05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 1991*** HABERLERÎN DEVAMI E k o n o m i CUMHURİYET/19 ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Ekonomi kurmayları arasındaki çekişmc, ekonomideki sorunların ağırlaşması üzerine son günlerde daha da şiddetlendi. Ekonomiden sorumlu devlet bakanları Güneş Taner ve Işın Çelebi arasındaki kronikleşen kavga. söz konusu iki bakana bağlı bürokratların da aralarının açılmasına yol açıyor. Ekonomik birimler son olarak bugün yaşanan sıkınlıların sorumluluğunu karşıhkh olarak bırbirlerinin hatalı uygulamalanna yüklemeye başladılar. Cumhurbaşkanı Turgut özal, mevcut kadroyu bir arada tutmaya çalışırken, Başbakan Yıldırım Akbulut, şimdi devreye girmemeye özen gösteriyor. Bakanlar ise bazı üst düzey bürokratları görevden aldırmanın yollarını arıyor. Ekonomi suçlu arıyor Zarar eden KÎT BİLA1 ÇETİN ANKARA Ekonominin içine düştüğü darboğaz ve istikrar paketi hazırhkları özal'ın ekonomi kurmaylarını böldü. Ekonomiyle ilgili olarak ayrı ayn rapor ve önlem önerileri hazırlayan ekonomik birimler birbirlerini suçlamaya başladılar. DPT, Merkez Bankası'nın para ve kur politikasını eleştirirken, ekonomideki sorunları büyük ölçüde Körfez krizine bağlıyor. Merkez Bankası ve Hazine ise DPT'yi "olayı kavrayamamakla" suçluyor. DPT'nin Cumhurbaşkanı Turgut özal'a sunduğu öneri raporunun da "içi boş ve birbiriyle çellşen öneriler Içerdigi" öne sürüldü. MerkezBankası, DPT'nin "döviz rezervleri azalırken para mıısluklarının açılması gerektiği" önerisini, "TUrkiye 1980 krizine de bu lür yanlış politikalarla gelmişti" biçiminde değerlendiriyor. Devlet Bakanı Işın Çelebi ve DPT Müsteşarı Ali Tigrel tarafından Cumhurbaşkanı Turgut özal'a sunulan raporda, ekonominin bugünkü durumu anlatıldıktan sonra alınması gerekli acil önlemler sıralanıyor. Raporun değerlendirme bölümünde bu yıla ilişkin ekonomik gelişmeler anlatılırken, Merkez Bankası döviz rezervlerinde görülen 2.3 milyar dolarlık azalmaya değinildi ve Merkez Bankası ile ilgili şu görüşlere yer verildi: "Bu gelişme Uzeıine döviz piyasasına mudahale yerine, faizlerin yukanya çekilmesine yönelik politikalar uygulanmıştır. Ancak marl ayının ortalarında faizlerin yüzde 150'lere ulaşması, dolar kurunun da 4 bin lirayı aşması üzerine Merkez Bankası piyasalara mudahale edcrek döviz kurlarını usağı çekmeye çalışmıştır. Bu dunım serbest piyasa ile resmi kurlar arasındaki farkın açılmasına yol açarken faizlerin de yüzde 100'ler civarında sabitleşmesine neden olmuştur. Faiz ve kuriarda göriilen dalgalanmalar, ekonomideki belirsizlikleri arllırarak o/el sektör ve tttketicilerin ekunomik kararlannı olumsuz yonde etkileyecek bir nitelik kazanmıştır. Bu durum pivasada istikrarsızlık yaratarak makro polilika uygulamalarının başarı şansını /ayıflatmaktadır." DFP raporu ile ilgili olarak görüş acıklayan Hazine ve Merkez Bankası kaynakları, DPT ile sorunun temelinde anlaşamadıklarını ifade ediyorlar. "DPT'nin sadece buyume perspeklifi ile ekonomiye baktıgını" kaydeden uzmanlar, "Bugünkü sorunlara koydukları teshis de son derece lutarsız" dıye konuştular. DPT'nin her şeyi Körfez krizine bağlama eğiliminde olduğu da belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Körfez krizi olmasaydı her şey güllük gülistanlık mı olacaktı? Tam aksine sorun belki bu kadar nc( görülemeyecekti, ama birkaç ay sonra daha agır hiçimde patlayacaktı. Bu yıllardan beri kamu açıklarına dikkati çekiyoruz, bunların yaratacagı tehlikeleri dile getiriyoruz. DPT ne yapıyor? Bol keseden teşvik dagıtıyor. Kinansman yönüne hiç bakmadaıı program ha/ırlıyor. Örnegin 1991 yılı programı YPK'da goruşulıırken biz bu düzeydeki kamu açığının finansnıanının imkânsız uldugunu belirttiğimizde ne yaptılar? Bu açık kolaylıkla finanse edilebilir dcdiler. Şiındi ne olduğunu hepimiz goruyoruz." DPT raporunda ahnması isteııen ekonomik önlemler şöyle sıralanıyor: 1. Ekonominin durgunluktan çıkabilmeM için kamu harcamalarında selcktif (seçmeci) ve kontrollu bir yaklaşım izlenırken, ihracat ve özel sektör faaliyetlerini teşvik edebilmek ıçin faizleri aşağı çekici ve döviz kurlarında dış rekabet gücıinü koruyucu yönde politika uygulanıııasına öncelik verilmelidir (TL'nin değer kaybı hızlandırılmalı). 2. Arzı talepten daha hızlı daraltacak uygulamalardan kaçınılmalı, alınacak tedbirlerle arz şoku yaratılmamalıdır. 3. Sanayiye girdi veren KİTlerin fiyat ayarlamaları şok niteliğinde olmamalıdır. 4. Kamu harcamalarındaki artış trendi yavaşlatılmalı, yatırım harcamalarında ödeneklerin üstüne çıkılmamasına özen gösterilmelidir. 5. Kamu kesiminin özel kesime olan borçlannın zamanında ödenmesıne çalışılmalıdır. 6. Konsolide bütçe ve fon harcamalarında dış kaynak temisi normal akışına girinceye kadar kontrollu bir yaklaşım izlenmeli, orta vadeli taahhütlerden kaçınılmalıdır. 7. KİT mal ve hizmet maliyetlerindeki artışlar, fiyatlarına yansıtılmalıdır. 8. Destekleme politikası ilgili kuruluşlarla finansman imkânları güz önüne alınarak tespit edılmeli, tarımsal ürün stoklarının nakte çevrilebilmesi için gerekirse görev zararı verilmelidir. 9. Merkez Bankası rezervlerindeki azalışın yarattığı likidite daralmasını özel kesime açılacak kredilerle destekleyerek faizlerin aşağı çekilmesine caba gösterilmelidir. 10. İhracat ve özel kesimin yatırım faaliyetlerinin teşviki amacıyla Eximbank ve Kalkınma Bankası'nın kaynaklarının arttırılmasına öncelik verilmelidir. 11. Ekonominin yönetiminden sorumlu kuruluşlar arasında koordinasyonu güçlendirici düzenlemelere öncelik verilmelidir. yö kapatılsın mı? SHP'll \teş KÎT'ler oyuncak haline getirildi. önce özel sektöre kaptırdıkları paralara baksınlar. DYP'li Çlller KlT'lerin kapatılması hükümetin iflasıdır. SERDAR KIZIK IZMİR Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın geçen hafta Cumhurbaşkanı özal'a sunduğu "Ekonomik Aksiyon Planı" başlıklı raporda zarar eden KlT'lerin kapatılmasımn önerilmesi SHP Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Ateş ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Tansu Çiller tarafından eleştirildi. Ateş, hükümetin KtTMeri sık sık gündemc getirırken konuyu çarpıttığını belırtti ve "Hukumet, KtT'lere ayrılan paranın iki katını batık kredilerle ozel sektöre kaplırdı. önce o paraları kurtarsınlar" dedi. Çiller de KlT'lerin kapatılması konusunu "hükümetin bir iflası" olarak nitelendirdi ve KlT'lerin doğru planlamayla özelleştirilmesi gerektiğini belirtti. Destekleme alımlanndan vazgeçileceğinin hükümet kanadınca vurgulandığı bugünlerde Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın hazırladığı ve geçen hafta içinde Cumhurbaşkanı Turgut özal'a iletilen "Ekonomik Aksiyon Planı" başlıklı rapor, muhalefetin tepkisine yol açıyor. Raporda zarar eden KlT'lerin kapatılması, bazılarının da personcl sayısının azaltılması gerektiği görüşü dile getirilmişti. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Ateş, iktidarın KİT'leri sık sık dilınc doladığını belirterek yanlış yönetim ve sömurulme yüzünden zarar eden KİTlerin "oyuncak haline getirildigini" söyledi. ö?el sektörde de bazı şırketlerin zarar ettiğini anımsatan Ateş şunları söyledi: "1.2 trilyon, KtT'lere konsolide bütçeden ayrılan para. Bunun bir kısmı da yenilenmelerine gidiyor. Ama bunların yanında her yıl devletin ozel sektore devlet bankalarından kaptırdıgı batık krediler bu sayının iki katı. Onlar KİT'ler yerine bazı şirketlere giden, geri odenmcyen paraları kapatsınlar. 10 trilyonİuk devlet butçesinden KİT'lere ayrılan para buyuk değil. Ciddi hesaplar yapmak gerek. Özel sektöriin batırdıgı parayı geri alsınlar. Özel sektor dc zarar ediHukuksal olarak bugünkü yor, iflas ediyor. lflaslann degeri bütçenin yüzde 30'una yakın." yapıda makroekonomik politikaların Başbakan Yıldırım AkDYP Cienel Başkan Yardımcı bulut'un başkanlığındaki Yüksı Tansu Çiller de, kcndilerinin sek Planlama Kurulu ve Işın ÇeKlT'lerin kapatılmasına değil, lebi'nin başkanlığındaki para ve kredi kurullarında belirlenmesi özelleştirilmesine sahip çıktıklagerekiyor. Ancak Turgut özalrını belirterek şunlar söyledi: ın cumhurbaşkanı seçilmesin"Ben kapatma olayını acz, den sonra pratik işleyiş büyük daha doğrusu iflas olarak goru ölçüde değişti. Makroekonomik yorum. KİT'leri kapatmak, he kararlar, Cumhurbaşkanı Turle şu aşamada kapatmak tama gut ö/al'ın başkanlığında Çanmen bir iflasın sonucudur. Çun kaya Köşkü'nde her ay yapılan kü şu aşamada bu /ararı kapa "ekonomi brifingleri"nden yacak para yoktur. /.arar eden Özal'ın direktifleri doğrultusunKlT'lerin masaya yatırıldığı sü da saptanmaya başladı. Ekonoreçte iki şey olması lazım. Birin miyi en ust düzeyde Cumhurcisi, kamu keslmindc yatırım ka başkanı Özal koordine ediyor. pasitesi olması lazım. İkincisi, Ancak gundelik uygulamalar özel kesimde yatırım sürecinin konusunda ise alt düzeyde baolması lazım. Ancak Türkiye'de kanlar arası, bakanlarla burokçok buyuk bir kamu açığının ol ratlar arası ve çeşitli ekonomik duğunu biliyoruz. Son krizle birimlerin üst düzey bürokratlabirlikte kamuya yaklaşık 2.5 rı arası çekişme alabildiğine sümilyar dolarlık bir nakit girdl, rüyor. Devlet Bakanları Güneş gecen sene ve bu senenin başın Taner ile Işın Çelebi arasındaki da. Zarerlar için gelen bu para, "ekonominin patronlugu" mükamtınun taa 1988 yılında aldı cadelesi, henüz sonuçlanmış degı iç borçlar ve faizleri için kul ğil. Taner, "Ekonomiden sorumlanıldı. Buna mukabil bundan lu bakan benim. Hazine bana zarar eden kesimlerin üzerine baglı. Işın Bey'e [)P*I baglı, orası da think tank (düşünce tanvergi salınmış oldu." kı, fikir üretım merkezi), icrai yetkisi yok" derken, Çelebi de özellikle son dönemde icrai yetkilerini göstermek için atağa geçti. Tütün tekelinin kaldırılmasına ilişkin kararname, tarımda destekleme alımlarına son verileceği ve KlT'lerle ilgili olarak yaptığı açıklamalar, Çelebinin bu girişimlerine örnek olarak gösteriliyor. Ekonomi yönetiminin bugünkü yapısı ve çekişmeler özetle şöyle sıralanıyor: Hazine: Musteşar Namık Kemal Kılıç, Bakan Taner'in eski arkadaşı ve Cumhnurbaşkanı özal'a da en yakın bürokratlardan biri olarak tanınıyor. Kılıçın dönem dönenı Güneş Taner'le aralarının açıldığı, hatta Taner'in Kılıç'ı görevden almak istediği, fakat başaramadığı öne sürülüyor. Kılıç, müsteşarlığın daha çok dış ticaret bölümüne yakın. Hazine'den sorumlu yardımcısı Mahfı Eğilmez'le de zaman zaman anlaşmazhğa düşüyorlar. Merkez Bankası yönetimi ile ise ilişkileri, ne çok iyi ne de kötü. DPT yönetimi ile ise iyi ilişkiler içinde olduğu söylenemez. Son olarak 1991 yılı bütçe ve programının YPK'daki görüşmeleri sırasında DPT Müsteşarı Ali Tigrel ile aralarında oldukça sert bir lartışma geçmişti. Hazine Müsteşar Yardımcısı ! Mahfi Eğilme7 in, "Vergide çok buyuk kaçak var, maliye vergi toplayamıyor" biçimindekı açıklamaları, Gelirler Genel Müdürü Altan Tufan'ın tepkısinı çekiyor. Tufan da "Onlar kendi Işlerini doğru yapmaya çalışsınlar. Biz vergi gelirlerini hedeflerin Ustunde arttınyoruz. Butçe faiz ödemeleri hariç tutulursa son yıllarda sürekli fazla veriyor. Ama yanlış borclanma politikası yüzünden faiz yükü sonın yaratıyor" karşılığını veriyor. Eğilmez, Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin destekleme alımları, KİT'ler ve kamu maliyesi ile ilgili açıklamalarına karşı verdi ği sert demeçle de hem Çelebinin hem de DPT'nin şimşeklerini üzerine çekti. DPT: DPT, geçen yıl Bakan Çelebi'nin yaptığı atama operasyonu ve yeni yasa ile getirilen genel müdür ve genel müdür yardımcılığı unvanlarımn getirdiği sorunlar yüzünden kendi içinde de bazı sancılar yaşıyor. Teşvik ve yabancı sermaye ile ilgili önemli kararlarda Bakan Çelebi'nin müsteşarı devrc dışı bırakarak Müsteşar Yardımcısı Turgut Tüten ve Yabancı Sermaye Baskanı Osman Ünsal'la doğrudan birlikte çalıştığı gözleniyor. Ancak gerek Tüten'in, gerekse de Osman Unsal'ın bu gibi gelişmelerde Müsteşar TigrePi en kısa zamanda bilgilendirdikleri ifade ediliyor. Bu arada, planlamadan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Cengiz Aysun'un özellikle maliye ve Hazine üst yönetimleriyle arasının açık olduğu ifade ediliyor. Müsteşar Ali Tigrel ise ekonomi yönetimindeki çekişmeden en çok rahatsız olan bürokratların başında geliyor. Hazine 1 Müsteşarı Namık Kemal Kılıç la ilişkileri biraz soğuk olan Tigrel, Hazine, Merkez Bankası ve Maliye ile uyumlu bir işbirliği ortamından yana. Ancak bağlı olduğu Bakan Çelebi'nin Merkez Bankası Başkanı RüşdU Saracoğlu ve Devlet Bakanı Güneş Taner ile olan çekişmesi, zaman zaman Tigrel'i de zor duruma düşürüyor. Merkez Bankası: Başkan Saracoğlu'nun para politikası, kur ayarlamaları ve 1990 yılı para programı yüzünden Devlet Bakanı Işın Çelebi ile arası açıldı. Güneş TanerSaracoğlu ilişkilerinin ise zaman zaman aralarında görüş ayrılıkları çıkmasına karşın genelde iyi olduğu belirtiliyor. Hazine ile yakın işbirliği içinde olduğu gözlenen Merkez Bankası yönetiminin DPT ile uyumlu olduğu söylenemez. Ekonomik politikada farklı görüşleri savunuyorlar. ıı ıı ıı nt ınıtnıir MKABLOLUVE TELCTeXTYAYINLARAUYGUN40CM, SSCM. 63 CM FLAT SQUARE, 3/CM.SI CM IN LINE, IŞIK YANSIMALAMNI ÖNLEYIN RESİM TUFÛ İLE I N KALİTCLİ MNK VE RESIM m MULTİSİSTEM • YURT ÇANNA YAYGIN 500 SERVIS mBILGİSAYAR VE VİDEO RECORDER BAÖLANTILARI İÇİN ÖZEL SCART SOKETİ • / YIL GARANTİLİ BOL YEDEKPARÇA • GELİH BULUŞALIM. DAHA BİRÇOK AVANTAjlNI ANLATALIM G R U N D IC 'TE T E K N O L O J İ N İ N Ü S T Ü N L Ü Ğ Ü N Ü YAŞAYIN. GRUnDIG
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle