Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 TEMMUZ 1991 Sav: "\argı örseleniyor" • ANKARA (ANKA) Türkiye Barolar Birliği Başkanı önder Sav, kapanan adli yılda adaletin kuvvetini yitirdiğini, yargının örselendiğini, adli personelin ekonomik bakımdan güçsüzlüğe itildiğini söyledi. TBB Başkanı Önder Sav, adli tatilin başlaması nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri ile hukukun üstünlüğü ilkesinin düşünce özgürlüğünü engelleyen yasaların kaldınldığı gerekçesiyle daha yoğun özgürlük kısıtlayan yasalarla yüzyüze bırakıldığını belirtti. Cem: Uzlaşma olmayacak 'Deniz Baykal aday olmayacak' yolundaki haberleri yanıtlayan Yeni Sol'un liderlerinden İsmail Cem, "Benim tahminim Baykal adaydır. Ancak hangi aşamada açıklar, onu bilemiyorum" dedi. Cem, İnönü'nün genel başkanlığında uzlaşma olamayacağını söyledi. ÜMÎT ASLANBAY ANKARA SHP kulislerinde, Yeni Sol'un lideri Deniz Baykal'ın "genel başkan adayı olmayacağı" yolunda haberler yayılırken, yakın çalışma arkadaşı İstanbul milletvekili İsmail Cem, "Benim tahminim Baykal adaydır. Ama bangi aşamada söyler, onu bilmiyorum" dedi. Yeni Sol'un "İnönü'nün genel başkanlığındaki bir uzlaşmaya sıcak bakmadığı" da yine Cem tarafından dile getirildi. "Kötümser hesaplara göre 2025 oy farkı ile kurultayı kazanabilecegini" düşünen Yeni Sol'un, Baykal'ın adayhğını bugune kadar resmen açıklamaması konusunda Genel MerkezYenilikçiler çevrelerinde şu yorumlar yapılıyor: • Baykal bu aşamadan sonra aday olmak zorundadır. Ada>lığını açıklamaması, böyle bir noktadan sonra zaranna olur. Ancak Yeni Sol'u düşündüren, kendilerini destekleyen delege savısının geçen kurulta\dan da daha az olmasıdır. Bu nedenle sıkıntı çekmektedir. • Kendi göruşlerine gore aday olup kazansa bile partinin yarısının tepkili olduğu bir genel başkan, parti>i toparlamakta hayli zorluk çekecektir. Baykal'ın başında olduğu bir parti, DSP'je karşı oldukça zayıf kalacaktır. Bu görüşlere karşın, yine İnönüYenilikçiler'in çevresinde yer alan bazı adlar da "Baykal genel başkan olsa dahi partiyi nasıl toparlavacağını duşünüyor göriişü doğru değil. Baykal, kurultavı bir o> farkla dahi alacagını garantilese, hemen adaylığını koyar. O bu bir oy farkı dahi bulamadı, geride. Rüzgâr lersine döndü" görüşlerini öne süruyorlar. Son iki gundür "Baykal'ın aday olmayacağı" yolundaki haberler SHP Genel Merkezi'ne kadar ulaşırken İsmail Cem, Cumhuriyet'e "Benim tahminim Baykal adaydır. Ama hangi aşamada soyler, onu bilemem" dedi. Baykal'ın "özel sohbetlerinde" Başbakan Mesut Yılmaz'a "ANAP ile koalisyon mesajları verdiği" biçiminde basına yansıyan yorum ve yazılann anımsatılması üzerine Cem, KüRULTAYA DOĞRUSHP HABERLER YAZIYOR CUMHURİYET/5 CÜNEYT ARCAYÜREK Genel MerkezYenilikçiler çevrelerinde şu yorumlar yapılıyor: "Baykal bu aşamadan sonra aday olmak zorundadır. Kendi göruşlerine göre aday olup kazansa bile partinin yarısının etkili olduğu bir genel başkan partiyi toplamakta güçlük çeker. "SHP'deki değişim başaruirsa, Türkiye'nin en büyük partisi olacağız. Bu değişimi gerçekleştirmiş 'Yeni Sol' olarak Yılmaz'ın ANAP'ına ne sıcak bakarız, ne soğuk bakarız. İk(idar konusunda SHP'nin zaten birikimi var. Bu birikim heder edildiği için bu duruma düşüriildü. " mi ve Genel Başkan Erdal İnönü ile ayrı düşüp düşmediklerinin sorulması üzerine ise "gölge dışişleri bakam" olarak "Ben göriişlerimi, parti politikaları doğnıltusunda soylerim. Yanlış bulmam halinde Sayın İnönü'ye ulaştınrım. Ancak bu konuda farklı düşunduğüm bir husus yoktur" diye konuştu. Bu kesimin "Yeni Sol ABD destekli, ABD İnönü'yü isteCem, Korfez savaşı politika miyor" iddialarından da rahatlarında olduğu gibi Türkiye'ye sız olduğu gözlenirken Diyarbayerleşecek "Çevjk G ü ç " konu kır milletvekili Fuat Atalay, sesunda da genel merkez yöneti nato ve kongre seçimlerini izleözetle şoyle konuştu: mek uzere kasım 1990 tarihinde yaptığı ABD gezisinin bazı değerlendirmelere konu olmasını eleştirdi. Atalay, " O geziye dünyanın SS ülkesinden muhalefet ve anamuhalefet partileri temsilcileri katıldı. Ben de o dönemde MYK karanyla gittim. Davet eden ise 'Young Political Leader Association'dır. Son derece üzttntü verici, ibret verici, ilkel senaryolar" diye konuştu. Çankaya Gölgesinde Bir Hükümet ANKARA Başbakan Yılmaz'ı göreve başladığından bu yana ilk kez yakından izliyorum. TÖ ile "mutat görüşmeden" çıkmış. Çankaya nizamiyesinde gazetecilerle konuşacak. Ayaküstü basın toplantısının yapılacağı bina küçücük. Yılmaz kırka yakın polisin korumast altında geldi, kürsüye çıktı. Sağa sola bakıyor, TV ile foto muhabirlerinin göreve hazırlanışlarını izliyor. Yorgun görünüyor, bazı bazı gözlüğünü çıkanyor, gözlerini uğuşturuyor. Herhalde uykusuz. Dikkati çeken, basın kulisinde "gülmemeye endeksli" ya da "gülme özürlü" diye tammlanan Mesut Yılmaz'ın ara sıra düzgün dişlerini sergilemesi. Evet, sözcüğün tam anlamıyla, gülmesi! Kısa süre sonra kameralar çalışmaya başlıyor. Ve... Mesut Yılmaz hemen Başbakanlık suratını takınıyor. Gülmeyen, sözcükler arasında bir iki saniye duraklayan bir başbakan! Dalgın, durgun Mesut Bey'i izlerken Başbakanlık'ta deneyimli Demirel'in kimi sözlerini anımsıyor insan. Başbakan değişiminden sonra tokmağın yine Çankaya'da, davulun Mesut Yılmaz'ın boynunda olacağını sürekli irdeleyen Demirel'e göre TÖ'nün egemenliği aşıiamaz, oysa "İktidar, gayri kabili taksimdir" yani, İKtidar paylaşılmaz. Başbakan Yılmaz, TÖ ile iktidarı paylaşıyor mu acaba? Gerçekten TÖ, Çankaya'ya çekildi mi, bir ay önce söylediği gibi "fikrini almak isteyenlere" görüşlerini iletmekle yetiniyor mu? Belirtiler, somut kimi olaylar TÖ'nün tümüyle devreden çıkarak anayasa çizgisine girdiğini doğrulamıyor. Başbakan Yılmaz'daki durgunluğun asıl nedeni belki de TÖ'nün "iktidarın kabili taksim" olduğu yolundaki politikalardan bir türlü vazgeçmemesi... ^ ^ ^ ^ İnönü'nün altında uzlaşma Cem, bazı çevrelerce ortaya atılan "İnönü genel başkan olarak kalsın, uzlaşma diğer parti organlannda saglansın" göruşlerine de sıcak bakmadıklarını vurgularken şöyle konuştu: "Böyle bir şey söz konusu değil. Uzlaşma parti içi ve parti örgütlerine dönüktür. Uzlaşma çağnlan partinin çagdaş çogunluğuna dönük olarak yapılmaktadır." Ote yandan "Yeni Sol", kurultaya yonelik olarak "ilçe kongrelerinde nispi temsil esasını savjnan ve örgütlerde görevden almalara son venneye çagıran, bunu tüzük maddesi olarak bağlamayı savunan" bir deklarasyon yayımlamaya hazırlanıyor. Önceki günkü Parti Meclisi'nde, İsmail Cem, Enis Tutüncü, İstemihan Talay tarafından da savunulan bu görüşlerin, kurultayda da "canlı bir bicimde" dile getirileceği vurgulanıyor. Yeni Sol'un ayrıca HEP, SBP gibi partilerle de temasa gecmeyi planladığı, bunlarla birlikte bir görunüm vererek "solun birliği" temasını da işlemesi bekleniyor. Önceki gun înönü'nün son toplantı olması nedeniyle Parti Meclisi uyelerine verdiği kokteylyemekte, MYK üyesi Hasan Zengin'in buraya katılan Baykal'a yakın uyelsri kastederek eleştiriler yoneltmesi, İnonu'nun "Biraz fazla ciddi bir konuşma oldu" esprisi ile tatlıya bağlandı. Keyfi gözaltı • ANKARA (ANKA) Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Türkiye'de son günlerde yaşanan olayların tum toplumu derinden sarsan bir nitelik taşıdığını belirterek gözaltı, tutuklama ve hatta ölum olaylannın "sıradan" hale geldiğini vurguladı. TTB Merkez Konseyi'nden yapılan açıklamada, toplumun üstünden kalkmayan baskının giderek azalacağı yerde, keyfileştiği ifade edildi. KuÜS Uzun ince bir yoldayım Kripto davası • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Kamuoyunda "kripto davası" olarak adlandınlan ÖzalBush görüşme tutanağmın yayımlanması davasında bilirkişi heyeti, "Görüşmenin gazetede yayımlanması, gazeteci açısından suç kastı taşımamaktadır" görüşünü bildirdi. ÖzalBush görüşmesinin dar anlamda devlet sırrı olmadığını belirten heyet, Hande Şevkat Mumcu'nun mahkemece ancak "görevi suiistimal"den suçlu bulunabileceğini kaydetti. T l a l k o z a n ı Âşık Veysel'in kulaklan çınlasın. Şu sıralar onun, "Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece / Bilmiyorum ne haldeyim / Gidiyorum gündüz gece" diye sürüp giden türküsü SHP kulislerinde söylenir oldu. Bazı espri seven delegeler partideki karşılıklı tartışmalan gundeme getirip "tnşallah bu kunıltayda özlemler gerçekleşir" dedikten sonra Aşık Veysel'in şarkısını söylüyor. İllerde denkler toplandı. Delegesi, delege olmayan partilisi, parti ve yerel yöneticisi Ankara'ya doğru yola koyuldu. Trenlerde, otobüslerde ya da özel arabalarla grup grup hareket eden partililer bir yandan da kimi destekleyecekîerini açıklıyorlar. Adana İl Başkanı Behçet Ünsalan bir formül öneriyor: "Partinin çıkıs o r jjiıü olan CHP, SODEP, §HP yaklaşımını koruyacak bir yönetimden yanayız." tabanına sorayım" diyerek belirsizliğini ifade etmiş. Ünsalan, Gökahmetoğlu için "Bu arkadaşımmn yakiaşımından sayın Baykal'a oy verecegi anlaşılmamalıdır" Ünsalan, delegelerden oy diye konuşuyor. isterken kurultayda İnönü'yü Bu türden sohbetler destekleyeceğini söylediğini, . arasında kurultay kervanı delegelerin de İnönü'ye destek yavaş yavaş Ankara'ya akıyor. vereceğini söyledi. Adana'da Merakla beklenen bir konu İnönü'ye destek konusunda Baykal'ın adaylığı. Diğeri ise bir tek Kadirli llçe Başkanı İnönü'nün nasıl bir kadro Osman Gökahmetoğlu, "Parti düşündüğü. nın demeçlerinde m f^,. araha? CSt*malrtan Denktaş'ı unutmasın \f aCaoaf {jerçeKîen daki nedenleri anlıyor. 70, Çankaya'ya Çekİldİ Atina'da TürkYunan ; ıL;, , . A ^ . On anlaşmazlığ.nı, Kıbrıs mı> b i r aY Ce yasetçileri sayarken , # •. , yaset, ABD Başkam ile iktidarı d S K c a K : Başbakan Yılmaz, TÖ paylaşıyor sorununuçözeceksi SÖVİedİğİ Qİbİ 'Hkr'mİ Yunan cumhurtjaşka almak isteyenlere nryia Başbakan.nın görüşlerini iletmekle masında.Nevarkibi yetlPiyOr I71U? OySa ;~~~;..~.^.. . '. ,, adını verıyor konuş ** Töd9eenlinscöz "dTyor sindirmeye çalıştıklan umanz Esenboğada manzara tam tersi hatayıdüzeltirMesut /^;rn;ınr bakanı'na hiç değinmiyor. Urfa tünelinin delinmeye başlanacağı gün, hükümet Urfa'da. TÖ de "orada olacağını duyuruyor". Üstelik özel uçak, özel davetli gazetecilerle, basın deyişiyle "Urfa'ya çıkarma yapacak'" Kimi bakanlar bozuk. TV'nin, basının TÖ'ye çalışacağını, Bush'tan sonra Urfa'da da hükümetin yine ikinci plana itileceğini düşünüyorlar. Oysa sindirmeye çalıştıklan manzara tam tersi çizgiler içeriyordu. Dünkü çarpıcı kanıtlar: Sorumlu Bakan Pakdemirti yurtn dışındayken TÖ dün ekonomi brifingi düzenliyor. Dışişlerinin çoğu kez yine devre dışı kaldığı biliniyor, fakat şu bifgii" ler dış olaylara yine TÖ'nün egemen olduğunu belgelemiyor mu? Mesut Bey, hükümetinin ilk günleri Bağdat elçiliğimizle Halep konsolosluğunun açılacağını resmen açıkladı. Günler geçiyor, maslahatgüzar Bağdat'a, başkonsolos Halep'e gitmiyor. Elektrik yokmuş, iki jeneratör alınacakmış, gelindiği gibi yirmi arabalık kafileyle gidilecekmiş. İyi güzel de neden gecikiliyor? Söylendiğine göre elçiliğin açılacağı Irak Elçisi Takriti'ye iki kez resmen duyurulmuş. Fakat İngiliz koyundan esen rüzgârlar, "Bush gelip gidinceye kadar" hükümet kararını askıya aldırmış. Tabii, hükümetimizce istek kabul! Bush'la Saddam konusundaki yeni stratejiyi görüşmeden Bağdat'a umut verecek gırişimlere evet demesi TÖ'den hiç beklenir mi? Eski tas, eski hamam. Hükümet yine TÖ'nün gölgesinde. Bey ya da Türk Baş Ç'zgıler ıçenyordu. Özal, GAP'ı kaptırnıadı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Başbakan Mesut Yılmaz'ın GAP'ta toplayacağı Bakanlar Ktınılu'yia •yapmak istediği gösteri Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın gölgesinde kaldı. Bakanlar Kurulu, özal'ın isteği üzerine Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında 28 temmuz pazar günü Atatürk Barajı şantiyesinde toplanacak. Gezinin SHP kurultayına da rastlandığına dikkat çeken ANAP'lılar, son gelişmeyi "Sayın Cumhurbaşkanı GAP'ı Demirel'e kaptırmadı. Yılmaz'a da bırakmıyor" diye yorumladılar. Dövülen kaymakam • ANKARA (ANKA) Körfez Krizi sırasında İngiliz askerlerinin dövdüğü Şemdinli Kaymakamı Erdoğan Ülker'in de ataması yapıldı. Ülker, Yeşilova Kaymakamlığına getirildi. Erdoğan Ülker, Kuzey Iraklıların Türk sınırına yığıiması sırasında, kamplardaki yardım çalışmalarını yerinde denetlemek isterkençokuluslu güce bağlı İngiliz askerleri tarafından tartaklanmıştı. yakalayamamıştır. Oysa kırk yıllık sağ yönetimler ve ara Eski SHP PM uyesı rejimlerden sonra yine kırk yıldır doğru dürüst iktidar yuzü görmeyen Oosyaldemoksosyal demokratların, iktidarı rat Halkçı Parti yakalamak için ellerine önemlice bir kurulduğu fırsat geçmiştir. günden bu yana Sosyal demokrat solun kendi içinde bölünmüşlüğünün yanı sıra, SHP'nin sürekli tartışan, kendi içindeki tartışmalar bu iç meselelerle kongrede son bulmalıdır boğuşan, inancındayım. Görülen odur ki yeni boğulan bir bir kongre yapılmadan, erken seçim parti konumundadır. yapılacaktır. Bu nedenle de siyasi yaşam süreci Partiyi hizipleşmek, kutuplaşmak, içinde en çok kongre yapan parti yalnız başıma ben yöneteceğim olmuştur. Biten kongrenin ertesi anlayışından çok, sosyal günü, bir sonraki kongrenin demokrasinin evrensel ilkeleri üzerine hesaplannın yapıldığı parti olarak, oturtarak, parti içi farklı ezilen insanların ve bunca sorunu yapılanmalann bir araya gelebildiği, olan bir ülkenin kurtarıcı partisi olma öncelikle ilkeler, program, taktik ve özelliğini de kazanamamıştır, stratejiler üzerinde mutabakata RIDVAN BUDAK Rakiplerimiz SHP'nin dışındadır vardıkları bir ortam hazırlanmalıdır. Bunu da Sayın Genel Başkan yapmahdır. Saym Genel Başkan parti içinde bilinen ekipleri ve kadroları çağırarak yapılacak bir genel seçime hazır olmanın şan ve koşullanna uygun bir parti yönetimi oluşturulmasını önermelidir. Bunu güç oranında temsil anlayışma dayandırmalıdır ve muhakkak çözmelidir. "Genel Başkan'ı Cumhurbaşkanlıgı'na tasıyacagız" demek de bu partinin bugün yaşadığı rahatsızlıkları ortadan kaldırmaz. Rakip, SHP'nin dışındadır. Bu kurultayda erken seçime hazırhkh, devleti yönetecek, çalışanların beklentilerine cevap verecek, halkın tüm kesimlerinin sıkıntılarını giderecek, ülkeuin sorunlannı bilen, toplumun her kesitini temsil eden, GORUŞ partiyi beraber yönetelim, ülkeyi beraber yönetelim anlayışının inandırıcılığını ortaya koyan bir kadro, bir yönetim oluşturulmahdır. SHP Türkiye'nin değil, yüzyılı aşkın deneyimi ile dünyanın siyasi sistemine hükmeden, damgasını vuran sosyal demokrat misyonu insanımızın, ülkenin ve devletin yaşamına sunmak zorundadır. özgür insan, örgütlü toplum, demokratik ve çağdaş devleti yaratmak zorundadır. Devleti örgütlü halk kesimleri ile birlikte yönetmek anlayışma sahip olmalıdır ve bu kongreden bir bütün olarak çıkmalıdır. Aksinin sorumluluğunu hiçbir siyasi kişiliğin veya ekibin taşıyabileceği inancmda değilim. Yarın: İstemihan Talay Sosyal demokrasi ve piyasa ekonomisi 3GENCAY ŞEYLAN ŞAYLAN Uygun göriırseniz, şimdi de piyasa ekonomisi üzerinde duralım, bu sorunu tartışaiım. Belki bir noktayı daha vurgulamakta yarar var. Sanayileşmiş, zengin Baülı ülkelerde sosyaldemokratlar öncelikle bölüşiim konusu üzerinde duruyorlmr. Türkiye ise göreli olarak yoksul ve sermaye birikimi yetersiz. Yoksalivfn ve sermaye birikiminin yetersiziiği bölöşöm sorunu üzerinde bir gerilim yarabyor mu? Bunu göreli olarak daba az geüşmis ülkeferde sosyal demokrasinin özgün işievti olması biçiminde değeriendirme müınkün mü? Bu çerçeve içinde piyasa ekonomisine nasıl bakıyorsunuz? Sayın Cem, yeni sol bu sorunlara nasıl yaklaşıyor? CEM Bizim birtakım konuları tarihsel dele başlatırsa bizim hem sermaye birikimi partiyi yönetirken sanki SHP ile doğayı da Türkiye'de 1980 sonrasında birtakım fetişhem de bölüşüm sorunumuzu kolaylaşüracak, tahrip etse her şeye rağmen sanayileşme gö ler üretildi. Piyasa ekonomisi sözcüğü de bunçözecek demiyorum, bir süreci başlatabilir. rüşü özdeşleşti ya da özdeşleşiyor gözüktü. lardan biri, adeta dokunulmazlığı olan bir Benim burada kestirmeci bir yaklaşımım var. Şimdi kendi tarihimizle hesaplaşmamız lazun. kavram. Siz eğer piyasayı kabul etmezseniz, Dünya kapitalizminin en büyük örneği ABD Birbirimizi anlamak için tartışırken de başka dilinize almazsanız, eskimiş, cağdışı kabul edidir. Eğer bizde ABD'deki vergi ve kayıt dışı amaçlar için birtakun kavramlan öne sürmek liyorsunuz. Gerçek anlamı ile yani hiç müdaekonomiye karşı önlem öngören yasalara ben ten vazgeçmek gerekiyor. Yeni sol da ilginç bir halesiz bir piyasa ekonomisi nerede uygulazer yasalar uygulanırsa ciddi bir rahatlama kavram, sözünü ettiğim kanşıklığa iyi bir ör nıyor bilmiyorum, bilen varsa anlatsın. Piyanın ortaya çıkacağım düşünüyorum. nek veriyor. Yeni sol, Marksizmin Ortodoks sa ekonomisine sosyal demokratlann elbet Piyasa ekonomisine gelince, ben bu konu yorumuna karşı Marksizmin içinde ortaya atı başka bir gözle bakması gerekiyor. Piyasa mekanizmasının işleyişi önemli sorunlan da beda oLabildiğince net yaklaşımdan yanayım. Piraberinde getirir. Bölgeler arası eşitsiz büyüyasa ekonomisini kabul eder ya da etmeyiz Ülkede adaletli me, adaletsiz gelir dağıumı gibi sorunlar kaama bir defa kabul ettikten sonra sosyal pibölüşüm sorunu çınılmaz bir biçimde ortaya çıkar. SHP, piyasa yasa ekonomisi gibi kavramlar kullanmamaekonomisinin sağlıklı olanaklarından yararlıyız. Bu yanhşı hepimiz yapıyoruz, ben de var. Aynı lanırken ortaya çıkan sakıncalardan kaçınmak yapmış olabilirim. Sosyal piyasa ekonomisi zamanda için bir ulusal planlamanın gerekli olduğunu Hıristiyan Demokratlann Almanya'yı yönetsermaye kabul eder. Bu çok açık ve nettir. tikleri dönemde Erhard'ın bulduğu bir kavramdı. Biz eğer piyasa ekonomisini benimsibirikimi sorunu ŞAYLAN Sayın Kumbaracıbaşı aynı koyorsak bir suçluluk kompleksi duymayalım. nuda sizin görttşlerinizi alabilir miyiz? var. Piyasa mazaret gibi gözükecek tanıırdar getirmeyeKUMBARACIBAŞI önce sosyal piyaekonomisi lim. sa ekonomisi gibi isimler kullanmayalım, açık sözcüğü 1980 ŞAYLAN O zaman piyasaya ber türlü yüreklilikle piyasa ekonomisi diyelim yaklasonrası müdahaleden kaçınmak gerekir mi dişımı üzerinde birkaç şey söylemek istiyorum. yorsunuz? Bu iki tanım birbirinden çok farklı. Piyasa yaratıldı. CEM Hayır, böyle bir şey demiyorum. mekanizmasımn tümüyle müdahalesiz işletilKısa, orta ve uzun vade ayrımı yapıyorum. diği, özellikle Türkiye gibi gelir dağılımının Uzun vadede solcular, sosyal demokratlar için lan görüşleri tanımlayan bir kavram olarak çok bozuk olduğu ülkelerde çok yanlış yerlepiyasa ekonomisinin yeri giderek azalıyor. kullanıhyordu. 196CÜ ve 70*li yıüarda yeni sol, re gidilebilir. Çünkü gelir dağıhmımn eşitliği Türkiye'nin en büyük üç ekonomik karan, özellikle Latin Amerika kaynakh, ırk aynmı piyasa mekanizmasmın yarannı arttıracak GAP, savaş uçaklan ve karayollanna yapılan nı da içeren ve Üçüncü Dünya'nın geri kalma faktörlerden biridir. Bir örnek vereyim. Köyatınmlar. Bunlar yanlıştu doğrudur tartışmı sınl açıklayan yaklaşımlan kapsıyordu. Şim müre ihtiyaa olan insanlar yeterli paralan olyorum, ama bu üç karan da piyasa vermedi, di o kavram birdenbire bütün o tarihsel per madığı için bu talebi piyasaya getiremeyebipiyasa koşullan etkilemedi. Bizim yapacağı spektifinden kopanlarak Türkiye'de sosyal de lirler, ama örneğin yüksek gelir düzeyinde mız piyasa ekonomisinde tüketicinin korun mokrat hareket içinde farklıbk iddia eden bir olanlar çocuklarımn gazoz taleplerini effekmasıdu, yolsuzluklann, çarpıklıklann önlen akımın adı olarak bulunuyor. Bunlan böyle tif talep olarak piyasaya getirirler, getirebilirmesidir. Orta vadeli kararlarda toplumun ira pat diye söylemekle iş bitmiyor, her şeyin bir ler. Bu durumda piyasanın verecegi mesaj şu desi biraz daha işin içine girmekte, daha ağır geçmişi, tarihi var. Bu tarihle, geçmişle sürekü olacaktır: Kömür üretimine gerek yok, gazoz hk kazanmaktadir. Uzun vadeli kararlarda ise hesaplaşmak gerekiyor ve bence siyaset, her üretilsin. piyasa değil, toplumun siyasi iradesi yön ve şeyden önce bir iç tutarlıhgı gerektiriyor. Sosyal piyasa ekonomisi Erhard'ın buluşu recek, belirleyici olacaktır. Türkiye'de adaletli bir bölüşüm sorunu var. değil, Erhard onu uyguladı. Savaş sonrası AlŞAYLAN Sayın Günay, Yeniükçi Grup Aynı zamanda Türkiye'de bir de sermaye bi manyası'nda büyük bir sosyal mutabakat bu konuda nasıl duşünüyor, Yeni Sol ile ayn rikimi sorunu var. Bu iki sonınun aynı zaman oluşmuştur ve bunun sonucu olarak teorik yada ağırlıkh bir konumda bulunmasının ken pısı Prof. Müller Almak tarafından belirlenen lan ve birleşen yaklaşımlannız nelerdir? GÜNAY Biz burada soyut, teorik bir tar dine özgü bir gerilim yarattığı kamsmdayız. sosyal piyasa ekonomisi uygulanmıştır. Bu antışma yapmak için bir araya gelmedik. Bir sos Geçmişe baktığımızda askeri müdahalelerin layışı daha sonra sosyal demokratlar da beyal demokrat partiyi yönetmek iddiasında bu gerüimin yaratöğı ekonomik nedenlerle ya nimsenmiştir. Türkiye'de böylesine bir gelir olan kişileriz. Anlaştığımız noktalar parti için lun ilgisi görülüyor. Zaten mUdahaleyi yapan dağılımı bozukluğu mevcut iken bizim, kazançtır, farklıüklar için de birbirimizi an lar da bunu açıkça dile getiriyorlar. örneğin ANAP'ın savunduğu yaklaşımdan hiç farkılamalıyız. Türkiye için temel sorun öncelikle bir kesimin karakteri ile emek sahibi kesimin mız yokmuş gibi aynı cümleyi tekrar etmemiz büyüme midir yoksa, doğayı ve diğer değer geriliminin Türkiye'yi 1980'e getirdiği bilini vatandaşta, bana göre, çok ters bir imaj uyanleri de gözeten adaletli bir gelir dağüımı mı yor. 60 ihtilalinin altında 1957 ekonomik ön dıracaktır. Bizim piyasaya müdahale etmeyedır? Bu tartışmayı parti yaşadı. Sanayileşme lemlerinin yattığı söyleniyor. Türkiye'de bu ge ceğimiz, her isteyenin istediğini yapabileceği hiç reddedemediğimiz bir büyük hedef. Şu an rilim var ve gerilimin azalması için öncelikle sonucu çıkacaktır. da Yeni Sol olarak tammlanan arkadaşlanmız, gelir dağılım tablosunun iyileşmesi gerekiyor. SHP, sosyal piyasa ekonomisi kavramını Gözaltılar sürüyor • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Mersin DevYol davasından ömürboyu hapse mahkum olup Askeri Yargıtay karanyla önceki gün tahliye edilen Baki Ünver, Bican Biçer ile TDKP davasından mahkum olup tahliye edilen Bektaş Karaçay, Ankara'da gözaltına alındılar. Istanbul'da öldürülen Eda Zeynep Berk'in kardeşi Elif Berk ile nişanlısı Yurdaer Altınöz'ün halen gözaltında bulunduğu öğrenildi. Gözaltında bulunan Ali Erdoğan ve nişanlısı Özay Afacan önceki gece serbest bırakıldılar. İncirlik'te yapılan bir operasyon sonucu ise Nedime Tunç, Engin Cengiz, Ali Çetin Cengiz ve Handan Cengiz'in evlerinden gözaltına alındıklan bildirildi. kullamyor, Alman sosyal demokratlan da aynı kavramı kutlamyor. Biz kendi haline bırakılmış, sadece para ve maliye politikaları ile etkilenmeye çahşılan bir piyasa ekonomisini savunamayız. Eğer bunu savunursak, işte o zaman Türkiye'ye hiçbir yenilik getirmemiş oluruz, Türkiye'yi yenileştirmemiş oluruz. Eğer geliı dağılimı bozukluğunu kabul ediyorsak ve en önemli yeniliğin bu dağılımın düzeltilmesi olacağım iddia ediyorsak, sadece maliye politikaları ile yetinmek yeterli olmayabilir. Piyasa teknik bir konudur ve piyasa ekonomisini Almanya'daki, İngiltere'deki gibi olmah diye düşündüğümüz takdirde bunu ancak sosyal demokratlar gerçekleştirebilir. Türkiye'de refahı dağıtırken, dağıtılacak olanı büyütme zorunluluğu vardır. Yani sanayileşmeyi göz ardı eden bölüşümcü bir yaklaşım, Türkiye'nin gündeminde olamaz. Zaten ANAP iktidanna yönelik temel eleştirile Türkiye'de kaçak zenginlikler var. Sosyal demokrat hareket, kayıt dışı ekonomiye karşı mücadele süreci başlatabilir. bütünlüğü içinde görmemiz lazım. Biz tarihsel olarak, tekçi, buyrukçu ve aşın merkeziyetçi bir bürokratik yapılanmaya sahibiz. Bu yapılanma ile ne solculuk geüşebüıyor ne de çağdaş demokrasi olabiliyor. Bireyin yaratıcılığı, mutluluğu ve özgurlüğü sınırlanıyor. Sizin değindiğiniz gerilime gelince, bence bu abartüıyor. Çünkü Türkiye'de öylesine çarpık mekanizmalar var ki bunlar hem sermaye birikimini zorlaştınyor hem de bölüşümü adaletsiz kıhyor. Örnek olarak Türkiye'deki kayıt dışı ekonomiyi verebilirim. Kayda geçmeyen zenginliklef, ekonomik faaliyetler var. Uzmanlar yüzde ellilere varan vergi kaybmdan söz ediyor. Bu kayıt dışı ekonominin kayda geçirilmesi için iktidarlar hiç çaba göstermiyorlar. Eğer ciddi bir sosyal demokrat hareket, bu kayıt dışı ekonomiye karşı bir müca Refah dağıtırken dağıtılacak olanı büyütme zorunluluğu vardır. Sanayileşmeyi gözardı eden bir yaklaşım olamaz. rinizden biri sanayileşmeyi kısırlaştırmış olmasıdır. Devlet bilinçli olarak yatınm yapmaktan vazgeçmiştir, özel sektör yatınm yapamaz hale getirilmiştir. özel sektör kısmen bundan şikâyetçidir, çünkü ithalat yaparak kısmen durumu kurtarabilmektedir. Sosyal piyasa ekonomisi ile bizim kastettiğimiz, piyasa mekanizmasım dışlayan bir yaklaşım değildir. Bunu çok açık yüreklilikle söylüyorum. Eğer Türkiye'de gelir dağılımında belli bir noktaya ulaşılmış olsaydı, o zaman sadece vergi ve maliye politikalan ile müdahale yeterli olabilirdi. Ama şimdi büyük bir çarpıklık vardır ve önce o çarpıkhğın düzeltilmesi gerekmektedir. Bu çarpıkhğı düzeltirken atılım yaparak sanayileşmeye yeniden ivme kazandırmamız lazımdır. DÜZELTME • Deniz Baykal'ın 18.7.1991 tarihinde gazetemizde yer alan demecinde, belediye seçimi kaybedilen yerler arasında saydığı "Konya Güneysınır" adı 'Konya'nın Seydişehir ılçesinin Taraşçı kasabası' olacaktır. Düzeltiriz. SCRECEK