Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 15 HAZİRAN 1991
Kent Ayduılatıııası...
Kentsel değerlerin ortaya çıkartılması ve kentlerin estetik yönden
çekici bir görüntü oluşturması için yapılan aydınlatmalar, özellikle
turizm yönünden de çok önemlidir. Bu tür aydınlatmalarla kentlerin
gece görünüşleri, gündüz görünüşlerinden büsbütün ayrı nitelik taşır.
Prof. Dr. MÜJGAN ŞEREFHANOĞLU Yıldız Üni. Mim. Fak.
Aydınlatma tekniği, yaşadığımız çağın ikinci
yarısından sonra gelişmeye başlamış, özellikle
ışık kaynaklannın (Iambalann) gelışmesine ko-
şut olarak hızlı bir biçimde surmuş ve giderek
daha da hızını arttıracak bir niteliğe ulaşmıştır.
Bu tekniğin gelişmesi, uygulama alanında yapı
içinde, işleve ve iç mimari oluşuma uygun, ge-
rekli aydınlatma duzenlerinin getirilmesine ola-
nak sağlarken aynı zamanda yapı dışını da tur-
lu yönlerden çekici ve güvenlıkli kılan ve kente
geceleri ayn bir yaşantı getırecek duzenlenn oluş-
turulmasına da olanak sağlamaktadır. Görsel al-
gılamayı sağlayan ışığın oluşturduğu aydınlık,
gun boyunca doğal olarak elde edilirken gunışı-
ğırun yetersizleştiği ya da ortadan kalktığı zaman
onun yerini almak amaayla kullanılan yapay ışık
kaynakları ile sağlarur.
Kentler, gündüzleri süreklı değişim gösteren,
guneş ve gök ışığından oluşan gunışığı altında
algılanır. Bir doğal olgu olan bu ışığı denetle-
mek, değiştirmek genelde olanaksızdır. Çoğu kez
hoşa gıden ve turlu etkiler yaratan bu değişim,
kentlerin görüntü olarak değişik izlenimler bı-
rakmasını getirir. Bu göruntülerin çekiciliğinde
özellikle güneşin varhğı ve devinimı buyük rol
oynar ve belleklere yerleşir. Örneğin, guneş ba-
tarken Topkapı Sarayı ve çevresinın pitoresk go-
rüntusü gibi.
Doğal ışığı değiştirmek olanaksız olduğu için
gündüzleri kent göruntusundeki değişımler, an-
cak dolayh olarak ve belirli ölçude sağlanabilir.
Bu da yapılann ve çeyrenin renk, doku, koyuluk-
açıklık gibi özeliklerine bağlı olarak görünurlü-
lüklerini değiştirerek yapılabilır. Bu nedenle, ya-
pılann renkleri, birbirleri ve çevre ile uyumlan
kent görüntüsunde önemli bir konudur.
Doğal ışığın ortadan kalkmasıyla araya gıren
yapay aydınlatmanın. avdınlatma tekniiŞıne da-
yalı olarak, kent aydınlatmasındakj amaçlar
doğrultusunda ve getireceği yararlar iyi değer-
lendirilerek çözumlenmesi gerekir. Çünkü bura-
da enerji kullanınıı ve türlu yönlerden yapılacak
harcamalar, üzerinde önemle durulması gereken
etkenlerdir.
Kent aydınlatmasında amaç
Kent aydınlatmasında temel amaç, kentin gece
kullanımına olanak sağlayacak duzenlerı getir-
mektir. Bunun için de.
tyi görme koşullannın yaratılması,
Yaya ve araç trafığinin guvenliği,
Kentle ilgili, kimi kamu hizmetlerinin gece-
leri de sunulması.
Kentsel değerlerin ortaya çıkarılması,
Kentlerin estetik yönden çekici bir görüntü
oluşturması,
• Açık hava etkinliklerinin (spor, eğlence, din-
lence gibi) geceleri rahatlıkla yapılabilmesi,
• Hırsızlık, yankesicilik, sarkıntılık ve benzeri
tür olayların önlenmesı gibi konular önem ta-
şır.
Bunların bir bölümü doğrudan doğruya ay-
dınlatma tekniğine dayalı olarak yapılan dış ay-
dınlatmaları oluşturur. Öraeğin trafık ile ilgili
yol, kavşak, meydan ve bunlarla bütünleşen is-
kele, durak, istasyon, havalimanları ve benzeri
ulaşım ağının aydınlatılması gibi... Bu tur tek-
nik aydınlatmalarda, özellikle :aşıt kullanıcıla-
rı yönünden, ışığın doğrudan göze gelmemesi,
göruş alanı içine çok ışıklı yüzeylerin (ışıklı rek-
lamlar, çıplak lambalar gibi) girmemesi, yol yu-
zevlerinde buyuk aydınbk ya da ışıklılık ayrım-
lan olmaması, yani, aydınlığın düzgün yayılması
gibi konular yer ahr. Yine iyi görme koşulları
yönünden aydınlık düzeyleri (aydınlığın azlığı-
çokluğu) önemlidir. Tekniğine uygun aydınla-
tılmış yollarda bu yönden kaza olasılıgı ortadan
kalkar.
Kentsel değerlerin ortaya çıkartılması ve kent-
lerin estetik yönden çekici bir görüntü oluştur-
ması için yapılan aydınlatmalar, özellikle turizm
yönünden de çok önemlidir. Bu tur aydınlatma-
larla kentlerin gece görunüşleri, günduz görünüş-
lerinden büsbütün ayrı bir nitelik taşır. Ayrıca
değişen duzenlerle (ışık rengi, ışığın azaltüıp art-
tınlması, değişik aydınlatma ve ışıklandırmalar
yapılması gibi) birbirinden ayn değişik görun-
tuler elde edilebilir.
Kent aydınlatmasının bu yönü, konunun ge-
reği, teknikle birlikte estetik ve sanatsal değer-
ler taşımalıdır. Örneğin, bir saray aydınlatma-
sıyla bir trafık yolu aydınlatması arasında bu-
yuk ayrım söz konusudur. Yol aydınlatmasın-
da teknik yönden yol yuzeyinde oldukça düzgun
yayılımlı aydınlık gerekirken saray aydınlatma-
sında ise, sarayın uç boyutunu ve mimarlık özel-
liklerini (girinti, çıkıntıları, rengi, süslemeleri gi-
bi) görkemini ortaya çıkartacak bir aydınlatma
gerekir.
Kentlerin kendine özgü niteliklerine göre kent
aydınlatma konuları:
• Tarihsel ve sanatsal değeri olan eserleri, (sa-
raylar, kasırlar, dinsel yapılar, köprüler, surlar
vb),
• Ören alanlarını,
• Sosyal v e kulturel amaçlı yapı ya da yapıla-
n ve çevrelerini (tuneller, kültür merkezleri vb),
• Uluslararası ilişkiler yönünden önem taşı-
yan yapılan,
• Çağdaş mimarlık özellikleri olan yapılan,
• önemli kamu kurum ve kunıluşlarına ait ya-
pı ya da yapılan,
• Açık hava etkinlikleri, fuar vb alanları,
• Yaya alanları, gezi yolları, alışveriş merkez-
lerini,
• Yeşil alanları, park ve bahçeleri, buralarda
yer alan havuz, göl, gölet, heykel, değerli ağaç-
ları ve benzerlerinı kapsar.
Tüm bu konulann aydınlatılmasında olaya tek
tek konulann özelliklerine gore ve kent butünu
içinde bakmak gerekir. Ancak bu durumda çe-
kici ve başarılı görüntuler elde etmek olanaklı-
dır.
Gece aydınlatmasında tum çevre karanlık ol-
duğu için ışıklılığı fazla olan yuzeylerden ve çok
ışıklı çıplak lambalar kullanılmasından kaçın-
mak gerekir. Çünkü bu gibi durumlar göz ka-
maşması oluşturduğu için cevrenin algılanmasını
zorlaştınr. Bu tür aydmlatmalar kimi zaman ve
yerlerde doğanın güzelliğini bozmakta, özellik-
le, ay ışığı ve görüntusünun büyüleyici etkisini
yok etmekte, adeta lamba ya da aydınlatma ay-
gıtlan ile ay göruntü olarak birbirine kanşmak-
ta ya da yarışmaktadır. Bu nedenle, kent aydın-
latması gelişigüzel lambalan ya da aydınlatma
aygıtlannı dizerek ve bunlan çokça kullanarak
yapılan bir aydınlatma olmayıp tamamen uz-
manlığa dayalı ve tum konulann özelliklerine gö-
re çözumlenmesi gereken önemli bir alanı kap-
samaktadır.
İyi bir kent aydınlatması kentlerin gece kul-
lanımlarını iyi bir biçimde sağladığı gibi, kentle
ilgili olumlu ve ilginç görüntulerinin bellekler-
de yer etmesini sağlamakta da önemli rol oynar.
Sonııç
Günumuzde kentlerin yukanda sözü edilen
amaçlara yönelik ve aydınlatma tekniğine dayalı
olarak aydınlatılması, böylece geceleri de yaşa-
yan kentler oluşturulması ve bunun aynı zaman-
da kent ve ulke bütünu içinde yaygınJaşmasının
sağlanması, gelışmişliği simgeleyen etkenlerden
biridir. Çünkü bir ülkede bilim ve teknolojinin
getirdiği yenıhkierden ve olanaklardan yararlan-
mak, çağı ve çağdaş yaşamı yansıtan bir göster-
gedir.
Turizm yatırımlannın, uluslararası türlü iliş-
kilerin önem kazandığı ve AT'ye girilmesinin
amaçlandığı ülkemizde bu açıdan da konuya
yaklaşmarun öneminin bilincinde olmak gerekir.
İyi aydınlatılmış kentler geceleri her turlu kö-
tü, ahlak ve yasadışı davramşlan ve olaylan
önemli ölçüde önlediği, aynca karanlığın kor-
ku ve ürküntu veren etkisini kaldırdığı için de
önem tasımaktadır.
Kent her turlu kullanımı ve görüntüsüyle bir
butundür. Bu nedenle, kent aydınlatma konu-
sunun da bu bütünün içinde yer alması ve bele-
diye hizmetleri kapsarruna girmesi doğru bir yak-
laşım olacaktır. özellikle değerli tarihsel ve kul-
tür varuklan, doğal güzellikleri, kıtalar arasın-
daki konumu ve uluslararası türlü ilişkileriyle 'ts-
tanbul gibi önemli bir dünya kenti'nin bu açı-
dan özenle üzerinde durulması ve devletin ilgili
kurum ve kuruluşlan tarafından her türlü des-
teğin verilmesi gerekir.
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
BirSHPKongresinde...
"önümüzdeki kurultay ile gıderilemeyen ıki başlı görün-
tûnün ve hizipçi yaklaşımlann yok edilerek parti içinde birlik
ve berabertiğin sağlanması ve boylelikle dışa dönük müca-
deteye hız verilerek partımızin ıktıdara bir an önce taşınma-
sı gerektiği gerçeğı ortadadır. Sosyal demokrat ıktidarın hal-
kın iktidarı olduğuna inanan bızler, sız partılilerimızden ala-
cağımız güçle partımizi sağa ve tekelci sermayenın çıkarla-
nna peşkeş çekmeye çalışan grup ve hiziplere izin verme-
yeceğiz."
Bir SHP il kongresı.. Herhangi bir ilimiz. Elime tutuşturu-
lan kâğıtta yazılı olanları okuyorum. 'SHP'nin İktidarı İçin
Vanz
1
başlıklı bu açıklama genel merkezci başkan adayının
imzasmı taşıyor. Tam üç başkan adayı var. Eskı il başkanı açık-
ça Baykalcı olduğunu söylemekten çekinmeyen biri. Baykal'cı
olmak ne anlama gelıyor, bilmek zor! Demek eskı il başkanı
belli bir hizbin yandaşı... Ansiklopedilerde 'hizip' sözcüğü-
nOntanımı yaprfırken örnek gösterilen 'Baykal hizbi'nin ada-
mı!.. Genel merkezci aday var, bir avukat. Üçüncü aday da
eski bir sendikacı.
Kongre Dtvan Başkanltğı'na Baykalcı bir milletvekili geti-
rildi. Açış konuşmasını 'hürmetle ve saygıyla' diye bıtiren bir
poJitıkacımn ne denli nitelik taşıdığı daha ılk anda belli oldu!
'Hürmetle ve saygıyla' denince daha mı güçlü bir söz edil-
miş oluyor, saygı bir kat daha mı artıyor?
Her şey önceden belli gıbı! Baykalcı ıl başkanı bir kez da-
ha seçılmeyi sağlama almış. Zaten yerel gazetede bir yazar
'önceden başkanın kim olduğu bellidir' diye yazmamış mıy-
dı? Genel rrterkez adayı ile eski il başkanı arasında bir de
üçüncü aday var ki Baykalcıların kazanmasını garanti etmek
niyetiyle ortaya çıkmış! Solda oylar ikiye bölünür, sağdaki
aday az bir farkla seçimi kazanır. Hesap bu. Başarılı bir he-
sapl
Birkaç yıldır parti kongrelerinı ızlemiyorum. Geçmiş yıllar-
da CHP'nin, AP'nin ya da başka partilerin kongrelerıne gi-
derdim. Yıllar geçti, ama kimi şeyler hıç mi hıç değişmedi.
O da hatiplerin uzun konuşmalarla hiçbir şey anlatmamala-
rı! Sözcük salatası! Kendilerinin bile ınanmadıkları birtakım
düşünceleri söylemek. . Delegeler hep salon dışındadır. üs-
teter elden ele gezer. Düşünce, fıkır, görüş, program gibi şey-
ler bir yana itilir, Ali Bey mi, Veli Bey mi, onun takımı mı, bu-
nun takımı mı? Bıktırır bu tekdüzelik!..
Beş-altı saat geçti. Konuşmalar dinledik. Biri çıktı eski il
başkanının yıllar boyunca hiçbir olumlu iş yapmadığını söy-
ledi. İl başkanı da bunu kabul etti. Öyleyse bir daha seçıl-
memeli değil mi? Oysa durum bambaşka! Delegeler önce-
den koşullandırılmış. Ne dersen de, durum değışmeyecek.
Biri çıktı 'anamalcı sermayeye' karşı olduğunu söyledi. Hem
anamal, hem de sermaye ne demekse!
Genel merkezden gelen milletvekili uzun, ama çok yararlı
bir konuşma yapıyor. Partı meclısınde kabul edilen yeni pro-
jelerı anlatıyor. Eğıtım, malıye, yönetim konuları... SHP bir
yıl içinde pek çok şey hazırlamış. Ayrıntılara giriyor konuş-
macı. Dikkatte dinliyorum. SHP Genel Merkezı zamanını boşa
geçirmemış. Kendi programına uygun biçimde çalışmalar
yapmış. İktidara geldiğinde hangi konularda ne gibi atılım-
lar yapılacağını açık açık anlatıyor.
Bilmem dinleyen var mı? Oy pusulaları dağıtılmakta. Her-
kes seçim telaşında. Önde oturan milletvekilleri bile sıkılmaya
başladılar. Biri kalktı sigara içmeye gitti, başka biri iki de bir
çıkıp dolaşıyor. Genel merkez temsilcisinin anlattıklarını din-
liyor mu? Hele Divan Başkanı Baykalcı milletvekili zaman za-
man alaycı bir gülümsemeyte konuşmacrya bakıyor. Hani sen
söyle, ama biz bildiğimizi okuruz' der gibi!..
"Göreve geldim. Bizden önce bu konularda neler hazırla-
mışlar, görmek istedim. Bir dosya getirdiler içı boş. Hiçbir şey
yapılmamış. Biz işe sıfırdan başlamak zorunda kaldık."
Divan başkanı, Baykalcı yönetımin eleştirildiğini duyunca
"Betediye seçimlerinde partiye büyük basarı kazandırdık, yet-
mez mi?" diye atılıyor. Sanki bu ikisi arasında bir benzerlik
varmış gibi!
SHP tüm Türkiye'deki il, ilçe kongrelerinde 'iki başlı' bir
görünüm içinde. Ne yapıp edip bu iki başlılığı ortadan kal-
dırmalı. Yoksa SHP, bu iç düşmanlıklarla başarılı bir sonuca
ulaşamaz. Bir SHP il kongresınden çıkarken düşündüklerim
boyle işte...
ELAZIĞ ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN (İŞ)
Dosya No: 1990/453
Davacı SSK Genel Müdürlılğü ile davalı tbrahim Çayan arasında-
kı alacak-iş davasının yapılan dumşması sırasında verilen ara kararı
gereğince;
Davacı vekıli dJekçesınde özetle; müdürlüklenne ba^lı 1694, 21 sayılı
dosyasında ışlem gören işyen işçisı iken geçırdıgi trafik kazası sonu-
cu malul kalan Nurettın Asal'a 17.740.007 TL peşın değerli gelır ba|-
landıgjnı, aynca 438.183 TL de masraf ve ödeme yapıldığını, kaza ne-
deni ile Elazığ 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığım, açılan
kamu davası sonucu tbrahim Çayan'ın 8/8'de kusurlu bulundugunu,
bu nedenle müvekkılı ıdarece ışçı Nurettın Asal'a ödenen 18.178.190
TL'nin davalıdan ahsil edilmesı gerektigini belirterek 18.178.190 TL'nin
yasal faızi ile birlikte davalıdan tahsiline karar venlmesinı talep et-
miştır. Davalı tum aramalara rağmen Şahınkaya Köyü-Elazığ adre-
sınde bulunamadıjından dava dilekçesımn ve durusma günün ılanen
tebliğine karar venlmışlır. Davalının duruşma günu olan 4.7.1991 günü
saat 9'da mahkemede hazır bulunarak ibraz etmek istedığ) belgeleri
ibraz etmesı, gelmediği takdırde davanın yokluğunda karara bagla-
nacagj (HMUK.nun 509, 510. maddelerı gereğince) hususu dava di-
lekçesi yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
PENCERE
Dava?..
—Yüksel Çakmur çalar mı?
—Ne çalar mı? Piyano çaldtğını hk? görmedim, keman çal-
dığını duymadırn..
—Hayır, devlet malı çalar mı?
—Yok deve!..
Kimi insanın kişiliği resimli roman kahramanı gibi köşelen-
miştir; kamuoyunun gözünde değiştıremezsin; Izmir Beledi-
ye Başkanı Yüksel Çakmur'un rüşvet aldığını soyleyenin la-
fına kim inanır!.. Belgesiz iddia, geri tepen silaha dönüşür.
Değil mi?
•
İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen yargıç
önüne çıkacak...
Niçin?
Sozen, Dolmabahçe'deki pek ünlü "gökkafes"\n yapım iz-
nini iptal etmiş, inşaatı mühürlemişti; "görevini kötûye
kullandığı" iddiasıyla yargılanacak.
Diyor ki Sözen:
'—Bu konu kentimizın tarihıni ve siluetini (izdüşümünü) ko-
rumak için yaptığımtz mücade/enin unutulmaz ve bize onur
VBren bir.parçasıdır."
Yalnız İstanbullu'ya değil, Anadolu halkına ve çağımız uy-
garttğını simgeleyen evrensel insan kişiliğine seslenen bir an-
lam var bu açıklamada...
•
Çağdaş insan...
İstanbul'daTophane'den yürümeye başlıyor, Fındıklı'yı ge-
çiyor, Kabataş'a vanrken Avniömerefendi Camisi'nin mina-
resi göğe yükselıyor ve tam o anda Dolmabahçe Sarayı'nın
tepesine heyula gibi oturmuş beton yığınını dehşetle görü-
yor; tarihimizin ve kültürümüzün üstüne çöken barbarlık anı-
tına şaşkınlıkla bakarken soruyor:
— Ne bu?
— Beş yıldızlı İsviçre oteli...
— Hayır, onu sormuyorum, "bu cınayeti kim işledi, katil
kimdir" diye soruyorum.
Katil kim?
İsvıçreli mi?
Cenevre'de ya da Lozan'da, kentin tarihine, kültürüne, kim-
liğıne, güzelliğine aykırı bir tek çivi çakabilir mi isviçreli? is-
tanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nın canına nasıl okuyabiliyor?
Ama elbette suçlu onlar değil, bizleriz; programında "muha-
fazakâr ve milliyetçi" olduğu yazılı ANAP iktidarının para hır-
sıyla harmanlanmış gorgüsüzlüğü Istanbul'u katletmistir.
Kentin incecik minarelerle bezenmiş tarihsel izdüşümüne
saldın üstüne saldınnın durdurulması yalnız belediyecilik de-
ğil, insanlık görevidir.
Dolmabahçe'deki "gökkafes" adı verilen betonlasmanın ya-
pımı bu yüzden durduruldu.
•
Bir kentin çöpü toplanamıyorsa, toplanabilir; suyu yoksa,
(Arkast 19. Sayfada)
Çevreye saygı
vt X
U
Daha güzel bir dünyada yaşamak istiyoruz...
berrak, daha temiz bir dünyada... Daha rahat
alan bir dünyada.„
daha
soluk
ANMA
"Yığıt loprağa duşen de
bir kırmızı gul alur.
Yürek bılenır,
bilenır yurek. ."
Bilendi yüreklerımiz 84'ün hazin sıcağında.
özgürlükler için
Bedenlerini ölume sunan.
ÖLÜM ORUCUNDA YİTÎRDlĞÎMİZ
APO, FATÎH, HAYDAR, HASANı
ANIYORUZ SEVDANIN ODAĞINDA.
ÖZGÜR-DER'LÎ
TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLELERt
ADINA IVEVİA YAĞ4>
Geleceğe hazırlanan Borusan ıçın
bu yıl onemıı bir donum nokîasıdır Çun^u
bu yıl Borusan ır yenı kurum kımhgı yaratı d
Borusan kımlığ' tum şırket adlanmn ozet olarak
yazılışından, ozel Borusan --enklerınden ve
Borusan amblemınaen oluşuyo
r
Tum pano
ve tabelalardan taşıtla
r
a kırtasıye malzeme-
lerınden çalışanlarm gıysılerıne kaaar he
r
yerde uygulanıyor Ve tum Borusan şrkeîle-
rını gorsel b r butunluk içinde sunuyor
Ancak kurum, k.mlığı sadece gorsel unsur-
lardan ıbaret değil ayrı zamanoa Borusar m
uç temel ılkesmı de yansıtıyo
r
Yenıl kçılık.
verımlılık ve çevreye saygı
Çev
r
eve saygı
1
Çun-^u
bir
Borusan
sağlıklı bir çevrenn ekonomık gelısmenın
terrel koşullarınaan bırı olduğuna inanır
Yuzbınlerce tonluk uretım kapasıtes ne sahıo
olan Bo^usan fabnkaları bjlundukar ool-
gelerde cevre tem z ığı konusunda ornek
gösterilen tesıslerdır
Çevre korjma gelecegın korunma-
sıdır Çevre ko'umaya ven en onem, gelecek
kuşaklara verilen onemın de gostergesıdır
BORUSAN