Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 12 EKİM 1991
HAVA DURUMU TÜRKİYEDE BUGÜN
Uevlet Meteoroloji işleri Gene!
Müdüriüfiü nûen alınan bilgıye
göre, yurdun kuzeydoğu kesim-
leri parçalı bulutiu, Doğu Kara-
deniz ile Oofiu Anadolu'nun ku-
zeydoğusu yağışlı. diğer yerler
az bulutlu ve açık geçecek. HA-
VA SIÇAKLIĞI Biraz artacak.
RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yön-
lerden hafif, ara sıra orta kuv-
vette esecek. Denizlerde, Doğu
Karadeniz'de günbatısı ve lodos,
Doğu Akdeniz'de yıldız ve kara-
yel, diğer denizlerimizde yıl-
dız ve poyrazdan saatte 10-21 deniz mili hızla ese-
cek. Van Gölü'nde hava parçalı bulutlu geçecek. Rûz-
gâr kuzey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuv-
vette esecek. Görüş uzaklığı 10 km. dolayında olacak.
Adana
Adapazarı
Adıyamati
Atyon
Ajn
Antara
Antakya
M a y a
Artvın
* l . n
Balıkesır
Slecıfc
Bıngöl
BıtJıs
Bolu
Burea
Oaldıaie
Çorum
Deni2f)
ft 29° 16° Oiyartükir
A 22° 16° Ecirne
A 28° 14° Erzmcan
A 21° 7° Erîurum
Y 22° 8° Eskışetiır
A 22° 10° Gaaanffip
A 28° 17° Giresun
A 29° t8° GümûşMne Y
Y 23°12°Ha*ldri B
A 29° 1S° İSfarta A
A 26° 16° İstanbul A
A 23° 12° İzmir A
B 16° 8°Kare Y
B 23° 10° Kasamonu B
8 18° 10° Ki^seri A
A 24° 12° KırMared A
A 24°17°Konya A
B 18° 10° Küöhya A
A 25° 1*" Maiatya B
28° 12° Manısa
23° 14° K Maraş
24° 9°M«sm
20° 4°Mu0la
21°1t)°Mu5
26° 15° »8de
25° 15° Oıtlu
21° 6 ° f t e
24° i f Samsun
21° 8°Siın
24° 15° Sioop
28° 15° SIMS
21° 7°'feksnla8
20° 10° Iratam
19° 9°TünceS
24° 15° üşak
22° 9° Van
23° 7*>Y«8al
21° 10° Zonguldak
A 28° 14°
A 24° 14°
A 26° 18°
A 28° 15°
B 17° 8°
A 17° 8°
Y 23° 16°
Y 25° 15°
B 24° 16"
A 25° 13°
B 22° 16°
A 19° 8°
A 23° 16°
Y 24° 16°
S 24° 10°
A 23° 8°
B 20° 6°
A 20P 8°
B 22° 15°
Ş: ** yaOmurtt; ( f soi ^ k a r l ı A-aç* B-bulutSu G-gûneşt K-ürtı S-ss* Y-yaJmurtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Derli toplu ve işi
kolay. 2/ Vücutta bi-
riken azotlu sıvı...
Yol üzerinde oluş-
muş çukur. 3/ Atırı
kısa adımlarla hızlı
yürüyüşü... Seciye,
karakter. 4/ Kokusu
hardala benzeyen ze-
hirli bir savaş gazı...
Su. 5/ Taze sığır
gübresi. 6/ Bir göre-
vin yürtitülebilmesi
için merkez olarak
seçilen yer... Bir
renk... Ilenme, bed-
dua. 7/ Yakındoğu'da yerleşmiş ya
da evlenerek soyu kanşmış Avrupa
asılb kimse. 8/ Yağmur suyunun bi-
riktiği çukur yer... tstek ve tutkular-
da ölçülü davranma erdemi. 9/ Ça-
nakkale'nin bir ilçesi... Dökülen to-
humlarla ertesi yıl çıkan tahıl.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Yapraklann her iki yüzünde bu-
lunan ve suyu sızdırmadığı için bit-
kinin kurumasına engel olan ince
zar. 2/ Bir tür balık agı... Kâğıt üretimiyle ilgili iktisadi devlet
kuruluşunun kısa yazüışı. 3/ Tüberküloz... Yurdumuzda bir göl.
47 Uzaklaşmak, ara açılmak. 5/ İnsan etkinliğinin ya da irade-
sinin açığa çıkması. 6/ Kalsiyumun simgesi... Pullann ya da me-
tal paraların kenarındaki kertikleri oluşturan çıkıntılardan her
biri. 7/ Hararet... Bir göz rengi. 8/ lcar... Ekin biçildikten son-
ra toprakta kalan köklü sap. 9/ "Gök masmavi bu —/ Güzel
şeyler düşünelim diye" (Cahit Sıtkı Tarancı)... Fas'ın plaka işa-
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Amerika'da bir enstitü
8EI.BISENIZ».
AYAKKABINIZ1.
TUHAFIYENIZ1.
MOBILYANIZI
vr «air ittrdiçinirı mi(i-
znlnrdan •UbilİMİniz.
TESHİLAT
MFNTES KASAVI
Ul»ntnıl Bohcrknpı. OrorHiB
Amerika'daki Kredi
buhranına çare bulmak
üzere Reisicumhurun
riyasetinde içtima eden
konferans atideki iki
noktaya karar vermiştir:
1- M. Hoover harp
borçlannın tecili hakkında
Fransız Başvekilile
müzakereye girecektir.
2- Amerika'daki kredi
buhranının tahnfı için
büyük ve küçük bilcümle Amerikan bankalanrun
muavenetine luzum görülmüştür.
KENTSAŞAM
Su kesintisi
tepki yaratıyor
tstanbul Haber Servisi — is-
tanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettia Sözen'in
"Barajianmız dolodur, su ke-
sintisi yapılmayacak" açıkla-
masına karşın birçok semtte su
kesintisi yapümasma >
r
urttaşlar
tepki gösterdi. tSKİ, su kesin-
BüGÜN
• 'Seçlm ve kadınlann
talepleri' konulu tartışma
ve basın açıklaması, saat
13.00'te Kadın Kültür
Evi'nde (Tünel PTT yanı)
gerçekleşecek.
• 11. İstanbul Deri Fuan,
TÜYAP'ta açılıyor.
MEKTUP ~~
Suyumuzu
kestiler
• Esenler Kâzım
Karabekir Mahallesi'nde 2.
Cadde'de oturuyorum.
Evime 15 günden beri bir
tck damla su gelmiyor.
Öncleri haftada bir gün su
geliyordu. Şimdi onu da
kestiler. Yetkilileri
arıyorum, ama sorunumla
ilgilenecek birini
bulamıyorurn.
tBRAHİM ÖZDEN
tileri ile ilgili yaptığı açıklama-
da, sorunun elektrik kesintile-
rinden kaynaklandığını öne
sürdü.
Aktaş Elektriğin Müşteriler
Müdürü Ali Öztekin ise yaptı-
ğı açıklamada olayı saptınna-
mak gerektiğini söyleyerek
"Ekktrik kesintisi bir trafoHon
devreden çıkması, yanmasın-
dan ibarettir. Aktaş'ın elektrik
mlmadan vermesi mamkön de-
ğildir" dedi.
tSKİ ise açıklamasında şöy-
le dedi: "TEK ve Akta? Elek-
trik knrumlannca sık sık ener-
ji kesintUeri yapılmıştır. Bn du-
rum elektrik kesintileri süresin-
ce antma tesisierimiz ve pompa
istasyonlanmınn çalışmasuu
engelledigi gibi yiiksek güçteki
elektrik motoru ve pompalan-
nuz için de ciddi saluncalar ya-
ratmıştır. Bu nedenle kente su
temininde önemli ölçüde mks*-
malar meydana gelmiştir."
Yapılan açıklamaya göre,
TEK Tepeören enerji hattında-
ki anza nedeniyle ömerli Pom-
pa tstasyonu düşük kapasite ile
çalışıyor. Bu nedenle su veril-
meyen ya da kısıntüı olarak ve-
rilen semtler şunlar:
Içerenköy, Küçükbakkal-
köy, Kozyatağı, Ümraniye, Üs-
küdar'ın iist kesimleri, Pendik,
Kartal ve Tuzla'nın E-S Kara-
yolu üstü kesimleri.
ÇjEREKLÎ TELEFONLAR
527 57 00
172 13 73 -74-75 ve 088
• İBdama: 068
077
511 89 18
T»: 588 48 00
np: 534 00 00 (100 hat)
T 340 01 00
345 46 80
131 22 09
152 43 00
588 44 00
121 77 77
358 67 60
TMrtb
f 176 24 14 (Ist).
356 04 85-86 (Kadtkûy)
•«•• Tnflc 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şdiriçj).
314 36 (B.Çekmce)
• THY:
l»*««:573 13 31.
M r 574 73 00 (25 hat).
574 73 00,
574 82 00 (45hat)
• •BT:
527 00 50,
f 336 20 63
LPaşa S M M 348 80 20
• V«PWb
«•Hr MÜR 526 40 20,
144 42 33.
•MU Ttfbn (ACMtot: 145 53 66,
144 25 02. 149 18 96
M z I M M : 149 15 58
• METOMLOJİ:
(Hava tahmini oğrenme) 573 89 80
• BBCTHİKAMU:
526 62 24
150 83 50,
r- 347 77 83
MkaUr-547 12 81
: 567 98 10
ır 177 56 31
: 132 22 10
• THÜ069
• MZAMZA:
: 585 19 90-91,
: 152 10 15,
T. 339 46 48
NAIHU:
: 522 97 03,
i 147 51 10.
T- 345 03 04.
•fcTTAn. MC: 145 07 20 (17 hat)
mnt:
t11 (Bılınmeyefi numaralar ve
nöbetçi eczane sorma),
dl
"Cezâyîr 'İV ^ A f i !
»"
Tunus
Kartıre •
DÜNYA'DA BUGÜN
Amsffintani
Ammarı
Atıia
j
Barceiona
Basel
Betgrad
Beriin
Bonn
Brüteeı
Budapeîte
Ccnevre
Ceajnr
CaSde
Dutii
Frantfun
Gime
KaHn
Kopmhag
KMn
Lüftoça
Y 18°
A 28°
A 21°
A 35°
Y 23°
Y 16°
8 18°
B 18°
Y 16°
Y 17°
B 17°
Y T7°
Y 34°
A 34°
A 34°
Y 18°
A 28°
B 14°
A 32°
B 14°
Y 16°
A 23°
Londra
Madrid
Mıano
Monreal
MosttM
Mûrnh
Me« Yotk
Osto
Psns
Ptag
Riyad
Roma
Solya
Şam
WAviv
Tunus
Varşma
Vened*
Viyana
ZuriH
B 12°
Y ie°
Y 19°
¥ 21°
8 15°
y 19°
B 12°
Y 18°
B 20°
A 36°
Y 25°
a 24°
A 28°
B 21°
Y 24°
Y 16°
HABERLERÎN DEVAMI
Özal: 5 yıl daha
yol göstereceğim
SELAHATTİN
GÖKATALAY
MALATYA — Cumhurbaş-
kanı Turgut özal, önümüzdeki
5 yıllık dönemde de yol göster-
meye devam edeceğini bildire-
rek "Ama tavsiyelerim dinlen-
mezse bnnlan millete anlataca-
ğun" dedi.
Cumhurbaşkam Turgut özal,
dün Malatya'da coşkulu bir ka-
labalık tarafından karşılandı.
Havaalanından konuşma yapa-
cağı alana geürken yol üzerin-
deki RP seçün bürosu önünde
toplanan bir grup "Başbakan
Erbakan" diye slogan attı.
Özal, Malatyalıların kendisi-
ne gösterdiği coşkulu karşüama-
yı unutamayacağını belirterek
başladığı konuşmasında, asıl ge-
zisinin Güneydoğu'ya olduğunu
söyledi. özal, "Güneydoğu'ya
gidiyorum. Orada bazı mesele-
ler var; yerinde görmek, yerin-
de konuşmak istiyorum. tleride
memleketiınizin berhangi bir şe-
lülde başıaın agrımasını istemi-
yorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkam özal, konuş-
masında 11 yıldır Türkiye'ye
hizmet ettiğini belirterek şunla-
n söyledi:
"TV'de bir film gösteriliyor.
Bundan rahatsız olanlar var.
Bu, 1980 öncesini gösteren bir
film. Bakınız 1979-80 Türkiye-
si kuynıklann oldugu, dövizin
olmadığı, anarşinin sehirlerde
kol gezdiği, günde 30 kişinin ö»-
düğü Tiirkiye'ydi. Şimdi o giin-
leri unutup aslanlar gibi mey-
danlarda dolaşanlar var. Sizler
dikkatli olun. Malarya Tiirki-
ye'ye bir yumruk gibi olduğnnu
gösterecektir. 1979 yılında
Türkiye Cumhnriyeti'nin baş-
bakanlıgına mazot ahnamıyor-
du. Erzurum vaiisi bana 'Sayın
müsteşarım eksi 26 derecedeyiz.
Kömürümüz yok' diyordu. Kö-
miirümâz vardı ama onu götü-
recek kamyonumuz için mazo-
tumuz yokta."
Türkiye'nin "1960 veya 80
Tiirkiyesi olmadıgını", 90
Türkiyesi'nin 1.5 milyon TV ih-
raç eden, Sovyetler'e 1 milyar
dolar kredi açan, elektrik aldı-
ğı Bulgaristan'a elektrik satan
bir ülke haline geldiğini anlatan
Cumhurbaşkanı Özal konuşma-
sını şöyle tamamladı:
"Dikkatli olun ve yanlışlık
yapmayın. Neden Türkiye 10
senede yakınmdaki nlkeleri kat-
layarak geçti? Bunun nedeni is-
tikrar içinde yöoetümesi, koaüs-
yonlana olmaması. Türkiye ay-
nı şekilde gitmeye devam eder-
se önümüzdeki ydlar Türkiye ve
TürkleriD yılı olacaktır. Söyle-
mek istedigim sadece budur. Be-
nira hizmetim Allah'ın nzası
içindir. Allah'tan başka kimse-
den korkmam. Allah nasip
ederse önümüzde bir 5 yı) daha
var. Ama bu makamda icrada
degilim. Bundan sonraki dö-
nemde daha riyade tavsiye ede-
ceğim, yol gösterecegim. Yol
göstereceklerim sozümü dinler,
tavsiyelerirai alırsa ileriye gide-
ceklerini söyieyebilirim. Yok
başka türlii davranırlarsa bunu
da millete açık seçik ifade ede-
rim." Geceyi Malatya'da geçi-
ren özal, bugün Güneydoğu'ya
gidecek.
12 Eylül Öncesi, Sonrası Derken...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Abasdateröre kurban gidenlerin arasında
yer alıyorlar.
Bu tablonun ne denli iç karartıcı olduğu-
nu yinelemeye gerek yok. Bu gerçeği sağ-
duyu sahibi herkes görüyor. Hiç kimse kal-
kıp da bu durumun olağan olduğunu hertıal-
de savunamaz.
Şaşırtıcı olan şu:
Tüm acı sonuçiarıyla bugün yaşamakta ol-
duğumuz terorizm gerçeğini bir yana bıra-
kıp hâlâ 12 Eylül öncesini gündemde tutma-
ya çalışanlar var. Kim olduklarmı herkes bi-
liyor: Özal-ANAP iktidarıyla onun düşüşünü
engellemeye çabalayan kimi kalemler.
Ama tabti inandırıcı olamıyorlar.
Nedeni çok açık:
Guneydoğu'da ve özellikle istanbul'da bir
kan gölü gitgide büyürken, asayişsizlik alıp
başını gitmişken, hâlâ 11 yıl öncesinden dem
vurmak, aymazlık değilse nedir?
12 Eylül öncesinin de özellikle terör ve
anarşi açısından savunulacak bir yanı kuş-
kusuz yoktur. O günleri de içinden yaşadık
ve o günlere herhangi bir özlem de duymu-
yoruz.
Ama günümüzdeki terör olgusunu gözler-
den kaçırtabilmek için, yıllar öncesinin vur-
gulanması da kabul edilemez. Çünkü bugü-
nü yaşıyoruz. dünü değil.
Üstelik böyle bir siyasal oportünizm birçok
açıdan sakıncalıdır. Her şeyden önce, sürekli
olarak 12 Eylül öncesinin attının çizilmesi, bir
yerde askeri yönetimi çağrıştırıyor; bunun
kimseye, demokrasiden yana hiçbir siyasal
güce bir yararı yoktur. Terorizm dahil, her
türlü sorunun demokrasi çerçevesinde çö-
züleceğine inananların bu yaklaşıma karşı
çıkmaları doğaldır.
12 Eylül öncesi edebiyatından hâlâ medet
umabilenler şunu unutmasınlar: Bugün akan
kanların siyasal sorumluluğu, Özal-ANAP ik-
tidarından başkasına ait değildır. Çok parti-
11 sistemlerde ana kural budur. Ve demok-
rasilerde bunun hesabını askeri yönetimler
değil, seçim sandığında halk sorar.
Ozen gösterilmesinde yarar olan bir baş-
ka nokta da şu: Günümüzde terör, aşılması
öyle kolay ve kısa süreli bir sorun değildır.
Onun için, bu konuda siyasal iktidarların suç-
lanmasında da ölçülü gitmek daha doğru
olur. Terör ve şiddet, bir bakıma iktidarla mu-
halefetin birlikte üstesinden gelebilecekleri
bir sorun sayılmalıdır. Bu açıdan taraflar ara-
sında bir görüş birliği, bir konsensüs oluş-
turulması büyük önem taşır.
Son olarak şunu söyleyebiliriz:
Kritik bir seçime gidiliyor. Belki de koalis-
yon fikrine şimdiden kendimizi alıştırsak iyi
olacak. Çünkü 20 Ekim'de sandıktan tek par-
ti iktidarının çıkması şimdilik uzak görünü-
yor.
Ama bu olasılıktan ille de tedirgin olmaya
gerek yok. Özellikle terörle mücadele açısın-
dan, geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti
çok iş yapabilir Teröre karşı toplumsal ve
siyasal bir uzlaşmanın yollarında buiuşmak,
12 Eylül öncesi edebiyatı yapmaktan çok da-
ha iyidir.
Çünkü bu, aynı zamanda 12 Eylül önce-
sinden ders çıkarmak an.lamım da taşır...
PKK'ya yine sınır ötesi
(Beftarafı 1- Sayfada)
tarı Gazi Zaadi, yörede PKK
kamplan bulunmadığını söyle-
di.
Ankara Cumhuriyet Biiromu-
znn haberine göre Başbakan
Mesut Yılmaz dün sabah
ANAP'ın propaganda danışma-
nı Erkal Zenger'in Ankara'daki
'Paşa Konağı Lokantası'nda ba-
sın mensuplan ile kahvaltılı soh-
bet toplantısı sırasında Kuzey
Irak'a sınır ötesi harekât düzen-
lendiğini açıkladı. Başbakan Yıl-
maz, 11 askerin şehit edilmesin-
den sonra Guneydoğu'da başla-
tılan harekâtla ilgili bir soruyu
yanıtlarken Hakkâri'nin Çukur-
ca ilçesi Tekevler Jandarma Ka-
rakolu'nda görevli 11 askeri şe-
hit eden bölücü teröristlerin Çu-
kurca'dan 7 kilometre uzakhk-
ta ve Irak tarafında mevzilendik-
lerinin saptandığını kaydederek
şöyle konuştu:
"Bunun üzerine Geneflnırmay
Başkanhğımız bir harekât pla-
nı hazırladı. Bu planı ben onay-
ladım. Bu sabah (dün) erken sa-
atierde 8 ucaktan olaşan bir fî-
lo 8 sorti ile burayı bombaladı.
Henüz daha harekâtın kesin so-
nuçlan beliıienmedi. Bunlar
gün içerisinde yapılacak keşif
uçaklan ile tespit edilecek."
Yılmaz hava harekâtının ar-
dından bir kara harekâtına da
düzenlenip düzenlenmeyeceği
sorusunu yanıtlarken ise "Şu
anda başka bir şey söyleyeme-
yecegini" belirtti. Yılmaz, "Şu
aada bunun ötesinde bilgi vere-
cek dunımda degiiim" dedi.
Sınır ötesi operasyon yapüdı-
ğına ilişkin haberler ise harekâ-
tın başladığı saatlerde Genelkur-
may Başkanbğı tarafından ya-
lanlandı. Genelkurmay Başkan-
lığı Basın ve Halkla Ihşkiler Şu-
besi yetkUileri, bu yöndeki soru-
ları "kesinlikle sınır ötesi hare-
kât yoktur" seklinde yarutlarken
Başbakan Yılmaz'uı açıklaması-
nın ardından ise "Bize bilgi ulaş-
mamıştı, o nedenle bil-
miyorduk" dediler.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri
de harekâtı Anadolu Ajansı'nın
haber bülteninden öğrenirken
başta ABD olmak üzere AT üye-
lerine harekât ile ilgili bilgi ver-
diler.
Sınır ötesi harekât yapıldığı
bir dönemde Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Doğan Güreş'in
Moskova'da, Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Fikret Knpe-
li'nin Viyana'da, Milli Savunma
Bakanı Barlas Doğu'nun da se-
çim çalışmalan için Zonguldak-
ta bulunmalan dikkat çekti. Sa-
bah düzenlenen hava harekâtı-
nın ardından Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Mubittin
Fisunoğlu ise özel bir uçakla
bölgeye hareket etti.
Adana Cumhuriyet Güney tl-
leri Bürosu'nun haberine göre
Hakkâri Vaiisi Necati Devetiog-
lu sınır ötesi operasyon konu-
sunda "Böyle bir şey yok. Bn
konuda bana bir şey intikal
etmedi" dedi. Güvenlik ve Hak-
kâri 1. Dağ ve Tugay Komutanı
Tuğgeneral Utku Güney de ko-
nuyla ilgili sorulan şöyle yanıt-
ladı:
"Smır ötesi operasyon için be-
lirienmiş hedefîerin bombalan-
ması gerekir. Belirlenmemiş he-
deflere yapılacak operasyon so-
nuç getirmez. Harurk operasyo-
nn hedefîerin belirlenmesinden
sonra yaptldı ve yuzde yüz
olumlu sonnç verdi. Şu anda
böyle bir operasyon olmadığı gi-
bi ne genel komutanlıktan ne de
Ankara'dan emir aldık. Sadece
olayın meydana gddigi Mevrite-
pe'nin Türk sınırlan içindeki bö-
lümü tamamen mayınlanınıştır."
Stari
Almanyadan
canlı,
Türkiye'den
bantlı
Haber Merkezi — Yüksek Se-
çim Kurulu'nun, 1camu kurum
ve kuruluşlanna seçim yasakla-
nnın ihlal edUmemesini isteyen
uyarısı üzerine PTT tarafından
link hatlan kesilen Starl, haber-
lerini ve canh yayınlanm Al-
manya'daki stüdyolanndan sür-
dürmeye başladı. PTT'nin
Starl'e yönelik tüm hizmetleri-
ni seçim sonuna kadar durdur-
ması üzerine Magic Box yöne-
ticilerinin çeşitli arayışlar içinde
olduklan belirtiliyor.
Starl, PTTnin hizmetlerini
kesmesinden sonra Istanbul'dan
yapılan bazı canh yayınlannı Al-
manya'daki stüdyosuna taşıdı.
"Günaydın Türkiye" programı-
nı hazırlayan ve sunan ekip, dün
Almanya'ya gitti. Mehmet Bar-
las'ın da yorumlanm bundan
böyle banda okuyarak Alman-
ya'ya göndereceği öğrenildi.
Bu arada Starl'de liderlerle
gazetecilerin karşı karşıya gele-
ceği açıkotunımun çekimleri pa-
zar günü yapılacak. Starrin dü-
zenleyeceği açıkoturuma gazete-
miz Genel Yayın Müdürü Hasan
Cemal ile Hürriyet gazetesi Ge-
nel Yayın Yönetmeni Ertuğrul
Özkök katılmayacaklarını açık-
ladılar. Hürriyet gazetesinin,
özkök yerine bir başka isim
önerdiği, Starl'in ise bu ismi ka-
bul etmediği öğrenildi. Pazar
günü çekimleri yapılacak olan
açıkoturuma Sabah gazetesin-
den Güneri Cıvaoglu, Milliyet
gazetesinden Altan Öymen,
Türkiye gazetesinden Yalçın
özer katılacaklar.
BA^KENTTEN
(Baştarafı 1. Sayfada)
kahramanca kurtanşlar yapmak
zorunda kalmadı.
Kendisine kahramanca soru-
lar sorulsa da kahramanca kur-
tarışlar yapmaya gerek
duymadan topu ayağının ucny-
la taca atmakla yetindi.
Örnegin, Özai'ın ANAP pro-
pagandası yapması sorusunu,
"Cnmhurbaşkanı'nın uyanlan
genel niteliktedir" diye yanıtla-
dı.
Yapılan, genel seçimler oldn-
guna göre Ozal'ın uyansı da bu-
na paralel bir biçimde zaten
genel olacaktı ve nitekim bu da
oytann genel olarak ANAP'ta
toplanmasını istemekten ibaret-
ti.
Başbakan, sözlerine şunu da
ekledi:
"Özai'ın ANAP propaganda-
sı yaptığına somut işaret göste-
rilemez."
Mesut Ydnuu, somut işaret
olarak neyi anyor?
Özai'ın 1980 öncesi terör or-
tamını veren "SUrl'deki ANAP
propaganda filmlerinden" biri-
sinde boy göstermesini mi?
MUIetvekUi adayı Maliye Ba-
kanı Kahveci ile geçen hafta
kahve toplantüanna katılması,
kabve müşterilerine, "Bu arka-
daş iyidir, oylanmzı bölmeyin"
demesi, soyut bir işaret mi?
. Ozal'ın bir İstanbul kahvesin-
de kahve müşterilerine, "Kahve-
ci dışında bir partiliye oy
vermeyin" demesi, ANAP'a da-
vet değil, tutarülıga davettir.
Kahveden Kahveci çıkmabdır,
vatandaş da tularlı olmalıdır.
Vaundaşlann da tutariılıgından
genel olarak elbette cumhurbaş-
kanları sorumludur.
Başbakan'a son antrenmanın
önemine uygun kahramaniıkta
sorular sonıldu.
Ama dediğimiz gibi Yılmaz,.
kahramanca kurtanşlara gerek
duymadan ayağının, daha dog-
rusu dilinin ucuyla sorulan ta-
ca attı durdu.
"Cumhurbaşkam secimlerden
sonra ortaya çıkacak tabloya gö-
re Medis'i fesbedeblkcegiııi soy-
lüyor. Ne deraniz" diye soruklu.
Yılmaz, "Seçim sonrası tablo
belirmeden spekUlasyonlara da-
yalı yorum yapmam" dedi.
"Meclis'i feshedebilecegi"
spekülasyonunu yapan gazeteci
değil ki, Cumhurbaşkanı.
Başbakan, kendtsini Cumhur-
başkam'ndan uzak tutmakta
karaıiı. Bu konuda faul yapmayı
bile göze alıyor.
Yılmaz, dünkü antrenmanda
bir de rakip partilerin ANAP'a
karşı seçim cephesi kurduklann-
dan yakındı. SHP, HEP ile an-
laşmıştı; DYP, DMP ile
birkşmişti: Ref ah Partisi, MÇP
ile ittifak kurmuştn.
Yılmaz haklıydı. Ama hakkı-
na somut bir işaret koymak için
seçim ittifaklan tablosunu tam
yansıtmalıydı. Örnegin, Starl ve
Cumhurbaşkanı ile kurduğu
ANAP'ın seçim ittifakı daha nu
az kayda degerdi?
Başbakan, kimı sorularda
gerçekten açık ve dobra yanıt
verdi. Örnegin, "21 ekimde
Cumhurbaşkanı indirilmek is-
tendiginde, kendisinin yanında
mı, karşısında mı yer alacaksı-
nız ya da tarafsız mı kalacaksı-
nız" sorusuna, "Biz seçtik, el-
bette ki yanında olacağız" de-
di.
Yılmaz, kamuoyu yokkunala-
nnı, "yetersiz, taraflı, objektif-
likten ve güvenilirtikten nzak"
buldugunu söyledi. Ama bir
başka soruyu yanıtlarken
ANAP'ın yaptırmgı bir yokla-
mada "ANAFm yüzde 29 ile bi-
rinci parti olduğunu" ilan
etmekten kendisini ahkoyamadi.
Basmdan şik&yet ettL Sordulc
"Peki, TBT ve Starl'den
memnun musunuz?"
Başbakan, kadirbilir bir dev-
let adamı. Bu iki kuruluşa olan
hoşnuüuğunm ortaya koymak-
tan çekinmedi.
Üstefik hoşnutluğun nedenle-
rini de açjkladı. Çünkü ANAP
iki şapkalı. Bu şapkalar yüzün-
den hem parti bem de hükümet
olarak iki kez ekranlarda yer al-
mak zorunda kalıyor. Bu,
ANAP'ın kusuru değil.
Kaldı ki Ydmaz'ın dediğine
göre "bu durum dış dünyadaki
uygulamalarla çelişmiyor."
Gerçi bu arada bazı küçük ay-
nntılar var. Ama bunlan hiçbir
gazeteci kurcalamadı.
Bakanlann kebapçı dükkinı
•çmalanmn bfie haber yapdmas»
veya ANAP şapkasmı Cumhur-
başkam'nın başından hiç çıkar-
mak istememesi gibi...
Çünkü bunlar ANAP'ın ka-
bahati değil.
DYP lideri de elinde şapka,
Cumhurbaşkam'nı tahrik edip
durmasın...
POLJT1KA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Günler Geçiyor...
Nâzım Hikmet, Harbokulu davasından Soğukkuyu Ceza-
evi'nde yatarken avukatlanndan biri de Saffet Nezihi'ydi. Da-
vayı uzaktan izlemiştik. Hayranlıkla bakardık. Sonra dost ol-
duk. Ben Jstanbul'a göçtüm. Bir gün üsttattan bir mektup al-
dım. "12 Eylül'den sonra Yargıtay'da bir savunma yaparken
Yargıtay'ın da hukuk dışı eylemlerine değinmiş ve mahke-
meye verilmişti." Bunun, okul arkadaşı Nadir Nadi'ye duyu-
rulmasınt istiyordu; Nadir Bey'e ve Hasan Oemal'e yansrttım.
Nadir Bey;
"Duruşmasını izleyelim" dedi.
Mustafa Ekmekçi ile birlikte duruşmayı izlemeye başladık.
İlk duruşmada bulundum. Çok güzel konuşan bir avukattı;
çok güzel bir savunma yaptı. Mahkeme birkaç oturum son-
ra bitti. 1986 yılında yargılanması sonucunda 35 ay hapis
cezasına çarptırılmıştı. Ancak hapis yatmamış ceza paraya
çevrilmişti.
Şair. A. Kadir'in "Nâzım Hikmet ve 1938 Harbokulu
Olaylan" adlı kitabı çıkınca Saffet Nezihi ile bir konuşma yap-
tım. Ant dergisinde yayımlandı. Üstat o günleri anarken, "Nâ-
zım Hikmet'le ilgili bütün belgeler polisçe alınıp götürüldü.
En ufak bir belge kalmadı" demişti.
Saffet Nezihi, 1944 yılında Dil Tarih ve Coğrafya Fakülte-
si'nden uzaklaştırılan Behice Boran, Niyazi Berkes ve Per-
tev Naili Borav'ın, Danıştay'daki davada savunmalarını üst-
lenmişti. Türkiye'de avukatlık yasasını ilk hazırlayan kişiydi.
1961 yılında eski Demokratlar Yassıada Yüksek Adalet Di-
vam'nda yargılanıharken isteyen avukatlann, istenilen sanık-
ların davalarına bakabilmelerini, baro başkanı olarak sağla-
mıştı. Böylece Hüsamettin Cindoruk'ta birlikte eski maliye ba-
kanlarından Hasan Polatkan'ın savunmasmı almışlardı.
Herkes biliyordu ki Saffet Nezihi nerede bir hukuk savsak-
laması görse hemen onun karşısına çıkanlardandı.
Mehmet Ali Sebük için "Nâzım Hikmet'in avukatı" diye yaz-
mıştım. Üstat telefon etti, "Sebük, Nâzım'ın nereden avuka-
tı oluyor?" diye serzeniste bulundu. "Bunlar her şey bittik-
ten sonra ortaya çıkan avukatlardandır" dedi. Nâzım Hikmet-
in avukatlığını kolay kolay herkese vermek istemiyordu. Biri
1938'lerde avukatlığı üstlenmişti, öteki her şey sona erdik-
ten sonra..
Geçende Avukat Rauf Çapan dostumuzdan bir mektup at-
dım; Marmaris'ten oraya çekilmiş. "Sana bu mektubu dört
yıl önce yazaqaktım ama şimdi yazıyorum" diyor. "Cumhuri-
yet Dergi'den Nâzım Hikmet'in avukatı olmak kolay mı?' ya-
zını okumuştum. Avukat Mehmet Ali Sebük'le ilgiliydi. 1987
yılında. Sebük'le bir anımı anlatacağım."
TİP'in Bursa Kongresı'ni AP militanları basıyoriar. Arala-
nnda Adnan Cemgil'in de bulunduğu birçok kişiyi yaralıyor-
lar. Sanıkları mahkemeye veriyorlar. Duruşmada Mehmet Ali
Sebük de sanıklann avukatlan arasında Sanıklardan biri şöy-
le diyor:
"Efendim, sonradan öğrendiğimize göre avukatlanmızdan
biri, Mehmet Ali Sebük, bir tarihte komünist Nâzım Hikmet
:
in avukatlığını yapmış. Onun için avukatı azlediyoruz."
Salonda bir sessizlik oluyor. Herkes avukata bakıyor.
"Üç kişinin avukatlığından çekiliyor, ötekilerin avukatlığı-
na devam ediyorum" diyor.
Oturum bitiyor. Oışarda avukatlar konuşurken Sebük'e so-
ruyorlar: "Niye tümünden çekilmedin?"
"Her sanığın bir savurima avukatına ihtiyacı var. Sanıkla-
rın avukatına da hangi partiden olduklan sorulmaz". Avukat
Rauf Çapan dostumuz da olayların bu yanını anımsıyor. "Bu-
rada sıcaklar kırıldı, havalar ılıdı, Marmaris daha güzelleşti.
Bir haftalığına gel, ekmeğimiz aşımız var, ne olur gel!.." di-
yor. Gidemem ki, uzun geziler de bizim için kolay değil... Bi-
rer merhaba ile yetinelim.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
(Baftarafi 1. Sayfada)
Batı demokrasilerinde siyasal partileri topkjm kesimleri
ile bırbirlerine bağlayan can damaıiarı sendikalar, üniver-
siteler, vakıflardır.
Gençlik kesimi ile ilgi kurmayan; kuramayan partiler bu-
gün ve yarın arasında güven köprüleri de kuramazlar.
Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası, partileri toplumdan so-
yutlayan; bu partilerin işçi ve gençlik kesimleri ile bağları-
nı koparan ve bu kesimlerte ilişki kurmayı suç sayan bir mo-
del getirmiştir.
Bu model, sosyal demokrat partilerin Batı türü sosyal de-
mokrat partiler olmasını da engelliyor.
Özetle demokrasiye 'mevzuat izin vermiyorf
12 Eylül ürünü bu model, öğren'm üyelerini de siyasal par-
tilerin dışında tutuyor.
Üniversitelerimizde profesörler, holdingler tarafından pay-
laşıldı. Bu holdingler de sermaye partileri ile iç ice. Üniver-
sitelerde finans kapitalin çekici gücüne karşı direnebilen
çok az sayıda öğretim üyesi kaldı.
Bunlardan bir kısmı üniversitelerde öğretim üyesi olarak
devletten aldıkları aylıklarla görevlerini sürdürüyor. Bir kıs-
mı da sosyal demokrat kesime güç vermek için kürsülerin-
den ayrılıyorlar.
Gazi Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Onur Kumbaracı-
başı ile aynı üniversitenin Basın Yayın Yüksek Okulu Mü-
dürü Aydın Güven Gürkan, YÖK gelir gelmez görevierin-
den ayrılarak sosyal demokrat harekete katıldılar.
Kumbaracıbaşı Hatay'da, Gürkan da İçel'de SHP'nin kon-
tenjan adayı olarak seçimlere katılıyoriar.
YÖK ile birlikte görevinden ayrılan Hacettepe Üniversi-
tesi öğretim üyelerinden Prof. Emre Kongar da SHP liste-
lerinden İstanbul'da kontenjan adayı olarak seçimlere giri-
yor.
Kocaeli'den Doç. Hurşit Güneş ile Trabzon'dan Prof. Se-
zer Komşuoğlu da ön seçimlere girerek SHP'den aday ol-
dular.
Hacettepe Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Ab-
dülkadir Ateş de Gaziantep'ten, ODTÜ eski öğretim üyele-
rinden Yakup Kepenek de Ankara'dan SHP milletvekHi aday-
ları olarak seçimlere giriyorlar.
Prof. Mümtaz Soysal, SHP'den Ankara kontenjan adayı
olarak sosyal demokrat kesime güç kattı.
İstanbul'da Korel Göymen ve Türkan Arıkan ile İzmir'den
Yiğit Gülöksöz de üniversite kökenli adaylar...
Bu üniversite kökenli adaylar tek tek kutlanmaya değer.
Yılgınlığın, korkaklığın ve çıkarcılığın üniversite kaleleri-
ni teslim aldığı günlerde holdinglere satılmadıkları ve sos-
yal demokrat harekete katılarak demokrasi kavgasında yer
aldıkları için.
***
Eurovision filmleri satan İngiliz Visnevvs şirketi TRT ile söz-
leşmesini iptal etti. Şirket aynca TRT hakkında Londra mah-
kemelerinde dava da açacak.
Neden?
Mehmet Ali Birand'ın TRT 1. kanaldan sunduğu "32. Gûrf
adlı haber programı için V/snevvs şirketinden lilmler alın-
mış; TRT bu görüntülerin parasını Birand'a ödemiş; ancak
yapılan incelemede bu paraların bir ktsmının Visnews şir-
ketine odenmediği saptanmış. Visnevvs şirketinin sözteşme-
yi feshetmesinden kurum zarar görmeyecek midir?
Elbette görecektir.
Ankara'daki savcılık soruşturması, arkasından Londra1
daki 'Visnews davası'...
TRT bir yandan Birand hakkında 'hususi evrakta
sahtecilik' ve 'dolandıncılık' suçlarından soruşturma açıp,
dosyayı savcılığa gönderiyor; öte yandan da Birand'ın igfû-
venilir adam' olduğunu ilan etme gereği duyuyor.
Nedir bu Birand'ın ayrıcalığı?
Başbakan Mesut Yılmaz'ın yakın arkadaşı olması mı?