22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3HAZİRAN 1991 • * * * KENTYAŞAM HURİYET/19 TELEFONLAR• tstanbul Büyükşehir Belediyesi ve gönüllü kuruluşların "Çevre Haftası" etkinlikleri kapsamında saat 11.00'de Yenikapı-Kocamustafapaşa sahili bölge parkı açılışı yapılacak. Atatürk Kitaphğı'ndaki "Çevre Sergisi" saat 12.30'dan itibaren izlenebilecek. MEKTUP Minibüs şoförleri • Ben Kartal'da oturan emekli bir vatandaşım. Kartal-Kadiköy arasında çalışan minibüs şoförlerinin saygısızlığını defalarca yetkili kurumlara bildirdim. Ancak bir sonuç alınamıyor. Her seferinde minibüs şoförü ile yolcular arasında bir tartışmaya tanık oluyorum. SABAHAT AYAKÇIOGLU Büyükşehir Belediyesi kesti Âğaç kıyımına protesto Etiler Akatlar'da spor kompleksi ve otopark inşaatı için 500'e yakın ağacın kesilmesi tepkilere yol açtı. Yeşiller Partisi Genel Başkanı ve üyeleri inşaat alanındagösteri yaptı. İsUnbul Haber Servisi — Dünya Çevre Haftası etkinlikle- rine yoğun şeküde haarlanan İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi1 nin Üçem tnşaat'a ihale ettiği Etiler Akatlar'daki spor komp- leksi ve otoparkı inşaatı için 500'e yakın ağaç kesilmesi tep- kilere yol açtı. Yeşiller Partisi Genel Başkanı Bilge Contepe ve üyeler, inşaat alanına gelerek ça- lışmaları durdurdular. Çevrede oturan vatandaşlar da kazı ne- deniyle son 2 ay içinde çok sa- yıda ağacın kesilerek yok edildi- ğini söylediler. lstanbul Büyükşehir Belediye- si'nin Etiler Akatlar'da Üçem İnşaat Firmasf na yaptırdığı oto- park ve spor kompleksi nedeniy- le, yıllardır bu bölgenin simgesi haline gelmiş ceviz ve dut ağaç- larını kestikleri belirtildi. Yeşil- ler Partisi Genel Başkanı Bilge Contepe ve üyeler ile Akatlar'- da oturan vatandaşlar, ağaç kı- yımını protesto etmek amacıy- la ellerinde dövizlerle, inşaat ala- nına geldiler. Çocuklan, ellerin- de "Ağaç kesenin kafasını kese- rim diyen Sözen nerede?". "Ağaç kıyımına hayır" yazılı dö- vizlerle dozerlerin önünde dur- dular. Başkan Contepe, "Bele- diye Başkanı Nurettin Sözen gelmeden buradan aynlmayacağız" dedi. Contepe, "Belediye ile Üçem İnşaat fîrmalan hakkında İsUn- bul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacağız. Spor komplesi yapacağız diye hiç kimsenin yüzlerce ağacı katlet- meye hakkı yoktur. Hele, ağaç kesenin başını keserim diyen Sa- yın Sözen'in böyle davranması akıl alacak şey değil" dedi. Hafriyat çahşmaları sırasın- da, 200'e yakın ceviz, 10 kadar dut, elma ve erik ağacının kesil- diğini söyleyen çevredeki vatan- daşlar, "Biz bu ağaçlann arasın- da biiyüdük. Babalarımız, hat- ta dedelerimiz ekmişler bunlan. Özellikle son iki a> içersinde bir- çoğunu kestiler. Kime şikâyet et- tiysek, ses çıkaran olmadı. Ağaçları daha çok geceleri ke- siyorlar. Aynca, öteki yeşil alan içinde seralar da var onları da keseceklerini belirtiyorlar. Bu tam bir yeşil katliamı" dediler. Nâzım Hikmet gecesi lstanbul Haber Servisi — ölümünün 28. yıldönümü nedeniyle düzenlenen "Nâzım Hikmet Aramızda" gecesi dün akşam İstanbul Açıkhava Tiyatrosu'nda yapıldı. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın organize ettiği gecenin açılışında, dün ölen Abmed Arif için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Nevzat Şenol'un sunduğu gecenin açılış konuşmalarını ise Nâzım Hikmet'in kızkardeşi Samia Yaltırım ile yazar Yaşar Kemal yaptı. Geceye, Zülfü Livaneli, Sadık Gürbiiz, Ünol Büyükgönenç ve Gnıp Bulutsuzluk Özlemi şarkilarıyla katılırken tiyatro sanatçıları Yıldız Kenter, Genco Erkal ve Şükran Kurdakul da Nâzım Hikmet'ten şiirler okudular. Fotoğraf sanatçısı İsa Çelik de gecede bir dia gösterisi sundu. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) • M i s hatot 055 •ttfaiye:000 • Jaadanıa: 056 • Zafcrta MMirti«û: 527 57 00 B Mcz3ririrfw MMûiuyifc 172 13 73 -74-75 ve 088 • tSKİ «ua: 068 • SAĞLJK: Nuır «Cfc 077 Sapk MiMirtiiû: 511 89 18 Cerr****a Tıp: 588 48 00 C * j Tıp: 534 00 00 (100 hat) M m a n Tıp: 340 01 00 Haytorma N M W M : 345 46 80 $t*U Etfah 131 22 09 Tafcsta kkyvda: 152 43 00 SSK Saaatfa: 588 44 00 SSX OtaMyfem: 132 30 00 SSK Gizbft: 358 67 60 • TRAFtK: Tnflfc Sake m.: 176 24 14 (Ist), 356 04 85-86 (Kadıköy) BMşe Traflfc 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şetıınçı), 314 36 (B Çekmece) • TMY: i« HltUr 573 13 31, Dtf Nadar 574 23 00 (25 hat) Sartral: 574 73 00, RtzemtyM: 574 82 00 (45hat) •TO:069 HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı I. Sayfada) - mitingidir. Lütfen pankarlları- . nızı indirin. İşçilerin alanında . değil, kendi miting alanlarınız- da konuşun. Bir avuç insan, iş- çilerin mitingini sabote etmesin" denildi. Buna karsın • inmeyen pankartlar, Türk-İş pankartlan ile perdeienmeye ça- . lışıldı. ;• Türk-İş'in ses düzeni bozu- ' lunca, yarım saat geç başlayan mitingde birçok işçi, hiçbir şey duyamadı. Işçiler, yakıcı sıcak altında serinlemenin ve bir bar- dak soğuk suyun özlemini çek- tiler. Birçok işçi de konuşmacı- yı duyamayınca, kendi aralann- da sohbet etti. • Çanakkale'den gelen bir gnıp yol işçisi, uyuşmaziıktaki sozieş- melerini ve kamu işveren sendi- kasının önerdiği ucret artışı ra- kamını tartışıyordu. 680 bin li- ra iicret alan 16 yıllık bir işçi, "Ekmek bu hafta 800 lira oldu. 4 niifus bakıyonım. Hep eşten dosttan borç alarak geçiniyonız" diyerek arkadaşla- nna yakınıyordu. Toplusözleş- meleri tıkanan 500 bini aşkın kamu işçisi arasında yer alan elektrik işçilerinin ana sohbet konusu da iicret zamlanvdı. • İşçiler, sohbet sırasında '3 ocak eylemi'ni sık sık anıyorlar- dı. Birçoğu '3 ocak eylemi' ne- , deniyle cezalandınlmış, yövmi- yeleri kesilınişti. Ancak yine de işçiler miting sonrasında toplu- sözleşmelerinin çözümlenmesi içia etkin eylemler y apümast gc- rektiğine inanıyorlardı. _ • "Biz birlikteliğimizi, sonınla- " nmızı dile getirmek için buraya "geldik" diyen işçiler, sıcaktan iyice bunaldığı, konuşmalan da duymadığı için ya alanın gölge- lik yerlerine geçiyorlar ya da aianı terk ediyordu. Miting ala- nı Şevket Yılmaz'ın konuşması- nın