24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ MAYIS 1991 Depremde 100 ölü • Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği'nin Gürcistan Cumhuriyeti'nde önceki gün meydana gelen şiddetli depremde ölenlerin sayısının 100'e yükseldiği bildirildi. Yaralı sayısı da 250 olarak belirtildi. Gürcistan Parlamentosu sözcüsü Dali Kuiria'nın dün yaptığı açıklamaya göre ölü ve yaralı sayısının artmasından korkuluyor. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 Zaho'da BM bayrağı Bağdat, kuzey Irak'ta BM polis gücü oluşturulması yolundaki öneriyi reddederek, bunun Irak'ın iç işlerine müdahale anlamına geldiğini bildirdi. Dış Haberler Servisi Kuzey Irak'ta müttefik kuvvetler tarafından kurulan güvenli bölgede ilk BM bayrağı dün dalgalanmaya başladı. Bölgenin kontrolünün müttefik kuvvetlerden alınıp BM polis gücüne devredilmesi şeklindeki Ingiltere hükümetinin önerisi yoğun bir biçimde tartışılırken, bölgedeki müttefik komutanlar Amadiya'da ikinci bir Kürt kampının kurulması için çalışmalara başladılar. AA'nın haberine göre Zaho'daki kampın yaklaşık 2 km. uzağında kurulan BM merkczinde dün saat 10.30'da bayrağın çekilmesinden önce BM özel temsilcisi Slafan de Mistura bir konuşma yaptı. Irak'ın her tarafındaki kişilere, ihtiyaçları olan yardımı ulaştıracaklarını söyleyen De Mistura, güvenli bölgeleri devralmaları için üç koşulları olduğunu da açıkladı. Özel temsilci, koşulları "Kampın tamamen bitmesi, askerlerden arındırılması ve kampın çalıştırılması için gerekli desteğin BM'ye sağlanması" şeklinde sıraladı. BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi Uyesi önceki gün Genel Sekreter Perez de Cuellar ile yaptıkları toplantıda, kuzey Irak'taki güvenli bölgelerin denetiminin BM polis gücüne devredilmesi için yoğun baskı yaptılar. AA'nın haberine göre, ABD temsilcisi Thomas Pickering, îngiliz temsilci David Hannay ve Fransız Büyükelçi Jean Berdand Merime, dc Cuellar'a, kuzey Irak'ta BM bayrağı altında faaliyet gösterecek bir polis gücünün Kürtlerin korunmasına büyük katkı sağlayacağı görüşünde olduklannı bildirdiler. tngiltere Başbakanı John Major, BM Genel Sekreteri Cuellar'a bir mektup göndererek BM'nin, Kuzey Irak'taki KUrtlere yapılan yardım çalışmalarının başına geçmesini istedi. lngiltere başbakanlık sözcüsünün dünkü açıklamasına göre Major mektupta, "Sorunun acilen ele alınması gerektigini ve BM liderliginde uluslararası bir çalışma yürütülecegini umdugunu" belirtti. tngiliz yayın kuruluşu BBC ise Ingiltere'nin BM Büyükelçisi Sir David Hannay tarafından dün sabah Cuellar'a verilen mektupta, BM'nin "yardım calış•nalarında çok yavaş kalmasının sert bi Ikinci Kürt kampı Amadiya'da kurulacak POLTITKADA SORUNLAR ERGUNBALa Batı basınında Kuzey Iraklı Kürt sığınmacıların trajedisi manşetlerde. Bu arada Türkiye'yi eleştiren haber ve yorumlara da sıkça rastlanıyor. Saddam Hüseyin'e karşı ise görülmemiş bir öfke ve nefret var. Amerikan ve Batı Avrupa basınında bir dizi yazar, artık Saddam'ı dolaysız yollardan devirme çarelerinin araştırılmasını istiyorlar. Saddam Hüseyin'in savaş suçlusu olarak yargılanmasını önerenlerin sayısı da giderek artıyor. Batı basını ve kamuoyu Kuzey Iraklı Kürtlerin trajedisi karşısında isyan halinde, öfke dolu. Ama başka bir trajedi daha var ki belki Iraklı Kürtlerin trajedisinden de büyük. Ancak yardım malzemelerine saldıran sığınmacıları dağıtabilmek için Türk askerlerinin bazen sert biçimde davranması karşısında kıyametlerı kopartan, Türkiye'yi Saddam'ın suçlarına katılmakla suçlayabilecek kadar ileri giden Batı basınında, Sevr Antlaşması'nın gündeme getirildıği Belçika Parlamentosu'nda ya da bol bol ahkâm kesen diğer Batı Avrupa örgütlerinde, bu trajedi konusunda tek haber bile yok. Irak'taki trajediden söz ediyoruz. "Dünya Kaynakları Ensitüsü" Başkan Yardımcısı Jessica Mathevvs'un The VVashington Post gazetesinde yazdığı yazı, trajedlnln ürkütücü boyutlarını açıklıyor. Yazar, genellikle dikkatli ve sivri olmayan açıklamalar yapan uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin "Irak'ta muazzam boyutlarda bir sağlık felaketinin yaklaştığını" belirttiğine dikkat çekiyor. Bu kez sorumlu Saddam değil, Batılıların korkunç bombardımanları. En büyük tehlike, mikroplu sulardan ve kanalizasyon sisteminin çökmesinden kaynaklanıyor. Görülmemiş şiddetteki bombardımanlar, Irak'ın elektrik sistemini imha etmiş. Bunun sonucu şu pompalama ve arıtma sistemleri felç olmuş durumda. Kanalizasyon sistemi çalışmıyor; Sokakları atık sular basmış. Halk içme ve yıkanma suyunu kanallardan, nehirlerden sağlıyor. Havaların ısınması ile özellikle çocuklar arasında Ishalln başladığı bildiriliyor. Kızılhaç, diğer salgın hastalıkların da başgösterdiğini, ölüm vakaları olduğunu bildiriyor. Ama müttefik bombardımanlan Irak'ın enerji sistemi ile birlikte, haberleşme sistemini de imha ettiğinden, hasta ve ölü sayısı konusunda sağlıklı bilgi alınamıyor. "insan Hakları Doktorları Derneği" Başkanı Dr. Jack Geiger, on gün kadar önce Irak'tan dönüşünde yaptığı açıklamada "Irak'ta yakında on binlerce insan ölebilir" diyor. Hastanelerde, antibiyotik ve diğer ilaçlar, kan nakli aygıtları bulunmuyor. Enerji yokluğundan ötürü, üst katlara su pompalanamıyor. Kanalizasyon sistemi çalışmadığından, atık sular değiştirilemiyor. Sözün kısası su, ilaç ve elektrik bulunmayan hastanelere, sağlam girseniz hasta çıkarsınız. Dahası var. Sulama kanallarını işletecek, elektrik enerjisi olmadığından tarlalarda sulama yapılamıyor. Bu nedenle haziranda ürünün çok düşük düzeyde gerçekleşmesi bekleniyor. Üstelik, traktör, biçerdöver gibi makineleri işletecek yeterll yakıt da yok. Yiyecek sıkıntısı ise giderek artıyor. Süttozu sadece hasta çocuklara, reçete ile veriliyor. 40 gün süren bombardımanlarda Irak'ın enerji, su ve haberleşme sistemleri yerle bir edilmiş. Bir ülke düşünün ki makineleri çalıştıracak enerjisi yok. içecek ya da tarlaları sulayacak suyu yok; telefon, telgraf gibi haberleşme sistemi yok. Bu ülkeyi nasıl tanımlarsınız? Batıiılar bulmuşlar. "Prelndustrial age" diyorlar. "Sanayi öncesi dönem", anlamına geliyor bu tümce. Evet, insan hakları konusunda toz kondurmayan, başka ülkeler hakkında bol bol ahkâm kesen, Türkiye'nin bir türlü yaranamadığı Batı, 17 milyonluk Irak'ı "Sanayi öncesi döneme" geri götürmüştür. Biz, Kuveyt'teki Irak ordusuna karşı savaşla, Bağdat ve diğer kent'erde kanalizasyon sistemlerinin, su borularının, elektrik tesislerinin yerle bir edilmesi arasındaki bağlantıyı bir türlü kuramadık. Cumhuriyet Muhafızları'nın imha edilmeleri savaş gereği. Çocukların, sivillerin hastalık ve ölüme mahkum edilmeleri, bir toplumun taş devrine dönüştürülmesi, susuz ve elektriksiz bırakılması... Bunlar da mı savaş gereği? Şu Belçika Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi ya da Madam Mitterrand'ın "France Libertes" Vakfı biraz da bu soruyu tartışsalar ya... Uykuları kaçar mı dersiniz? Sanmıyoruz. Batı hangi konularda uykusunun kaçacağını, hangilerinde ise kaçmayacağını iyi hesaplar. Ya Öteki Itajedi... Bangladeş'te kasırga:1200ölü • DAKKA (AA) Bangladeş'i ctkisi altına alan kasırgada en a/ 1200 kişinin öldüğü bildirildi. Yetkililerin açıklanaları ve televizyon haberlerinde, uzak bölgelerden gelen yeni haberlerle birlikte, ölü sayısının daha da artabileceği belirtildi. Bangladeş Radyosu ise 1970'te 1(X) bin kişinin ölümüne neden olan kasırgadan daha sert olan önceki günkü kasırgantn toplam olarak 7 milyon kişinin yaşadığı bölgeleri etkilediğini kaydetti. Âlia, yeniden devlet başkanı • BELGRAD (AA) Ramiz Alia, Arnavutluk'ta 31 martta yapılan ilk çok partili seçimlerden sonra oluşan parlamento tarafından dün yeniden devlet başkanlığına getirildi. Aynı zamanda Arnavutluk Emek Partisi'nin genel sekreteri de olan Alia, yeni mecliste yapılan oylamada büyıik çoğunhıkla seçildi. Rakibi, Emek Partisi'nin yayın organından gazeteci Zerii Pollit sadece 2 oy aldı. Meclisteki en büyük muhalefet grubu Demokratik Parti'nin ise seçime katılmadığı bildirildi. TAZE EKMEK KüçUk Kürt kızı dağlarda kurulu çadırlannın önünde iştıfnla taze ek.ıeginden atıştırıyor. (AP) çimde eleştirildiğini" kaydetti. Irak Enformasyon Bakanı Hamid Yusuf Hammadi, tngiltere tarafından yapılan kuzey Irak'taki kamplarda BM polis gücü oluşturulması önerisini reddetti. Irak resmi haberajansı tarafından verilen haberde Hammadi, AT tarafından da desteklenen önerinin Irak'ın iç işlerine müdahale olduğunu söyledi. Irak'ın kuzey sınırından 10 km. içerde, Zaho'da kurulan ilk güvenli bölgenin, kentin 75 km. doğusundaki Amadiya'ya doğru genişletilmçsi için çalışmalar başladı. Amadiya ve çevresinde kurulacak ikinci Kürt kampı için, müttefik komutanlar keşif gezisi düzenlediler. Peşmergeler, Zaho ve çevresinde kurulan kamplara ulaşmak isteyen kuzey Iraklıları sorgulamak ve engellemek için dağlık bölgelerde kurdukları kontrol noktalarını kaldırıyorlar. Zaho'da bir açıklama yapan ABD'Ii Yarbay Philip Crowley, peşmergelerin kontrol noktalarını kaldırmaya başlamaları üzerine Zaho'nun kuzeyindeki dağlık bölgede bulunan yaklaşık 500 bin sığınmacıdan ilk grubun evlerine hareket ettiğini belirtti. Pentagon Sozcüsı) Pele VVilliams, Zaho civarındaki mülteci kamplarına dönen Kürtlerin silahlarııım cllerinden alınacağını bildirdi. VVilliams, "Bölgedcki komulanlar, müKecilerden, kamplara dönerken silahlarını teslim etmelerini istiyorlar" dedi. Iraklı Kıırt liderlerin o^erk bölge oluşturulması için yeni goruşmelerde bulunmak amacıyla Bağdat'a gidecekleri bildirildi. Kürdisiani Cephe'nin Lorıdra'da yayımladığı bildiridc, Kürt dclcgelerin, Bağdat yönetimine bölgesel otonomi konusunda öneriler götüreceklerini duyurdu. Komuta Konseyi'nin, yakın bir gelecekte feshedileccği bildirildi. Irak Parlamento Başkanı Sadi Mehdi Salih, AFP'ye yaptığı açıklamada, konseyin yeni anayasa tasarısında yer alan kurumlar arasında bulunmadığını ve anayasanın onaylanmasıyla konseyin görevinin sona ereceğini söyledi. Bu arada Devrim Komuta Konseyi, Kürt ayaklanmacılar için çıkarılan affııı süresini 26 nisandan itibaren bir ay uzattı. Saddam: On katını yapacagı/ Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Iraklıların Körfez savaşı ile Şii ve Kürt ayaklanması sırasında ülkesinde yıkılan yerlcrin "on kat büyügünü" yeniden inşa edeceğini söyledi. Saddam Hüseyin, "Bugün Irak'ta kötii kalplilerin yıktıgının on kat biiyiigünii yeniden inşa etmek Komuta Konseyi feshediliyor için yeteri kadar inanç, kararlılık ve beIrak'ın en üst yönetim organı Devrim ceri vardır" diye konuştu. Belçika Parlamentosu, Kürtlerle ilgili olarak ikinci bir karar aldu Dubçek: Çekleri SSCB yönetemez • SYDNEY (AA) Çekoslovakya Parlamentosu Başkanı Alexander Dubçek, SSCB'nin ülkesini bir kez daha yönetemeyeccğini söyledi. Kendisine verilecek bir insan hakları ödülünü almak üzere Avustralya'da bulunan Dubçek, Sovyet askeri gücündeki artışa rağmen, bu ülkenin bir kez daha Doğu Avrupa ülkelerini yönetemeyeceğini belirtti. Dubçek, SSCB'deki ordunun hâlâ güçlü olduğunu belirterek özgürlüklerin geri alınması yolundaki herhangi bir denemenin bu ülkede iç savaşa neden olacağını kaydetti. BRÜKSEL (AA) Belçika Parlamentosu, Kürtlerle ilgili olarak kabul ettiği ikinci bir kararda, TUrkiye, Irak, Iran, Suriye ve Sovyetler Birüği'nde yaşayan Kürtlerin sorunlarının uluslararası bir konferansta ele alınmasının sağlanmasını istedi. Parlamentoda kabul edilerek Resmi Gazete'de yayımlanan tasarıda, halen BM Güvenlik Konseyi Başkanlığf nı yürütmekte olan Belçika'nın, sözü edilen konferansın toplanması için elinden gelen çabayı harcaması da talep ediliyor. Kürt sorunu için uluslararası konferans Belçika Parlamentosu, Van Ranıpaey, Van Dienderen ve J.SIeeck adlı parlamenterlerin girişinıiyle 14 martta kabul ettiği ilk tasarı ile hükümetten, Türkiye'de yaşayan Kürtler ve diğer azınlıkların hakları güvcncc altına alınana kadar Türkiye'nin Avrupa Topluluğu Uyeliğinin engellemesini istemişti. Bu kararın kabulünden sonra Türkiye'nin Brüksel Büyukelçiliği yetkilileri, Belçika makamları nezdinde girişimlerde bulundular. Parlamentoda kabul edilen son karar tasarısında Saddam Hüseyin rejiminin Kürtlere yaptığı zulüm 'soykınm' olarak nitelenerek bu uygulamalar kınandı. Zor durumda bulunan Kürtler ile Irak'ta yaşayan diğer azınbklara, AT ülkeleri tarafından insani yardım yapılmasından memnunluk duyulduğu belirtilen metinde, Belçika hukumetinin, Güvenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla sadece Irak'ta değil, Suriye, Iran, SSCB ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin sorunlarını tartışmak üzere uluslararası bir konferans toplanması için her türlü çabayı harcaması istendi. Kararda, Iraklı Kürtler ve diğer azınlıkların insani, siyasi, sosyal ve kültürel hakiarının kayıtsız şartsız sağlanması da talep edildi. ö t e yandan Kürtçenin Hollanda'da temel eğitimde ana dil dersi olarak okutulması istendi. Amsterdam Belediyesi Azınlıklar Encümeni Üyesi Jonker, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, Kürtçenin dil ve kültür dersi olarak okutulması için ortamın elverişli hale geldiğini öne sürdü. Cumhurbaşkanı Özal, hiçbirzaman Kürt devleti kurulamayacağını söyledi Gorbi^feltsin yumuşaması • MOSKOVA (AA) Rusya lideri Boris Yeltsin'in, SSCB'nin en büyük cumhuriyetinin parlamento başkanlığına seçilmesinden beri Gorbaçov ile arasında ilk kez gcrçeklcşen "mesaj teatisiylc", iki liderin birbirlerinin "1 Mayıs işçi bayramını kutladıklan" açıklandı. SSCB Parlamentosu'nun yayın organı olan tzvestia gazetesinde yer alan habere göre, Boris Yeltsin, Başkan Mihail Gorbaçov'a gönderdiği mesajda, "merkezle Rusya arasındaki yakınlaşınayı sağlayarı adımla başlayan sürecin devam edeceğine" inandığını, böylece ülkenin bunâiımdan çıkması yolunda üzerinde anlaşmaya varılmış olan önlemlerin uygulanması için zemin hazırlanmış olacağını bildirdi. Cumhurbaşkanı Tiırgut özal, Kuzey Irak'ta denetimin BM gücüne devredilmesi konusundaKıbrıs'ı örnek göstererek "196374 arasında Kıbrıs'ta barış gücü vardı, ama her gün bir Türk öldürülüyordu. Ancak bu durum 1974'ten sonra dürdu" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Turgut özal, Kürtlerin devlet şeleneğinin bulunmadığını, hiçbir zaman bir Kürt devleti kurulmayacağmı söyledi. Yerli ve yabancı gazetcciler için düzenlediği basın toplantısında özal, Irak'ın kuzeyinde Kürtler için oluşturulan güvenlik bölgesinin orta ve uzun vadede "de facto" (fiili) bir Kürt devletine dönüşebileceği endişesi taşımadığını kaydetti. özal, bölgede güvenlik sağlanana kadar müttefik güçlerin görev yapması gerektiğini bildirdi. Özal, Time dcrgisi muhabirinin, "Savaş sırasında bir koyup üç alacağınm söylemiştiniz. Kürt göçünü ve enflasyonu düşünürseniz, hâlâ aynı görüşte misiniz" sorusuna, "Bu bir şakaydı... Ama Türkiye yine de kârlı çıkmıştır. Yunanistan ve Yugoslavya gibi ülkeler de savaş nedeniyle zarara uğradılar, ama onlar yardım alamadı, biz aldık" karşılığını verdi... Cumhurbaşkanı, basın toplantısının başında önce 2 nisandan itibaren Türkiye'ye akmaya başlayan Kuzey Iraklı sığınmacılar sorunu üzerinde ağırlıka durdu. Özal, harita üzerinde, bölgede ne kadar zor bir coğrafi durum olduğunu izah etti, daha sonra da Türkiye'nin bu büyük göç karşısında neler yaptığını anlattı. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin 1 sığınmacı için günde 5 dolar harcadığını ve şimdiye kadar sığınmacılara 15 bin ton yardım malzcmcsi göndcrildiğini belirtti. 'Müttefik güçleri bölgede kalmalr Türk askeri yen özal, göçmcnlere yardım edilmediği gerekçesiyle kimsenin Türkiye'yi eleşıiremeyeceğini kaydetti ve "Batılı ülkeler 1988 yılında da Türkiye'ye kaçan Iraklıları almadılar. Bugün de almıyorlar. Eger bir ülke, bir uçak dolusu sıgınmacıyı kabul ederse, uçagı ben tahsis edecegim" diye konuştu. Cumhurbaşkanı, sığınmacılar sorununun çözümü konusundaki görüşünü açıklarken de şunları söyledi: "Bu insanlar, köylerine geri dönmelidir. Çözüm budur. Burada Başkan Bush'a yeniden teşekkür etmek istiyorum. Başkan Bush'un inisiyatifi gerçeklen cesıır bir harekettir. Bölge güvenliğinin BM Banş Gucü'ııe devredilmesi konusuna gelince, 19631974 arasında Kıbrıs'ta Banş Gücü vardı. Ama her gün bir Kıbrıslı Türk öldürülüyordu. Ancak bu durum 1974'ten sonra durdu... Kuzey Irak'ta da sürekli çözüm bulununcaya kadar, şimdi bunun aynntısına ginnek istemiyorum, mültefik guçler bu insanların korumalı ve evlerine dönmelerini saglamalıdır." ki olarak bakarsak, hayır endişe duymuyorum... Kurtler bu duruma savaşta ycnilmiş olan Saddam'ın iktidarda oldugu bir sırada düştüler... Kger devlet kurmak kolay olsaydı, Saddam yönetimi savaş içindeyken yapabilirlerdi. Devlet kurmak bir gelenek işidir. Şunu belirteyim; hiçbir zaınan bir Kürt devleti olmayacak... Çünkü iki önemli devletin sınırının degişmesi gerekir. Ama Kürtler Irak'ta haklarını elde elmelidirler. Araplar gibi onların da hakları olmalıdır. Ama gelecekte de bir Kürt devleti olmayacaktır" diye yanıtladı. Bir gazeteci de özal'ın Birleşmiş Milletler Barış Gücü yerine, mültefik güçlerin bir süre daha bölgede güvenliği sağlaması gcrektiği yolundaki görüşüne değinerek "Ancak Başkan Bıısh bir an önce askerleri çekmek istiyor. Bush'u nasıl ikna edeceksiniz" diye sordu. özal, "Sorun ancak bu insanların hepsinin köylerine dönmesiyle çözütür. Bu sorun çözülmelidir" karsılığını verdi. Turkiye'deki Kürtlerin haklarıyla ilgili bir soruya da özal, "Biz sadece Türkiye'dekilerin degil, Irak'taki Kürtlerin de haklarını düşünüyoruz. Onlar da Araplann haklanna sahip olmalı. Türkiye'de Kürtlere karşı hiçbir ayrım yapılmıyor. Onlar bail kan, milletvek i. profesör olabiliyorlar. Osmanlı döneminde hiç Kürt ayaklanması olmamıştır. Cumhuriyet döneminde tek parti iktidarında olmuştur. 1946'dan sonra da ayaklanma yoklur. Çünkü Türkiye'de fikir hürriyeti vardır" dedi. özal, Güneydoğu bölgesinde uygulanan olağanüstü halin, ancak PKK'nın terör hareketinin önlenmcye başlandıktan sonra kaldırılabileceğini bildirdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, basın toplantısından sonra özal'ın "Kuzey Irak'ta müttefik güçlerin daha uzun süre kalması" yolunda bildirdiği görüşün, bölge güvenliğinin, oluşturulacak bir BM polis gücüne bırakılması yolundaki önerisiyle çelişmediğini söyledi. "Bunlar birbiri ile çelişen degil, birbirini tamamlayan görüşlerdir" diyen Alptemoçin, BM gücü tam olarak güvenliği sağlayacak duruma gelene kadar, müttefik güçlerin bölgede kalması gcrektiğini söyledi. Alptemoçin, AA'ya yaptığı açıklamada da Türkiye'nin sığınmacılara yaptığı yardımın 200 milyar liraya ulaştığını kaydetti. LONURA (Cumhuriyet) lngiltere'de yayımlanan Independent Gazctesi, Irak'tan kaçan KUrt sığınmacılar için Yeşilova'da kurulan kampta Turk askerlerinin yağmaya giriştiklerini öne sürdü. Gazetenin dünkü sayısının birinci sayfasında yer alan Robert Fisk imzalı haberde, Türk askerlerinin Kürt sığınmacılara yardım olarak gönderilen battaniye, çarşaf ve yiyeceklere el koydukları iddia edildi. Yeşilova kaynaklı haberde, yağmaya tanık olan Amerikan ve Tngiliz askerlerinin, nıühimmat ve sayıca Türk askerlerinden zayıl oldukları için olayı izlemek zo THE INDEFENDENT'm iddiasv yağmalıyor m runda kaldıkları da kaydedildi. Îngiliz Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, haberde yer alan iddiaların incelenmekte olduğunu belirttiler. Robert Fisk'in haberinde olayla ilgili olarak şu ifadeler yer aldı: "îngiliz ve Amerikan askerleri, pazar gecesi Türk askerlerine silah çekecek aşamaya geldiler. Türk askerleri binlerce Kürt sığınmacının arasına dalarak Iran sınırından 24 kilometre uzaktaki ıssız kampta yağmaya giriştiler. Ancak îngiliz ve Amerikan asicerleri sayıca ve mühimmat açısından Türklerden zayıftı. Bu nedenle çaresiz bir biçimde olayı izlemek zorunda kaldılar. Türkler, kamptaki battaniye, çarşaf ve yiyeceklere el koyarken gergin dakikalar yaşandı. Sığınmacılar korku içinde kaldı. Ben kampa vardığım sırada Türk askerleri depodan 60 koli şişe suyu çalmışlardı. • Türk subayları, tngiliz ve Amerikan hava kuvvetleri pilotlarının sığınmacıları, Türklerin yönetimindeki komşu bir kampa taşımasına izin vermediler. Amerikan kuvvetlerinden bir subay da Türklerin çalmasını önlemek amacıyla 10 ton yiyeceği gece kampın dışına taşıdı.KonuştuJumherlngiliz ve Amerikan askeri, Türklerin son iki hafta boyunca sığınmacılara verilen yardımı yağnıaladıklarını anlattı. Genç bir Îngiliz asker şunları söyledi: Türkler b.. gibi. Kürtlerc ne oldugu ile ilgilenmiyorlar. Bu kampları da sözümona Türkler yönetiyor. Oysa ne isterlerse alıyorlar. Birisi bana 'Kurtleri aç bırakmak daha iyidir. Böylece onları daha iyi denetleriz' dedi." / Hırvat liderden orduya tepki • ÇETİNE (AA) Yugoslavya'nın Hırvatistan Cumhuriyeti Devlet Raşkanı Fıanjo Tudjnıan, Yugoslav ordusuna bağlı birliklerin Hırvatların yaşadığı Krajina bölgesindeki köyleri kontrol altına alarak, yerel polis güçlerini etkisiz hale getirmesini sert bir dille eleştirdi. Tudjman, bu girişimi, "Hırvatistan'ın bölgede aldığı önlemleri engellemeye yönelik bir kışkırtnıa" olarak nitelendirdi. Daha sonra gazeiecilerin sorularını yanıtlayan özal'a bir gazeteci, "Savaş başlarken, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasına izin verıneyeceğini soykınistiniz... Şimdi, Kuzey Irak'ta Kürtler için olııştıırulan güvenlik bölgesinin orla ya da uzun vadede de l'acto (fiilen) bir Kürl devletine doniişlürülnu'sindvn endişc duymuyor mıısımuz" diye sordu. Türkiye'nin 16. yuzyildaki YaÖzal bu soruyu, "Basın daihudi göçünden bu yana "göç ına meselenin sansasyoncl tarameııler ülkesi" olduğunu söyle fına bakıyor... Duruma manlı Halk m TYaşam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle