Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4ĞUSTOS 1991* * * * KENTOAŞAM CUMHURİYET/15m>UGUN
• Kadın Kültür Evi'nde
[Tünel-PTT yanı) saat
16.00'da Yasemin Bakır
Çelik ve Tezer Toksan
"Kadın Olmak, Mühendis
Olmak" konusunda
konuşacaklar.
Bayrampaşa'ya
viaİk pazan
• tstanbul Haber Servisi
— Bayrampaşa
Belediyesi'nce yaptmlan 150
dükkânhk Yıldırım
Mahallesi Daimi Halk
Pazan'nın temeli pazartesi
günü atılacak. Bayrampaşa
Belediye Başkanı Necdet
özkan, halkın ucuz ve
sağhkh gıda maddesi temin
edebilmesi için bu tür
pazaılann saydannın
arttınlacağını söyledi.
Yıldırım Mahallesi'nde
yaptınlacak daimi halk
pazannın 5 milyar liraya
mal olacağını söyleyen
özkan, amaçlarırun halkın
mutfağından pahalılığı
kovmak olduğunu belirtti.
özkan, "Çok yakında
belediyemizin alt katında
- çağdaş bir hipermarket
acacağız. Halkımız sağbklı
gıda maddeleri temin
edebilecek" dedi.
Astroflash yaygmlaşıyor
Geleeeğini sor,
bîlgîsayar söylesin
tstanbul Haber Servisi — Bil-
gisayarla kişilik araştırması ve
gelecek tahmini yaygınlaşıyor.
'Astroflash', New York ve Lond-
ra'dan sonra Türkiye'de de kul-
lanılmaya başlandı.
Vakkorema mağazalannda
bilgisayar yardımıyla gerçekleş-
tirilen astrolojik incelemelerde;
doğum haritası çıkartılarak ki-
şiliğin genel çizgileri, benliğin
derinJerindeki eğilimler ve haya-
tı yönlendiren evrensel ilkeler
belirleniyor. Aynca çocuklar
için yapılan özel inceleme sonu-
cunda çocuğunuzun kişiliği ve
huyu ile ilgili ipuçlan alınabili-
yor.
Vakkorama'da dun düzenle-
nen bir toplantıyla basına bilgi
veren Berna Sağlam ve Semih
Hoşgör, merkezi Paris'te bulu-
nan astrofiashın uzman astro-
logların 10 yıl süren çahşmaları
sonucunda ortaya çıkan bir
program olduğunu hatırlattılar.
Astroflash programlannı da ast-
rolog Andree Barbault ve jean-
Picrre Nicola'run birlikte hazır-
ladıklan belirtildi. Hazırlanan
programın da 14 çevirmen tara-
fından 2 yılbk bir çalışma sonu-
cu tngilizceden Turkçeye çevril-
diği açıklandı.
Astronash araştırmalan do-
ğumgünu, yılı, saati ve yerine
göre yıldızların ve gezegenlerin
konumlannı esas ahyor. Veriler
bilgisayara girilince birkaç daki-
ka içinde 10-15 sayfalık aynntı-
lı bir astroflash araştırması edi-
niliyor. Astroflash, kişilik araş-
tırması, 3-6 aylık gelecek tahmi-
ni ve çocuklannız için özel in-
celeme şeklinde üç ayn türden
oluşuyor.
Vakkorama'da düzenlenen
toplantıda, üç ve altı aylık gele-
cek tahmininin "kehanet" olma-
dığı ve "tahminlere" dayaü ol-
duğu belirtilerek olayın falcıhkla
bir ilgisi olmadığı vurgulandı.
Bilgisayardan istenecek kişilik
araştırması ve 3-6 aylık gelecek
tahmini için % bin lira ödene-
ceği belirtildi.
Gazetecüer Cemiyeti Anadolu Yakası Lokali'nin protokolü, diin Ga-
M t e c i l e r Cemiyeti'nde, Üsküdar Belediye Başkanı Niyazi Yurtseven fle
Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent arasında imzalandı. tmza töreninde konuşan Nerih Demir-
kent, günleri yogun koşuşturmacayla geçen gazetecilere, iş saatleri dışında yararlanabilecekleri
dinlenme yerleri sağlamak için yaptıklan görüşmelerde, Üskadar Belediye Başkanı 'nın kendileri-
ne olumlu yanıt verdigini ve Salacak Şemsipaşa Parlu ysuundakl evlendirme dairesinin en üst ka-
tını lokal olarak ayırdıgını söyledi. Demirkent, yakında Bakırköy ve Beşiktaş belediyeleriyle de
lokal verilraesi konusunda protokol imzalayacaklannı belirtti. Üsküdar Belediye Başkanı Niyazi
Yurtseven de gazetecileri agıriamaktan büvük mutluluk duyacaklaruu belirtti. Üsküdar-Salacak'taki
lokal, 27 ağustosta açılacak. Gazeteciler Cemiyeti'nin her yıl düzenledigi piknik.bugünBelgrad
Ormanı'nda yapüacak. Mebmet Akif Ersoy piknik alanında gerçekleştirilecek pikniğe gazeteciler
aileleriyle katılabilecek. Piknik yerine gidiş-dönüş, Cemiyet'in sağiadıgı araçlar ve özel araçlarla
gerçekleştirilecek. Çeşitli sanatçılann da katılacagı piknikte siirpriz eglenceterin yer aldıgı belirtÛiyor.
Sözen,
yeniden
başkan
tstanbul Haber Servisi —
Marmara ve Boğazlan Belediye-
ler Birliği Başkanlığı'na tstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen yeniden seçildi.
Birliğin dün yapılan toplantısın-
da Türk Belediyeler Birliği ku-
rulması yönünde çaJışmalara
başlanması için karar aiındı ve
3 kişilik komisyon kuruldu.
Marmara Bölgesi'ndeki bele-
diyeler arasında yardımlaşmayı
sağlamak amacıyla kurulan
Marmara ve Boğazlar Belediye-
ler Birliği'nin 1991 yıh 1. olağan
toplantısı dün Ataiköy Turistik
Tesısleri'nde yapüdı. Toplantının
açış konuşmasını yapan Nuret-
tin Sözen, ekim ayında yapıla-
cak erken genel seçimlerin de-
mokrasinin kurum ve kuruluş-
ları için hayırh olacağını söyle-
di. tktidann yerel yönetimler
üzerindeki baskılannı sürdürdü-
ğünu kaydeden Sozen, "Tüm
baskılara karşın halkımıza hiz-
met vermeye devam ediyoruz"
dedi. Sözen, belediyelerin halka
dönük çalışmalannın yeterince
anlatılamadığını belirtti.
r
EREKLİ
TELEFONLAR
055
000
056
• ZjMa MiMrtiti: 527 57 00
m172 13 73 -74-75 ve 088
• ISd ma: 068
• UfeJft:
Hmr«dk 077
511 89 18
T*: 588 48 00
534 00 00 (100 tıat)
T«: 340 01 00
345 46 80
* EHafc 131 22 09
Tdofca tfcyar*»: 152 43 00
588 44 00
> M : 121 77 77
S» Blılıpı: 358 67 60
• nurtt
Tnflk pm H*.: 176 24 14 (tet),
356 04 85-86 (Kadtköv)
M t f * TnHk: 377 22 07 (E-5).
356 04 86 (Şetunçi),
314 36 (B ÇeKmece)
• THY:
kçtaltar 573 13 31.
D* Nattar 574 73 00 (25 hat).
Saatrat: 574 73 00.
574 82 00 (45hat)
• DDY:
Stttd » M I I P I 527 00 50.
H.Pa*ı D a ^ n 336 20 63
**•*• I M M 348 80 20
• VAM*:
*•* Hattan: 526 40 20.
144 42 33,
DMb Yıtan (Acaat*): 145 53 66,
144 25 02, 149 18 96
149 15 58
HABERLERİN DEVAMI
Özal'lı Seçim Kampanyası...
(Bastarafı 1. Sayfada)
Ozal, bir elinde mikrofon, İskenderun'un
arka sokaklarında müjdesini sürdürûyor:
"Haydi bakalım iskenderunlular! Belediye
uze, il size."
Kendi kulağımızla duymasak kolay inan-
mazdık.
Bir başbakan, bir elinde mikrofon, "Bize
oy verirseniz sizi il yaparız" diyebiliyor.
Pazarlığın, partizanlığın böylesi...
Anımsıyoruz, 1987 Eylül referandumu sı-
rasında da ilçe pazariıkları yapılmıştı.
Ne yazık deyip geçelim.
•
Bu satırlar bu köşede 6 Mart 1989 günü
yayımlanmış. Yani özal ve ANAP'ın yerel se-
çim yenilgisinden üç hafta önce...
0 tarihte Başbakandı Sayın özal, bugün-
se Cumhurbaşkanı.
Ama değisen bir sey yok: Özal aynı Özal...
Bugün gazetemizin manşetinde yer alan
haberin bir bölümü bunun bir göstergesi sa-
ytlabilir:
"Cumhurtmşkanı Özal dün saat 13'te as-
keri bir helikopterle Fethiye'ye geldi. Bir sü-
re Fettıiyespor çaybahçesinde oturdu.
Özal, Fethiye'nin il o/ma isteği konusunda,
'1982'de Fethiye'ye geldim. O günden bu
yana üç kat büyümüş gördüm. Ama il ola-
cak ilçe sayısı 15'i geçmeyecek. Objektif ola-
rak 15'in içine girebilirseniz il olursunuz. Ben
bu konuda hükümete baskı yapamam. Ob-
jektif durumuna bağlı' dedi.
Turizm Bakanı Bülent Akarcalı da Fethiye
ANAP İlçe Başkanı Erdal Eroğlu'na 'Bu se-
çimde özel bir slogan kullanacaksınız. Va-
tandaşa, bir seçimlik siyaseti bırakın, ken-
diniz için oy kullanın, il olmak istiyorsanız se-
çimde ANAP'a oy verin, şeklinde slogana
şimdiden başlayın! Ama bu b'ir pazarlık
değildir' deyince, Özal müdahale ederek 'Ha-
yır, hayır! Bu şiyasi bir pazarlıktır ve doğru-
su da budur. il olmak isteyen oyunu verir'
dedi. özal, Yeni Cami'de cuma namazını kıl-
dıktan sonra Robinson Club'a geçerek bura-
nın açtlışını yaptı."
•
Ne kadar açık değil mi?
iskenderun sokaklanndaki Özal'la dün
Fethiye'deki Özal arasında hiçbir fark yok.
O gün de ANAP'a oy istiyordu, bugün de
öyle.
Nerede anayasa, nerede hukuk devleti?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre
cumhurbaşkanının partil&rüstü ve tarafsız bir
konumda olması gerekmiyor mu?
Öyle.
Ama gel gör ki Sayın Özal'ın umurunda
bile değil bu. ANAP'a açıkça oy isteyebili-
yor.
Turgut Özal'ın dünkü Muğla ve Fethiye ko-
nuşmaları ve soyleşileri bir yerde şunu açık-
ça gösteriyor: Ozal ANAP için seçim kam-
panyasını başlatmıştır.
Bu arada SHP ve Doğru Yol'un, seçim
kampanyalannda Özal'ı temel hedef alacak-
ları belli oluyor.
Haksız oldukları söylenebilir mi?
Iiderler seçim zirvesinde
Futbolu anlamayan
(Baftamfı Sporda)
ğına uğrattı beni. Her şeyden
önce seyirci çok azdı. Bu ilgisiz-
lik doğal olarak oyunun gerilı-
mini de azaltıyor. Seyirciler de
heyecan eksikliğinden yaratıa
.yorumlarda bulunamıyorlar.
Ashnda bu hayal kırıklığı sözü
de neler hayal ettiğinize göre an-
lam kazanır. Örneğin, maçage-
len Galatasaraylılar sanırım ha-
yal ettiklerinden diri bir takım
buldular. Tanju'nun yarattığı
duygusal bunalımdan, Erdal'ın
parlak dönüşü, Kosecki'nin ka-
tılmasıyla gol gücünün daha da
artacağı umuduyla kurtuldular.
Galatasaray'uı taraftarlannı en
sevindirecek özelliği ise takımın
İ02h ve dağıtıcı biı oyun stiline
kavuşmuş olmasıydı. Ama Be-
şiktaşb Metin'in ikinci yarıda
oyuna girmesiyle San Fırtına
benzetmesinin boş bir edebiyat
ohnadığı anlaşıldı. "Senin ruz-
gânn yeter!" benzeri avunma-
lar doldurdu tribünlerin boşluk-
lanru. Ve Galatasaray'da daha
öncedejı bildiğimiz bir telaş baş-
ladı. sbnda maçla ilgili değer-
lendirmeleri ben maça birlikte
gittiğim Hollandalı bir arkada-
şa bırakmayı düşünüyorum.
Onu yanımda gören bir tanıdık,
Hollandab olduğunu duysa, he-
men PSV Eindhoven'in özel bir
casusu da sanabilirdi. Oysa bi-
VELtEFENDİ
HtPODROMlPNDAN
FÎKRETDAĞLIOĞLU
TAHMİNLER
l.KOŞU: F: Umurbey (6), P:
Ümitbey (7), PP: Havuçözü
(5), S.Canoy (10),
2.KOŞU: F: Aşkar (3), P: She-
ra (4), S: özcanbey (2).
3.KOŞU: F: Sülo (7), P: Bü-
kentay (1), PP: Kan Can San'
(4), S: Hıratasan (3).
4.KOŞU: F: Akosman (1), P:
Babatuluy (4), PP: Albayım
(2), S: Sahra 24 (10).
5.KOŞU: F: Luckish (1), P:
Ipek 3 (8), PP: Cahbos (5), S:
Umman (4).
6.KOŞU: F: Best Line (8), P:
New Halo (2), PP: Sweet Girl
(3), S: Baby Villa (1), SS: Sno-
opy Ç
7.KOŞÜ: F: Serdarbey (1), P:
Tathkız (8), PP: Arat (7), S:
Buse (4).
zim arkadaş on yıl kadar önce
birinci ligden düşmuş, sonra da
futbol dünyasından çekilmiş bir
Amsterdam takımının eski ta-
raftan. Bugünlerde tstanbul'da
maça gidecek kadar bu spora il-
gi duymasının nedenlerinden bi-
ri emektar Wals'un komşusu ol-
masıydı.
Yabancı bir arkadaşla futbol
maçına gitmenin bir özelliği de
oyunu daha nesnel bir gözle iz-
lemeniz. öyle tutarsız yakıştır-
malar, haksız değerlendinneler,
bağınp çağırmaiar, küfredip
kendinden geçmeler yok. Diye-
ceğim Hollandalı arkadaş da
Galatasaray'ın mevsime daha
hazır durumda olduğunu, Be-
şiktaş savunmasının, özellikle
de kalecinin kısa zamanda çö-
züme kavuşturması gereken so-
runlan olduğunu söyledi. tşe bu
kadar soğukkanlı yaklaşınca,
hele maç da fazla heyecan yara-
tıcı bir tempoda oynanmıyorsa
başka başka konulara geçmek
de kolaylaşıyor.
Beş altı yıl önce de Londra'-
dan konferans vermek için ge-
len şair Dannie Abse ile Fener-
bahçe Stadı'nda bir Beşiktaş-
Altay maçına gitmiştik. Maçtan
önce, Türkçe bilmediği için se-
yircilerin maçın heyecanına
yuksek sesli katkılan İconusun-
da nasibini alamayacağını hatır-
lattığımız zaman, "Merak etme-
yin, dönyanın ber yerinde fut-
bol seyircileri birbirine benzer
bir küfür yaratıcılığına
sahiptirler" demiş, ve bize par-
lak birkaç örnek vermişti. Oy-
sa maç boyunca iki takım da o
kadar sıkıcı bir oyun tutturmuş-
lardı ki biz futbolu bırakıp ta-
mdık gerçekustücü bir şairle il-
gili koyu bir sohbete daJmıştık.
Bu dalgınhktan ancak Bora'nın
son dakika golü ve kendilerini
yerlere atan Altaylı futbolcula-
rın ilginç ağlama sahnesiyle
uyanmıştık.
Ali Sami Yen Stadı'ndaki
maçta Beşiktaş'ın durgunluğu
bile bize böyle futbol dışı mü-
nasebetsiz konulara yönelteme-
di. Çünkü bir yandan her iki ta-
kım oyuncularının akıl almaz
bir acemilikle kaçırdıklan gol-
ler, bir yandan da Beşiktaş'ın
yeni transferleriyle ilgili yapıla-
bilecek değerlendirmeler başka
şeyler düşünmeyi engelliyordu.
Maç sonrası ise maçla da ma-
çın oynandığı kentle, orada ya-
şayan insanlarla, bu insanlann
futbola verdikleri önemle, yen-
mek ve yeniknekle, futbolcula-
nn aldıklan transfer ücretleriy-
le, bu paralan nasıl harcadıkla-
nyla, sporun gerçek anlamıyla,
yabancı takımlarla oynanan
maçlann basmda yansıtılışıyla,
disiplinli çalışmayla, televizyon,
radyo ve gazete gibi kitle ileti-
şim araçlannın bu konulara ni-
celik ve nitelik olarak yaklaşı-
mıyla, erken seçimle, geç kabn-
mışbkla, okur-yazarlıkla, stat-
larda dalgalanan tngilizce slo-
ganlann yansıttığı yuksek kül-
tür düzeyiyle ve bunu sağlayan
lngüizce eğitimli yuksek öğretim
kurumlanyla, onlann yuksek
yöneticileriyle ve bunlara benzer
birçok sorunu düşünmeden ede-
miyordunuz. Tıpkı Sait Faik'in
menekşeli vadisindeki Ayazma'-
da biri Beşiktaşb, öbürü Gala-
tasaraylı iki ayrı masadaki in-
sanlann yenilginin ezikliği ya da
yenginin esrikliğinin ötesinde
demlenirlerken çok daha başka
şeyleri düşünüp konuştuklan gi-
bi. Elbette Beşiktaş'ın takım ru-
hunu en yoğun taşıyan, en an-
laşmış, raslantı bir yenilgiyle
bozguna uğramayacak, tersine
bundan gereken dersi en kısa
zamanda alıp toparlanacak bir
takım olduğunu unatmadan.
(Baştarafı 1. Sayfada)
yapnuya haardır" dedi. Yılmaz,
ulkenin uzun süre seçim trans-
feri içerisinde buukılmaması ge-
rektiğini belirterek "Muhalefet
yine uzlaşmadan kaçarsa
ANAP grnbu 87'de yaptığı gibi
bu işi tek başına götürecektir"
diye konuştu. ANAP grubunda
Yümaz'a yetki verilirken karşı oy
çıkmadı, ancak Akbulut yanlı-
sı milletvekilleri çekimser kaldı.
Akbulutçular, Yılmaz'dan liste-
de yer alma garantisi istediler.
ANAP grubu, erken seçim
konusunu görüşmek üzere top-
landı. Başbakan Mesut Yılmaz,
ANAP grubunda yaptığı konuş-
mada, son grup toplantısında
seçimle ilgili karan ANAP gru-
buna damşarak alacaklarını,
bunun için bir komisyon oluş-
turulacağını anlattığıru hatu-lat-
tı. Yılmaz, 5 ağustosta komisyo-
nun Uk toplantısını yaptığını, bu
toplantıda seçimle ilgili anaya-
sada ve seçim yasasında değişik-
lik yapılması ve seçim tarihinin
belirlenmesi önerilerinin çıktığı-
nı ifade ederek, "Bazı sonınla-
nn aşılması için sivasi istikrann
mutlak ve aşınmaz şekilde aşıl-
ması gerekir. Türltiye'nin geliş-
mesinin önündeki en büyük en-
gel, muhalefet partilerinin 2.5
yüdır gayretkeşliği ile gelinen si-
yasi ikümdir" dedi.
Yıbnaz, DYP'nin olaya daha
esnek baktığını, görüşmeden
sonra Demirel'in anayasa deği-
şikbklerinde mutabık olduğunu
açıkladığını, SHP'nin ise yetki-
li kurullannda görüştükten son-
ra "paket halinde görüşme" şar-
tını ileri sürdüğünü anlatarak,
"Sayın Demirel'in daha önce
yaptığı acıklamaya ve taahhüde
ragroen DYP temsilcUeri de
SHP'nin bu tutumanun arkası-
na saklanmışlar ve maalesef
anayasa degişikligi konusunda
matabakattan aynlnuşlardır"
dedi.
Yılmaz, 2.5 senedir seçim is-
teyen muhalefetin, seçim tarihi-
nin öne abnmasından duyduğu
endişesinin de erken seçûnin
ANAP'ın yaranna olduğunun
göstergesi sayılması gerektiğini
bildirdi.
bildirdi. Yılmaz konuşmasında
"198Tdeki sisiemi daha adaletsiz
hale getirmeve yönelik hiçbir
teklifinüz oima>-acaktır. Seçim,
tek başına bir ulkenin siyasi is-
tikrannı sağlamaya yetecek bir
tedbir değildir. Bunun böyle ol-
madığı, en azından 1977'de ya-
pılan seçimlerde ortaya çıkmış-
ür. 77 seçimleri, Türkiye'de siya-
si istikran sağlayan degil, sivasi
istikran bozan seçimler olmuş-
tur.
Seçimlerin kamuoyundaki
egilimlerin en iyi şekilde paria-
mentoya yansunasna hizmet et-
mesi gibi, aynı zamanda parla-
mentoda güçlü bir çoğunluğun
teşekkülü, arkasında güçlü bir
pariamento destegıne sahip hü-
kümetin çdunasına imkân veren
bir sistem olmalıdır." dedi.
Yılmaz, SHP'nin ülke barajı-
nı yüzde 10'dan yuzde 5'e düşü-
rülmesini önerdiğini belirterek
"Bizün bu konuda geri adım at-
mamız. taviz vermemiz söz ko-
nusu olamaz. Biz yüzde 10 ba-
rajının Türkiye'de siyasi istikra-
nn sağlanmasında önemli bir
IstanbuPda soygun: 2 ölü, 1 şehit
(Bastarafı 1. Sayfada)
Mal almak için depoya gelen
bayilere kapıların açıldığı sırada
içeriye silahlı iki kişi girdi. Te-
kel deposu amıri Süleyman Ka-
ya ve iki çabşanı ambara kilit-
leyen soyguncular, görevli bir
bayanı yanlanna alarak kasanın
bulunduğu bölüme geçtiler. Sa-
bahtan itibaren bayilerden top-
lanan 100 milyon liranın üzerin-
de parayı bir torbaya dolduran
soyguncular hızla dışarıya çıktı-
lar. Ambardan dışarıya çıkan
amir Süleyman Kaya ve öteki
görevlilerin alarm ziline bastık-
lan, ancak ışığm yanmasına kar-
şın alarmın calışmadığı görüldu.
Bunun üzerine soygun, polise te-
lefonla bildirildi.
Çevrede devriye gezen Asayiş
Şubesi Kumar Masası'nda gö-
revli 4 polis, Yeşildere Caddesi
Dumlupınar Sokak uzerinde
soyguncuları kıstırdı. Para tor-
basıyla birlikte kaçmaya çalışan
soyguncularla polis memurlan
arasında çatışma çıktı. Olay sı-
rasında sokağın karşısma geç-
meye çalışan polis memuru
Murteza Genç, göğsünden ve
koltuk altından aldıgı iki kurşun
ile ağır yaralandı. Yaklaşık yir-
mi dakika süren çatışmada Sü-
leyman Kırsü ve Rafet Basut adlı
soyguncular öldü.
Haydarpaşa Numune Hasta-
nesi'ne kaldınian polis memuru
Murteza Genç ise doktorların
tüm müdahalesine karşın kurta-
rılamadı.
araç olduğuna inanıyoruz" de-
di. Yılmaz, mevcut sistemin en
çok oy alan partinin parlamen-
toda daha avantajb temsibni ön-
gördüğünü de hatırlatarak
"Ama en büyük parti olduğunu
iddia eden DYP ve SHP'nin bu
sisteme karşı çıkmalannı anla-
mak mümkün degil. Eger SHP
ve DYP en büyük kendilerinin
olduğuna inanıyorlarsa, en bü-
yük partiye a>«ntaj sağlay-an bu
sisteme, onlann daha avantajlı
olarak Meclis'te tetnsil edilme-
lerine bizim bir itirazımız
yoktur" diye konuştu.
Yılmaz, çevre barajlan konu-
sunda muhalefetle görüşmeye
açık olduklarmı da belirterek
"Ama çevre barajında da bu-
günkü sistemin özünün korun-
masından vanayız" dedi.
Tartışmalar
ANAP grubunun basına ka-
pab bölümünde, yerlerinde söz
alan milletvekilleri, Başbakan
Yılmaz'a sorular yönelttiler. Ak-
bulut yanlısı milletvekillerinin
sorulannın ağırlık noktasını
"Listede milletvekilleri nasd sı-
ralanacak?" sorusu oluşturdu.
Yılmaz bu sorulara, "Milletve-
killeriBİH bepsi listeye girecek,
ama sıralamanın en adil şekilde
yapılacağına inanın" yanıtını
verdi.
Gaziantep Milletvekili Hik-
met Çelebi, "Şimdi seçim eko-
nonüsi mi uyguluyorsuöuz?" so-
rusunu yöneltti. Başbakan Yar-
dımcısı Pakdemirii bu sonı üze-
rine, "Seçim ekonomisi uygula-
mıyonız. Seçimden önce ekono-
mik programımızı açıklayacağız
ve iktidara gelirsek bu programı
uvgulamaya talip olacağız" de-
di. Konya Milletvekili Abdur-
rahman Bozkır ise erken seçime
karşı çıktı. Bozkır, "Ben bölge-
leri gezdim. Şu anda partinin
durumu iyi değil. Önümüzde
daha 15 ay zaman var. Hükumet
icraatlannı yapsın, bu sürede
parti kendini toparlar. Seneye
yapdacak bir seçimde daha güç-
lü gelme imkânı varken neden
şimdi seçime gidiyoruz. Bu
risktir" diye konuştu. Adil Er-
dem Beyazıt da erken seçime
karşı çıktı.
Yeterlilik önergesi verildikten
sonra Yılmaz, seçimin 20 ekim
ile 1 arabk tarihleri arasında ya-
pılması, milletvekili sayısının
600'e çıkarılması ve seçmen ya-
şının 18'e indirilmesi, Seçim Ya-
sası'nm tercihli oy kullanımı ile
ilgili maddesinde değişiklik için
muhalefetle bir kez daha görü-
şulmek üzere yetki istedi. Yıl-
maz'ın yetki istemi ittifakla ka-
bul edildi. Ancak Akbulut yan-
lısı bazı milletvekülerinin el kal-
dırmadıklan öğrenildi. Eski
Kültür Bakanı Namık Kemal
Zeybek, toplantıdan ayrılırken
çekimser kaldığıru açıkladı. Zey-
bek, "Oy kullanmayan vardı"
dedi. Yılmaz'a yetki veribnesi al-
kışlarla karşılandı. Başbakan
Yıbnaz, TBMM'deki makamın-
da basın toplantısı düzenlerken
eski Başbakan Yıldtnm Akbu-
lut, bazı milletvekilleri ile kuliste
sohbet etti. Milletvekilleri, Ak-
bulut'a, "Listeye alacagız diyor,
ama bu sorunu çözmez" uyarı-
smda bulundular. Adana Millet-
vekili îbrahim Öztürk ise Akbu-
lut'a, "Mesut Bey'e söyleyin, Bs-
teyi ikiniz birlikte hazırlayın"
dedi.
Akbulutçular
değerlendirdi
Eski Başbakan Yıldınm Ak-
bulut ile 40'a yakın ANAP mil-
letveküi dün TBMM tçişleri Ko-
misyonu'nda bir araya gelerek
erken genel seçimi değerlendir-
diler. Muhabf eğüimdcki millet-
vekillerinin büyuk çoğunluğu
"tasfiye" endişesini dile getirdi-
ler ve aday bstesi hazırlanırken,
Yılmaz'm muhalefeti tasfiye ede-
büeceğini ifade ettiler.
Yıldınm Akbulut, önceki gün
Mesut Yılmaz ile yaptığı görüş-
mesini aktararak "Başbakan
tüm milletvekillerini listeye ala-
cagı sözünü verdi" dedi. Edini-
len bilgiye göre Malatya Millet-
vekib TaUt Zengin, "Bu yetmez.
Sayın Başbakan kongrede tasfi-
ye olmayacagını söylemişti.
Ama Bakanlar Kunılu, Merkez
Karar ve Yönetim Kunılu ile
Başkanlık Divam'na hep kendi-
sine yakın isimleri aldı. Başkan-
lık Divam'nda bir tane Akbu-
lut'a oy vermiş isim var mı?" di-
ye sordu.
Yılmaz'ın açıklaması
Yılmaz, grup toplantısından
sonra TBMM'deki odasında ba-
zı milletvekilleri ve parti yöne-
ticileri ile kısa bir değerlendir-
me yaptı, daha sonra basın top-
lantısı düzenledi.
Yılmaz, önerilerinin muhale-
fetin istediği anayasa değişiklik-
leri ile mümkün olan en erken
tarihte seçim ve Seçim Yasası'n-
da en az değişıkliğı kapsadığını
söyledi. Muhalefet liderleri ile
daha önce yaptığı görüşme son-
rasında muhalefet partilerinin işi
yokuşa sürme eğiliminde olduk-
lannı söylediğini de anlatan Yıl-
maz şöyle konuştu:
"Eger bu konuda farklı bir
tutum ortaya koysalardı, beni
mahçup etselerdi, bundan mem-
nun kalırdım. Şu anda yine mu-
halefet partilerinin erken seçim
arzusunda samimi olduklann-
dan kuşkuluyum. Beni mahçup
etmelerini diliyorum."
Yümaz sözlerini, "ANAP 8
yıllık icraatının hesaplaşmasını,
mümkün olan en erken tarihte
yapmaya hazutlır" diye tamam-
ladı.
Başbakan, TBMM'den aynbr-
ken tnönü ve DemirePle telefon-
la görüştüğünü ve zirvenin bu-
gün saat 16.00'da Meclisteki ça-
lışma odasında gerçekleşeceğini
bildirdi. Yılmaz'ın Istanbul'da
Prof. Sait Kemal Mimaroğlu-
nun evindeki yemek davetinde
bulunan Demu-el'i telefonla ara-
yarak zirveye davet ettiği öğre-
nildi.
Ümraniye'deki soygun ve ça-
tışmadan bir süre önce Esenler
Kâzım Karabekir Caddesi 34
numarada bulunan "Sembol"
adlı kuyumcu dükkânı, saat
11.00 sıralannda silahlı 2 kişi ta-
rafından basıldı. Dükkân sahi-
bi Enver Mertoğlu ile tezgâhta-
n etkisiz hale getirmek isteyen
soyguncular, Mertoğlu'nun di-
renmesiyle karşılaştılar.
Çıkan boğuşmada, Mertoğ-
lu'nun başına silah kabzasıyla
vurarak yaralayan soyguncular,
paniğe kapılarak vitrindeki al-
tınların küçük bir bölümünü
alabildiler.
Beş dakika
ve işin
içindesiniz.
Huviyeıimi kaybettim.
Hükümsuzdur.
BAHRl ÜNVER
G O Z L E M UGUR MUMCU
(Bastarafı 1. Sayfada)
gelerle kanıtlanmadan sınır ötesı operasyonlardan sonuç
alınamaz.
Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında İslamcı-Kürtler İn-
giltere tarafından desteklervdı. Bu destegin belgeleri ve ka-
nıtları yeni yeni ortaya çıkıyor.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında da Almanlar, Türkiye'deki
Turancıları desteklemediler mi?
Bu destegin belgeleri ve kanıtları ancak savaştan sonra
ele geçebildi.
Bu belgeler, Almanların ünlü Enver Paşa'nın kardeşi
Kafkas-lslam Orduları Başkomutanı Nuri Killigil ile ilişkiye
geçtiklerini; aynca Türkiye'de Alman yandaşı 'Turancılara'
dagıtılmak üzere para gönderıldiğını kanıtlamaktaydı.
Nuri Killigil, İstanbul Sütlüce'deki silah fabnkasındaki pat*
lama sonucunda parçalanarak ölmüştü.
Bu bir sabotaj mıydı? Gizli ajanların düzenledigi suikast
mıydı? Yoksa bir kaza mı?
Bu sorular hiçbir zaman kanıtlanmayacaktı.
İkinci Dünya Savaşı'nın 'Turancıları', 50*li 6O'lı, 70'li, 80'li
ve 9O'lı yıllarda 'Amerikancı' oldular!
Demokrat Parti döneminde Amerikaltlar öylesine içimi-
ze girdiler ki, o zamanki adı 'Milli Emniyef olan MİT'in is-
tanbul'daki okulunda görevli öğretmenlerin ve gizli dinle-
me servisi ile sorgularda görev alan MİT elemanlannın ay-
lıklan doğrudan döğruya CIA tarafından ödendi.
6O'lı yılların sonunda eski Tabii Senatör Haydar Tunçka-
nat'ın açıktadığı CIA belgesi, Amerikatıların Türk siyasetinde
stkili bazı adlan 'nötralize' etme planını ortaya koymuştu.
Federal Alman gizli istihbarat örgütünden Dr. Kannapin'in
Almanya'dakı ülkücü Türkler ile ne kadar içli dışlı olduğu,
MHP davasında ortaya çıkmış değil miydi? ,
Peki ya Ruzi Nazar?.. • -^d,3 .,»q \
Özbek kökenli bir eski Sovyet subayı olan Ruzi Nazar,
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitier ordularına katılmış, da-
ha sonra Amerika'ya götürûlmüş ve CIA görevlisi olarak
Türkiye'ye gönderilmişti.
Ruzi Nazar, 6O'lı yıllardan 1971 yılı sonuna kadar Türki-
ye'de CIA görevlisi olarak çalıştı.
Ruzi Nazar, Bavyeralı Alman asıllı eşiyie bugün Vvashing-
ton'da yaşıyor ve yine evinde birçok Türkle görüşüyor.
Büyük devietler yıllarca Türkiye ile ilgilendiler. En yete-
nekli ajanlarını Türkiye'ye gönderdiler. Bugün, eski huyla-
rından, eski alışkanlıklarından neden vazgeçsinler?
Üstelik, Ortadoğu ve Türkiye'nin güneydoğusu binbir so-
runa gebedir.
Kürt sorunu da en duyartı konulardan biridir.
Bu yüzden Ortadoğu gibi Güneydoğu'da da bugünlerde
Amerikan, İngiliz, Fransız ve Alman ajanlarının cirit atma-
ları doğaldır.
Ne zaman çıkar bu ajanların belgeleri?
Kırk yıl sonra, elli yıl sonra...
Öyleyse, bugün yasanan olayları algılayabilmek için hiç
olmazsa bazı somut verilerden yola çıkmamız gerekiyor.
ASALA terörü ne zaman başladı? Ne zaman bitti? Ya da
bitirildi?
ASALA terörü, 1974 'Kıbns Banş Harekâtı'nüan sonra baş-
ladı, Türkiye'deki iç terör ile birlikte yükseldi ve 1984 yılın-
da bıçakla kesilircesine kesildi.
Sonra ne o»du?
1984 yılında ASALA terörü bitti; aynı yıl PKK terörü baş-
ladı.
Bu bir rastlantı mıydı?
ASALA terörünün bıçakla kesildiği yılda PKK terörünün
başlamasının rastlantı olmadığını göstenr somut veriler de
var.
Bu somut verilerden biri 'ASALA lnterview' adlı broşürûn
15. sayfasında yer alan Uoint ASALA-Kürdish Vforkers Party
Press Conference' başlıklı yazıda sergilenmişti. Aynı konu-
da bir başka yayın da 'lnterview With Mihran Mihraniarf baş-
lıklı broşürûn 40. sayfasındaydı.
Amerikalı öğretim üyesi Michael Günter'in 'Westview' ya-
yınları arasında çıkan 'The Kürds in Turkey' adlı kitabında
PKK-ASALA ilişkileri, Ermeni yayınlarına dayanılarak kanıt-
lanıyor.
Dileyen, "Armenian World Concress, Offical Documants
of Second World Armanian Congress' adlı yayınlara baka-
bilir.
PKK'nın desteği Bekaa Vadisi'nden çok Batı'dadır!
Bu yüzden 'sınır ötesi askeri harefcâfian çok 'sınır ötes;
diplomasi' gerekir. Bunun için de güçlü hükümet!
VEMT
Merhume Salise Gençer ile merhum
Abdulcebbar Gençer'in oğulları, Saime
Bozgeyik, Sengul özonaç, Ferit Gençeı ve
Serap Gençer'in sevgili ağabej'leri, Nejdet
özortaç ve merhum Raşit Bozgeyik'in
kayınbiraderi, Görkem ve Gençer Serbes'in
dedeleri, Mürüvet Gençer ve Vedat Serbes'in
kayınpederleri, Nükhet Serbes, Hüseyin
Gençer'in sevgili babaları, Asuman
Gençer'in çok kıymetli eşi
HIKMETTURAN
GENÇER
(Titiz Cabbar)
16.8.1991 Cuma günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 17.9.1991 Cumartesi günü Fatih Camisi'nde
kılınacak öğle namannı müteakip ebedi
istirahatgâhına defnedilecektir. Acınuz sonsuzdur.
Allah rahmet cylesin.
AİLESİ