17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 12 EKİM 1991 HAVA DURUMU TÜRKİYEDE BUGÜN Uevlet Meteoroloji işleri Gene! Müdüriüfiü nûen alınan bilgıye göre, yurdun kuzeydoğu kesim- leri parçalı bulutiu, Doğu Kara- deniz ile Oofiu Anadolu'nun ku- zeydoğusu yağışlı. diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. HA- VA SIÇAKLIĞI Biraz artacak. RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yön- lerden hafif, ara sıra orta kuv- vette esecek. Denizlerde, Doğu Karadeniz'de günbatısı ve lodos, Doğu Akdeniz'de yıldız ve kara- yel, diğer denizlerimizde yıl- dız ve poyrazdan saatte 10-21 deniz mili hızla ese- cek. Van Gölü'nde hava parçalı bulutlu geçecek. Rûz- gâr kuzey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuv- vette esecek. Görüş uzaklığı 10 km. dolayında olacak. Adana Adapazarı Adıyamati Atyon Ajn Antara Antakya M a y a Artvın * l . n Balıkesır Slecıfc Bıngöl BıtJıs Bolu Burea Oaldıaie Çorum Deni2f) ft 29° 16° Oiyartükir A 22° 16° Ecirne A 28° 14° Erzmcan A 21° 7° Erîurum Y 22° 8° Eskışetiır A 22° 10° Gaaanffip A 28° 17° Giresun A 29° t8° GümûşMne Y Y 23°12°Ha*ldri B A 29° 1S° İSfarta A A 26° 16° İstanbul A A 23° 12° İzmir A B 16° 8°Kare Y B 23° 10° Kasamonu B 8 18° 10° Ki^seri A A 24° 12° KırMared A A 24°17°Konya A B 18° 10° Küöhya A A 25° 1*" Maiatya B 28° 12° Manısa 23° 14° K Maraş 24° 9°M«sm 20° 4°Mu0la 21°1t)°Mu5 26° 15° »8de 25° 15° Oıtlu 21° 6 ° f t e 24° i f Samsun 21° 8°Siın 24° 15° Sioop 28° 15° SIMS 21° 7°'feksnla8 20° 10° Iratam 19° 9°TünceS 24° 15° üşak 22° 9° Van 23° 7*>Y«8al 21° 10° Zonguldak A 28° 14° A 24° 14° A 26° 18° A 28° 15° B 17° 8° A 17° 8° Y 23° 16° Y 25° 15° B 24° 16" A 25° 13° B 22° 16° A 19° 8° A 23° 16° Y 24° 16° S 24° 10° A 23° 8° B 20° 6° A 20P 8° B 22° 15° Ş: ** yaOmurtt; ( f soi ^ k a r l ı A-aç* B-bulutSu G-gûneşt K-ürtı S-ss* Y-yaJmurtu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Derli toplu ve işi kolay. 2/ Vücutta bi- riken azotlu sıvı... Yol üzerinde oluş- muş çukur. 3/ Atırı kısa adımlarla hızlı yürüyüşü... Seciye, karakter. 4/ Kokusu hardala benzeyen ze- hirli bir savaş gazı... Su. 5/ Taze sığır gübresi. 6/ Bir göre- vin yürtitülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Bir renk... Ilenme, bed- dua. 7/ Yakındoğu'da yerleşmiş ya da evlenerek soyu kanşmış Avrupa asılb kimse. 8/ Yağmur suyunun bi- riktiği çukur yer... tstek ve tutkular- da ölçülü davranma erdemi. 9/ Ça- nakkale'nin bir ilçesi... Dökülen to- humlarla ertesi yıl çıkan tahıl. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Yapraklann her iki yüzünde bu- lunan ve suyu sızdırmadığı için bit- kinin kurumasına engel olan ince zar. 2/ Bir tür balık agı... Kâğıt üretimiyle ilgili iktisadi devlet kuruluşunun kısa yazüışı. 3/ Tüberküloz... Yurdumuzda bir göl. 47 Uzaklaşmak, ara açılmak. 5/ İnsan etkinliğinin ya da irade- sinin açığa çıkması. 6/ Kalsiyumun simgesi... Pullann ya da me- tal paraların kenarındaki kertikleri oluşturan çıkıntılardan her biri. 7/ Hararet... Bir göz rengi. 8/ lcar... Ekin biçildikten son- ra toprakta kalan köklü sap. 9/ "Gök masmavi bu —/ Güzel şeyler düşünelim diye" (Cahit Sıtkı Tarancı)... Fas'ın plaka işa- 60 YIL ONCE Cumhuriyet Amerika'da bir enstitü 8EI.BISENIZ». AYAKKABINIZ1. TUHAFIYENIZ1. MOBILYANIZI vr «air ittrdiçinirı mi(i- znlnrdan •UbilİMİniz. TESHİLAT MFNTES KASAVI Ul»ntnıl Bohcrknpı. OrorHiB Amerika'daki Kredi buhranına çare bulmak üzere Reisicumhurun riyasetinde içtima eden konferans atideki iki noktaya karar vermiştir: 1- M. Hoover harp borçlannın tecili hakkında Fransız Başvekilile müzakereye girecektir. 2- Amerika'daki kredi buhranının tahnfı için büyük ve küçük bilcümle Amerikan bankalanrun muavenetine luzum görülmüştür. KENTSAŞAM Su kesintisi tepki yaratıyor tstanbul Haber Servisi — is- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettia Sözen'in "Barajianmız dolodur, su ke- sintisi yapılmayacak" açıkla- masına karşın birçok semtte su kesintisi yapümasma > r urttaşlar tepki gösterdi. tSKİ, su kesin- BüGÜN • 'Seçlm ve kadınlann talepleri' konulu tartışma ve basın açıklaması, saat 13.00'te Kadın Kültür Evi'nde (Tünel PTT yanı) gerçekleşecek. • 11. İstanbul Deri Fuan, TÜYAP'ta açılıyor. MEKTUP ~~ Suyumuzu kestiler • Esenler Kâzım Karabekir Mahallesi'nde 2. Cadde'de oturuyorum. Evime 15 günden beri bir tck damla su gelmiyor. Öncleri haftada bir gün su geliyordu. Şimdi onu da kestiler. Yetkilileri arıyorum, ama sorunumla ilgilenecek birini bulamıyorurn. tBRAHİM ÖZDEN tileri ile ilgili yaptığı açıklama- da, sorunun elektrik kesintile- rinden kaynaklandığını öne sürdü. Aktaş Elektriğin Müşteriler Müdürü Ali Öztekin ise yaptı- ğı açıklamada olayı saptınna- mak gerektiğini söyleyerek "Ekktrik kesintisi bir trafoHon devreden çıkması, yanmasın- dan ibarettir. Aktaş'ın elektrik mlmadan vermesi mamkön de- ğildir" dedi. tSKİ ise açıklamasında şöy- le dedi: "TEK ve Akta? Elek- trik knrumlannca sık sık ener- ji kesintUeri yapılmıştır. Bn du- rum elektrik kesintileri süresin- ce antma tesisierimiz ve pompa istasyonlanmınn çalışmasuu engelledigi gibi yiiksek güçteki elektrik motoru ve pompalan- nuz için de ciddi saluncalar ya- ratmıştır. Bu nedenle kente su temininde önemli ölçüde mks*- malar meydana gelmiştir." Yapılan açıklamaya göre, TEK Tepeören enerji hattında- ki anza nedeniyle ömerli Pom- pa tstasyonu düşük kapasite ile çalışıyor. Bu nedenle su veril- meyen ya da kısıntüı olarak ve- rilen semtler şunlar: Içerenköy, Küçükbakkal- köy, Kozyatağı, Ümraniye, Üs- küdar'ın iist kesimleri, Pendik, Kartal ve Tuzla'nın E-S Kara- yolu üstü kesimleri. ÇjEREKLÎ TELEFONLAR 527 57 00 172 13 73 -74-75 ve 088 • İBdama: 068 077 511 89 18 T»: 588 48 00 np: 534 00 00 (100 hat) T 340 01 00 345 46 80 131 22 09 152 43 00 588 44 00 121 77 77 358 67 60 TMrtb f 176 24 14 (Ist). 356 04 85-86 (Kadtkûy) •«•• Tnflc 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şdiriçj). 314 36 (B.Çekmce) • THY: l»*««:573 13 31. M r 574 73 00 (25 hat). 574 73 00, 574 82 00 (45hat) • •BT: 527 00 50, f 336 20 63 LPaşa S M M 348 80 20 • V«PWb «•Hr MÜR 526 40 20, 144 42 33. •MU Ttfbn (ACMtot: 145 53 66, 144 25 02. 149 18 96 M z I M M : 149 15 58 • METOMLOJİ: (Hava tahmini oğrenme) 573 89 80 • BBCTHİKAMU: 526 62 24 150 83 50, r- 347 77 83 MkaUr-547 12 81 : 567 98 10 ır 177 56 31 : 132 22 10 • THÜ069 • MZAMZA: : 585 19 90-91, : 152 10 15, T. 339 46 48 NAIHU: : 522 97 03, i 147 51 10. T- 345 03 04. •fcTTAn. MC: 145 07 20 (17 hat) mnt: t11 (Bılınmeyefi numaralar ve nöbetçi eczane sorma), dl "Cezâyîr 'İV ^ A f i ! »" Tunus Kartıre • DÜNYA'DA BUGÜN Amsffintani Ammarı Atıia j Barceiona Basel Betgrad Beriin Bonn Brüteeı Budapeîte Ccnevre Ceajnr CaSde Dutii Frantfun Gime KaHn Kopmhag KMn Lüftoça Y 18° A 28° A 21° A 35° Y 23° Y 16° 8 18° B 18° Y 16° Y 17° B 17° Y T7° Y 34° A 34° A 34° Y 18° A 28° B 14° A 32° B 14° Y 16° A 23° Londra Madrid Mıano Monreal MosttM Mûrnh Me« Yotk Osto Psns Ptag Riyad Roma Solya Şam WAviv Tunus Varşma Vened* Viyana ZuriH B 12° Y ie° Y 19° ¥ 21° 8 15° y 19° B 12° Y 18° B 20° A 36° Y 25° a 24° A 28° B 21° Y 24° Y 16° HABERLERÎN DEVAMI Özal: 5 yıl daha yol göstereceğim SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA — Cumhurbaş- kanı Turgut özal, önümüzdeki 5 yıllık dönemde de yol göster- meye devam edeceğini bildire- rek "Ama tavsiyelerim dinlen- mezse bnnlan millete anlataca- ğun" dedi. Cumhurbaşkam Turgut özal, dün Malatya'da coşkulu bir ka- labalık tarafından karşılandı. Havaalanından konuşma yapa- cağı alana geürken yol üzerin- deki RP seçün bürosu önünde toplanan bir grup "Başbakan Erbakan" diye slogan attı. Özal, Malatyalıların kendisi- ne gösterdiği coşkulu karşüama- yı unutamayacağını belirterek başladığı konuşmasında, asıl ge- zisinin Güneydoğu'ya olduğunu söyledi. özal, "Güneydoğu'ya gidiyorum. Orada bazı mesele- ler var; yerinde görmek, yerin- de konuşmak istiyorum. tleride memleketiınizin berhangi bir şe- lülde başıaın agrımasını istemi- yorum" diye konuştu. Cumhurbaşkam özal, konuş- masında 11 yıldır Türkiye'ye hizmet ettiğini belirterek şunla- n söyledi: "TV'de bir film gösteriliyor. Bundan rahatsız olanlar var. Bu, 1980 öncesini gösteren bir film. Bakınız 1979-80 Türkiye- si kuynıklann oldugu, dövizin olmadığı, anarşinin sehirlerde kol gezdiği, günde 30 kişinin ö»- düğü Tiirkiye'ydi. Şimdi o giin- leri unutup aslanlar gibi mey- danlarda dolaşanlar var. Sizler dikkatli olun. Malarya Tiirki- ye'ye bir yumruk gibi olduğnnu gösterecektir. 1979 yılında Türkiye Cumhnriyeti'nin baş- bakanlıgına mazot ahnamıyor- du. Erzurum vaiisi bana 'Sayın müsteşarım eksi 26 derecedeyiz. Kömürümüz yok' diyordu. Kö- miirümâz vardı ama onu götü- recek kamyonumuz için mazo- tumuz yokta." Türkiye'nin "1960 veya 80 Tiirkiyesi olmadıgını", 90 Türkiyesi'nin 1.5 milyon TV ih- raç eden, Sovyetler'e 1 milyar dolar kredi açan, elektrik aldı- ğı Bulgaristan'a elektrik satan bir ülke haline geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Özal konuşma- sını şöyle tamamladı: "Dikkatli olun ve yanlışlık yapmayın. Neden Türkiye 10 senede yakınmdaki nlkeleri kat- layarak geçti? Bunun nedeni is- tikrar içinde yöoetümesi, koaüs- yonlana olmaması. Türkiye ay- nı şekilde gitmeye devam eder- se önümüzdeki ydlar Türkiye ve TürkleriD yılı olacaktır. Söyle- mek istedigim sadece budur. Be- nira hizmetim Allah'ın nzası içindir. Allah'tan başka kimse- den korkmam. Allah nasip ederse önümüzde bir 5 yı) daha var. Ama bu makamda icrada degilim. Bundan sonraki dö- nemde daha riyade tavsiye ede- ceğim, yol gösterecegim. Yol göstereceklerim sozümü dinler, tavsiyelerirai alırsa ileriye gide- ceklerini söyieyebilirim. Yok başka türlii davranırlarsa bunu da millete açık seçik ifade ede- rim." Geceyi Malatya'da geçi- ren özal, bugün Güneydoğu'ya gidecek. 12 Eylül Öncesi, Sonrası Derken... (Baştarafı 1. Sayfada) Abasdateröre kurban gidenlerin arasında yer alıyorlar. Bu tablonun ne denli iç karartıcı olduğu- nu yinelemeye gerek yok. Bu gerçeği sağ- duyu sahibi herkes görüyor. Hiç kimse kal- kıp da bu durumun olağan olduğunu hertıal- de savunamaz. Şaşırtıcı olan şu: Tüm acı sonuçiarıyla bugün yaşamakta ol- duğumuz terorizm gerçeğini bir yana bıra- kıp hâlâ 12 Eylül öncesini gündemde tutma- ya çalışanlar var. Kim olduklarmı herkes bi- liyor: Özal-ANAP iktidarıyla onun düşüşünü engellemeye çabalayan kimi kalemler. Ama tabti inandırıcı olamıyorlar. Nedeni çok açık: Guneydoğu'da ve özellikle istanbul'da bir kan gölü gitgide büyürken, asayişsizlik alıp başını gitmişken, hâlâ 11 yıl öncesinden dem vurmak, aymazlık değilse nedir? 