Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sa
Cumhuriyell
SahıUı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anoıum
Şırketi adma Berin Nadi • Murahhas Üye Emine Uşakhgil
Genel Yayın Mudûrü: H»san Cemal, Yazı lşleri Müdıiru: Ok»y
Goneosin * Haber Merkea Müdurü YaJçın Bayer, Sa>fa
Duzenı Yönetmenr Ali ACM • Temstkıler: ANKARA: Ahmet
T»B, tZMIR. Hikmet Çeünkaya, ADANA: Çetin Yigeaoglu
lç Polıuka Cda) Ba^angrç, lstanbul Haberîen. Şen»y Kılkan, Ekonomv. Motllkmer, D15 Haberler
Eıgıu B»kı, lş-Sendıka Şuknn Keteaa, Kültün Cttol Urter, Eğıtım. Gcacıy Ş»ytan, Yun Haberlen
Necdtt Dot*D. Spor Daıujmanı AbdalkuUr Yuccbnan, Dizı Yazılar Kerem Çalışkan. ^raşı<rma
Ş*hta Alp*». DUzdüne AbdnlUk YUKI • Koordınatör Akmet Komls*» 0 Maiı Iş.cr Erol Erkuı
0 Muhasebe Bulen( Vtntr « BOtçe-Püınlama Stvgi OsmaBbeşeothı • Reklam Aj?e Tonıa 0 İdare
HBSQI> Gorer 0 Işletme Önder Çclik 0 Bılgı-lşlem Ntil lnml # Pcrsonel Sevgi Bostanaogta
yovm Kurulu Başkan llhan
Seiçuk, Oku> Akbal.
Yalçın Bajcr, Hasan Ceraal,
Hikmet ÇtUnkaya, Okay
Gonensın, Ugıır Muracu.
Alı Sırrotn, \hmel Tan
Basan ve Yayan Cumhunret Matbaacılık ve Gazetealık T.A4. Tarkocajj) Cad.
39/41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 - lstanbul. Tel 512 05 05 (20 hat), THe*:
22246, Faı (1) 526 60 72 0 Btimtar Aakan: Zıya Gökalp BJv tnkılap S. No:
19/4, Td: 133 11 4M7, TUcı: 42344, Fax: (4) 133 05 65 0 \xair. H Ziy» Blv.
1352 S 2/3, TM-13 12 30, TMex. 52359, Fax: (51) 19 53 60 0 Miua: inflnO Cad.
119 S. No 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Teta 6215S, Fax: fH) 19 25 78
TAKVİM: 16 EYLÜL 1991 lmsak: 5.11 Gûnes: 6.38 öğle: 13.03 Ikindi: 16.34 Akşam: 19.20 Yatsı: 20.41
BERGAMA
'Zeus'u
Almanlar
bizderi
kaçırdı
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Biirosu) — Almanya'nın Düs-
seldorf kentı Vabsı Dr. Fritz
Behrens'in "Zeus Sunagı mil-
li servetimizdir. Geri verilme-
sine taraftar degüim" sözu
Bergama'da tepkiyle karşılan-
dı.Bergama Beledıye Başkanı
Sefa Taşkın, çalınarak göturü-
len kulturel bir eserin Düssel-
dorf Valisı tarafından milli ser-
vet olarak rutelendirilmesini
eleştirerek, "Çalınmış bir kül-
turel eserin milli servet kabul
edflmesi, somurgecilik anlayı-
şuun bile sınnrtarau aşmakta-
dır" diye konuştu.
Zeus Sunağı'nın Bergamalı
ustalann ve Bergama insanuun
bir ürunü olduğunu vurgula-
yan Sefa Taşkın, "Sunak, Ber-
gama ve Anadolu kürrunınün,
yapı olarak da antik Bergama
şehrinin bir parçasıdır" diye-
rek şunları söyledi:
"Boyleyken Zeus Sunağı'nın
Almanya'nın milli serveti sayıl-
ması nasıl bir anlayıştır? Ber-
gamalılar 2000 yıl once Zeus
Sunagı gibi eşsiz bir eseri ya-
parken ve buyuk bir uygarhk
kurarken Almanya'nın uçsnz
bucaksız bataklıklan içindeki
insanlar ilkçagı yaşıyorlardı.
Almanya ve diğer Avnıpa ul-
keieri Anadohı'dan kaçırdıkla-
n tarihi ve kulturel eserlerle
kendilerine yapay bir tarih ve
kulturel temel kurma çabasın-
dadırlar."
Taşkın, Düsseldorf Valisi
Fritz Behrens ve otuz kişiye ya-
lun delegasyonla Bergama'yı
ziyareti sırasında Zeus kam-
panyası için "Saygıyla karşı-
lıyonım" dedi|ini anımsattı.
TMMOB Mimarlar Odası
Izmir Şubesi , Erythrai antik
kentinin yapılaşmaya açılma-
sına ilişkin kararın iptali için
tzmir 1. tdare Mahkemesi'nde
dava açtı.
TMMOB Mımarlar Odası
Izmir Şubesi Yönetim Kuru-
lu'nun ortak açıklamasında
Çeşme Ildır Köyu sınırlan içe-
nsınde yer alan Erythraı antik
kentinin, 12 lyon kentinden bi-
ri oldugu belirtildi.
lstanbul Ortaköy'de Ceneviz Kahvesi'nde ressam Komet btsergi açmış, tavanamsını taşırruş»
Ultra-modenı arabeskNerden çıktı bu sergi
Komet? 60'h yıllarda
böyle gazete kupürleri,
fotoğraf, ilgimi çeken
sivri şeyler
toplardım...
Ama neden? Bunlar
bir nevi deşifre ediyor
toplumun yanhşlannı,
hem de ironiyle ve
güncelliğini
kaybetmiyor.
Peki anlamı?
Sonradan baktım ki
bunlar ultra-modem,
avangard hikâyeler....
REFİK DURBAŞ ~
"Hayat" haftalık mecmua.
Yıl: 18. SıraNo: 892. Sayı: 46.
Cilt: 3, 1973.
"Hayat" mecmuasımn üçün-
cü sayfası. Yan tarafta künyesı
mecmuanın. Sahibi ve genel ya-
yın müdurü Şevket Rado, me-
sul müdurü Çetin Emeç.
"Renkli ilanlarda orijinal
renkler garanti edilmez."
Sayfada göze çarpan bunlar
değil. Göze çarpan "Bir sonba-
har günu Atatiirk'ü kaybetmiş-
tik" yaası.
Sayfanın yarısuu sararmış
yapraklarıyla bir "koru" resmi
kaplıyor. Altta yine sararmış bir
yaprağın resmi ve bir yazı. Üç
paragTaflık yazırun ilk paragra-
fını buraya alıyorum:
"Sonbahar insanlara her za-
man huzun verir. Yaprak dokıi-
mii me> simidir sonbahar. Hele
Atatürk'un de boyle bir yaprak
mevsiminde, bir 10 kasım gunii
dünyaya gözlerini kapamış ol-
ması Turkiye'de sonbahan bıis-
bütıin huzunlu bir mevsim ha-
line getirmiştir."
Kalan iki paragrafı Komet '-
in lstanbul Ortaköy'de Ceneviz
Kahvesi'nde yanndan ıtıbaren
açılacak sergide okuyabilirsinız.
Mine Baysan Önal, Orta-
köy'de yıkık bır evi alıp bir
kafe-bara dönuştürmüş. Bir ak-
şamüstu buluşmaları yeri.
"Ama " dıyor, "ben haksızlık
ederim bu tiır mekânı işgal edip
YA^AMIN RESMİ— Komet, Ceneviz Cafe-Bar'da köçiik hiizünleri ve seviaçlen \a^ama>ı anıımalan kuçuk >e>ler sergiliyor. (Fotoğraf: tBRAHİM GÜNEL)
kahve vererek. tnsan buraya
geldiğinde hoş bir resim görsiın,
bir söyleşiye katüsın."
Bu yuzden kafe-barı bir gale-
nye dönüşturmüş aynı zaman-
da. Kuçuk boyutlu resimlerden
oluşan sergiler açmayı amaçlı-
yor. Mevsimin ilk sergisi de Ko-
met'in.
Komet geçen yıl Vakko'da
açtığı sergisini buraya taşımış.
Otuz yıhn muhabbetiyle Ko-
met'le konuşuyoruz.
"Sen de haürlarsın" diyor
Komet "ben 6O'lı yıllarda belli
böyle gazete kupurh, fotoğraf,
yani benim ilgimi çeken sivri
şeyleri toplardım. Yani yanlış-
lan. yalanlan, onlann somut
gonınumlerini."
Bunlann toplarra üç bıne yak-
laşmış. Ama neden? Yanıtı Ko-
met'ten...
"Bunlar bir nevi deşifre edi-
yor toplumun vanlışlarını, bem
de bir ironiyle. Ve bunlar gün-
celliğini kaybetmiyorlar."
Ceneviz Kahvesi'nde sergüedi-
ği şeyler Komet'in 1969 yıhnda
yaptığı bir defterden. Duvarda
o defterin kapağı da yer alıyor.
Adr. tfşa Ediyorum.
Neden böyle bir sergi diye
sormuyorum. Komet'in yüzun-
deki panltıda bu okunuyor za-
ten:
"Sonradan baktım ki bunlar
ultra-modern, avangard hikâ-
yeler. Elbette oyle. Çunku di-
rekt hayattan alıyorlar boyutun
içini. Ve istiyorum ki gençler
kendi yaşamlanndan çıkarsın-
lar, biçimsel aktarmalar >apma-
suıiar, yaşadıgunız hayatın için-
de bütun bunlar dolu var."
Komet bir kartviziti çerçeve-
lenüş, bir fotoğrafı, bir şiiri. Ya-
şamımızdan farkında olmadığı-
mız bir saati, bir anı, bir hüz-
nü, bir sevinci...
"Ögleden sonra gelmiş
gibiyim" der gibi bir soruyu...
Guneşte yanmış değil, karar-
mış, kapkara üç genç kızın be-
denini...
Kuleli Lisesi'nden bir öğren-
cinın yalruzlığını... O biraz da
bızim yalnızhğımız değil mi?
Onu da...
Adana'dan bir tavsiye mektu-
bunu: "Eşinizin içkisi yok, ku-
man yok, dışanda gözu yok.
Gucu ve kesesi >etüği kadar ar-
zularınızı yerine getiriyor. Bıra-
kınız adamca|ız aksamdan ak-
şama gazetesini okusun. Bu da
dert mi? Ne var sinirlenip nze-
rinde duracak."
Ve bir ağaç dikme sevdahsı-
mn şiiri: "Gtilseler de ögseler-
de / Hatta kızıp sogcelerde /
Deli deyip doğselerde / Ben yıl-
madan ağaç diksem."
Yazının arasına Komet giri-
yor:
"Baktım bunlar eskimemiş
şeyler, aradan 30 >ıl geçse de.
Esprilerde bir eskime vok, hâlâ
içinde yaşıyoruz. Tam arabeske
götüren hikâyeler bnnlar insan-
lan. İşte bunlar eümizde oldu-
ğu için bunlan gosterelim de-
dik."
Komet yalnız bunları göster-
mekle kalmıyor. tsteyen bir fo-
tokopi parasına, hem de "renk-
li"sine sahip olabiliyor.
Renkler, söze, sözcüğe dö-
nüşmüş...
Bu ayrıca bir başlangıç da
olabilir kimı insan için. Ceneviz
Kahvesi'nde bir akşamüstü bir
tek rakısını ya da kahvesini içer
hoşlandığı bir müzigin eşliğinde.
Duvarlarda farkmda olmadığı
kimı gunlerin, anların, anılann
«özlerinde kendi yaşamının
ipuçlannı yakalayabilir.
Hem de bir ögleden sonra
gelmiş gibi...
Michelangelo'nun ünlü heykelinin ayakparmağıpsikopat bir ressam tarafından kopanldı
DavucTa vahsi saldırıFloransa'daki "Accademia" Müzesi'nde
bulunan dünyanın en ünlü heykellerinden
Michelangelo'nun Davud'u, eroinman bir işsiz
ressamın çekiçli saldınsına uğradı.
Ibristler, saldırganı anında yakalayıp etkisiz
hale getirdiler.
ğer unlu yapıtı "La Pieta" (Acı-
ma) idi. Halen Vatikan'ın San
Pietro Kilisesi'nde bulunan ve
artık bir camekânın arkasında
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Bu kez kurban
dünyanın en guzel erkeği. Za-
rar: Bir çekiç darbesiyle yok edi-
len üzüm büyüklüğünde bir par-
mak ucu. Darbeyi vuran: 47 ya-
şında Floransalı eroinman bir
ressam bozuntusu. Güdu: Mi-
kelanj'a karşı başansız bır res-
samın duyduğu önü alınmaz
kıskançlık hissi.
Evet, bu kez de bir dengesiz
dünyanın "en güzel erkeği" di-
ye anılan, Mikelanj'ın "Da-
vnd"unu vurdu.
Bir çekiç üe heykelin sol aya-
ğının ikınci parmağmdan üzum
büyüklüğünde bir parça kopar-
tan işsiz ressam Piero Cannata;
o sırada heykelin bulunduğu
Floransa'daki "Accademia"
Müzesi'ni gezmekte olan turist-
ler tarafından anında hareketsiz
hale getirildi.
Tuzla buz olan parçalar yer-
den toplandı ve hemen sanat
eserlerini restore eden uzmanla-
ra teslim edildi..
Uzmanlar kısa bir inceleme-
nin ardından yargılannı açıkla-
dılar: 487 yaşmdaki Davud'un
ayak parmağında iz kalmaya-
cak. Ve bu restorasyondan son-
ra Davud şimdiye dek olduğu
gibi her yıl kendisini görmeye
gelen üç buçuk milyon turistin
önünde görücüye çıkmaya de-
vam edecek.
Bu arada hesap vermesi için
hemen karakola çekilen Piero
Cannata birbirinden şaşırtıcı bir
dizi açıklamanın ardından psi-
kiyatrik gözetim altına aündı.
"Bu işi Mikelanj'ı kıskandıgım
için yaptım" dedi Cannata ve
devam etti: "Mermerin daha
sert olduğunu duşunuyordum;
çok agır bir darbe indirmedim;
parçalann muzeyi gezen turist-
lerin gozune sıçramasından
korktum."
Daha sonra acıklamasını,
"Aslında Mikelanj'dan öç al-
manu isteyen 1500'lerde yaşa-
yan Venedikli bir kadının ruhu
oldu. Ruh bana Git Davud'u
vur' dedi" diyerek surdurdu.
Italya'da ve dunyada denge-
sizlerin saldınsına uğrayan baş-
yapıtlann listesi uzun. Bunlar-
dan en Ünlüsu 1972 yılında sal-
dırıya uğrayan Mikelanj'ın di-
sergılenen heykel, Davud gibi
çekıçlenmişti. Geçen yıl Amster-
dam'da resim tarihinin kilomet-
re taşlarından biri sayılan
Rembrandt'ın ünlu "Night
VVatch" (Gece Gözetımi) tablo-
su resmin ustüne asit döken bir
deli tarafından tahrip edilmişti.
Psikologlar bu tip saldmlar-
da bulunan dengesizlerin ya çok
sevdikleri objeyi başkalanyla
paylaşmaktan duyulan kıskanç-
hkla ya nefret ya da kendinı
göstermek, adını herkes tarafın-
dan tanınan ideal bir simgeyle
özdeşleştirerek ölumsüzleştir-
mek gudüsüyle yaptıklarını
açıklıyorlar.
Davud'un heykeli
Rönesans'ın simgesi, Mikel-
anj'ın başyapıtı sayılan Davud
dünyanm en ünlü heykeli olarak
tanınıyor. Heykel için 400
'düka' alan ve 3 yıl çaJışan
Mikelanj'm bu sanat şaheserinin
dev boyutlardaki tek parça bır
Carrara mermerinden (4 metre
10 cm) olduğu biliniyor.
1504 yılında tamamlanan
heykelin, aralannda Leonardo
da Vinci ve Botücelli'nin de bu-
lunduğu bir uzmanlar komisyo-
nu tarafından Floransa'nın en
merkezı meydaru Piazza Della
Signoria'ya dikilmesi kararlaş-
tınlıyor. Sanatçı da bunu isti-
yor.
Heykelin inşa edıldiği "Duo-
mo"nun atölyesınden az ötede-
ki Signoria Meydanı'na çekil-
mesi dört gun suruyor. Dmcüer,
Mikelanj'ın "dinin bagnazlıgı-
na karşı aklın ve insamn üs-
tunluğunü" yüceltmek amacıy-
la çınlçıplak yaptığı Davud'a
karşı en büyuk tehlikeyi oluştu-
ruyorlar.
Yol boyunca heykeli kırk gö-
revlinin ızlemesine rağmen Da-
vud yobazlar tarafından sekiz
kez saldırıya uğruyor. Saldır-
ganlar teker teker tutuklaruyor-
lar. 1873 yılına dek dikildiği
meydanda kalan Davud, dış et-
kenlerden koruma gerekçesiyle
Accademia Muzesi'ne nakledil-
miş bulunuyor.
İZMİR'DE YOL TART1ŞMASI
Kordoırda
kazıldı yola
tepkiler
Mimarlar Odası Izmir Şubesi 'tzmir'in
gerdanlığY olarak bilinen ve 'eski eser'
sayüması gereken Kordonboyu'na kazıklı yol
yapılmasına karşı çıkıyor. Kazıklı yolun,
transit geçişle bütün kıyıyı Izmir kentine
kapatacağı öne sürülüyor.
tKİNCİ PARMAK KOPTU- Davud he>keUnin sol ayağının (fotofrafU sagda)başparmaktan
sonra gelen ikinci parmağının ucu saldırganın çekiç darbesi ile koptu.
IZMIR (Cumhuriyet Ege Bu-
rosn) — Kentin "gerdanlıgı"
Kordonboyu'na kazıklı yol yapı-
mına yönelik eleştiri ve tepkiler
sürüyor.
Kordonboyu'nun tum yapıla-
nyla "eski eser" niteliğinde ol-
duğunu belirten Mimarlar Oda-
sı, buranın "tarihsel SIT' kap-
samına alınmasını istiyor.
Kordonboyu'nun denız kıyı-
sında zengin ve gelenekselleşen
sosyal yapısıyla korunması ge-
rektiğini kaydeden Mimarlar
Odası İzmır Şube Başkanı Ali
Dönmez, kazıklı yol yapınunı
engellemek için her turlü giri-
şimde bulunacaklarını bil-
diriyor.
Kent planlannda yeri olma-
yan, uygulama projesi bulunma-
yan, henuz fızibilitesi tamam-
lanmayan Kordon kazıklı yoluy-
la ilgili çalışmalar suruyor.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
önerisi doğrultusunda ihale edı-
lip yapımına yönelik çalışmala-
ra başlanan kazıklı yolla ilgili
eleştiri ve tepkiler birbiri ardına
dile getiriliyor. "tzmir'in
gerdanlıgı" biçüninde tanımla-
nan Kordonboyu'nun kazıkl
yolla kuşatılmasına karşı çıkıh-
yor.
Mımarlar Odası İzrrur Şube-
si, yapımında Efes antik kenti-
nin taşlan kullanılan Kordonbo-
yu'nu kıyı seti, kıyı yolu, dalga-
kıranı, eski limanı, limana hiz-
met veren eski yapılanyla bir
bütün olarak "eski eser" diye ni-
teliyor. Yol kaplamalarının de-
ğiştirilmiş, iki katlı eski yapıla-
rın yıkılarak yerlerine çok katlı
yapıların dikilmiş olmasının
Kordonboyu'nu "eski eser" ni-
teliğinden uzaklaştırmadığı be-
lirtilen Mimarlar Odası açıkla-
masında şu görüşlere yer verili-
yor:
"Kordonboyu, bugunku top-
luraumuzun jakın tarihinde çok
onemli olaylann geçtigi bir alan-
dır. t Ikenin isgalciierden temiz-
lenmesinin son durağıdır. İzmir-
lilerin AUrürk'e bediye ettigi bi-
na buradadır ve bugün Atattirk
Muzesi olarak kullamlmaktadır.
Kordonboyu olarak adlandınlan
yol, tzmir icin varük meselesidir.
Kentin simgelerinden biri dunı-
mundaki Kordon, kent kimliği-
nin butun Turki>e'ye mal olmaş
en onde gelen parçasıdır. Kor-
donboyu. deniz kmsında zengin
ve gelenekselleşen sosyal yapısıy-
la korunmalıdır."
Mimarlar Odası tzmir Şube-
si Başkanı Ali Dönmez, kazıklı
yolun butun kıyıyı transit yolla
Izmir kentine kapatacağını be-
lirterek, "Bu yol bir eski eseri
ortadan kaldıracak, tarihimizin
en onemli olaylanndan bazıla-
nmn geçtigi alanlan yok edecek,
zengin bir sosyal yaşantının so-
nunu getirecektir" diyor. Oda
yönetim kurulu Kordonbo-
yu'nun "tarihsel SİT" kapsamı-
na alınması için başvurdu-
AloBflgi
bugün başhyor
• Haber Merkezi— PTT,
Alo Bilgi
Telekomünikasyon
Hızmetlerı A.Ş. ile işbirliği
sonucunda doğan ilginç
hizmetlerini bugunden
itibaren (16 Eylül Pazartesi
1991) servise koyuyor. tlk
kez 1984 yılında başlayan
ve "Audiotex" diye bilinen
Özel teknoloji sayesinde,
aynı anda aynı numarayı
Turkiye"nin dört bir
yamndan ve de şehirlerarası
kod nuraarası çevirmeye
gerek kalmadan yüzlerce
kişi arayabilecek.
Telefonun, Batı ulkelerinde
olduğu gibi TV ve basından
sonra üçuncü medya olarak
kullanılmasını amaçlayan
Alo Bilgi, Türkiye'de şu
servislerle başlıyor: Alo
Avukat, Alo Doktor, Alo
Futbol Bilgi Yanşması (Sese
karşı duyarlı; sesle yönlenen
bir sistem), Alo Burcum,
Alo Tarot Falı, Alo
Numeroloji, Alo Sevgi Fah,
Alo Şaka (Cenk Koray).
Sıvas'ta
dördtiz do^ıım
• SIVAS (UBA)— Sıvas
Devlet Demiryolları
Hastanesi'nde bir kadın
dörduz doğum yaptı.
Tokat'ın Çamlıbel köyunde
oturan ve daha önce
çocuğu olmadığı için tedavi
gören Fadime Yakar
adındaki annenin dunyaya
getirdiği çocuklardan biri
uzun sure yaşayamadı. Dört
yıldır evli oldukları halde
çocuk sahibi olamayan ve
tedavi gören Mustafa ve
Fadime Yakır çiftinin
dörduz çocuğu oldu. Çift
yanm saat ara ile doğan
çocuklarına Murat,
Mehmet, Ahmet ve Dilek
isimlerini verdi. Ancak
Murat ısmi verilen bebeğin
sağlık durumu çok iyi
olmadığı için bir süre sonra
hayatını kaybetti.
Trafık kazası:
9 ölti 5 yarah
•ERZURUM
(Cumhuriyet Burosu) —
Erzurum-İhca karayolunda
meydana gelen trafik
kazasında 9 kişi öldu, S
kışi de yaralandı. Ilıca'dan
Erzurum'a giden Suleyman
Durbağ yönetimindeki 25
AD 039 plakalı otomobil,
ilçe çıkışında Ömer Kınalı
yönetimindeki 25 DL 622
plakalı kamyonetle çarpıştı.
Kazada, Mustafa Sertoğlu
(32), Ahmet Uzunoğlu (45) -
ve Selim Uzunoğlu (18)
olay yerinde, Zübeyde
Sertoğlu (33), Müşerref
Uzunoğlu (31), Suleyman
Durdağ (25), lbrahim
Uzunoğlu (9), lbrahim
Sertoğlu (9) ve Murat
Sertoğlu da (11) hastaneye
kaldınhrken öldu.
Yaralanan beş kişi de
Ataturk Universitesı Tıp
Fakultesi Araştırma
Hastanesi'nde tedavi altına
alındı.
Hamileler saç
boyatmasın
• tZMtR(AA)—
Hamilelik döneminde
saçlannı boyatan annelerin
farkına varmadan
bebeklerinin sağlığını
tehhkeye düşürdükleri
büdirildı.
Saç boyası
bileşiminde yer alan toksin
maddelerin emilme yoluyla
deriden kana karıştığını
belirten kadın doğum
uzmanı Opr. Dr. Hüsntt
Miral, "Toksinlerin
hamilelik döneminde
vucuttan atılması daha
zordur. Bu da anne
karnında gelişimini
tamamlamakta olan bebek
için büyuk bir tehdit
oluşturmaktadır' dedi.
BUGUN
16EYLÜL 1991
39.
İLK GÜNÜ
Bu mutlu başlangıçta
"Demirbank
hayırlı işler diler."
DEMİRBANK
"İyi günler diler"