19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHVKIÎET/5 SECIM '91 Bağımsızlar 2.7 milyon ödeyecek • ANKARA (AA) — Erken genel seçimde bağımsız aday olacaklar, 15 eylülden itibaren, milletvekili seçilmek istedikleri çevrenin il seçim kuruluna yasal şart ve nitelikleri taşıdıklannı belirten bir dilekçeyle bizzat başvuruda bulunacaklar. YSK'nın dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre bağımsız adaylar, dilekçelerine, ilgili maJ sandığına, emaneten 2 milyon 773 bin lira yatırdıklanna dair makbuzu da ekleyecekler. Bağımsız adaylar oy pusulaiannı, belirlenen ebat, şekil ve esaslara göre hazırlayıp en geç 5 ekim cumartesi gunü saat 17.00'ye kadar ilgili ü seçim kurulu başkanlıklarına teslim edecekler. Uznıan çavuşlara kıdeıtı hakkı • ANKARA (ANKA) — Uzman jandarma çavuşlann askerlikte geçen süreleri kıdemlerinden sayılacak. Uzman Jandarma Yasası'nda değişikiik yapan kanun hükmündeki kararname Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararname>r e göre askerlik hizmetleri kıdemlerinden sayılacak olan jandarma çavuşlara bundan dolayı maaş, maaş farkı ve diğer özlük haklan ödenmeyecek. Ayrıca 27 yaşından buyük olmayan uzman jandarmalar, aslsubay sınıf okullarında alacakları eğitim sonucunda astsubay olarak atanabilecekler. Bu astsubayların askerlik hizmetinde ve uzman jandarma çavuşlukta geçen süreleri de kıdemlerinden sayılacak. Ancak bunlara da yeni atanmalan nedeniyle maaş farkı ödenecek. Kararname ile astsubaylı atananların mecburi hizmet süreleri de 15 yıl olarak belirlendi. Beşikçi'ye 5 yıl hapis istemi • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Ankara DGM Başsavcılığı, yazar Isrnail Beşikçi hakkında "Ortadoğu'da Devlet Terörü" adlı son kitabında devletin bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda yaptığı gerekçesiyle dava açtı. Iddianamede, Beşikçi'nin Terörle Mucadele Yasası'ıun 8/1. maddesi uyannca, beş yıla kadar ağır hapis, 100 milyon liraya kadar da ağır para cezasına çarptmlması istendi. Iddianamede, kitabı yayımlayan Yurt Yayınlan sahibi Unsal Öztürk'ün de Terörle Mucadele Yasası'nın 8/2. maddesi uyarmca 100 milyon liradan az olmamak ttzere ağır para cezasına çarptırılması talep edildi. Yazar Beşikçi, "Ortadoğu'da Devlet Terörü" adlı kitabı nedeniyle 1 Ağustos 1991 tarihinde tutuklanmıştı. Omtir boyu hapis • tstanbul Haber Servisi — Malatyalılar Derneği'nde 2 kişinin ölumuyle sonuçlanan olayla ilgili olarak yargılanan 4 sanık hakkındaki dava sonuçlandı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada son savunmalarını yapan sanıklar Hurşit Balkız, Nadir Ayhan, Mehmet Çokkanü ve Fahri Savaşçı kendilerine yöneltilen suçJamaları kabul etmediler. Mahkeme heyeti, sanıklardan Hurşit Balkız ve Nadir Ayhan'ı dnce idam cezasına çarptırdı. Daha sonra duruşmalardaki iyi hallerini göz önüne alarak cezayı ömür boyu hapse çevirdi. Sanıklardan Mehmet Çokkanlı'yı da 1 yıl 13 ay hapis cezasına jarptıran mahkeme heyeti, Fahri Savaşçı'nın da beraatine karar verdi. K. Anmıdıfda silah sesi • İstanbul Haber Servisi - Küçükarmutlu semtinde ınceki gece saat 02.30 ıralarında silahlar patladı. akJaşık 20 dakika suren ilah sesleri iizerine küçükarmutlu girişine eJerek bekleyen asayiş ve yasi şubeye bağlı ekipler aha sonra nöbetçi emniyet lüdürünun talimatı ile üonnaT'e döndü. GenelBaşkan İnönü, işadamlan üe göriiştii, vatandaşlarla sohbet etti en demokratik partf İstanbul'da yoğun bir gün geçiren SHP lideri Erdal înönü, İstanbul Sanayii Odası Başkanı Memduh Hacıoğlu'nu ziyaret etti. İnönü, daha sonra işadamları İshak Alaton ve Osman Kavala ile ayn ayrı bir araya gelerek ekonomik görüşlerini aldı. nu açtı. Inönu burada ilk ola- rak işadamlan İsbak Alaton ve Osman Kavala ile ayn ayn bir araya gelerek ekonomik görüş- lerini aldı. İnönü, Alaton'un ya- kasına, Türkiye'de 21 ekimde güller açacağım söyleyerek bir gul taktı. SHP lideri daha sonra büro- sundan beraberinde Korel Göy- men ve Ugur Biike olduğu hal- de Sıraselviler'deki il binasına kadar yürüdü. Yol boyunca kendisini tanıyan yurttaşlarla öpüşerek sohbet eden Inönü'ye, bir çiçekçiden guller armağan edildi. SHP il binasında yeni başkan Bozkurt Nuhoğlu'nu kutlayan tnönü, daha sonra düzenlediği basın toplantısında, önseçim yapmayan partileri sert bir dil- le eleştirdi. "Şimdi iktidar par- GÜNDÜZ İMŞİR SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, bu pazar günü, bir iki is- tisna dışında bütün yurtta önse- çim yapacaklarmı belirterek "Önseçim bizün için bir demok- rasi haftasıdır" dedi. Önseçim yapmayarak adaylarını genel merkezden belirleyen partilerin hiçbirinin demokrasiden söz et- meye haklan olmadığım belir- ten İnönü, "Biz, Tiiridye'nin en genç, en cağdaş, en demokratik partisiyiz" diye konuştu. tnönü, tstanbul'da dün yo- ğun bir gün geçirdi. öğlen îs- tanbul Sanayi Odası Başkanı Memduh Hacıoğlu'nu ziyaret etti, daha sonra Taksim, Ismet İnönü Caddesi'nde kendi mül- kü olan Işık apartmanında özel çalışmalannı yürüteceği bürosu- tisi olma yolunda son adımlan atıyoruz" diyen Inönu, DSP'ye yonelttiği eleştirileri yineleyerek "Ben o partiye artık OSP diyo- rum. Otoriter Sol diyorum" de- di. İnönu, önseçim yapmayan diğer partileri şöyle eleştirdi: DYP'ye: Bir parti var. 'Biz kendimiz için bir şey istemiyo- ruz. Millet için istiyoruz. Onun için yollara dttşdük, demokrasi halk içindir' diye herkesten da- ha güzel şeyler söylüyor. Her akşam duyuyorsunuz. O parti- ye bakıyorsunuz, 52 yerde genel merkez yoklaması yapıyorlar. 52 yerde kendileri merkezde oturup yapıveriyorlar. Soruyor- lar il başkanlanna filan, ama kararları kendileri veriyorlar. ANAP'a: Güya demokraT diye, gençük diye ve her türl ileri hareketi biz yaptık diye bı- ze fiyaka yapan parti var. Bili- yorsunuz, atıümaymış, reform- cuymuş, statükocu değümiş. Eh nerede demokrasi onların par- tilerinde. ANAP'ta gerçi de- mokrasi ilk günde yoktu. Ikti- darlarının en parlak günlerinde de yoktu. Iktidarlannın sonun- da da yok. CÜNEYTARCAYÜREK YAZIYDR Zurnalara Tepkilerle Yeni Anket Sonuçlan. İ .. İnönü, vatandaşlarla görüşürken kendisioe giil verildi. SHP lideriErdalİnönü KartaVdaydı 6 Seçîmi gençler kazanacak' YURDAGÜL ERKOCA Kartal Atatürk Parkı'na gi- den yollar gençlerle dolu. Grup- lar halinde parka doğru yürü- yorlar. Birazdan SHP Kanal il- çesinin düzenlediği "Demokra- si, Banş, Özgüriük" şöleni baş- layacak. İki gün önce DSP lideri Bn- lent Ecevit'in seçim kampanya- sının ilk mitingini yaptığı alanın hemen arkasmdaki park saat 20.00'de hınca hınç dolmuş du- rumda. Parkm bir köşesine yer- leştirilmiş kare biçimindeki ah- şap sahnenin üç bir yanında SHP görevlileri etten duvar oluşturmuşlar. Sayıları 4-5 binı bulan gençler sahneye ulaşmak, sahnenin hemen sağ tarafına yerleştirilmiş beyaz fıberglass sandalyelerden birinde oturan Genel Başkan Erdal Inönu'yu daha yakından görmek istiyor- lar. Torna tezgâhlanndan, kon- feksiyon atolyelerinden, araba tamirhanelerinden, üniversite- lerden, liselerden yüzlerce genç "Bağımsız Tiirkiye", "Başba- kan İnönü" diye bağınyorlar. llçe örgutünun astığı tek pan- kartta ise "Bagımsızlık benim karakterimdir" yazısı yer alı- yor. Saat 20.00'yi biraz geçe baş- lıyor şölen. Tiyatro sanatçısı Günsel Tuncer şiirler okuyor önce... Kaygusuz Abdal'dan, Nâzım Hikmet'ten. Her şiir so- nunda bir alkış kopuyor. Genel Sekreter Hikmet Çetin, İstanbul Anakent Belediye Baş- kanı Nurettin Sozen, İstanbul İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu, şim- di Kartal bölgesinden aday ada- yı olan eski il başkanlan Kamer Genç ile PM üyesi Ercan Kara- kaş'Ia birlikte oturan Erdal İnö- nu, yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesiyle zaman zaman oturduğu sandalyeden kalkıp biraz da şaşkın gözlerle itişip- kakışan, bağınp çağıran gençle- re bakıyor. Partililer, belli ki olası bir provokasyon kaygısı içindeler. Gazeteciler de ise "izdiham" endişesi.. Nurettin Sözen'in yerinden kalkıp, gö- revlilere "Artık şiirieri bitirin. Genei Başkan konuşsun" uya- rısıyla Erdal tnönü sahneye çı- kıyor. Daha doğrusu, gençlerin çığ- lıkları, uzanan kolları, gençler- le partililerin itişmesi arasında kendisini sahnede buluyor. Pe- şinden gazeteciler ve parti go- revlileri. Mikrofonu eline alıyor ve başlıyor: "DegerV gençler, uzaklardan, yakınlara kadar ber tarafı kap- lamışsınız. Hiç bu kadar genci bir arada görmedim." Gençler yanıthyor. — Başbakan İnönü, Başba- kan tnönü! İnönü, sahnenin üzerindeki- lere dönüyor, uyanyor: "Her taraf gençierle dolu. Hadi bakalım berkes aşagı. Herkes aşagı, onlan göremiyo- rum." Bir ara sahneden bir ses da- ha geliyor: "Ayağımı bırak, ayağımı bı- rak." Uzanan ellerden biri belli ki Genel Başkan'ın paçasını kav- ramış. Sevgi tezahüratı artıyor. Inönü'nün, telkinleri gençle- ri az da olsa yatıştırıyor. Üni- versite hocalığı günlerinden de- neyimiyle başlıyor anlatmaya. "Bugün CHP'nin kuruluş yıldonümü. 68 yıl önce kurul- muştu..." KaJabalık bağırıyor: — CHP açüsın, CHP acılsın. Inonü devam edıvor: "Bizdi- yonız ki sandıkta güller açacak. Bütün gençlerin ozgürce yaşa- malannı, dunya nimetlerinden yararlanmaJarmı istiy onız. Bü- tün insanlarıraızın ozgürce ya- şadıgı ülkeyi birlikte kuraca- — Işkenceye son. ANAP gi- decek, SHP gelecek. İnönu, DSP'den söz ediyor: "Geçen gün bu meydanlara dostumuz Ecevit gelmiş" diye başlıyor. KalabaJık bağırıyor: "Yuuuhhh!" Konuşmasımn ke- simıesine karşı çıkıyor, uyarı- yor: "Bakın burası çok eglence- li, dinJeyin" ve konuşmasını sürdürüyor. "ANAP" diyor, "DYP" di- yor, yanıt hep aynı "Yuhhh!" tnönü "Bu seçimi gençler ka- zanacak, kadınlar kazanacak, her yaşta gençler kazanacak" sözlerinin ardından ekliyor: "Bizim söylediklerimizi söy- leyenJer var. Inanmayın onlara. Onlar taklittir. Taklitlerinden sakınınız esası buradadır." Sahnenin her taraf=nı dolaşı- yor. Anlatıyor. Karşıhklı diya- log kuruyor: "Biz iktidara gel- digimizde secme yaşı 18, seçfl- me yaşı 25" diyor. Şöleni çeken TRT ekibi, ar- tık gideceklerini söylediklerinde Genel Başkan kalabalığa dö- nüp, "TRT şimdi gidiyor. Tam ANAP dedik, cumhurbaşkanı dedik gjdiyoriar" deyince butun park "Yuhhh"larla inliyor. "Durun" diyor "dunın yuhla- mayın. Kabahat bu kameraman arkadaşm degil. Ona kalsa bep- sini kullanır. Ankara'ya yollu- yor, kullanmıyorlar. Kesiyor- lar." Gençler bağırıyor: "Başbakan İnonii... Başba- kan İnönu." DSP lideriBoğaz turuattı,balıkyedi, vatandaşlarlasohbet etti Ecevit'ten balıkçıya Vasgele' YALÇIN ÇAKIR DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit dün reklam şirketi- nin önerisiyle Rumeli yakasında halkın arasında dolaştı, konuş- tuklarına tnönü ve Demirel'i şi- kâyet etti. Inönü'nün DSP'nin adının OSP (Otokratik Sol Par- ti) olarak değiştirilmesi önerisi- ni eleştiren Ecevit, bunu 'soğuk bir espri' diye değerlendirdi. Ecevit dün Taksim'de Cen Ajans'ın yöneticileriyle toplan- dıktan sonra yerli bir otomobille Ortaköy'e gitti. Ecevit, ajansın kendisine tahsis ettiği Mercedes arabaya binmedi. Ortaköy'de ki- tap tezgâhlannı dolaştı. Eric Fromm'un bir kitabını aldı. Fransız reklamcı S^guela'nın ki- tabını görünce de "Fazla ilgi duymuyorum, yerii rekJamcdar- dan memnunum" dedi. Ecevit, eşine bir yıizük arma- ğan etti ve "Rahşan'a 46 yıl ön- ce bir evlilik alyansı almıstım" dedi. Emirgân Çınaraltı'nda, yurttaşlarla sohbet ederken Konya Üniversitesi'nin Anaoku- lu Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan türbanlı Ayfer Kılıç, DSP liderinin yanına giderek "tktidara gelirseniz ibadet yapa- bilecek miyiz" diye sordu. Ece- vit, "Evet, ancak laiklikten ödiin vermeyiz" deyince kız öğrenci, "Laiklik deviete ait. Peki ben başörtü ile öğretmenlik yapabi- lecek miyim" sorusunu yinele- ANKARA — İktidar çevrelerini saran telaş giderek güçle- niyor Telaş güçlendikçe yapılagelen hatalara birbiri ardına yenileri ekleniyor. İktidarın, önemli konuları halktan kaçırma ya da etkisini azaltma çabalan tutmuyor. Tersine muhalefetin irdelediği ye- ni konular toplumda daha çok yer ediyor. Son günlerdeki gelişmeler, ANAP'ın iktidar nimetterini kul- lanmaktan başka ustalığa sahip olmadığını kanıtlıyor Demi- rel, ANAP'ın zayıf noktasını keşfetmış. Durmadan TÖ'yü Çankaya'dan indireceğini yineliyor. Hatta TÖ'nün seçimden önce ya da hemen sonra istifa ederek Çankaya'dan kaça- cağını söylüyor. Bir zorlama yöntemi. Oysa zoru görmedikçe TÖ ile SÖ'nün Çankaya'yı bırak- mayacağını Demırel de kuşkusuz adı gibi biliyor. SÖ'nün dün mai varhğını üstünkörü açıklamalara girişmesi, Çankaya'da direneceklerinı kanıtlamıyor mu? İki oğlunun dikili ağacı yok- muş! Mesut Bey, "Genç, dinamik, çağdaş lider". Mesut Bey, "Cumhurbaşkanı'nın meteliksiz çocuklannın geleceğıni sag- lama alma fonu" kurarak devamlı ve doğal liderinize ANAP: vari bir hizmet sunmanız gerekmiyor mu? SÖ, taşınmaz mallarına değinirken oğullannın rnenkulle- rinden, kendisine ait taşınır mallardan, şu çoğunun taklit ol- duğunu söylediği, kollarındaki, boynundakı göz kamaştıran takılardan neden söz etmiyor? Ya da bunların kaç adet ol- duğundan, kaçının armağan, kaçının muhterem eşlerinin maaşlarıyla alındığından söz etmeyı denemiyor! TÖ'den, SÖ'den hemen her gün yeni seçim malzemesi çık/yor. Demirel'in Çankaya'ya yüklenmesi ve benzerı irde- lemeler, ANAP'ta zaten laçka olan sınirlerin daha da bozul- masına yol açıyor. Parti sözculerı, Oemirel ve SHP'ye an- lamsız suçlamalara girişiyorlar Yeterli sayıyı bulursa tek başına, olmazsa SHP ile anla- sarak anayasal yoldan TÖ'yü indireceğini söylemenin, cun- tacılık ve darbecilıkle î«*«^K.,/'y« u*,;);*-.*/ inşkisini kurabiien . Istanbul la ılgılı ozel ANAP dışmda- mantik araştırma ısmarlamış DYP. sahibi biri varsa, lüt- Sonuçlar iki gün önce fen parmağım kaidır- Demirel'e yerilmiş. Buna S1 2urnal ar,n son de- göreDYPİstanbul'da liklerinden birinin, ge- yuzde 23'lerde. Bu çende Demirel'i suc- araştırmanın asıl çarpıcı lamasından hemen yariı, ÖİZe QÖre DYP'nİn sonra, evindeki tele- yüzde 23'Ü değİl. SHP İle fon geceyarılarına ka- r nqp>n;n ı/ifrHc!90'nin dardurmadançalmış. U ^'/In l Vyz o f «'""' Bir yıi önce bugün altında kalmalan. Oysa aynı suçiadığı DYP lideri- araştırma İstanbul'da her nin evinin kapısındaki ikipartiyi toplam yüzde S£%ZSSZ 37.38'lerde gös,enyor.% ğini, çok yakını bir kişıye İsviçre'de kimin ayakkabı aldığını soranlar... Bu nedenle giderek gerginleşen seçim havasın- da çok dikkatli olmak, telefonlarda böylesı yakışıks/z davra- nışlara çanak tutmamak gerekiyor. Sert rüzgârları göğüslemek ıçın ANAP'ın bulduğu son ça- re, Mesut Yılmaz. Parti, geçmiş hizmetleriyle son vaatleri- nın etkisinden çok Mesut Bey'in "yüzüne" güveniyor. Bu yüz- den ANAP propagandasının adı, "New face" yani "Yenj yüz"! Ne çare yeni yüzün şimdilik fazla işe yaradığını söylemek hayli zor. Kamuoyu araştırması yapan bir yığın şirket arasında Jnanılır olanlar da var, müşterisine göre sonuç çıkaranlar da. İlk sınıfa giren bir araştırma grubuna istanbul'la ilgili özel bir araştırma ısmarlamış DYP. Sonuçlar iki gün önce Demi- rel'e verılmiş. Buna göre DYP, Istanbul'da yüzcte 23'lerde.» Bu araştırmanın asıl çarpıcı yanı, bize göre DYP'nın yüz- de 23'ü değil. SHP ife DSP'nin yüzde 20'nin altında kalma- ları. Oysa aynı araştırma İstanbul'da her iki partiyi toplam yüzde 37-38'lerde gösteriyor. Yüzde 20'lerin altına düşmek, İstanbul'da seçimi yitirmek demek. Hazin ve yazık olan şu: DSP uçuruma yuvarlanırken büyük bir bencillikle kimseye yar olmasın diye sosyal demokrat oyların tümünü birlikte sü- rüklüyor. Ya ANAP? Sırakın garıbanın yakasını. Araştırma- ya göre hâlâ yüzde 17'lerde çabalıyor. Üçüncü sırada. Ama seçim, seçimdir. Akdeniz kıyılarında çevirdiği pro- paganda fiimleri gösterime girince, çalakalem yazdığı kitap, afişler, broşürler bir baştan öteki başa ülkeyi sarınca bakar- sınız ANAP, bir iki puan yükselmiş. Böylece zurnaların son deliklerinin umudunu taşlamamış oluyoruz. Çünkü onlar "yeni yüz"le yeniden iktidar bekliyor- lar. Balık kavak ağacına tırmamrsa, işte o zaman belki. KAHVECİ AÇIKLADI; Magic Box, vergi mükellefî ECEVtT BOCAZ'DA— DSP G«nel Başkanı Bölent Ecevit, tstanbul BoğazTnda Bebek'ten Sanyer'e kadar tur düzenledi. Yolun büyük bölümünü yiirüyen Ecevit, vatandaşlarla sohbet etti. Sanyer'de balıkçdann sorunlannı dinleyen Ecevit, çevre kirliligi ve çey- re konusunda uyguianan yanlış poh'tikalarla balıkçüığın zorlaştığını söyledi. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU) di. Ecevit, "Ögrencilerie anlaşa- btlirseniz olur, tabii" yanıtını verdi. Ecevit, SHP lideri Erdal Inö- nü'nün DSP'nin adının OSP (Otokratik Sol Parti) olarak de- ğiştirilmesi yolundaki göruşü ile ilgili olarak şunları söyledi: "Bunlar soğuk espriler, bun- lan siyasi tarbşmalara kanştır- mamahyız. Tiiridye'nin çok cid- di sonınian var. Eger siyaseti ciddiye alıyorlarsa, onian konu- şalım." Bir yurttaşın, "Neden önse- çim yapmadıklan" yolundaki sorusuna Ecevit, "Tüzüğümüz- deki önseçim sistemi çok geniş kaûumcı bir sistemdir. Bu da za- man istiyor. Ancak seçim çok erken geldi. Onun için parti için- de duşundugümüz bu önseçimi gerçekleştiremedik" dedi. Ecevit, bir vatandaşın "tkti- dara gelirseniz Cumhurbaşkanı Özal hakkında ne düşünüyorsu- nuz" sorusuna "Biz Sayın Özal'ın cumhurbaşkanı üslubu ve anlayışım sakıncalı buluyo- nız. Ancak kişiler için anayasa degiştinneji de uygun buimuyo- ruz" cevabını verdi. Ecevit daha sonra Sarıyer ve Rumelikavağı'nda baükçüarla sohbet edip sorunlanm dinledi. Burada kendisine ikram edilen çingenepaiamutundan çok az bir şey yiyen Ecevit, bakkaldan eşi Rahşan Ecevit'e ekmek- peynir aldınp araçta bunları ye- mekle yetindi. Daha sonra DSP ilçe binasına gelen ve partililer- le bir toplantı yapan Ecevit, bu- gün Ankara'ya dönecek. Haber Merkezi— Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahve- d, "Magic Box'ı Hocapaşa (İs- tanbul) Vergi Dairesi mükeUefi yapUm. Benim yaptığım şey, Tiirk kanunlanm uygulamak" dedi. Kahveci, Semra Özal'ın Sa- 1 bah'taki açıklamalannda Ahmet özal'ın çok para kazandığı, 100 milyar lira vergi ödeyeceği yo- lundaki bir soruyu, "Kahveci bu parayı isterken Magic Box'ın Tiirkiye ile Ugisi bulunmayan ya- bancı bir şirket olduğunu unu- tuyor. Tek bir kuruş aiamaz ama tabii amacı huzursuzluk yaratmak" şeklinde yanıtlama- sı uzerine Cumhuriyet'e şu açık- lamayı yaptı: "Magic Bov'taki vergi olayı şudur: Magic Box diyor ki 'Biz Uechtenstein şirketiyiz; Biz de diyonız ki 'Liechtenstein şirke- risiniz, ama bütun çalıştırdıkla- nnız Türk. Burada baber derle- yip burada kayıt yapıyorsunuz, burada bürolannız var. Burada yaptıgınız kazançlan burada vergilendjririz' diyonız. Orada kazanç sagiamış obsayddar fark- h olurdu. Türkiye'deki kanıınlar bunu emrediyor. Şimdi Lieck- tenstein şirketi olsalar, çalıstır- dıklannın gelir vergisini, KOV ve kurumlar vergisini ödemeye- cekti. Liechtenstein'da kazan- dıkJan orada vergilendırilir. Bu- rada kazandıkbuinı da Ben bu- rada vergileBdiririm' diyornm. Onlan Hocapaşa Vergi Dairesi mükellefi yaptım. Faturalanna KDV kesiyonız, çalışanlann ge- lir vergisini ödüyorlar." Magic Box'ın 1990'da geliri olmadtğmı, 1991'den itibaren ge- hr sağlamaya başladıklannı bil- diren Kahveci, şunlan söyledi: "Öyle denildiği gibi Magk Box'tan veya Ahmet Ozal'daa 100 milyar lira istemiş değiliz. Bu kapsama girmeleri nedeniy- le ödedikleri vergikr, kurumlar, ve geo'r vergileriyle muhtasaıiar, KDV 100 müyan geçebiiir." KONUK YAZAR Tercih oyu antidemokratik ve sakıncalıdır — 2 — Prof. ERGUN ÖZBUDUN (Ankara Üniversitesı) 3757 sayılı kanunun getirdiği değışiklikler- den biri de, siyasi partilerin, her seçim çevre- sinin çıkaracağı milletvekili sayısının iki katı aday göstermeleri ve parti adaylannın bir ve- ya birkacının aldıkları tercihli oy sayısı parti- nin o seçim çevresinde aldığı tum geçerli oy- ların %15'ini aştığı takdirde, parti listesinde- ki sıranın değişebilmesidir. Partilerin her seçim çevresinde iki kat aday göstermeleri ilk defa, Milli Güvenlik Konse- yi'nce çıkanlan 2839 sayıh kanunda yer almış, fakat hiç uygulanmadan 1986 yılında 3270 sa- yılı kanunla değiştirilmiştir. llke olarak bu de- ğişikliğin, seçmenlere daha geniş bir tercih ser- bestliği vereceği, parti oligarşilerinin gücünü ve parti disiplinini bir ölçude zayıflatacağı sa- vunulabilir. Unutmamak gerekir ki, Türkiye- de yıllardır birçok çevreler, parti disiplininin aşırılığından, parti içi demokrasinin zayıflı- ğından, parti oligarşilerinin gücünden şikâyet etmektedirler. Kendimizle tutarlı olmak isti- yorsak, bu konuda açık bir tercih yapmamız gerekir. Bir yandan parti oligarşilerinin iktı- darını eleştirirken, bir yandan bunu bir ölçu- de zayıflatabilecek bir değişikliğe karşı çıka- mayız. Anglo-Saksonların dediği gibi, "hem pastayı elimizde tutmak, hem onu yemek" mümkün değildir. Tercihli oy sistemine gelince, başta Italya ol- mak üzere bazı Batı demokrasilerinde uygu- ianan bu sistem, Türkiye'de 1961 yılından beri mevcuttur. Yeni kanunun getirdiği tek fark, parti listesindeki sıranın değişebilmesi için es- kiden tercih işaretleri sayısının, o partının söz konusu seçim çevresinde aldığı tüm geçerli oy- ların %25'ine ulaşması şart olduğu halde, şim- di bu oranın "7»15'e düşurülmüş olmasıdır. Boylece seçmenin, oy verdiği partinin listesin- deki sıralamayı değiştirebilme imkânı artmış gorünüyorsa da, aslında böyle olmadığı açık- tır. Çünkü eski sistemde seçmenler o seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısının "ya- nsından az olmamak kaydıyla" tercih işareti koyabildikleri halde, şimdi bu hakkı sadece tek bir aday için kullanabileceklerdir. Bu du- rumda, bir adayın 'klS veya daha yüksek oranda tercihli oy toplaması, eskisinden da- ha guçtür. Tercihli oyıın, parti disiplinini zayıflatması yanında, ideolojik, etnik veya mezhepsel grup- İann büyük olçüde parlamentoya girmeleri- ne ımkân vereceği gibi abartmalı yorumlar ya- pümıştır. Bu ihtimal kâğıt üzerinde var olmak- la birlikte, 1%1'den beri yürürlükte olan ter- cihli oy sisteminin de aynı yönde kullanılma- sı elbette mümkündü. Oysa şu ana kadar, ter- cihli oylarla parti listelerindeki sıranın değiş- mesinin ancak üç-dört örneği olmuştur. Bu nedenle son değişikük, mevcut durumu hemen hemen olduğu gibi surdürecek, y3ni ne ülke- yi batıracak, ne de demokrasimize yeni ufuk- lar açacak olan marjinal bir değişiklikten iba- rettir. Btnt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle