19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sa Cumhuriyell SahıUı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anoıum Şırketi adma Berin Nadi • Murahhas Üye Emine Uşakhgil Genel Yayın Mudûrü: H»san Cemal, Yazı lşleri Müdıiru: Ok»y Goneosin * Haber Merkea Müdurü YaJçın Bayer, Sa>fa Duzenı Yönetmenr Ali ACM • Temstkıler: ANKARA: Ahmet T»B, tZMIR. Hikmet Çeünkaya, ADANA: Çetin Yigeaoglu lç Polıuka Cda) Ba^angrç, lstanbul Haberîen. Şen»y Kılkan, Ekonomv. Motllkmer, D15 Haberler Eıgıu B»kı, lş-Sendıka Şuknn Keteaa, Kültün Cttol Urter, Eğıtım. Gcacıy Ş»ytan, Yun Haberlen Necdtt Dot*D. Spor Daıujmanı AbdalkuUr Yuccbnan, Dizı Yazılar Kerem Çalışkan. ^raşı<rma Ş*hta Alp*». DUzdüne AbdnlUk YUKI • Koordınatör Akmet Komls*» 0 Maiı Iş.cr Erol Erkuı 0 Muhasebe Bulen( Vtntr « BOtçe-Püınlama Stvgi OsmaBbeşeothı • Reklam Aj?e Tonıa 0 İdare HBSQI> Gorer 0 Işletme Önder Çclik 0 Bılgı-lşlem Ntil lnml # Pcrsonel Sevgi Bostanaogta yovm Kurulu Başkan llhan Seiçuk, Oku> Akbal. Yalçın Bajcr, Hasan Ceraal, Hikmet ÇtUnkaya, Okay Gonensın, Ugıır Muracu. Alı Sırrotn, \hmel Tan Basan ve Yayan Cumhunret Matbaacılık ve Gazetealık T.A4. Tarkocajj) Cad. 39/41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 - lstanbul. Tel 512 05 05 (20 hat), THe*: 22246, Faı (1) 526 60 72 0 Btimtar Aakan: Zıya Gökalp BJv tnkılap S. No: 19/4, Td: 133 11 4M7, TUcı: 42344, Fax: (4) 133 05 65 0 \xair. H Ziy» Blv. 1352 S 2/3, TM-13 12 30, TMex. 52359, Fax: (51) 19 53 60 0 Miua: inflnO Cad. 119 S. No 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Teta 6215S, Fax: fH) 19 25 78 TAKVİM: 16 EYLÜL 1991 lmsak: 5.11 Gûnes: 6.38 öğle: 13.03 Ikindi: 16.34 Akşam: 19.20 Yatsı: 20.41 BERGAMA 'Zeus'u Almanlar bizderi kaçırdı İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Almanya'nın Düs- seldorf kentı Vabsı Dr. Fritz Behrens'in "Zeus Sunagı mil- li servetimizdir. Geri verilme- sine taraftar degüim" sözu Bergama'da tepkiyle karşılan- dı.Bergama Beledıye Başkanı Sefa Taşkın, çalınarak göturü- len kulturel bir eserin Düssel- dorf Valisı tarafından milli ser- vet olarak rutelendirilmesini eleştirerek, "Çalınmış bir kül- turel eserin milli servet kabul edflmesi, somurgecilik anlayı- şuun bile sınnrtarau aşmakta- dır" diye konuştu. Zeus Sunağı'nın Bergamalı ustalann ve Bergama insanuun bir ürunü olduğunu vurgula- yan Sefa Taşkın, "Sunak, Ber- gama ve Anadolu kürrunınün, yapı olarak da antik Bergama şehrinin bir parçasıdır" diye- rek şunları söyledi: "Boyleyken Zeus Sunağı'nın Almanya'nın milli serveti sayıl- ması nasıl bir anlayıştır? Ber- gamalılar 2000 yıl once Zeus Sunagı gibi eşsiz bir eseri ya- parken ve buyuk bir uygarhk kurarken Almanya'nın uçsnz bucaksız bataklıklan içindeki insanlar ilkçagı yaşıyorlardı. Almanya ve diğer Avnıpa ul- keieri Anadohı'dan kaçırdıkla- n tarihi ve kulturel eserlerle kendilerine yapay bir tarih ve kulturel temel kurma çabasın- dadırlar." Taşkın, Düsseldorf Valisi Fritz Behrens ve otuz kişiye ya- lun delegasyonla Bergama'yı ziyareti sırasında Zeus kam- panyası için "Saygıyla karşı- lıyonım" dedi|ini anımsattı. TMMOB Mimarlar Odası Izmir Şubesi , Erythrai antik kentinin yapılaşmaya açılma- sına ilişkin kararın iptali için tzmir 1. tdare Mahkemesi'nde dava açtı. TMMOB Mımarlar Odası Izmir Şubesi Yönetim Kuru- lu'nun ortak açıklamasında Çeşme Ildır Köyu sınırlan içe- nsınde yer alan Erythraı antik kentinin, 12 lyon kentinden bi- ri oldugu belirtildi. lstanbul Ortaköy'de Ceneviz Kahvesi'nde ressam Komet btsergi açmış, tavanamsını taşırruş» Ultra-modenı arabeskNerden çıktı bu sergi Komet? 60'h yıllarda böyle gazete kupürleri, fotoğraf, ilgimi çeken sivri şeyler toplardım... Ama neden? Bunlar bir nevi deşifre ediyor toplumun yanhşlannı, hem de ironiyle ve güncelliğini kaybetmiyor. Peki anlamı? Sonradan baktım ki bunlar ultra-modem, avangard hikâyeler.... REFİK DURBAŞ ~ "Hayat" haftalık mecmua. Yıl: 18. SıraNo: 892. Sayı: 46. Cilt: 3, 1973. "Hayat" mecmuasımn üçün- cü sayfası. Yan tarafta künyesı mecmuanın. Sahibi ve genel ya- yın müdurü Şevket Rado, me- sul müdurü Çetin Emeç. "Renkli ilanlarda orijinal renkler garanti edilmez." Sayfada göze çarpan bunlar değil. Göze çarpan "Bir sonba- har günu Atatiirk'ü kaybetmiş- tik" yaası. Sayfanın yarısuu sararmış yapraklarıyla bir "koru" resmi kaplıyor. Altta yine sararmış bir yaprağın resmi ve bir yazı. Üç paragTaflık yazırun ilk paragra- fını buraya alıyorum: "Sonbahar insanlara her za- man huzun verir. Yaprak dokıi- mii me> simidir sonbahar. Hele Atatürk'un de boyle bir yaprak mevsiminde, bir 10 kasım gunii dünyaya gözlerini kapamış ol- ması Turkiye'de sonbahan bıis- bütıin huzunlu bir mevsim ha- line getirmiştir." Kalan iki paragrafı Komet '- in lstanbul Ortaköy'de Ceneviz Kahvesi'nde yanndan ıtıbaren açılacak sergide okuyabilirsinız. Mine Baysan Önal, Orta- köy'de yıkık bır evi alıp bir kafe-bara dönuştürmüş. Bir ak- şamüstu buluşmaları yeri. "Ama " dıyor, "ben haksızlık ederim bu tiır mekânı işgal edip YA^AMIN RESMİ— Komet, Ceneviz Cafe-Bar'da köçiik hiizünleri ve seviaçlen \a^ama>ı anıımalan kuçuk >e>ler sergiliyor. (Fotoğraf: tBRAHİM GÜNEL) kahve vererek. tnsan buraya geldiğinde hoş bir resim görsiın, bir söyleşiye katüsın." Bu yuzden kafe-barı bir gale- nye dönüşturmüş aynı zaman- da. Kuçuk boyutlu resimlerden oluşan sergiler açmayı amaçlı- yor. Mevsimin ilk sergisi de Ko- met'in. Komet geçen yıl Vakko'da açtığı sergisini buraya taşımış. Otuz yıhn muhabbetiyle Ko- met'le konuşuyoruz. "Sen de haürlarsın" diyor Komet "ben 6O'lı yıllarda belli böyle gazete kupurh, fotoğraf, yani benim ilgimi çeken sivri şeyleri toplardım. Yani yanlış- lan. yalanlan, onlann somut gonınumlerini." Bunlann toplarra üç bıne yak- laşmış. Ama neden? Yanıtı Ko- met'ten... "Bunlar bir nevi deşifre edi- yor toplumun vanlışlarını, bem de bir ironiyle. Ve bunlar gün- celliğini kaybetmiyorlar." Ceneviz Kahvesi'nde sergüedi- ği şeyler Komet'in 1969 yıhnda yaptığı bir defterden. Duvarda o defterin kapağı da yer alıyor. Adr. tfşa Ediyorum. Neden böyle bir sergi diye sormuyorum. Komet'in yüzun- deki panltıda bu okunuyor za- ten: "Sonradan baktım ki bunlar ultra-modern, avangard hikâ- yeler. Elbette oyle. Çunku di- rekt hayattan alıyorlar boyutun içini. Ve istiyorum ki gençler kendi yaşamlanndan çıkarsın- lar, biçimsel aktarmalar >apma- suıiar, yaşadıgunız hayatın için- de bütun bunlar dolu var." Komet bir kartviziti çerçeve- lenüş, bir fotoğrafı, bir şiiri. Ya- şamımızdan farkında olmadığı- mız bir saati, bir anı, bir hüz- nü, bir sevinci... "Ögleden sonra gelmiş gibiyim" der gibi bir soruyu... Guneşte yanmış değil, karar- mış, kapkara üç genç kızın be- denini... Kuleli Lisesi'nden bir öğren- cinın yalruzlığını... O biraz da bızim yalnızhğımız değil mi? Onu da... Adana'dan bir tavsiye mektu- bunu: "Eşinizin içkisi yok, ku- man yok, dışanda gözu yok. Gucu ve kesesi >etüği kadar ar- zularınızı yerine getiriyor. Bıra- kınız adamca|ız aksamdan ak- şama gazetesini okusun. Bu da dert mi? Ne var sinirlenip nze- rinde duracak." Ve bir ağaç dikme sevdahsı- mn şiiri: "Gtilseler de ögseler- de / Hatta kızıp sogcelerde / Deli deyip doğselerde / Ben yıl- madan ağaç diksem." Yazının arasına Komet giri- yor: "Baktım bunlar eskimemiş şeyler, aradan 30 >ıl geçse de. Esprilerde bir eskime vok, hâlâ içinde yaşıyoruz. Tam arabeske götüren hikâyeler bnnlar insan- lan. İşte bunlar eümizde oldu- ğu için bunlan gosterelim de- dik." Komet yalnız bunları göster- mekle kalmıyor. tsteyen bir fo- tokopi parasına, hem de "renk- li"sine sahip olabiliyor. Renkler, söze, sözcüğe dö- nüşmüş... Bu ayrıca bir başlangıç da olabilir kimı insan için. Ceneviz Kahvesi'nde bir akşamüstü bir tek rakısını ya da kahvesini içer hoşlandığı bir müzigin eşliğinde. Duvarlarda farkmda olmadığı kimı gunlerin, anların, anılann «özlerinde kendi yaşamının ipuçlannı yakalayabilir. Hem de bir ögleden sonra gelmiş gibi... Michelangelo'nun ünlü heykelinin ayakparmağıpsikopat bir ressam tarafından kopanldı DavucTa vahsi saldırıFloransa'daki "Accademia" Müzesi'nde bulunan dünyanın en ünlü heykellerinden Michelangelo'nun Davud'u, eroinman bir işsiz ressamın çekiçli saldınsına uğradı. Ibristler, saldırganı anında yakalayıp etkisiz hale getirdiler. ğer unlu yapıtı "La Pieta" (Acı- ma) idi. Halen Vatikan'ın San Pietro Kilisesi'nde bulunan ve artık bir camekânın arkasında NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Bu kez kurban dünyanın en guzel erkeği. Za- rar: Bir çekiç darbesiyle yok edi- len üzüm büyüklüğünde bir par- mak ucu. Darbeyi vuran: 47 ya- şında Floransalı eroinman bir ressam bozuntusu. Güdu: Mi- kelanj'a karşı başansız bır res- samın duyduğu önü alınmaz kıskançlık hissi. Evet, bu kez de bir dengesiz dünyanın "en güzel erkeği" di- ye anılan, Mikelanj'ın "Da- vnd"unu vurdu. Bir çekiç üe heykelin sol aya- ğının ikınci parmağmdan üzum büyüklüğünde bir parça kopar- tan işsiz ressam Piero Cannata; o sırada heykelin bulunduğu Floransa'daki "Accademia" Müzesi'ni gezmekte olan turist- ler tarafından anında hareketsiz hale getirildi. Tuzla buz olan parçalar yer- den toplandı ve hemen sanat eserlerini restore eden uzmanla- ra teslim edildi.. Uzmanlar kısa bir inceleme- nin ardından yargılannı açıkla- dılar: 487 yaşmdaki Davud'un ayak parmağında iz kalmaya- cak. Ve bu restorasyondan son- ra Davud şimdiye dek olduğu gibi her yıl kendisini görmeye gelen üç buçuk milyon turistin önünde görücüye çıkmaya de- vam edecek. Bu arada hesap vermesi için hemen karakola çekilen Piero Cannata birbirinden şaşırtıcı bir dizi açıklamanın ardından psi- kiyatrik gözetim altına aündı. "Bu işi Mikelanj'ı kıskandıgım için yaptım" dedi Cannata ve devam etti: "Mermerin daha sert olduğunu duşunuyordum; çok agır bir darbe indirmedim; parçalann muzeyi gezen turist- lerin gozune sıçramasından korktum." Daha sonra acıklamasını, "Aslında Mikelanj'dan öç al- manu isteyen 1500'lerde yaşa- yan Venedikli bir kadının ruhu oldu. Ruh bana Git Davud'u vur' dedi" diyerek surdurdu. Italya'da ve dunyada denge- sizlerin saldınsına uğrayan baş- yapıtlann listesi uzun. Bunlar- dan en Ünlüsu 1972 yılında sal- dırıya uğrayan Mikelanj'ın di- sergılenen heykel, Davud gibi çekıçlenmişti. Geçen yıl Amster- dam'da resim tarihinin kilomet- re taşlarından biri sayılan Rembrandt'ın ünlu "Night VVatch" (Gece Gözetımi) tablo- su resmin ustüne asit döken bir deli tarafından tahrip edilmişti. Psikologlar bu tip saldmlar- da bulunan dengesizlerin ya çok sevdikleri objeyi başkalanyla paylaşmaktan duyulan kıskanç- hkla ya nefret ya da kendinı göstermek, adını herkes tarafın- dan tanınan ideal bir simgeyle özdeşleştirerek ölumsüzleştir- mek gudüsüyle yaptıklarını açıklıyorlar. Davud'un heykeli Rönesans'ın simgesi, Mikel- anj'ın başyapıtı sayılan Davud dünyanm en ünlü heykeli olarak tanınıyor. Heykel için 400 'düka' alan ve 3 yıl çaJışan Mikelanj'm bu sanat şaheserinin dev boyutlardaki tek parça bır Carrara mermerinden (4 metre 10 cm) olduğu biliniyor. 1504 yılında tamamlanan heykelin, aralannda Leonardo da Vinci ve Botücelli'nin de bu- lunduğu bir uzmanlar komisyo- nu tarafından Floransa'nın en merkezı meydaru Piazza Della Signoria'ya dikilmesi kararlaş- tınlıyor. Sanatçı da bunu isti- yor. Heykelin inşa edıldiği "Duo- mo"nun atölyesınden az ötede- ki Signoria Meydanı'na çekil- mesi dört gun suruyor. Dmcüer, Mikelanj'ın "dinin bagnazlıgı- na karşı aklın ve insamn üs- tunluğunü" yüceltmek amacıy- la çınlçıplak yaptığı Davud'a karşı en büyuk tehlikeyi oluştu- ruyorlar. Yol boyunca heykeli kırk gö- revlinin ızlemesine rağmen Da- vud yobazlar tarafından sekiz kez saldırıya uğruyor. Saldır- ganlar teker teker tutuklaruyor- lar. 1873 yılına dek dikildiği meydanda kalan Davud, dış et- kenlerden koruma gerekçesiyle Accademia Muzesi'ne nakledil- miş bulunuyor. İZMİR'DE YOL TART1ŞMASI Kordoırda kazıldı yola tepkiler Mimarlar Odası Izmir Şubesi 'tzmir'in gerdanlığY olarak bilinen ve 'eski eser' sayüması gereken Kordonboyu'na kazıklı yol yapılmasına karşı çıkıyor. Kazıklı yolun, transit geçişle bütün kıyıyı Izmir kentine kapatacağı öne sürülüyor. tKİNCİ PARMAK KOPTU- Davud he>keUnin sol ayağının (fotofrafU sagda)başparmaktan sonra gelen ikinci parmağının ucu saldırganın çekiç darbesi ile koptu. IZMIR (Cumhuriyet Ege Bu- rosn) — Kentin "gerdanlıgı" Kordonboyu'na kazıklı yol yapı- mına yönelik eleştiri ve tepkiler sürüyor. Kordonboyu'nun tum yapıla- nyla "eski eser" niteliğinde ol- duğunu belirten Mimarlar Oda- sı, buranın "tarihsel SIT' kap- samına alınmasını istiyor. Kordonboyu'nun denız kıyı- sında zengin ve gelenekselleşen sosyal yapısıyla korunması ge- rektiğini kaydeden Mimarlar Odası İzmır Şube Başkanı Ali Dönmez, kazıklı yol yapınunı engellemek için her turlü giri- şimde bulunacaklarını bil- diriyor. Kent planlannda yeri olma- yan, uygulama projesi bulunma- yan, henuz fızibilitesi tamam- lanmayan Kordon kazıklı yoluy- la ilgili çalışmalar suruyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın önerisi doğrultusunda ihale edı- lip yapımına yönelik çalışmala- ra başlanan kazıklı yolla ilgili eleştiri ve tepkiler birbiri ardına dile getiriliyor. "tzmir'in gerdanlıgı" biçüninde tanımla- nan Kordonboyu'nun kazıkl yolla kuşatılmasına karşı çıkıh- yor. Mımarlar Odası İzrrur Şube- si, yapımında Efes antik kenti- nin taşlan kullanılan Kordonbo- yu'nu kıyı seti, kıyı yolu, dalga- kıranı, eski limanı, limana hiz- met veren eski yapılanyla bir bütün olarak "eski eser" diye ni- teliyor. Yol kaplamalarının de- ğiştirilmiş, iki katlı eski yapıla- rın yıkılarak yerlerine çok katlı yapıların dikilmiş olmasının Kordonboyu'nu "eski eser" ni- teliğinden uzaklaştırmadığı be- lirtilen Mimarlar Odası açıkla- masında şu görüşlere yer verili- yor: "Kordonboyu, bugunku top- luraumuzun jakın tarihinde çok onemli olaylann geçtigi bir alan- dır. t Ikenin isgalciierden temiz- lenmesinin son durağıdır. İzmir- lilerin AUrürk'e bediye ettigi bi- na buradadır ve bugün Atattirk Muzesi olarak kullamlmaktadır. Kordonboyu olarak adlandınlan yol, tzmir icin varük meselesidir. Kentin simgelerinden biri dunı- mundaki Kordon, kent kimliği- nin butun Turki>e'ye mal olmaş en onde gelen parçasıdır. Kor- donboyu. deniz kmsında zengin ve gelenekselleşen sosyal yapısıy- la korunmalıdır." Mimarlar Odası tzmir Şube- si Başkanı Ali Dönmez, kazıklı yolun butun kıyıyı transit yolla Izmir kentine kapatacağını be- lirterek, "Bu yol bir eski eseri ortadan kaldıracak, tarihimizin en onemli olaylanndan bazıla- nmn geçtigi alanlan yok edecek, zengin bir sosyal yaşantının so- nunu getirecektir" diyor. Oda yönetim kurulu Kordonbo- yu'nun "tarihsel SİT" kapsamı- na alınması için başvurdu- AloBflgi bugün başhyor • Haber Merkezi— PTT, Alo Bilgi Telekomünikasyon Hızmetlerı A.Ş. ile işbirliği sonucunda doğan ilginç hizmetlerini bugunden itibaren (16 Eylül Pazartesi 1991) servise koyuyor. tlk kez 1984 yılında başlayan ve "Audiotex" diye bilinen Özel teknoloji sayesinde, aynı anda aynı numarayı Turkiye"nin dört bir yamndan ve de şehirlerarası kod nuraarası çevirmeye gerek kalmadan yüzlerce kişi arayabilecek. Telefonun, Batı ulkelerinde olduğu gibi TV ve basından sonra üçuncü medya olarak kullanılmasını amaçlayan Alo Bilgi, Türkiye'de şu servislerle başlıyor: Alo Avukat, Alo Doktor, Alo Futbol Bilgi Yanşması (Sese karşı duyarlı; sesle yönlenen bir sistem), Alo Burcum, Alo Tarot Falı, Alo Numeroloji, Alo Sevgi Fah, Alo Şaka (Cenk Koray). Sıvas'ta dördtiz do^ıım • SIVAS (UBA)— Sıvas Devlet Demiryolları Hastanesi'nde bir kadın dörduz doğum yaptı. Tokat'ın Çamlıbel köyunde oturan ve daha önce çocuğu olmadığı için tedavi gören Fadime Yakar adındaki annenin dunyaya getirdiği çocuklardan biri uzun sure yaşayamadı. Dört yıldır evli oldukları halde çocuk sahibi olamayan ve tedavi gören Mustafa ve Fadime Yakır çiftinin dörduz çocuğu oldu. Çift yanm saat ara ile doğan çocuklarına Murat, Mehmet, Ahmet ve Dilek isimlerini verdi. Ancak Murat ısmi verilen bebeğin sağlık durumu çok iyi olmadığı için bir süre sonra hayatını kaybetti. Trafık kazası: 9 ölti 5 yarah •ERZURUM (Cumhuriyet Burosu) — Erzurum-İhca karayolunda meydana gelen trafik kazasında 9 kişi öldu, S kışi de yaralandı. Ilıca'dan Erzurum'a giden Suleyman Durbağ yönetimindeki 25 AD 039 plakalı otomobil, ilçe çıkışında Ömer Kınalı yönetimindeki 25 DL 622 plakalı kamyonetle çarpıştı. Kazada, Mustafa Sertoğlu (32), Ahmet Uzunoğlu (45) - ve Selim Uzunoğlu (18) olay yerinde, Zübeyde Sertoğlu (33), Müşerref Uzunoğlu (31), Suleyman Durdağ (25), lbrahim Uzunoğlu (9), lbrahim Sertoğlu (9) ve Murat Sertoğlu da (11) hastaneye kaldınhrken öldu. Yaralanan beş kişi de Ataturk Universitesı Tıp Fakultesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Hamileler saç boyatmasın • tZMtR(AA)— Hamilelik döneminde saçlannı boyatan annelerin farkına varmadan bebeklerinin sağlığını tehhkeye düşürdükleri büdirildı. Saç boyası bileşiminde yer alan toksin maddelerin emilme yoluyla deriden kana karıştığını belirten kadın doğum uzmanı Opr. Dr. Hüsntt Miral, "Toksinlerin hamilelik döneminde vucuttan atılması daha zordur. Bu da anne karnında gelişimini tamamlamakta olan bebek için büyuk bir tehdit oluşturmaktadır' dedi. BUGUN 16EYLÜL 1991 39. İLK GÜNÜ Bu mutlu başlangıçta "Demirbank hayırlı işler diler." DEMİRBANK "İyi günler diler"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle