22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Güneydoğuyagönderilen 4 bin sağlıkpersonelinin bölgede ne kadar kalacağı belirsiz Körfezzede doktorlarYaklaşık bir ay önce Türkiye'deki çeşitli hastanelerden ani bir Doktor ve hemşireler yörede insan sağlığmm 'Allah'a kararla'apartopar'Güneydogu'ya gönderilen doktorve emanet' olduğunu söylerlerken Sağlık Bakanlığı müşaviri, hemşireler, savaşın bitmesine karşın hâlâ eski görevlerine aletlerin yetersiz olduğunu döğruladı. Müşavir Pamır, dönemiyor. Sağlık personeli, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Van'da bütün bölgeye yetecek tam teçhizatlı bir hastane tazminatmdan yararlanmak istiyor. planladıklarını belırtti. VEDAT YENERER ERGÜN AKSOY HAKKÂRİ — Körfez krizi nedeniyle Sağlık Bakanlığı tara- fından Doğu ve Güneydoğu'ya gönderilen sağlık personeli, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği tazminatmdan yararlanmak is- tiyor. Sağlık Bakanı Halil Şıv- gın'ın emirleri doğrultusunda personel arasında yaptırılan bir ankette ortaya çıkan istemin gerçekleştirilebilmesi için ilgili yasanın incelendiği öğrenildi. Bölgeye gönderilen sağlık perso- nelinden bir bolümünün görev- lendirildiği Hakkâri Devlet Has- tanesi'nde, röntgen ve EKG (kalp elektrosu) cihazlannın an- zalı olduğu, hastalann 200 kilo- metre uzakİıktaki Van'a gönde- rildiği bildirilirken "Körfezzede" doktorlar, yöre- de insanların sağlığının "AJIa- ha emanet" olduğunu savundu- lar. Yaklaşık bir ay önce Türki- ye'deki çeşitli hastanelerden ani bir kararla Doğu ve Güneydo- ğu'ya "apar topar" gönderilen 4 bini aşkın sağlık personelinin durumu, Körfez savaşı bitmesi- ne karşın belirsizliğini koruyor. Doğu ve Güneydoğu'daki İcent ve ilçe hastaneleri ile köy sağlık ocaklannda görevlendirilen sağ- lık personelinin, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği tazminatm- dan yararlanmak istedikleri öğ- renildi. Sağlık Bakanı Halil Şıv- gın'm geçen hafta personel ara- smda yaptırdığı anket sonucu ortaya çıkan istem doğrultusun- da, Sağlık Bakanlığı yetkilileri- nin, bölge valiliği tazminatının ödenmesi veya ödenmemesi yö- nünde girişimierde bulundukları bildirildi. tlgili yasanın incelen- diği, hukuki yönünün de araş- tınldığı kaydedildi. Olağanüstü Hal Bölgesi'nde görevlendirildiklerine göre Ola- ğanüstü Hal Bölge Valiliği taz- minatmdan da yararlanmak "hakkma sahip olduklannı" sa- vunan ve Hakkâri'de bir otelde banndınlan hemşireler, "Bura- larda daha ne kadar kalacağı- mız belli değil. Yapılan açıkla- malar.üç ay daba bekletileceği- miz yöniinde. Bu kadar uzun süre geçici görev oimaz. Madem bizleri buraiara getirdiler, böl- ge valiliği tazminatını da ödedfler" dediler. Bölgeye gönderilen 4 bini aş- kın sağlık personeünden 70'inin görevlendirildiği Hakkâri Dev- let Hastanesi'nde, röntgen ve Lice'de baskın, Şırnak'ta sessiz yürüyüş Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Köy Hizmetleri'ne ait bakımevini basan PKK militanları Abdullah Ilter adlı bekçiyi öldürdü. Şırnak'ta ise geçen perşembe günü patlak veren olaylardan sonra durum normale döndü. YUSUF TOPRAK KASIM KADtRHAN OSMAN YELPIZ LİCE/ŞIRNAK — Diyarba- kır'ın Lice ilçesinde Köyhizmet- •leri'ne önceki gece baskın dü- zenleyen teröristler, bir bekçiyi şehit etti, olayda bir bekçi de ağır biçimde yaralandı. Şırnak'- ta perşembe günü meydaria ge- len olayları protesto eden Lice esnafı dükkânlannı açmadı. Şır- nak'ta HEP milletvekillerinin de katıümıyla sessiz yüniyüş dü- zenlenirken olaylann sorumlu- •su olarak gösterilen ANAP Si- irt Milletvekili Kemal Birlik, yurttaşların ocaktan kömür çı- "karmasının sakıncalı olmadığı- 'nı söyledi. Birlik, "Askerlersa- ğa sola aleş açmıs, vatandaş da tepki olarak Şunak'a yürümüş. Hareket kendiliğinden başla- mış, ekonomik yönii ağır basan toplumsal bir harekettir" dedi. '. Diyarbakır'ın Lice ilçe giri- şinde bulunan Köyhizmetleri'ne ait bakımevine önceki gece sa- at 20.00'de bir grup PKK mili- tanı tarafından baskın düzen- lendi. Edinilen bilgiye göre 6-7 kişi olduğu sanılan terörist gru- bun açtığı ateş sonucu, bakıme- vinde bekçi olarak çalışan Ab- dullali ftter, yaşamını yitirdi, aynı olayda SHP Genel Sekre- teri Hikmet Çetin'in akrabası bekçi Cengiz Çetin de ağır bi- Malatya/Batman •Rolaııd ifüzeleri jgeri jdönüyor SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA/BATMAN — Tiirk hükümetinin talebi üzeri- ne Malatya Erhaç Üssü'ne gön- derilen Roland füzelerinin ya- kında Almanya'ya gönderilece- ği bildirildi. Batman Üssü'nde bulunan ABD'li personei, ateş- kes sonrası dün ilk kez kente gi- derek alışveriş yaptı. Körfez savası sırasında 8 ram- pa ve 40 füzeden oluşan Alman Roland füze sisteminin, banşa yönelik adımlann atılmasından hemen sonra Almanya'ya gön- derileceği öğrenildi. Erhaç'taki askeri yetkililerden alınan bilgi- ye göre Türkiye'ye gelişi, nakli- ye sorunlan yüzünden bir haf- ta geciken Roland füze sistemi- nin sökülme işlemine yakında başlanacak. Bu üste bulunan NATO Çevik Kuvveti'ne men- sup Alman ve İtalyan askeri per- sonelin de ülkelerine döneceği bildirildi. Erhaç'ta konuşlandı- nlan Alman ve italyan savaş ttçaklanndan oluşan filolann da ateşkesin ilan edilmesiyle birlik- te keşif uçuşlanna son verdikleri gözleniyor. Üste görevli Çevik Kuvvet mensubu askeri perso- nel, Körfez'de esen barış rüzgâr- ları üzerine dün resmi ve sivil giysileriyle Malatya'ya giderek alışveriş yapü. Körfez savaşının son bulma- sı Batman Üssü'ndeki yasakla- nn da son bulmasına neden ol- du. Üste bulunan 1500 kadar Amerikalı asker, uzman ve özel tim görevlisinden bir bölümü, önceki akşamdan başlayarak Batman kent merkezinde görül- meye başlandı. Daha önceki tep- kileri de dikkate alan güvenlik güçleri'önlem alırken Amerikalı personelin turistik eşya satan mağazaiara hücum ettiğı görül- dü. çimde yaralandı. Yetkililerden sağlanan bilgiye göre terörist grup daha sonra olay yerinde eie geçirdiği 2 adet uzun namlulu si- lah ile 2 tabancayı gasp ederek uzaklaşU. Bölgede geniş çaplı operasyonJara başlandığı bildi- rildi. Şırnak'ta geçen perşembe gü- nü meydana gelen, bir erin ve iki yurttaşın da yaşamını yitir- mesiyle sonuçlanan olaylardan sonra durum tamamen norma- le döndü. önceki gece kente ge- len HEP Milletvekilleri Adnan Ekraen ile Mahtnut Alınak'ın da katılımıyla dün sabah kent merkezine 1.5 kilometre uzak- lıktaki mezarlığa kadar sessiz bir yürüyüş dUzenlendi. Yakla- şık 500 kişi, olayda ölen Şefamuz Yurga ile Salih Talay'tn mezar- larını ziyaret ettikten sonra tek- rar kente döndü. HEP milletve- killeri Ekmen ve Alınak, Şırnak il başkanı, avukat Mesut Uy- sal'dan konuyla ilgili bilgiler al- dıktan sonra yaptıkları acıkla- mada "Hayvanlan vurmaya kimsenin bakkı yok. Bunun he- sabı verilmeli" dediler. Şırnak'taki izlenimlerini ak- tarmak üzere dün Diyarbakır'- da bir basın toplantısı düzenle- yen eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, olaylann, sırtıru iktidara dayayan bazı kudretli kişilerin çıkarlannın zedelenme- si yüzünden çıktığını öne sürdü. SHP milletvekilleri Fuat Ata- lay, Mefamet Kahraman, İstemi- han Talay, Cumhur Keskin, Or- ban Vrfi Yıldınm, Esref Erdem, Adnan Keskin >e Erdoğan Ye- tenç'in de katıldığı toplantıda BaykaJ, üniforma giyenlerin her şeyi yapamayacaklarını vurgu- layarak şunları söyledi: "Demokratik hukuk devle- tinde herkesin vetkisi sınırlıdır. Vatandaş oradan kömiir nakle- derken eger hakkı olmayan bir şey yapıyorsa, kanunsuziuk ya- pıyorsa, bu durum jandannala- ra, katırlara ateş açma vetkisi veremez. Ortada kanunsuz bir şey varsa yapüması gereken şey, kanunsuzluğu tespit etmek, ge- regi için yetkili makamlara dev- retnıektir. Devlet, kudreü sınır- sız bir varlık değüdir. " Olayların sorumlusu olarak gösterilen ANAP Siirt Milletve- kili Kemal Birlik, kendisini suç- layanların "mutlaka mubalefet ve çekemeyenler olduğunu" öne sürdü. Vatandaşın Şırnak'taki tek gelir kaynağının kömür ocaklan olduğunu belirten ANAP milletvekili Birlik, Cum- huriyet'in sorulamu yanıtlarken "Olayı öfrenir öğrenmez solu- ğu Başbakanlık'ta aldım. Cizre^ de, Şırnak'ta halka sıkılan kur- şunları kendime sıkılmış görii- yonım. Demokrasiye sıkılmış bir kurşun olarak görüyorum" dedi. "Bana göre yurttaşlann ocakJardan kömür çıkarması sakıncalı değil" diyen ANAP Siirt Milletvekili, "Olayhınn so- rumlusu kim" ve "Sizce çöziim ne" sorularına şu karşılığı ver- di: "Sorun TKt'nin sorunu. TKİ, kendi çaiışacağı ocaklarda denetimi sağlamalı. Yurttaşla- nn, kullanıfanayan yerlerden kömür çıkarmasına izin veril- meli. Ama bu izin şahıslar ba- zmda değil, yani birkaç kişiyle sınırlı olmamalı. Bana göre bundan. ocağa gidebilen herkes favdalanmalı. Eğer orayı bir şahsa ya da bir firma>a veya mufeahbile vermeye kalkarlar- sa ben karşı çıkanm. Askerler sağa sola ateş açmış, vatandaş da bir tepki olarak Şırnak'a doğru yürüyor. Cizre >e Şır- nak'ta bu ocaklardan 500-600 işçimiz ekmek yi>or. Bana ait hiç ocak >ok. Kimseden bir şe> saklamı>orum. Benim ortaklı- ğım yiizde 20'den azdır. Olayın meydana geldigi ocak da TKİ'- nindir". MiniklerAdorjan'ı terlettiJstanbul Haber Servisi — Macar biiyükusta Andras Adorjan, Türkiye Satranç Federasyono- nun davetlisi olarak tstanbul'a gelerek 30 kiiçiik oyuncayla çoğul gösteri yaptı. Merkezi ıstan- bul'da olan Türkiye Satranç Federasyonu, büyükustayı Satranç Milli Takımı ile iist düzeydeki oyunculan çalıştınnası için 2. defa Türkiye'ye davet etti. Biiyükusta Adorjan, önceki gun Be- yoğlu'ndaki Satranç Federasyonu binasında 30 küçfik oyuncuyla yaklaşık 2 saat süren bir çoğul gösteri (simultane) yaptı. Gösteri sonucu Aybike Avinal, Oğuz Çavlı, Taraer Karatekin isimli oyuncular ustayla berabere kalırken 27 küçük oyuncu da yenilmelerine aldırmadan ustayla oy- namanın sevindni yaşıyorlardı. Büyükustayla berabere kalan, Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi öğrencisi Aybike Avinal (14) ise duygularını şöyle belirtti: "Ustayla oynatnak son derece müthiş bir duygu, kısa bir oyun da olsa ustanın rakibi olmak güzel bir şey, ileride ben de onun kadar iyi bir oyuncu, biiyükusta olmak istiyorum." Macaristan şampiyonluklan bulunan Adorjan, dünya şampiyonu Gari Kaspa.ov'un yardımcüığını yapmıştı. Usta, 11 martta Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Celil Layıktez ile Macaristan Başkonsolosu Dr. tstvan Vaşary'nin hima- yesinde VIP Satranç Simültene Turnuvası'na katıiacak. (Fotograf: Suat Kozluklu) EKG (kalp elektrosu) cihazlan- nın yaklaşık yirmi gündür arı- zalı olduğu öğrenildi. Hastane- ye başvuran hastalann 200 ki- lometre uzakİıktaki Van'a gön- derildiği bildirilirken bu duru- mun hastalar tarafından yakın- malara neden olduğu öğrenildi. Gönderildikleri sağlık kuru- luşlanyla Hakkâri Devlet Has- tanesi arasında dağlar kadar fark olduğunu belirten ve adla- nnın açıklanmasını istemeyen doktor ile hemşireler, yörede in- sanlann sağlığının, "Allaba emanet olduğunu" öne sürdü- ler. Adının açıklanmasını iste- meyen uzman bir doktor ise .ko- nuyla ilgili görüşlerini şöyle di- ie getirdi: "Devlet Hastanesi'nde, rönt- gen ve EKG cihazlan çalışmı- yor. Bunun yanında ilk akla ge- len tomografî, ultrason ve diğer araç-gereç de yok. Hakkâri'ye gelmeden önce bölgenin bu ka- dar geri olduğunu düşünemi- yordum. Sağlık personeli gön- derdikleri Hakkâri Devlet Has- tanesi'nde araçsız, gereçsiz has- talar ancak iman gücüyİe iyiles- tirilebilir. Sağlık Bakanlığı biz- lerin sevkıyatı için harcadığı dünya kadar parayla techizat al- sa daha iyi olurdu. Anladığım kadarıyla bakanitk 'çok perso- nel, az teçhizaıla' sağlık hizmet- lerinin iyi verileceği kanısında. Bana göre yanlış bir uygula- ma." Yönelttiğimiz bu eleştirileri yanıtlayan Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın müşaviri Doç. Dr. Te- mel Pamir, röntgen cihazının Van'daki atölyeye tamir için gönderildiğini, EKG cihazının da onarılmaya çalışıldığını söy- ledi. "Devlet Hastanesi'nin bulun- duğu Hakkâri'de lomografi ve ultrason cihazlannı getirmek bakanlık için çok pabalı bir ya- tınm mı" şeklindeki sorumu- za Pamir, "ABD'de bfle tomog- rafi aleti sadece üniversite ve egi- tim hastanelerinde vardır. Sta- te, yani devlet hastanelerinde yoktur" yanıtım vererek şöyie dedi: - r "Ben, 5.5 yıl ABD'de çalış- bm, bölgenin sağlık bakımın- dan biraz geri kaldığı, aletlerin yetersiz olduğu doğrudur. Bu nedenle bakaniık olarak ABD- deki gibi bölgesel hastanekr projesi üzerinde çalışıyoruz. tlk etapta Van'da tam teçhizatlı, bütün bölgeye yetecek bıiyük bir hastane yapmayı planiıyo- nız. Van havalisinde sık sık kar- süaştıgımız sedyeyle baska ken- telere teda>i olmak için gönde- rilen hasta gonintülerine de son vereceğiz. Tomografi ve ultra- son aletlerine gelince, bunlann olması tek başına yeterli değil. Bu cihazlan kullanacak ve tam anlamıyla yorumlayacak perso- nele ihtiyaç vardır." Doç. Dr. Pamir'in yanında bulunan Hakkâri Sağlık Müdü- rü Mustafa Balcı ise konuyla il- gili açıklama yapmaktan kaçın- dı. Bu arada Hakkâri'de bir otel- de banndınlan hemşirelerin otelde suyun akmaması nede- niyle iki haftadır yıkanamadık- lan, üç hemşirenin bu nedenle hastalandıklain öğrenildi. Sağlık müdürlüğü yetkilileri, Hakkâ- ri'de su sorununun bulunduğu- nu, konuyu valiye ilettiklerini söylediler. DUNYADA BUGUN AUSBRMEN SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIN DİKKATİNE İSİHİPERTANSİYON TEDAVİSİNDE I M II II M II MSD MERCK SHARP>. DOHME ANGIOTENSIN DONUŞTURUCU ENZIM İNHİBİTÖRÜ Renitec(enalapril maleat, MSD) 5MG, 20 TABLETve 20MG. 20 TABLET'lik AMBALAJLARDA P İ Y A S A Y A S U N U L M U Ş T U R 'MERCK & Co., Inc. lisansı ile FAKO İLAÇLARI A.Ş. Büyükdere Cad. 205 Levent 80650 İSTANBUL Din Kardeşiyiz... Turgut Bey ile Paris'teki OECD binasında, 1968 yılında ilk karşılaştığımızda, Akşam gazetesinin Fransa muhabiri ve dış politika yazarı idim. O sıralarda Turgut Bey, koridorian takunya sesieriyle çınlayan DPT'nin başındaydı. Gazetem adına plan ile ilgili olarak OECD'nin görüşleri- nin neler olduğunu sorduğumda, Turgut Bey tümüyle beğerv diklerini, çok gerçekçi ve olumlu bulduklannı söytemişti. Oysa elimde, planın gerçekçi olmadığını, birçok eksıği ve yanhşı bulunduğunu söyleyen Berrill raporunun bir özeti vardı. Er- tesi gün Akşam gazetesinde, Turgut Bey'in sözleriyle birlik- te Berrill raporunun içeriği de yayımlandı ve olay oldu. Herkes gördü ki Turgut Bey doğruyu söylemiyordu. O zamandan bu yana köprülerin aftından çok sular aktı. Bijan'dan giyinen, görüntüsünü değiştiren Turgut Bey, ar- tık öylesine değişli ki gazeteciliğe yurtdışında başlayan tıfıl muhabirler bile kendisini, çantasını taşıyan adamla kanş- tırmıyor. Ama değişen sadece Turgut Bey'in görüntüsüydü. Yoksa Turgut Bey gerçekleri çarpıtmak huyundan vazgeçmemiştir. Nitekim Turgut Bey'in dünkü Sabah gazetesinde yaytmla- nan söyleşisinde ileri sürdüklerini okuyanlar bu gerçeği bir kez daha görmek olanağını buldular. ANAP İstanbul İl Baş- kanı seçiminden bir gün önce yayımlanan söyleşisinde Tur- gut Bey, Mehmet Bartas'ın "Size göre Semra Ozal yarınki ANAP il kongresınde seçimi kazanır mı" sorusuna bakın ne yanıt veriyor: — Ben Cumhurbaşkanı olarak ANAP'ın il kongresindeki seçime karışmam. Yapmayın Turgut Bey, din kardeşiyiz! Turgut Bey, cumhurbaşkanının tarafsızlığı konusunda da son derece ilginç sözler söylüyor: "... İstenilen türde tarafsız devlet başkanı ya kral ya kraliçe ya da askeri dikiatör olur. işte Saddam Hüseyin, Iraklılar için boyle tarafsız bir cumhur- başkanıydı. Karşısındaki kimsenin başka bir taraf olmasına imkân yoktu". Turgut Bey herhalde parlamenter sistemin ne olduğunu tam olarak özümsememis, parlamenter sistemlerde, cumhur- başkanlannın bir partinin adayı oiarak seçilebileceklerini, ama seçildikleri andan itibaren artık bir partinin yandası, gizli, fiilı yönetıcisı olamayacaklarını ve devleti temsil edecekleri- ni, her partinin üstünde ve dışında kalacaklarını bir türlü kav- rayamamış. Örneğin Federal Almanya Cumhurbaşkanı Ric- hard \fon VVeizsaecker, pariamentonun Hıristiyan Demokratlar kanadından aday gösterılip seçılmiştir. Ama kendinden ön- ceki Gustav Heineman gibi çok saygın bir yere sahip olan, tatafsız, tutariı davranışlarıyla Almanların onur duydukları ki- şi lerden biri haline gelen Weisaecker, adayı olduğu kurulu- şu kayıran en ufak bir davranışta bulunmamıştır. Hatta za- man zaman kimi Hıristiyan Demokrat politikacılar bu aydın devlet adamının düşünce yapısı olarak kendilerinden çok, Sosyal Demokratlara yakın olduğundan bile yakınmışlardır. Turgut Bey acaba Alman Cumhurbaşkanı'nın kral ya da askeri yönetici olduğunu söyleyebilir mi? Saddam Hüseyin'e gelince: Saddam Hüseyin hiç de ta- rafsız değildir. Saddam Hüseyin, Saddam Hüseyin'den ve ai- lesinden yanadır. Saddam Hüseyin, parlamentoyu hiçe sa- yar, bakanlarını hiçe sayar, başbakam bir kukla olarak görür ve her konuda Saddam Hüseyin'in dediği olur. Ûrneğin Sad- dam Hüseyin karısının belirii bir göreve gelmesini istese ve kimi bakanlan buna karşı çıksalar, onları suçlar; hızını ala- maz, bazılannı azleder. Acaba bu verilen örnek kime uyuyor dersiniz? Yapmayın Turgut Bey, din kardeşiyiz! Turgut Bey, laiklik ile Atatürk ilke ve inkılapları soz konusu olduğunda taraf olduğunu da söylüyor. Bu sozleri söyleyen Turgut Bey, bir zamanlar Erbakap'ıo MSP'sinden milletvekili adayı idi. Bu sözleri söyleyen Turgut Bey, birçoklarınca Türkrve'da Nakşibendi iktidarının mimarı olarak kabul edilir. Bu sözleri söyleyen Turgut Bey zamanında, Kenan Bey do- neminde başlayan anti-laik tehlike daha da büyümüştür. Bu sözleri söyleyen Turgut Bey'in iktidar döneminde dev- letin bütün kurumlarında şeriatçıların denetimi daha da art- mıştır. Bu sözleri söyleyen Turgut Bey, Keçeciler kazan kaldırma- dan önce onun seçim bökjesi Konya'da, Keçeciler takımına hoş görünmek için neler neler söylememiştir. Bu sözleri söyleyen Turgut Bey, ANAP'ın şeriatçı takımmı iktidara tırmandırmıştır. Bu sözleri söyleyen Hacı Turgut Bey, 1983 yılında iktidar olur olmaz daha güvenoyu almadan bir kararname ile İslam finans kuruluşlarına ayrıcalıklar sağlamış, İslam Kalkınma Bankası'na vergi muafiyeti getirmiş, Faisal Finans, Al Bara- ka gibi kuruluşları -ki birinin başında birader Korkut vardı- Türk kanunlarının denetimi dışında tutmuş ve onlara Osmanlı dönemindekı kapitülasyonlara benzeyen kolaylıklar getirmiş- tir. Ve "Arap ideolojisi"nin ülkemize daha da yoğun biçimde girr.esini sağlamıştır. Şimdi Turgut Bey, ANAP içinde Semra Hanım'ın adaylrğı yüzünden karşı karşıya geldiği kanadı harcayabilmek için, la- iklik ve Atatürk ilkeleri savunucusu görünümüne bürünmek istemektedir. Yapmayın Turgut Bey, din kardeşiyiz! KlSA KISA • Basın Konseyi Dayanışma Derneği 3. Olağan Genel Kuru]u enelendi. İl Genel Meclis Salonu'nda dün yapılması kararlaştınlan, ancak çoğunluk sağlanamadığı için ertelenen genel kurul toplantısı, 9 mart cumartesi günü aynı yerde yapılacak. Edinilen bilgiye göre Basın Konseyi Temsilciler Kurulu da aynı gün toplanacak. • TPAO'ya ait Adıyaman'ın Sarıl petrol hattına vana takarak hırsızük yapan 3 kişinin yakalandığı bildirildi. Yetkililer, Sarıl hattından cahnan 150 milyon lira değerindeki ham petrolle ilgili olarak üç kişinin gözaltına alındığını bildirdiler. Yetkililerin verdiği bilgiye göre yine petrol boru hattına vana takarak benzer bir hırsızhk, Diyarbakır'ın Sarıcak petrol boru hattında gerçekleştirildi. Olayla ilgili olarak bir traktör sürücüsü gözaltına aunırken son bir ay içinde çalınan petrol miktarının çok yüksek olduğuna dikkat çekiidi. • Limon dergisi yayın kurulu üyesi 4 kişinin işten çıkanlması üzerine Limon kadrosundan 21 kişi de istifa etti. Işten çıkartılanlardan Gani Müjde, istifa edenlerle birlikte düzenledikleri basın toplantısında, Limon kadrosunda bulunan 21 kişinin de kendilerinin işten çıkarılmaları üzerine istifa ettiğini belirterek "Dergi, yeni katılan üç arkadaşla istifa etmeyen 4 kişi tarafından çıkarılmaya çalışılacak, ama bu limon anlayışınm yürütülemeyeceği bir dergi olacak" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle