Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER 11 EYLÜL 1991
Çağa ve Hukuka Uygun Ceza
însan haklanna ve çağdaş uygarhğa aykırı olan idam cezası "uygarhğın
önünde geri çekilmektedir!' Hele siyasal suçlar nedeniyle verilen ölüm
cezaları, bugune değin toplumlann banş ve esenliğini bozmaktan başka
bir işe yaramamıştır. öyleyse vatan hainliği ile birlikte ölüm cezalarım da
yeniden duşünmenin zamanı gelmiştir.
M t c ¥ i ? v n r D /v#'i'i TD A VTT ¥• 1O1VXJ1™ UI-JM\ \J£-I M. \J M%J\.LH M-IM.
"Dunyada en zor şey, kınun vatansever kı-
min vatan hainı olduğunu kestırmektır!'
Bu sözün doğruluğunu yadsımak, kımlenn
vatan haioi, kımlenn vatansever olduğunu
saptamak kolay bır şey değıldır. Bu nedenle-
dır kı yaklaşık ıkı yıldan ben Cumhurbaşka-
nı'nın anayasayı çığnemesı, yasaları hıçe sa-
yarak anayasa] duzenın dışına çıkması karşı-
sında, "vatana ıhanet" suçunu ışleyıp ışleme-
diğı tartışma konusudur. Ne var kı bu tartış-
ma henüz sona ermeden, siyasal ıktıdar ses-
sız sedasız "Hıyanet-i Vataniye YasasTnı yü-
rürlükten kaldırmıştır Hıç ılgı ve ılışığı olma-
dığı halde "Terörle Mucadele Yasası"na ekle-
nen bır madde ıle yapılmıştır bu ış Aşağı yu-
kan yetmış yıldan ben yürürlukte olan bu yasa
artık yoktur Şımdı çok önemlı bır sorun çık-
mıştır ortaya: Bundan böyle cumhurbaşkan-
lan vatana ıhanetle suçlanamayacak mıdır?
Vatan haınhğının cezası ortadan kalkmış mı-
dır?
Hıç kuşkusuz "yargılayacak yasa yurürlük-
ten kalktığına" göre, artık "açık bır yasa hük-
mü bulunmadığı ıçın", kanunsuz suç olmaz ü-
kesı gereğınce yargılamarun da düşünüleme-
yecegıru savunanlar olacaktır ıcımızde. Olmuş-
tur da. Ama bu yargı doğru mudur?
Çağdaş hukuk sıstemlenne göre, "yetki ve
sorumluluk bırbınne koşuttur, paraleldır!' So-
rumluluğun olmadığj yerde yetkı yoktur Yet-
kinın bulunduğu yerdeyse sorumluluk da var
demektır Çünkü her yetkı bır sorumlulugu ge-
rekh küar Demokrasılerde herhangı bır kışı-
ye "salt egemenlik" verilmediğı gıbı, "salt
sorumsuzluk" da tanmmamıştır. Parlamenter
sıstemlerde cumhurbaşkanları, ılkede ve te-
melde sorumsuzdurlar Ancak bu sorumsuz-
luk, bır kral ve padısah sorumsuzluğu değıl-
dır. Çünkü cagımızda "salt gerçek" le bırlık-
te "salt sorumsuzluk" da ortadan kalkmıştır
Cumhurbaşkanlan da yasalara aykın davra-
nırlar ve anayasaları çığnerlerse sorumluluk-
tan kurtulamazlar.
1982 Anayasası'na göre "Egemenlik kayıt-
sız şartsız mıUetındır... Hıçbir kimse ve or-
gan, kaynağuu anayasadan almayan bır dev-
let yetkısı kullanamaz" (m.6). Görülüyor kı
cumhurbaşkanı da olsa, hiçbır kışi ve organ
anayasaya ve yasalara aykın davranmak hak-
kına sahıp degıldır. Çünkü "Anayasa hüküm-
len yasama, yürütme ve yargı organlannı, ıda-
re makamlarını, öbur kunıluş ve kışılen bağ-
layan temel hukuk kurallarıdır. (m 11) Hıç
kuşkusuz dünyanın her yennde olduğu gıbı,
ülkerruzde de cumhurbaşkanına, yürütme or-
ganları arasında yer verümıştır
Aynca 1982 Anayasası'na göre cumhurbaş-
kanı 'her türlü yetkiden yoksun' ve sembolik
bir kışi değıldır. Başbakan ve ılgılı bakanlar-
la birlikte ımzaladığı kararnamelerden başba-
kan ve ılgılı bakan sorumludur, ama tek ba-
şına alacağı kararlardan, her türlü ışlem ve ey-
lemlennden ötürü kışısel sorumlulugu vardır.
Kaldı kı cumhurbaşkanı, hukuka aykın bır
hükumet kararnamesını ımzalamak zorunda
degıldır Bu nedenk de sorumsuzluk ükesı, hıç
bır zaman kendısını "suçlanamaz" ve
"cezalandırılamaz" konuma getıremez.
"Hıyanet-ı Vatamye Yasası yürurlükten kaldı-
nlsa bıle cumhurbaşkanlannı cezalandıracak
başkaca yargüar vardır yasalanmızda örneğın
Türk Ceza Yasası'nın 146. maddesı bunlardan bı-
ndır Bu madde yürürlukteyken, vatan haınhğı
suçu da yürürlükte demektır Kaldı kı "Hıyanet-ı
Vatamye Yasası yalnız cumhurbaşkanlan ıçın özel
olarak çıkanlmış bır yasa degıldır Vatana ıha-
net tenmı de, bır tek suçu değıl, bırçok suçu ıçı-
ren bır tenmdır Batı dünyasında bunun karşılı-
ğmda "yüksek ıhanet" sözcüğü kullanılmaktâ ve
bu suç "anayasanın ağır bır kusur sonucu
çığnenmesı" durumunda ohışmuş sayılmaktadır
Vatana ıhanet suçu, yasalannuzın hıç bınnde
açıkça tammlamnış değıldır Hangı suçlann va-
tana ıhanet olduğu, yargı organlanmn yorumu-
na bırakılmıştır Yalnız Türk Ceza Yasası'nın 146.
maddesıne bır fıkra ekleyen 6/7/1960 tarih ve 15
sayıü yasanın 3. maddesı "Türk Ceza Yasası'nın
125,133,146,150 maddelennde yazılı suçlan Va-
tana ıhanet olarak" nıtelemıştır "Terörle Müca-
dele Yasasf'nın yürürlükten kaldırdığı yasalar
arasında bu yasa yoktur Ivedılıkle cıkanldığı ıçm
bırçok yanlışlık yapıldığı gıbı, 15 sayılı yasa da
anutulmuş ve gozden uzak turulmuştur. Şu hal-
de yürurlükten kaldınlmış degıldır Bu nedenle
cumhurbaşkanlan da 146 maddede yazılı
"Türkıye Cumhunyetı Anayasası'mn tamamını
ya da bır kısmını değıştırmeye ve ortadan kal-
dırmaya. Büyük Mıllet Meclısı'nın görev yap-
masını zor kuÛanarak engellemeye kalkışırlarsa"
sorumluluktan ve cezadan kurtulamazlar
Büındığı gıbı 146. madderun karşılığmda ölüm
cezası vardır Ne var kı ölüm cezası uygar dün-
yada uygulama alanından kaldınhnıştır lnsan
haklanna ve çağdaş uygarlığa aykın olan ıdam
cezası "uygarhğın önünde gerı çekilmektedir!'
Hele siyasal suçlar nedeniyle verilen ölüm ceza-
lan, bugune değm toplumlann banş ve esenlığı-
nı bozmaktan başka bır ışe yaramamışür öyleyse
vatan haınlığı üe bırhkte ölüm cezalannı da ye-
nıden duşünmenin zamanı gelmiştir ve geçmek
üzeredır
Sorun, daha çok bır anayasa sorunu, yenı bır
yöntem arama ve bulma sorunu olarak karşımı-
za çıkmıştır Bu sorunu da ancak demokratık ve
adaletlı bır seçım yasasıyla oluşturulacak parla-
mento çözümleyebıhr Ancak bu suretlıdır kı yur-
dumuzda hem akla, çağa ve hukuka uygun bır
ceza adaletı gerçekleşmış hem de cumhurbaşka-
nını sorumsuz duruma getırmek ısteyen gınşım-
lenn önüne geçılmış olur Ve vatan haınhğı hak-
kındakı tartışmalar da yasaJ bu- sonuca bağla-
nır
Çünku açıkça göruhnektedır kı "Hıyanet-ı Va-
tamye Yasası" bır yanlışlık sonucunda değıl, "bı-
lerek ve ısteyerek" yürurlükten kaldınlmıştır Si-
yasal ıktıdann amacı, cumhurbaşkanını salt so-
rumsuz duruma getırmektır Eğer amaç bu ol-
masaydı, yasa yürürlükten kaldınlırken başka bır
yasa çakarüır, bu yasa ıle hıyanet suçu tanımla-
nabılır ve cezası behrlenebıhrdı
Ama ne yazık kı ıstenilen sonuç elde edıleme-
mıştır Çünkü konuyu ötekı yasalarla, özellikle
anayasanın 105 maddesıyle bırhkte düşünmek
gerektır Bu madde, cumhurbaşkanının vatana
ıhanetle suçlanabıleceğını vurgulamaktadır Ya-
sa yapma tekmğmde bırbınne koşul yasalar hep
bırhkte ve paket hahnde ele alınırîar. Bır yasa ya
da bır yasa maddesını yürürlükten kaldırmak-
la, vatan haınhğı suçu ortadan kaldınlamaz
Unutulmasm kı "Terörle Mucadele Yasası", Türk
Ceza Yasası'nın 141 ve 142 maddelennı de yü-
rürlükten kaldırmıştır Ama siyasal ıktıdann bu
"Şark kurnazlığı ve ıkıyuzlu göstenşcüığı" kısa
bu süre sonra gen tepmıştır Anayasa Mahkeme-
sı, bır sıstem oluşturan anayasayı ve ötekı yasa-
ları göz önünde tutarak, belkı de ıstemeye ıste-
meye siyasal bır parüyı kapatmak zorunda kal-
mıştır
Sonuç
Görülüyor kı anayasanın 105 maddesı ıle 15
sayılı yasa ve Türk Ceza Yasası'nın 146 madde-
si yürürlükte kaldığı sürece, cumhurbaşkanının
yargı önüne çıkmasım hıç bır güç önleyemeye-
cek demektır
Dünyanın hemen hemen her yennde cumhur-
başkanlarının "anayasaya aykın davramşlan,
devleun demokratık olma mtehğını ortadan kal-
dırma eylemlen" cezasız kalmamaktadır "Ben
yalnız Tknn'ya karşı hesap vennm" düşüncesı gü-
nümuzde tanhe kanşmıştır Hesap, bu dünyada
ve yeryüzunde venlmektedır Hıç bır kışi ve hıç
bır siyasal ıktıdar da, bırtakım ayak oyunlan, hu-
kuka aykırı tutum ve davranışlarla sorumluluk-
tan kurtulamamaktadır
EVET/HAYIR
OKT^YAKBAL
Demokıasiyi Benimsemek
(MçüsîL.
Bınlerce ınsan partı merkezlennde Başkanların, genel sek-
reterlerın peşınde Ne ısterler
1
? Aday olmak
1
Ön yerlere gelebıl-
mek' Seçılebılmek' Ya bırıncı sırada, o da olmazsa ıkıncı sıra-
da DYP SHP, ANAP, DSP RP Başkaları da var Ama ülke ölçü-
sundekı yuzde onluk barajı aşabılecek guçte görunen partılerın
sayısı beş
1987 seçımlerı de demokratık yöntemlere aykınydı Şımdıkı de
öyle Yıne az bır oy ustunluğuyle ıktıdara geçıp yerleşmek ola-
sı Ülke barajı yuzde on seçım bölgelerınm barajı da yuzde
yırmı ya da yırmı beş Kaç partı bu barajları aşıp parlamento-
dan sandalye kapabılır Evet olsa olsa yukarıda adlarım saydı-
ğım beş partı
Bır seçım bolgesınde yüzde yırmıyı bır tek partı aşar da öte-
kıler bunun gensınde kaltrtarsa tüm sandalyelert barajı aşan partı
alacak Dedıklerı gıbı bu bıraz pıyangoya benzıyor ya da Rus
ruletıne Bır de bakmışsınız bır partı bütün barajları azıcık bır
üstunlukle geçmış tum sandalyelerı toplamış Ülke olçusunde
oylânnm topfamı yuzde 20'lerde, ama bu kadarcık oyla ıktıdar
oluvermış
Once bu barajları kaldırmak gerekırdı Ülke barajı yuzde be-
şe ındırılmelıydı Bolge barajları ıse hıç olmamalıydı Her partı
elde ettığı oy oranına göre parlamentoda yer sahıbı olmalıydı
Nedense 'buyuk' sayılan partılenmız bunu yapmadılar Herhal-
de kendılerı ıçın yararlı görmedıler Nasıl olsa barajları aşarım
belkı de tek başıma yuzde 20-25 oranda oy elde ederek ıktıdar
olurum umudunu besledıklerı ıçın
Butün partılerın lıderlerı, sozculerı 'demokrası'den söz edıyor-
lar Ama kendı partılennde demokrasının ızı yok
1
Demokrası halk
yönetımı değıl mı? Halkın kendı yazgısını kendı elıyle belırleme-
st Kendı ıçınden çıkardığı adayları seçmesı Ya şımdı? Partı-
lenmız demokratık uygulamayı gerçekten yerıne getırıyorlar mı?
Buna kım 'evet' dıyebılır
Suieyman Demırel'dır, Mesut Yılmaz'dır ve Turgut Özal'dır,
Semra Özal'dır Bulent ve Rahşan Ecevıt'tır yannkı parlamento-
da yer alacak mılletvekıllerı adaylarının önemlı bır bölumunu be-
lırleyecek olan kışıler
1
Halk da onların ılerı sürduğu
adaylara oy verecek Boylece
'seçmen'lık görevını başaracak,
öyle mı7 Yok, bır de tercıh oyu-
nu kullanmak olasılığı var' Bay
Ecevıt'ın ya da Bay Demırel'ın ya
da Özal ekıbının belırledığı aday-
lardan bırını ışaretleyerek one çı-
karmak hakkı da var seç-
menlerın1
Insanlarla eglenıyorlar sankı1
Ne sankısı? Açık açık eglenıyor-
lar
1
Seçmenız, seçım yapıyoruz
seçmenlık haklarımızı ıstedığımız
gıbı kullanıyoruz dıye sevınmelı
mıyız?
Demek kı bızı yönetmek savıy-
la ortaya çıkan ırılı ufaklı partıle-
nmız demokrasının ana ılkesı
olan halkın kendını yoneten ın-
sanları seçme hakkını tanıma-
maktadır Lıderlerın seçtığı ınsan-
lar beş yıl boyunca yazgımızı el-
lerınde tuttu Bır beş yıl daha mı
bu belırlı çevre ve kışılerlıklerını
surdurecekler
Doğruyu söylemek gerekır,
üyelerının demokratık haklarını
kullanmasına önem veren bır tek
partı var o da SHP Buyuk ol-
çüde on seçım yapan tek partı
Tum uyelerıne aday olmak ola-
nağını tanıyan tek partı Lıderı-
nın elıne kalem alıp kâğıtlara ıste
benım adaylarım bunlar dıye ör-
gutüne zorla benımsetmekten
kaçındığı tek partı DYP'de ba-
zı yerlerde önseçım yapıyor Ama
yetersız
Şudur budur, SHP'nın eksıkle-
rı, kusurları vardır yoktur
SHP'nın eksıklerı var da sankı
otekılerın yok mu' SHP'nın üs-
tünluğu demokrasıyı gerçekten
benımsemesı bunu açıkça kanrt-
lamasıdır 15 eylülde SHP, aday-
larının buyuk bolumunü önse-
çımlerle belırleyecek Işte
SHP'nın, DSPden, DYP'den,
ANAP'tan üstun yanı
Demokrası sozunu dıllennden
düşürmeyen lıderlere gelın de
ınanın' Onların sıze sunacakları
adayları gelın de benımseyın Sı-
zınle açık açık alay eden sızlerı
küçümseyen lıderlere hak ettık-
lerı karşıhğı vermek gerekmez
mı Bu sözüm DYP, DSP ANAP
üyelerınedır Sız bılınçsız bır yı
ğın mısınız
9
Bır surunun parça-
sı mısınız kı başınızdakı 'çobarf
ların önerılennı hemencecık be-
ntmsıyorsunuz'
Basın Bunalımları. Yazar Hakları
İSMET KEMAL KARADAYI Hukukçu
Yasalar çıkarmış , kısaca "basıo ozgur-
dur, sansur edüemez" demış, Yasama, Yu-
rutme, Yargı erklennden sonra ona "dör-
düncü güç" sanını vermışız Yargılar doğ-
ru, uyarılar yenndedır Ne kı, her yargının
nedenı ve sonu, her uyarının kabulu ve so-
nucu vardır
Anayasa'ya, Insan Haklan bıldırgelenne,
basın ahlâk yasalanna göre bır yandan,
herkes düşünce ve kamlannı söz, yazı, re-
sım, yontu, fîlm, kaset, vıdeo, te>p ve baş-
ka yollarla, tek başına ya da toplu olarak
açıklama, yayma hakkını taşır, düşunce ve
kanıların serbestçe yayınlanmasını engelle-
yıcı, zorlaştına polıtık, ekonomık, teknık,
mah koşullar, engeller konamaz öte yan-
dan, bu hakların kullanımı, devlet bıçımın-
dekı Cumhunvet admı değıştıremez, değış-
tırmeye yönelemez, toplum huzuruna, ulu
sal dayanışmaya, adalet anlayışına, ınsan
haklanna, Ataturk devrımlerıne, demokra-
tık, laık, sosyal hukuk devletı ılkelerıne a>
kın duşeraez, dev letın ülkesı ve ulusuyla bo-
lunmez butunlüğünu, ulusal egemenhğı ve
gü\enlığı, kamu düzenını ve genel korunur
luğu, sağlığı, kamu yararını bozamaz
Hemen değmehm Yazar, güncel görunur,
gunötelennı göstenr, sö>ler Toplumu, ger-
çeklerı hıçe saymış yazarlarsa ya ölu doğ-
muşlardır, ya da kolay yaşayamazlar, çabuk
ölurler lster "gelışme" densın, ıster "e\-
rımleşme", hiçbır bırey, hiçbır toplum
"değışme" kurahmn dışında tutulamaz, de-
ğışım sosvo-polıtıktır Açık ya da kapalı,
somurulmekte olan halklann, uluslarm, ye-
terlı "değışım ve gehşme"lere ulaşamamış
ılkelcı yazgılannda, duşunsel ve ekonomsal
bozukluklar buyuk rol oynar
Işte vazarlann kımüklennde de ışlevlerın-
de de yukarıdakı yönlerın, yönlendırmele-
rın etkısı bulunmaktadır Bu nedenle bız,
bılgılenn, bıldınlenn, yaratı öğelen ve özel-
lıklenyle bırhkte 'yarar'ı da ıçme alışını hep
göruruz Yazann büıncı bu evrelerde oluşur,
yazar bu büıncını dışa bunlarla yansıtır, be-
ğenı, etkı, eğıtım surecındekı güç böyle ger-
çekleşır O böylece sevındıncı de olabıhr,
korkutucu da Onun sevındıncı yönu çağ-
daş duşünenlere, korkutucu yönu ıse çağ
dışı kalanlara seslemr Yanı yazar burada ya
"anamuhalefet" ya da "ıkmcı hukümef'tır,
o anlama gelır
Fikır ve Sanat Eserlen Yasası ıle buna ıkş-
kın yonetmelik'Ierın getırdığı, uluslararası
yasa ve anlaşmaların yol gösterdığı "telıf
haklan" konusunda şımdıye dek ne gıbı ev-
relerden geçıldığı, ulusal, uluslararası yar-
dımlar, j'aptınmlar ve yayına-yazar beklen-
tılennde nelenn yapılabıleceğıne gelınce
Doğu ülkelerınde çok daha teknolojı, ıle-
tışım araçlannın konfor gereksınmelerıne
değınen ekonomık ve polıtık çalkantılar,
bunlara ayak uydurmaya çalışan yaşam kav-
gaları, bır de dınsel sömuruler ve sonucun-
dakı laıklıkten, bılımselden uzaklaşmalar,
çağdaş kıtaplann okunmasını azaltmakta,
yazarlik ve yayın haklan konusundakı ör-
gütlenmelen önlemektedır Ne var kı ülke-
mızın 1951 yılmda onayladığı 1886'lı "Bern
Anlaşması" ıle UNESCO'nun önerdığı
1952'h "Cenevre Evrensel Yapıt Haklan
Antlaşması" ve 1967'lı '-Stockholm Dunya
Fıkn Mülkıyet Kunıluşu" kurallanna uyul-
malıdır Hukuksal anlaşmazhk, basımn
kendı çabalanyla, vazarlann vasalan zor-
layan eylemlenyle, yem ve çağdaş yasalann,
yönetunlenn getırilmesı yoluyla çözumlenıp
beklenen ve gereksınımı duyulan ıyılıklere
göturulebılır
Yasaları, tuzüklen, yönetmehklerı bulu-
nan Basın Şeref Dıvan'ları, basın konsey-
len, basın kunıltayları, basın meslek kuru-
luşları, basın yayın kurumlan, Gazetecıler
Cemıyetı ve Sendıkalan, sorumlu müdür-
lükler vb , sorunlan çözmeye çahşmaktadır
Ne var, sorunlar arttıkça sorumluluklar
çoğahnakta, sorumluluklar düzensızleştıkçe
de sorunlar düğümleşmektedır
Sorumluluklar, basının önce konu görevı
oluşundan, sonra, görevın addı, yansız, du-
rüst, gerçekçı, nesnel ve hukuka, ınsan hak-
lanna uygun olarak yerıne getınlmesı zo-
runluluğundan ılerı gelmektedır
Sorunların doğuşunun nedenı ıse önce
yasalar ve uygulamaların uyumsuzluğu, ek-
sıklığı, yetersızlığı, basınla, yaymla görev lı,
o uğraşı ış edınmış olanlann kusurlu dav-
ranışlan, görev bılmcme tam varmayarak
görevlenm savsamalan ya da kötüye kullan-
maları, sonra da kışi kunıluş manevılıkle-
rındekı, özel yaşamlanndakı huzura, gızh-
lıklere, onurlara, dokunulmazlıklara aykı-
n urun sergıleyerek onlan aıle, uğraş, ku-
rum, çevre, toplum ıçınde kuçuk duşünne-
len, mcıtmderı, toplumsal aşağılanma, hat-
ta düşmanlık uyanışıyla Karşî karşıya bırak-
malarıdır.
Toplumsal ılgının basın-yayın yoluyla ve
bır yuce görev algısıyla sureklı, güncel, do-
yuma ulaştırılması ıçın bılgıyle, mantıkla,
teknıkle, lyı nıyetle, özven ıle uygarhk do-
natımlarınca yönlendınlıp gelıştınlmış yet-
kın yeteneklerle hareket edıhnehdır.
öyle ıse kendı kusuru ıle "dava" konu-
ları ıçıne gırmış kışılerdekı, kuruluşlardakı
sorumlulukların kendılennde kalması, bu
yol ve bahane ıle tanıtıa ünler ya da cep dol-
durucu paralar kazanma olanağınm tanm-
maması gerektığı bır yana, tüm görevlerde
olduğu gıbı, o çok saygı duyduğumuz 'ba-
sın'a duşen çalışmalarda da "görevı kötüye
kullanma ya da savsama" yanhşlıklan ya-
pılmamalıdır.
Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O
21. Yüzyıl Bankacılarına Çağrı...
VakıfBank Müfettiş Yardımcılığı
Giriş Sınavı
Sınav yazılı ve sozlu olmak uzere ıkı bolumdur
Yazılı sınav 7 8 Aralık 1991 gunlerınde Ankara ve
Istanbul'da yapılacaktır Yazılı sınavı kazananlar
Ankara da sozlu sınava davet edıleceklerdır
Sınava katılmak ısteyenlerin;
En az 4 yıllık oğretım suresı olan ve Hukuk Iktısat, Işletme,
Tıcaret, Malıye, Siyasal Bılımler veya idare konularında
ogrenım veren fakulte veya yuksek okullardan veya yetkılı
makamlarca bunlara eşdeğerlılığı tesbıt edılmış olan
yabancı oğretım kurumlarından mezun olmaları
Erkek başvurucuların fıılı askerlık gorevlerını yapmış
bulunmaları,
1 1 1991 tarıhınde 30 yaşını doldurmamış olmaları,
Daha once Bankamız Mufettış Yardımcılığı sınavına
bır defadan fazla katılmamış bulunmaları,
gerekmektedır
Sınavın ana konularında başarılı olmak şartıyla, yabancı
dıl bılmek tercıh nedenı olarak değerlendırılecektır
Sınav Konularını ve gereklı salr şart ve
bılgilerı ıçeren broşur
Anka a da Tefi ş KUTL. Ü Başkaniığı ndan
tstanbul Izmtr Adana Bursa Malatya
Samsun ve Antalya da Boige
Teşkıiatlarımızdan Kayserı Erzurum
Esk şehır Gaz anlep ve Dıyarbaktr
Şubelenm 2den temın edılebılır
Sınav ıçin başvuru
5 nava katılmak ısteyenlerın "Turfcıye Vakıflar
Bankas T A O (Teliış KurulJ Başkanl ğı)
Ataturk Bulvaf 207 Kavaklıdere ANKARA"
adresne en geç 27 Kasım 1991 Çarşamba
gunu saat 1 7 00 ye kadar ıstenen belgelerle
bırl kte şahsen veya mektupla başvurmaları
gerekmektedır
VUofBânkT u r k ı y e V a k ı f l a r B a n k a s ı
21.Yüzyıl Bankacıhgı
Anti-Arabesk Tatil.
Deniz, kum, güneş mükemmel.
Ortam ozentisiz ve samimi.
Mekân güzel, muzik şuzel,
yemekler guzel.
İstanbul Erkek Lisesi mezunlarına,
Opera-Bale ve Konservatuar
mensuplarına, öğretim üyelerine
ve Cumhuriyet okurlarına
indirimli.
Tel: 9 (6353) 2206
MOTEL AMPHORA
A l t ı n k u m - D i d i m
tarih
. toplumAYlKANSKLOfEOIKDEflGI
KÜLTÜR GEZİLERİ
Doç Dr MURAT BELGE / 22 Eylûl 1991 Pazar
BOĞAZİÇİ YAULARI
Doç Dr MEHMET IHSAN TUNAY / 29 Eylûl 1991 Pazar
ORTAKÖY, BOĞAZ VE SADBERK HANIM MÜZESİ
Arkeolog SÛMER ATASOV / 4/6 Ekm 1991
SAFRANBOLUBARTIN-AMASRA
FARUK PEKIN / 9/13 Ekım 1991
EKSIKSİZ BIR KAPADOKYA
DoçDr MEHMET IHSAN TUNAY / 2V29 Ekım 1991
ENEZTROYA-ASSOS-BERGAMA-BURSA
Doç Dr MURAT BELGE / 3 Kasım 1991 Pazar
KÛŞE BUCAK İSTANBUL. HAÜÇ
Başvın: FEST SEYAHAT ACENTASI
Tel- 158 25 73 / 158 25 89 Fax 1158 87 32
Harenı 89ı Raitgele bır tekne degıl
Şırketler. gruplar
>az va da kıs
Boğazın eşsız atmosferınde
ogle >e aksam vemeklerınızı
unutulmaz anılara donusturun
Muhteşem Bogazıçı'nde suzulerek..
Tel: 151 8897-1510415
NtZAMETTtN
ORHAINGAZl
(1957-19781
Yaşamın onurumuz,
mucadelen özgurluk
bıhncımızdır
Saygıyla anıyoruz
AİLESt ADEVA
NURETTtN ORHANGAZt
T. YAZARLAR SENDİKASI
* KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİKLERİ *
KONUK AKŞAMLARI
11 Eyiul Çarşamba SUNA TANALTAY
(YazdıkJarımız ve Bız)
18 Eytul Çarşanba SALIH KALYON
(Neden Çocuk - Gençlık Tiyatrosu?)
25 Eylül Çarşamba SENNUR SEZER
(Şıırsız Dunya Olmaz)
2 Ekım Çarşamba KONUR ERTOP
(Halk Şjınnın Çağdaş Özu)
Sdylefiler 18.30'da İMfiar. GJrlş MfbMtttr
Kabataş Setustü Inebolu Sok 67
Tlf 152 19 30
ZELİHA ÖNEN
ıle
FİKRET ESER
evlendıler
Beşiktaş Evlendurme Dairesi 10.9.1991