sonlarına doğru yan yanya boşalmıştı. Bursa'da işçinin 'hayır' yürüyüşü DENtZ TOPALOĞLU SEVtNÇ BAYSAL BURSA — Türk-lş'in düzen- lediği 'HakazlıkJara Hayır" mi- tingi on binlerce işçinin katılı- mıyla dün Bursa'da yapıldı. Mi- tingde konuşan Türk-İş Genel Başkanı Şevket Ydmaz 1991 yı- lının önceki yıllara göre daha et- kin eyiemlere sahne olacağını vurguladı ve "Demokrasinin gerçekten zedelenmemesi isleni- yorsa erken seçim ciddiyetle diişiintilmelidir" dedi. Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekrete- ri Mehmet Bamvacı da bu ay so- nuna doğru yapacakları eylem- lerle "Çankaya'dan hesap sora- caklanm" söyledi. Mitingde da- ha çok politik talepleri öne çı- karan "Geliyor, geliyor, genel grev geliyor", "Gidiyor gidiyor banedanlar gidiyor", "Kardeş yegen dediler Hazine'yi yediler", "Çankaya'nın şişmanı hesap verecek" gibi sloganlan dikkat çekti. Mitingin bitiminden sonra "Devrimci tşçiler" yazılı pan- kart altında yüruyüş yapan bir grubun cevresini saran çevik kuvvet, çok sayıda göstericiyi Bursa Emniyet Müdürluğu'nde gözaltına aldı. Sabah saatlerinden itibaren işçiler miting için Fomara Ala- nı ile yürüyüşün yapılacağı Yıl- dırım Beyazıt alanlarında top- lanmaya başladı. Türk-İş yone- ticileri Atatürk Anıtf na çelenk koyduktan sonra, Yıldırım Beya- zıt Alanı'nda onde Türk bayra- ğı olduğu halde sendika flama- ları ve pankartlan ile yürüyüşe Türk-İş Başkanı Yılmaz, Çankaya'yı ve hükümeti uyardı. geçildi. Yürüyüş sırasında "İsci- ler el ele genel greve", "Hükfi- met istifa", "Padişah isüfa", "Demokrasi hakkımız, söke sö- ke alınz", "Çankaya şişmanı, işçi düşmanı", "Vur vur inlesin, Çankaya dinlesin" sloganlan atılırken şu pankartlar göze çarptı: "Devletin parti kongre- sinden başka işi yok mu?", "tş- çi kıyımına son", "Açız aç", "2 milyarlık düğiine baktık, fakir- likten e\de kaldık". "MESS Baş- kanı TÖ'ye alışamadık", "Çok zor kazandık kolay vermeyiz", "İş, ekmek, ozgürlük." Türk-İş'e bağlı sendikaların 800 dolayında otobüs tutarak Bursa'ya getirdiği işçilerin yanı sıra yurdun çeşitli iîlerinden de birçok kişi kendi olanaklarıyla katıldı. Mitingde yaklaşık 50 bin işçinin yer aldığı gözlendi. Ses düzeninin bozulması ne- deniyle yarım saat gecikmeli başlayan mitingde konuşan Türk-İş Başkanı Şevket Yılmaz, Çankaya'yı ve hükümeti uyara- rak "Bizi susturamazlar. İşçile- ekmek ve demokrasi mücade- lesinde 3 ocakta yurt sathında, bugiin de Bursa'da haykırmak- talar. 1991 yılı, mücadele dolu önceki yıllardan daha etkin bir şekilde eylemlere sahne olacak- ör. Duymak istemeseler de bu mücadeleden yüziimiizün akıy- la çıkacağız" dedi. Yılmaz, hükümetin uyguladı- ğı politikalan eleştirerek işçinin sorunlartna karşi-duyarsu kal- makla suçladı. ANAP'ın halk desteğinin yüzde 12'lere düştü- ğünü söyleyen Yılmaz, "Demok- rasinin gerçekten zedelenmemesi isteniyorsa erken seçimi ciddi- yetle düşünmelidirier" diye ko- nuştu. Işten çıkarmaların yargı kararına bağlanmasını istedikle- rini belirten Yılmaz konuşması- nı şöyle sürdürdü: "Sayın Cumhurbaşkanı ateşe koıükİe gidiyor. Kamu ve özel kesime cesaret vererek işçi çıkar- malan haklı bulduğunu söylu- yor. İşçi çıkarmalanna sendika- ların rıza gosterdiğini söyleyebi- liyor. Bunun sosyal barış ve ça- lışma banşının bozulmasından başka bir ise yaramayacagını bil- meleri gerekir. Bu iddiay ı şiddet- le reddediyoruz." Kamu kesiminde çalışan 500 bini aşkın işçinin 6 aydır toplu- sözleşme beklediğini belirten Yılmaz, kamu işveren sendikala- rını suçlayarak "Karsımızda Cumhurbaşkanı ve hükümetin ağzının içine bakan kamu işve- ren sendikaları var. Kamu işve- ren sendikalan müzakerelerde bir adım öne gidilmesine imkân vermiyor. Bu kafada giderlerse biiyiik grevler uygulanacaktır. Grev hakkı olsun olmasın işçi- lerimiz tam bir guçbirliği içinde hareket edeceklerdir. Duymak istemeseler de, görmek isteme- seler de bu mücadeleden yiiziı- müziın akıyla çıkacağız" diye konuştu. 'Satılmış Şevket' Türk-İş Başkanı Şevket Yıl- maz'ın konuşması sırasında baa işçileıaaot'ŞnrJiel isiifa", "Satıl- mış Şevket" diye bağırdıkları duyuldu. Bu arada Türk-Metal Sendikası'na bağlı bir grup işçi de Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'i kaste- derek "Özbek istifa" diye bağır- dı. Mitingde konuşan Türk-Iş Genel Teşkilatlandırma Sekrete- ri Mehmet Bamyacı da işçilerin haziran ayı sonunda yoğun ey- lemlere başlayacaklannı soyleye- rek "Çankaya'nın en yüksek te- pesinde oturanlar 'İşçinin sofra- sındaki lokmayı nasıl alacağız' hesabı yapıyorlar" dedi. Türk-lş mitingine Bağımsız Otomobil-tş ve Laspetkim-lş sendikalarının yanı sıra beledi- ye, öğretmen ve sağhk memur- lan sendikalan katıldı. öte yan- dan HEP ve SP'nin de pankart açarak yürüyüş kortejinde yer aldıklan görüldü. Bazı siyasi dergi çevreleri de küçük gruplar halinde alanda bulundular. Gözaltı Mitingin bitiminden sonra "Haklıyız kazanacağız- Devrimci İşçiler" pankartı ile garaj yönüne yürüyüşe geçen grubun çevresi çevik kuvvet ta- rafından sarılarak kordon altı- na alındı. Çevik kuvvet daha sonra gös- tericileri bölgeye getirtilen bele- diye otobüslerine bindirdi ve Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne götürdü. Göstericiler otobüsle- re bindirilirken "İnsanlık onu- nı işkenceyi yenecek" biçimin- de slogan attılar. Polisin göstericilere davranı- şuıı görüntülemek isteyen basın mensupları da polis tarafından tartaklandı ve fotoğraf makine- leri ellerinden alınmak istendi. Bu sırada bazı gazetecilerin fo- toğraf makinesi kırıldı. Tarık Aziz'e Özalldan davet Devlet , (Baştarafi 1. Sayfada) . yazıt'tan çağnlan özel timin de çatışma yerine gelmesi uzerine, gecenin karaniığından yararla- - narak ilçe merkezinden kaçan , teröristler ile Çoban mezrası ya- . kınlannda yeniden karşılaşıldı. Burada çıkan ikinci çatışmada, ' özel tim görevlilerinin yaylada 1 bulunan bir çadıra ateş etmesi sonucu 30 yaşındaki Giilay Yıl- dırım adlı kadının yaralandığı ve Ağrı Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındığı öğrenildi. Da- ğa kaçan teröristlerin aranma- sına devam edildiği, çevre il \e ilçelerden bölgeye güvenlik gu- cüne takviye ekipler gönderildi- ği bildirildi. Gerginliğin doruk noktaya ulaştığı, el bombaları ve kurşun- lar nedeniyle çok sayıda dükkâ- mn camlannın kırıldığı Diya- din'de, giriş ve çıkışlar denetim ' altında. İlçede çok sayıda göz- . altının olduğu belirtiliyor. Saba- hın erken saatlerinde olay yeri- ne giden Ağrı Valisi Rasim Baş, ilçede incelemelerde bulundu. Çatışmada ölen terörist, beledi- ~ye tarafından Diyadin Mezarlı- ğı'na gömüldü. Kimliği açıklan- mayan yaralı teröristin ise Ağrı Devlet Hastanesi'nde komada olduğu öğrenildi. (Baftarafı 1. Sayfada) terse dbette" dedi. Bunun üze- rine özal, Ecevit'in elini sıktı. özal ve Ecevit'in elini sıktı. özal ve Ecevit'in görüşme sıra- sında birbirlerine karşı "sıcak" davrandıklan dikkat çekti. Gö- rüşmenin giriş bölümü dışında tümü basına kapalı gerçekleşti. Saat 14.00'te Cumhurbaş- kanhğı 2 Nolu Nizamiye Kapı- sı'nda bulunan basın odasına gelen Ecevit, görüşmesine ilişkin şu bilgileri verdi: "Korfez bunalımı ve savaşı siiresince izlenen politikalar ba- kımından Sayın Cumhurbaşka- nı'nın tutumu ve göriişleriyle benim görüşlerim arasında ba- zı farklar olduğu halde Sayın Cumhurbaşkanı'nın son Bağdat görüşmelerimdeıusonra benim- le görüşmek istemesi ve benden izlenimlerimi öğrenmek isteme- si, beni çok sevindirdi. Bu arada kendisine istekieri uzerine Bağdat'taki görüşmele- rim üzerinde aynntılı bilgiler verdim. Kendileri de gelişmeler- le ilgili aynntılı bilgiler verdiler. Bunlan da istifade ederek dinledim. Bazı muhalefet liderlerinin bu görüşmeyle ilgili istismarlarını çok yadırgıyorum, hele bundan iç siyasetle ilgili bazı anlamlar çıkarmalan beni çok şaşırttı. Benim görüşlerim kabul göriir veya görmez, fakat görevim, fırsat verildiği ve istendiği za- man kendi görüşlerimi de belirt- mek ve o şekilde olabilirse Tfirkiye'nin dış politikasını ken- di duşüncelerimize göre etkile- meye çalışmaktır. Bu fırsat ba- na tanınınca elbette onu değer- lendirmek istedim." Ecevit, Batılı ülkelerle Ame- rika'nın, sığınmacıların duru- munu istismar ettiğinı kaydede- rek açıklamasını şöyle surdürdu: "Türkiye bu sorunda hem büyük bazı tehlikelerle hem de geniş olanaklarla karşı karşıya- dır. Hem bu tehlikeleri atlatma- sı hem de son durumun yarat- tığı olanaklann gereğince deger- lendirmesi gerekir. Benim ka- nımca başta ABD olmak uzere bazı Batılı devletler, Irak'ta muşkül durumdaki sığınmacıla- nn dunımunu siyasal amaçla is- tismar ederek bizim sınınmızın hemen yanıbaşında kendi başı- na ayakta duramayacak bir ya- pay devlet, bir uydu devlet, ABD'nin ve bazı Batılılann ko- rumasında ve desteğinde yaşa- yacak bir devlet oluşturmaya çalışıyorlar. Oraya sadece sığın- macıların evlerine giiven içinde gitmeleri için gitmislerdi. Benim gozlemlerime gore bu amaç bü- yük oranda gerçekleştiği halde, lrak'la Kürt liderler arasında di- yalog da kurulduğu halde, ABD ve muttefikleri hâlâ o geçici de- dikleri bölgeden geri çekilme ümidi vermiyorlar. Hatta ABD yetkilileri uzun siire orada ka- labileceklerini belirtiyorlar. Bu- nun ben sadece Irak'a yönelik değil, Türkiye ile İran'a yöne- lik bazı tehlikeier doğurabilecegi kanısındayım. Eğer bu geçici bölgeye kalıcı nitelik verilirse ve Irak yönetiminin Kurtlere tanı- maya hazırlandığı özerklik, Irak'ın bölünmesine yol açacak bir sonuca varırsa. Türkiye'ye de sakıncalı yansımaian olabi- leceği kaygısım taşıyorum." Ecevit, bazı Batılı ülkelerin de Sevr Anlaşması'nı çıkarıp gün- deme getirdiklerini ve Turkiye'- nin bölünmesine ilişkin eğilim- ler belirtmeye başladığını soyledi. Ecevit, gönderilen yiyecek ve giyeceğin de Habur sınır kapı- sından çıkartılmasının önemini Özal'a aktardığını kaydetti. Ecevit'e gazetecilerin yönelt- tiği sorular ve yanıtları şöyle: " — Sayın Cumhurbaşkanı kaygı ve temennilerinizi paylaştı mı? ECEVİT — Ben bu konuda bir şey soylemek hakkını ken- dimde görmuyorum. Neler söy- lediğini açıklamak bana duşmez. — TRT'de yayımlanması ko- şulu öne siirdüniiz mii? ECEVİT — Sayın Cumhur- başkanı'nın Saddam ile ilk gö- ruşmemden sonra böyle bir gö- rüşmeye neden gerek duymadı- ğını ben bilemem, ama şimdi duymuş olabilir. TRT konusu şu: TRT parlamento dışı parti- lerin de haber değeri taşıyan ve kamuoyunu ilgilendiren açıkla- malarını yansıtmak zorundadır. Bu, anayasal ve yasal zorunlu- luktur. Bunu TRT Yüksek Ku- rulu da söylüyor. Parlamento dışı partilerin haber niteliği ta- şıyan açıklamalannın yayımlan- masının yasal zorunluluk oldu- ğunu belirtti. Ona rağmen TRT yanlış tutumunu surdürüyor. Ben bu konudaki o şikâyetle ka- rıştırmadım. Artık TRT'nin ambargosu kalksın diye bir is- tekte bulunmadım. Ancak çok somut bir nedenle bu koşulu ile- ri sürdüm: Biliyordum ki Tür- kiye'de bazı çevreler benim bu görüşmemi istismar edecekler- dir. İç politikayla ilgili bazı yo- rumlar ve söylentiler yamama- ya çalışacaklardır. Buna fırsat vermemek için Sayın Cumhur- başkanı'na neler sunduğumu TRT'de açıklamamın ve TRT'nin de aynen yayımlama- sını istedim, kendileri de kabul ettiler. Ama TRT nasıl bir uy- gulama yapacak, bilemiyorum. — Cumhurbaşkanı ile politi- kacı kimliğinizle mi, yoksa ga- zeteci kimliğinizle mi gö- riiştünüz? ECEVİT — Her iki kimliği- mi birbirinden ayırmak gibi bir zorunluluğum yok. Saddam Hüseyin ile görüşürken de her iki kimliğimi de kullandım. Sa- Dünya Bilaıdo Devleriİstanbul'da Yarışıyor EFESPİLSENGRANDPRH f 91başlıyor. BlomdahJ, Ceulemans, Dieîis, Bitalis,Jaspers, Mano, van Bracht, Comori, Saygıner, Kamtay ve dünyaca ünlü bilaıdo devlerinibu tumuvada izleyin... Büyük bilardoyu ızleyin! ym Hüseyin de öyle kabul etti. Sayın Cumhurbaşkanı ile görü- şürken de yine kimlik ayrımı gözetmesine gerek duymadım. — Göriiş birliği sağladınız mı? ECEVİT — Korfez krizi sıra- sında izlenen politikayı tasvip etmedim, hâlâ da etmiyorum. Onun için aynı aynntılara gir- me gereği duymuyorum. — Sayın Cumhurbaşkanı ile diyaloğu sürdurmek konusunda bir mutabakat söz konusu oldu mu? ECEVİT — Öyle bir gorüşme geçmedi aramızda. İç politika konularına hiç değinmedik. Yalnız şunu belirteyim ki ben kendi partime ve kendime Cum- hurbaşkanı ile el sıkışmama gi- bi bir ambargo koymadım. Bu- nu da doğru bulmamıştım." Özal'ın kendisine Tarık Aziz'in 12-13 haziranda Türki- ye'ye davet edildiğini açıkladı- ğını bildiren Ecevit, Tarık Aziz'- le vanlacak ilke anlasmasına go- re görüşmelerin geniş olarak ya- pılabileceğini söyledi. Ecevit Türkiye'nin ilk adımı atarak bü- yükelçisini Bağdat'a gönderme- sini istediğini, Irak'a gönderile- cek mallar için Habur sınır ka- pısını kullanmasını, Batılılann engel olmak istemesi halinde Türkiye'nin direnmesi gerektiği- ni bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi de görüşmeye iliş- kin bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, gorüşme sırasında tümüyle Irak'ın konu edildiği belirtildi. GOZLEM UGURMUMCU (Bostamfı l. Sayfada) Zulamdaki mahsun resim Haberin var mı?" Ahmed Arrf, bir devrimci ozandır. Devrimciliği "terk etme- yen bir sevda" gibi yüreğini doldurmuş, kişiliğini yönlendir- mişti. Ahmed Arif bir Kürt ozanıdır. 1943 yazında Van'ın Özalp ilçesinde General Mustafa Muğlah'nın emriyle kurşuna di- zilen otuz üç yurttaşın dramını anlatan "33 Kurşun" şiiri, "şiir" olmaktan çıkmış, acı çığlıklarla okunan bir iddiana- meye dönüşmüştü: "Vurulmuşum Düşûm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız. Kirvem, hallanmı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki..." Bu soylu ozanın çilelerden, acılardan süzülen dizeleri si- yasal davalarda bir direnç kaynağı olmuştu cezaevierinde. "Bir ufka vardık ki artık Yalnız değiliz sevgilim. Gerçi gece uzun, Gece karanlık, Ama bûtûn korkulardan uzak Bir sevdadır bövlesine yaşamak Tek başına Ölûme bir soluk kala, Tek başına Zindanda yatarken bile, Asla yalnız kalmamak. Şafaklan ben balığa çıkanm Akan akmayan sularda Benim, bûtûn tezgâhlarda paydosa giden Bir bahar akşamı dünyada Ben dört duvar arasında değilim Pirinçte, pamukta ve tütündeyim Karacadağ, Çukurova ve Cibali'de." Ahmed Arif, işçisiyle, köylüsüyle emekçilerin acılarım di- zelerine yansıtmış bir sosyalist ozandı. "Tütün işçileri yoksul, Tütün işçileri yorgun Ama yiğit Pınl pırıl namuslu Namı g'rtmiş deryaların ardına Vatanımın bir umudu..." Devrimciler, Ahmed Arif gibi ozanlanyla soluk alırlar. Ah- med Arif gibi ozanlanyla direnirler... "Ge/ge/e//m, Sete/; bize kısmetmiş. ölüm öyle altı okka koymaz adama, Susmak ve beklemek müthiş. Genciz namlu gibi Ve çatal yürek, Barışa, bayrama hasret. Uykulara, derin, kaygısız. rahat, Otuziki dişimizle gülmeğe Doyasıya sevişmeye, yemeğe... Kaç yol; ağlamaklı olmuşum geceleri, Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret Ve asıl biz biliriz kederi..." Direnci ile sevinci ve kederi ile Ahmed Arif, son yolculu- ğuna çıktı. "Namus işçisi Yürek işçisi Korkusuz, pazarlıksız, kûl elenmemiş..." Trafik canavar gibi 23 ölü 22 yaralı Haber Merkezi — Yurdun çe- şitli yerlerinde dün meydana ge- len trafik kazalannda 23 kişi öl- dü, 22 kişi yaralandı. Van'dan Adana yönüne gi- den Sefir Adanaç yönetiminde- ki yolcu otobüsü, Gaziantep- Şanlıurfa karayolunun 15. kilo- metresinde Mustafa Aslan yö- netimindeki TIR'la hatalı solla- ma sonucu çarpıştı. Dun saba- kaîkûanyla „. Coımnnonand Exhtbıbon Center, &9Hazuan 1991. saat 10.00. l^İTJİmfj r^ffmlK ^^9m BûMer,sâlongwşınde.Butunıuva.çeşıthiuke}etdeııdanyacaünJüi>üaıdoculaım ^ ^ • « ^ • M m m & m^mmmJrm ^r m kaoIacağı.BW%(IlvnyaBüaTdoBırbğı'ıtaıaândanditerJenenresmıbıry'snşmadu- İstanbul Uluslararası Bıiardo Turnuvası E F E S P I L S E N GRAND PRIX '91 ÇARŞAMBA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1991/2 İZYŞ. SAYILI DOSYASINDAN GAYRİMENKUL DEĞER TESPİT RAPORUNUN İLANEN TEBLİĞİDİR Davacı: Havva Gençay vekili Av. Necat Yılmaz Samsun Çarşamba Davalılar: 1- Nebiye Gençay (Kaya) adresi meçhul 2- Necla Gençay (Şener) adresi meçhul 3- Ahmet Gençay adresi meçhul 4- Nurhan Gençay adresi meçhul 5- Necati Gençay adresi meçhul Yukanda numarası yazılı dosyaraızdan davalılara ait olan çarşamba ilçesi Saraçlı köyü 78 parselde kayıtlı 10850 m : miktarlı tarla vasfın- daki taşınmazın değerinin tespiti Çarşamba Kadastro Şeflığı'nde gö- revli şef vekili Recep Tanguroğlu tarafından bu taşınmaza değer tes- pit olunmuştur. Bu taşınmazın m"si 2000.- TL'dan toplam değeri 21.700.000.- TL olarak belirlenmiştır. Bu değer tespiti yukanda adları yazılı ve ad- resleri meçhul olan davalılar gıyabında olması sebebi ile davalılara Türkiye genelinde yayımlanan gazaelerden birinde yayımlanmasına karar verilmiştir. İş bu değer tespit zaptı ilan tebliğinden itibaren kanuni sure olan üç gün ve aynca ilan günü olan 15. gün toplam 18 gün sonra bu de- ğer tespit zaptının kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 17.5.1991 Basın: 47431 ha karşı 02.00'de meydana ge- len kazada araç surüculeri Mus- tafa Aslan (32) ve Sefir Adanaç (41) ile otobüsteki yolculardan Giilsen Şencan (27) ve Halil Özarslan (30) olay yerinde öldu. Yaralanan 13 otobüs yolcusu da Şanlıurfa Devlet ve SSK hasta- nelerine kaldırılarak tedavi altı- na alındı. Hatay'ın Dörtyol ilçesi yakın- larında TIR kamyonuyla oto- mobil çarpışması sonucu 8 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı. Mus- tafa özkaya yonetimindeki 01 LK 207 plakah otomobil ile Na- mık Sezer'in kullandığı 54 FE 982 plakah TIR"ın çarpıştığı ka- zada, surucü Mustafa Özkaya, eşi Sabiha Özkaya, çocuklan Nuran, Cankurt. Şule, Cahit ve Şükrii Özkaya ile Zeynep Giizel hayatını kaybetti. Kamyon sü- rücüsü Namık Sezer'in kazadan sonra olay yerinden kaçtığı bil- dirildi. AA'nın haberine göre dun aynca Kocaeli'nin Hereke kasa- basındaki kazada Medeni Taş, Balıkesir-Susurluk karayolunda meydana gelen kazada Recep Dereli ve Cemil Yıldız, Konya- Mersin karayolundaki kazada Semra Koçak, İbrahim Koçak, Ankara'nın Yenimahalle sem- tindeki kazada Veli Aktaş ile oğlu olduğu sanılan 8 yaşında- ki bir çocuk yaşamını yitirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle