18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER '20 TEMMUZ 1991 Kürt lider Mısır Devlet Başkanı Mübarek: tsmil kolonüeştirmeden vazgeçerse boykotu kaldımbiliriz Ankara'da • ANKARA (Cumnuriyet Bttrosu) Irak Kürt örgütlerinden Kürdistan "Yurtsever Birliği'nin (KYB) liderlerinden Ahmet Bamarni temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya geldi. Güvenilir bir kaynaktan alınan bilgiye göre, KYB'nin basmla ilişkilerini sürdüren Bamarni, Kuzey Irak'taki JCürt bölgelerinde bir süre încelemelerde bulunduktan '.sonra dün sabah Ankara'ya geldi. Aynı kaynak, Bamarni'nin bir gün Ankara ve lstanbul'da kaldıktan sonra Fransa'ya gideceğini söyledi. Bamarni'nin Ankara'da bulunmasının ABD Başkanı George Bush'un ziyaretiyle bir ilişkisi olduğunu sanmadığını belirten aynı kaynak, KYB yöneticisiyle Türk yetkililer arasında bazı temaslar yapılabileceğini, ancak bu konuda kesinleşmiş bir programdan haberi olmadığını söyledi. Bamarni, Kürdistan Cephesi'nin en buyük örgütlerinden KYB'nin lideri Celal Talabani'ye yakınlığıyla tanınan bir yetkili. CUMHURİYET/9 Ortadoğırda top IsraiPde Ortadoğu barışına bakış Israil'in, kendi varhğımn nedeni olan BM'nin toplantıya katılmasına izin vermesini, BM'nin toplantıda aktif olarak yer almasım savunuyordu. Konferansm düzenli araJıklarla toplanmasında da ısrar eden Suriyeli yetkililer, ABD Başkam George Bush'un haziran ayında gönderdiği mektupta yazılı önerileri kabul etmekle bu ısrarlanndan vazgeçmiş oldular. taaİFhı yaklaşuo: lsrailli yetkililer, Ortadoğu Barış Konferansı'nın açılış töreninden başka bir anlam taşımaması, görüşmelerin ikili olarak yürütülmesini istiyor. BM'nin düşmanca tavır alması gerekçe gösterilerek, örgütün konferansa katılmasına karşı çıkılıyor. BM Genel Kurulu 1975 yılında Siyonizmi ırkçılıkla eşit tutan bir kararı benimsemişti. israil, ERGUNBALQ POLinKADA SORUNLAR Hüsnü Mübarek, dün ABD Dışişleri Bakanı James Baker'la görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısında, "Eğer İsrail işgal altındaki topraklarda kolonileştirmeyi askıya alırsa, .\rap ülkeleri de boykotu askıya alarak bir adım atabilirler" dedi. İsrail Savunma Bakanı Arens, "Baker'ınİsrail'denbir anlaşmayla ayrılacağını sanmıyorum" dedi. Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Suriye'nin lsrailArap sorununu çözmeye yönelik ABD planını kabul etmesiyle başlattığı Ortadoğu turuna devam ederken Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Baker'ın ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada Israil'e "e$nek davranma" çağnsında bulundu. Mübarek, Israil'in işgal altındaki Filistin topraklarında sürdürdüğü kolonileştirme politikasını askıya alması koşuluyla, bu ülkeye uygulanan Arap boykotunun askıya alınabileceğini söyledi. İsrail Dışişleri Bakanı David Levy ise dün yaptığı açıklamada, "ABD ile bir kriz yaşamak istemediklerini ancak ülkelerinin varlığını tehdit eden herhangi bir öneriye yaklaşmayacaklannı" belirtti. İsrail Savunma Bakanı Moşe Arens de "Baker'in Israil'den bir anlaşmayla aynlacağını sanmıyorum" dedi. Snriye'niıı yaklapau: Şam, toplantıya katılacak Filistinlilerin sadece işgal altındaki topraklarda yaşayan halkın liderleri arasından seçilebileceği, Doğu Kudüs'ün bu kapsama girmediği, bu kentin geleceğinin sorgulanamayacağında ısrar ediyor. Başkanı Bush, ABD ve SSCB'nin gözetmen, BM'nin gözlemci olarak katılacağı, İsrail ile tüm komşularının, AT'nin de bu toplantıda yer alacağı bir barış konferansı öneriyor. Filistinlilerin Ürdün heyeti içerisinde temsil edilmeleri öngörüluyor. Konferansın, tarafiarın nzaları ile belirli aralıklarla toplanması, görüşmelerin ikili olarak sürdürülmesi de madde olarak sıralanırken, BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararlarının konferansa ve görüşmelere temel oluşturacağı belirtiliyor. topraklarda kolonileşmeyi askjya alabilirse, Arap ülkeleri de boykotu askıya alarak bir adım atabilirler" dedi. Baker da böyle bir önlem;n "daha olumlu bir ortam yaratacağım" bildirdi. Körfez savaşının bitmesinden bu yana beşinci kez bölgeye gelen ABD Dışişleri Bakam'nın yarın akşam uğrayacağı Israil'de Dışişleri Bakanı David Levy, VVashington'la herhangi bir krize girmek istemediklerini açıkladı. Levy, dün yaptığı açıklamada "herhangi bir çöziim önerisinin Îsrail'in variığını tehlikeye sokması halinde kendileri tarafından reddedilereğini" de ekledi. İsrail Savunma Bakanı Moşe Arens, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın son Ortadoğu gezisinin Îsrail'in Ortadoğu barış göruşmelerini kabul edeceği anlamına gelmediğini bildirdi. Arens Yedioth Ahronoth gazetesine yaptığı açıklamada, "Baker'in buradan biitiin taraflann kabul edebilecegi bir anlaşma sağlayarak ve istediği toplantının gerçekleşmesini sağlayacak bir açıklamayla ayrılabüeceğini sanmıyorum" dedi. Gazete, İsrail Savunma Bakam'nın, "Bu kadar çabuk anlaşmaya varacağımızı sanmıyorum. Buna ulaşmak için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekli" dediğini duyurdu. Arens, Îsrail'in bir karar vermeden önce Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın ABD Başkanı George Bush'a geçen pazar günü yolladığı cevabın tam içeriğini öğrenmek istediğini belirtti. AT ve Milliyetçilik Sorunu AT'nin Yugoslavya ve Kuzey Irak krizlerinde sergilediği davranışlar, Batı Avrupa'nın iç çelişkilerini de ortaya koydu. AT ülkeleri Kuzey Irak'ta Kürtler için "güyenli bölge" kurulması konusunda yoğun çaba harcadılar. Özellikle lngiltere ile Fransa bu konuda başı çektiler. İngiltere, güvenli bölgenin bir tür özerk bölgeye dönüştürülmesi görüşünü bile savundu. Batı'mn koruması altında böyle bir bölgenin kurulması, açıkça Irak'ın parçalanması, bir bölümünün merkezden ayrılması anlamına gelecekti. Kuzey Irak'ta bu tutumu benimseyen AT, Yugoslavya krizinde ise çok değişik bir tavır sergiledi. Krizin başlangıcından itibaren, kararlı biçimde Slovenya ile Hırvatistan'ın bağımsızlığını tanımayacağını, Yugoslavya'nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini savundu. Gerçi federal ordu ayrılıkçılara karşı harekete geçince, Slovenya ile Hırvatistan'ı kollayan bir tutuma girdi. Ama bu politika, iki cumhuriyeti bağımsızlık yolunda yüreklendirmekten çok, federal ordunun kanlı bir sindirme harekâtını engellemeye yönelikti. Irak'ın parçalanma olasılığından fazla kaygılanmamış görünen AT, Yugoslavya'nın parçalanma ihtimali karşısında açıkça korkuya kapıldı. Çünkü bu kez tehlike, çok yakında idi ve Yugoslavya'nın parçalanması sadece Orta Avrupa'da Çekoslovakya'yı değil, AT ülkelerini de olumsuz yönde etkileyebilirdi. Korsika'da ayrılıkçı hareket Fransız hükümetini hâlâ uğrastırmakta, resmi hedeflere saldırılarını sürdürmektedir. İspanya, AT içinde ayrılıkçı akımların en güçlü olduğu ülkelerden biridir. Kuzeyde Bask bölgesindeki ayrılıkçı ETA örgütünün yanı sıra Katalonya'da da terörist eylemler gerçekleştiren ayrılıkçı bir örgüt bulunuyor. Kanarya Adalan'nda da daha fazla özerklik isteyen akım giderek güçleniyor. ingiltere'de, İskoçya uzun süredir daha fazla özerklik kazanabilmek için çaba harcıyor. Kuzey İrlanda ise bilindiği gibi yıllardır kanayan yara. IRA, Kuzey Irlanda'nın İngiltere'den ayrılıp irlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi için mücadele ediyor. Belçika'da ise Fransızca konuşan azınlıktaki Valonlaria Flamanca konuşan çoğunluktaki Flamanlar arasında geleneksel bir sürtüşme, hatta düşmanlık var. İki toplum arasındaki sürtüşme, gerçi merkezi hükümetin akılcı ve dengeli politikası sayesinde hafiflemiş durumda. Ama ayrılıkçı akımların güçlendiği bir ortamdan Belçika'nın da etkileneceği kuşkusuz. AT, bu nedenle tehlike yanı başına gelince, Yugoslavya krizinde çok temkinli davranmıştır. Ancak bu noktada Almanya'nın tutumuna dikkati çekmekte yarar var. Almanya, AT'nin genel eğilimine ters düşen ve Fransa, İngiltere, İspanya gibi ortaklarını kuşkulandıran bir tavırla Yugoslavya krizinde selfdeterminasyon ilkesini ön plana çıkardı. Böylece ortaya ilginç bir tablo çıktı. Fransa, Yugoslavya'nın bütünlüğünü, sınırlann değişmezliği ilkesini savunurken Almanya, Slovenya ile Hırvatistan'ın bağımsızlık hakkını destekledi. Bu tutumu ile de sadece Yugoslavya'da değil, Fransa'da bile kuşku yarattı ve bölgede etkinlik alanını genişletmek istediği yolunda iddiaların ortaya atılmasına neden oldu. Milliyetçilik ve ayrılıkçılık sorunu, sadece Doğu Avrupa ile Balkanlar'da değil, Avrupa Topluluğu'na üye ülkelerin kendi içlerınde de varlığını sürdürmektedir. Avrupa, Yugoslavya krizinde bu nedenle temkinli ve dikkatli davranmıştı. Ama AT, parçalanma tehlikesi kendinden uzaklaştıkça ihtiyatı elden bırakmakta, hatta bu eğilimleri yüreklendirici bir tutuma girebilmektedir. Oysa dünyamız artık o kadar küçük ki... ABD'nin yaklaşnc ABD Pakdemirli Brüksel'de • BRÜKSEL (AA) Devtet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli, önceki gün ve dün Brüksel'de Avrupa Topluluğu Komisyonu'nun iki önemli üyesi ile yaptığı temaslanndan tatmin olduğunu belirterek, "ziyaretim amacına ulaştı" dedi. Pakdemirli, tophıluğun, büyük bir pazar niteliği arzeden Türkiye"yi uzun süre sınırlan dışında bırakamayacağını söyledi. Pakdemirli, dün komisyonun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Frans Andriessen ile görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısında, topluluktan herhangi bir kredi talep etmediklerini açıkladı. Pakdemirli, "parasal konular gündeme gelmedi" dedi. Yunanistan'ın, TürkiyeAT ilişkilerinin gelişmesinin önünde engel İeşkil ettiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı, bu engeli kaldırmanın topluluğa düştüğünü belirtti. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, mesini onaylamadıklarını belirtmişti. dün Şam'dan aynlmadan önce yaptığı ABD Dışişleri Bakanı ile lskenderiye1 açıklamada, Suriye'nin ABD planma de görüşecek olan Mısır Delet Başkanı verdiği onayı Mısırlı yetkililere ileteceğini Hüsnu Mübarek, Baker'ın ziyareti öncesi kaydetti. AP'nin haberine göre Baker, Israil'e, Suriye'nin ABD önerisini kabul Şam'ın tutumunun "oldukça cesaret etmesinden sonra tutumunu yumuşatverici" olduğunu söyledi. ması çağnsında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ABD Dışişleri Bakanı, önceki gün Suriyeli meslektaşı Fanık el Şara ile birlik la görüştükten sonra da basına bir açıkte düzenledikleri basın toplantısında, iama yapan Mübarek, "Düşünüyor ve Washington'un îsrail'in toprak ihlal et inanıyorum ki eger tsrail işgal altındaki Gorbfye 'Açık oF uyarısı SSCB lideri Gorbaçov, Londra'daki temaslarını dün tamamlayarak ülkesine döndü. Gorbaçov, ITN televizyonuna verdiği demeçte, "SSCB'yi komünist olmayan bir liderin yöneteceği günü görebiliyorum" dedi. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, önde gelen Batılı varlıkh ülkelerin liderleri ile yaptığı temaslan tamamlayarak ülkesine dönerken, "kesenin ağzını Uk açanlar" Kanada ve Ingiltere oldu. Sovyetler'de komuta ekonomisinden serbest piyasa ekonomisine geçişte gerekli reformlar yapılmadan mali yardıma yanaşmayacağını ifade eden Ingiltere, Sovyetler'e bu yıl için öngördüğü 10 milyon sterlin tutarındaki knowhow ödeneğini, gelecek yıl 20 milyon sterline yükseltmeye karar verdi. lngiltere üç yü içinde Sovyetler'e bu ödenekten 50 milyon sterlin vermiş olacak. Kanada da, geçen kış Litvanya'daki olaylann şiddet kullanılarak bastınlması üzerine dondurulan 130 milyon dolar tutanndaki tahıl kredisini serbest bıraktı. Gorbaçov, Ingiliz ITN televizyonuna da bir demeç verdi. SSCB lideri, ITN'ye "SSCB'yi komünist olmayan bir liderin yöneteceği günü görebiliyorum" dedi. Londra'da geçen pazartesi günü üç günlüğüne toplanan, dünyanın önde gelen 7 sanayileşmiş üikesinin liderleri, çarşamba günü Sovyet lideri Gorbaçov'la bir araya gelerek, öngördüğü ekonomik ve siyasal reform sürecine Batı'mn ne tür bir katkıda bulunabileceğini görüşmüştü. Gorbaçov ile önce topluca görüşen liderler, daha sonra kendisi ile özel olarak ayn ayrı görüştüler. lngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher da Gorbaçov ile dün sabah kahvaltı yaptı. Gorbaçov, ana muhalefet lideri Neil Kinnock ile de görüştükten sonra ülkesine döndü. lyimser açıklamalara karşın, lngiltere Başbakanı John Major'ın, Gorbaçov'u, reform plamnda yer alan bazı konulara "daha açıklık getirmesi" yönünde uyardığı bildiriliyor. Özel mülkiyet hakkı, fiyatlann serbest bırakılması mekanizması, kamu harcamalarının nasıl denetleneceği, kamu işletmelerinin özelleştirilmesi, serbest piyasa düzeni için gerekli hukuki altyapının nasıl hazırlanacağı ve merkezi hükümet ile cumhuriyetler arasındaki ilişkinin nasıl olacağı konularında "daha açıklık" beklediklerini söyleyen Başbakan Major, "Sovyetler Birliği siyasal ve ekonomik bakımdan son derece ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bu muazzam yükümliilük karşısında en uygun nasıl yardımda bulunabileceğimizi bilmemiz gerekiyor" dedi. Geçen gunlerde Sovyet yetkililerinin üzerinde durdukları bir konu ise, kısaca COCOM olarak bilinen, Doğu Bloku ve Çin'e askeri amaçlarla kullanılabilecek ileri teknoloji bilgisi ve ürünlerinin ihracatını 40 yıldır denetleyen, Avustralya ve Japonya ile birlikte NATO ülkelerinin üye oldukları komisyonun artık kaldırıhnasıydı. Gorbaçov, Major ile yaptığı görüşmede bu konuya da değindi ve birçok iş sözleşmesinin, COCOM nedeniyle aksadığı ve geciktiğinden yakındı. Sovyet basınındaki görüşleri aktaran "Herald Tribune" gazetesi, "liberaT diye tanımladığı "Nazavisimaya Gazeta"da şöyle denildiğini yazıyor: "Sovyetler Birİigi, Londra'da diinya ekonomisine geçiş için izin aldı. Ancak küçük bir sonın var. Bu geçiş nasıl olacak? Bunun yanıtı hâlâ yok. Gorbaçov'un Londra vaatleri Sovyet ulkesinde nasıl uygulanacak?" Bir anket sonucunu aktaran gazete, Gorbaçov'un temaslarını olumlu bulanlann yüzde 31, başarısız bulanların yüzde 15 olduğunu, yüzde 41'lik kitlenin "fikrinin olmadığım" yazdı. Batı, reform planındaki bazı konulann açıklığa kavuşturulmasını istiyor Gerçek 17 Kasım hangisi? • ATtNA (AA) Atina'daki Türk Büyükelçiliği görevlilerine salı günü düzenlenen bombalı saldırı ile ilgili olarak Yunan polisinin "17 Kasım" terör örgütü hakkında yaptığı soruşturmada herhangi bir ilerleme sağianmadı. Dört kişi oldukları sanılan saldırganlar hakkında polis önemli hiçbir ipucu bulamazken, aynı örgütün olduğu iddia edilen yeni bir bildirinin ortaya çıkması soruşturmayı iyice karıştırdı. PASOK yanlısı Arrioni gazetesinde yayımlanan bu yeni bildiride şu iddialara yer verildi: "Başta CIA'da eğitilmiş Deniz Bölükbaşı olmak üzere Türk askeri yönetiminin casuslannı vurduk. Bu saldırımızla Yunan milli egemenliğine ve bağımsızlığına hizmet ettiğimize inanıyoruz. CIA'da eğitilmiş ve MlT'te görev yapmış olan Bölükbaşı'ya saldırı, İstanbul'daki Rumlara karşı yapılan soykınmın ilk cevabıdırf Irak'tan 'süper top' itirafı BM diplomatları geçen mart ayında Türkiye*de kamyonlarda NEW YORK Irak, BM bulunan süper top parçalan ile özel Silahsızlanma Komisyo bu ölçülerin birbirine uyduğunu nu'na perşembe günü ilettiği lis kaydettiler. tede "siiper top"u olduğunu kaIrak'ın nükleer silahlan ile ilbul etti. gili verdiği listeler ve Atomik Dün Güvenlik Konseyi beş Ajansı görevlilerinin Irak'taki daimi üyesine, özel komisyon araştırmalarının BM'ye ulaşan başkanı Rols Akeus tarafından sonuçlan birbiriyle çelişiyor. bildirilen listede Bağdat'a 150 km uzakhkta Cabal Hamryn'da Nükleer silahlarla ilgili sapta350 mm kalibre 52.2 metre malar ve listeler hafta başında uzunluğundaki süper topun bir BM'ye ulaştıktan sonra Bağdatkez kullamldığı kaydedildi. Ay ta bulunan araştırmacılar nüknca Bağdat'ın güneyinde Isken leer silah tesislerinin hemen hepderiye'de 1000 mm kalibrelik bir sinin savaş sırasında bombalanGORBİ. KRALİÇE'YLE SSCB Devlet Başkanı Mihail S. Gorbaçov, Bucking başka süper topa ait 44 çelik bo dığını açıklayan yeni bir rapor ham Sarayı'nda lngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ile de göriiştü. (Fotoğraf: AP) ru bulunduğu listede yer aldı. yazdılar. ŞEBNEM ATİYAS BA3KENTTEN AHMET TAN ABD DIŞ POLİTİKASINI TARTIŞIYOR3 run yüzde 44 ile Irak'taki durum, yüzde 29 ile genel Ortadoğu yapısı, yüzde 21 ile SSCB ile ilişkiler, yüzde 18 ile uluslararası ticaret ve yüzde 14 ile dünya ekonomisi. Sizce Amerikan dış politikasının en önemli hedefleri neler olmalıdır? Halkın yüzde 65'inin yamü: "Amerikan işçilerinin istihdamı:' Yüzde 63 oranında yurtdışmda Amerikan şirketlerinin çıkarlanmn korunması, yüzde 61 oranında yeterli düzeyde enerji kaynağı sağlanması ve aynı oranda müttefiklerimizin güvenliğinin korunması yanıtı veriliyor. Halkın sadece yüzde 59'u nükleer silahlann yaygınlaşmasını önlemeyi önemli bir dış politika hedefı sayıyor. Siyasetçiler arasmda aynı hedefı birinci sıraya koyanlann oram yüzde 94. Onlar için ikinci en önemli hedef yüzde 80 ile dünya çapında silahlanmamn denetimi, yüzde 72 Üe çevrenin korunması ve sadece yüzde 65 ile Amerikan işçilerine istihdam olanağı sağlanması. Sizce bu ülkelerden hangileri Amerikan çıkarlan açısından yaşamsal önemdedir? Halkın yüzde 83'ü, siyasetçilerin ise yüzde 89'u Suudi Arabistan'ın yamna çarpı işareti koyuyor. Siyasetçilerden SSCB'yi işaretleyenlerin oranı yüzde 93 iken aynı ülkeyi yaşamsal çıkarlar açısından önemli gören halk kesimi yüzde 83 düzeyinde kalıyor. Japonya ve Almanya, yüzde 95 ile Amerikan siyasetçilerinin en çok önemsediği ülkeler. Halk Almanya'ya yüzde 73, Japonya'ya yüzde 79 oranında önem biçiyor. Halkın Türkiye'yi önemü sayan kesimi yüzde 41 iken Amerikan siyasetçileri ülkemizi yaşamsal çıkarlar açısından önemli ülkeler listesine almıyor. Halkın listesinde Türkiye; El Salvador, Güney Kore, Çin Halk Cumhuriyeti, Tâyvan, Fransa ve Polonya ile aynı önem grubunda yer alıyor. Önce Dost Sonra Başkan. ANKARA Evet, Başkan Busb önce dost, sonra Başkan... Eğer Bush, önce Başkan olsaydı, Özal bııgün kendisuıi karşılamak için Esenboga'ya gitmezdi. Çünkü, ABD Başkanı'na uygulanması gereken devlet protokolii, Tiirkiye Cumhurbaşkanının, konugun ayağına gitmesini öngörmüyor. Amerika ziyaretleri sırasında Özal'ı havaalanında Başkan Bush hiçbir zaman karşılamadı, yalnızca bir hava albayı karşıladı. Devletlerarası ilişkiler karşılıklılık Ukesine göre yüriiyor. Buna göre Tiirkiye Cumhurbaşkam'nın, Amerikalı konuğunu Çankaya Köşkü'nde beklemesi gerekirdi. Özal bu kuralı degiştirdi. Neden? Çünkü, gelen önce bir "dost". Dostlara protokol uygulamak ise ayıp bir şey. Özal, protokoliin yannki bölümünde de ayıp etmeyecek. Amerikan tarafı, uluslararası protokolün öngördüğü biçimde, ev sahibi Özal onuruna bir yemek verecekti. Ama Cumhurbaşkanı, " N o " dedi ve "Ben sizi alıp lstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda yedirip içireyim" Amerikahlar da "Türkler protokole aldırmıyorlarsa. biz hiç aldırmayız" dediler. Zaten Başkan Bush da protokol için bayılan bir insan değil. Bunu ikramlannda değilse bile, yaptığı açıklamalannda bol bol sergiliyor. Oraegin, Kıbns sorunu konusunda taraflan sayarken Yunan ve Rum tarafuun Uderlerinin adlannı telaffuz ediyor. Ama Rauf Denktaş'ın adım anmayı gereksiz buluyor. Aslında adım anmak istemediği Denktaş değil, Denktaş'ın temsil ettiği Kıbns Türk halkı. Başkan Bush'un protokol karşısındaki bu "enseye tokat" tavn, Amerikan dış politikasını yansıtıyor. Bush, Kıbns'ta çözüme ulaşacak kişileri sayarken Başbakan Mitsotakis'in karşısında Yılmaz'ın değil, Cumhurbaşkanı Özal'ın oturması gerektiğini söylüyor. Herfaalde "Yunan Başbakanı'nın karşısında Türk Başbakanı hafif kalır, onu olsa olsa Cumhurbaşkanı Özal dengeler" diyor. Başkan Bush, Türkiye Başbakanı'nı yok sayıp ona Yunan Başbakam'nı muhatap kılıyor. Ama Özal'ın kılı kıpırdamıyor. Başkan Bush, Kıbns için "katalizör'lük yapacak. Bu katalizöıiüğii tutar mı? Amerikan tarafı ihtiyatlı bir iyimserlik içinde. Türk tarafı da öyle. Ama bir koşulla: "Yunan ve Rum tarafı, etkin garanti ve siyasal eşitlik ve siyasal eşitliği federal sislemin işleyişine iyiniyetle yansıtmayı ka Türkiye^ ABD siyasetçisinin gündeminde yok Her on Amerikalıdan altısı ülkelerine yönelik en büyük Kaddafi Italya'da aday • ROMA (AA) Libya lideri Muammer Kaddafi, Italya işgali sırasında çıkarılan ve Libyalılara İtalyan vatandaşları ile aynı haklan veren yasadan yararlanarak, Italya Cumhurbaşkanlığı'na aday olduğunu açıkladı. Kaddafi, İtalyan RAI 3 televizyonuna verdiği mülakatta, Italya'nın Libya'yı işgali sırasında, üikesinin vatandaşlarını Italya vatandaşları ile eşit tutan yasalar çıkardığını kaydederek, "İtalya'da iktidarı halka devredebilmek amacıyla, İtalyan Cumhurbaşkanlığı'na adaylığımı açıklamak için bu yasadan yararlanmak istiyorum. Daha sonra Libya'ya geri döneceğim" seklinde konuştu. Albay Kaddafi, "ltalya'nın Libya vatandaşlarını İtalyan yapma projesinde ciddi oldukları gibi kendisinin de ciddi olduğunu" sövledi. bul ederse." Başkan Bush'un bu sabah ta tehdit olarak Japonya'nın ekonomik gücünü görüyor. mamladığı Yunanistan gezisinin ması. Reilly'e göre halkın daha "pasif, siilk izlenimleri, bunun zayıf bir YASEMtN ÇONGAR yasetçilerin ise "daha müdahaleci" bir tuolasılık olduğunu sergiliyor. WASHINGTON ABD halkının sade tum izlemesinde sadece geleneksel rolleri Yunanlılar ve Rumların ce yüzde 62'si hükümetlerinin uluslararası değil, ekonomik zorluklardan etkilenme BM'nin 649 sayılı karanndaki ilişkilerde etkin rol oynamayı sürdürmesi oranları da belirleyici oluyor. Anketin en can alıcı bazı sorularına hal"siyasal eşitlik" sözcügünü çar ni istiyor. Her on Amerikalıdan altısı, ülpıtmalan bile bunun kanıtı... kelerine yönelik en büyük tehdit olarak Ja kın ve siyasetçilerin verdikleri yamtlan şöyle Onlara göre "siyasal eşitlik" de ponya'nın ekonomik gücünü görüyor. Yüz sıralamak mümkün: yimi, göriişme masasındaki eşit kişiden 83'une göre ABD'nin çıkarları açı Sizce uluslararası ilişkilerde etkin rosından en önemli ülkeler Suudi Arabistan lümüzü sürdürerek mi, yoksa tümüyle dılik anlamında imiş. ve Sovyetler Birliği. Türkiye'nin, Amerikan Dün göriiştüğümüz, aralann yaşamsai çıkarlarım Ugilendirdiğine inanan şarıda kalarak mı daha güvenli bir geleceda kuşkusuz Cumhurbaşkanı halk kesimi ise yüzde 41 düzeyinde kalıyor. ğe ulaşabiliriz? Halkın yüzde 62'si bu soruya "etkin" Özal'ın bulunmadığı yüksek duBu bilgiler bağımsız bir kuruluş olarak zey yetkililer, harita veya toprak Amerikan hükümeti ve çeşitli şirketlere rol oynamaktan yana yanıt verirken yüzde konusunun söz konusu edileme araştırma hizmeti veren Chicago Dış İlişki 28'i "dışta kalmayı" yeğliyor. Siyasetçilerin yeceğini, çünkü Rum tarafının ler Konseyi'nin bir süre önce tamamladığı ise yüzde 97'si etkin rolden, sadece yüzde BM karanndaki deyimleri bile "Amerikan Kamuoyu ve Dış Politikası 2'si edilginlikten yana. Halkın yüzde 10'u, siyasetçilerin ise yüzde Pi bu konuda bir fikcarpıttığına işaret ettiler. 1991" başbklı anket çahşmasından kaynak ri olmadığım söylüyor. Çekiç Güç konusu gündemde lanıyor. Konseyin Başkanı John E. Reilly Sizce bugün ülkemizin en büyük üç anket sonuçlarının daha çok 1990 sonu ve yer tutacak mı? 1991 başındaki Amerikan psikolojisini yan sorunu hangi kategoriye giriyor? Çok sınırlı... Çünkü, bir Sa Bu sorunun yamtları iç politika, dış yın Bakanın deyimi ile " O iş sıttığını söylüyor. Ancak ona göre Körfez bağlandı kardeşim. Üzerinde savaşının sonucu, anketteki görüşleri pek politika, ekonomi ve sosyal politika diye değiştirmedi. Çünkü fınans sektöründe top dört gruba ayrılmış. Halkın yüzde 4Fi soskonuşacak bir şey kalmadı." lam maliyeti 200 ile 500 milyar dolar ara yal politikalardaki sorunların başı çektiği Nasıl bağlandı? sında hesaplanan bir kriz söz konusu. kanısında. Ekonomi yüzde 21.7 ile ikinci sıSayın Bakan, "Çekiç Güç'Un 1980'in başından bu yana dünya sıralama rayı, iç politika yüzde 19.7 ile üçüncü sıragörev alanının yalnızca Türk sında birinci gelen toplam Amerikan dış yı, dış politika ise yüzde 16.8 ile son sırayı topraklan ile sınırlı olacağım", borcu 3.4 trilyon dolar olarak belirleniyor. alıyor. Siyasetçiler sosyal sorunlara yüzde birincisinin 500 bin kişi ile ya Ve nihayet, Körfez krizinin biraz daha bü 27.9, iç politika ve ekonomiye yüzde 24.5'er, pıldığını belirterek ikinci Sad yüttuğü bütçe açığı 150 ilâ 200 milyar do dış politikaya ise yüzde 23.1 pay biçiyorlar. dam operasyonunda S bin kişi lar arasında seyrediyor. Reilly, bu ekonomik Halkın yüzde 0.8'i bu konuda bir düşüncelik bu gücün kullanılacağı iddi verilerin Amerikan halkının dış politika ko si olmadığım söylüyor. asının gerçekçi olmadığım söy nusundaki görüş ve beklentilerini büyük öl Sizce ABD'nin dış politikası açısından lemekle yetiniyor. çüde etkilediği kanısında. en önemli iki ya da üç sorun hangileridir? Bakan'a şunu söylüyoruz: Halkın yüzde 21'i bu listeye OrtadoChicago Dış İlişkiler Konseyi'nce yürü"İki dost bir olunca gerçekler tülen çalışmanın en ilginç yönlerinden bi ğu'daki durumu, yüzde 18'i Irak'ı ve dış seyran olur." ri, bilimsel bir yaklaşımla örnek seçilen "sı borcu, yüzde 14'ü ödemeler dengesindeki Tıpkı, devletin protokol ku radan insanlar" ve "siyasetçiler"den topla bozukluk ile petprol sorunlarını koyuyor. rallan gibi... nan yanıtların çoğunlukla birbirim tutma Siyasetçiler arasında en çok önemsenen so BİTTt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle