20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•— : 2t* 17 EKİM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 SEÇIM '91 Işıklar'dan Ecevit'e • VAN (Cumhuriyet) — SHP listesinden Diyarbakır milletvekili adayı Fehmi Işıklar, DSP lideri Ecevit'in SHP-HEP ittifakına ilişkin açıklamalanna "65 yaşından sonra olumsuz değişen, yüzü güvercindi kargaya dönüşen, yarasaya dönüşen ırkçı, şovenist, faşizm eğilimli Ecevit, bu halkı potansiyel suçlu olarak görüyor" dedi. HEP Genel Başkanlığı'ndan istifa ederek SHP listesinde aday olan Fehmi Işıklar'ın Van'da diızenlenen ve yaldaşık 5 bin kişinin katıldığı mitingde Kürtçe türküler söylendi. ANAP'tan aynlmalar • lç Politika Servisi — ANAP Trabzon Milletvekili Hayrettin Kutbetli, partisinden istifa etti. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde bir basın toplantısı düzenleyen Kutbetli, listede kendisinin önüne iki bürokratın konulmasını anlayamadığını belirterek milliyetçi ve muhafazakârların partiden tasfiye edildiklerini söyledi. Ordu'nun Ulubey ilçesinde de ANAP örgütünden istifalar oldu. Belediye Meclisi'nin ANAP'h üyesi Lütfı Yuksel ile il genel meclisinin eski üyesi hicabi Beybaba, DYP'ye geçti. Bu arada DMP'nin İçel örgütünde üye olan yaklaşık bin kişi ise ANAP'a katıldı. ANAP'a üyelikler Sanayi ve Ticaret Bakanı Rüştü Kazım Yücelen tarafından imzalandı. SBP'den ktifaiar • lç Politika Servisi — Sosyalist Birlik Partisi (SBP) Genel Başkan Yardımcısı Şerif Felekoğlu ile SBP İçel Milletvekili Ekin Dikmen partisinden istifa etti. Felekoğlu, yaptığı açıklamada, seçimlerde SP'nin veya SHP'nin desteklenmesini istedi. Özal'ıf Bir cebinepartisini bir cebine hükümeti koymuş geziyor' diye eleştiren Demirel; Fıızııli işgali kaldıralımHAKKI ERDEM KUTLU ESENDEMtR ESKİŞE- HİR BURSA — DYP Genel Başka- nı Süleyman Demi- reJ, seçime üç gün kala Hüsamettin Cindorak'la el ele çıktığı seçim meydanında, özal'dan İnönü'ye kadar herke- se yüklendi ve koalisyon konu- sunda vatandaşları uyardı. Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaT- ın bugün otobüsle lstanbul so- kaklarını gezdiğini belirten Demirel, "Bir cebine partisini, bir cebine hükümeti koymuş, sokaklarda geziyor" dedi. Demirel, ilkbaharda milletin sesi mitinglerini başlattığı Eski- şehir ve Bursa'da dün de "san- dığın sesi"ni dillendirmeye çalıştı. Eskişehir'de fazla canlı olmayan btf kalabaiığa konusan Demirel, Bursa'da gövde göste- risi yaptj. Demird'in Bursa roj- tinginde bir süre önce "Ben Bursa sözii vermenı" sözleriyle tepki toplayan Cumhurbaşkanı Tnrgnt Özal'ın da kulakian "çuılanldı". "Çankaya'nın şiş- manı, Bursa duşmanı" slogan- lan üzerine Demirel, " Bursa'ya düşman olmak, kimsenin had- di degildir. Biz Bursalıya atılan en küçük çamuru şiddetle kar- şılık veririz" dedi. Demirel, dün ük mitingini düzenlediği Eskişehir'de DYP'nin yeni seçim otobüsü Baba'nın üzerinden eski Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk ile birlikte halkı selamladı. DYP'nin ülkenin içinde bu- lunduğu sorunlan çözecek tek siyasi pârti olduğunu öne süren Demirel, özal, Yılmaz ve Inö- nü'ye yönelik eleştirilerini şöy- le dile getirdi: özal'a: "Bugün bir de oy pu- sulasında yeri olmayan sekizin- ci parti var. Çankaya partisi. Çankaya bugün bir otobüse binmiş, tstanbul sokaklannı do- lasıyor. Hani tarafsız olacaktın, tarafsu olmaya yemin etmiştin? Tarafsız olması gereken biri, partisini, hükümeti cebine koy- muş, sokaldarda geziyor. Bn Yılmaz Niğde veAksaray'da Erbakan'a çattv Dîni alet eden kâfirdirCANAN GEDİK SAMSUN/KONYA/DE- NtZLt — Başbakan Mesut YJmaz muhalefet Jiderlerine çatarak "Hesap soracağmı id- dia etmek abesle iştigaldir. Çünkii devlet yönetimini üstlenen kişiler, kendilerinden önce ne yanlış yapılmışsa, bunların hesabını sormaya zaten mecburdarlar" dedi. Seçim gezilerini sürdüren Yılmaz, dün sa- bah Samsun Turban Oteli'nde gazetecile- rin sonılannı yamtladı. Yılmaz, muhalefet- le birlikte bazı basın organları ve kamuo- yu sirketlerinin de "secimin magJubu" ola- cağını öne sürdU. Karadeniz gezisi sırasında, "kâfir" sö- zü üzerinde durması ve llahiyat Fakültesi açmaktan söz etmesi konusunda da "RP'nin belli yöreterde sapürma ve asdsız iddialara dayalı yoğun bir kampanya yü- rütıûğünu ögrendiğim tcin" açıklamasını yapan Yılmaz'a yöneltilen sorular ile yanıt- lan şöyle: "— Yiizde 30 oyla iktidar gelirse meş- nüyet tartışması olmaz mı? YILMAZ — Seçim sonrası tabloyu gör- meden yorum yapmak erken olur. Belli bir seçim sistemini kabul edip, o seçim siste- miyle seçime giren partilerin daha sonra bu sistemin ortaya çıkardığı sonuç karsısında şikâyete haklan yoktur. En azından böyle bir şikâyet meşru olmaz. — Hanedan suçlaması ve hesap sorma olayı... Hesap sorma herkesi kapsıyor mu? YILMAZ — Hayır, siz benim söyledik- lerimi yanlış anlamışsınız. Bir arkadaş da benim ödünç oy istediğimi yazmış. Söyle- diğim şudur. Hesap soracağını iddia eden- ler var. Hesap soracağını iddia etmek abesle iştigaldir. Çünkü devlet yönetimini üstle- nen kişilerin kendilerinden önce yanlış ya- pılmışsa bunlann hesabını sormaya zaten mecburdurlar. Yani bunu söylemeİc bile za- ittir. Basit bir seçim taktiğidir. — Kimin basbakanı olmayacaksımz? YILMAZ — Milletin dışında hiç kimse- nin. — Size Amerika'nın adamı diyorlar... YILMAZ — öyle mi? Avrupa'nın diyor- lar. Bunu ilk duydum. — Konuşmalannızda bunun için mi 'Mil- letin Basbakanı olacağım' diyorsunuz? YILMAZ — Kongrede de ortaya attılar. Benim üzerimde tutmaz, akar gider. — Bu kampanya sizce yeterli mi? YILMAZ — Yaptığımız program 40 ili kapsıyordu. Sonradan buna 3-4 ilave yap- tım. Seçim kampanyasını bir Başbakan ola- rak ancak bu kadanna imkân buldum. — Genelkurmay Başkanı 'Rahatsızız' di- yor. YILMAZ — Yani, bir general ölurse bundan rahatsız olmamak olur mu? Ben de rahatsızım, herkesin de rahatsız olması la- zım. — 'Seçimi keşke 30 ekimde yapsaydık' diye düşünüyor musunuz? YILMAZ — Hayır. Biz herseyi seçim ta- rihine göre programladık. Programa göre de yürüyor. — DYP lideri, sizin seçim bdlgenize ikin- ci kez gidiyor. YELMAZ — Hemşerilerim misafirper- verdir. Rize'nin havası da güzeldir. Gelir, dolaşır, havasını alır gider. — Özal Malarva'da TV'yi kapatnus. Ne kusurunuz vardı acaba? YILMAZ — Kardeşim, böyle dedikodu- lara göre şey yapmam ben. Nereden çıka- nyorsunuz? Sen yazdın diye mi? Senin yaz- dığına itibar etsek, benim ödünç oy istiyor olmam lazım. Böyle varsayıma dayalı so- rulara cevap vermem. — Hanedanın basbakanı mısuuz? YILMAZ — Bu suçlamanın temeli veya tek dayanağı lstanbul il başkanı olan Cum- hurbaşkanı eşinin kongrede berfi destekle- miş olmasıdır. Kongrede beni destekleyen hiç kimsenin isteğini geri çevirmedim. Ama ben hiç kimseden özel destek talep etme- dim, bunun içine lstanbul il başkanımız da dahildir. Aynca başbakan olmak için geç- mişte birilerinin, rahmetli Celal Bayar'ın elini öptüğü gibi hiç kimsenin elini öpme- dim. TBMM'nin güvenoyu ile başbakan ol- dum. Koltuk heveshsi olmadığım için de 2.5 ay sonra seçim karan aldım. Koltukta otur- mak için de baska partilerden destek ara- madım. Desteği doğrudan millet vermiş- tir." Başbakan Mesut Yılmaz, Samsun'dan sonra Konya, Niğde ve Denizli'de düzen- lediği mitinglerde DYP ile RP'yi eleştirdi. Yılmaz, Aksaray'da Refah Partisi'ni kas- tederek "Bazı partfler milleti ikiye bölüyor, inanan ve inarunayanlar diye. Alsa aisa, yüzde 10 olacak. Bu milletin sadece yiizde onu Müsluman, öyle mi" diye sordu ve "Asıl kâfir dini siyasete alet edendir" de- di. nemeiazım denecek şey değildir. Bir gün eviniz yanar, koşun komşular derseniz, gec kalırsı- nız. Çankaya milletindir, ama bugün degil. Birileri çıkmış, oraya oturmuşlardır. Tarlanız işgai edilse, 5790 sayılı yasaya göre men-i mndahale davası acarsınız. Ben de sizi, fuzuli iş- gali kaldınnak için adınıza da- va acmaya çagınyonıro." Yılmaz'a: "Ulkenin 8 yılını beba edenJer, şimdi 5 yıl daha istiyorlar. 8 sene ne yaptılarsa, bu 5 senede de onu yapariar. Ülkeyi bu kadar kötü idare eden insanlardan ve bunlann yaptık- lanndan kurtulacaksınız. Bun- dan 3 sene evvel, bu zat Dışisleri Bakanı idi. 350 bin soydaşımız geldi o zaman. 150 bini geri git- ti. Bn bir faciadır. Bu facianın sonımlusu da şimdiki Basba- kandn*. Bu kadarcık isi yapama- yanlar, ülkenin öteki meselelerini üstlenmişlerdir. Hoş, kendisi sizin başbakanınız degil, İstanbul İl Başkanı Hanı- mefendi'nin, hani Köşk'ün ya- nsı var ya onnn başbakanıdır. Inönu'ye: "Şimdi birisi var, bir de beni deneyin diyor. Türkiye deneme tahlası mı? Se- ni niye denesinler, neyini dene- sinJer?" Demirel, Bursa konuşmasın- da, kentin özelliğini de dikkate alarak göcmen sorununa ağırhk verdi. Demirel, Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen göçmenlerin büyük bir facia yaşadıklannı bildirerek "DYP iktidarda ol- saydı, bu sorunlar yasanmazdı" dedi. Konuşması zaman zaman "Baba hesap sor" sloganlany- la da kesilen Demirel, 20 ekim sandığjndan yalmzca iktidar çıkmayacağını, 1983 rejiminin pürüzlerinin silineceğini beürt- ti ve Çankaya'nın bugünkü du- rumunun o purüzlerden biri olduğunu söyledi. Demirel, bir ara otobüsün üzerindeki parti- lilere ve foto muhabirlerine de çıkışt). Demirel'in, "Bırak kar- deşim resim cekmeyi. Arkada- kileri görelim" sözleri alkışlara neden oldu. CÜNEYTARCAYÜREK YAZJYOR jşte Yeni Lider, İşte Yeni Masalcı Baba... ANKARA — Gençliği, tazeliği öne sürerek siyasete so- yunmak başka bir şey. Bir çaltmı, bir cakası var. Nerede ve ne zaman mı? Çok basit. Dağarcığıntzda hal- ka söyleyecek, halkı çekecek eski yeni bir şeyler yoksa, üs- telik taze bir liderseniz, nüfus kağıdınızı muska gibi boynu- nuza asmanız, sabahtan akşama papağan gibi gençliğiniz- den ve gençlikten söze girmeniz yeterli oluyor. Örnek mi, işte Mesut bey. Haftabaşında iki gün TV'den vaizci edasıyla ha babam de babam gençlik üzerine cilalı nutuklar çekti. Karadeniz illerindeki nutuklar da balık olup kavağa çıkarken orta yaşa gelmiş ya da geçmiş insanlan- mızı karşısına almayı beceren siyasetçimiz oimayı da başar- dı. "Jhtiyarlarda iş yok" dedi. Ola ki İnönü ile Demirel'i amaçlıyor. Ama kaş yaparken göz çıkardığının farkında değil mi acaba? Üstadı, doğal ve "daimi lideri" "PÖ'nün geçen hafta yaşgünü kutlayıp yetmi- şe merdiven dayadığını unutmuş görünüyor. Herhakje genç- likten, delikanlı çağında başında değişik rüzgârlar esiiğin- den kimi gerçeklerini anımsıyor. "Genç bir nüfusumuz var" temalı pazartesi vaizinde Me- sut Bey, "hızla çoğalan bizim gibi ülkelerde yılda yüzde 4-5 kalkınma hızını yeterli görmediğini" söylüyordu. Gençlerin oy hakkı olmadığını umursamadığı salı vaizinde ise, nere- deyse beşikten başlayacak, 20-25 yaşlara akran çıkaçaktı. Sanınm çoğu kimse farkında değil; masalcı dede TD'den, masalcı abla SÖ'den sonra TV'miz bugünlere boş veren, ama bizlen 2000li yıllara taşıyan dört dörtlük bir masalcı baba kazanıyor. Mesut Bey! Taze başbakanımızın istatistiki rakamlara önem veren si- yasetçi olduğunu kuşkusuz unutmuyoruz. Türkiye'de nüfu- sun yüzde 72'sı 30 yaşın altında. Geriye kalan yüzde 28 Me- sut Bey gibi genç, delikanlı lidere vız geliyor. Altından kal- kamayacağı sorunlan insanı güldüren açıklamalaria es ge- çiypr. Örnegin Karadeniz konuşmalannda "yapacağı hizmet- leri düşündüğünden muhalefetin eleştirilerine cevap ver- meyeceğini" söylüyor. Lider dediğin böyle olur işte! Bu yûzden olacak. sekız yıllık ANAP iktidarında fiyatların tam 70 kat arttığını gösteren rakamları yanıtlayamıyor, hatta üç beş oy uğruna bütçeyı delik deşik eden, her kesime da- ğıttığı paralara değinmiyor bile. Çünkü muhalefet eleştirisi bunlar! Pahalılığın katlanmasına göz yuman bir siyasetçiye, enf- lasyonu sekiz yılda ındireceğine halkın sırtına bindiren zih- niyetın sürgitine aradığı güven bir beş yıl için daha niçin ve- rilsin? Güvenen yok mu, elbette var. Gazetelerin karnuoyu araş- tırmaları bu açıdan çok ilginç. Örneğin bir "büyük" gazete- miz her ilde halkın önüne seçim sandığı koymuş, anket de- ğil, araştırma değil, âdeta seçim yapmış. Kuşkusuz yararlı. İki miryon dolayında seçmeni olan Izmir'de 1200 kişinin oyuy- la dört bölgede partilerin alacağı oy oranları kuyumcu tera- zisinden çıkar gibi nasıl saptanıyor? Beş mılyon dolayında seçmenli Istanbul'da altı bölgede 3.500 kişinin oyuyla parti- lerin oranlan kesın rakamlarla nasıl sıralanıyor? Büyük küçük her anketi irdeleyen değerli uzmanlar sc- nuçları elbette aklımızın ermediğı ya da bilmediğimiz bilim- sel yöntemlerle açıklayabilirler. Ve sonra, gün gelır, henüz bilinmeyen başka gerçeklerie bugünler bütünleşir. Çok değişik sonuçlar çıkar karşımıza. B YENÎ BÎR TÜRKİYE I Erbakan'a 'Batılı' dublörtç Politika Servisi — RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan dün, Kars, Ağrı ve Iskenderun'da katıldığı mitinglerde iktidara geldikleri takdirde ABD uslerini kaldıracaklannı söyledi. Erbakan, kendilerinin dışındaki partilerin de ABD Başkanı Bush'tan emir almadan ceketlerinin onünu iliklemeyeceklerini savladı. Erbakan îskenderun'da konuşurken partililerce gazeteciler tartaklandı. Erbakan KENTÜ VEEĞfriMLİSEÇMENŞAŞKIN "îskenderun'da fabrika yapın diye verdiğüniz paralarla kız çocuklarımızın başörtülerini indiriyorlar" dedi. Bu arada RP'nin seçim kampanyalanna katılan Müsluman İngiliz şarkıcı Yusuf Islam da (Cat Stevens) Izmit'te RP'lilere seslendi. Erbakan'ın yetişemediği İzmit mitinginde yaklaşık 10 bin kişilik kalabalığa seslenen Islam, tngilizce olarak yaptığı konuşmasında, "İnsanlar tek vücut gibidir." dedi. DSP: Ânlamak mümkün değil ŞAHİN ALPAY Laik ve demokratik degerler- de biriesen kentli ve egitimli kit- le 20 Ekim seçimlerinde hangi partiye oy verecegi konusunda büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Ön- ceki yazüarda bu kitlenin gö- zünde ANAP, DYP ve SHP'yi tasvire cahştım. Bugün de kentli ve egitimlüer göznyle DSP'yi anlatıyonım. "DSP'den söz etmek, Bülenf Ecevit'ten söz etmekle eş anlam- h. Ecevit, CHP'yi seçkinci gele- neğinden sıyınp Türkiye'ye sos- yal demokrasi fikrini getiren ki- şi. CHP'nin kurucularmdan, bir zamanlann Milli Şefi tsmet Inönü'ye karşı kazanmayı ba- şarrmş olan bir politikaa. Türk- iye'de demokratik sol oylann ilk kez yüzde 33 dolayından yüzde 42 dolayına yükselmesinde pa- yı olan bir lider. Ama aym liderin 1973'te şe- riatçıMSP, 1978'dedebakanlık vaadiyle AP'den kopanlan (ba- zılan sonradan yolsuzluk suçuy- la yargılanıp mahkûm edilen) 11 bağımsızla kurduğu koalisyon hükümetlerinin performansıniç başanlı olmadı. Özellikle ikin- cisi, sosyal demokrat oylann ara seçimlerde yüzde 29'a kadar düşmesine neden oldu. Sağcıla- nn sosyal demokrat yönetimin kıtük ve kuynıklarla özdeş oldu- ğu ithamını yapmalarına çanak tuttu. Ecevit'in 198O'de Demirel ile cumhurbaşkanı seçimi ve milli koalisyon hükümeti kurul- ması konularında uzlaşmaya gitmeyişi, 12 Eylül askeri darbe- sini hazırlayan etkenlerden biri oldu. Demirel erken seçimde ıs- rar ederken, o da erken seçime gitmemekte direndi. Ecevit'in 12 Eylül sonrasmda DSP'yi kurması, belki sosyal de- mokrat harekette yenilenme ih- tiyacını görmesindendi. Ama bunun neden ayn bir parti altın- da yapılması gerektiğini kimse tam olarak anlayamadı. Ecevit- in 'bölücü' damgasını yemesi hiç şaşırtıcı olmadı. Ecevit'in DSP'yi kurarken 'devrimciler- den', yani sosyal demokrat ol- mayan solculardan kunuhnak istemesi, belki bir ölçüde anla- şılabilirdi. Ama piyasayı etkin bir ekonomi düzeni mi, yoksa katlanılması gereken bir 'şer' olarak rm gördüğü bugüne de- ğin anlaşılamadı. Yine de eski politikacılar arasında 'eskiden yanılrnışım' demek medeni cesa- retini gösterebilen bir tek o oldu. DSP modern anlamda bir sos- yal demokrat örgüt olmak şöy- le dursun, halk dalkavukluğu yapan bir kişi partisi olarak kal- dı. DSP'de görev almak, politi- ka yapmak isteyen birçok sami- mi sosyal demokrat kadro teker teker partiden uzaklaştınldı. Bunun hikmetini kimse anlaya- madı. DSP, adeta feodal yapıda bir 'Ecevit'i sevenler' partisi ni- teliğini taşıdığı gibi, Ecevit'in ideolojisine de giderek koyula- şan bir milliyetçilik egemen ol- makta. Ecevit önce 'dine saygıh ohna' adı altında RP'nin, son- ra da 'ülke bütiinlüğüne sahip çıkmak' bahanesiyle MÇP'nin oylanna göz dikti. SHP'nin ala- mayacağı oyları topladığı iddi- ası bu bakımdan bir ölçude hak- h bir iddia. Ama Ecevit'in esas seçmenleri, 'eski Ecevit'e bağlı- hklan dinmeyen' sol seçmenlerle SHP'deki kafa kanşıküğı ve eh- liyetsizliklere tepki gösteren SHP'li seçmenler. Ecevit, bu tepki oylanyla giderek yükseli- yor. Gerçekten DSP'ye ancak SHP'yi protesto etmek için oy verilebilir. Herhalde iktidar yap- mak için değil!' BÎTTÎ PESİN VERGİYE SON 21 Ekim sabahı, sırtımızdan bir kambur daha kalkıyor! DYP, kalkınmanm nimetierini esnaf, sanatkâr ve küçük işletmeciye götürmeye kararlı... Yannki ÇAĞDAŞ TÜRKİYE'de, BAĞ-KUR Kanununun uygulamada aksayan bütün yönleri derhal düzeltiliyor. Küçük sanayi sitelerinin inşaasma hızla devam ediliyor. Tesis, donaüm ve işletme kredileri günün şartlanna uygun kılmıyor. Eskimiş belediye mevzuatı değiştiriliyor, yerel yönetimlerle olan ilişkiler en verimli sonuçlara göre düzenleniyor. Türkiye ekonomisine güç kataü herkes DYP'yei AX DOGRU YOL PARTİSİ TEK BASINA İKTİDAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle