24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 PEVLET SANATÇILIĞI Güloya Arıoba istifa etti • ANKARA (AA) — Devlet Halk Danslan Topluluğu Müdürü Mustafa Turan'ın devlet sanatçısı seçilmesine çeşitli tepkiler geliyor. Topluluğun genel sanat yonetmeni ünlü koregraf Gülova Aroba da seçimi protesto etmek için gorevinden istifa ettiğini açıkladı. Arıoba, Mustafa' Turan'ın sanatçı kimliğinin bulunmadığını, kendisinin sadece idareci olduğunu belirterek olayı protesto amacıyla genel sanat yönetmenliği görevini bıraktığını söyledi. ANMA Behzat Butak anıldı • Kültür Servisi — Turk tiyatrosunun temel taşlarından biri olan aktör Behzat Butak, doğumunun 100. yıldönümünde Aynahçeşme'deki evinde anıldı. Anma törenine, sanatçının eşi Lamia Butak, | Şehit Tiyatroları Genel Sanat Yonetmeni Gencay Gürün, Engin Uludağ, Tunç Yalman, Cüneyt Türel'in yanı sıra sanatçıyla aynı sahneyi paylaşmış emekli tiyatrocular katıldı. Törende sanatçının Tepebaşı Aynalıçeşme 63 numaralı ahşap evinin kapısına "Behzat Butak burada yaşadı" yazılı bir plaket takıldı. Ayrıca sanatçıyla ilgili anılar anlatıldı. 1891'de Bursa'da doğan sanatçı, ilk kez Sahne-i Heves topluluğu ile sahneye çıktı. Daha sonra Sanayii Nefise tiyatro heyetini kurdu. Mürebbii Hissiyat, Daruttemsili Osmani, Şark Drâm Tiyatrosu toplulukları ile çalıştı. 1927'den itibaren Darülbedayi'de aralıksız çalışmaya başladı. Yaşamının sonuna kadaı Şehir Tiyatrolan'nda sahneye cıku. Butat'ın son oyunu 'Yarasa' oldu. Sanatçı, tiyatroculuğun yanı sıra iyi bir ressam, hattat, sedef ustası ve numizmat idi. Butak'ın Aynalı Çeşme'deki evinin alt katı çoğu kendi eseri olan kalemişi, hat, sedef oymalar, mermer sebiller, Iznik çinileri ile süslu. Sanatçı, 1%3 yıhnda yaşama veda etmişti.. (Fotoğraf: IBRAHİM GÜNEL) İ M Z A G U N U George Duby ŞÖVALYE, KADIN VE RAHİP ERKEK ORTAÇAĞ ORTAÇAĞ İNSANLARI VE KÜLTÜRÜ Fransız Kültür Merkezi / Taksim Saat: 17.30 SÜMERBANK TAKVİMİ DESEN YARIŞMASI SONUÇLÂRI Holdingimizce 1992 yılı bez duvar takvimlerinde kullanılmak üzere düzenlenen "Sümerbank Takvim Desen Yarışması"na 96 eser katılmış, eserler jüri üyeleri Hülya ÖZDEN, *' Mürşide İÇMELİ, Zafer GENÇAYDIN, Zahit BÜYÜKİŞLEYEN ve Sami ÇİZGİNER tarafından 1 Eylül 1991 tarihinde değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda, gerek takvim başkısında net sonuç verecek renk uyumuna sahip gerekse görsel olarak Sümerbank imajını yansıtacak ölçüde dereceye girmeye layık eser bulunamamıştır. Yanşmamıza gösterilen iigiden dolayı, sanatçılarımıza teşekkür ederiz. SÜMERBANK HOLDİNG A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜK Yillardır özlemle beklediğinîz sanatçı NİZAMETTİN ARİÇ ve sizler için özel olarak okuduğu kaset. AYDINLICIM • AHMEDO RONI CIKTI. BÜTÜN KASETCİLERDE 1- AMCAM KIZI (LE DOTMAM) 2- EVLERİN ÜSTÜ (SEKB MALAN) 5- AYDINLlGlM (AHMEDO ROltf) U.H. 4- CEL GÜLÜM (CULE VORE VOKA) 5- HELE CÜLÜZAR <HA GULAZER) 1- ANAM ANAM (DAYE DAYE) 2- CÖÇ EYLEDİ (MALAN BABKIR) 3- GÛNÜL (AYDIU U.H. 4- DÜZCON O (BAVA DUZCİHO) 5- OY OY (LORKE LORKE) 6ÜNER PLAK ve KASETÇİLİK ^ IMÇ 6 Blok Nc 6427 Unkapanı Istantıul Telefon 527 55 93 • 526 10 49 MENEMEN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 989/626 Safiye Satılmış vekili tarafından Hazine ve Asarlık köyü muhtar- lığı aleyhine açılan tescil davasında Davaya konu Asarlık köyu Gölcuk mevkiinde kuzeybatısında Ce- lil Çınar'a ait 312 parsel, güneybatısında 310 ve 311 parsel, guneyin- de 339 parsel, arasında kalan kadastro harıci taşbk olarak yaklaşık olarak 2,5 dönüm miktarındaki taşmmazda hak ıddia edenlerin ila- nın gazetede ilanından itibaren 3 ay içerisinde mahkememize ait yu- kandaki dosyaya müracaat etmeleri, aksi haide bir hak ıddia ederaeyecekleri hususu ilan olunur. Basın: 38006 ILAN KADIKÖY İKİNÇİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991/472 vesayet Kadıköy Göztepe tstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Lojrnan- ları N: 57'de ikâmet eden Salıh Aydoğduoğlu aynı adreste ikâmet eden oğlu Ahmet Aydoğduoğlu'na rahatsızhğı nedeni ile vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. Basm: 11735 Anton Çehov'un Vanya Dayı'sını Şehir Tıyatrvlan'nda sahneleyen Heifetz: Rusya da Vanya Dayı gibiKonuk Sovyet yönetmen Leonid Heifetz, Rusya'yı Çehov'un Vanya Dayı'sına benzetiyor. "Rusya da" diyor Heifetz, "Vanya Dayı gibi yıllarca yamlsamalarla yaşadı." ' Yönetmene göre Rus halkını çetin yıllarbekliyor. ASLI KAYABAL Yaşamın son yıllannda yazıl- mış üç büyük oyun. Hepsi de "uztın bir Çehov şürinin" par- çalan olan oyunlar. Anton Pav- loviç Çehov'un "Vanya Dayı" (1897), "Üç Kızkardeş" (1900) ve "Vişne Bahçesi" (1903)... Konuk Sovyet yönetmen Leo- nid Heifetz, yazarın " Ü ç Kızkardeş" ve "Vişne Bahçesi" adü oyunlarını geçen sezonlar- da lstanbul Belediyesi Şehir Ti- yatroları'nda sahneledi. Bu uç- lemin son halkası "Vanya Dayı" ise şimdi Şehir Tiyatro- ları'nın Harbiye Muhsin Ertuğ rul Sahnesi'nde. Yönetmen Heifetz'le buluştu- ğumuz gün "Vanya Dayı"nın provaları sürüyordu. 30 yıllık yönetmen Heifetz, "Batıl inançlan" olan bir kişi. Hei- fetz'in bu inançlan provaların akışına gazetecileri katmayacak kadar baskın. SSCB'de Dramatık Tiyatro'- nun baş yonetmeni Heifetz'e göre A.P. Çehov bu oyunlann tümünde "özel anlar" yaşayan insanlan verdi. Onların yalnız- lıklan ve umutlanm anlattı. Ya- zar, insanları pek az yargıladı, çoğunlukla insanın kendini ve acılannı çözmeye çalıştı. Yönet- men, "Her yerde insan yaşamı güç. tnsanlann umuda ve anla- şılmaya gereksinimleri var" di- yor. Heifetz, Çehov'un dünyasın- da geziniyor. Bu dünya içinde ve Çehov'da yakaladığı "umuda" yineliyor. Çehov'un "Vişne Bahçesi" ya da "hayatla bir tür vedaiaşma" oyununda yazarın Sonya'nın ağzından, "her şeye karşın umudun yiti- rilmemesi gerektigini" vurgula- dığını hatırlatıyor. Oyundaki Vanya Dayı'yı yi- ne yönetmenden dinliyomz: "Vanya Dayı tipik bir Rus lafı. Rusya'nın yazgısı gibi. Yumu- şak, yalnız, bir seylere inanan, başkalan için yaşayan, sonuçta hiçbir şey elde edemeyen bir in- san. Hem 'acınası' hem de 'komik' durumlarda kalan. So- nuçta gerçeği göruyor. başkal- dınyor, isyan ediyor, silaha sa- rüıyor, ateş ediyor ve ama ıska- lıyor. tşte Vanya Dayı bu." Çehov'un 1897'de yazdığı "Vanya Dayı" Heifetz'e göre aynı zamanda çağdaş bir oyun. Hangi yönde? Yönetmen, "Tıp- ki Vanya Dayı gibi Rusya da bumu sürtüle sürtüle açüıyor. Onun gibi yıllarca illiızyonlaria yaşadı Rusya. Sahte önderlere inandı" diyor. Bugünün Rusya- sı'na nasıl bakıyor "Vanya Da- yı"nın yonetmeni? "Rusya'nın durumu çok agır. Halk kendi- sini nasıl bir geleceğin bekledi- ğini bilmiyor. Şimdi her şeye sı- fırdan başlayacak. Halkın yeni- den doğması gerekecek. Kötürn- ser degilim. Rus halkını çetin yıllar bekliyor. Tarihsel bir dö- nem geçirecek. Acaba halkın buna gücii var nu?" Moskova'da çok bekleyeni var Heifetz'in. Sanatçı dostlan, öğrencileri ve ailesi. Döner dön- mez Lermontov'un "Maskeli Bsüosu"nu sahneleyecek. Klasik Rus yazarlanndan Çehov'un yapıtlarıyla çocuk yaşta tanışan yönetmen 1991'in Moskovası'n- dan Çehov'a baktığı zaman görduğü bir tür "evrim." 20 yıl önce "ahmaktım", sevginin ne olduğunu anlamıyordum, şim- di ise "akülandım" diyen Hei- fetz sevginin "derinliğini" kav- ramış, bir de "zamanın duragan olmadıgını". Çehov'un "Vanya Dayı" adlı oyununu Türkçeye Mazlum Beyhan çevirdi. Heifetz'in sah- nelediği oyunun dekorlarını Er- sin Satkan, kostümlerini Sevinç Çavdar hazırladı. "Vanya Da- yı"nın kadrosunda, Kamuran Usluer, Alev Oraloglu, Tilbe Batum, Tanju Tuncel, Cüneyt Türel, Cihan Ünal, tsmet Ay, Uğur Kıvılcım ve tskender Bag- cılar yer alıyor. 'Demokrasi Gemisi' • Kültür Servisi — Bakırköy Belediye Tiyatroları 1991-1992 sezonunu Aziz Nesin Sahnesi'nde, Aziz Nesin'in yazıp Ahmet Gülhan'm yönettiği "Demokrasi Gemisi" ile açıyor. BBT bu oyun dışında Dario Fo'nun "Bedava mı Sandın?", Necati Cumalı'mn "Mine" ve Nâzım Hikmet'in "tvan tvanoviç Var mıydı Yok muydu?" adlı oyunlan dönüşümlü sahneleyecek. Curieier sahnede MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESt'NDE — Çehov'un "Vanya Dayı"sı Harbiye Muhsin Ertuğnıl Sahnesi'nde. Vanya Dayı'yı Cüneyt Türel oynuyor. Yelena Andreyevna'yı ise Nurseli Idiz, Alev Oraloglu Üe dönüşümlü olarak canlandınyor. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) Haydi gençler matematik oynamaya ASLI KAYABAL Matematikle aranız nasıl? Birden ürperdiniz mi? Belki de lise yıllarınız aklınıza geldi. Yi- ne de Pisagor teoremi ve ispat- lanndan birini bulmaya ne der- siniz? Yoksa size verilen birkaç puzzle'ı kullanarak kare yapma- yı mı tercih edersiniz? Peki gra- fik okumayı biliyor musunuz? Ya da bir yüzeyi nasıl ölçece- ğinizi? Bir de düğümlerle aranız nasıl diye soralım. Belki mate- matikle ilgili bir meslektesiniz, belki çok uzağında. Bugünlerde sayılann dünyasına girmeye ve matematikle biraz daha yakın- laşmaya ne dersiniz? O halde Yıldız Üniversitesi Sabancı Kitaphğı'mn yolunu tu- tan ve önceki gün açılan "Ho- rizons Methamatiques" (Mate- matik Ufukları) sergisine gidin. Çocuğunuz varsa onu mutlaka götürün... "Matematik Ufuklan" kişi- yi matematik biliminin içine çe- ken renkli "bir dünya." Sergi lstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Yıldız Üniversitesi tarafından Fransız Dilbilim Bürosu'nun iş- birliğinde düzenlendi. Serginin gerçekleşmesinde Fransız Kül- tür Merkezi'in yeni müdürü M. François Neu>ille'in de etkisi çok. "Matematik Ufuklan" ilk kez 1984 yıhnda açılmış. La Vil- lette ve La Cite des Sciences et de L'Industrie tarafından hazır- lanan sergi Fransa'da 70 kultur merkezinde yer aldı. Sergi çeşitb yabana ülkelere gitti. Türkiye'- de serginin kurulması ve hazır- lanmasını üstlenen genç Fransu mühendis Thierry Bertrand, "Matematik Ufuklan" nın öğrenciler ve anne-babalar ka- tılabilir" diyor. Matematik biümini görsel kıl- mayı amaçlayan "Matematik Ufuklan"na yönelik Fransız Kültür Merkezi Müdürü M. François Neuville ise şunları söylüyor, "La Cite des Sciences Paris'ıe yer alan bir muze 20. yüzyılda bilimsei ve teknik kül- Villette her yıl çeşitli sergiler dü- zenliyor, bu sergiler daha son- ra yurtdışına gidiyor. Neuvılle'e göre "Matematik Ufuklan" bir tür matematik raozayiği. Sergi bütününde ^idaktik yon ön planda: Rengârenk mozayik içinde bu dunyaya dalmak iste- yenler belli başlılar altında top- lanan uygulama çalışmalan ve İstanbul Yıldız Üniversitesi Salonu'nda, Sabancı Kitaphğı'nda bir sergi açıldı. Adı: Matematik Ufuklan. Fransız Kültür Merkezi'nin katkısıyla gerçekleşen bu sergide basitten karmaşığa uzanan bir dizi oyun yer alıyor. Sergiye gelenler yalnızca ızieyıcı değil, katılımcı oluyor. Çeşitli puzzle türleri, simetri ve grafik, hatta bilye ve zar oyunlan serginin standlannda yer alıyor. Türkiye'de ilk kez gerçekleştiril- diğini aktanyor. Bertrand, "Bu sergi matema- tiği geniş kitlelere ulaştırmayı, bu disiplinin "eglenceli" bir şe- kilde ele alınabileceğini göster- meyi amaçlıyor. Sergiye gelen- ler çeşitli türde basit ve karma- şık bir dizi oyunla basbaşa bı- rakılıyor. bu oyunlara gençler, türü ortaya koymayı amaçuyor. Bu sergi ise söz konusu kültürii tarutmakla yükümlü. Sergide en karmaşık konular ogretici bir şekilde sunuluyor. Bu da Villet- te'in temel amacı." Müdür Nev-ille, Paris'te bü- yük bir yapı kompleksine dağı- İan merkezin yoğun bir ziyaret- çi akınına uğradığım aktanyor. oyunlara hemen katılıyor. Sergideki anabölumler şöyle sıralanıyor: "Anamorfoz ve perspektif, Duğümlerin Sınıflanması, Boş- luk ve Simetri, Desenler ve Tek- rarlar, Yüzey ve Eğrilik, Şekil- ler ve Yapılar, Grafik ve Yollar, Zar Oyunu ve Sondaj, Matema- tik ve Fizik ile Puzzle ve Pita- goras. Bu sergiye gelen "izleyici" değil "katıümcı" oluyor. Çün- ku kendisine sunulan araçlarla o sergi ile bütunleşiyor. Ve "Matematik Ufuklan"na ulaş- maya çalışıyor. Uygulama çahş- maları ve oyunlar yanında ma- tematik tarihi, beUi teoremler ve matematik tarumlan üzerine bil- gi veren panolar da izlenebili- yor. "Matematik Ufuklan" her yaştan kişinin ilgis<ni çekebile- cek bir sergi. Ortaokul ve lise düzeyi öğrencilerinin görmeleri gerekli bir sergi. Yetişkinler de hem geçmiş matematik bilgile- rini sınayabilir hem de çocukla- rına yardımcı olmak yönünde bilgilerini tazeleyebilir. "Matematik Ufukları"nda Paris'ten Montreal'e en kısa yoldan nasıl gıdileceğini çözmek size kalıyor. Aynca tangramlar- la sizden istenen şekilleri yapa- bilir, panoda yer alan "düğüm modelleri"nin uygulayabilirsi- niz. Köpüklü su içinde duran şe- killerle ilgili, "Su içinde en kü- çük olan hep aynı mı" sorusu karşımıza çıkabilir ya da kızak- tan düşen bilye oyunu ile baş- başa kalabilirsiniz. Seçenekler çok. Pisagor teoreminden gra- fik oyunlanna, zar ve bilye oyunlarından yuzey ölçümleri- ne dek tümü "matematik mo- zaiği"nin gizli dunyası içinde. 2 kasıma kadar. • Kültür Servisi — Marie ve Pierre Curie'nin yaşamlannı konu edinen "ödüller Kimin?" bugünden itibaren tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'mn Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde seyirci karşısına çıkacak. Jean Noel Fehwick'in yazdığı oyunu Esin Talu Çelikkan Türkçeye çevirdi. Hakan Altmer'in yönettiği oyunun dekorlarını özhan Özdil, kostümlerini Canan Göknil hazırladı. "ödüller Kimin?"de Marie Curie'yi Hümeyra, Pierre Curie'yi de Avni Yalçın canlandınyor. Georges Duby imzahyor • Kültür Servisi — 'Şövalye, Kadın ve Rahip Feodal Fransa'da Evililik', 'Erkek Ortaçağ Aşka Dair ve Diğer Denemeler' ve 'Ortaçağ İnsanlan ve KültürU' adh kitaplan Türkiye'de yayımlanan Fransız tarihçi Georges Duby bugün saat 17.30'da Fransız Kültür Merkezi'nde kitaplanm imzalayacak. Duby aynca saat 19.00'da 'Saray Aşkı Nedir' konulu bir konferans verecek. BüGÜN • Akrep Nalan söyleşisi Vakkorama Taksim'de Akrep Nalan söyleşisi saat 17.00'de. • Ruhsal yükseliş Doç. Dr. Yaşar Nuri öztürk'ün "Ruhsal Yükselişin Yoltan" konulu konferansı saat 17.00'de Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde. (343 10 00) • Arthur Rimbaud özdemir lnce'nin ölümünün 100. yıhnda Arthur Rimbaud söyleşisi saat 16.00'da Atatürk Kitaphğı'nda. (149 09 45) • Söyleşi Dünyayı bisikletiyle dolaşarak gezilerini anlatan, kitaplar yazan Ingiliz yazar Bettina Selby Harbiye'deki Adli Han'da bulunan lngiliz Kültür Derneği'nde saat 18.00'de gezilerini ve kitaplanm anlatacak. ÇAĞDAŞ DEMOKRASİ İÇİN... BİLEREK SEÇEBİLMENİZ İÇİN... Seçim kampanyalannm tiim renkli ve demokratik görünümüne karşm, çağdaş çevre haklan kavramının ağırlık kazandığı, kişi hak ve özgürfüklerine saygılı hukuk devleti ilkelerini ödünsüz savunan, antimilitanst, antişövenist vefarklı kültürlerin zengin birteşi/ninden güç alan bir çağdaş demokrasi anlayışından söz edilmemektedir. Oysa çağdaş demokrasi, çağdaş bir Anayasa ile gerçekleşebilir. ÇAĞDAŞ BİR TOPLÜM İÇİN ÇAĞDAŞ BİR ANAYASA • Çağdaş bir Anayasa, temel insan haklan ve özgürlüklerini, hukukun üs- tünlüğü prensibini, yalnızca insan-insan ve insan-devlet ilişkilerini değil, in- san-çevre ve devlet-çevre ilişkilerini de kapsaraalıdır. • Kalkınmayı sadece ekonomik ve teknolojik boyutları ile değil, demokra- tik ve katılımcı bir planlama yaklaşımı içinde kultürel boyutları ile de ta- mmlayan hükümler içermelidir. • Herkesin kişiliğini özgürce geliştirebilmesi ve her topluluğun kultürel kimliğine saygı gosterilmesi bu Anayasada güvencesini bulmalıdır. • Çağdaş bir Anayasa, tüm toplumun ortak malı olan doğal ve kultürel zenginliklerin nasıl korunacağı, nasıl değerlendirileceği ve gelecek kuşakla- ra nasıl aktarılacağı, fıziksel çevrenin nasıl kullanıhp nasıl şekillendirilece- ği konusunda bir "toplumsal mutabakat belgesi" olmalıdır. • İnsanların temel barınma ihtiyaçları ve sağlıklı çevrelerde yaşama hak- lan, bu Anayasada güvencesini bulmalıdır. ÇAĞDAŞ BİR ANAYASANIN YAŞAMA GEÇİRİLEBİLMESİ VE TÜM TOPLUMUN ÖZGÜRCE SOLUK ALABİLMESİ İÇİN; • 12 Eylül rejiminin bütün yasa, kurum ve uygulamalan artık kesin ola- rak tasfiye ve mahkum edilmelidir. • Anayasa değişikliği, ülkedeki tüm siyasal kuruluşlara ve sivil toplum ör- gütlerine açık bir süreç içinde gerçekleştirilmelidir. • Demokratik işleyişin temel alındığı, başta sendikalar ve meslek kuruluş- ları olmak uzere, sivil toplum örgütleriyle siyasal partilerin etkileşimine ve ilişkisine açık siyasal bir ortam sağlanmaudır. BU ÖZGÜR SOLUĞUN İNSANCA ÇEVRELERDE ALINABİLMESİ İÇİN; İmar Kanunu, Çevıe Kanunu, Belediyeler kanunu, Kültür ve Tabiat Var- lıklarını Koruma Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve benzeri çevre düzen- leyici yasalar, kararnameler; • Fiziksel çevrenin bütunlüğu ve akılcı yönetimi gözetilerek yeniden dü- zenlenmeli, toplumsal çıkarlar on plana alınarak yahnlaştınlmalıdır. • Bu düzenlemeler, halkın ve sivil toplum örgütlerinin yaşama ve uygula- ma süreçlerine aktif katılımı sağlanarak yapılmalıdır. Seçim ortamtnda, siyasal partilerin meslek alanımm ilgilendiren vaatlerini, Mimariar Odası 'nın zengin birikim ve deneyiminin ışığında gözden geçirmeyi görev saytyoruz. Bu sorumluluğun gereği olarak bazı konulardaki gerçekleri halkımıza açtklıyoruz. KALKINMA VE ÇEVRE Oy isteyenler, "hızlı kalkınma" reçetelerini sunar- larken, "kirlenen çevreyi" de kurtaracaklannı söy- lüyorlar. Buna karşın, çevreyi korumanın başlıba- şına bir kalkınma kaynağı olduğundan; yok olan değerlerin asla geri gelmeyeceğinden; çevre tahri- batının bedelinin ise topluma nasıl geri ödenebi- leceğinden soz etmiyorlar. Oysa, doğal ve kultürel zenginlikleri tüketmeden ve kirletmeden kalkınmak, çağdaş uygarlık anla- yışmın bir gereğidir. Ve bu anlayışın temel koşu- lu olarak, çevre değerlerinin dar ekonomik çıkar- lara teslim edilmemesi toplum yararına olan kal- kınma politikalarının açık göstergesidir. KENTLEŞME Oy isteyenler, sağlıklı bir kentleşme için "düzenli imar planlan üreteceklerini", "alt yapıya önem vereceklerini" ve göçeden kitleler için "yeni yerle- şim alanlan" üreteceklerini soylüyorlar. Oysa; imar planlanna aykn-ı uygulamalann, alt yapısız gökdelenleşmenin ve gecekondulaşmanm ardındaki kentsel yağmaya karşı yasal önlemler geliştirmiyorlar. Kentleşme politikası, kitleleri kendi beldelerinde sağlıklı yerleşme çevrelerine kavuşturmak ve kentleri politik ya da ekonomik çıkarlara dönük yapılaşmaya tutsak etmemekle mümkündür. KONUT Oy isteyenler, halbn konut ihtiyacını salt "mülk edinme ozlemleriyle" bütünleştiriyorlar. İnsanlar- daki gelecek kaygısını "tapu güvencesine" bağh- yorlar. Uydu-kent, toplu-konut vb. gibi uygula- malan, bu politikanın "eskimiş modelleri" ola- rak, hâlâ savunuyorlar. Oysa, konut sorunu için niteliksiz "tapulu" barı- naklar yerine, insan onuruna yakışır yerleşme bi- rimlerinin kurulması esastır. Kiralık konutlar üre- tilmesi, özel çıkara dayalı yap-sat imarcılığınca yı- kıma terkedilen mevcut konutların sağlıklaştınl- ması, özellikle enflasyonlu ekonomilerde yeğlen- mesi gereken, "toplumu koruyucu" seçenekler- dir. ULAŞIM Oy isteyenler, Türkiye'yi "kazalar cehennemine" çeviren, kentlerimizi de otomobil egemenliğine tutsak eden, karayolu ağırhklı ulaşımda hâlâ ıs- rarlılar. Boğaziçi'ne üçüncü bir köprü, otoyoUar gibi vaatler, "kalkmmanın gereği" olarak toplu- ma dayatümaktadır. Oysa, onca gelişmiş yollara ve Boğaz Köprüleri- ne rağmen, bugün çözumsüz bir düzeye ulaşan "tıkanıkhk" 1950'lerden bu yana sürdürülen bu ulaşım politikasının açık "iflasıdır". Ülke ve ulus yararına olan en doğru seçenek ise demiryolu ve denizyolu, büyük kentlerde ise metro gibi toplu ulaşım sistemlerinin ivedi olarak geuştirilmesi- dir. YEREL YÖNETİMLER VE DEMOKRASİ Oy isteyenler, yerel yönetimlerb "demokrasinin güvencesi" olduğunu belirtiyorlar ve bu nedenle belediyeleri "güçlendireceklerini" söylüyorlar. Ancak, bu giıvencenin "temel koşulunu" ise açık- lamıyorlar. Oysa, eksiksiz ve güçlü bir yerel demokrasi için, belde halkmm kent yönetimine "örgütlü katılı- mı"; insanların hemşehrilik haklaruu" özgürce kullanabilmesi; ve bu demokratik yapının "Ana- yasal güvence" altına alınması, çağdaş bir toplum olabilmenin ohnazsa olmaz koşuludur. TMMOB MIMARLAR ODASI Merkez Danışma Kurulu, 12-13 Ekim 1991, Bursa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle