22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1991 SBP'den protesto • ANKARA (ANKA) Sosyalist Birlik Partisi, ne gerekçeyle olursa olsun siyasi partilerin kapatılmasını, güvenlik güçlerinin 'terörü önleme' gerekçesiyle giriştikleri 'toplu imha' hareketlerini kmadıklannı bildirdi. SBP Genel Başkan Yardımcısı Şerif Felekoğlu yaptığı açıklamada, hükümet değişikliği, Bush'un ziyareti ve Çekiç Güç'ün Türkiye'de konuşlandınlması çalışmalanyla yaşanan son olaylar arasında ilişki olduğunu vurguladı. % 4 Adayhk takvimim belirsiz' KULİS KlJRULTAYA DOĞRUSHP HABERLER YAZIYOR CUMHURİYET/5 CÜNEYT ARCAYÜREK Baykal, Konya'da gazetecilerin adaylık için takvim belirleyip belirlemediği sorusunu, "Hayır, bir zaman saptamadık. Güçlü SHP için ne gerekiyorsa onu yapacağım" diye yanıtladı. lç Poiitika Servisi Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal adaylık kararını kurultaya 6 gün kala hâlâ açıklamamasına karşın Yeni Sol'un kurmaylan dün bir deklarasyon yayımlayarak kurultayı kazandıkları takdirde parti içi demokrasiyi sağlamak için "Program ve tiiziik kurultayı toplayacaklanm" açıkladılar. Konya'da örgüt toplantısına katılan Baykal dün "uzlaşma" çağrısını yineleyerek "Eğer benim savunduğum uzlaşma ortamı saglanırsa, bu partinin kurultay sonrasında da olabildiğince güçlü olması için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacagun" dedi. Baykal, adayiığı için bir takvim belirlemediğini söyledi. Genel merkezi destekleyen partililer Yeni Sol'un deklarasyonunu "Samimiyet ve inandırıcılıktan uzak" olarak yorumlarken "Baykal kurultay günii salona bakıp öyle mi adayuğuu açıklayacak" dediler. SHP'de Genel Başkan Erdal İnönü ve eski Genel Sekreter Deniz Baykal yurt gezilerini sürdürürken partiliJer ve delegeler gruplar halinde Ankara'ya gelmeye başladılar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen delegeler bugün Ankara'da bir toplantı yaparak partinin bölge politikalarıyla ilgili bir Delegeler iman tazeleyecekler .urultaya artık 6 gün var. Bugün yann derken parkurun sonu gözüktü. Delegeler bir senaryo hazırlamışlar. Hani çok atletli yarışlar olur, ama favori iki tanedir. Senaryoda bu sahne biraz daha değişik. SHP Genel Bakanı Erdal İnönü yarışta. Bir K Savcılar için suç duyunısıı • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) DGM Savcısı Lütfü Şenat ve Buca Cezaevi Savcısı İsmet Üstündağ hakkında görevlerini kötüye kullandıklan, hukuk dışı uygulamalar yaptıklan savıyla Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu'na suç duyurusunda bulunuldu. Buca Cezaevi 2. Müdürü Yıldınm Akbay'la ilgili olarak da ayru gerekcelerle Cumhuriyet Savcılığına başvuruldu. grup atlet daha koşuyor. Ancak 'Bayrak yanşı'nda olduğu gibi bir yarışın ikinci favorisi Deniz Baykal pistte değil. Koşan grubun bayrağı teslim edeceği son virajda bekliyor. Yani yarış bu son viraja kadar İnönü ile bir grup milletvekili arasında öneriler paketi hazırlayacaklar. Genel merkez ile Yeni Sol'un Köroğlu Caddesi'ndeki bürosunda hareketlilik de artmaya başladı. Yeni Sol'un kurmaylan geçen gün yapılan PM toplantısını değerlendiren bir deklarasyon yayımladılar. Baykal'ın genel başkan adayhğmı açıklamamasına karşın "Kurultayı kazanırsak neler yapacağız" görüşlerini içeren ve genel merkez yönetiminin uygulamalannın da eleştirildiği deklarasyonda özetle şu görüşler yer aldı. "Yeni Sol olarak Uan ediyoruz ki bu yenileşmeniü gerçekleştirileceği kurultayımızdan sonra, iktidar yüriiyüşümüzün bir adımı olarak yeniden yapılanma anlayışına uygun yeni geçiyor. Beklenen Baykal'ın bu virajda bayrağı alıp yarışa katılıp katılmayacağı. Bir de tribünde ya da saha içinde, pist kenarında yarışanlar var. Hemen tüm il örgütleri ve delegeler de bu kategoriye sokuluyor. Izmir'in 36 delegesi İnönü'yü destekliyor. Önümüzdeki günlerde bir toplantı daha yapacak olan delegeler, "Iman tazeleyeceklerini" söylüyorlar. SHP İstanbul İl Yönetimi " İ n ö n ü " diyor. İstanbul Milletvekili Mehmet Moğultay ve diğer milletvekilleri hayli aktifler. Kartal'dan bir partili, "Genel Sekreter yardımcımız Moğultay'la, il başkanımız Gök kongreler sırasında pek sıcak değildiler. Ama Sayın Moğultay, parti içi banşın en güzel örnegini vererek kongre sonrası soguk durmadı. Bizim istediğimiz de buydu. Partimizin bir üst düzey yöneticisinin yanımızda olduğunu görmek ve etkinliklerimize katılması, hepimizi çok mutlu ediyor. İşte demokrasi b u " dedi. gezi için Ankara'dan ayrılan Deniz Baykal dün Konya'da örgüt toplantısına katıldı. Arkadaşımız Ayse Sayın'ın haberine göre Baykal toplantıya giderken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal, "kendisinin genel başkan olması dunımunda partinin bölünecegi" şeklinde eleştirilerin olduğunun anımsatılması üzerine sonuna kadar parti için uzlaşma ortamı yaratmaya çabşacağını vurguladı. Baykal, "Adaylıgını açıklamak için bir takvim belirleyip beiiriemeyecegine" ilişkin soruya ise "Hayır, bir zaman saptamadık. SHP'nin kurultaydan sonra da güçlü olabilmesi için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacagım. Bunun için partinin Kazan ifadeye çagnldı • İSTANBUL (AA) lstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan'ın, "Bir hususta ifadesine başvurulmak üzere" Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na çağnldığı bidirildi. lstanbul Barosu Başkanhğı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Turgut Kazan'ın, SHP'nin "Terörle Mücadele Yasası" üzerine düzenlediği bir toplantıya katılıp bu yasayı eleştirmekle suçlandığı kaydedildi. Türkiye projemizi ortaya koyacağımız degisen dünya ve Türkiye gerçeklerine uygun program değişikliğiyle; parti içi demokrasi yi, yönetime geienlerin insafından, takdirinden, vaatlerinden cıkartarak teminat altına alacak tüzük değişikliklerinin gerçekleştirileceği program ve tüzük kurultayını en kısa siirede gerçekleşüreceğiz." Değişik ideolojik platformlann parti içinde yaşatılmasını sağlayacaklannı belirten Yeni Sol'un kurmaylan, son PM toplantısında tüzük değişikliği önerileri sunduklarını, ancak genel merkezi destekleyen partililerin bunlara destek vermemesinden üzüntü duyduklannı da açıkladılar. Bu arada iki günlük bir degişmeye ihtiyacı vardır" dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu degişimi uzlaşarak, anlasarak gercekkştirmeye ihtiyacımız var. Şu anda bu gerçekçi degil, uygun degil degerlendirraeleri yapılıyor. Ben şunu kesinlikk söylüyorum, SHP'yi değiştirerek uzlaşarak iktidara taşınz, yaşadıgımız siyasi tartışma ortamında bu tür degerlendirmeler yapılıyor. Ben kesinlikle inamyomm ki SHP'yi dagıtmaya kimsenin hakkı yoktur, kimsenin giicü de yetmez." Baykal beraberindeki milletvekilleri ile birlikte Kulu'da bir nişan törenine katıldı. Baykal Kulu Belediye Meclisi üyesi Kadir Bektaş'ın kızının nişan yüzüklerini takarken yaptığı konuşmada, "Şimdi genç çifti nişanlıyoruz. Inşallah yakında da düğünleri olur. Biliyorsunuzçok yakında kurultayımız var. Biz de kurultay düğiinü yapacağız". dedi. Genel merkez yanlısı partililer Yeni Sol'un deklarasyonunun "Samimiyet ve inandırıcılıktan uzak" olduğunu belirttiler. Yeni Sol'un lideri Deniz Baykal'ın parti içi iktidarda olduğu dönemde yapılan uygulamalann hâlâ zihinlerde olduğunu belirten partililer, en doğru kararı kurultayda delegelerin vereceğini belirttiler. Baykal'ın kurultaya çok az zaman kalmasına karşın adaylık konusundaki kararını açıklamamasını da eleştiren partililer, "Saym Baykal kurultay günü salona bakıp öyle mi adaylığına karar verecek. Bu bir yanşür, isteyen aday olabilir. İstiyorsa buyursun olsun. Ve artık parti içindeki bu çift başlılık, çift merkezlilik bitsin. Parti de iktidara döniik projelerle uğrasabilsin. Gündemin asıl maddesini bu oluşturs u n " dediler. Evreıfe Yaptığı Gibi Buslf u da Öpebîlseydi. . . ANKARA İki büyük dost, George ile TD'nün Esenboğa'da kucaklaşmalanna ramak kaldığı dakikalarda, Ankara Belediyesi zabıta memurları, Çankaya Köşkü'ne çıkan Atatürk Bulvan'nın iki yanındaki konutlann kapılannı çalıyortardı. Ya Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'den ya da Anakent Belediye Başkanımız Murat Karayalçın'dan aldıkları "direkiifle" zabıta memurları Çankaya Köşkü'ne giden yollardaki konutlarda oturanlardan baikonlarına çamaşır asmamalarını veya asılı çamaşır varsa bir zahmet kaldırmalarını rica ediyorlardı. Belediyeler hükümetimizin ricasını kıracak değiller ya, memurlarını sefer ederek çamaşır indirme operasyonuna girişmişlerdi. Bu küçük örnek, TD'nün yakın ve büyük dostu Bush'a Türkiye'yi büyük bir titizlikle hazırladığını gösteriyordu. Bush'un havaalanı konuşmasında Kıbrıs'la TürkYunan ilişkilerinin yer almasına karşın Irak'a yeni bakış açıları aranacağına ilişkin bilgileri doğrulayan irdelemeler yoktu. Bush, Kıbns sorununda Aiina'da söylediklerini yineleyen ya da benzeyen vurgulamalar yapmıyordu. Orada "bu yılın sonuna kadar Kıbns sorununun çözümlenmesine" zorunlu gözle bakmıştı. Burada sadece sorunun "acentaya alındığına" değirv mekle yetiniyordu. Konuşmada, TÖ'den sonra arada bir başbakandan, bir iki yerde Atatürk'ten söz ediyordu Bush. Atatürk'ün "Gerçeği söyle" sözüne deği^ ^ gerçek acaba söyle , nen Busha bir iki Havaalanındaki , , , Verseyül, IV, LUlUfJ tanımayacağı ya da ABD BaŞkani'ni M TürkAmerikan ilişkile , , . A . » , ^ « « tknnnnlrH rine "aiiesei düzeyde" bakılmasından rahat yanagından opecektı. sız olunduğu acaba j . .^ , , h duyurulacak mıydı? melerde ne TÖ ne de lann siyasal meyvelerinin bir bölümünü yeni gelecek ikiidarların arların ^ f miydi? elverseydiya da Bush alaturkaliga IZIP karşılamada boyu Ankara'daki görüş ç//rf/ğ/ncfe 12 EylÜI \, , ? ,. '. . 6/T6S/ \/3nKdyd ya 1 tegmen şehit • ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Uşaklı köyünün kırsal kesiminde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada 1 teğmen şehit oldu. Dün sabah saatlerinde başlayan ve günboyu siiren çatışma konusunda Şırnak Valisi Aydın Arslan, "Sıcak temas sürüyor. Ölü de olabilir, ama bize kesin bir sonuç gelmedi, operasyon sürüyor" dedi. Bölgeden gelen haberlerde 2 erin de şehit olduğu öne sürüldü. Değişim olmadan iktidarı yakalayamayız İSTEMİHAN TALAY SHP lçel Miiletvekili. GORUŞ ~n 5~5~ Genel Başkanı Sayın Erdal İnönü'nün topladığı ve partide iki ^ " ' ' S 1 ortadan kaldırmayı amaçlayan olağanüstü kurultayın üzerinden 10 ay geçtikten sonra bu kez olağan bir kurultay süreci içinde partimizin aynı soruna çözüm bulabilmek kaygısıyla yeniden genel başkanlık yanşıyla karşı karşıya bulunması düşündürücü bir durum olarak değerlendirilmelidir. Parti liderliğinin parti içinde barışı, uzlaşmayı, birlik ve bütünlüğü sağlamak yerine her kurultay platformunu 'gelin yanşalım' şeklinde partiyi temellerinden sarsan bir anlayışla yönetmeyi sürdürmesi kuşkusutz ki partinin kamuoyunda ki görüntüsünü de olumsuz biçimde etkilemektedir. Parti içi sorunlann kına üsluplarla ve 'yenme yenilme' kavramlannın dar kalıplan içinde çözülemediğinin çok yakın geçmişte deneylerini yaşamış olan soşyal demokratlar bu kurultaydan yeni bir yönetimle ve bir iktidar alternatifı olarak çıkmanın gereğini hissetmekte ve bu doğrultudaki arayışlarını sürdürmektedirler. Yaşadıgımız iç ve dış olaylar, partisel sorunlar ve Türkiye'nin geçirdiği başdöndürücü değişikük süreci toplumda ve bütün örgütlerde yenileşme arzularına hız kazandırmakta ve bunlar vazgeçilmez bir beklentiye dönüşmektedir. SHP içindeki değişim talebini 'bir arkadaş grubunun birlikteliği' veya "kişisel mücadelesi" şeklinde değerlendirmek gerçekçi olmadığı gibi önlenmesi mümkün bir süreç şeklinde düşünülmesi de yanlış olmaktadır. Çünkü bu değişim gerçekleşmeden partinin iktidar atağını yakalaması olası görülmediğinden dolayıdır ki, bu gün Yeni Sol hareket etkin bir biçimde kurultayda tekrar yerini alabilmektedir. Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki parti içi uzlaşmayı ve iktidar hedeflerini düşünmesi gereken sorumlu kişiler 'nasıl bu kurultayı alabiliriz'in hesabını yapmaktan, böyle ciddi ve parti yarannı gözeten tercihleri yapmaya vakit bulamamaktadır. Bu arada 1960'h yılların modası geçen taktikleri ile "Amerikancıhkanti Amerikancılık, gibi çok yapay ve çok gülünç bazı yöntemlerin de kurultay kazanma araçları olarak kurultayda kullanılacağı izlenimleri bugünden gözlenebilmektedir. Partiyi yönetenlerin 'SHP'yi iktidar yapacağız' deme olanaklannın tükendiği de zaten kullanılan bu yöntemlerin niteliğinden açıkça anlaşılabilmektedir. Şurası bilinmelidir ki, "SHP'yi iktida ra yürüyen, meydanları gümbürdeten, seçim kazanan ve kamuoyu yoklamalannda birinci parti olan bir parti biçimimde tanımlama yerine ürettiği raporlann çokluguyla övmeye çalışmak veya partiye yeni bir açılım getinnek isteyenleri suçlamak bu yöntemleri kullananlara da bir onur kazandırmayacaktır." Kurultay öncesinde bir durum değerlendirmesi yaparken hepimizin soğukkanlı ve gerçekçi olmaya ihtiyacımız vardır. Çünkü parti yaran her şeyin uzerindedir. SHP'nin ülkemizde güçlü bir parti ve iktidar alternatıfi bir siyasal örgüt olarak canhlığını sürdürme zorunluluğu bugün daha da büyük bir önem taşımaktadır. Özetle bu kurultayda bu gerçeklerin görülmesi ve partinin liderlik değişimini sancısız bir şekilde sağlayabilmesi SHP'nin iktidar şansını büyük ölçüde arttıracak ve partiye yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Yarın: Enis Tütüncü NöTLAR Ama bugün, istanbul: da iki muhalefet lideri kendilerine özgü üslup ve siyasal nezaket içinde kişisel ilişkilere ve sonuçlarına deginebilirlerdi. İktidar yutturmacasını basın dahil siyasal kimi çevreler ne ölçüde yutacak, bir iki gün sonra izleyecektik. Bugüne değin yeni başbakanla TO'nün "kimi önemli konularda birbirinden farklı düşundükleri" varsayılarak Bus''!a yapılacak görüşmelerde TD'nün yanında Mesut Bey'in yer alıp almayacagı tartışıldı. Bush'la TÖ görüşürken başbakan da hazır bulunacaktı. Ne çare, iki ülke arasındaki yaptırımlara dayanan görüşmelerden sonra düzenlenen basın toplantısında sanki icranın başı imiş gibi, Türkiye'yi TÖ temsil ediyordu. Yılmaz'ı özenle koruyan çabalar havada kalıyordu. Başbakan ise TÖ ile Bush görüşmeleri anlatır, soruları yanıtlarken kenarda izleyici durumundaydı. Oysa Yunanistan'da Bush, Cumhurbaşkanı Karamanlis'i nezaketen görmüş, ikili müzakereleri Başbakan Mitsotakis'lesürdürmüş, basın toplantısını Yunan Başbakanı'yla birlikte düzenlemişti. "Zevahiri kurtarmak" amacıyla Bush görüşmelerinde Mesut Bey de bulundu. Bu yutturmacalardan sonra, TÖ'lerin Bush ailesiyle baş başa kalacakları sabah kahvaltısı tezgâhladıkları söyleniyordu. Akşam üzeri: Bush ile TÖ'nün 'müşterek' açıklamalarına bakılırsa ABD'den kamuoyuna çarpıcı kimi izlenimler yansıyacağını sanan Türk tarafı, sanırız günlerdir havanda su dövmüştü. Sorunlara bakışta aman aman dedirtecek hiçbir yenilik yoktu. Havaalanındaki karşılamada boyu elverseydi ya da Bush alaturkalığa izin verseydi; TÖ, tutup ABD Başkanı'nı iki yanagından öpecekti. İktidara geldiğinin ertesi Çankaya'ya çıktığında 12 Eylül lideri Evren'i çekip yanaklanndan öpmemiş miydi? Mesut Bey bu türden Ijderı Evren'ı çekıp anımsatmalar yapma wanalflarınHs)n y. akıiiannm ucundan yanaKiannaan geçirmeyeceklerdi. ÖpmGmiŞ miydi? inönü'nün tek kişilik yanşı kalabalığın ortak konusu bu: "Baykal aday olacak mı?" Nerdeyse, ortadan ikiye bölünmüş topluluk. Bir yarısı "olacak" diyor, diğer yarısı da "hayır olmayacak." İnönü gelinceye dek sürüyor bu tartışma. Gelince de bitiyor. Herkes şimdilik tek kişilik olan bu yarışın büyüsüne kaptırıyor kendisini. Şimdi SHP'nin olağan kurultayına bir hafta kalmasına karşın İnönü'nün karşısına Tolga Yarman'dan başka genel başkan adayı çıkmış değil. Baykal, beklemede. Ancak bekledikçe tabanından kaymalar oluyor. Umduğu ittifakları sağlayamadı Yeni Sol. Düne kadarki görüntü bekledikçe Baykal'ın arkasındaki desteği yitirdiği yolunda. İnönü, tek kişilik yanşın keyfini yaşıyor. Bu önceki gece Bolu'daki Bölge Dayanışma Yemeği'nde de iyiden iyiye gözleniyordu. Önce toplantıya katılan il başkanları teker teker çıkıp konuştu. Bolu II Başkanı Ahmet Özcan, Zonguldak İl Başkanı Muzaffer Saraç. Kocaeli İl Başkanı Kemalettin Geyiktürk, Sakarya İl Başkanı Ayhan Mutan, İstanbul İl Başkanı Kamer Gök, ortak bir noktada birleşiyorlardı: "Partinin durumu bugün pek parlak olmasa da halkın beklentilerine dönük olarak İnönü'yü genel başkanlık yarışında destekliyoruz." İnönü, genel başkanlık yarışında bir önceki kurultaya göre daha rahat görünüyor. Her ne kadar güler bir yüzle söylese de İnönü'nün Baykal'a, Yeni Sol'a dönük eleştirileri pek o kadar yumuşak değil. Baykal'ın karargâhınayükleniyor: İki genel merkez var. Bir partiye iki genel merkez çok. Bir genel merkez yeter. Salondakiler kahkahayla gülüyor. SHP lideri keyifli: Uzlaşalım, siz genel başkanlıktan çekilin" diyorlar, "Siz cumhurbaşkanı olursunuz." Cumhurbaşkanlığını birbirimize ikram edecek halimiz yok. Elinizde olmayan bir şeyi, başkasına ikram ederseniz, ciddi bir ikram olmaz bu. Baykal yanlılannı "Bu hizip diye nitelenen bir hastalık" tanımlamasıyla eleştiriyor İnönü: Bu takımın hastauğuu kurultay tedavi eder. Salondakilerden biri bağınyor: Büyük doktor. Kürsüden gülüyor İnönü: Estağf urullah. Doktor kunıltaydır. SHP lideri: Kendilerine "takım'' denmesin diye "Yeni Sol" adıyla ortaya çıkıyorlar. Okumaktan sıkılmayın, okuyun, Yeni Sol'un ne olduğunu bana da anlatın. Siz de bir şey anlamıyorsanız. hiç merak etmeyin ben de okuyup anlamadım. Orada bir şey yoktur. İnönü'nün, çevresindeki bazı kişilerin de etkisiyle Baykal'ı adaylık minderine çekmek istemesi, eski genel sekretere karşı olsalar da bazı SHP yöneticilerini rahatsız ediyordu. Bunlann görüşü "Baykal aday olmakta zaten zorlanıyor, bu kadar üzerine gidilmemeli" yolundaydı. Bu havanın etkisiyle mi, yoksa SHP'de tek kişilik yanşın yarattığı garip hava nedeniyle mi bilinmez, İnönü, çevresindekilere biraz da yakınır tonda açıklamaya çalışıyordu: Kiminle yanşıyoruz bilmek istiyorum. İnönü, akşam Çanakkale'ye gelerek İnönü caddesini açtı. SHP lideri daha sonra il başkanlarının katıldığı bölge toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. CELAL BAŞLANGIÇ BOLU Koru Motel'in önünde şık bir kalabalık var. Kadınlı erkekli yaklaşık bin kişi... Bolu dağlarında bir yaz akşamı. Çamların serinliği karanlığa vurmuş. SHP'nin İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak ve Bolu örgütlerinin kurultay delegeleri, il ve ilçe belediye başkanları, parti meclisi üyeleri, Merkez Karar'ın tümü, 35'i aşkın milletvekili... Hepsi Erdal İnönü'yü bekliyor. SHP lideri, hiçbir zaman kimseye vermediği bond çantasıyla iniyor. Otelin önündeki kalabalık coşkulu. Yeniden bir genel başkanlık yarışı yaşamanın heyecanı sarmış herkesi. Ancak bu kez yanşta bir gariplik var. Çünkü şu anda bu tek kişilik bir yarış. Baykal henüz adaylıgını açıklamamış. İnönü'yü bekleyen SHFye 2 genel merkez çok DOĞAN ÖNER ~ BOLU SHP Genel Başkanı Erdal İnönü önceki akşam Bolu Koru Motel'de düzenlenen "Dayanışma Yemeği"nde ANAP iktidannı eleştirerek petrol ürünlerine zam yapılmayacağı açıklandığı halde zam yaptıklarını söyledi. İnönü, SHP kurultayma da değinerek "Yanş olmalı ve sonuca vanlmalı. Demokratik olan btıdur. Bundan çekinmemek gerekir. Kurultaydan sonra bu yarış sona erecek. Bir partiye iki genel merkez çoktur" diye konuştu. ANAP iktidara geldiğinde Türkiye'de demokrasi olmadığinı, ancak Türkiye'ye demokrasinin gelmediğini söyledi. Konuşmasında 2728 temmuz tarihlerinde yapılacak olan SHP kurultayma da değinen İnönü, GENEL BAŞKAN ERDAL İNÖNÜ: Fatoş Güney döndü • İstanbul Haber Servisi Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, 10 yıl aradan sonra Türkiye'ye geldi. Fatoş Güney beraberindeki Uluslararası Insan Hakları Fahri Başkanı ve Dünya Insan Hakları Örgüt ve kuruluşlarının Birleşmiş Milletler Komite Başkanı Michael Bulum ile dün saat 13.00'te Fransız Havayolları'na ait bir uçakla Atatürk . Havalimanı'na indi. Kısa süren pasaport işleminden sonra kendisini karşılayan HEP Milletvekili Mehmet Ali Eren yakınları, avukatlan, SHP, HEP ve Insan Hakları Derneği İstanbul Şubesi temsilcilerinin yanı sıra Erdal Öz ile Abdurrahman Keskiner'le kucaklaşan Fatoş Güney, daha sonra gittiği Mülkiyeliler Birliği'nde bir basın toplantısı yaptı. bu kurultayın seçimden önceki son kurultay olduğunu vurgulayarak, kurultayın seçimde SHP'yi iktidara götürecek insanları seçeceğini söyledi. Partideki genel başkanlık yarışına da dikkati çeken İnönü, olağan kurultaylar öncesi genel başkanlık yanşının doğal olduğunu, ancak kurultaydan sonra bu yanşın sona ermesi gerektiğini bildirdi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Çanakkale'de Deniz Baykal'ı genel başkanlık için açık yarışa davet ederek, "Güreş yapmadan galip meydana çıkmaz. Yanş yapmadan, yanşın hedefıne varamazsınız" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, konuşmasında, bugün Kıbns Banş Harekâtı'nın 17. yıldönümü olduğunu hatıı':.tarak, Ecevit'e teşekkür etti. Piyasa ekonomisi ve ekonomîk alternatîfler 4GENCAY ŞAYLAN ŞAYLAN Eğer izin verirseniz sosyal demokraside piyasa ekonomisine ve ekonomi politikalarına yaklaşım iizerindeki tartışmayı siirdiirelim. Sayın Cem sizin daha önceki konuşmalannızdan sosyal demokrasinin temel mis\onunun özgürliik ve eşitliği bütünleştirmek olduğunu vurguladığınız izlenimini aldım. Eğer temel misyon buysa, ekonomi politikalarının belli bir müdahale içeriğine sahip olacağı söylenebilir mi? CEM Eşitlik ve özgürlüğün bütünleştiriimesi benim ya da benden kaynaklanan bir görüş değil. Sosyalizmin, demokratik sosyalizmin evrensel iddiası. Eşitlik ve özgürlüğün bütünlüğünün sağlanmasında sola ya da sosyal demokrasiye göre temel araçlar piyasadan başka araçlardır, yani piyasa olarak kastettiğimız olgunun dışında araçlardır. İşte İngiliz Işçi Partisi ya da Hollandalı sosyalistlerin programları. Buralarda temel araçlar, vergi ve bütçe politikalarıdır. Eğer biz bir sosyal demokrat hükümet olarak piyasadaki kazançlardan, sermayeden, lüksten vergi alıp bunu öncelikle temsil ettiğimiz kitlelerin doğrultusunda harcayabilirsek eşitliği sağlarız. Eşitliğin en iyi sağlandığı ülkelere, Hollanda'ya, Almanya'ya, Iskandinavya ülkelerine bakınca bunu görüyoruz. Bu ülkelerde eşitlik nasıl sağlanıyor? Tamamen vergi politikalan ile ve ahnan vergiler toplumun daha dar gelirli kesimlerin gereksinmeleri doğrultusunda harcanıyor. Görüyorum ki piyasa ekonomisi konusunda benim söylediklerim galiba yanlış anlaşıldı. Elbet piyasada güçlüler herkesi ezsin, kömür verilmesin diyen yok. Bu biraz kolaycı bir yaklaşım ve eleştiri. Bence solculuğumuzu iyi tarif etmemiz gerekiyor. Eğer biz piyasa ekonomisini gerçekten ciddi bir biçimde ve topluma yönelik olarak düşünüyorsak kelimelerde değil, yaklaşımlarda, yöntemlerde, önerilerde sorunlan arayalım diye düşünüyorum. Kömür örneği bence tam uymuyor. Eşitliği sağlamak için vergi ve bütçe politikalan yanında tabii özgür toplusözleşme düzeni var. Çok iyi bilindiği için üzerinde durmuyorum. Piyasaya müdahalenin, piyasa ekonomisini benimsemiş bir toplumda, örneğin Amerikada yolu, yordamı, yöntemi vardır; başka kapitalist ülkelerde de vardır, Türkiye'de de olacaktır. Biz, Yeni Sol olarak çok net ve yazılı siyaset yapmaya çalışan bir hareketiz. Tabii yazdıklarımızda yanlışlar olabilir ve bunlar herkesin katkısı ile değişime açıktır. Bu bilhassa vurgulanmaktadır, onun için yazıhdır. Sadece kendi içimizden değil dışandan gelecek eleştirilerle gelişeceğini söyledik. Şimdi bence bir yanlış yapılıyor. Bir eleştiri getirilirken buna cevap olarak sizin takipçisi olduğunuz hareket de şunları, şunları yaptı demek doğru değildir. Politik olarak yapıcı bir yaklaşım değildir, negatif bir tutumdur. Bizim partimizin, maalesef yönetim anlayışı, başka başka şeyler söylemiş insanlar şimdi bunları nasıl söyleyebilir tarzındadır. Bu, partinin kendi kaynaklarını kurutmaya, insanlannı dışlamaya götüren bir hastalıktır. Bu, geçmişten gelen bir hastalıktır. Tek parti alışkanlığı diyoruz, çoğulculuğü benimseyememek diyoruz, parti içi demokrasiye uyum göstermemek diyoruz. Yani henüz parti içi demokrasi sorununu çözmüş değiliz. Herkesin bence çok daha geniş ve kapsamü bir özeleştiri yapması gerekmektedir. ŞAYLAN Sajın Günay, sosyal demokrasi bir siyasi harekettir ve amacı iktidara gelmek yani devlet aygıtını kontrol etmektir. Böylece amaçlanna ulaşmayı öngörmektedir. Tabii bu ekonomik ><aşama yön verme ya da müdahale etmeyi de kaçınılmaz olarak içerecektir. Siz bu konuda demin söylediklerinize ekleme yapmak ister misiniz? GÜNAY Sosyal demokratların ekonomik politikalannı tartışırken Türkiye'ye özgün koşullara bakmak lazım. Yoksa kolaylıkla yeniden hayalci ysklaşımlara, örneğin köykent ya da halk sektörü gibi politikalara yönelebiüriz. Bu gerçekçiliğe bugünkü sosyal demokrat hareket ulaşmıştır diye düşünüyorum. Türkiye'de refah bölüşümündeki çarpıklık kolayca gözardı edilemeyecek boyutta. Bunu belki sosyal demokrat politikalar açısından Türkiye'ye özgü bir koşul saymak gerekiyor. Nüfusun yüzde yirmilik bir kesimi milli gelirin yüzde 4'ünü alırken başka bir yüzde yirmilik kesimi yüzde 56'sını alıyor. Sorun hafife alınacak boyutta değil. Soyut konularda aramızda çok kolay anlaşıyoruz, çünku soyut olarak sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden söz ediyoruz. Ama somuta döndüğümüz zaman basit gibi görünen olaylan önemsemek zorunluluğu ile karşılaşıyoruz. Adil bir refah dağılımı içinde elbet makul kabul edilecek farkhhklar olacaktır. Bu demokrasinin gereğidir. Ama olağanüstü uçurumların olduğu ülkelerde demokrasinin işlemediğini de unutmamak lazımdır. Gelir düzeyi düşük olsa da uçurumlann olmadığı ülkelerde, kutuplaşmanın boy vermediği toplumiarda demokratik kurumlar sağlıklı bir biçimde yürüyebilmektedir. Türkiye'de ise tablo giderek kötüye gitmiştir. Bunun değişmesi gerekmektedir. SHP, iktidar adayı bir parti olarak bu konuda soyut birtakım atıflar yapmak yerine somut öneriler getirmektedir, bu konuda yaptığımız çalışmalar vardır. Her şeyi yeni baştan keşfetmeye çalışmak bir emek israfıdır. Piyasa mekanizmasının üretim organizasyonunu belirlemede, üretim faktörlerini değişik ekonomik faaliyet alanlanna yönlendirmede, toplumdaki tüketim kalıplarını oluşturmada çok yönlü işlevleri vardır. Yeni Ülke ınııhabirleri • İstanbul Haber Servisi Yeni Ülke gazetesinde çalışan üç muhabirin İstanbul'da gözaltına alındığı bildirüdi. Yeni Ülke gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol imzasıyla yayımlanan açıklamada Diyarbakır muhabirleri Faysal Dağlı ile Haydar Geçilmez'in 19 temmuz gecesi konuk olarak kaldıkları Mehmet Aktaş adlı arkadaşlanyla birlikte gözaltına alındıklan kaydedildi. StİRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle