Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 1991 Naklen yayında çeviri gafı ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Başkent, 32 yıl sonra bir ABD başkanını daha ağırladı. Bush'un Esenboğa'da Türk topraklanna ayak bastığı andan özal ile birlikte Ankara manzarab basın toplantısına kadar bir terslik çıkmadı. Gerçi, basın toplantısında da bir yanhşhk olmarruştı. Ancak, toplantıyı naklen veren TRT'nin çevirmeninin bir gafı herkesi heyecanlandırdı. Çevirmen, ABD Başkanı'nın Kıbrıs Ue ilgili sözlerini aktarırken Bush'un, "Kıbns sorununan çözümienecegi yönünde karamsaıiığının arttığım" soylediğini duyurdu. Oysa Bush, "Bu sonınun çözümienecegi yolunda iyimser kalmava devam e d i y o r u m " ifadesini kullanmıştı. Önay, Cumhuriyet'in bu konudaki sorusuna "Çok zor koşullar altında çalıştık. Bu nedenle bata yapmış olabilirim" yanıtını verdi. Tarihsel ziyaret, olağanüstü güvenlik önlemleri altında başladı. Esenboğa'daki karşılama törenini izleyen gazeteciler günler öncesinden hazırlanan kartlanyla ve özel otobüslerle alana geldiler. Burada Turk ve Amerikalı giivenlik görevlilerinin ortaklığında gerçekleşen üç ayrı arama engelini aştıktan sonra, kendilerine ayrılan platforma çıktılar. Gazetecilerin Başkan Bush'un alana varmasını bekledikleri bir saat boyunca bir Amerikalı guvenlik gorevlisinin özel yetiştirilmiş bir kurt köpeğiyle platformu denetlemesi dikSimultane çeviri yapan Dilek kat çekti. Bush ve eşini getiren başkanhk uçağı Esenboğa Havaalanı'na indiğinde, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Mesut Yılmaz ve diğer yetkililer yerlerini almışlardı. Uçağın kapısı açıldı. Başkan Bush ile Barbara Bush yavaş yavaş inmeye başladılar. Bush'un bir ara eşine eliyle aşağıda bekleyen Cumhurbaşkanı Özal'ı göstererek "Turgut" dediği duyuldu. Bush önce Semra Özal'ın elini sıktı, Turgut Özal ile tokalaşırken de "Seni gördiiğüme sevindim" dedi. Bush, Başbakanlık Konutu'na yaptığı ziyarette Başbakan Mesut Yılmaz tarafından sıcak ilgiyle karşılandı. Konutun kapısından girilirken, Yılmaz eliyle Bush'a yol verdi. Ancak Bush, başbakanın omzundan tutarak Yılmaz'a öncelik tanıdı. Kabul salonuna geçildiğinde Mesut Yılmaz Türk heyetini teker teker Bush'a tanıttı. Foto muhabirlerine poz verilirken Başkan Bush'un Yılmaz'a yolculuğu konusunda bilgi vermesi dikkat çekti. Bush son derece rahat davranırken Başbakan Mesut Yılmaz'ın biraz heyecanlı olduğu gözlendi. Bush, Başbakan ile yaptığı göruşmeden sonra Yılmaz'ı şu sözlerle övdü: "Sizi sanıldığından çok daba iyi tanıyor ve önem veriyoruz. VVashington'da önem verdigimiz bir lidersiniz. Size, biiyiik saygı duyuyor ve sizinle işbirliği yapmak istiyoruz." ABD Başkanı daha sonra Çankaya Koşkü'ne geçti. Başkan Bush ile birlikte gelen ABD'li ve yabancı gazeteciler için Ankara Sheraton Oteli'nde kurulan basın merkezinin sönük olduğu gözlendi. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Marlin Fitzwater ise basın merkezinde hiç görülmedi. Burayı hazırlamak için günlerdir çalışan ABD'nin Ankara Büyükelçiliği yetkilileri bu konuda duydukları "hayal kınkJığım" gizlemediler. Buna rağmen basın merkezinde esprili dakikalar da yaşandı. Çankaya Koşkü'nün bahçesindeki basın toplantısı ikili görüşmelerin uzaması üzerine gecikmeli olarak başladı. Gazeteciler, Beyaz Saray muhabirleri ve Türkler olarak ikiye ayrıldıktan sonra daha önceden işaretlenmiş sandalyelere oturdular. Kızgın guneş kırk beş dakikalık toplantı boyunca hem gazetecileri, hem de iki cumhurbaşkanı ile resmi heyetteki yetkilileri rahatsız etti. Bush'un arasıra terini sildiği gözlendi. Bu rahatsızlık Cumhurbaşkanı Özal'ın konuşması İngilizceden Türkçeye çevrilince iyice belirginleşti. Bush, Özal sözlerini bitirir bitirmez mikrofona yöneldi. Ama arkadan anlamadığı bir dilde konuşan bayan çevirmenin sesi geliyordu. Gazeteciler Başkan'ın yüzündeki memnuniyetsizliği görerek fısıldaştılar: "Madem çeviri olacaktı, bari Özal'ın Türkçesini, çevirmenin İngilizcesinden dinleseydik..." Gerçekten de çevirili toplantılarda gelenek, liderlerin ana dillerini konuşmasıydı. Özal'ın Ingilizcesine ilişkin yorumların bu eleştiriyle sadece dolaylı bir ilgisi vardı. HABERLER CUMHURÎYET/3 ALİSİRMEN DUNYADA BUGUN Püf Noktası... Talih Kuşu'na Bush kondu Ankara Notları Atina İyimser bekleyiş Bush'un uçağı Esenboğa'ya indiğinde telsizlerden emir verildi: "Kızılay trafiğe kapansın". HAKAN AYGÜN Bush'un Türkiye ve Yunanistan'dan söz ederken her iki ülke karşısında "eşit mesafede" bulunduğunu göstermesi Atina'da rahatsızhk yaratmadı. STELYO BERBERAKİS~~ ATtNA ABD Başkanı Bush'un Atina ziyaretinden bir dizi beklentileri olan Yunanistan, bu beklentilerinin yansından fazlasını elde etti denilebilir. Bush'un Kıbrıs sorununun çözümü için "yıl içinde bir fonnül" bulunacağına söz vermesi, ayrıca TürkYunan anlaşmazlıklannın giderilmesi için ABD'nin "yardım edebüeceğinden" söz etmesi, Atina'da "ihtiyatlı bir iyimserlik" yarattı. Bush'un Türkiye ve Yunanistandan söz ederken her iki ülke karşısında "eşit mesafede" bulunduğunu göstermesi ise beklenilenin tersine Atina'da önemli bir "rahatsızhk" yaratmadı. Başbakan Mitsotakis bu arada ABD Başkanı'na "Yunanistan'ın, Amerika'nın iyi ve sadık bir dostu olduğunu ve geçen dönemlerde gözlenen Amerikan aleyhtan havanın artık tarihe kanştığını" hissettirmeye çalıştı. . . . . . . Bush'un Atina*ya getirdîklerinin arasında ekonomik yardımlar da var. Bush, Yunanistan'da bugünkü ortamın Amerikan yatınmlan için cesaret verici olduğunu ve bu ülkeye Amerikah turistlerin gelmesi ile ticari ilişkilerin arttınlması için ABD Ticaret Bakanı'nın sonbaharda Atina'ya geleceğini açıkladı. Atina şimdi Bush'un Ankara ziyaretinden alınacak sonuçlan bekliyor. Kıbns konusunda toprak ve göçmenlerin durumu ile ilgili Ankara'nın niyetinin ne olduğu merak ediliyor. ANKARA Başkentte "Bush heyecanı" sabahın erken saatlerinde başladı. ABD Başkanı'nın geçeceği caddeler, geceden tertemiz yapılmıştı. Esenboğa yolunun kent içindeki uzantısı DışkapıUIusKızılay güzergâhında, bulvara açılan cadde ve sokaklann başına ikişer polis dikilmişti. Bulvar boyu her 20 metreye bir polis düşerken, bu oran Dışkapı köprüsü gibi "kritik" noktaJarda, her metreye bir polise yükseliyordu. Ortalık ABD ve Türk bayrağından geçilmiyordu. Esenboğa yolu üzerindeki hiçbir evin balkonunda çamaşır gözükmüyordu. Çankaya Belediyesi'nin "çamaşır yasağı" yüzünden, hammlar çamaşır günlerini tehir etmişti. Bush'un uçağı Esenboğa'ya indiğinde telsizlerden emir verildi: . "Kızılay trafiğe kapansın." ! Günboyu kesintili olarak açılan trafîk, Kızılay ve çevresinde tam iki saat kapalı kaldı. Aynı saatlerde başkentliler Kızılay'a dökülmeye başladılar. Trafık ambargosu, kentin Bush'un güzergâhıyla ilgisi olmayan cadde ve kavşaklarına kadar yaygınlaştırılmıştı. Atatürk Bulvarı ve Ziya Gökalp bulvarlarınm yanı sıra Necatibey, Fevzi Çakmak, Akdeniz, Dikmen, Milli Müdafaa, Gençlik, Paris ve Giivenlik caddeleri Ue Aydınlıkevler, Tandoğan ve Dışkapı kavşakları da bu yasaktan payını almıştı. Bekleyiş uzadıkça "ABD muhabbeti" de koyulaştı. Nabi Altun, tarihleri, kişileri birbirine karıştırarak çevresine anlatıyordu: "Ankara'ya ilk getdiğim yülardı. Bir ABD'li geldi. Johnson gaüba. Hep alkısladık. Sonra da ABD'ye dönünce bize ambargo koydu." Yanındakiler Altun'u iknaya çalıştılar: "Yahu Johnson hiç gelmedi. 32 yıldır ilk gelen başkan bu. Hem ambargo sonradan kondu." Altun, ısrarhydı. Johnson'ın Cebeci'deki Ulubay Pastanesi'nde pasta yediğini bile anımsıyordu. Etrafındakiler baktılar Altun iyice karıştınyor, " O başka bir ABD'lidir" diye kestirip attılar. Dakikalar ilerledikçe, güvenliği havadan sağlayan iki helikopter, turlannı sıklaştırmaya başladı. Binaların tepeleri gözden geçiriliyordu. Kızılay'daki ytiksek binalardan sadece alışverişe açık olduğu için Yeni Karamürsel'in üzerine polis yerleştirilmişti. Diğer binaların çoğu ise "resmi" olduğu için zaten kapalıydı. Kızüay'da ilk göze çarpan hazırlık, Yeni Karamürsel ile Milli Piyango binalarının arasına çekilen bezden Özal ve Bush portreleriydi. Devasa portreler yaz rüzgârına bile dayanamadı. Özal'm ceketi yırtıldı, Bush'un portresi de Milli Piyango binasına takıldı. Bir vatandaş dayanamadı: "Talih Kuşu'na Bush kondu." Saat 12.00'yi gosterirken Bush'lu konvoy göründü. Vatandaşlar alkışlamaya, Bush da özal'la birlikte oturduğu zırhlı aracın arka camından el sallamaya başladı. Bush'un deyişiyle "kendini ikinci evinde hissetmemesi" için hiçbir neden yoktu. Kızılay'ın dört bir yanı "Marlboro, Camel, Mc Donalfls, Coca Cola, Pepsi" reklamlarıyla doluydu. DemirePden Kıbrıs uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Burosu) DYP Genel Başkanı SüJeyman Demirel, "ABD Başkanı Bush, Türkije'den giderken, Kıbns'taki sovdaşlarımızın ve Kıbns üzerindeki Türkiye'nin haklannı cebine koyup götürecek değildir" dedi. Demirel, dun duzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs'ta hakka, adalete, uluslararası hukuka, insan haklarına dayalı bir çözümün gerektiğini bildirdi. Kıbns sorununun bir siyasi çozüme kavuşacağını da anlatan Demirel, ancak bunun zorlama ile değil, diyalogla gerçekleşeceğini kaydetti. Demirel, diyaloğun, BM Genel Sekreteri nezdinde yapıldığını bildirirken, BM'nin 649 sayılı kararını kimsenin unutmaması gerektiğini söyledi. Demirel, ayrıca Korfez krizi sonrasında Türkiye'nin yararlı çıkacağına ilişkin sözlerine karşılık, "Kıbns sonınunu çözmezseniz ters döneriz" gibi Batı'dan baskılara maruz kalınması halinde, buyük bir hesap hatası yapılacağını ifade etti. Demirel, Türkiye'ye gelen ABD Başkanı Bush'un ne Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ne de Başbakan Mesut Yılmaz'ın, Türkiye Cumhuriyeti'nin ziyaretçisi olduğunu kaydetti. Demirel, TRT'nin, Bush'un gezisiyle ilgili haberlerde, TBMM'de grubu bulunan muhalefet liderleri ile gerçekleşecek görüşmelerine yer vermemesini eleştirdi. DYP lideri, "TRT'ye böyle yap diyenler, halk korkusunun itirafı içindeler" diye konuştu. Demirel, Bush'un ziyaretinin, Türkiye'nin dış itibannı antırıp arttırmayacağına ilişkin soruya, "Yunanistan'ı da ziyaret ediyor. 32 senedir orayı da ziyaret etmemiş. ttibarsa, onlannki de artmış demektir" yaıııtını verdi. Bush'un kendisiyle konuşacağını anımsatan Demirel şunları söyledi: "Oıia söyleyeceğim şev, globalizm denen olayda önumuzdeki yılları çok iyi degerlendirmenin ve insanlıga azami şekilde yararlı olacak biçimde bu yılları kullanmanın idraki içinde olacağımızı ifadedir. İki ülke UişkJlerine hep önem verdik. Ancak dostluklar karşılıklı menfaat, saygı ve anlayışa dayandığı .verde her iki ülkenin de yararı vardır. Karşılıklı menfaate dayanmayan dostlukların sağlıklı olması mumkun değildir. Bizim genel çerçevemiz böyledir." Bush ^ > d ü n çankaya Koşkü'ne gitmeden önce Başbakanlık Konutu'nda Başbakan Mesut Yılmaz'la bir araya geldi. Yılmaz göruşmeden sonra gazetecilerin sorusunu yanıtİarken Kıbns sorununun çözümü için Türkiye'nin önerdigi dörtlii A B D B a s k a n ı Gtor e JJUAI1, zirvenin gerçekleşebilmesinin, Kıbns Rumlan ile Yunanistan'ın da aynı çizgiye gelmesine bağlı olduğunu söyledi. Yılmaz, Başkan Bush ile göriişmesi sırasında. Kıbns sorununun çözümü konusunda şimdiye dek yardımcı olan tarafın Türk tarafı olduğunu belirttigini de söyledi. (Fotoğraf: Rıza Ezer) gelişiyle ilgili yaptığı açıklamada, "Unutulmamalıdır ki ABD emperyalist ve hegemonyacı bir politikanın sahibidir. Bush, dunyanın değişen koşullan içinde Amerika'nın 'yeni düzen'ini oluşturmaya çalışıyor. Türk, Kurt, Arap halkları ve Ortadoğu ülkeleri için tehlfkeli ve maceracı bir planı uygulamaya sokma çahşmalannı geliştiriyor" dedi. Bush'un Türkiye'yi ziyaret ettiği günlerde basın organlannda oldukça eğlendirici haberler çıkmaktaydı. Bunların en hoşu dünkü Milliyei'te yayımlandı. Miliiyet'in, Tahidromos dergisinden aldığı bir habere göre Çankaya'nın sevimli sözcüsü Kaya Toperi bu dergiye verdiği demeçte, "Özal keyifsiz olduğu zaman ona politikacı taklidi yapıyorum, keyfi yerine geliyor. Ancak size kimin taklidini yaptığımı söyleyemem" demiş. Kaya Toperi gerçekten şakacı, hoş bir arkadaşımızdır. Üstelik şakaları ve taklitleri yalnız Turgut Bey'i değil, hepimizi güldürüyor, kimi zaman onun Çankaya adına yaptığı açıklamalara milletçe gülüyoruz. İlahi Toperi! Sen çok yaşa emi! Bush'un gelişi sırasında gündemin ön maddelerine çıkan konularda ileri sürülenler de insanı zaman zaman sevgili ve sevimli Toperi'nin şakaları kadar güldürüyor. Örneğin ilk iki sayısını da çok başarılı bulduğumuz Aktüel dergisinin yaptığı bir araştırma da sürekli olarak kimilerince yanhş anlaşılıp yorumlanıyor. Aktüel dergisinin araştırmasına göre halkın % 85'i, Kıbrıs'ta karşılıklı ödünle çözüm bulunmasından yanadır. Araştırmanın sonuçlan şaşırtıcı değil. Konuyla ilgili olan herkes, Kıbrıs'ta tarafların karşılıklı ödünleriyle çözüme varılabileceği görüşündedir. Denktaş da dahil olmak üzere bunun tersini söyleyen, söyleyebilen kimse yok. Zaten her diplomatik çözüm, her haklı, gerçekçi ve kalıcı, yani her gerçek barış karşılıklı ödünler üzerine oturtulur. Bunun tersini düşünmek olanaksızdır. Ancak Başkan Bush'un Türkiye gezisi günlerinde tartışılan konu ödün verip vermemek değil, hangi alanda ödün verilmeyeceğinin altını iyi çizmekti. Yıllardır bu sütunlarda, Kıbrıs'ta ve Ege'de bugünkü statüko ile çözümün sağlanamayacağını vurgulamış ve çözüme yönelik ödünlerin neler olacağını tartışmadan önce, sağlıklı ortamın yaratılabilmesi için konuyla ilgili tüm tarafların kendilerine düşen sorumluluk payının bilincine varmaları gerektiğini belirtmiştik. Kıbrıs'ta bilinmesi gereken birinci nokta, bugün içinde bulunduğumuz çözümsüzlükte, yalnızca Türk tarafının ya da Denktaş'ın sorumlu olmadığıdır. Kıbrıs'ta çözümün önündeki en büyük engel, Rum yönetimlerinin Türkleri gelecekte de geçmişteki gibi güdülebilecek bir azınlıktan öte, eşit haklara sahip bir toplum olarak görmeyi bir türlü tam olarak içlerine sindirememiş olmalarıdır. Türk tarafında derin güvensizlik duygusu yaratan davranış işte budur. Eğer Rum tarafı Türkleri önce yan yana, sonra zamanla ilişkiler sıklaştıkça bir arada yaşayacakları, ekonomik nimetleri ve özgürlükleri hakça paylaşacakları bir topluluk olarak görmeyi kabul eder ve kabulü somut bir politik çözüme dönüştürmeye razı olursa Kıbrıs sorunu çözülür. Şimdiye kadar Kıbrıs Rumları bu hususu açıkça kabul edip yazılı protokole bağlayıp anayasal haklar konusunda kesin ve net bir tavır almaktan kaçınmış ya da önce kabul ettiklerinden sonra yan çizmişlerdir. Anayasal sorunlar ve toplumsal eşitlik kabul edildikten sonra Maraş'ın açılması ve toprak ödünü konusunda kimse direnemez. Türk tarafı toprak konusunda ödün verecektir. Bir kez anayasal sorunlar çözüldükten sonra Denktaş'ın da bu konuda direnme gücü kplmayacaktır. Hatta Denktaş direnmeye kalksa bile Türk kamuoyundan tepki görecektir. Ancak toprak ödünü anayasal konuda sağlanacak anlaşmanın karşılığıdır. Temel sorunu çözmeden, ayrıntıda ödün vermeye kalkmak, geçmişte örneğini gördüğümüz gibi ana sorunun çözümünü güçleştirecektir. Bu gerçeği görmeden yapılan yorumların fazla bir ağırlığı otmadığını kabul etmek gerek. . o . .;. PRIVATE ENGLISH LESSONS AMERICAN TEACHER On Princess Islands or in istanbul Children or adults Grammar or Conversation ProtestOİar ABD Başkanı Bush'un gezisini protesto için Esenboğa HavalimanıAnkara güzergâhındaki ABD bayraklarını indiren üç kişi ile "Bush defol" başlıklı Sosyalist Parti imzalı bildiri dağıtan 10 kişi gözaltına alındı. tzmir'de aynı amaçla pankart asaSosyalist Birlik Partisi İstan rak bildiri dağıtan 16 kişi, Merbul İI Başkanı avukat Atilla sin'de bildiri okumak isteyen Coşkun, Bush'un Türkiye'ye SP'li 16 kişi gözaltına alındı. Tel: 321 78 51 SAHİBİNDEN SATILIK Idealtepe'de 3 oda, 1 salon, kaloriferli, 135 m 2 daire Tel 356 4 2 52 C inlerin kırlardan kentlere harekâtı Cinler... Daha çok kulaktan kulağa anlatılan tuhai hikâyelerin inanıknaz kahramanlan. Şimdiye kadar hep ku ya da din kültürünün "uydunnası" gibi bakılan cinlere; kentli. laik veya dinsiz aydınlar da inanıyor. Kuıan'da "dumansız ateşten yaraüldığı" beürtüen cinlerin gerçekte "maddede de var olan "enerji alanı" olduğu iddia ediliyor. Din ve bilimi karşı karşıya getiren cinler kimdir. nedir, nasıl ve nerede yaşar? Cin çarpması nedir, cinlerin etkisindeki bir insana neler yapümalıdır? Ali Topuz'un "Amerikancı" suçlamasına DEVGENÇ bderlennden Nahıt Toıe yanıt verdi Ankcra Beledıye Başicaru Muıcrt Karayalçın'm eşı Neşe Hanım kapıiannı Tempo ya açü. Çavuşesku rejumnın devnimesının ardından rahat bu nefes akm Romen halkı artık kapnalızmırı mmetlerinı keşiediyor. Batıh firmalann unınlen bırbın ardma Romen pazanna girerken tuketnn çügınlığı ozellikle gençlen esır alıyor. Kolombiya'da polise tesiım olarak herkesi şaşırtan "Kokain Imparatoru" Pcıblo Escobar kımdır? Ian Anderson'un flüt'lü, mandolm'h lethroTuÜ'uIngüizköylü isyanlanndan aldığı ıüıamla rock severlen sıhırli f^ılgısııun buyusu sayesınde uzak büınmeyen dıyarlara gorurdu Eğer kendınızı Anzona çollerinde dolaşan "Cool" bır yiımınri yüzyü kovboyu gibı hıssedıyoısanız uretia hrmalann una] kampcmyası sızı tam kali>ıni2den vunnuş Ancak üzülmeyın pcnzehıri bu faafta Tempo'da Tuııoye nın ilk astıoloıı kursu Istanbul'da açıldı Tuıgut Kazan'ın Dıymbakır ızlenımlen, Fehmı Işıklaı'ın ısyanı, Çokertme yontemıyle AIDS teşiusı, Bodıunı'un kadın patroniçeleri 7e Kaflcasor yaylasında Boğa gureşJeri. Borsa'dan seçtiklerimiz de "pnm" yapmaya devam edıyor. cBs ÇBS BOYA KİMYA SANAYİİ ve TİCARETİ AŞ SHP'de kim Amerikancı Başkan'ın eşi olmak Romanya'nın yeni yüzü 10.000.000.000 TL INTERBANK AŞ garantili %81 brütfaizli 360 gün vadeli Finansman Bonoları Escobar'ın gizi Jethro Tull diyarlarında Neden blue jean? Burçlar için kurs Ayrıca... I. Seri 4 Milyar TL 22 Temmuz 2 Ağustos 1991 tarihleri arasında satışa sunulmaktadır. TEMPO'NUN POLİS OPERASYONU Adnan Hoca'nın hayaünda yeni bir dönem başlıyor. Adnan Hoca, Adnan Hoca olalı başına boyle bir bela gelmemişti. Hoca hazretlerimn maceralannı Tempo'dan izlemeye devam edin. Flaş... Flaş... Flaş... Resmi ve sivil polis havasında bütun gün ve gece Istanbul'da operasyon yapük. Arabalar çevirdik, kahvelere demeklere barlara girdik, kimliklere ve bagajlara bakük. Sonra da kendimizi ıhbca ettik. Fotoğraflarla "koyun gibiyiz"in belgeseli. ADNAN HOCA'YA NE OLDU? • Merke/: 174 20 00 • Karakoy: 151 40 21 • Şişli: 132 57 00 • Kadıkcn: 338 05 55 • Bakırkov: 570 17 38 • Ankara: 167 55 30 • İzmir: 25 85 64 • Adana: 13 30 57 • Mersin: 196 5ü • Bursa: 14 80 52 • Gaziantep: 11 60 37 Dünyanın butün büyuk başkentlerinde^ yuruyen eşcinsellerin Berlin yüruyuşu rengârenk biı cumbüştu. Fotoğıaflarla bir cinsel tercihin direnisi EŞCİNSELLERİN BERLİN YÜRÜYÜŞÜ