24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/4 HABERLER Çağlayan'ın Eski Içişleri Bakanı Aksu, 59 köy ve 304 mezranın boşaltıldığını açıkladı cezası arttınldı • ANKARA (Cumhuriyet Bvosu) Yeşilyurt köyünde dört kişiye pislik yedirerek "fena muamele" yapmaktan yargılanan Yüzbaşı Cafer Tayyar Çağlayan'a toplam 12 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin verdiği bozma kararı uyannca, sanık Çağlayan'a dört ayrı müşteki için ayrı ayrı ceza verilmesini kararlaştırdı. Çağlayan'ın cezası, sanığın bir daha suç işlemeyeceği kanısıyla tecil edildi. Kamuoyunda "pislik yedirme" davası olarak bilinen Yeşilyurt davasında, mahkeme ilk olarak Çağlayan'ın TCK'run 245, 59 ve 647 sayüı yasanın 4. maddesi gereğince 375 bin lira ağır para cezasıyla cezalandınlmasına, bu cezanın da ertelenmesine karar vermişti. 19 TEMMUZ 1991 HİKMETÇETİIIKAYA Doğu'dan 37 bin göç konusu olmadığını belirtti. Abdülkadir Aksu, bazı köy ve mezralarda, bir kısım vatandaşlan tümüyle ekonomik grevler ve kendi istekleriyle daha merkezi yerleşim yerlerine 'nakilhane ettikJerinin' gözlendiğini savundu. Aksu, Olağanüstü Bölge Valiliği'nin, kendi istek ve tercihleriyle köy ve mezralarını terk eden vatandaşlara daha sağlıklı konutlar yapılması için yardımcı olduğunu da vurguladı. Aksu'nun verdiği bilgiye göre boşalan 59 köy, 304 mezra içinde en fazla pay Şırnak'a ait. Şırnak'a bağlı 111 mezra, 21 köy boşaltılırken Siirt'in 14 mezrası, 11 de köyü boşaltıldı. Bu arada boşaltılan 43 mezra ile 4 köyün Hakkâri'ye, 48 mezra ile 6 köyün Tunceli'ye, 37 mezra ile 2 köyün Van'a, 17 mezra ile 5 köyün de Mardin'e bağlı olduğu bildirildi. Eski tçişleri Bakaru Abdülkadir Aksu, 27 haziran tarihinde bakan sıfatıyla HEP'li Aünak'a verdiği yazıh yanıtta, ayrıca güvenlik görevlilerinin işkence yaptıklan iddiasıyla ilgili soruyu yanıtlarken de son 10 yıllık dönemde işkence yaptığı iddiasıyla 382 güvenlik görevlisi hakkında adli dava açıldığını, bunlann 30'unun hüküm giydiğini, 87'si hakkında da adli işlemin sürdürüldüğünü bildirdi. Bakanlar Kurulu'nun kırsal kesimde, terör olaylarına karşı gündeme getirdiği önlemlerin uygulanmaya konması için hazırhklara başlandığı öğrenildi. Öncelikle trafık hizmetlerinde de kullanılan jandarmanın tümüyle asayiş işlerine yönelmesi için calışmalar yapılıyor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın açıklamasına göre jandarmanın yeni durumuyla ilgili calışmalar birkaç gün içinde tamamlana POÜTİKA GÜNLÜĞÜ ANKARA (ANKA) Eski îçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Doğu ve Güneydoğu'da çeşitli illere bağb toplam 59 köy, 304 mezranın boşaltıldığını, bu köy ve mezralarda yaşayan 37 bin 477 kişinin kendi istekleriyle göç ettiklerini açıkladı. Aksu, Halkın Emek Partisi (HEP) Kars Milletvekili Manmut Alınak'ın Plan Bütce Komisyonu'nda Içişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken sorduğu sorulara verdiği yazılı yanıtta, köy ve mezraların iddia edildiği gibi zorla boşaltılması ya da yakılması gibi bir durumun söz cak. Buna göre jandarmanın kentdışındaki trafik işlevi sona erdirilerek yerine halen kentlerde görev yapan trafık polisi geçirilecek. Kentiçi trafık hizmetleri ise belediyeler tarafından üstlenilecek. Alınan önlemler arasında bölgede eğitim ve yatınmın yeniden gözden geçirilmesi ve bölge illerine tahsis edilen 90 bin kişilik kadronun kullanılması da yer alıyor. Ayrıca Bakanlar Kurulu'na terör konusunda verilen brifingde Güneydoğu'daki güvenlik güçlerinin silahlannın temiz çıktığı belirtildi. Fatoş Güney yarın geliyor • tstanbul Haber Servisi Sinema sanatçısı Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney yann tstanbul'a geliyor. Yaklaşık 10 yıldır Fransa'da yaşayan Fatoş Güney, Yılmaz Güney'in ölümünün 7. yüı dolayısıyla 8 eylülde Spor ve Sergi Sarayı'nda gösterilecek 'Ağıt' filminin galasına katılacak. Fatoş Güney'in Türkiye'ye gelişi nedeniyle bir basın toplantısı düzenleyen İHD tstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar, Türk vatandaşı olmasına ve hakkında hiçbir dava ya da soruşturma olmamasına karşın "Yılmaz Güney'in eşi olması nedeniyle devlet güçlerinin yanlış bir tutumu olabilir. Bundan endişe duyuyoruz. Bu yüzden de basının ve kamuoyunun Fatoş Güney'e sahip çıkmasını istiyoruz" dedi. Ercan Kanar, Güney'in, Yılmaz Güney vakfı kurmak için girişimlerde bulunacağını belirtti. 'Partiyi küçülttüler' ÜMİT ASLANBAY ANKARA SHP'de 'Yeni Sol'un önderi Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın sorularımıza verdiği yanıtların ikinci ve son bölümünü sunuyoruz: SHP'nin meydanlarda biiyük kalabalıklan toplayamadıgını söylüyorsunuz. Eğer önerdiginiz 'degişim' kabul görürse, kurultaydan onay alırsa, siz bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? Bu nasıl ve ne kadar bir süre içinde olacak? BAYKALTemel yaklaşımlanmızı yazılanmızda ve konuşmalanmızda değerlendirmeye açmaktayız. SHP'nin, hedeflerine ulaşması için gereken 'süre' diyorsunuz, biz 'süreç' olarak görmekteyiz. Ve süreç derhal başlayacak. 'Nasri'ın cevabı, yaklaşımımızdaki Uç noktadan hareketle verilebih'r: a) Daha az geçmişin, daha çok 'gelecegin' partisi olacağız. Daha az uyumun, daha çok 'degişimin' partisi olacağız, solculuğumuza, demokrathğımıza daha fazla sahip çıkacağız. Kendi ideolojimizin evrensel doğrularından hareketle, bu doğrularla Türkiye gerçeklerini bütünleştirerek, büyük doğrultumuzu, büyük tercihlerimizi belirleyeceğiz. Güncel politikalanmız, önerilerimiz, çözümlerimiz ve siyaset pratiğimiz, 'temel tercihlerimizin' ve 'ideaUerimizüT birer ifadesi, yansıması, aşaması olacak. b) Türkiye'nin bir teknoloji devrimini yaşamak zorunda olduğunun, iletişim çağında insanlarm geliştirdiği özelliklerin ve özlemlerin bilinciyle, somut ve gerçekçi çözümlere yöneleceğiz. Kendi ideolojisinin ve sosyal önceliklerinin çerçevesinde sosyal demokrasi; yatırımı üretimi destekleyen, tüketimden korkmayan, evrensel refah standartlannı amaçlayan, mülkiyeti toplumun tüm kesimlerine kurumlaşmış bir yapı içinde aktarmayı hedefleyen bir anlayıştır. Fırsatçıhğa değil, fırsat eşitliğine dayalı bir ekonomik modelin iddiasıdır. Kendimizi 'moda' görüşlere ve 'yenilik fetişizmine' kaptırmaksızın düşüncelerimizi, yöntemlerimizi sürekli sorgulayacağız ve mükemmelin arayışında olacağız. c) Sosyal demokrasi, toplumun ve insanın sınırsızlığma inanır. Toplum ve insanın değişebilirliğini, değişmesi gerektiğini savunur. Sosyal demokrasi; bir süreçtir, daha yüksek ideallere ve daha üstün bir kaliteye doğru sürekli değişimdir. Sosyal demokrasi, bireyin kendi özlemlerini geliştireceği, birikimini ve üretimini arttıracağı koşullan hedefler. Bu bağlamda her dönem, her zaman kesiti, kendisinden daha güzeline doğru mutlaka aşılacak olan bir geçiş sürecidir. Gelişme süreklidir, değişim sonsuzdur. Ne var ki daha güzele doğru gelişim 'kendiliğinden' olmaz, kendi haline terk edilerek gerçekleşmez. Sosyal demokraside hedef, bu sonsuz değişimi, daha güzele yönelik değişimi hazırlamak, yönlendirmek, gerçekleştirmektir. Siyasetin amacı budur, siyaset bunun aracıdır. Gazetecilerie açık konuşma yapmak istemediginiz öne siiriilüyor. Yazılı sonı ve yazılı yanıtlarla çalışmayı tercih ediyorsunuz. Bu da bazı eieştirilere konu oldu. Hatta bazı gazeleleri tercih ettiginiz bile söylendi. Burada bir tercih söz konusu mu? Yoksa kunıltay öncesi dikkatli ve kıncı olmayan uzlaşmacı bir üslup yanlısı olduğunuz mu söylenebilir? BAYKALGenel olarak 'yazılT soru ve cevap, daha net düşünmeyi ve daha açık ifadeyi kolaylaştırıyor. Bir de daha önce belirttiğim gibi, Türkiye'de siyasetin 'sözlü kültür' özelliğinden uzaklaşıp, 'yazılı kültür' nitelikleri almasını savunmaktayız. Türkiye'de çok gecikmiş bir siyaset yaklaşımını hayata geçirdik. Dünyadaki bütün sosyal demokrat (yahut eşanlamıyla çoğulcu, demokratik sosyalist) partilerin uyguladığı siyaset biçimi, siyaset üslubu budur. Parti çerçevesinde değişik düşünce akımlannın oluşması, siyasetin 'isim' değil, 'düşünce' temelinde gelişmesi... Değişik akımlann, farkh önerilerle, yorumlarla, çözüm yaklaşımlarıyla 'düşünce kulvarlannda' yanşması... Böylece, partide düşünce ve çözüm üretiminin özendirilmesi... Verimsiz siyasal kavgalann ikinci plana itilerek, partinin büyük sentezlerinin oluşması... şından kaynaklandı. 1 'Partiyi büyütecegiz' dediler, az önce değindim, tam aksine, küçülttüler. 2 'Solu bütünleştirecegiz' dediler, '..Zeytin dalına konmuş akgüvercin' benzeri romantik tasvirler yaptılar. Sonuç, Sayın SHP Genel Başkanı'nın, Sayın DSP Genel Başkanı için 'yalan söylüyor' diyebileceği ölçüde gerilimli, düzeysiz ilişkiler oldu. 3 'Seçimle gelen, seçimle gidecek' dediler. Ne yaak ki, 'seçimsiz* götürdüler. Birçok il, ilce görevden alındı. Seçimle geleni, genel merkez iradesiyle seçimsiz görevden almanın yeni buluşlan da sergilendi: 'Tedbirli olarak disipline sevk' yöntemiyle görev yerinin boşaltılması vb. Bu arada, muhalefetin kazandığı mahalle kongrelerinin genel merkez kararıyla iptal edihnesi, son dakikada Ankara'dan gönderilen faks emirleriyle seçmen kütüklerine 'üye' eklenmesi vb. BUtün bunlar, bir yandan partiyi büyütmeyip, küçülten, öte yandan verdiği sözlerin tam aksini yapan bir genel merkez imajı yarattı. Sıradan partili, bu imajı bu göruntüyü sevmedi. Buna karşıük, doğru düşünceler savunan, bütünleştirici yaklaşımlar sergileyen, yeniliği ve değişimi temsil eden 'Yeni Sol' partilimiz tarafından benimsendi. Degjşim ve uzlaşma sizce neden kabul görüyor? Bunda genel merkezin iddia ettiği gibi 'SHP'nin ortaya koyduğu bölünmuş, parçalanmış yapı görünümiinün de' etkisi var mı? BAYKALDeğişim ve uzlaşma partilimizin ve partimizin iki temel ihtiyacı olduğu için toplumun partimizden beklentisi olduğu için geniş bir partili çevresinde kabul gördü. Yeni Sol, bu iki kavramla, 'değişimle' ilkeleri olan 'uzlaşmayla' özdeşleşip büyüdü. Bu gelişmede çok önemsediğim bir özellik daha var: SHP'de gerçekleştirmeye çalıştığımız değişim, kendi dinamiklerini, desteklerini ve ivmesini, öncelikle halktan ahyor, asli sahibini SHP'nin suadan ve sade üyelerinde buluyor. Halkın mevcut siyaset yapılarına ve bu yapılardaki tıkannuşhğa, çözümsüzlüğe tepkisi var. Siyasetteki profesyonelleşmeye de tepkisi var. Bizim yenileşme iddiamızın ve Yeni Sol hareketimizin iyi niyetli, içtenlikli, açık ve barışçı olduğunu, alışılmış ve sevilmeyen siyaset pratiğini aşmak istediğini halk fark ediyor ve olaya sahip çıkıyor. Halkın bir bölümü olan partiUlerimiz, tek ölçüsü 'SHP'yi büyütmek' olan üyelerimiz, 'değişime' bir umut olarak sanlıyor. Böylece bir süreç başlıyor. Toplumun temelinden halktan gelişen bir özlem, bir tavır, bir tercih tüm örgütlerimize yansıyor, Ankara'ya ulaşıyor. Yeni Sol'un serpilip büyümesi, SHP'nin serpilip büyümesi olacaktır. Karar, solun ve SHP'nin sorumluluğunu hisseden tüm vatandaşlara, tüm SHP'lilere, kurultaya aittir. Ülkenin ve partinin bu büyük dönemecinde doğruyu yapacağımız, doğruyu bulacağımız inancındayım. Yeni Sol'un lideri Deniz Baykal Cumhuriyetfrz sorulannı yanıtladı DGMVle 3 tahliye • M ALATYA (Cumhuriyet) Gaziantep'in Araban ilçesine bağlı Ardıç köyü ilkokulu öğretmeni Mehmet Gezer'in öldüriilmesi, Kahramanmaraş'ın Narb kesimindeki tren raylannın sökülerek bir kişinin ölümüne sebebiyet verümesi, ayrıca çeşitli bombalama ve adam kaçırma olaylarına katıldıklan savıyla yargılanan 4 sanıktan biri tahliye edildi. Malatya DGM'de dün yapılan davada, sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu söylediler. Mahkeme heyeti, tanıkları dinledikten sonra sanıklardan Mustafa Iper'in sabverilmesini, haklannda idam cezası istenen Hakan Baran ve Selman Aktaş ile PKK'ya yataklıkla suçlanan Hüseyin Soydut'un tutukluluk durumlarının sürmesini kararlaştırdı. Aynı mahkemede dün yapılan Adana Nevruz olayları davasında ise tutuklu 8 sanıktan Murat Yiğit ve Mehmet Şen sahverildi. Partinin büyümesi için köklü değişiklikler şart. SHP'nin hedeflerine ulaşmasını 'süre' değil 'süreç' olarak görüyoruz. Daha az uyumun daha çok değişimin partisi olacağız. Yeni Sol'un 'değişim ve uzlaşma' politikası ile bir mesafe aldığı ve delegelere bir mesaj verdiği ortada... Bu politikanın genel bir kabul gönnesini nelere bağlıyorsunuz? BAYKAL 'Yeni Sol'un SHP'nin büyümesi için ve bütünleşmesi için bir umuda dönüşmüş olması, birkaç nedene bağlı: a) Doğru ve iyi bir şey yapmak istedik. Amacııruz, Türkiye'de sol siyasetin önemli bir eksiğini kendi çerçevemizde gidermeye çalışmaktı. Bu yolda adımlar atmaktı. Her şeyi başardık demiyorum, ama ciddi mesafe akLk. SHP içinde,'düşttnce temelinde' bir akımı oluşturduk. Bizim bu önerilerimiz, çabamız ve çalışmamız, partilimiz tarafından umutla karşılandı: Ozlediği, ama belki özlediğinin farkında bile olmadığı bir yeniliği, bir güzelliği, Yeni Sol harekette buldu. b) Yeni Sol'un gelişmesini kolaylaştıran ikinci faktör, partilinin, köklü birdeğişim olmaksızın, SHP'nin büyümeyeceği kanaatine varmasıdır. Bu kanaat, partiye oy vermiş ya da vermemiş kamuoyundan partiliye, partiliden tüm örgütlere yansıyor. Parti üyesinin mevcut yönetimden soğuması, bu yönetimin göreve talip olurken partiye verdiği üç sözü de tutmayı .. 25 yıllık öğretmen Fehmi Bey, maaşı 1 milyon 850 bin lira olunca ne de olsa sevinmiş. Ancak ev kirasını düşününce, sevinci kursağında kalmış... Fehmi Bey, "Benim atdığım zam doğrudan ev kirasına gitti" diyor. Sonra anlatmaya başlıyor: Maaşjm 400 bin lira arttı. Ağustos başında ise ev sahibi mukaveleyi burnuma dayayacak. 500 bin lira olan ev kirası yüzde 40 arttığına göre 200 bin lira eve, gerisi de şuraya buraya gidecek. Fehmi Bey'in 'şuraya buraya' dediği 200 bin liracık. Bozdur bozdur harca; istersen çoluk çocuğu al, Antalya'ya tatile çık (!) Memurun, işcinin, emeklinin, dulun, yetimin, üretıcının, esnafın işi zor. Son zamlar onları iyice darboğaza soktu... Tekel işçilerinin eylemi İstanbul'dan sonra İzmir ve Adana^ ya sıçradı. Kadın işçiler, hükümeti ve Türkİş'i istifaya çağıran sloganlar atarak yürüyor; Türkiye'nin dört bir yanında çalışan kesim, değişik eytemlere girişiyor... Hükümet ise tüm bu olup bitenleri görmüyor, görmemezlikten geliyor. Bu yetmiyor gibi zam üstüne zam yapıyor. Enflasyon hızla tırmanıyor... Genel Sağlık İşkolu, Kamu Görevlileri Sendikası (Genel Sağlık iş) Genel Bakanı Dr. Bülent llgaz, hastanelerde sağlık hizmeti verenlerin sorunlarına ilişkin görüşlerini aktarıp Bakan Adnan Kahveci'ye yanıt verirken gözden kaçan kimi noktaları da sergiliyor. Türkiye'de sağlık emekçilerinin sorunları da gün gün büyüyor. Zaman zaman eylem koyan bu kesim, insan yaşamında önemli bir yer tutuyor... Biz burada bir nokta koyup, dinlemekle yetiniyoruz... • Ülkemizde hastanelerde sağlık hizmeti veren hekim, hemşire, ebe, kaloriferci ve diğer teknik elemanlar haftada en az 45 saat çalışıyorlar. Ayrıca nöbet tutuyorlar. Tutulan nöbetlerin karşılıklan ya hiç yok ya da dilencinin bile kabul edemeyeceği kadar az. Acaba hiç düşündünüz mü hekimler nöbet tuttukları günler 36 saat nasıl çalışıyorlar? Ebe ve hemşireler için bu, 24 saat ve sürekli ayaktalar. Nöbet bittiğinde işkenceden çıkmış insanlara dönüyoriar. Bir insan buna dayansa bile ne kadar yararlı hizmet üretebilir?. Genellikle mesaisi gece biten çalışanlar eve gitmeleri çok zor olduğu için işe sabaha kadar devam etmekte ve sabah görevi bırakmaktalar. Öyle bir çalışan düşünün ki bir gün 08.0016.00 mesaisinde, bir gün 16.0008.00 arasında çalışıyor ve diğer çalışma gününde de yine 08.0016.00 mesaisinde. Böyle bir çalışma ortamı eleman fazlalığından mı ileri geliyor acaba? Yoksa ebe, hemşire açığı olduğunu söyleyen resmi ağızlar yanlış mı bilgilendirHiyor? Evet böyle bir çalışma ortamında insan normal hizmet üretebilir mi? Üstelik karın tokluğuna çalışırken. Gerçekten bazı işkolları ve meslekler için eleman fazlalığından söz edilebilir. Buna itirazımız yok ama bu dallarda bir yıl eleman almama gibi bir tasarruf yapabilir misiniz? Yeni açılan işyerlerine de diğer işverlerinden kaydırmalarla eleman sağlamak söz konusu olabilir. Bunu başarabilmenizin çok zor hatta olanaksız olduğunu biliyorum. Her ne ise fazla bulunan eleman sayısını tüm mesleklere genellemek ve yoğun şekilde çalışanlan da bunun içine sokmak insafla bağdaşmaz. Düşük ücret verilmesinin sorumluluğunu da iş altında boğulanlara yüklememek gerekir. Fazla personel sorununun bir başka yüzü de aslında bu elemanların gerçekten fazlalığı değil, üretkenliğe yönelmeyişleridir diye düşünüyorum. Çünkü ülkemizde hangi alana el atarsanız atınız yapılacak çok fazla miktarda iş vardır. Ancak gerek yönetici yetersizliği gerek malzeme yokluğu ya da garip bir anlayışla iş verilmeyen bir personel grubunun bulunması gibi nedenler hâlâ personel sorununun abartılmasına gerekçe olmaktadır. Burada dünya standartlarına göre sağlık hizmeti üreten işyerlerinde bulunması gereken personel sayılannı hiç gündeme getırrniyorum. Çünkü o konuda sınıf geçmemiz hiç olası değil. Ülkemizin bugünkü durumuna göre değertendirme yapmaya çalışıyorum. • Personel fazlalığını eğitim işkolunda değerlendirmeye çalışsak bu alanda da öğretmen fazlalığından söz edilemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü 30 öğrencilik sınıf özellikle il ve ilçe merkezlerinde çoktan kaybolmuştur. Eğer 'öğreten fazlası var' derseniz. Neden 6070 öğrencilik sınıflar var, 'okul yok' derseniz, "Onun suçunu da öğretmene yüklemeyin" deriz. Hiç araştırdınız mı A^rupa ülkelerinde kaç öğrenciye kaç öğretmen düşüyor? Benim fazla bir araştınmam yok, ama küçük bir bilgi kırıntım var. 10 milyon nüfuslu İsveç'te eğer yanılmıyorsam 200 bin öğretmen var. Bizde 60 milyona yakın nüfusumuza karşın 600 bin eğitim çalışanı (bunun 450 bini öğretmen) var. Bu konuyu sanıyorum eğitim işkolu sendikaları daha iyi değerlendirebilir. Sayın bakan, diğer işkolları için durumun farklı olduğunu sanmıyorum. Zaten sağlık ve eğitim işkolunda çalışan memur sayısı ülkemizde çalışan memur sayısının yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Ancak yine de fazla personel varsa yapılacak çok da iş vardır. Bunlar üretken hale getirilmelidir. Bu görev de hükümete düşmektedir, diye düşünüyorum... Memur sendikalan olayına gelince, özetle diyorsunuz ki "Memur sendikalan toplu sözleşmeye oturursa, Meclis yetkisinin üstünde bir ücret tespit sistemi ortaya çıkar" Acaba memur sendikası olan ülkeler (Dünyada memur sendikası olmayan sadece 67 ülke var) için aynı şey geçerli değil mi? Orada meclisler yok mu? Soranlar Zinciri Giderek Büyüyor. SATILIK DAÎRE Bakırköy'de sahile çok yakın 2 oda, 1 salon. MÇP'ye uyarı • ANKARA (ANKA) Anayasa Mahkemesi, Milliyetçi Çalışma Partisi'ni (MÇP), gelir ve gider belgelerini, defter ve makbuzlarmı 2820 sayılı siyasi partiler yasasına uygun olarak düzenlemesi konusunda uyardı. Anayasa Mahkemesi, yaptığı mali denetim sonucunda, MÇP'nin 1985 yılı gelirinden 3 milyon 907 bin 200 liranın Hazine'ye devredilmesini kararlaştırdı. Servet Tüzün ile Güven Dinçer'in karşı çıktığı karar, alındı makbuzlarının sıra numarası izlememesi, ödeme yapanlann adresiyle paranın alındığı tarihin belirtilmemesi, parayı alanm adının ve görevinin yazılmaması gerekçesiyle alındı. BITTI Tel.: 583 09 30 Işıklar: HEP hileyle kapatılabîlir Bunlar Haber Merkezi Cumhuriyet Başsavcısı Haluk Yardımcı, HEP hakkında "res'en başlatılmış bir soruşturma" bulunmadığını belirterek kendilerine gelen bilgileri değerlendireceklerini soyledi. Bu arada Başbakan Mesut Yılmaz tarafından görevlendirilen ANAP milletvekilleri, Diyarbakır olayları konusundaki incelemelerine başladılar. Nusaybin'de bölücülük propagandası yaptıklan bildirilen 15 kişiden 13'u tutuklanırken, Diyarbakır olaylarını protesto etınek için Sosyalist Parti Cizre bürosunda açlık gre\i başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Bürosu'nun bildirdiğine gore HEP hakkında Diyarbakır olayları ile ilgili olarak başlatılan soruşturmanır. "kapatılma davasıyla sonuçlanıp sonuçlanma>acagı" merakla bekleniyor. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, HEPin yasal olarak kapatılmasının mümkün olamayacağını belirterek, "Partimiz, ancak hile yolu\la uydurma kanıtlar yaratarak kapatüabilir. Bu da >anlış olur. Çünkü HEP, Türkiye'de iç barışın garantisidir. HEP'e yönelik saldırı iç barışa >oneliktir" dedi. Cenaze töreniyle ilgili olarak Içişleri Bakanlığı mufettişlerinin hazırladığı raporun Cumhuriyet Başsavcılığı'na gonderileceği öğrenildi. Torende çekilen \ideo filmlerinın savcılıkya ıncelenmesinin ardından partinin kapatılmasıyla ilgili dava açılıp açılmayacağın<ı karar verilmesi bekleniyor. Cumhuriyet Başsavcısi Yardımcısı, kendilenningörev kap^amının Siyasi Partiler Yasası çerçevesinde olduğunu, ancak parti açısından işlem yapabileceklerini anımsattı. Yasal prosedüre göre Yargıtay, Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Yasası açısından işlem yapabiliyor. Partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açabiliyor. Öte yandan Diyarbakır Cumhuriyet Bürosu'nun haberine göre Başbakan Mesut Yılmaz tarafından Diyarbakır'a gönderilen ANAP milletvekilleri Nurettin Dilek, Alaattin Fırat, İsmail Dayı ve Kemal Birlik, dun insan Hakları Derneği \oneticileri, avukatlar, parti >oneticileri \e yurttaşlarla görüştuler. Millet\ekilleri incelemelerinden sonra bir rapor hazırlayacaklannı \e konuyla : ':gili olarak Ankara'da açıklama yapacakU ını söylediler. Olaylar konusunda incelemelerde bulunmak için kente gelen Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da yeıkililer >re yurttaşlarla görüştü. Cumhuriyet Başsavasv HEP hakkında soruşturma yok KDV'si değil, fiyatın kendisi! Bugünlerde aps yine olay olacak... Çünkü kadın, erkek, çocuk herkes için Avrupa ihraç giysiler inanılmaz fiyatlarla aps'ta! Fırsatı kaçırmayın! aps giyin, iyi giyinin, hesaplı giyinin! İŞTE APS ERKEK Ti BAYAN ETSK TİŞÖRT S P 0 R ÇOCUK ŞOKT ^ ^ . « « . m W 5 0 0 U Sarıhan ÇHD başkanı • ANKARA (AA) Çağdaş Hukukçular Derneği'nin yapılan 1. olağan genel kurulu sonucunda yönetime seçilenler görev dağılımı yaptı. Dernekten yapılan açıklamaya göre ÇHD'nin 15 temmuz günu yapılan genel kurulu sonucu dernek yönetimine seçilen Avukat Şenal Sarıhan Genel Başkanhğa, Ümit Öneul Genel Sekreterliğe, Dursun Ermiş Genel Saymanlığa, Cevdet Balta ve Aydın Erdoğan da yonetim kurulu üyeliklerine getirildıler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal İnönii, "Zamcı hükümet hep aynı; demokrasi konusunda insafsız, insan haklarına saygısız. Bir an önce seçim takvimi ilan etsinler" dedi. Güneydoğu'daki olaylar konusunda uyarıda bulunan İnönii, "Hükümetin birinci gorevi, devlet aleyhine yaratılan havayı dağıtmaktır. Partileri kapatarak bu hava>ı dağıtamaz" göruşunu savundu SHP'nin olağan kurultav on Parti kapatıııakla sorun çözülmez cesinde son kez toplanan parti meclisinin açış konuşmasını yapan Inönu, yeni hukumet ulkede değişiklik yaratmadığını anlatarak "Hâlâ ülkede baskılar. işkenceler bitmemiştır. Huzur havası gelmedi" dedi. SHP lideri şöyle dedi: "Petrol urunlerine >eni bir zam vapıldı. 'Artık zam yapmayacağız' di>orlardı. Yapılan zamların üçte ikisi vergi. yaptıklan tek şe>. \erni> i sürekli arldrmak. Meclis'te konuşmadan. ^tandaş bunu verecek halde mi, onu hiç duşunmeden. sürekli bu in&afsız \ergi>i artlırışorlar." SHP "İküdar Hazırlığı Programı"nı oluşturan raporlar tek tek açıklanıyor. Programın önemli bir bölümünü oluşturan "Türkiye'de Yönetimin Yeniden Yapılanması" ve "Gelir Dağılımı" laporları yazılı hale getırilerek kamuoyuna açıklandı. Dun PM'de de görüşülen yönetir^in yapılanmasıyla ilgili raporda, '*yerel yonetim gelirleri înönü, kurultay öncesi son kez ioplanan PM'de hükümeti ve zamları eleştirdi 5.000U 9.5OOU 9.500U nin tek bir yasada toplanması, yerel vergi, ilçe meclisleri, özerk bütçeli ilçe yerel yonetimler, kırsal belediyeler kurulması, seçmenlere seçtikleri yöneticileri geri çagırma hakkı verilmesi" gibi öneriler de yer aldı. Büyükşehir belediye sisteminde değişiklik yapılması ve İstanbul için "Megapol Yonetim Biçimi" getirilmesi de istendi. PM toplantısında ayıca MYK'mn hazırladığı, tüzük ;e ğişikliği önerileri oya sunuldj.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle