25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 Türklerin ve Ellenlerin olduğu ölçüde Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın da gerçekçi olmalan ve her iki ulusa eşit sevgi ve saygı ile bakmalannı bekliyoruz. Türkler ve Ellenler arasında Atatürk ve Venizelos zamanındaki dostluk yeniden sağlanırsaBalkanlar'da, Doğu Akdeniz'de ve hatta Yakm Doğu'da da huzur sağlanacaktır. Amerika ve Avrupa, dünyada banş istiyorsa Ellenlere besledikleri sevgi ve yakınlığı Türklere de göstermelidirler. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER davranmayı sever. Ancak Ellenlerle dost olmanın gereğini çok iyi bilir. Kamuoyunda oy potansiyeli %20'yi geçmezse de yukanda sözünü ettiğimiz destekçi sayısının yardımı ile daha en aşağı bir yıl iş başındadır. Üstelik şimdi Anavatan Partisi Genel Başkam ve Başbakan olan Mesut Yılmaz yetenekli, enerjik, prestij sahibi ve dengeli bir kişidir. Bu yeni başbakan, seçtiği bazı güçlü bakanlarla birlikte Anavatan Partisi'ne yeniden can katma uğraşındadır. Turgut özal, öyle samyoruz ki yapıhnası gerekli bazı ödünlerle Kıbns sonınunu çözmek niyetindedir. Amerika'da ve Avrupa'da sayılan bir politikacı olan Mitsotakis de Ellen parlamentosunun desteğine sahiptir. Bu nedenle her iki taraf da gerçekçi ve dengeli davranmasını becerirlerse, yani karşıhklı olarak gerekli ödünlerde bulunurlarsa Kıbns koYukarıda konuyu Türklerin iyice ele almanusunu çözmek mümkün olacaktır. Ancak Ellarında zorunluk olduğunu söyledim. Ancak lenler ve Türkler bu bir yıl içinde anlaşamazbu işi yaparken duygusalhktan uzak ve çok larsa iki komşunun eski dostluklarmı yeniden gerçekçi davranmamız gerektiğini gözardı etkurmalan uzun zaman için bir hayal olarak mememiz gerekiyor. kalacaktır. Zira Türkiye'de önümüzdeki seçimElbette ki Ellenlerin de konuyu gerçekçi bir lerde ANAP biraz güçlense bile muhtemel olatutumla gözden geçirmeleri ve duygusalhktan rak iktidar değişecektir. sıynlmalan birinci koşuludur. Ellas'daki dostlarıma şu sonıyu yöneltmeme müsaade etme Sonuç lerini rica ederim: Venizelos, Karamanlis ve Başbakan Mesut Yılmaz, 15 temmuz geceAverof, Türklerie iyi geçinmeyi gerekli bulduklan için vanlış mı hareket ettiler? EUen si televizyonda Milliyet başyazarı Altan öyTürk dostluğunu yok eden Papandreu, 20. menle yaptığı söyleşide Bush'un, Kıbns konuyüzyılın en büyük devlet adamlanndan biri sunu Ankara'da gündeme getirmeyeceğini söyolan Venizelos'tan, Avrupa'da büyük prestij ledi ise de bu önemli sorunun da bu toplantısahibi olan Karamanlis'ten ve başanh politi da hiç olmazsa ilk konuşmalar halinde görüşüleceği şüphesizdir. Böylece Kıbns konusukacı Averortan daha mı akıltadır? nun kesin olarak ele ahnması için biraz daha vaktimiz olacaktır. önümüzdeki bu kısa zaÖzal'ın tutumu man içinde Türklerin ve Ellenlerin olduğu ölGönülden hayran olduğum ve bugünkü Batı çüde Amerikalı ve Avrupah dostlanmızın da uygarhğının Uk temellerini atmış olan Ellen gerçekçi olmalan ve her iki ulusa eşit sevgi ve ler gerçekten banş istiyorlarsa Turgut özal'ın saygı ile bakmalannı bekliyoruz. Türkler ve uzattığı dostluk dahnı geri çevirmesinler. Bi Ellenler arasında Atatürk ve Venizelos zamazim sempatik Cumhurbaşkammızm 12 Ada nındaki dostluk yeniden sağlanırsa Balkanlarkonusunda olduğu gibi arada bir kırdığı pot da, Doğu Akdeniz'de ve hatta Yakındoğu'da lara da o kadar aldırmasınlar. Bugüne degin da huzur sağlanacaktır. Amerika ve Avrupa, hâlâ Büyük Millet Meclisi'nde her zaman em dünyada banş istiyorsa Ellenlere besledikleri rine amade 270'i aşkın destekçisi olduğu için sevgi ve yakınlığı Türklere de göstermelidiro kendine fazlaca güvendiğinden dolayı cakalı ler. Papandreu; Venizelos'tan, Karamanlis ve Averof tan daha mı akılhdır? Şimdi Türkler iyice düşünmelidirler: EUenlerin 1978'den sonra artan bir hızla Türklere soğuk bakmaya başlamalarının etmenleri nelerdir? Yitirilen dostluğun kazanılmasına kannca kararınca yararlı olur düşüncesiyle 13 Ocak 1979'da Milliyet gazetesinde "Türkler ve Yunanlılar dost olamaz mı?" başhğı altında düşüncelerimi dile getirdim. Sorunlara gerçekçi bir davranışla yaklaştığım için makalem Ellenlerin ilgisini çekti. Yazım İ b Vima gazetesinde aynçn yayımlandı ve birçok Ellen gazete ve dergisinde olumlu yankılar yarattı. Ancak Türk aydınları ve Dışişleri Bakanhğunız, Ellenler konusu ile ilgilenmedikleri için TürkYunan dostluğu, yaşamını yitirdi. 22 TEMMUZ 1991 Yıınaıi'Törk Uyıışmazlığı ÇMMHMJRİYETTEN OKURLARA... OKAYGÖNENSÎN Ord. Prof. Dr. EKREM AKURGAL Geçen gün Ellen (Yunan) gazetecisi Bayan Joanna Kolovou benimle Apoyevmatini günlüğünde yayımlayacağı bir söyleşi yapü. Güzel ve sevimli bir hanım olan Joanna Kolovou aynı zamanda Devlet Bakanı Theodorakis'in basın sekreteri ve Tttrk dostu olduğundan ayrıca kendisini çoktandır tanıdığımdan dolayı onunla tath bir konuşma yaptık. Gerçekten onun da patronu ünlü müzik sanatçısı Ttaeodorakis gibi Türklere sıcak bakması nedeniyle söyleşimiz karşüıkb ödün koparma çabası içinde değil, tersine, birbirimizi anlamaya çalışma havası içinde geçti. Kolovou, bana EllenTürk uyuşmazlığı konusunda birçok soru yöneltti, ben de onların hepsini dinledikten sonra yanıtımı şöyle verdim: Nitekim gösteri buyruğunu veren iki lider, aynı gün Ankara'ya otomobille yola çıkmışlar, ancak gösterinin bir yağmacıbğa dönüştüğünü öğrenince derhal tstanbul'a dönmüşler ve geç de olsa bu ilkel davraruşı önlemişlerdir. Ellenler de anlayış göstererek bu olay yüzünden dostluk ilişkilerini bozmamışlardır. Nitekim, Evangelos Averof tan öğrendiğimize göre sözü edilen TürkEllen dostluğu hâlâ güçlü idi: 28 Nisan 1988'de Osman Kavala, Cengiz Çandar, Ogan Soysal ve bu satırlann yazan Atina ticaret odasında, Ellenli konuşmacüarla iki komşu ülke sorunlannı dile getirdüer. Bizi dinleyen kalabalık ve seçkin topluluk arasındaEvangelos Averof da vardı. Tartışmalar sırasında bu büyük ve ünlü devlet adamı da söz alarak güzel bir konuşma yaptı ve bu arada "Bizim işbaşında olduğumuz dönemlerde TürkEllen dostluğu övgüye değer durumda idi" dedi ve şu dikkate değer sözleri söyledi: "Bizim dönemimizde Türklerie bir sorunomuz oldugunda onu ytınm saatlik bir telefon konuşması ile çözerdik. Birçok önemli konuyu Türk dışişleri bakanlan olan Selim Sarper, Fatin Rüştfi Zorlu ve Feridnn Cemal Erkin ile telefon konuşmalan yaparak hallettim." Hele 1978'in sonlanndaki UNESCO toplanüsında Atatürk'Un 100. doğum yıldönümü dolayısı ile 1981'de bütün dünyada anılması konusunda iki Batıh dost ülkenin çekimser kalmalarına karşın, Ellas ve Kıbns temsilcilerinin hem de Kıbns Harekâtımızdan sonra olumlu oy kullanmış olmaları, bugün inanılması güç dostluk belirtkeleridir (nişane). Krizin Kökenleri asında kriz en güncel biri. Bu gündemde kalacak, çünkü B gidişle yine hâlâve dergileri konulardan Asil Nadir grubuna ait gazete yayımlayan şirketler Dostluğun parlak dönemi Büyük devlet adamı Venizelos Türk dostu idi. Her fırsatta Türklerden övgü ile söz ederdi. Atatürk de Ellenlere saygı ve sevgi duyar bu önemli komşumuzla barış içinde yaşamamıza çok önem verirdi. tnönü döneminde de iki ulus arasındaki dostluk hiç bozulmadan sürüp gitti. BayarMenderes yülannda taksim ve Enosis kavgaları başladığı ve hatta bu sırada Istanbul'da Rum vatandaşlanmızın dukkânları tahrip edildiği halde TurkEllen dostluğu hâlâ canlı idi. Bayar'la Menderes megali idea ve Enosis hareketlerine karşı bir öğrenci gösterisi planlamışlar fakat deneyimsizlik ve tedbirsizlik yüzünden bu coşkulu eylem bir yağmacıhğa dönüşmüştü. Bu elbette ki ne Bayar'ın ne de Menderes'in istediği bir davranıştı. CHPSHP'nin altı oku Atatürk'ün tam bağımsızlık' ülküsünün ana çizgilerini oluşturur. Tam bağımsızlık, yaygın deyimi ile 'istiklali tam'... Bugünlerde bazıları şöyle düşünüyor olabilir: Tam bağımsızlık eskimiş bir anlayıştır, böyle tam bağımsız bir ülke kaldı mı? Bütün ülkeler, şu ya da bu biçimde birbirine bağlı. Tam bağımsızlığın yerini karşıhklı bağımlılık aldı." Bu karşıhklı bağımlılık düşüncesini savunanlar, bilerek bilmeyerek yabancı güçlerin araçları olmaktadırlar.Bugün yer yüzünde herkes 'tam bağımsız' olmak savaşı veriyor. Azerbaycan'dan Slovenya'ya, Korsika'dan Estonya'ya kadar... Altı ok, Atatürk Cumhuriyeti'nin temel görüşlerini, ana hedeflerini gösterir. Şu günlerde okuduğum bir krtapcıkta Prof. Dr. Sefa Erkün bu altı ilkeyi şu sözlerle özetlemiş: "Cumhuriyetçilik ilkesi, çok partili parlamenter rejimi; milliyetçilik ilkesi, son tahlilde milletin bütünlüğü ve milli iradenin üstünlüğünü; halkçılık ilkesi ise demokrasiyi vazgeçilmez unsurlar olarak beraberinde getirir. Bunların üçü de 'kayrtsız koşulsuz ulusal egemenlik temeline davanır. Son üç ilkeye gelince. Devletçilik ilkesi, Lozan Banş Antlaşmasıyla kapitülasyonlann kaldırılmasından sonra misakı iktisadi ile ilan edilmiş bulunan ekonomik bağımsızlığımızın bir anlamda o dönem için hayati önem taşıyan otarşi politikamızın muhtaç olduğu kalkınma aracıdır. Laiklik ilkesi, din ile dünya işlerini ayırt edecek vicdan ve ibadet hürriyetini sağlayan, Müslüman olmayan tebaaya da modern milli hukukumuzun uygulanabilmesini gerçekleştiren güven ve inancın doğal gereğidir... İnkılapçılık, ilkesi de içtimai, siyasi ve kültürel alanlardaki bağımsızlığımızı gerçekleştirecek, uluslararası camiada onurlu yerimizi almamızı sağlayan toplumsal yenileşme sürecidir." Prof. Erkün'ün de belirtttği gibi bütün bu ilkeler, özellikle son üç ilke lam bağımsızlık' ülküsüne dayanmaktadır. Atatürk'ün başlıca amacı bütün bu ilkelerin aydınlattığı bir yolda yürünerek 'çağdaş uygarlık' düzeyine ulaşılmasıdır. Temel ilkeler, tam olarak gerçekleştirilse de yaşama geçirilmiş olsa da kaldırılıp atılamazlar. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Fransızlar özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerini iki yüz yıldan beri korumaktadırlar. Oysa Fransa'da eşitlik, özgürlük ilkelerinin uygulamada önemli aşamalardan geçtiği bilinir. Kardeşlik ilkesi de öyle... Ama bu temel ilkelerin Fransız toplumunda yaşatılması Fransız demokrasisinin kaçınılmaz bir gerçeğidir. Çünkü her zaman daha özgürce, daha kardeşçe, daha eşit bir yaşama ulaşmak isteği vardır, olacaktır. TV'lerde konuşan siyasa liderleri, parti sözcüleri, partilerde etkin olmaya çalışan sözde biiim adamlan bir süredir CHP'nin, bugün de SHP'nin benimsediği, programına aldığı bu altı ilkeye karşı düşmanca bir tutum içinde görünüyorlar. Kimi devrimcilik ihtilalciliktir, diyor. Kimi, devletçilik eskimiştir, gereksizdir, diyor. Kimi de milliyetçilik ilkesini bir çeşit ırkçılık, gericilik sayıyor! Laiklik, cumhuriyetçilik, halkçılık da öyle... Bütün bunların kaldırılıp yerine yeni ilkelerin konulmasını ortaya atanlar da var. Prof. Afet İnan, devrimcilik ilkesini Atatürk'ün şöyle yorumladığını yazar: 'inkılap (yani devrim), Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseler koymuş olmaktr." İster devrim, ister inkilapdenilsin sonuç değişmez. Amaç, Türk milletini geri bırakmış müesseseleri yıkıp yerine günün gerekterine uygun kurumlan getirmektir. Yani 'İnkılapçılık' reformculuk değildir, bir çeşit ihtilalciliktir. Bu açıdan devrim sözcüğü Atatürk'ün görüşlerini çok daha iyi belirtmektedir. özgürlük, dayanışma, sosyal adalet ilkelerini yeni oklar yaparak öncekilere eklemek gereksiz bir çaba olacaktır. Altı okta özümsenen ilkeler bütün bu görüşleri de kapsamaktadır. Tam Bağımsızlık ve 6 Ok... OKWAKBAL EVET/HAYIR T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI TASİŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ERZURUM TASFİYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ YABANCI MENŞELİ BİNEK OTOMOBİL SATIŞ İLANI 1 a) Erzurum Tasfiye Işletme Mudüriuğu sundurmasında bulunan ve martesı, modelı, satışa esas bedeli ile güvence tutariarı aşağıda göstenlen araçlar 83.1991 tarihınde BİRİNCİ defa, satılmaCığı takdırde 14.8.1991 tarıhınde IKİNCİ defa ve 20.8.1991 tarıhınde ÜÇUNCÜ deta açık artırma suratıyte Cumhuriyet Cad. Eski Belediye bınası Kupa Duğün Salonu'nda 9.0012.00 ile 14.0016.00 saatterı arasında satışa sunulacaktır. Söz konusu araçlarla ılgilı aynntılı bilgilere şartname ekı lıstede yer verilmiştır SIRANO. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 CİNSİ, MODELİ, MARKASI VE TİPİ 1971 Opel Record 1966 Opel Record 1973 Ford Consul 1972 Ford Consul 1977 Ford Taunus 1978 Cheysler Talbert 1975 Peugeot 504 1973 Ford 1600 LSV 1978 Mercedes 300 0 ' 1970 Ford 17 M % 1972 Mercedes 200 " 1973 Ford Taunus XL 1977 Mercedes 280 SE 1971 Ford 20 M 1969 Mercedes 200 D 1972 Opel Record 1700 1972 Ford Taunus 1972 Opel Ascona 1.3 1968 Ford 12 M 1968 Ford 20 MXL 1973 Mercedes 500 D 1971 Ford 20 M 1973 Ford 17 M 1970 Mercedes 200 D 1976 Ford Escord 1971 vblksvvagen 1302 1971 \tolkswagen 1977 Chevrolet impala 1973 Ford Consul 1961 Vblksvvagen 1971 Mercedes 1972 Renault 12 TL 1973 Ford Station 1973 Fiat 124 A 1970 BMV 121 1972 Ford 17 M 1971 Ford 1300 GT 1976 Ford Taunus 1 6 1973 Opel Record 1700 1970 Mercedes 1982 Opel Ascona 1.6 D 1970 Ford 20 M 1963 Chevrolet impala 1961 Chevrolet Biffayın 1975 Peugeot 504 Station 1974 Mercedes 115 D 1977 Opel Record 2000 1972 Opel 1700 1970 Ford Station 1974 Ford Taunus X I 1972 Ford Taunus 1600 1981 Mercedes 200 D 1974 Mercedes 280 S 1971 Peugeot 1974 Peugeot 504 1978 Opel Record 1980 Opel Record 1979 Mercedes 280 S 1968 Ford 17 M31 F 1978 Ford 1.6 1976 Ford Granada 1970 Ford 17M 1977 Ford Taunus 1958 Rambler 1965 Ford Taunus 1975 Chevrolet 1975 Opel Station 1976 Ford Taunus GXL HASAR ORANI %40 Hurda %55 %40 %35 %15 ^ SATIŞA ESAS BEDELİ 2.ioa9ii71586321^ 2.233S3a 2.23353a a866.262r6,014.900; 7.15aO49r/ &522.949r>, •"'. 21551.14&; w , , « , £174.029^| ı.ıl. . 11.44a770r" ' 8384.475^ 11.430375=9.908.926^%20 %2S <M>10 %1O «*M5 4.i2a57a 5.721 SSSr10.986.01 &ai79.637 4.469.652^ 12584.72a6360.025^ 6.10a435r932S25a 8384.475^ 3.239.458^ 14.164.014ra469.900^ GÜVENCE TUTARI 106.00080.000112.000112X100^ sattşa çıkmış durumda. Bugünkü duruma bakarken krizin kökenini arada bir anımsamakta yarar var. Dönelim 1988 yılına... O sırada başbakan olan Turgut özal ve çevresi basına karşı çok yoğun bir savaş başlatmıştır. Savaş iki cephede yurümektedir: Kamuoyu önünde yıpratmak ve ekonomik bakımdan sıkıştırmak... özal ve çevresi her konuşmalannda, o günlerde basına tümüyle ya da tek tek gazetelem ve gazetecilere karşı bir şeyler söylemektedirler, halka sürekli gazete okumamalan ya da gazeteleri ve gazetecileri ciddiye almamalan önerilmektedir. Diğer yandan kâğıt fiyatlanyla sürekli oynanmakta, gazeteler ekonomik açıdan sıkıştırıimakta ve o sırada yayın politikası beğenilmeyen Günaydın grubuna karşı kamu kesimi ilan ambargosu uygulamaktadır. Işte bu hava içinde Asil Nadir Türkiye'ye geliş yapar ve önce Günaydın grubunu, ardından yine ekonomik sıkıntı içindeki Güneş gazetesi ile Gelişim grubunu satın alır... O günlerde çok büyük sözler edilir, Türk gazetecilerine gazetecilik öğretileceğinden, 2.5 gazete kalsın diğeheri yok olsuna kadar... Bu arada TRT, gazetelerin totarya reklamlarına açılır ve kıyasıya bir rekabet başlar. Gazeteler kuponla her şeyi vermeye başlariar. 1988 yılında gazetelerin bu lotaryaları duyurmak için yalnızca TV reklamlanna harcadıklan para 11 milyar liradır (Dolar: 1.421 TL); 1989'da bu miktar 37 milyar liraya çıkar (Dolar: 2.121 TL); 1990'da bu vahşi savaş yine doruktadır: TV reklamlanna harcanan para 72 milyara çıkmıştır. (Dolar. 2.608 TL). 1991 yılının ilk 6 ayına baktığımızda TYIere ödenen miktann 46 milyar liraya ulaştığını görüyoruz. Sonuç nedir? 1988 yılında Asil Nadir fırtınası özallar ile basın arasındaki savaşın ortasına indiğinde toplam günlük gazete satışı 3 milyon dolayındaydı, bugün yine 3 milyonun biraz altındadır. 1989 ve 1990 yıllarının çılgın lotarya patlaması ve aynı sistem içinde yer alan yeni gazetelerin yayına başlamasıyla günlük toplam gazete satışlan geçen yıl sonunda S milyona doğru yaklaşmıştı. Ancak 1991'in ilk 6 ayında toplam kayıp 2 milyonu bulmuştur. Basındaki krizin kökenleri bellidir. Sonuç da ortadadır. • Eski gazeteciler anlatırlar 79507/ yıllarda birçok gazete yöneticisinin kadınlara nasıl iş vermeyi reddettiklerini; 1950'lerde Türk basınında muhabir olarak çalışan kadın gazeteci sayısı 3'e yükselince çıkan tartşmalan; 1960'larda bile kadın gazeteci sayısının elle sayılacak kadar azltğını... Cumhuriyet yazı işlerinde yöneticilik görevi üstlenen ilk kadın gazeteci Şükran Ketenci oldu. Şimdi de iki önemli servisimiz daha kadın gazetecilerin yönetiminde çalışacak. Meral Tamer Ekonomi, Şenay Kalkan da istanbul Haber Servisi Sefi olarak geçen hatta göreve başladılar. Meral Tamer arkadaşımızı Cumhuriyet \ okuriarı iyi tanıyor, ama biz bir kez daha anlatalım. Meral, ortaöğrenimini Alman LJsesi'nde yaptı ve mimarlık fakültesini bitirdi; bir başka Itginç nokta da konservatuvarda 11 yıl boyunca piyano eğitimi görmüş olması. 1974'te Cumhuriyet Dış Haberier Servisi'nde çalışmaya başladı, 1981'de Osman Ulagay Ekonomi Servisimizi kurarken bu alana geçti. 1983'te "Ev Ekonomisi" köşesiyle tüketici sorunları üstüne çalışmaya başladı, 1985'te "Ekonomide Kulis" köşesini hazıriamaya başladı. Meral Tamer arkadaşımız 19851988 yıllan arasında TYde yaptığı programlarla da tüketicinin bilinçlenmesi yolunda etkin çalışmalanyla ilgi topladı. Meral Tamer'in gazetecilik ödülleri epey fazla, yalnızca bu yıl 3 ödül aldı. Şenay Kalkan, Cumhuriyet ailesine, Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisiyken 3. sınıf stajını yapmak üzere geldiği 1982 yılı yazında katılmış oldu. öğrenciyken Kültür Servisimizde rahmetli Aydın Emeç'in yönetiminde sürekli çalışmaya başladı. Şenay daha sonra istanbul Haber ServisPnde 2 yıl muhabirlik yaptıktan sonra Celal Başlangıç Iç Politika Servisini oluştururken şef yardımcısı olarak çalışmaya başladı. Meral Tamer ve Şenay Kalkan arkadaşlarımız başanh gazetecilik yaşamlannın bu yeni aşamasında da başanh olacaklardır. %K) t 35aooo^ 326.000^ S72XXX>r3O5JÛO0r 1.231.000r419.000V572.000^ 47a000r305.000^ 206.000^ 286.00f>549.000^ 309.000^ 224.000»629.000^ 343X)00^ 305.000492.000^ 419.000^ 162.000= aioaiis^ ' aioan5 %15 Hurda ^ %15 4b1O %15 %20 %65 Hurda 7oaooo^ • 2 Sot ai74.024ra46a7oa 6366.262^ 11.443.770V9.789.400^ 6.097300^2.863.571.1 •800.000^ ia720.051 6360.025^ 8.76558a a384.475^ 16.479.029r28.129361^ ai74.02*9.14a700^ 9.146700^17582.775r7310.600i8517S00r7.234500^ 8.64a310^5.76554a 4324.161^ 4324.161^7.018500^ 5.614.622^ & 34aooov 496000r 324.00O3O9.0OOV321000^ 34aooov STZJÛOOr 490000^90.000 DİSK ve MADENİŞ 340000^ 43a000^ 824.00O1.407.000^309.000^ 3O9İXX)^ 457000880.000^42a00O362.00O28aOOO 7.i5ao4a GENEL BAŞKAM %1O %20 %2O %15 %4 KEMAL TÜRKLER'i Gerici karanlık odaklarca öldürülüşünün 11. yıldönümünde saygı ve sevgi ile anarken, onurlu ve savaşkan yaşamının Türkiye işçi sınıfının yolunu aydınlatmasını dileriz. %20 %20 %40 %20 %1OO %25 %25 351.000281.000^ TEŞEKKÜR H a s u b ğ ı m u teşhis ve tedavisi sırasında yalundan ilgileneo Süreyyapaşa Göğüs Hastahklan Hastanesi Başhekimi Dr. ALİ HACI PAŞAOĞLU'na, Dr. MÜCAHtT ÖZTÜKK'e, Dr. OKAN BEKTAŞ YILDIRIM'a, sorumlu hemşire ÇtGDEM BİIİK'e, servis hemşirelerinden NURDAN KÖKSAL, SERPtL ASTEPE'ye, mOteferrik personel KADtR SİNER'e ve tüm 12'nci servis personeline sonsuz teşekkürlerimi sunanm. FAHRl YILDIRIM öğretmeninden lise ve ortaokullular için Au Pair Acerrta* , a knltara Franst bsanyt MATEMATtK dersi verilir. T d : 3M 18 62 1.11M 53 42111 43 87 b) MOdOriüğumuzden yazılı izin alınmak suretiyle birinci defa satışa sunulan araçlar satış tarihinden 7 gün öncesinden itibaren, satılmayıp da ikinci ve üçuncü defa satışa sunulacaklar ise satış tarihlerinden 4'er gün once mesai günleri 09.0012.00 ve 14XX>16.00 saatleri arasında yukanda belirtilen ambar ve sundurmalarda görülebilir. c) Satışa sunulan vasrtalann güvence tutarlannın 7B.1991 tarihinde saat 1630'a kadar Çat Vtolu 5 km.'de Tasfiye işletme Müdürlüğu Saymanlık Vsznesi^ ne yatınlması ve açık artırma mahalline girerken alındı betgesinin ibraz edilmesi gerekmektedir. 2 Açık artırma suretiyle satış 1615 saytlı Gümrük Kanunu'nun 2817 sayılı kanunla degişik 141'inci maddesi ve madde uyarınca yürürlüğe konularak Resmi Gazete'nin 5/3/1985 tarih ve 18685 sayılı nüshasında yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun 14/2/1985 tarih ve 85/9130 sayılı karan ekı tuzük ve Resmı Gazete'nin 20.2.1991 tarih ve 20792 sayılı nüshasında yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun 7H/1991 tarih ve 91/1374 sayılı karan eki tüzükle değişik, Resmi gazete'nin 17TI2/1983 tarih ve 18254 sayılı nüshasında yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun 10/11/1983 tarih ve 83/7385 sayılı karan eki "Gümrüğe Terkedilen, Terkedilmiş Sayılan Müsadere Edilen Eşyanın Tasfîyesine ilişkın Tüzük" hükümlerine gore yapılır. 3 Binnci defa yapılan satışta alıcısı çıkmadığı için ikinci kez satışa çıkanlacak araç listesi birinci satışın, ikinci satışta da alıcısı çıkmayan araç listesi ikinci satışın tamamlanmasmı muteakıben ılan tahtasına asılarak ilan edilecektir. Gazeteye ayrıca satış ilanı verilmeyecektir. 4 Açık artırmaya katilacaklann, kimlıklerını beliriemeye yarayan belge ile satış tarihine göre 6 ay içinde alınmış ış veya ikametgah adreslerini gösteren bir belgeyi, tebligat adresınin iş veya ikametgah adresine ılişkin belgelerdeki adresten fark.li olduğu halterde tebligat adreslerini gösterir belgeyi ve başkası adına vekil olarak satışa katılanlann aynca noterden onaylı vekâletname ömeğini satıştan önce satış kuruluna vermeleri gerekmektedir. 5 llgili mevzuat hükümlerine göre ödenmesi gereken Katma Değer \*rgisi dahil her çeşit vergi, resim, harç ve diğer mali yükümlülüklere iliskin tutar ile tellaliye ücreti ile sair giderieri alıcı tarafından aynca ödenecektlr. 6 Araçlar hali hazır durumu rtibariyte satışa sunulmakta olup, yukanda ve şartname eki listeterde belirtilen hasar oranlanna iliskin hususlar yalnızca bitgi mahiyetindedır AJıcının aracı yerinde bizzat görerek satışa katıldığı kabul edikjiğinden; hasar oranlan gösterilmiş o<sun veya olmasın, belirtilen hususlara alıa tarafından hiçbır şekilde itiraz edilemez. Vapılan itirazlar idarece reddedilecektir. Hasar oranı yüzde altmış ve daha yukan olan araçlar hurda olarak satışa çıkarılır ve bunlar ıçın trafik şahadetnamesi verilmez. 7 Satışa çıkanlan araca iliskin olarak Ugıli mevzuat hükümlerı çerçevesinde aracın bulunduğu yer itjbariyle şartname ve eki listelerde belirtilen esaslara göre ardiye, yükleme, bosartma, taşıma, hamallık, tartı ücretiyle diğer hizmetler karşılığı alacaklar ve diğer giderier alıcı tarafından aynca ödenecektir. 8 Bu sattsta hiçbir suretfe taksitlendtrme yapılmayacaktır. Satış bedelinin tamamının 7 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. 9 Şartname eki listeler TASİŞ Adana, Ankara, Diyarbakır, Edime, Erenkoy, Erzurum, Istanbul ve Izmir Tasfiye Işletme Müdüriükleri ilan panolannda görülebileceğı gibi şartname ve eki listeler bedeli karşılığı Müdürlüğümüz Satış Kurulu Başkanlığı'ndan alınabilir. 10 Satışla ilgili esaslar şartname ve ekı listelerde aynntılı olarak belirtilmiş olup, "Açık Artırmalı Eşya Satış Şartnamesi" ve eki listeler sözleşme yerine geçer. Satışa katılanlar bu şartname ve eklerindeki yükümleri aynen kabul etmiş sayılırtar. 11 Satışla ilgili olarak, satışı yapan Tasfiye işletme Müdüriüğu'nun aşağıda belirtilen telefon numarasından aynntılı bilgi alınabilir. Tel: Erzurum Tasfiye işletme Muduriuğü (9) (011) (56043) ilan olunur. AİLESİ "ÎBRAHÎM öldüyse, yüzbinlerce gencin canı sağolsun." Babası HÜSEYİN ERDOĞAN Bizleri yalnız bırakmayan, madderi ve manen yakından destekleyen tüm komşu, akraba, dost ve arkadaşlanmıza teşekkür ederiz. ERDOĞAN AİLESİ KÖY ENSTİTÜSÜ YILLARI Talip Apaydın 8.000 lira(KDV içinde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad. 3941 CağaloğluIstanbul Ödemeli gonderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle