, Fa.\ (1) 526 60 72 # Bumlar \nkara: Zıva Gökalp Blv Inkılap S No
19'4 Tel 133 11 4M7, Tdex 42344, Fax (4) 133 05 65 % lzmır H Zı>a Blv.
1352 S 2 " Tcl 13 12 30, Tel» 52359. Fax (51) 19 53 60 # Adua: tnönü Cad.
119 S Mo 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Tel« 62155, Fa* (71) 19 25 78
TAKVİM: 29 EYLÜL 1991 Imsak: 5.26 Güneş: 6.51 öğle: 12.59 Ikindi: 16.19 Akşam: 18.58 Yatsı: 20.17
Balenciaga'nın 50
3
liyıllardayamttığı şıklık hâlâ modacılann en büyük öziemi
Uııııtıılıııavaıı zarafetBalenciaga ve 50'li yıllar.. İşte modanın
doruk noktalan. Ne şık yıllardı, ne şık...
Mankenler bir başkaydı, bir başka nazlı.
Bir eldiven giyişleri, bir merdiven
çıkışları, bir gülümseyişleri vardı,
Resimler, en güzel en estetik açılardan bir
tabloymuşçasına çekilirdi.
NECLÂ SEYHUN
Guy Laroche'dan şık, klasik bir model... Geçmiş yıllardan "birşeyler" var.
Bir yanda dinozorlar, bir yanda Balenciaga!..
Boyle yazmıştı bir AmerıkaJı gazetecı 80'lı yılların başında.
Ünlü modacının kıyafetleri Metropolıtan sanat muzesınde
sergileniyordu.
Bahçenın bir başka köşesinde doğa muzesınde de dinozorlar
vardı gerçekten. Gazetecı "îkisi de riyaretçiler tarafından
buyuk bir ilgi>le izleniyor" demiştı "Ama modeller ne
denli guzel olursa olsun. ikisinin arasında bu>uk bir
benzeıiik var. Bu kıyafetler gunun moda anlayışına
dinozorlar kadar uzak!.."
Bir zamanlar moda dunyasının rakıpsız hukumdarı!..
Zarafetı ve ustalığı ile günün modasına o denlı ters
duşuyordu. Şıklık (!) sefaletten geçiyordu o yıllar. Dılencı
modası kasırgalar yaratıyordu.Tüm değer ölçüleri tepetaklak!
Butun modacılar ister istemez bu havaya gırmiş,
kıyafetlennı kendı olçulerınce pıllım pırtım yapmaya
başlamışlardı Renkler ağlamaklıydı. Elbette uzaktı
Balenciaga!. Bir başka donemin, bir başka zevkin, bir başka
dunyanın modacısı!..
Cristobal Balenciaga, savaş sonrası yirmi yıl Parıs Haute
Couture'une hukmeden bu unlu modacı, Ispanya'da
doğmuştu. Moda zevkını terzı olan annesinden aldı. Bir sıire
Madrıd'de bir terzinin vanında çalıştı. Kendi başına bir
dıkış atölyesi açtığı zaman 16 yaşındaydı. llk moda evini
kurduğu tarih ıse 1914. 20'Iİ yıllarda Madrıd'de bir moda
evi daha açtı. tkisini de kapadı sonra. İç savaş nedeniyle
Paris'e geldi.
llk defilesi bir buyuk başarı oldu. 1968'de moda>a kusup
ulkesıne dönene dek de ün ve alkış peşinı bırakmayacaktı
bir daha. .
Gıvenchy, Balencıaga'yı modanın mimarı sayar. Gerçekten
de tum modellerine çok sağlam bir teknik egemendir.
1955'te tunik elbıselerı, 1957'de şömizye modellen, 1959
kimono kesımli mantoları... Tum yaşantısında siyah rengin
özel bir yeri oldu. Modellerinde Velasquez ve Goya
tablolarının etkısı sezilirdi. Dıor'un ölumunden sonra
Paris'in tartışmasız taçsız kralı oldu.
Ne şık yıllardı, ne şık!.. Mankenler bir başkaydı, bir başka
nazlı. Bir eldiven giyişleri, bir merdiven tırmanışları, bir
gulumseyışlerı vardı, başka. 1950 şıklığına bugun onun ıçin
ulaşılmaz. Mankenıvje, kıyafetiyle, fotoğrafları, çevresiyle,
duşuncesıyle, duygusuyla başkaydı her şey. Resimler en
guzel, en estetik açılardan bir tablo ımişçesine çekilirdi.
Ama "di"... Geldı, geçti her şey. Işlerin gitgide rayından
çıkması, çok karma bir zevkin modayi etki altına alması
yuzunden 1968'de moda evını kapayıp, lspanya'ya döndu.
Onunla bir donemin kapılan kapandı böylece...
Hippiler, uzaylılar, mağara insanları, dılenciler... Modada
tam bir kaos yaşanıyordu. Mankenlerde yüzler, gözler bir
acaıp boyanıyor, bıçaklanmış, asılmış ya da vampir
kılığında mankenlerle çekıliyordu kıyafetler. tyı kı bu
kadannı görecek kadar yaşamadı Balenciaga. Çirkınlik,
guzelliği yenmişti. Tek amaç ilgi çekmekti, o Kadar! .
Bu anlayış içinde Balenciaga'nın guzelim modellerının
dinozorlar kadar uzak gorunmesinden daha doğal ne var?..
Ama moda yenıden kırdı rotayı... Yenıden arıyor o eski
yılları. Şıklığın, çekiciliğin donıkta olduğu 50'li yılların
özlemini çekiyor.
Yıllardır Dıor ve Balenciaga'nın modellerini kopya ediyor, 0
havada modeller yaratmaya çabalıyor modacılar... Ama
geldi, geçti her şey... O günlere yeniden ulaşmak
olanaksız...
O gunler dınozorlardan da uzak!..
Bıırgaz'da Sait'in ruhuSait Faik'in Burgaz'daki müzesi perişan. Duvarlarda
delikler, perdelerde çürükler, eşyalarda yenıkler almış
yürümüş... Ama Burgaz her zamanki gibi güzel. Yol
boyunca inanılmaz güzellikte kediler yatıyordu...
VEDAT GÜNYOL .
Rum dostlann Prinkipo, Ba-
tüılann Prens Adalan dedikleri
o birbirinden güzel dört ada
içinde, toprağmı en çok aşındır-
dığım ada Burgazada'dır.
Sait Faik Abasıyanık'ın, bura-
da filizlenip gelişen, ınsanlara ve
de hayvanlara pupa yelken açık
sevgisinde, abasımn bu yöndeki
yanıklığında anlatılmaz bir tat
bulurum oldum bittim.
Aynca çarşı pazar, o dukkân
senin bu dukkân benim, dolaşa
dolaşa, evlerinde, annesinın ha-
arladığı bir öğlen yemeğınde,
daha sonra da çalışma odasın-
da geçirdiğim unutulmaz saat-
lerin arusıru da hep taze tutuyo-
rum belleğımde. Yine aynca Pe-
ride Celal ve iki kız kardeşinin
kiralık evlennın bahçesinde, Nâ-
zun Hikmet'le Münevver çifti,
Sait Faik teki ile geçirdiğim be-
raberlik de bu adaya bağlılığı-
mın başlıca nedenidir. Iş bunun-
la da bitmiyor. Taksim Atatbrk
Lisesi Fransızca öğretmeni ola-
rak, her yıl 19 Mayıs'ta duzen-
lediğim özel gezilerin odak nok-
tası Burgazada olmuştur.
Bu yıl yirmi yedinci gezimizi
gerçekJeştirdik, eski öğrencileri-
min kırk kişiyi bulan katılımıy-
la. Kalpazankaya sırtlannda ku-
rulan sofralarda, Sait Faik'ten
öyküler okumayı ve adaya ayak
basar basmaz Sait Faik Müze-
si'ni gezmeyi ön plana aldığımız
halde, son yıllarda, yurekler acı-
sı durumuyla karşılaşmamak
için oraya uğramaz olduk.
Ama birkaç gun önce (23 Ey-
lül günü) müzeyi şöyle bir gör-
me talihsizliğine uğradım. Nasıl
mı? Anlatayım.
Şu Cumhuriyet gazetesi var
ya, hani bir zamanlar yazarı ol-
duğum, şimdilerdeyse sadece
dımdızlak okuyuculuğuyla ye-
tindigun Cumhuriyet gazetesi,
işte orada, bana arada sırada ya-
zı ısmarlayan, çok sevdiğim iki
başbelam var: Mürşit Balaban-
hlar ve Edip Sakarya. Şu sonun
cu dost, hapishane arkadaşım,
beni yaka paça spor yazarhğına
soyundurdu geçenlerde. Şimdi
de kalkrruş bir anı küpu yapma-
ya çalışıyor. Sait Faik'e olan za-
afımı sömürup beni Burgaza-
da'ya götürerek. Kendi sevımli-
liği yetmiyormuş gibi yanına da
fotoğraf ustası, güleç yüzlu, içi
de yüzü gibi güzel Mustafa Ko-
cabaşı'yı alıp getinruş. Oldu mu
size bir şenlik! Bostancı'da va-
pura biniyoruz.Vapur, Buyüka-
da'yı, Heybeli'yi geçerek bizi
Burgazada'ya bırakıyor.
Burgazada'ya ayak basar bas-
maz, Sait Faik'in imgesi kaplı-
yor ortalığı, geçmiş yülann per-
desini aralayarak. Biz uç kafa-
dar yöneliyoruz Edip'in tavsiyeli
adresine. Bu adres adına "maf-
ya" dedikleri yeraltı dünyasın-
dan gün ışığına pırıl pınl çıkmış
bir insarun, Çetin Kaya Dur-
muş'un adresi.
Çetin Durmuş, bizi sıcak bir
ilgiyle karşıhyor, çay içirip,
Edıp'le gerilerde kalmış bir ta-
mşıklığın anısına dalarak. Bay
Çetin'den izın alarak Sait F^ık
Müzesi'ni gezmek istiyoruz, dö-
nüşte yemek sofrasında konuk-
lan olmak sözüyle. Birlikte ada-
nın içlerıne dalıyoruz, önce Mü-
cap Ofluoğlu'rtun kapısını çah-
yoruz. Kapı duvar. Sonra, o un-
lu, çok iyı bakımlı kilisenin
önunden gecip Sait Faik'in mu-
ze olan o guzelim evine yöneli-
yonız. Dış kapımn önrundeki
taşlar, kırık dökük, yosun tut-
- KEDİCENNETI — Burgaz'da kediler guneşin tadını çıkarıyor.
muş durumda. Müze o gun ka-
palıymış. Ama bir rastlantıyla,
müze bakıcısı evdeydi. Bizi içe-
ri aldı. Evi gezdik. Yemek oda-
sında, oturma, yatma odaların-
da, Sait Faik'le geçirdiğim saat-
leri anımsadım içim burkularak.
Muze, anlatılmayacak denli
perişan bir durumda. Darüşşa-
faka'nın şefkatsizliğine kurban
gitmiş. Duvarlarda delikler, per-
delerde çürükler, eşyalarda ye-
nikler almış yurümüş. Bu müze-
yi kim bu perişanhktan kurtarır
diye düşunurken Sabahattin Ba-
tur'un o sihirli eliyle çırkini gu-
zelleştiren, düzensizi düzene so-
kan yetkinliği saplandı kafama.
İşte, muzeden boyle yıkıntı
halimizle aynldık, soluğu Bay
Çetin'in cömert yemek sofrasın-
da alarak. Sofra sohbeti hayli
renkli geçti. Nasıl geçmesin ki.
Bay Çetin'le Cahit Sıtkı'mn di-
zelerini ezberden okuya okuya
sohbeti koyulaştırdık.
Yol boyunca, inanılmaz gu-
zellikte kediler, sere serpe yatı-
yorlardı, babalannın evindeymiş
gibi. Bir kedi cenneti olmaİıydı
Burgazada. Sait Faik köpek se-
verdi. Acaba kedilerle de bir ya-
kınlığı var mıydı bılmiyorum.
Kediseverlik insanseverliğin bir
uzantısıdır bence. Çok kedise-
verle tanıştım, hiçbirinin insan
düşmanı olduğuna tanık olma-
dım. Buyuk ressam Cibat Bu-
rak'a bakılırsa, "Kedi, kişUiği
olan bir hayvandır. Düsiinıin ki
güzel bir bina kedisiz olsun, gü-
vercinsiz olsun. Olmaz, müm-
köo degüdir. Muhakkak o bina-
nın kedisi vardır. Ama kedi, o
binanın guzelliğinin farkındadır
ya da degildir. O öyle yaşar ora-
da."
Vapurun gelmesini beklerken
Mustafa oğlum doya doya kedi-
lerin filmmi çekti. Benim de res-
mimi çekti, tarihini şaşırmış bir
insan olarak. Ona ben, neden
yirmi beş yıl önce gelmedin di-
ye çatacak oldum, sonra aklım
başıma gelerek şoyle dedim ken-
dime: "Ulan yirmi beş yıl önce
bir bok muydun sanki?" Evet,
yirmi beş yıl önce bir boktum.
Ama şimdi iki bokum demek
geliyor içimden.
İşte, bu kadar.
DIM
'La Dune' 17evlulden itibaren Fransa'da satılmaya başlandı. Par-
fum, 8ekimden sonraTurkive'de de pi>asa>a suruluyor. 'LaDu-
ne'un tanıtım fotoğraflannda 'kumul kadın' kullanılmış.
Çıldırtan
kıuıı kokıısııDior'un tanıtımını yaptığı "La Dune" (Kumul)
adlı koku, Fransa'nın Biarritz kentindeki kum
tepeciklerinin doğal kokularından esinlenerek
üretilmiş. Kadınlara kumsalların büyülü
cazibesini veriyor.
AYŞE TORUN
BİARRİTZ — Bilimkurgu
turu sinemadan hoşlananlar Da-
vid LyDcb'ın 'La Dune' fılmini
hatırlayacaklardır. Suyun altın
değerinde olduğu bir dunyada
geçer bu film. Tüm evrene öz-
gürlük vermek ve yabani insan-
lan yönetmek ıçın seçılmış bir
tek adamın duşudur
Müthiş sır buyük kumlar al-
tında gömülüdür.
Christian Dior'un son parfu-
münun adı da La Dune: Anla-
mı kumul.
Parfümün Avrupa tanıtımı
dolayısıyla gerçekleştirilen gezi
Paris, Hotel Concorde La Fa-
yatte'den başlayıp Fransız Bask
bölgesinde Atlantik kıyılannda-
ki kum tepeciklerinin olduğu
bölgede noktalandı. Tanıtım fil-
mi de parfumun kokusunu, ren-
gini, sıcaklığmı aldığı bu yerde
çekilmişti.
Christian Dior*un kozmetik
ve parfum bölumunun başkanı
Maurice Roger 15 dakikalik bu
filmde rol alıyor. Kum tepelerı-
nin uzerinde yururken parfü-
mün adının burada doğduğunu,
kokusunu kumullar uzerindeki
çiçeklerden, denizden, rüzgâr-
dan aldığım belirtıyor.
Koku, 'doğanın içinden' ge-
üyor. Modern, çağdaş, ama en-
telektüel olmayan kadının ko-
kusu olarak sunuluyor.
Bu kumullar 19. yy'de Na-
polyon zamamnda tüm bölgeye
yayılma tehlikesi gösterdiğinde
Fransız subaylan bu çölleşme-
ye karşı yüz binlerce ağaç dik-
mişler. Ağaçlar tutunca, olay
Napolyon'un en büyük başan-
lanndan birine dönüşürken, ku-
mun kızıl pembeh'ği dik çam
ağaçları ile bambaska bir güzel-
lik sergiliyor.
tşte 8 yıllık bir uğraştan son-
ra Maurice Roger bu göruntuyle
parfümün ismini özdeşleştirir-
ken rengini sergilemek için de
şeffaf bir şişeye koymuştu.
Ancak kokuyu anlatmak için
birkaç kelime yeterli değildi ta-
biı ki... Koku yanm saat anla-
tıldı.
Biarritz bölgesi güzel, mcecik
kumu dışında sahil boyu plajla-
nn elverdiği tüm deniz sporla-
n, golf sahaları ile zengin Fran-
sızlann dinlence beldesidir. Vk-
tor Hugo için burası dunyanın
en buyulu ve çekici yeridir.
Christian Dior'un parfumun ta-
nıtımı dolayısıyla verdiği gala
yemeğı de buranın en hoş oteli
olan 'Hotel de Paiais'te gerçek-
leştinldi. Dunyanın her tarafm-
dan gelen konuklar, yemeğin
. ortasında otel bahçesıne çağn-
lırken, merak içindeydiler. Tüm
ışıklar söndürulmuş, müzik de
bu loş ortamla uyumlu olarak
ağır bir tempoya burünmuştü.
Derken otel yuksekligıne yakın,
ışıklandınlmış bir La Dune şi-
şesi yavaş yavaş yukarı doğru
yukselmeye başladı. Kocaman
bir şişe neredeyse kentten görü-
lebilir. Arkadan müziğin patla-
yışı, alkışlar....
Bu görkemü tanıtımın prog-
ramı, gunümüzde kozmetik
urünlerinin pazarlamasının bile
giderek 'başh başına bir şov' ha-
lıne dönüştuğunün ılgınç bir ör-
neğiyd:.
THişünce özgürlüğünün' geçmişineyolculuk
Atînada demokrasiye
2500. yaş kutlaması
Demokrasi ilkelerinin 'Antik Yunan'da ilk kez
Atina'da Akropol tapınağının karşısındaki
Phika tepesinde ilan edildiği biliniyor. Bu yıl
Yunanistan'da "demokrasinin yaş günü"
akademisyenve gazetecilerin katıhmı ilekutlandı
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Demokrasi ilkelen
bundan tam 2500 yıl Önce bu-
günkü Atina'mn Akropol tapı-
nağuun karşısındaki Pnika tepe-
sinde ilan edilmiş.. Klisthenis'-
in hazırladığı yasaya benzer ku-
rallar, Atina'da yaşayan
'vatandaşlann' haklanm koru-
mayı, fikir özgürlüğünün ser-
bestisini öngörüyordu.
ArJnalılar tarafından coşkuy-
la karşılanan bu kavram, günü-
muze kadar biraz değişmış ha-
liyle gelmiş bulunuyor.
Antik Atina'da ilan edilen de-
mokrasi ilkelerinden en önem-
lileri olan insan ve fikir özgür-
lüğü haklarının günumuze ka-
dar gelmesine ve canlı tutulma-
lanna kuşkusuz 1215 tngiltere-
si'nde ilan edilen Magna Carta,
1776'da Amerika'nın bağımsız-
lık ilanı ile 1789 Fransız ihtila-
linin buyuk katkılan oldu.
Avrupa ve bütün dunya ulke-
lerinin kitaplannda 'demokrasi-
nin beşiği' olarak tanımlanan
Yunanistan, demokrasi kavra-
mının 2500. yaşını doldurması
fırsatıyla bu yıl akademik du-
zeyde kutlama törenleri düzen-
ledi.
Bu amaçla AGlK'e (Avrupa
Güvenlik ve Işbirüği Konferan-
sı) üye ülkelerin parlamento
başkanlanmn yanı sıra dünya-
ca ünlü akademisyen ve profe-
sörler Atina'ya davet edildi. Ay-
ru amaçla Atina'ya davet edilen
83 ünlü gazetecinin arasında ga-
zetemizin yazarlanndan Ali Sir-
men de var.
TBMM Başkam Kaya Erdem
ise söz konusu kutlamalara
Türkiye'de yapılacak seçimler
nedeniyle katılamayacağını bil-
dirmişti.
Yunanistan parlamentosu
başkanı Athanassios Tsaldaris,
tum dunya ulkelerinin temel
olarak aldığı demokrasi kavra-
mınm 2500. yıl kutlamalan için
butün dunya ulkelerinin parla-
mento başkanlannı Atina'ya
davet etmeyi arzu ettiğini, ancak
adını açıklamadığı bazı ülkeler-
de 'demokrasi maskesi' altmda
hâlâ baskı ve fikir özgurluğüne
aykırı yönetımlerin bulunduğu-
nu; bu nedenle yalnız AGİK ül-
kelerinın davet edümesinin uy-
gun göruldüğunu açıkladı. Tsal-
dans kutlama törenlerini açar-
ken yaptığı konuşmasında An-
tik Yunan'da ilan edilen demok-
rasi ilkeleri ile bugun için yürür-
lukte olan demokrasi arasında
en önemli benzerliğin eleştiri,
seçme ve seçüme hakkı, yasalar
karşısındaki eşitlik, konuşma ve
duşünce özgurluğu ile insan
haklarının uygulanması olduğu-
nu ve bu haklann kuşkusuz de-
mokrasinin temelinı oluşturdu-
ğunu söyledi.
Atina'da demokrasi kutlama-
lan çerçevesinde Atina, Girit
Yanya ve Selanik üniversitele-
rinde akademik düzeyde sem-
pozyumlar düzenlendi.
Bu sempozyumlarda dünyaca
ünlü profesörler Antik Yunan'-
daki demokrasi ile bugün uygu-
lanan demokrasiyi karşılaştıran
konuşmalar yaptı. Aynı anda
Antik Atina'da 'söz hakkının'
verildiği Pnika tepesinde, Cum-
hurbaşkanı Konstantin Kara-
manJis'in de yer aldığı çeşitli ko-
nuşmalar yapıldı ve Antik Yu-
nan'da 'demokrasi 'yı konu alan
söylevlerden alıntılar okundu.
Donemin 'Hyde Park Cor-
ner'ı olan Pnika tepesinde gün
batarken ve görkemli Akropo-
lis'in manzarasıyla paralel ola-
rak duzenlenen bu törenlere ay-
nca Beethoven, Wagner ve Ver-
dı'nın eserleri eşlik ediyordu.
Cumhurbaşkanı Karamanlis
ile Meclis Başkam Tsaldaris
Pnika tepesinde yaptıklan ko-
nuşmalarda, demokrasi ilkeleri-
nin dünyadaki ideolojilere her
ne kadar bir 'temel' oluşturduy-
sa da bu ilkelerin ardına gizle-
nerek istismar edenlerin insan-
lığa o denli kötülük yaptığına
dikkati çektiler.
Kutlamalar süresinde Klisthe-
nis'in ilan ettiği ve demokratik
haklann korunması için madde-
ler halinde yazılan menner sü-
tunun bir kopyası, aynı dönem-
de yapıldığı gibi Pnika tepesinin
önüne dikildi ve bu ilkelerin
dünyaya yayıldığım temsil et-
mek için mermer sütunun üs-
tunden gökyuzunün derinle-
rine ulaşan lazer ışını tutuldu.
Bankada
keıııik yok
• İZMİR (AA) —
Türkiye'de ılk kez Ege
Universitesı Tıp Fakültesj.
bunyesinde kurulan "kemik
bankası"nda, kemik
sıkıntısı yasandığı bildirıldi.
E.Ü. Tıp Fakultesı Ortopedi
ve Travmatoloji Anabilim
Dalı oğretim uyesı Prof.
Dr. Guven Yuceturk,
kemığın daha çok trafık
kazaları sonucu meydana
gelen ölumlerden
sağlandığını, bunun ıçın de
"bağış veya aile onayı"
gerektiğını söyledi. Bir yıl
önce kurulan "kemik
bankasf'na geçen yıl
başlatılan "bağış
kampanyası" suresince 3
kişıden kemik ahnabıldiğını
belırten Prof. Dr. Yuceturk,
organ bağışında halkın
aydınlatılması gerektığini
ifade etti.
Avrupa
basın ajansları
• ZÜRtH (AA) — Avrupa
Basın Ajanslan Birlıği'nin
(ABAB) >ılhk olağan genel
kurul toplantısı Zurih'te
yapıldı. Toplantıya
arâlannda Anadolu
Ajansı'nm da bulunduğu 25
Avrupa basın ajansının
genel müdur ve ust duzey
temsilcileri katıldı.
ABAB'nin davetlısi olarak
Zünh'e gelen UNESCO
Genel Muduru Prof.
Federico Mayor da genel
kurulda bir konuşma yaptı.
Basın ajansları arasında
mesleki bağlan
kuvveılendirmeyı
amaçlayan ABAB'nin genel
kurulunda, özellıkle
Avrupa'nın doğu kesiminde
yaşanan gelişmeler ve bu
değişiklıklerin başına
yansıması ele alındı.
Miles Davis
öldü
• SANTA MONICA (AA)
— Ünlü jazz sanatçısı
Miles Davıs, dun Santa
Monıca Hastanesi'nde öldü.
65 yaşındaki unlu trompetçi
Davıs'in, solunum
yetersızliği nedeniyle
hayatını kaybettiğı
kaydedildı. Uzun zamandır
sağlık problemlerı olan
Davis, bu hafta başında
hastaneye kaldırılmıştı.
VİP Air'den
kampanya
• İstanbul Haber Servisi
— VtP Air kısa bir sure
tum hatlar için "Gidiş
bizden, dönuş sizden"
kampanyası başlattı.
Istanbul-Ankara, Izmir,
Dalaman ve Antalya'dan
sonra yanndan itibaren
haftanın 6 gunu Adana'ya
da uçarak, 'first class'
hizmet verecek. VİP Air
yetkılileri şöyle dedıler:
"Büyumemizi butun
yolcularla paylaşmak
istiyoruz. Bu nedenle yeni
başlattığımız uygulamaya
göre VtP Air'le uçacak
yolcularımız gıdış dönuş
uçuşlannda sadece dönuş
bileti odeyecekler. Boeıng
737 -200 ile guvenlı ve
keyifli bir uçuş ıçin VlP
Air acentelerinde sizleri
bekliyoruz."
Deniz otobüsü
kış tarifesi
• İstanbul Haber Servisi
— Deniz otobuslerinde
yanndan itibaren 1991-92
kış tarifesi uygulamasma
geçiliyor. Deniz Otobüsleri
Işletmesi Genel Mudürü
Atak Mavisu, yanndan
itibaren universitelerin de
açılmasıyla yoğunluğun
artacağını, bu nedenle belli
hatlarda seferlerin
sıklaştınldığım
açıkladı.
B
DEMİRBANK'TA
İ R İ K İ M LE R İ N
ŞİMDİ DAHA DA İYİ
DEĞERLENİYOR.
I Z
Iste vadeli mevduat faiz oranları (11.)
Süre Foiı Bilesik faizle yıllık getirisi
3 Ay % 70
6 Ay %72
\ Yıl % 73
79.64
90.57
86.43
DEMIRBANK
İyı gunler diler"