12 Eylül öncesinin de özellikle terör ve anarşi açısından savunulacak bir yanı kuş- kusuz yoktur. O günleri de içinden yaşadık ve o günlere herhangi bir özlem de duymu- yoruz. Ama günümüzdeki terör olgusunu gözler- den kaçırtabilmek için, yıllar öncesinin vur- gulanması da kabul edilemez. Çünkü bugü- nü yaşıyoruz. dünü değil. Üstelik böyle bir siyasal oportünizm birçok açıdan sakıncalıdır. Her şeyden önce, sürekli olarak 12 Eylül öncesinin attının çizilmesi, bir yerde askeri yönetimi çağrıştırıyor; bunun kimseye, demokrasiden yana hiçbir siyasal güce bir yararı yoktur. Terorizm dahil, her türlü sorunun demokrasi çerçevesinde çö- züleceğine inananların bu yaklaşıma karşı çıkmaları doğaldır. 12 Eylül öncesi edebiyatından hâlâ medet umabilenler şunu unutmasınlar: Bugün akan kanların siyasal sorumluluğu, Özal-ANAP ik- tidarından başkasına ait değildır. Çok parti- 11 sistemlerde ana kural budur. Ve demok- rasilerde bunun hesabını askeri yönetimler değil, seçim sandığında halk sorar. Ozen gösterilmesinde yarar olan bir baş- ka nokta da şu: Günümüzde terör, aşılması öyle kolay ve kısa süreli bir sorun değildır. Onun için, bu konuda siyasal iktidarların suç- lanmasında da ölçülü gitmek daha doğru olur. Terör ve şiddet, bir bakıma iktidarla mu- halefetin birlikte üstesinden gelebilecekleri bir sorun sayılmalıdır. Bu açıdan taraflar ara- sında bir görüş birliği, bir konsensüs oluş- turulması büyük önem taşır. Son olarak şunu söyleyebiliriz: Kritik bir seçime gidiliyor. Belki de koalis- yon fikrine şimdiden kendimizi alıştırsak iyi olacak. Çünkü 20 Ekim'de sandıktan tek par- ti iktidarının çıkması şimdilik uzak görünü- yor. Ama bu olasılıktan ille de tedirgin olmaya gerek yok. Özellikle terörle mücadele açısın- dan, geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti çok iş yapabilir Teröre karşı toplumsal ve siyasal bir uzlaşmanın yollarında buiuşmak, 12 Eylül öncesi edebiyatı yapmaktan çok da- ha iyidir. Çünkü bu, aynı zamanda 12 Eylül önce- sinden ders çıkarmak an.lamım da taşır... PKK'ya yine sınır ötesi (Beftarafı 1- Sayfada) tarı Gazi Zaadi, yörede PKK kamplan bulunmadığını söyle- di. Ankara Cumhuriyet Biiromu- znn haberine göre Başbakan Mesut Yılmaz dün sabah ANAP'ın propaganda danışma- nı Erkal Zenger'in Ankara'daki 'Paşa Konağı Lokantası'nda ba- sın mensuplan ile kahvaltılı soh- bet toplantısı sırasında Kuzey Irak'a sınır ötesi harekât düzen- lendiğini açıkladı. Başbakan Yıl- maz, 11 askerin şehit edilmesin- den sonra Guneydoğu'da başla- tılan harekâtla ilgili bir soruyu yanıtlarken Hakkâri'nin Çukur- ca ilçesi Tekevler Jandarma Ka- rakolu'nda görevli 11 askeri şe- hit eden bölücü teröristlerin Çu- kurca'dan 7 kilometre uzakhk- ta ve Irak tarafında mevzilendik- lerinin saptandığını kaydederek şöyle konuştu: "Bunun üzerine Geneflnırmay Başkanhğımız bir harekât pla- nı hazırladı. Bu planı ben onay- ladım. Bu sabah (dün) erken sa- atierde 8 ucaktan olaşan bir fî- lo 8 sorti ile burayı bombaladı. Henüz daha harekâtın kesin so- nuçlan beliıienmedi. Bunlar gün içerisinde yapılacak keşif uçaklan ile tespit edilecek." Yılmaz hava harekâtının ar- dından bir kara harekâtına da düzenlenip düzenlenmeyeceği sorusunu yanıtlarken ise "Şu anda başka bir şey söyleyeme- yecegini" belirtti. Yılmaz, "Şu aada bunun ötesinde bilgi vere- cek dunımda degiiim" dedi. Sınır ötesi operasyon yapüdı- ğına ilişkin haberler ise harekâ- tın başladığı saatlerde Genelkur- may Başkanbğı tarafından ya- lanlandı. Genelkurmay Başkan- lığı Basın ve Halkla Ihşkiler Şu- besi yetkUileri, bu yöndeki soru- ları "kesinlikle sınır ötesi hare- kât yoktur" seklinde yarutlarken Başbakan Yılmaz'uı açıklaması- nın ardından ise "Bize bilgi ulaş- mamıştı, o nedenle bil- miyorduk" dediler. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de harekâtı Anadolu Ajansı'nın haber bülteninden öğrenirken başta ABD olmak üzere AT üye- lerine harekât ile ilgili bilgi ver- diler. Sınır ötesi harekât yapıldığı bir dönemde Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Doğan Güreş'in Moskova'da, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Fikret Knpe- li'nin Viyana'da, Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu'nun da se- çim çalışmalan için Zonguldak- ta bulunmalan dikkat çekti. Sa- bah düzenlenen hava harekâtı- nın ardından Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mubittin Fisunoğlu ise özel bir uçakla bölgeye hareket etti. Adana Cumhuriyet Güney tl- leri Bürosu'nun haberine göre Hakkâri Vaiisi Necati Devetiog- lu sınır ötesi operasyon konu- sunda "Böyle bir şey yok. Bn konuda bana bir şey intikal etmedi" dedi. Güvenlik ve Hak- kâri 1. Dağ ve Tugay Komutanı Tuğgeneral Utku Güney de ko- nuyla ilgili sorulan şöyle yanıt- ladı: "Smır ötesi operasyon için be- lirienmiş hedefîerin bombalan- ması gerekir. Belirlenmemiş he- deflere yapılacak operasyon so- nuç getirmez. Harurk operasyo- nn hedefîerin belirlenmesinden sonra yaptldı ve yuzde yüz olumlu sonnç verdi. Şu anda böyle bir operasyon olmadığı gi- bi ne genel komutanlıktan ne de Ankara'dan emir aldık. Sadece olayın meydana gddigi Mevrite- pe'nin Türk sınırlan içindeki bö- lümü tamamen mayınlanınıştır." Stari Almanyadan canlı, Türkiye'den bantlı Haber Merkezi — Yüksek Se- çim Kurulu'nun, 1camu kurum ve kuruluşlanna seçim yasakla- nnın ihlal edUmemesini isteyen uyarısı üzerine PTT tarafından link hatlan kesilen Starl, haber- lerini ve canh yayınlanm Al- manya'daki stüdyolanndan sür- dürmeye başladı. PTT'nin Starl'e yönelik tüm hizmetleri- ni seçim sonuna kadar durdur- ması üzerine Magic Box yöne- ticilerinin çeşitli arayışlar içinde olduklan belirtiliyor. Starl, PTTnin hizmetlerini kesmesinden sonra Istanbul'dan yapılan bazı canh yayınlannı Al- manya'daki stüdyosuna taşıdı. "Günaydın Türkiye" programı- nı hazırlayan ve sunan ekip, dün Almanya'ya gitti. Mehmet Bar- las'ın da yorumlanm bundan böyle banda okuyarak Alman- ya'ya göndereceği öğrenildi. Bu arada Starl'de liderlerle gazetecilerin karşı karşıya gele- ceği açıkotunımun çekimleri pa- zar günü yapılacak. Starrin dü- zenleyeceği açıkoturuma gazete- miz Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal ile Hürriyet gazetesi Ge- nel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök katılmayacaklarını açık- ladılar. Hürriyet gazetesinin, özkök yerine bir başka isim önerdiği, Starl'in ise bu ismi ka- bul etmediği öğrenildi. Pazar günü çekimleri yapılacak olan açıkoturuma Sabah gazetesin- den Güneri Cıvaoglu, Milliyet gazetesinden Altan Öymen, Türkiye gazetesinden Yalçın özer katılacaklar. BA^KENTTEN (Baştarafı 1. Sayfada) kahramanca kurtanşlar yapmak zorunda kalmadı. Kendisine kahramanca soru- lar sorulsa da kahramanca kur- tarışlar yapmaya gerek duymadan topu ayağının ucny- la taca atmakla yetindi. Örnegin, Özai'ın ANAP pro- pagandası yapması sorusunu, "Cnmhurbaşkanı'nın uyanlan genel niteliktedir" diye yanıtla- dı. Yapılan, genel seçimler oldn- guna göre Ozal'ın uyansı da bu- na paralel bir biçimde zaten genel olacaktı ve nitekim bu da oytann genel olarak ANAP'ta toplanmasını istemekten ibaret- ti. Başbakan, sözlerine şunu da ekledi: "Özai'ın ANAP propaganda- sı yaptığına somut işaret göste- rilemez." Mesut Ydnuu, somut işaret olarak neyi anyor? Özai'ın 1980 öncesi terör or- tamını veren "SUrl'deki ANAP propaganda filmlerinden" biri- sinde boy göstermesini mi? MUIetvekUi adayı Maliye Ba- kanı Kahveci ile geçen hafta kahve toplantüanna katılması, kabve müşterilerine, "Bu arka- daş iyidir, oylanmzı bölmeyin" demesi, soyut bir işaret mi? . Ozal'ın bir İstanbul kahvesin- de kahve müşterilerine, "Kahve- ci dışında bir partiliye oy vermeyin" demesi, ANAP'a da- vet değil, tutarülıga davettir. Kahveden Kahveci çıkmabdır, vatandaş da tularlı olmalıdır. Vaundaşlann da tutariılıgından genel olarak elbette cumhurbaş- kanları sorumludur. Başbakan'a son antrenmanın önemine uygun kahramaniıkta sorular sonıldu. Ama dediğimiz gibi Yılmaz,. kahramanca kurtanşlara gerek duymadan ayağının, daha dog- rusu dilinin ucuyla sorulan ta- ca attı durdu. "Cumhurbaşkam secimlerden sonra ortaya çıkacak tabloya gö- re Medis'i fesbedeblkcegiııi soy- lüyor. Ne deraniz" diye soruklu. Yılmaz, "Seçim sonrası tablo belirmeden spekUlasyonlara da- yalı yorum yapmam" dedi. "Meclis'i feshedebilecegi" spekülasyonunu yapan gazeteci değil ki, Cumhurbaşkanı. Başbakan, kendtsini Cumhur- başkam'ndan uzak tutmakta karaıiı. Bu konuda faul yapmayı bile göze alıyor. Yılmaz, dünkü antrenmanda bir de rakip partilerin ANAP'a karşı seçim cephesi kurduklann- dan yakındı. SHP, HEP ile an- laşmıştı; DYP, DMP ile birkşmişti: Ref ah Partisi, MÇP ile ittifak kurmuştn. Yılmaz haklıydı. Ama hakkı- na somut bir işaret koymak için seçim ittifaklan tablosunu tam yansıtmalıydı. Örnegin, Starl ve Cumhurbaşkanı ile kurduğu ANAP'ın seçim ittifakı daha nu az kayda degerdi? Başbakan, kimı sorularda gerçekten açık ve dobra yanıt verdi. Örnegin, "21 ekimde Cumhurbaşkanı indirilmek is- tendiginde, kendisinin yanında mı, karşısında mı yer alacaksı- nız ya da tarafsız mı kalacaksı- nız" sorusuna, "Biz seçtik, el- bette ki yanında olacağız" de- di. Yılmaz, kamuoyu yokkunala- nnı, "yetersiz, taraflı, objektif- likten ve güvenilirtikten nzak" buldugunu söyledi. Ama bir başka soruyu yanıtlarken ANAP'ın yaptırmgı bir yokla- mada "ANAFm yüzde 29 ile bi- rinci parti olduğunu" ilan etmekten kendisini ahkoyamadi. Basmdan şik&yet ettL Sordulc "Peki, TBT ve Starl'den memnun musunuz?" Başbakan, kadirbilir bir dev- let adamı. Bu iki kuruluşa olan hoşnuüuğunm ortaya koymak- tan çekinmedi. Üstefik hoşnutluğun nedenle- rini de açjkladı. Çünkü ANAP iki şapkalı. Bu şapkalar yüzün- den hem parti bem de hükümet olarak iki kez ekranlarda yer al- mak zorunda kalıyor. Bu, ANAP'ın kusuru değil. Kaldı ki Ydmaz'ın dediğine göre "bu durum dış dünyadaki uygulamalarla çelişmiyor." Gerçi bu arada bazı küçük ay- nntılar var. Ama bunlan hiçbir gazeteci kurcalamadı. Bakanlann kebapçı dükkinı •çmalanmn bfie haber yapdmas» veya ANAP şapkasmı Cumhur- başkam'nın başından hiç çıkar- mak istememesi gibi... Çünkü bunlar ANAP'ın ka- bahati değil. DYP lideri de elinde şapka, Cumhurbaşkam'nı tahrik edip durmasın... POLJT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL Günler Geçiyor... Nâzım Hikmet, Harbokulu davasından Soğukkuyu Ceza- evi'nde yatarken avukatlanndan biri de Saffet Nezihi'ydi. Da- vayı uzaktan izlemiştik. Hayranlıkla bakardık. Sonra dost ol- duk. Ben Jstanbul'a göçtüm. Bir gün üsttattan bir mektup al- dım. "12 Eylül'den sonra Yargıtay'da bir savunma yaparken Yargıtay'ın da hukuk dışı eylemlerine değinmiş ve mahke- meye verilmişti." Bunun, okul arkadaşı Nadir Nadi'ye duyu- rulmasınt istiyordu; Nadir Bey'e ve Hasan Oemal'e yansrttım. Nadir Bey; "Duruşmasını izleyelim" dedi. Mustafa Ekmekçi ile birlikte duruşmayı izlemeye başladık. İlk duruşmada bulundum. Çok güzel konuşan bir avukattı; çok güzel bir savunma yaptı. Mahkeme birkaç oturum son- ra bitti. 1986 yılında yargılanması sonucunda 35 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak hapis yatmamış ceza paraya çevrilmişti. Şair. A. Kadir'in "Nâzım Hikmet ve 1938 Harbokulu Olaylan" adlı kitabı çıkınca Saffet Nezihi ile bir konuşma yap- tım. Ant dergisinde yayımlandı. Üstat o günleri anarken, "Nâ- zım Hikmet'le ilgili bütün belgeler polisçe alınıp götürüldü. En ufak bir belge kalmadı" demişti. Saffet Nezihi, 1944 yılında Dil Tarih ve Coğrafya Fakülte- si'nden uzaklaştırılan Behice Boran, Niyazi Berkes ve Per- tev Naili Borav'ın, Danıştay'daki davada savunmalarını üst- lenmişti. Türkiye'de avukatlık yasasını ilk hazırlayan kişiydi. 1961 yılında eski Demokratlar Yassıada Yüksek Adalet Di- vam'nda yargılanıharken isteyen avukatlann, istenilen sanık- ların davalarına bakabilmelerini, baro başkanı olarak sağla- mıştı. Böylece Hüsamettin Cindoruk'ta birlikte eski maliye ba- kanlarından Hasan Polatkan'ın savunmasmı almışlardı. Herkes biliyordu ki Saffet Nezihi nerede bir hukuk savsak- laması görse hemen onun karşısına çıkanlardandı. Mehmet Ali Sebük için "Nâzım Hikmet'in avukatı" diye yaz- mıştım. Üstat telefon etti, "Sebük, Nâzım'ın nereden avuka- tı oluyor?" diye serzeniste bulundu. "Bunlar her şey bittik- ten sonra ortaya çıkan avukatlardandır" dedi. Nâzım Hikmet- in avukatlığını kolay kolay herkese vermek istemiyordu. Biri 1938'lerde avukatlığı üstlenmişti, öteki her şey sona erdik- ten sonra.. Geçende Avukat Rauf Çapan dostumuzdan bir mektup at- dım; Marmaris'ten oraya çekilmiş. "Sana bu mektubu dört yıl önce yazaqaktım ama şimdi yazıyorum" diyor. "Cumhuri- yet Dergi'den Nâzım Hikmet'in avukatı olmak kolay mı?' ya- zını okumuştum. Avukat Mehmet Ali Sebük'le ilgiliydi. 1987 yılında. Sebük'le bir anımı anlatacağım." TİP'in Bursa Kongresı'ni AP militanları basıyoriar. Arala- nnda Adnan Cemgil'in de bulunduğu birçok kişiyi yaralıyor- lar. Sanıkları mahkemeye veriyorlar. Duruşmada Mehmet Ali Sebük de sanıklann avukatlan arasında Sanıklardan biri şöy- le diyor: "Efendim, sonradan öğrendiğimize göre avukatlanmızdan biri, Mehmet Ali Sebük, bir tarihte komünist Nâzım Hikmet : in avukatlığını yapmış. Onun için avukatı azlediyoruz." Salonda bir sessizlik oluyor. Herkes avukata bakıyor. "Üç kişinin avukatlığından çekiliyor, ötekilerin avukatlığı- na devam ediyorum" diyor. Oturum bitiyor. Oışarda avukatlar konuşurken Sebük'e so- ruyorlar: "Niye tümünden çekilmedin?" "Her sanığın bir savurima avukatına ihtiyacı var. Sanıkla- rın avukatına da hangi partiden olduklan sorulmaz". Avukat Rauf Çapan dostumuz da olayların bu yanını anımsıyor. "Bu- rada sıcaklar kırıldı, havalar ılıdı, Marmaris daha güzelleşti. Bir haftalığına gel, ekmeğimiz aşımız var, ne olur gel!.." di- yor. Gidemem ki, uzun geziler de bizim için kolay değil... Bi- rer merhaba ile yetinelim. GOZLEM UĞUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) Batı demokrasilerinde siyasal partileri topkjm kesimleri ile bırbirlerine bağlayan can damaıiarı sendikalar, üniver- siteler, vakıflardır. Gençlik kesimi ile ilgi kurmayan; kuramayan partiler bu- gün ve yarın arasında güven köprüleri de kuramazlar. Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası, partileri toplumdan so- yutlayan; bu partilerin işçi ve gençlik kesimleri ile bağları- nı koparan ve bu kesimlerte ilişki kurmayı suç sayan bir mo- del getirmiştir. Bu model, sosyal demokrat partilerin Batı türü sosyal de- mokrat partiler olmasını da engelliyor. Özetle demokrasiye 'mevzuat izin vermiyorf 12 Eylül ürünü bu model, öğren'm üyelerini de siyasal par- tilerin dışında tutuyor. Üniversitelerimizde profesörler, holdingler tarafından pay- laşıldı. Bu holdingler de sermaye partileri ile iç ice. Üniver- sitelerde finans kapitalin çekici gücüne karşı direnebilen çok az sayıda öğretim üyesi kaldı. Bunlardan bir kısmı üniversitelerde öğretim üyesi olarak devletten aldıkları aylıklarla görevlerini sürdürüyor. Bir kıs- mı da sosyal demokrat kesime güç vermek için kürsülerin- den ayrılıyorlar. Gazi Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Onur Kumbaracı- başı ile aynı üniversitenin Basın Yayın Yüksek Okulu Mü- dürü Aydın Güven Gürkan, YÖK gelir gelmez görevierin- den ayrılarak sosyal demokrat harekete katıldılar. Kumbaracıbaşı Hatay'da, Gürkan da İçel'de SHP'nin kon- tenjan adayı olarak seçimlere katılıyoriar. YÖK ile birlikte görevinden ayrılan Hacettepe Üniversi- tesi öğretim üyelerinden Prof. Emre Kongar da SHP liste- lerinden İstanbul'da kontenjan adayı olarak seçimlere giri- yor. Kocaeli'den Doç. Hurşit Güneş ile Trabzon'dan Prof. Se- zer Komşuoğlu da ön seçimlere girerek SHP'den aday ol- dular. Hacettepe Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Ab- dülkadir Ateş de Gaziantep'ten, ODTÜ eski öğretim üyele- rinden Yakup Kepenek de Ankara'dan SHP milletvekHi aday- ları olarak seçimlere giriyorlar. Prof. Mümtaz Soysal, SHP'den Ankara kontenjan adayı olarak sosyal demokrat kesime güç kattı. İstanbul'da Korel Göymen ve Türkan Arıkan ile İzmir'den Yiğit Gülöksöz de üniversite kökenli adaylar... Bu üniversite kökenli adaylar tek tek kutlanmaya değer. Yılgınlığın, korkaklığın ve çıkarcılığın üniversite kaleleri- ni teslim aldığı günlerde holdinglere satılmadıkları ve sos- yal demokrat harekete katılarak demokrasi kavgasında yer aldıkları için. *** Eurovision filmleri satan İngiliz Visnevvs şirketi TRT ile söz- leşmesini iptal etti. Şirket aynca TRT hakkında Londra mah- kemelerinde dava da açacak. Neden? Mehmet Ali Birand'ın TRT 1. kanaldan sunduğu "32. Gûrf adlı haber programı için V/snevvs şirketinden lilmler alın- mış; TRT bu görüntülerin parasını Birand'a ödemiş; ancak yapılan incelemede bu paraların bir ktsmının Visnews şir- ketine odenmediği saptanmış. Visnevvs şirketinin sözteşme- yi feshetmesinden kurum zarar görmeyecek midir? Elbette görecektir. Ankara'daki savcılık soruşturması, arkasından Londra1 daki 'Visnews davası'... TRT bir yandan Birand hakkında 'hususi evrakta sahtecilik' ve 'dolandıncılık' suçlarından soruşturma açıp, dosyayı savcılığa gönderiyor; öte yandan da Birand'ın igfû- venilir adam' olduğunu ilan etme gereği duyuyor. Nedir bu Birand'ın ayrıcalığı? Başbakan Mesut Yılmaz'ın yakın arkadaşı olması mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle