26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 Aybay İnceleme Odiilü • Istanbul Haber Servisi Aybay Hukuk Araştırma Vakfı'nca açüan "tnsan Hakları Açısından Laiklik" konulu yanşmada dereceye girenlere ödülleri dün düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Yarışmada birinciliğe layık görülen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisi Serap Yazıcı'ya ödülü, 3 ay önce yitirdiğimiz Prof. Dr. Tarık Zafer Tbnaya'nm eşi Melihat Tunaya tarafından verilirken, vakıf kuruculanndan Rona Aybay, insan hakları konusundaki yanşmalanm önümüzdeki yıllarda da sürdüreceklerini bildirdi. SPD'den SHPye Kürt eleştirisi SPD Gölge Dışişleri Bakam Hans Koschnik SHP ile Kürtlerin kimliklerinin tanınması konusunda ters düştüklerini söyledi. Koschnik, "Şu anda Türkiye'de olduğu kadar tüm Avrupa'da dış politikada yeni arayışlar var. Herkes yeni politikalar anyor" dedi. FATİH M. YILMAZ Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) gölge dışişleri bakanlanndan Hans Koschnik, SHP'yi Kürt politikası nedeniyle eleştirdi. Koschnik, "SHP, Kürtlerin kimliklerinin tanınmasına ilişkin politika geliştirmek konusunda geride kaldı" dedi. SHP ve SPD heyetleri, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı'mn (TÜSES) çağrısı üzerine dün Istanbul'da "Batı Avrupa ve Türkiye için Güvenlik Seçenekleri" konusunu tartıştılar. SPD'nin gölge dışişleri bakanları parti yönetim kurulu üyesi Hans Koschnik ve Meclis Grubu Dışişleri Sözcüsü Karsten Voigt, SHP Genel Sekreteri Hikmet Cetin ve TÜSES Başkanı Korel Göymen, toplantı hakkında basına açıklamalarda bulundular. Çetin, Türkiye'nin Avrupa'daki yeni güvenlik oluşumlarının dışında tutulamayacağını söyledi. SHP Genel Sekreteri Çetin, Türkiye'nin Ortadoğu'da saygınhk kazanmak için uydu bir ülke görünümü vermemesi gerektiğini söyledi. SPD gölge dışişleri bakanlarından Karsten Voigt de Avrupa'nın kapalı bir kulüp olmasını istemediklerini ifade etti ve Türkiye'nin Kürt sığınmacılara yaptığı yardımı övdü. Voigt, "Türk halkına teşekkür ediyorum. Aynı durumla Almanlar karşılaşsa, aynı konukseverliği göstereceklerine emin değilim" dedi. Almanya Sosyal Demokrat Partisi gölge dışişleri bakanlarından Koschnik, basın toplantısı sonrasında Cumhuriyet'in sorularını yamtladı. Koschnik'e sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle: Sayın Koschnik, SHP yöneticileri ile yaptığınız göruşme HABERLER 11 MAYIS 1991 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA DYP Genel Başkan Yardımcısı Ersin Faralyalı, son iki aydır sessiz yığınlann kımıldamaya başladığını, halkın erken seçim istediğini söylüyor. Faralyalı, halkın ANAP iktidanndan bıktığını, hükümetin bu durumu sezdiği için erken seçime gitmek istemediğini öne sürüyor. SHP lideri İnönü ile DYP lideri Demirel de aynı şeyleri bir kez daha yineliyor: Erken seçimi gündeme getirenler şimdi neden kaçıyorlar? Mesut Yılmaz'ın ANAP Genel Başkanlığı'na adaylığını koyacağını açıklaması sürpriz değildi. Kamuoyu mayıs, hazjran aylarını ANAP büyük kongesıni tartışarak geçirecek, iç siyasal gündemde Özal, Akbulut, Yılmaz ve Güzel konuşulacaktı. ANAP kulislerinde Mesut Yılmaz'ın adaylığına tepki ve destek birlikte sürerken bir başka adın ortaya atılacağı varsayımları da yayıimaya başlamıştı... Turgut Özal'ın kafasındaki sürpriz aday Semra Hanım mı yoksa Işın Çelebi mi? Evet, bu soru sorulmaya başlanmıştı. tşın Çelebi'ye şans verenlerin sayısı çok azdı. Gözler, Semra Hanım'a çevrilmişti. Akbulut'a yakınlığıyla tanınan milletvekilleri 'acaba' diye düşünmeye başlamışlardı. Tüm bu olup bitenlerle kamuoyu pek ilgili değildi. İnönü ve Demirel son gezilerinden sonra yaptıkları açıklamalarda kırsal kesim insanının bitip tükendiğini, bu nedenle muhalefete ilginin arttığını söylüyorlardı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Ersin Faralyalı, ekonominin kırmızı alarm verdiğini, küçük işletmelerin kapısına kilit vurulduğunu, dürüst sanayici ve işadamının iflas ettiğini anlatırken tarım kesiminin de kendi kaderiyle başbaşa bırakıldığını belirtiyordu. Nitekim kimi ANAP'lı bakanlar son günlerde muhalefet gibi konuşuyor, açık açık ekonomide f renin tutmadığını, tarırnda destekleme alımlarının kaldırılacağını yineleyip duruyorlardı. ANAP örgütleri bakanların bu tür konuşmaları karşısında genel merkezi anyor ve bu gelişmelerin doğru olup olmadığını soruyorlardı. Bunun için de Başbakan Akbulut her gittiği yerde açıklama yapmak zorunda kalıyordu: Destekleme alımları sürecektir, kimse merak etmesin... Akbulut'un sözlerine kimse inanmıyordu... Bir bakanın söylediklerini, bir başka bakan bir örgüt yemeğinde yalanlıyor, "Bırakın o solcuyu" diyordu. Masalardan alkışlar yükselirken bir milletvekili ayağa kalkıp şöyle diyordu: Başbakana mı inanacaksınız yoksa bakana mı arkadaşlar? Bakanın söylediklerini, Cumhurbaşkanı Özal da çok sık yineliyordu. KIT'ler zarar ettiğinden kapatılacak, devlet desteğindeki Tariş, Antbirlik, Çukobirlik, Fiskobirlik vs. icabına bakılacaktı. Çünkü bu kuruluşlar da devletten yiyor, bir türlü doymak bilmiyordu... Büyük kentlerde ve kırsal kesimde siyasal iktidara karşı yoğun tepki vardı. inönü ve Demirel Karadeniz, Doğu Anadolu ve Çukurova'da bu gerçeği görmüşlerdi. Halkın umudu muhalefetteydi. İşçi, memur, esnaf, üretici, sanayici, işadamı şikâyetçiydi. SHP ve DYP liderlerine "Daha sert muhalefet yapın" diye yollara dökülüyorlardı. Evet, halk erken seçim istiyor ama iktidar partisi bundan kaçıyor. Akbulut, Yılmaz ve Güzel haziranda ANAP'ın genel başkan adayı. Mesut Yılmaz'ın dünkü konuşmasına bir kez daha göz atıyoruz. Aman, aman, aman... Mesut Yılmaz sanki muhalefet lideri. Kongrede seçilir mi seçilemez mi, bilinmez. Gördüğümüz kadarıyla delegelere egemen değil. Neden böyle konuşuyor? Herhalde bir bildiği var... J Başkanlık sistemi • WASHINGTON (Cumhuriyet) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleriyle birlikte ABD'de bulunan Komisyon Başkanı ve ANAP Mületyekili Yusuf Bozkurt Özal, Türkiye'de başkanlık sistemi duşünülebileceğini, ancak bunun için anayasa ve seçim yasasında değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, "Konunun kamuoyunda tartışıması lazım" dedi. Washington'da bir basın toplantısı düzenleyen özal, "Başkanlık sistemi Türkiye'ye diktatörlük getirir deniliyor, ama burada gördük ki başkanda çok yetki yok. Kongre daha kuvvetli" diye konuştu. lerden sonra, sosyal demokrat bir partinin yöneticisi olarak. hangi noktalarda uzlaştığınızı, hangilerinde ayrıldığınızı düşünüyorsunuz? KOSCHNIKDemokrasi, insan haklaıı konulannda görüş birliğimiz, Türkiye'nin Avrupa'nın bir üyesi olduğu fikri, bizce her zaman ileri sürülüyor. Ayrıca soğuk savaşın bitmesiyle birlikte, Avrupa için milliyetçiliğin ve köktenci dini akımların yeni tehdit unsurları olduğu konusunda mutabıkız. Ayrıldığımız konular da var kuşkusuz. Bunların başında, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda yaşayan Kürtlerin kimliklerinin tanınmasına ilişkin görüş farklılıkları geliyor. Biz, yıllardır, Kürtlerin kimliklerinin tanınmasmı, dillerini serbestçe konuşmalan için JJP"" y ,tW j0r ^r JF yasal duzenlemelerin yapılmasını istedik. Şimdi, Kürtlere konusma özgürlüğü tarundığı söyleniyor. Ancak asıl olan, bir insan olarak Kürtlere kimliklerinin tanınmasıdır. Bu sorun çözülmedikçe, Kürtlerin dillerini konuşmalan, bir cila olarak kalır. SHP Kürtlerin kimliklerinin tanınmasına ilişkin politika geliştirmek konusunda geride kaldı. Madem insan hakları diyoruz, o zaman bu insanların haklarımn verilmesi gerekiyor. İnsan haklarına saygıhyım demenin birinci koşulu budur. Bu konuda, yalnızca SHP değil, ANAP ve hükümet çevreleri de yapılması gerekenin gerisinde kahyor. SHP ile yaptığınız görüşmelerde, size Kürt ve bölgedeki diğer eüıik grupların Batı tarafından kışkırtddığı söylendi mi? KOSCHNİKEvet, SHP yöneticileri, bu görüşteler ve biz bunu kabul etmiyoruz. Bu bir insan hakları sorunudur. SHP yöneticileri, milliyetçilik tehlikesi varken, SSCB'de, Ortadoğu'da bazı grupların Batı Ulkeleri tarafından kışkırtıldıgı göriişiinde. Biz, kesinlikle bunu kabul etmiyoruz. Böyle bir şeye SPD olarak karşıyız. Türkiye'nin şu an uyguladığı dış politikayı nasıl degerlendiriyorsunuz? SHP sizce, ANAP'ın politikasına aitereatif bir dış politik vizyona sahip mi? KOSCHNİKŞu an Türkiye'de olduğu kadar tüm Avrupa'da da dış politikada yeni arayışlar var. Daha önce, düşmanın belli olduğu, kutuplaşmaların yaşandığı bir dönemde, politika geliştirmek kolaydı. Şimdi, herkes sağlam olarak yere basmaya çahşıyor. Herkes yeni politikalar anyor. Bu Türkiye için de geçerli. Türkiye ayrıca, tüm komşulanyla sorunlu bir ülke. Böyle bir ortamda dış politika geliştirmek gerçekten zor. Sovyetler Birliği'ndeki riskli gelişmeler Türkiye'yi çok yakmdan ilgüendiriyor. Bu nedenle, tüm Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de yeni arayışlar görülüyor. SHP yöneticileri, özellikle Körfez savaşındaki politika nedeniyle ANAP iktidarını ve Cumhurbaşkanı özal'ı eleştiriyorlar. Arap dünyasının sorunlanna karışmaktan yana değiller. Bu konuda saruyorum geleneksel çizgiden yanalar. Ancak, dış politikada arayışlann yaşandığı bir dönemde, ANAP'a alternatif bir politika oluşturmanın zorluğu da ortada. Bugün için uyguladığınız bir politika yarın geçersiz hale geliyor. TKriM ' Herhalde Bir Bildiği Var... Ekonomik sanstir 1 tZMtT (Cumhuriyet) Demokrat Merkez Parti Gcnel Başkanı Bedrettin Dalan, "Türkiye, bu ekonomik modelle büyük bir çıkmaza giriyor. Ülkeyi idare edenler ise sorunlu olarak işçileri gösteriyorlar. Bu ülkeyi işçiler mi yönetiyor" dedi. Dün Izmit Halk Evi Meydanı'nda partisince düzenlenen açıkhava toplantısında konuşan Bedrettin Dalan, "Herkesi bir tarafa sindirmişler, ağızlanna fermuar dikmişler. Bunlara basın da dahil. Çünkü benim bu söylediğimi yazamazlar. Ekonomik sansttr uyguluyorlar. ERZİNCAN'DA KONUŞTU Başbakan Akbulut, "Muhalefet oy avcılıgı yapıyor" dedi. (Fotoğraf: AA) 'Türkiye'nin başbakanıyıırf GÜNSELİ ÖNAL ERZİNCAN Başbakan Yüdınm Akbulut, dün Erzincan'da halka hitap ederek "Sadece Erzincan'ın değU, Türkiye'nin başbakamyım" dedi. Akbulut, Erzincan'a yaptığı yatırımlardan dolayı kendisini eleştiren muhalefete, "Bu belde başka topraklarda değil, layık olduğu yeri alacak" diye konuştu. Akbulut, Irak'ta Kürtlerin ve Türklerin eşit haklara sahip olduğu bir düzen kurulmasını istedi. Başbakan Yüdınm Akbulut, Doğu gezisinin ikinci gününde, memleketi olan Erzincan'da çoğu öğrencilerden oluşan, ancak coşkusuz bir kalabalığa seslendi. Konuşmasınm başmda 32 yerde üniversite açılacağıni, bu illerin arasında Erzincan'ın da bulunduğunu yineleyen Akbulut'un sözleri, cılız milli gelirin 2 bin 600 dolara yükseldiğini bir alkış ve "En büyük Başbakan" sloga anlatan Akbulut, muhalefeün Körfez savaşı nıyla kesildi. Erzincan'a layık olduğu hiz sırasmdaki tutumunu da eleştirdi. Muhalemeti verebilmiş olmaktan mutluluk duydu fetin, iktidann Türkiye'yi savaşa sürüklediğunu vurgulayan Akbulut, "Bazılan bu hiz ğini öne sürmesine karşın, savaşa girilmemetleri tenkit ediyor. Sadece Erzincan baş diğini beluten Akbulut, "Savaşa Hayır" mibakanı değil, Türkiye'nin başbakanı oldu tingleri düzenleyen muhalefetten hesap soğumu söyleyerek tenkit etmektedirler. Bu rulmasını istedi. belde, başka topraklarda degil. Layık oldu Başbakan Yıldınm Akbulut, memleketi ğu yeri alacak. Biz Türkiye'nin her tarafı olan Erzincan'da bir gün içinde Belediye na hizmet ettik. Sulama nu, baraj mı, yol Sarayı, Terzi Baba Camii, Tıp Fakültesi otoyol mu, hastane mi, hepsinde yanşa ha Araştırma Hastanesi, öğrenci yurdu ve spor zırlarsa biz de varız. Elbette Erzincan da eğitim merkezinin temellerini attı. bundan nasibini alacak. Bunu değişik şeAkbulut, adının verildiği spor salonunun kilde yorumlamanın anlamı yok" diye açılış törenine de katıldı. Başbakan, törenkonuştu. lerde yaptığı konuşmalarda, Erzincan'ın ihTürkiye'nin büyüme hızının 1990'da yüz tiyaçlanna cevap vermeye çalıştıklannı de 10.2, ANAP iktidarı döneminde yılda belirterek az konuşup çok iş yaptıklannı ortalama yflzde 5.4 olduğunu, kişi başına söyledi. Erken seçim yok. Gözler ara seçimde. Partiler İstanbul için ağır toplannı hazırlarken TempoKamar, İstanbul seçmenine sordu. EcevitSemra Özal. Türkeş, eski CHP'li Lütii Doğan, Cindoruk, Dalan ve Erbakan arasmdaki yanşta kimler hangi oy oranıyla kaçıncı sırada? Karşılaştırmah tablolar ve çok ilginç bir sonuç! Özal'ın halefl kim olabilir? Yılmaz Giiney Efsanesi Test çocuklan "Çirkin Kral"ın bütün yönleriyle yaşamı, kitaplaşünldı. Bugüne kadar karanlıkta kalan pek çok gerçek aydınlanıyor: Yumurtalık hâkimini kesinlikle o öldürdü. Güney, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve arkadaşlannı polisten nasıl kaçınp sakladı? Kendisi de yakalanmadan önce çeşitli "resmi" kesimlere rüşvet verdi mi? Yaşamma tanıklık edenler, özel arşivlerden fotoğraflar ve Yılmaz Güney... Firmalar artık oyuncak ve çikolatalan piyasaya sürmeden önce, minik uzmanlann denetiminden geçiriyorlar. Bu iş için bir yandan özel birimler oluşturulurken, kimi firmalar da komşu çocuklanna deneme, test ve inceleme yapünyor. Son yıllann en çalkantüı ülkesi yeni arayışlar peşinde. Aydınlar geleceği İslam'da değil Türkçülük'te görüyor. Tartışma alfabe seçiminde yansıyor: Latin mi olsun Arap mı? Bu süreçte "Türkiye etkisi"ne MoskovaTahran koalisyonu nasıl direniyor? gibi yıldızları güzelliklerinin doruklanndayken hatırlamak istemez? İsveçli fotoğraf sanatçısı Ewa Rudling objektifini beyaz perdenin çarpıcı yüzlerine yöneltip onlan adeta ölümsuzleştiriyor. Ünlü yüzler Isabelle Adjani galerisi Hangi erkek Nastassya Kinski ve Jim Morrison ticareti başladı. Çok özel çelik yelekler, enfraruj kameralar, uçan robotlar, elektronik cihazlı bariyerler, özel şiire karth elektronik kapılar, sisi delen aynalı gözlükler ve 200 kişilik özel koruma ordusu... Cumhurbaşkanı Özcd'ın korunmasının maliyeti sadece 7.5 milyar. Özal'a 7.5 milyarlık koruma sistemi Aklı Amerikah uzmanlar verdi ve uygulama Azerbaycan'da neoTurancılık LSD haplanndan örülü krallık tacıyla 60 'lı yıllann efsanevi adamı: Jim Morrison... Müziğini yaşama biçimine dönüştürüp bir kuşağm gönlünde taht kuran The Doors grubunun ele avuca sığmaz solistinin hayat hikâyesi, "işbilir" yönetmen Oliver Stone'un ellerinde nasıl bir medya cambazlığına dönüştü? TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nda iki partinin işbirliği ne tür sonuçlar veriyor?...SHP'lilerin işkence soruşturma talepleri nasıl engelleniyor? Eski vali ve emniyet müdürlerinden oluşan ANAPDYP koalisyonu "insan hakları"ndan ne anlıyor? ANAP ve DYP İnsan haklanna karşı mı? Yeni Tempo'nun yenilikleri. Bakmadan edemeyeceğiniz Rock Pano Güneş Taner'le başlayan Politika ve Ekonomi Kulisi ve Burçlar... •••• HER ŞEYI Hint aşk sanatı: RUHLARA DANIŞIYORUZ! KAMA SUTRA Lise öğrencilerinden ev kadınlanna, aydınlardan işadamlanna kadar milyonlarca insan... Hemen her evde düzenlenen "Ruh çağırma" seanslan ve dertlere çare olan ruhlar... Tempo, bu dünyayı "öteki âlerriin varlıklan"yla yaşayanlann evrenine girdi. Ölüm ve ötesinde neler var? Agatha Christie'nin ruhlar Yardımıyla aralanan esrarengiz dünyası, Yıldınm Gürses'in başından geoen müthiş olaylar... Otomatik yazıyla çağnlan ruhlar... Cinsellikte 1500 yıllık haz bilinci... "üngam" ile "Yoni"... İki organ arasındaki sonsuz zevk ve buna kayncddık eden eylemler... Kucaklaşma, öpüşme, bastrma, iz bırakma, tırnaklama, ısırma, vurma, ses çıkartma ve birleşmede çeşitlemeler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle