22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 3 HAZİRAN 1991 BORSANOTLARI Şeytan üçgeni ve gerilen zemberek ABDURRAHMAN YILDIRIM Deryaları, denizlerı geçip gelen Istanbul Borsası derede boğuluyor. Savaş ve genel grev gibi üst üste ge- len iki büyük imtihanı başa- rıyla geçerek bugünlere ge- len borsa "aşırı karamsarlı- ğa", "güvensizliğe ' ve "belirsizliğe" kurban gidi- yor. Bu üçlünün birleşmesiy- le "son bir yılda yakalanan en büyük fırsat da kaçınlı- yor". Hisse senedi fiyatları- nı bu fırsat ayağa kaldıra- mazsa acaba başka ne kal- dırır, bilinmez. Hisse fiyatlannı "siyasi", "ekonomik" ve "psikolo- jik" faktörlerle, "alternatif yattnm araçlannın" duoımu belirler. 1- Ekom»minin du- rtunn: Türkiye ekonomisi Körfez krizinin en olumsuz koşullan içinden geliyor. Son zamanlarda iyileşme görülü- yor. Dış ticaret açığı azalıyor. Ödemeler dengesi bilançosu düzeliyor, cari tşlemler açığı çok önemli oranlarda kapanı- yor. Piyasalarda da belli bir canlanma var. Dışarıdan ha- tırı sayılır krediler alınmaya başlandı. Sektörler-şirketler: Piya- sanın en durgun dönemi ge- ride bırakıldı. Buna karşın şir- ketlerin üc aylık bilançoları hiç de fena değil. 45 borsa şirketi içinde sadece dördü zararlı bilanço açıkladı. Kâr- lannı katlayanlar bile var. Borsada ağıriıklı olarak yer alan şirketlerin bulunduğu sektörlerden çimento sektö- rü, altın devrini yaşıyor. Yal- nız, bazı çimento şirketlerin- de toplusözleşme dönemi geliyor. Inşaat sektöründe canlanma var. Üretiminin ya- rısını ihraç eden tekstilde, ABD kotaları yüzde 100 art- tırıldı. AT ile son yılların en iyi kota anlaşması imzalandı ve yüzde 20 artış sağlandı. Dampingti mallara karşı ge- çen hafta gümrük ve fon ko- nularak tekstil sektörü koru- maya alındı. Otomobıl satış- larındakı patlamanın, "lastik" sektörüne yansıma- sı kaçınılmaz. Üstelik lastik sektörü geçen seneki grev- den ve ağır toplusözleşme şartlarından geliyor. Bu yıl kâr patlaması yapabilırier. Bi- ra sektörü, Türkiye'de çok iyi durumda. Şirketlerin kârları iyi, mali yapıları da. Holding ve yatırım şirketlerinin 1991 yılı kârları, iştirak şirketlerinin 1990 yılı temettülerinden olu- şacak. Yani bu holding ve ya- tırım şirketlerinin 1991 yılı kârları gararrti altında. Çünkü 1990'da kârlarda patlarna vardı. Bankalar ise Körfez kri- zinin sürdüğü günlerde mev- duat çekilişleri yaşadı, vade- li mevduatta bozulmalar ol- du. Bu, bankaları faizyükün- den kurtardı. Hazine borçlan- masının altında mevduat top- layıp devlete satıyorlar. Atıl kalan fonlan bulunmuyor. Bankaların da "istisnalar" dı- şında zararda olduğunu söy- leyen kimse yok. Telekomünikasyon sektö- rü çok iyi, ihracatı arttı ve tam kapasiteyle çalışıyor. Daya- nıklı tûketim sektöründe sa- tışlarda ve kârda patlama var. Kimya, kâğrt ve orman sektörlerinde olumsuz bir gi- diş görülmüyor. Metal sana- yiinde tşleri kötü giden şirket- ler kadar iyi gidenler bulunu- yor. Sonuç olarak borsada hisseleri ışlem gören şirket- lerin dörtte üçü performansı- nı ve kârlarını koruyor veya arttırıyorlar. 2- Alternatif ymU- n a araçlanniB da- r u u : Döviz: Serbest dö- viz piyasasını yükselten ban- kaların talebi kesildi. Dış kre- diler alınmaya başlandı. İhra- cat arttı, ithalat düştü. Cari iş- lemler açığı büyük ölçüde ka- pandı. Bankalar çekilince Tahtakale de duruldu ve dö- vizdeki hareketler dış piyasa- lara paralel gitmeye başladı. Dövizdeki hızlı çıkış trendi ya- vaşladı ve normal düzeylere indi. Faiz: Uzun vadeli faizler yaklaşık 10 puan düştü. 1 ve 3 aylık faizlerde önemli bir düşme yok, hatta bazı büyük bankalar arttırıma bile gidi- yor. Ama aynı faiz oranını bü- tün bir yıl boyunca verecek- leri garanti değil. 3 aylık fai- zin dönem sonu getirisi net yüzde 15. Borsa ile karşılaş- tınlması biraz zor fakat kısa vadeli faizlerin yüksekliği pa- ranın bankacılık kesiminden çözülmesini geciktiriyor. Altın: Tamamen dış piya- salara bağlı olarak hareket ediyor. Durgun. Cazip bir ta- sarruf aracı niteliği taşımıyor. Gayrimenkul: Dönemsel bir canlılık içinde. Ancak bü- yük tasarruf sahiplerine ve uzun vadeli yatırımlara elve- rişli. Ayrıca yatınmı da hisse senedi kadar bilgi ve beceri gerektiren bir alan. Yani kü- çük tasarruf sahipleri ve kısa vadeli yatırımlar için geçerli bir seçenek değil. Likiditesi az olduğundan dövizden ve- ya faizden çözülen paranın çok azı bu alana gelebilir. 3- Psikolojik fak- törlerin etkisi: Faizler suni de olsa düştü. Repo düştü, düşüyor. Dövizde bek- lenti kalmadı. Altın yerinden kıpırdamıyor. Gayrimenkul küçük tasarrufçu için ve kısa vade için zor. Borsada ise hisse senedi fiyatları ucuz. Talep gösterilmesi durumun- da arzın da artacağı bir ger- çek. Yani bütün şartlar bor- sa için olumlu. Borsa 1989'un ikinci yarısında ve 1990 yılında olduğu gibi alter- natifsiz. O zaman Borsa niye düş- tü? Ya da neden yükselme- dl? Psikolojik faktörlerden; "güvensizlikten", "belir- sizlikten", "aştn karamsar- lıktan". Yatırımcının, "tali- matla indiriyoriar, ricayla çıkanriar" diye faiz düşüşü- nün geri tepeceğinden kork- masından. Faizler düşürülür- ken Başbakan'm "sıkı para politikası" izleneceğini söy- lemesi karşısında yukandan gelecek kararlara güven da- ha da azalıyor. Ayrıca Hazi- ne faizlerinin 10 puan düşü- rülmesinin bir hafta sonrasın- da üç puan arttınlması ve dü- şüşte istikrar sağlayamama- sı da güvensizliği ve korkuyu arttırıyor. "Alırsam, faizler yükselir, elimde kalır" diye korkan yatınma, faizlerin dü- şüşünden emin olmak istiyor. Yatırımct polrtikadaki belir- sizliğin gitmesıni bekliyor. ANAP'ın başına kim gece- cek? Erken seçıme gidilecek mi? Akbulut gelirse seçimin olmayacağını düşünüyor. Bu belirsizliğin dağılmasına ve belirlilik haline dönüşmesine ise iki hafta var. Burada, ikti- darın değişmeyeceğini, sa- dece yönetim kadrolarının değişebileceğini dikkatten kaçırmamak gerekiyor. Şu anda borsadaki görüntü, koşullara çok ters ve rasyo- nel davranılmadığını ortaya koyuyor. Her şeyin düştüğü bir tasarruf piyasası olamaz. Bu piyasada bir kalem düşer- ken diğer kalem çıkar. Faiz, repo, döviz, altın düştüğüne göre, ne yükseliyor? Yoksa para toprağa rm gömülüyor? Hayır. Para beklemede. Bütün koşulların, borsanın le- hine olmasına, borsanın al- ternatitsiz kalmasına karşılık beklemede, "psikolojik fak- törlerden"... Neyi bekliyor? Saatinin dolmasını, zembereğin iyice gerilmesini, emin olmak ve risk almamak için. 4- Sonaç: Körfez sava- şı tüm şiddeti ile sürerken Irak İsrail'e Scud füzeleri fır- latırken İncirlik'ten uçaklar kalkarken bu borsada hisse fiyatları tavan yapmıştı. Bor- sa'nın yeniden alternatifsiz kaldığı bugünlerde ise hisse senedi fiyatları "yerlerde sü- rünüyor". Beklemek, ama ne zamana ve nereye kadar? "Ak gün ağanr kalmaz, ka- ragün kararıp kalmaz", "Demlr tavında, dilber ça- ğında". Odalar Birliği Başkanı Yalım Erez Koalisyondan korkmak gereksizİZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu)— Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Baş- kanı Yalım Erez, yapılacak erken ya da normal bir genel seçimden çıkabilecek koalisyonlardan korkmamak gerektiğini söyledi. Erez, "Eğer deraokrasiye inanı- yorsanız, buna da kabul etmeniz gerekir" diye konuştu. 3. Izmir İktisat Kongresi'nin hazırhk çalışmaları nedeniyle tzmir'de bulunan TOBB Başkanı Yalım Erez, erken seçim, koalisyon olasılığı, ekonomik tercihler konularında görüşlerini açıkladı. Türkiye'nin ekonomik sistem konu- sunda tercihini yaptığını bildiren Erez sözlerini şöyle sürdürdü: "Buodan sonra hangi iktidar gelirse gelsin, tercita komuta piyasası degildir. Türkiye'nin tercihi, hangi iktidar gelirse gelsin, bugünkii iktidar da olsa bundan sonra değişecek iktidariar da olsa serbest piyasa ekonomisidir. Gelecek iktidar olsa olsa yapacağı degişiklikleri uygulamada- ki yanlışlıklan doğnı yapmaktır. Türki- ye'nin bazı sektörler açısından (ercihine gelince: O tercihler TL SÎAD'ın da yap- tığı gibi 2000'li yıllarda konuşulacak ko- nulardır. Bence bugünkii gündemde Tiirkiye'nin en önemli sorunu enflasyon- dur. Enflasyonu taalletmeden Türkiye^ ye hangi politikayı getirbrseniz getirin ba- şan kazanmanız mümkün degil. " Yapılan arıketlerde bir genel seçim sonrasmda koalisyon hükümeti olasılı- ğının gündemde olduğunun anımsatıl- ması üzerine Erez şunlan söyledi: "Eğer demokrasiye inanıyorsanız, de- mokrasinin bütün müesseselerini kabul etmek zonındasınız. KoaUsyonlan istik- rarsızlık olarak görmüyorum. Koalisyon da bu müesseselerden bir tanesidir. Hem demokrasiye inanacaksınız hem koalis- yondan korkacaksınız. O zaman demok- rasiye inancınız yok demektir. Türkiye nereye giderse gitsin, erkene de gitse ge- cine de gitse en geç bir-bir buçuk sene sonra anayasa açısından mecbur olduğu seçim var. Eğer Türk seçmeninio oyları da o yönde ohışacaksa ki ona kimsenin ambargo koymaya hakkı yoktur, bugün erken seçim nedeniyle korkulan koalis- yon 1992'de seçimlerde de çıkacaktır." Aydınların politikayı otel lobilerinde evlerinde içki masalannda yapmaktan vazgeçip Türk politik yaşamında fiilen görev alarak yapmaları gerektiğini vur- gulayan Erez, "Poliükanın yüce bir va- tan göreri olduğunu kabul edip yerleri- ni almıyorlar. Türkiye ne çekiyorsa bn- gün politik sıkınbyı bu aydınlann yüzün- den çekiyor" dedi. tktidarın kendisine uygun bir ortam olmadan erken seçime girmeyeceğine işa- ret eden Erez "Bazı olaylar seçimin ge- cikmesinin ülkeye olan zarannı arttın- yorsa, bazı baskı grupları bu konuda ağırlıklannı ortaya koymalıdır. Benim erken seçim çağrısındaki hedefim: Bu partinin gidip bir başka partinin iktida- ra gelmesinden kaynaklanmıyor. Önün- de en geç bir sene sonra seçim olan bir iktidar Türkiye'nin bu kadar acil mese- lesini çözecek sert tedbirler alamaz. Bu mümkün değil. Ama Türk ekonomisinin de beklemeye tahammülü yok'' dedi. 16. İKTtSATÇILAR HAFTASI Ülkenin geleceği tartışüdı Milsoft Ekonomi Servisi — İstanbul Üniversıtesi İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti'nin düzen- lediği 16. Iktisatçılar Haftası'n- da, muhalefet partilerinin tem- silcileri ve akademisyenler Türkiye'nin geleceğini tartıştı- lar. SHP Genel Başkanı Erdal lnönü yeni teknolojilerin geliş- mesinde hiçbir kompleksleri ol- madığını, bu tür yatınmları illa devlet ya da özel sektör yapsın diye bir tercihleri bulunmadığı- ru belinti. lnönü,"Burada kesin bir ayrım şart. 'Biz asker mille- tiz, yalnızca bunda kendimizi gösteririz' sözünü artık bırak- malıyız. Biz düşünen, yaratıcı- lığını teknikte, ekonomide de- gerlendiren bir millet olarak ge- lişmek istiyoruz" dedi. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Tansu ÇiHer de Türkiye'nin dünyayla entegrasyonu konusu- na değinerek bu konuda ANAP iktidarının yetersiz kaldığını söyledi ve "DYP programını anlamak son derece basit. Eko- nomide dünya fîyatlarından, dünya ücretlerinden yanayız" dedi. İSO Başkanı Memduh Hacı- oğlu ekonomide istikrann öne- mini vurguladı. Hacıoğlu, 1980'li yıllara egemen olan tüm serbest piyasa ekonomisinin ar tık can çekiştiğini, akılcı bir pa- zar ekonomisi uygulamak ge- rektiğini söyledi. Akademisyenler, Türkiye'nin dünya ekonomisindeki yerine değindiler. Prof. Dr. Asaf Sa- vaş Akad, Türkiye'nin artık az- gelişmişliği aştığım, şu anda fa- kir bir kapitalist ülke olduğunu söyledi. "Dedemlerden kalan Caddebostan dakiev satıldı nihayet. Para elime geçince beni bir düşüncedir aldı. Ne • yapsam da paramt değerletıdirsetn diye. Borsa akltma geldi. Karttn 'Aman hiç bilmediğin bir iş. Şaşırtp kahrsın. Bir bilene dantş'dedi. Öyleya, koca bir piyasa. însan tek başına kaybolur. Ben de kalktım Akdeniz Menkul Değerler'e gittim. Müşteri Temsilcisi karşıladı beni. Uzun uzun hisse senedi piyasastnı anlattı. Birdeyatınm uzmanlart var. Tam bir uzman. Ekonomik gelişmeleri öyle yakından takip ediyor ki. Gelecekle ilgili tahminler de yapıyor. 'Dealing Room' dedikleri bir salonlan var. Oturup borsayt anında izliyorsunuz. Naklen yayın gibi. Oradan çıkttm, bankama gittim. Çektim bütün paramı, doğnı yine Akdeniz'e... Müşteri temsilcim aldı beni, götürdü genel müdürün odasına. Biraz sohbet ettik. Biz kahvelerimizi içerken müşteri temsilcim benim adıma işlem yapmaya başlamıştı bile. Daha ilk günden kazandım. Kim derdi Caddebostan 'daki köhne evin birikim sağlayacağtnı. Dedeciğim, görebilseydi bu günleri..." Biliımteyeıtde yolunuzu yitintteyin Yatınm rehberiniz Akdeniz Menkul Değerler \ = = = . " = = f ^ F = MENKUL DECERLER TİCARETİ A Ş Sıracevizler CaU No 4 i 80260 Şişli-tstanbul Tcl: 1}I 77 57 • 131 15 53 • 132 00 81 • 1.34 07 40 Fax 134 *1 01 A newty established DefenceTechnologies System Integration Company in Türkiye is seeking for professionals with the follovving qualifications: Engineers with Ph.D. or M.Sc. degrees in •Electronics • Softvvare Engineering • Hardvvare Engineering • Systems Engineering • All applicants must be fluent in wrıtten and spoken English, • No obligation for the milttary service, • Applicants must be below 35 years of age, • All applicants rrtüst have minimum 2 years of experience. • Preferred background: • Radar and Electronic Warfare Systems, • Command, Control and Informafıon Systems, • Communications and tntelligence. • Software Engineer position must have experiervce in scientific applications and programming languages such as Assembler, Fortran, Pascal and C. • Applicants who can not be assigned immediately due to their present obligations will be given some time to arrange their affairs. Please send your resume with a recent picture to Milsoft Sistem ve Teknoloji Sanayi ve Tic. A.Ş. Ahmet Mithat Efendi Sok. 23 /1, Çankaya / Ankara not later than June 14,1991. All applications will be kept confidential. R E K L A M D U N Y A S 1 Dergide Almanlar en başarüı Avrupa'mn en büyük mecra alım- satım şirketi olan Carat International'- ın mayıs ayı içinde yayımlanan "Avrupa Dergiler Raporu"na göre eski kıtada ge- rek satış gerekse reklam bütçesi açısın- dan en başanlı dergiler Almanya'da ya- yımlanıyor. Avrupa ülkelerinde dergile- rin okunma sıklığı, satış ve reklam alma potansiyellerini inceleyen geniş çaplı araştınna, İngilİ7 Media Week dergisınin 17 mayıs tarihli sayısında haber konusu oldu. Habere göre Avrupa'da en cazip reklam medyası, televizyon ve kadın der- gileri. En başanlı reklam mecralan ve en çok yeni yayın başlatanlar Almanlar, bu Glft Ajans « yaştMİ» Gift Ajans Uluslararası Reklamcılık Hizmetleri Ltd. Şirketi 13 haziran perşembe günü saat 18.00 ila 21.00 arasında Levent Ko- rukent'teki Havuzbaşı'nda 6 yaşına ba- sacak. Nice yıllara... sayede de Alman Markı hâlâ en güçlû para birimi. Avrupa'da en çok satan 3 dergi: Hörzu; haftalık TV dergisi (Almanya) 3.084.000, Tele 7 Jours (H); TV dergisi (Fransa) 3.042.000, Radio Times; TV dergisi (tngiltere) 2.999.000, (1989'da haftalık ortalama satış). Avrupa'mn en çok reklam geliri olan 3 dergisi: Stern (H); Genel (Almanya) 238 m do- lar, Der Spiegel (H); Haber (Almanya) 197 m dolar, Panorama (H); Haber (îtal- ya) 178 m dolar (1989 reklam geliri.) j r ı x ı Reklamcılık ARMA\P MATTB.ART fak Fransız "Que sais-je?" (Ne Biliyo- mm?) dizisinin Türkçe versiyonu olan îletişim Yayınlan'nm Cep Üniversitesi dizisinde Prof. Armand Mattelart'in "Reklamalık" kitabı çıktı. Fatoş Er- soy'un çevirdiği 133 sayfaJık kitapta rek- lamcılık genel olarak 6 bölümde ele alımyor: Reklam Ağlan (Şebekeleri), Pazarlar, Araştırma, Görsel-lşitsel Üre- tim.tletişimToplumu, Eleştirel Bakışlar. Dizinin önümüzdeki günlerde yayunla- nacak bir başka kitabı ise F. Balle ile G. Eymery'nin "Yeni Medyalar" başlıklı çalışması. TÜRKİYE M E DYA Z İ R V E S İ '90 \ y Zirvesi bfldirileri Aylık pazarlama iletişim dergisi "Medya" ile Reklamcılar Derneği'- nin 3-4 Aralık 1990 günlerinde bir- likte düzenledikleri "Türkiye Medya Zirvesi"nin bildirileri 149 sayfalık büyük boy bir kitap halinde yaym- landı. tki gün içinde yapılan 31 ko- nuşmanm banttan çözümlerini içeren kitap 100.000 TL. karşılığın- da Reklamcılar Derneği'nden sağla- nabilir (Tlf: 166 90 88). Eğitim kurumlan ve öğrencilere yüzde 50 indirimle satılan kitapta uluslarara- sı medyalardan Türkiye'nin medya yapısı, medya planlamasından med- yanın sorunlarına kadar çeşitli so- runlar aynntıh olarak irdeleniyor. T E K N O L O J İ V I T R I N I Lazer termometreDoğnı sıcakhkta korunmayan yiye- ceklerde besin zehirlenmesine yol açan bakteriler üreyebilir. Şimdi bir Ameri- kan firması, lazer ışınlanyla sıcaklık öl- çümü yapan bir termometre geliştirdi. Görevü, mağaza içinde yürürken termo- metre raflardaki yiyeceklerin uzaktan sı- caklığım ölçüyor. Belirli bir paket olması gerektiğinden bir derece sıcak ya da so- ğuk olduğu zaman bir alarm çalıyor. Raytek firmasının geliştirdiği termo- metre, tüm nesnelerin yaydığı kızılötesi ışınlan yakaüyor. Bu ışınlar nesnenin sı- caklığına göre değişiyor. Termometre, üç metre uzaklıktan bir paketin 1 santi- metrekarelik alanımn sıcaklığım belirle- yebiliyor. Paket büyük olursa uzaklık 30 metreye kadar çıkabiliyor. Saniyede dört Damar görüntüsüyle kimlik kontrolü Parmak izi ve retina tara görüntüsünü karşüaş- tırmayı içeren güveniik sistemlerine bir yenisi ek- lendi. Bu yeni "biyometrik" aygıtın, otomatik para makinelerinden para çekmek gibi işlemlerde gü- venliği sağlama açısından daha etkin olması bek- leniyor. Cambridge Consultants ve British Technology Group tarafından geliştirilen Veincheck adlı sis- tem, elin üstündeki damar yapısııu karşılaştırarak kişinin kimliğini saptıyor. Sıkılmış bir yumruğu bir saniyeden kısa bir sürede tarayıcı bir kameranm altından geçirmek yeterli oluyor. Kamera, kızılö- tesi ışmlarla damarlan ve elin yapısını belirtiyor. Sistem, önceden plastik karta (kredi kartı) kayde- dilmiş verilerle bu eli karşılaştırarak kartın sahi- binin kimliğini doğruluyor. Veincheck'in, öteki biyometrik donanıma göre daha kolayca kabul görmesi bekleniyor. Şu anda örnek olarak bu sistemle çalışan bir para makine- si üretilmiş bulunuyor. Veincheck'in, iki yıl içinde bu tür para makinelerine entegre edilebileceği tah- - min ediliyor. Kahvenin 'kokusu' Kahvenin aroması çok çabuk kaybolur. Za- manla kahve havada okside olur ve asitleşir. Bu aromayı korumak için Braun firması Aromaster adh bir kahve makinesi geliştirdi. Bu kahve ma- kinesinin cam kabının kapağı otomatik olarak ka- panıyor ve makinenin termostatı kahveyi belirli bir sıcakhkta tutuyor. Böylece kahve makinesi, buharlaşmayı ve oksitlenmeyi yüzde 80, sıcaklık düşüşünü yüzde 33 azaltarak kahvenin aroması- nı koruyor. Aromaster'in fıyatı 290-470 Fransız Frangı arasında değişiyor. Kendi orkestranızı yönetin Evinizde kendi orkestranızı yönetme- niz gerçekten mümkün olabilecek. Ca- lifomia'daki (ABD) Stanford Üniversi- tesi'nden Profesör Max Matthevvs, or- kestra yönetimi için bir çift elektronik baton geliştirdi. Sağ elde tutulan baton, parçamn hızını ayarlarken sol elde taşı- nan batonla yapılan hareketler müziğin okuma yapabilen termometre 5000 oku- mayı kaydedebiliyor ve bir yazıhm yar- dımıyla sıcaklıklann grafığini verebili- yor. Bu tür termometreler daha önce sa- nayide kullanılıyordu, ancak pahah gaz lazerlerinden yararlanıldığı için maliyet 2000 doların üstünde oluyordu. Raytek'in termometresüün maliyeti 1000 doların altmda. Bu termometrede bir silikon yonganın boyutlannda lazer diyodu kuİlamhyor. Raytek firmasına göre lazerin ışığı, çok kuvvetu ışıklar ha- riç her türlü ışık altında görülebiliyor. Ingüiz Sainsburry süpermarket zinci- ri, buzdolaplanndaki yiyeceklerin sıcak- lıklarını ölçmek için bu termometreler- den satın aldı. Koşucular içuıwalkmen Sanyo'nun SPT 1000 mo- del spor walkmeni, normal işlevlerinin yani sıra koşu performansınızı da ölçüyor. Walkmenin pedometresi. mesafeyi ve bu mesafeyi ne kadar sürede aldığınızı ölçü- yor. Üç egzersiz modelinden biri seçilebiliyor: Yürüme, hızlı yürüme ve koşu. Sonra bir adımda ne kadar ilerledi- ğinizi kaydetmeniz gereki- yor. SPT 1000, mesafeyi ölç- mek için ayağın her yere yu- ruşunu sayıyor ve belirlediği- niz mesafeyi tamamladığuuz zaman bip sesiyle uyarıyor. Yavaşladığmızı fark ederse- niz, bir düğmeye basıyorsu- nuz ve pedometre yeniden tempoyu yakalayıncaya ka- dar bip sesi veriyor. SPT 1000 kaset oynatıcı ve AM/FM radyo, haziran ayında ABD'de piyasaya çı- kacak ve 55 dolardan satıla- cak. dinamiğini belirliyor. Batonlar, bir muzik parçasımn kayıt- lı olduğu bir disket içeren bir IBM PC'ye bağlanıyor. PC ise müziği çalan bir sin- tizayzıra bağlanıyor. Prof. Matthews, şimdi batonlannın üretimini gerçekleş- tirecek bir firma arıyor. Matthevvs, bun- ların satış fiyatının birkaç yıiz dolardan fazla olmayacağını umuyor. E K O N O M İ K I T A P L I G I TÜSİAD üyeleri kimdir, ne yapar? TÜStAD Members Company Profücs-A Brief "Wbo's Who" of Leadin Turkish Companies / TÜStAD Yayınlan / Üçttncü baskı / 610 sayfa Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşlannı bün- yesinde toplayan Türk Sanayicileri ve tşadamlan Derneği (TÜSİAD) üyelerinin faaliyet alanlanm tanıttığı TÜStAD üyelerinin şirket profılleri ÇTÜ- SİAD Members Company Profiles) başlıkh Ingi- lizce yaymının yeni baskısı pktı. İlk baskısı kasırn 1984, ikinci baskısı nisan 1987'de yayımlanan ki- tabın bu üçüncü baskısında TÜSİAD üyelerinin isim, adres ve telefonları, sahibi bulunduklan fir- maların sektörler itibanyla faaliyet alanları, ûtih- dam hacimleri, üretim kapasiteleri, cirolan, itha- lat ve ihracatı ile diğer bılgiler aynntıh olarak yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle