Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 29 EYLÜL 1991
Dil Devrimive Atatürk'ün
Vasiyeti
Uatürk'ün vasiyetine ve genel hukuk kurallarına aykın olarak
levletleştirilen f ürk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu eski düzenlerine
cavuşturulmahdır.
Prof. Dr. ŞERAFETTİN TURAN DilDerneğiBaşkanı.
Atatürk'ün. "tam bağımsızlık" anlayışı-
:a uygun olarak Türkçe'yi de yabancı dillerin
joyunduruğundan kurtanp özbenliğıne ka-
•uşturmak. geliştirmek ve zenginleştirmek
anacıyla bir dernek olarak kurdurduğu
Türk Dil Kurumu'"nun ilk kurultayının top-
ındığı 26 Evlül 1932'de, o günün "Dil Bayra-
aı" olarak kutlanması kararlaştınlmıştı.
iuna ilışkin öneriyi. o günlenn tanınmış ozanı
Kalit Fahri Ozansoy yapmış ve Fuat Köpriilü
£ 26 Eylül'ü "Türk rönesansının başlangıcı"
darak nitelendirmişü. Ne var ki her ikisi de
Uatürk'ün ölümünden sonra dilin özleştiril-
nesi çalışmalanna karşı bir tutum içine gire-
sklerdi!
Dil devriminin uygulamadaki amacı, 1936
hırultayında da belirtildiğı gibi "yazı dilimiz-
k konuşma dılı arasındaki uçurumu ortadan
laldırmak, böylece Cumhuriyet Türkiyesf-
ıde herkesin kolaylıkla okuma yazma öğren-
cesine. okuduğunu anlamasına, düşündüğü-
râ yazmasına meydan açmak" idi. Çünkü im-
paratorluk döneminde yapay bir yazı dili ola-
nk yaratılan Arapça - Farsça kanşımı Os-
nanlıca'nın geniş halk kitlelerince anlaşılma-
sna olanak yoktu. Bu acı gerçek Aşık Kâmil'-
n dizelerinde şöyle dıle geürilmiştı: Umıttum,
bfldiğim Türkçe lisanı / Arabî, Farisî sohbet
derken.
Çok partili siyasal yaşama geçildikten son-
ra çağdaşlaşma ve devrımler üzerinde meyda-
na çıkan görüş aynlıklan. Türk Dil Kurumu
çalışmalanna karşı eleştirilerın artmasına ne-
den olmuştu. Ama gerçekte asıl neden. rah-
rretli Kadir Nadi'nin vurguladığı gibi, ""Ata-
tûrk ne yaptı ise hepsine sırt çevirmeyi çıkar-
lanna uygun bulan" kışilerin. gruplann ve ık-
tıdarlann. bütün devrimler gibi dil devriminin
de anlamını kavrayamamalan idı. "Dılin canlı
bir varlık olduğu, böyle olduğu ıçin de sürekli
bir değişim içinde bulunduğu, hele bir uy-
garlık bunahmı geçıren toplumlarda bu de-
ğişimin daha da hızlanması gerektiği düşünce-
sini bir türlü kabul etmek istemiyorlardı."
Hukuku çiğneyen paşalar
Bütün bunlara karşın Türk Dil Kurumu,
her kesimden Türk halkının, aydınınm, yaza-
nnın, sanatçısmın ve gencihin desteğiyle
Türkçe'nin, çağdaş bilimin ve teknolojinin or-
taya çıkardığı tüm kavramlan karşılayacak
bir içeriğe, zenginliğe kavuşması ve güzelleş-
mesi çabalannı 12 Eylül rejimine dek eksilt-
meden sürdürdü. Görünüşte Atatürkçülüğü
devlet ve toplum yaşamında yeniden geçerli
kılmaya çahştıklannı söyleyen Kenan Evren
ve "Paşa" arkadaşlannın. gerçekte yaptıklan,
Atatürk'ün belli amaçlarla ve özenle oluştur-
muş olduğu kurumlan birer birer kapatmak
oldu. İşe, siyasal bir okul görevinı de üstlenmiş
olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin kapaUlması
ile başlanıldı. Arkasından. Atatürk'ün İş Ban-
kası'ndaki payının oranı düşürüldü. Onu da
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'-
nun birer devlet dairesine dönüştürülmeleri iz-
ledi. Öyle ki, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi
Atatürk'ün girişimiyle kurulmuş olan bir ha-
yır kurumu bile varlığını koruyamadı!
1982"de kendi isteklerine göre düzenlettik-
leri anayasaya "Atatürk KüJtür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu"na ılişkın bir madde ko>-
durtan 12 Evlül vöneucileri. sonradan "Biz
anayasanm gereğini yapıyoruz" diye, \anm
yüzyıldır etkinliklennı sürdüren Türk Dil Ku-
rumu ile Tarih Kurumu'nu da bu örgüt içinde
eritmeye yöneldiler. Tahsın Şahinkaya'nm im-
zasını taşıyan yasa teklifinde. söz konusu ku-
rumlann "günün ihtiyaçlanna göre reorgani-
ze edilerek devletle olan organik bağlarınm te-
sisı ve kuruluş amaçlan doğrultusunda faa-
hyet göstermelennın sağlanması"nın öngörül-
düğü öne süriilüyordu. Oysa Türkiye Cumhu-
riyeti yasaları derneklerin nasıl denetleneceği-
ne ilişkin açık hükümler içerıyordu. Buna göre
de herhangi bir derneğin yasa ile yenidetı dü-
zenlenmesine ya da varlığına son verılmesine
olanak yoktu. Yasa önensının anayasaya. ya-
salara ve Atatürk'ün vasiyetine aykın oîduğu-
nu belirten tüm uyanlar. yazılar ve girişimler
etkisiz kaldı. Dil Kurumu'nun Danışma Mec-
lisi Başkanhğına. Milli Eğjtim Komisyonu'na
ve hatta teker tekersöz konusu Meclis üyelen-
ne yaptığı yazıh başvurulara karşın kurum yö-
neticilerinin bir kez olsun dinlenmelerine de
olanak tanınmadı. Kendilerini "her şeye ka-
dir'" (yapabilir) sananlar Dil Kurumu'nu kur-
muş olan ve kendi öz parasından ona gelir bağ-
lamış olan Atatürk'ü bile "kurucu"luktan "şe-
ref üyeliğT'ne indirmekte bir sakınca görmedi-
ler!
Kurumların devletleştiren 2876 sayılı yasa
yürürlüğe gireli '8' yılı aştı. Temel hukuk ku-
rallarına aykın olan ve çelişkilerle dolu bulu-
nan yasa, yine de bir yerde (Madde 37 b) Türk
Dil Kurumu'na, "Türk kültüründekı gelişme-
ye paralel olarak, Türk dilinin özleşmesine.
zenginleşmesine.." çalışma görevini de yükle-
miştir. Ancak aradan geçen süre içensınde söz
konusu kurumun büyük bir rahatlık içerisin-
de ve vaktiyle "Atatürk'ün paraları yenivor"
diye yaygara koparanlannsuskunluklanndan
yararlanan bir savurganlığı şürdürdüğü göz-
îenmektedir. Yayımladığı "Imla Kılavuzu"-
nun kendi üyeleri arasında bile uyandırdığı
haklı tepkiler bunun en somut kanıtı olsa ge-
rektir. Oray a üye seçilmışken aynlmak gereği-
ni duyan Türk Dili Profesörü Talat Tekın'in
belirttiği gibi. "Ortava. alışılmışın dışında. çe-
lişkili ve Türkçe'nın gramerıne aykın birtakım
yenı yazımlar getiren. kısaca tutarsızlıklar ve
yanlışlarla dolu. kılavuz olma niteliğinden
uzak bir vapıt çıkmıştır."
Resmı bir devlet dairesi niteliğındeki kuru-
luş içensınde dil çalışmalannın sağlıklı yürii-
tülmesine olanak bulunmadığını Atatürk daha
1928'daki "Dil Encümenı" deneyıminde yaşa-
mıştı. 1983'ten bu yana Başbakanlığa bağlı
Türk Dil Kurumu'nun bitkisel yaşamı bu gö-
rüşü bir kez daha pekıştırmiş bulunmaktadır.
Dil çalışmalannın aralıksız sürdürülmesini,
çağı yakalamanın ön koşullarından biri olarak
gören Atatürk kurumunun üyeleri ile kimi ay-
dınlar. yazarlar ve sanatçılar durumu "4" yıl
boyunca izledikten sonra kendilerine yönelti-
len suçlamalar dışında bir şey yapılmadığını
görerek 1987 Nisanında yeniden örgütlenmeyı
kaçınılmaz bulmuşlardı. "Dil Derneği" işte bu
gereksinimin bir sonucu olarak 22 Nısan
1987'dekuruldu. 1988 Martından başlayarak
"Çağdaş Türk DilP* adıyla bir derginin yayı-
mına başlanıldı. Her ay düzenli olarak yayım-
lanan bu dergi 43. sayıya ulaşmış bulunuyor
Üye sayısı "500'ü aşan Dil Derneği, bütün ola-
nakları zorlavarak Atatürk'ün başlattığı dil
devnminı sürdürme>e ve resmi Dil Kurumu'-
nun yarattığı boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Üyelerinin özverıli çabaları ile hazırlanan
"YazınıKılavuzu"nunilkbaskısı 1989eylü!ün-
de yapılmıştı Kısa sürede tükendiğinden
1990'da ıkincı baskı gereğı doğmuştu. Son
olarak "Öğrenciler İçin Türkçe Sözlük" de öğ-
rencilerle birlıkte dıleyen herkesin yararlan-
malanna sunulmuş bulunmaktadır.
Partilerimizden beklenen...
Dil Bayramı. 59 vıldan bu >ana ilk kez ola-
rak 26 eylülde Ankara dışında bir başka kentı-
mızde. Mersin'de de kutlandı. Gelecek 26 e>-
lüllerin hukuka \e Atatürk'ün vasiyetine uy-
gun olarak Turk Dil Kurumu'nun eski düzenı
ıçerisinde kutlanacağını umuyoruz. Bu, Tür-
kiye Cumhurıvetı'nin tdm anlamıyla bir hu-
kuk devleü olduğunu da kanıtlayacaktır. 26
eylüle inananlann. Türkçe'yı sevenlerın bay-
ramını kutlarken. yenı seçimlere giren siyasal
partilenmizin türlü çeşitlı vaatler arasında hu-
kuka ve insan haklarına öncelık vermelenni
dıleriz.
PENCERE
Lades...
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Yapacak Çok İş Vaıi
"Biz artık reşit bir partiyiz" diyormuş ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. Bildiğıniz gibi 'reşit'lik yası Türkiye'de 18'dir.
Oysa ANAPın kurulusundan bu yana ancak sekiz yıl geçti. Bu he-
sapla ANAP olsa olsa bebeklıkten yeni yeni kurtulmaya başla-
mıştır
Reşıt parti başbakanının tam sayfa fotoğrafları bütün Türkiye
gazetelerinde yayımlandı Eli çenesınde hafifçe gülümseyen
gözlüklü bir genç adam. Diyor ki "Çunku daha yapacak çok iş
var." Sekiz yılda bitırememişler işlerini. daha beş yıl ıstiyorlar.
Daha doğrusu halkın ışıni bitirememişler, beş yıl daha iktidarda
kalırlarsa ışimiz tamamdır
Habora Yayınlarından yeni bir kitapçıktı: 'Lale Devrinden Pa-
patya Devrine', Bülent Habora'nın son yıllarda yayımladığı kitap-
lar, 'Bodur Başkanın Anıları, 'Semraözara333soru\ Elhamdü-
lillah Müsluman', PolttikFıkralar' vb. son on yıltn anlamını, daha
doğrusu dramını, daha daha doğrusu acıklı güldürüyedönüşmüş
olaylarını, belgesel biçimde yarınlara aktaracak çalışmalar
Bay Turgut özal şu günlerde bir mektupla ılgileniyor. 1983'te
ABD Büyükelçisı'ne yazılmış bir teşekkur mektubu Amerika'ya
teşekkür edılıyor dostluklarından ötürü Yenı yönetimi kurarken
ABD'nin yardımı isteniyor. Bu mektup sahte midir. gerçek mıdir?
Elbet bir gün ortaya çıkar. Yalnız bir şey var, konuyu ortaya atan
arkadaşımız Muammer Yaşar Bostancının basın dünyasırvda,
ciddi, saygın bir ınsan olarak tanındığı Boyle bir insan bile bile
sahtecilik yapmaz, yapamaz İsin içinde baska seyler var Oaha
nice ışın içinde bambaşka seyler olduğu gibi!.
Habora, •Papatyadonemi' ile Lale Devri ni karşılaştırıyor. Ah-
met Refik'in, Refik AhmetSevengil'in 'Lale Devri'nı anlatan kitap-
larından bölümler aktarıyor Karşılarına Papatya döneminden
benzer sahneler koyarak. Yer yer öyle benzerlıkler var ki! Örne-
ğin tarih kıtaplarında bir duğün bakın nasıl anlatılmış:
"Bu devirde bilhassa sultan düğünleri gayet parlak icra olu-
nur, damatlar pek ziyade masraf ederlerdi. Ümmü Gülsüm Sul-
tan'la Ali Paşa'nın düğünleri ıcra olunduğu zaman Damat Alı
Paşa gelın sultana zifaf gecesi bir mücevrter kuşak takdim etmiş.
Üçüncü Ahmet bütun saray erkânına ceman yekûn beş şehzade,
on iki sultan, beş kadın efendi,
sekiz sultan ve şehzade valide-
leri ve bundan baska kâhya
kadın. haznedar usta, darussaa-
de ağasına birer düzine dibayı
rûmi, birer duzine nevzuhur hı-
tâyı, birer duzine de sade hitâyı,
birer düzine de hitâyı hedrye ola-
rak ita eylemişti."
Şimdı gelin de Efe Özal'ın du-
ğünün yapıldığı Swiss Otel'deki
coşkulu, gösterısli duğünu, veri-
len armağanları anımsamayın!
Habora şoyle anlatıyor:
"Milyarlarca liralık bir ciro
vardı bu düğünde Önde gelen
kremalar, holdingcilerimiz, işa-
damlarımız, ıhalecılerımız. ıhra-
catçılarımız, kredıcılenmız, kı-
sacası tüm seçkin Türklerimız
kendilerinı göstermek için var-
larını yoklarını koymuşlardı or-
taya. Doğaldır zenginleri seven
cumhurbaşkanlarına yaranmak
için ellerinden geleni yapma-
ları.."
'Çunku daha yapacak çok işi-
miz var"
Ahmet'ler. Zeynepler. Tur-
gut'lar, Korkut'lar, Semra'lar,
daha daha gelinler, damatlar ve
onları çevreleyen yağcılar, yağ-
danlıklarla son yıllarda 'Lale
Devri'nı anımsatan bir Papatya
devri' yaşanmadı mû "Çünkü
daha yapacak çok iş var" var"
diyen ANAPın yeni lideri bil-
mem o işler arasında yakın gün-
lerdeki vur patlasın çal oynasın
yaşantıları surdüreceklerıni mi
anlatmak istiyor?
Bay Mesut Yılmaz gazete
sayfalarından istediği kadar
Mona Liza gulumseyışiyle halka
seslensin 'daha yapacak çok iş
var' diye
1
.. O işlenn ne olduğunu
herkes öğrendi artık1
TEŞEKKUR
Oğlumuz
KUTLU DE3NİZ ILGAZ'ııı
dünyaya gelişini bize en sağlıklı, en sevecen ve
uygun bir biçimde yaşatan güzel insan
Doç. Dr. MOŞE BENHABÎB'e,
sünnetini yapan
Dr. AKİL IM^ARECTye,
gelişimini izleyen
Dr. EMEL ERİŞ'e
bu giizel duzeni sağlayan
Alman Hastanesi Başhekimi
Prof. ŞEVKET TUCEL'İn
şahsında tüm doğum servisi ekibine, en güzel
çiçekleriyle mutluluğumuza katılan, ziyaretleriyle
yanımızda olan tüm dostlanmıza en içten
teşekürlerimizi sunarız,
\AZGÜLÜ ALDOĞAN - FAZILILGAZ
T.C SERİK KADASTRO
MAHKEMESİ NDEN
1988/1410
Scrik merkez mahallesi su deposu mevkiinde bulunan 327 Mî'lik
191 ada 10 parsel nolu nizalı yerin mahkememizde icra kılınan yar-
gılama neticesinde:
Davacı adına tesciline karar verilmiş olup adresi tespit edilemeyen
davalı, FATMA ya 7201 sayılı tebligat kanununa göre kararın neş-
rinden itibaren İS gün sonra tebliği edilmiş sayılacağı ılanen duyu-
rulur. 16.9.1991
Basın: 49481
BAŞSAĞUĞI
tthan Dalkıhç'ın annesi
KADRİYE
DALKDJÇ'ın
vefatından duyulan acıyı paylaşır;
merhuma Tann'dan rahmet, kecierli
ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
OTOMOBtL-İŞ SENDtKASI
MERKEZ YÖNETtM KURULU
AOKAYIP
Bakırköy ilçesinin güvenilir insanı, can dostum
HASAN PAŞA KAYA'yı
kaybettik. Seyenlerine başsağlığı diliyorum.
ÎBRAHÎM YENER
| İst. 8. bölge
milletvekili adayı
ANIL'a kardeş gcldi.
ELİF HAZAL'ın
doğumunu dost ve akrabalanmıza müjdGİeriz.
AYSEL - YAŞAR TOP
İnsanlık tarihinin başından beri 'emek' hor görütmüştür. Kö-
leler çalıştr, efendiler oturup devlet yönetiıierdi. Bir soyiu için
çalışmak ayıptı...
Köle için zorunluktu...
Zeynep Göğüş'ıın Hürriyetieki köşesinde yayımlanan "Ça-
lışmak 'Iş'kence mi?" başlıklı yaasını (23 Eylül 1991) okur-
ken şu satırların altını çlzdim:
"Japon yönetimbilim profesörü Noato Sasaki, İstanbul Sa-
nayi Odası'nda verdiği seminerde Uaponlar neden daha
çalışkart sorusunun yanıtını verdi. Sözlûğe bakmış. İngilizce
'emek' anlamına gelen 'labour1
kellmeslnin karşılığında "ezi-
yet çekmek' yazıyormuş. Fransızca daha da berbat; 'iş'in kar-
şılığı 'travail' kelimesinin Latince kökü 'işkence aleti' demek."
Şaştınız mı?
Çağımızda durum elbet değişik; ama, Avrupa'da aşağılık
işleri Türklere, Amerika'da zencilere yaptırdıkiannı söyleyip
yazanlar da eksik değildir.
Üstelik Zonguldak maden ocaklannda ölüm tehlikesiyie bu-
run buruna çalışıp genç yaşta sağlığından olan maden isçi-
sinin eziyet çektiğini ya da işkence altında yaşadtğını ileri sûr-
mek abartma sayılmaz.
•
Çağdaş demokrasi emekçi halkın haklannı sermayeye karşı
savunmak üzerine oiuştu. Tarihçesi çok eskiye dayanmaz;
emek ağırlıklı siyaset. bugün de zengin Batı'mn parlamento
yelpazesindeki anlamını korumaktadır.
Dünyada 'işçi, esnaf, memur, zenaatkâr, köylü, emekli' var
oldukça bu iş sürecek.
Bilim ve teknoloji, işçinin yerine robot'u koyabildiöi zaman
durum değişebilir; ama, o güne kadar kim öle, kim kala! Ge-
leceğin düşleriyle avunmak yerine, günümüzdeki toplumsal
adaletsizliğin üzerine yürümek, demokrasinin öngürdügü tu-
tumdur; emek-sermaye çetişkisi güncel gündemi saptıyor.
Peki, Türkiye'de emekçi halkın demokratik haklarını kim
savunacak, kim üstlenecek?
Soldaki partiler, degil mi?
O zaman da ortaya bir soru ve bir sorun çıkıyor: Neden
"soldaki parti" diyemiyoruz da "soldaki partiler"d6 emekçi
halkın ağırlığını bölüyoruz?
•
Kendi adıma ben bu sorunun yanıtını bulamıyorum. Eski-
den olsa soldaki partiler arasında bir ayrım yapmanın man-
tığı vardı; komünıst partiler ile sosyalist ya da sosyal demok-
ratları ayırmak da kolaydı. Komünist parti üretim araçlarını
kamulaştıran, poletarya diktatörtüğünü kurarak Marksist de-
mokrasıyi gerçekleştirmek için tek partili rejime yonelen ku-
ruluştu. Avrupa komünizminde bu katı yaklaşımdan vazge-
çilmişti; ama, sonuçta bir ayrım yapılabiliyordu; elde bir öl-
çü vardı.
Sovyetler, ABD'nin karşısında havlu attıktan sonra bütün
dünyada iş degişti.
Hele Türkiye'de Marksist-Leninist kökenden gelmeyen SHP
ile DSP gibi partilerin ne alıp veremediklerini açıklayabilmek
olanakazdır. Bizde sosyal demokratlann iki partıve bölünme-
si, halk tabanını parçalamaktan başka hiçbir anlam taşımı-
yor. Sayın Erdal inönü ile Sayın Bülent Ecevit arasında kişi-
likleri bakımından farklar bulunabılir; ama, 20 ekimde oy ver-
mek için seçim sandığına kolkola giden iki emekçi arasında
ne fark var?
Emekçi, soldaki iki parti arasında ikircikli kalacak, entipüf-
ten gerekçelerle tartışmaya başlayacak; iş kızışacak; parti id-
dialarına dönüşecek; hiç yoktan bolünmenin sonucu, solu
beş yıl daha iktidardan uzak tutacak.
•
Yıllardan beri günde beş vakit ezan gibi yinelenen bir öz-
deyiş akıllı kişinin kulağına küpedir:
"Emperyalizm bölüp yönetir!.."
Hepimiz biliyoruz, degil mi?..
Yine de 1991'in ekim ayında, 21'inci yüzyıla 9 kala, Türki-
ye'deki sol seçmen sandıkta oylannı bölerse ne yapriabiür?
Vukarıdaki hırs ile aşağıdakı bılinçsizlik, emekçi kJtleteh bö-
lünmeye götürüyorsa..
Suç kimsenin degil...
Bizim...
Komple kitaplığımı satıyorum.
(Kitaplar, dergiler, ansiklopediler...)
Tel: 522 81 41 - Okan, Sezai
İNGİLİZCEYİ
8AYDA
KONUŞUN
Sizi Amerikalı
dostlarımızla tanıştıralım
349 5938
Yalnız bay, emekli ögretmen
için 300.000 - 400.000
civarmda kiralık ev aranıyor.
Tel.: 589 08 68
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
MEDİNE TAŞKINOĞLU
4ACMA HAIKUIIU
KA1ÎUH.
KIMAIZITOTOTA
KUANIN.Nasıl Katılacaksınız?
Cçca-Cola, Fanta, Sprite,
Diet Coca-Cola özel olarak renklendirilmiş
açma halkalanndan herhangi 4 tanesini
adınız, soyadınız ve adresinizle birlikte
PK 90 Teşvikiye 80212 İstanbul adresine gönderin,
11 Kasım 1991 tarihinde noter huzuaında yapılacak
4 Toyota çekilişine kahlın.
OZEL OLARAK
RENKLENDIRİLMI5
AÇAAA HALKALARI
Coca-Cola, Fante, SprH* v» D M Coca-Cola * fcffSSi-y**, n\r\ tescflll marfcalarıOır.
Ayrıca kampanyaya başvuran ilk 4444 kişi
çekilişsiz, kurasız Coca-Cola çantası kazanacak!
Çok zarfla kahlın, şansınızı artınn.
Bu kampanya 1 Kasım 1991 tarihine kadar geçerlidir.
Sayıca eksik olan ve özel olarak renklendirilmemiş açma halkaları ile yapılan
başvurular geçersiz sayılacaktır Zarflannızı taahhutlu gonderebılirsıniz.
Bu kamponya Mıll. Pıyongo idorB-'nm « 9 1991 torıh ve BO06 1991/1 284-84S5 sa> • <zn, ile düzenlenmekledif Coca-Ccia ve CoM