22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 METROPOL ATtLLA DORSAY Tiyatrocu Olmak...Bir büyük ailedir onlar... Dünyanın her yanına dağılmış... Hep kendilerinin olmayan gıysilerle dolaşır. başkalarının kederiyle ağlar, başkalarının sevınciyle gülerler Yüzlerin- de akla gelebilecek her insancıl duygunun maskesı vardır. Onlar her akşam farklı insanların hayatını yaşarlar. Oı- dipus'un lanetli yazgısını, Hamlet'in duraksamalarını, Ot- helio'nun kıskançlığını, Macbeth'ın iktidar hırsını duyum- sar ve duyumsatırlar. Onlar her akşam GcxJot'yu bekler, Mikado'nun Çöplen'y'e oynar, Arzu Tramvayı'na binerler. Onlar Prospero'dan Kral Übü'ye, Blanche Dubois'dan Afife Jale'ye, Elektra'dan Ondıne'e bır gömlek değıştırırcesıne çarçabuk geçerler. Onlar ıkı kışı olup salıncağa bıner, üç kızkardeş olup Rusya steplerinin sılasını duyumsar, altı kişi olup yazariannı ararlar... Onlar Beyaz Güvercin ve Tar- la Kuşu, Sokak Kızı irma ve Kraliçe Kristin'dırler. Onlar Gözlerini Kapar Vazıfelerini yapar, Cengiz Han'ın Bisik- leti'ne biner, Düdüklüde Kıymalı Bamya pişirirler. Onlar tiyatrocudurlar Onların yaptığı, üstelik rüzgâra yazı yazmaktır. Mima- nn yapılan, şairin dizeleri, romancının romanı, bestecınin notalan, ressamın resmi veya heykelcinin yontulan olüm- süzdür. Sinema oyuncusu ise görüntüsünü arşivierde hep kalacak olan filmlere sonsuza dek armağan etmıştir. Ti- yatrocunun her akşamkı çabası ise bir avuç tiyatroseve- rin belleğınin dışın- ^ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ « _ _ Onlann yaptığı, üstelik, rüzgâra yazı yazmaktır. Mimann yapılan, şairin dizeleri, romancının romanı, bestecinin notalan, ressamın resmi veya heykelcinin yontulan ölümsüzdür. da uçar gider. Kimi zaman bir filme, bir TV oyununa dönüşe- rek ölümsüz olma şansına kavuşsa bile tiyatro dediğimiz ve sahneyle seyirci ara- stnda oluşan o anlık büyünün etkisi hiçbir peliküle saptanamaz. Gülriz Sururi'yi 5 yıl sonra sahnelere - ^ _ ^ _ _ _ ^ ^ _ _ ı ^ _ _ ^ ^ ^ _ dönüş oyunu olan 'Tı- " " " " ~ ~ " ~ ^ ~ ^ ~ " ^ — " ^ ~ ^ ~ yatrocu"da izlerken bunlan düşündüm. Kendi yazdığı bir oyunla, tiyatrocu olmanın çilesini ve zevkini, nankörlüğünü ve onurunu anlatıyordu Gülriz... Metni dizgınlenememiş bir duyarlılığı mi ıçeriyordu? Yeterince ışlenememiş duy- gusu mu bırakıyordu? Belki. . Ama ne gam? Gülriz'ın sahnelere dönmesi bıle, tek ba- şına bir olay değil miydi? Kaç tane Gülriz Sururi'miz var şu toplumda... Üstelik çaltşmalarını Paris'te sürdüren de- ğeıii bir tiyatro adamının, Işıl Kasapoğlu'nun ilgınç mizan- seni ve tam bır takım oyunculuğuyla, yer yer özyaşam- sal, yer yer düşsel ögelerle bezeli bu alçakgönüllü, ama ilginç oyun, bızlere tiyatro denen büyülü dünyanın özel- likle perde arkasının kapılarmı açıyordu. Has bir sanatçı- nın kendi deneyımlerinden, yaşanmışlıklarından süzülüp gelen içten bir izlenimler toplamı halınde... Ve şu belalı İstanbul kentinde, trafiği ve kirli havası, ar- tan gecekonduları ve azalan yeşilliği, kazılan yolları ve iş- gale uğramış kaldırımları, doğalgazı ve Nurettin Sözen 1 iyte bu şehr-i İstanbul'da yaşamanın sayılı mazeretleri ara- sında değil miydı, tiyatro denen olay? Eğer bu kentte her gece sahneye çıkan Gülriz'den Yıldız Kenter'e, Genco Er- kal'dan Haldun Dormen'e, Yekta Kara'dan Cihan Ünal'a, Ali Poyrazoğlu'dan Ferhan Şensoy'a, Arsen Gürzap'tan Dilek Türker'e ve sayısız diğerine onca sanatçı olmasa, bu kentte yaşamaya çabalamanın bir "hafifletici sebep"i kalır mıydı? Evet, metropolün tüm sanatçıları, kendilerini bu dûşlet; sanatına adamış tüm tiyatrocular... Sizlerle aynı gökyü- zü altında olmaktan mutluyuz. Eğer bu mutluluğumuzu yeterince gösteremiyor, tıyatrolarınızın önünde yeterince kuyruklar oluşturamıyorsak, bızı ve nankörlüğümüzü ba- ğışlayın... Kemerköylülerin bir bölümü *iş işten geçti' diyor,geri kalan ise termiksantmla karşı çıkıy Gökovaiçinçok mu geç?BEHZAT ŞAHtN GÖKOVA — Yapımı suren, yaygm adıyla Gökova, asıl adıy- la Keraerköy Termik Santralı, yapımma karşı çıkan Kemer- köylüleri ikiye böldü. Eski adı Türkevleri Köyü olan ve santral yapımına başlandıktan sonra adı Kemerköy olarak değiştiri- len köyun halkı çaresizlik için- de. Kimisi "iş işten geçti" der- ken bazılan da "zarann nere- sinden döndlse kfirdır" tezini savunuyorlar. Santralın, sınırla- n içinde bulunduğu Ören'in Be- lediye Başkanı Kâzım Turan ise santralın verdiği zararın çekil- meye başlandığını söylüyor. Arkaik dönemden bu yana yerleşim yeri olan ve çeşitü ka- vimlere de ev sahipliği yapmış ören beldesi (Keramos) sınırla- n içinde yer alan Kemerkö> Termik Santralı'nın yapunının durdunılması, dondunılması ya da başka bir yere taşınması yo- lundaki tartışma santral inşaatı ile birlikte surüyor. Santralın yapüacağının açıklandığı 1984 yılında, yol kesip slogan atarak karşı çıkan Kemerköyluler, şim- di ikiye bölündü. Kimisi "iş iş- ten geçti" diyor, kimisi "zara- nn neresinden dönülse kfirdır" 32 yaşmdald Kemerköylu Ali Yılmaz, santralın yapımını sur- düren şirketlerden ENKA'da iş çi olarak çalışıyor. "Santralın adı bile yokken bizim en verimli bakçelerimizi TEK lojman yap- mak için istedi. Köylü direndi, vermedi. Sonra 'termik santraJ şemsiyesi altında bu ışı yapacağız' dediler. Ankaralars gittik, 'yapmayacağız' dediler. Buraya dönduğumuzde santra- lın yapdacağuu duyduk" diyen Ali Yılmaz, "radikal" önerileı dile getıriyor: "Bunun vapılma- sına karar verenleri asacaklar ki şimdikiler böyle bir şey yapma- ya cesaret ederaesinler. Üç beş kişinin yanlışı yuzunden devleı zarara girecek. Santral yapılır- sa bakalım burada yetişen ze>- tin agaçlannı Ankara'da yetiş- ürebüecekkr mi?" 110 haneli yaklaşık 600 nu- fuslu köyün tarihi 100 yıl önce- sine kadar dayanıyor. Türkevleri köyunün adını da değiştirmiş. 100 yıllık Turkevle- ri'nin adı şimdi Kemerköy ol- muş. Santral da bu adla anılı- yor. Köyün, tanma dayalı üre- tim ilişkileri, santral için verimli arazilerin ıstimlak edilmesıyle bozulmuş. Sanıralda da yeterin- ce iş verilmediği belirtilen köy gençleri şimdi işsiz, kahvehane- lerde okey oynuyorlar. Arazisi "yok pahasına" istimlak edilen FİNORAMA DÜNYANIN SAYIU FON YÖNETİCİLERİNDEN MARK MOBIUS ANLAT1YOR. II YATMCI BOKA'DA NEYAPMAU DEMİREL'İN DANISMANI PROF.GÖNENSAY'DAN ŞOK AÇIKIAMA: "HÜKÜMETİN KOYDUĞU TEŞHİSLERİN YAPILABİÜRÜĞİ YOK. ENFLASYON YÜZDE 70'İN ALT1NA DÜSMEZ" II GENÇLERE YURTDIŞINDA, ÇOK UCUZA SEMİNER, TATİL VE STAJ OIANAKLARI RÜŞDÖ SARACOĞLU . KISMET BÜYÜKELÇİÜK Mİ? TV'DEN, KALEM PİLE, 740 ÇEŞİT UCUZ VE KAÜTEÜ ÇİN MAU "SİPARİŞLERİNİZİ" BEKÜYOR. NAMIK KEMAL KIUÇ GİDERAYAK PANORAMAYA KONUŞTU YURTDIŞINDA HANGİ TEDAVİ KAÇA ÇIKIYOR, NEREYE BAŞVURMAU? SOMON ARTIK ALTIN YUMURTIAMIYOR.. ARZ TALEBİ GEÇİNÇE, NORVEÇ'TE YÜZLERCE ÜRETİCİIFLAS ETTİ. TLK ............. ..rmik santralın ekolojik sisteme zarar vermeyecegini söylüyorlar. Santralın sogutmasında kullanılacak vedaha sonradenizeakıtılarak suyun en fazla 7 derecelik bir ısı farkı yaratacagını savunan TEK yetkilileri, balıkçılann santraldan etkiknmeyecegini ileri siırüyorlar. (Fotoğraf: BEHZAT ŞAHtN) köylü topraktan kopmak uzere. Bannakları olmadığı için balık- çılık da yapamıyorlar. Kemerköy'e 10 kilometre uzaklıktaki Çakıralan köyun- den Mehmet Ali Uğurlu (66), torunlarına kirli bır dunya bı- rakmak istemediğini söyluyor. "Santralı kaldırsalar da kaldır- masalar da devletin, milletin aleybinc" diyor. 60 yaşındaki tzzet Yılmaz, "İş işten geçti. Devlet buraya dünyaniD parasını harcamış. Bu paraya yaak. Bu işten o zaman- ki devlet sorumlu. Biz ayak di- redik, dinlemcdiler. Ankara ka- rar verip yapü, bize sormadı. Ama buraya harcanan para bizim" diyerek santralın sökul- tnesme karşı çıkıyor. lzzet Yıl- maz da arazılerini, devlet alıyor diye yok pahasına satmış. Şim- di kahveden eve, evden kahveye. Santralın yapımından sorum- lu TEK yetküileri ise termik santralın söylendiğı gıbı buyuk bir kirlilik yaratmayacağını sa- vunuyorlar. 300 metre uzunlu- ğundaki bacaya takılacak elek- tro fıltrelerin külü yüzde 99.4 oranında tutacak verim ve ka- pasitede olduğunu öne surüyor- lar. Santralın tamamen taşın- masının olanaksız olduğunu be- lirten yetkililer "Zaten bu sant- ralın ömrü 15-20 Mİ. Bacanın lacak ve tekrar denize akıtılacak deniz suyunun en fazla 7 dere- celik bir ısı farkı yaratacağını savunan yetkililer, bunun da de- nize olumsuz bır etkisi olmaya- cağı görüşünü dile getiriyorlar. ören, Gökova Körfezı'ne kı- yısı olan şirin bir belde. Eskiden seramik işçiliğinin merkezı olan Ören'de yapılan kazılarda hâlâ değerli tarihi eserler ortaya çı- cılar yatınmlannı çektiler. 1500 konutluk turistik bir kompleks- le 500 yatlık liman projemiz bu yuzden aksadı. Çevre Bakanı Dogancan Akyürek, santrala şimdiye kadar 1 trilyon 115 mil- yar harcandığını soyledi. Sade- ce Botaş bonı hatünın kapab ol- ması nedeniyle 1 ayda devletin zaran 1 trilyon lira. Devlet bu- nu karşılayabüiyorsa santralı da Kemerköylu Ali Yılmaz santral için radikal öneriler dile getiriyor: "Bunun yapılmasına karar verenleri asacaksın ki şimdikiler böyle bir şey yapmaya cesaret edemesin." 60 yaşındaki İzzet Yılmaz ise 'Iş işten geçti' diyerek santralın taşmmasına karşı çıkıyor: "Devlet buraya dünyanın parasını harcamış. Bu paraya yazık." yüksekligi sayesinde de bacadan cıkacak duman daba geniş bir alana dagılacak ve çok az etki edecek. Çe>reyi biz de seviyo- nız. Ona zarar vermek isteme- yiz. tnşaata başladığımızda de- niz kenanndaki bataklıgı kunı- tarak agaçlandırdık" diyorlar. Santralın sogutmasında kullanı- kıyor. Belediye Başkanı Kâzım Turan, Ören'in Efes'le eşdeğer- de tarihi özelüklere sahip bir bölge olduğunu söylüyor. Tu- rizm açısından da geleceğinin "çok parlak" olduğunu kayde- diyor. "Ancak" diyor, "sant- ral, yapımına başlanmasıyla bir- likte bize zarar verdi. Yatırun- kapatabilir. Kaldı ki harcanan bu paranın hepsi santral için harcanmadı. Bu paranın içinde yol yapımı, lojman olarak 267 villanın yapımı, bataklığın dol- durularak 1000 dönttm arazmin kazanılması da var. Kazamlan bu arazi bile zaran karşılar ne- redeyse. TEK yetkilileri savun- malannı hep 'Bu parayı sokağa mı atacağız' lafıyla yapıyorlar. Demek ki santral çevreye zarar verecek. Bunun için kimse çıkıp da zarar vermeyecefini açıkça söyleyemiyor." Belediye Başkanı Turan, santralın yarannı da gördükle- rinı söylüyor. "Tek yararı Ören'e yol yapılması oldu" di- yor, ancak "Dünyanın sayılı cennetlerinden" diye nitelendir- diği Gökova Körfezi'nde, sant- ralın devreye girmesiyle birlik- te eko sistemin bozulacağını ve onulmaz bir şekilde tahrip ola- cağını kaydediyor. Başkan Kâ- zım Turan, hükümet açıklama- sına karşın çalışmalann halen sürdüğünü de sözlerine ekliyor. Elektrik Mühendisleri Odası Izmir Şubesi, koalisyon hukü- tneti tarafından yapım calışma- ları durdurulan Gökova Körfe- zi'ndeki Kemerköy Termik Santralı'nın çevreye yaptığı et- kileri belirlemek üzere bir ko- misyon oluşturdu. UYUŞTURUCU Suriye köprübaşı NtLGÜN CERRAHOĞLÜ ROMA — Italya-Turkiye ara- sındaki uyuşturucu trafığinin kaynağının Suriye olduğu öğre- nildi. "Corriere Della Sera"da yer alan bir habere göre Turki- ye ve ttalya arasında yıllardır sürdürülen uyuşturucu trafiği- nin ardında Suriye ve Lübnan bulunuyor. Aralannda Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esat'ın kardeşi Rıfat Esat ve Savunma Bakanı Mustafa Talas'ın bulun- duğu bir dizi yuksek duzeyli Su- riyeli hükumet görevlisi Orta- doğu kaynaklı uyuşturucu tra- fığinin beynini oluşturuyor ve trafiği yönlendinyorlar. ABD'- de çıkan "Foreign Affairs" der- gisine atıfta bulunan "Corriere Della Sera" afyon ve haşhaşm Lübnan ve Bekaa köylerinde uretildiğini ileri sürüyor. "Resmi" düzeyde uyuşturucu trafığine karşı mücadelede bir- likte çalışan iki ülke "görüntii- sü veren" Suriye ve Lübnan as- hnda söz konusu trafiğin en câ- nalıcı merkezini oluşturuyorlar. Konu üzennde uzmanlaşan lsrail polisinin aktardığı bilgilere göre afyon uretimi yapan köy- ler bu kârlı uretime devam ede- bilmek için Suriyelilere bir çeşit vasallık ücreti olarak 1 milyon 200 bin dolar veriyor. Suriye bu "tkaref'ten yılda 4 miryor dolar kazanıyor. Lübnan vadilerinde üretılen eroin daha sonra TIR'lara yukleniyor ve Türk mafyasının aracılığıyla Türkiye'den geçiyor. Turkiye üzerinden Balkanlar ya da deruz yoluyla ttalya'ya ulaşan eroın, çizmede rafine ediliyor. Çizme- nin burnundaki Calabria ken- tinden dunya pazarlarına dağı- tüıyor. Calabria mafyası Ue Ko- iombialı uyuşturucu karteli ara- lannda çoğu kez eroinle kokai- ni değiş tokuş ediyor. Kolombi- alı babaları Avrupa'nın "kokain" ihtiyacını karşıûyorlar ve bunun karşılığinda Calabria mafyasından Amerika kıtasının gerisine dağıtılacak eroini alı- yorlar. 66 kişinin tutuklandığı uyuş- turucu trafiği baskını sırasında polis Suriyeli Yusuf İbrahim'in eroin trafığinde oynadığı strate- jik rolü tespit etmiş bulunuyor. İbrahim'in ayrıca Turkiye'den geçen trafiği yönettiği iddia edi- liyor. Eğitimde, iş yaşamında başarı için: zorunlu. Hemen İngilizce dünyanın ve Türkiye'nin yeni döneminde ırı için Q^3dlIEEâfl BEST'e gelin. BEST ENGLISH öğrenin. ( ) Dünyanın yeni döneminde yerinizi alın. İster PTÎr?nT?W en baştan başlayın. İster işinize, ilginize özel İngilizce öğrenin. Başarıya ulaşın, Mutlaka! ENGLISH Best Eğitim Merkezi Meclisi Mebusan Cad Mebusan Yokuşu, 54 Fındıklı - İstanbul (•) BEST ENGUSH uzman Turk ve Ingılız egtımcıienn ha2irtaa«Ş öt*l dil ö^ratinı praflramı'nın aoıöır • Program oğrencırır öztl - crınunu teme aiır BEST ENGUSH ten ulkemızde 22 860 oğrencı yarartanmıştr ^BEST ENGUSH ozeı eğıtım programıyla utkemızın onde geten 63 kur jldsurjn personelıne Ingtoce oğretmıştır • BEST ENGUSH, Ingıttere dekı PtTMAN Schoo! o( Erçlıstı ışöırtığıoden tum oğıencılennı yararlandınr 1 51 O3 28'den Hülya Samsa ile görüşün!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle