Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER
KlBRISRAPORU
10 EKİM 1991
Rumen
diplomat
kayıp
• YENİ DELHİ (AA) —
Romanya'nın, Yeni Delhi
Büyükelçılıği
Maslahatgıizan Liziu
Radu'nun kayıp olduğu
bildirilerek, Sih
militanlannca kaçınlmış
olabileceği belirtildi.
Romanya
Büyükelçiliği'nden bir
yetkili, dün yaptığı
açıklamada, Radu'nun,
evinın yakınında dün iki
Sih tarafından arabayla
kaçınldığma dair haberler
aldıklannı söylediler.
Ozonda 20.7
km'likdelik
• WASHINGTON (AA)
— ABD Uzay Ajansı
NASA, dünyanın
üzerindeki koruyucu ozon
tabakasının Antartika
üzerindeki bölümünde son
üç yıl içinde 20.7 milyon
kilometre karelik bir delik
meydana geldiğini bildirdi.
NASA bilim adamlan 1986
yıündan bu yana Antartika
üzerinde bulunan dördüncü
ozon deliğinin son iki yılda
büyüdüğünü kaydederek
ağustos ayından bu yana
ozon oranının 200 dobson
biritni gibi son derece
düşük bir seviyeye ulaştığraı
beÜrttiler. Atmosferde bir
santimetre kare içindeki
ozon oranının tespitine
yarayan dobson biriminin
bu zamana kadar Antartika
üzerinde en düşük tespit
edildiği seviyenin 127 •
dobson birimi olduğu
kaydediliyor.
"21. ytizyıl göç
ytizyıh olacak"
• MANİLA (AA) —
Yoksul ülkelerdeki yaşam
koşullarının duzeltilmesi .
yolunda çok büyük
yatınmlar yapılmadığı
takdirde, gelecek yüzyılın,
Üçüncü Dünya ülkelerinden
zengin ülkelere yönelik
yoğun göç dalgalanna
sahne olacağı bildtrildi. BM
Kalkınma Fonu
.danışmanlarından Mahbub-
Ül Hak, BM'nin Asya
Pasifik Ekonomi ve Sosyal
Komisyonu Bakanlar
Toplantısı'na katılmak için
bulunduğu Manila'da
yaptığı açıklamada, "Bir
çok ekonomist, 21. yüzyılın
eşi görülmemiş büyüklükte
bir göç çağı olacağı
görüşünde birleşiyorlar"
dedi.
Yolcu uçağı
düştü: 7 ölti
• FRANKFURT (AA) —
Avusturya'nın başkenti
Viyana'dan hareket eden ve
isadamlannı taşıyan tek
motorlu bir Cessna
uçağının önceki gün
Hannover Havaalanı'na iniş
yaparken düştüğü bildirildi.
Uçağın düşer düşmez
infilak ettiği, ancak düşüş
nedeninin henüz
belirlenemediği kaydedildi.
Yetkililer, uçağın gerçek
vanş yerinin Hannover olup
olmadığının bilinmediğini,
uçaktan hiçbir imdat sinyali
abnmadığını açıkladılar.
İsrail, ABD'yi
mmırsanııvor
• KUDÜS (AA) — tsrail,
savaş uçaklannın Irak
üzerinde uçmasmın ABD'de
uyandırdığı "rahatsızlığı"
dikkate almayacağmı
belirtti. İsrail Başbakanı
İzak Şamir'in üst düzeydeki
bir danışmanı, "herkesin
bildiği kararlılığımızı
yinelemekten başka
söyleyecek bir sözüm yok.
Savunma sistemimiz, Israil'i
savunmak için ne
gerekiyorsa yapacaktır"
dedi. Irak, geçen cuma
günü dört tsrail F-15 savaş
uçağının hava sahasını 30
dakika süreyle ihlal ettiğini
bildirerek, BM Genel
Sektereti'ne bir protesto
mektubu göndermişti.
Beyaz Saray sözcüsü ise,
ABD'nin bu konudan
"rahatsızlık duyduğunu"
açıklamıştı.
Sıı soruniınu
Türkiye çözer
• KAHİRE (AA) —
Israil'in, "Ortadoğu'daki su
sıkıntısının giderilmesinde
Türkiye'nin çok önemli bir
rol oynayabileceğine
inandığY' bildirildi. tsrail
Çevre Bakan Vekili Bibi
Yigal, Anadolu Ajansı'na
yaptığı açıklamada,
ülkesinin, giderek artan
tüketimi karşılayabilmek
için daha fazla suya ıhtiyaç
duyduğunu söyledi. Israil'de
üç yıl pespese kuraklık
yaşandığını anlatan Yigal,
bunun sonucunda tarımda
sulama için tahsis edilen su
miktarında yüzde 40
indirime gitmek zorunda
kaldıklarını kaydetti.
13 ekimcksandıkbaşımgidecekolanBîdlganstan hcdkı,ençetinseçiminiyapacak
KomşudazorluseçimlerCuellar,
Denktaş'ıTürklerin önderliğindeki Haklar ve Özgürlükler
Hareketi'nin 'iddialı' olduğu seçimlerde birinci
parti olma yanşı eski komünist Bulgar Sosyalist
Partisi ile değişimden yana Demokratik Güçler
Birliği arasında. 40 partinin yarıştığı seçimlerden
koalisyon hükümeti çıkması bekleniyor.
YASEMİN ÇONGAR
SOFYA — Sandıklar, Türki-
ye"den önce Bulgaristan'da ku-
ruluyor. Bayraklı, afîşli, TV rek-
lamı, propaganda şarkılı seçim
kampanyasıyla komşusuna fark
atan Türkiye, siyasi yarıştaki
parti sayısı açısından Bulgaris-
tan'ın çok gerisinde. Heyecan,
aynı heyecan ülke tarihinin ikin-
ci demokratik genel seçimleri
için 13 ekünde sandık başına gi-
decek olan Bulgaristan seçmen-
lerinin oylanyla "değişimin
yankısını" belirleyecekler. Bir
çoğu "seçim ittifakı" biçiminde-
ki 40 ayn siyasi grubun katıldı-
ğı demokratik yanştan, "değişi-
min hızlanmasından yana"
olanların kazançh çıkması bek-
leniyor. Seçimlerde hiçbir parti-
nin yüzde 30*un üzerinde oy ala-
mayacağı tahmini, şimdiden ko-
alisyon planlan yapıunasına yol
açıyor.
Doğu Avrupa'daki değişim
rüzgârlanndan büyük ölçüde et-
kilenen, ancak tutucu "kesimin
gücü nedeniyle bu rüzgârla sü-
rüklenmeyen Bulgaristan, 13
ekimde parlamenter siste-
minin en zor seçünini yapa-
cak. 1990 haziranındaki ilk ser-
best seçimlerde yüzde 48 oranın-
da seçmen desteğiyle, pariamen-
toda yüzde 52lik temsil hakkı
kazanan Bulgaristan Sosyalist
Partisi (BSP) yine şansh. Ancak
ülkeyi 46 yıl yöneten eski adıy-
la "komünist" BSP'nin Uk kez
parlamentodaki çoğunluğunu
yitirmesi bekleniyor. Doğu Av-
rupa'daki "kardeş" partilerinin
aksıne "değişime direnmesine
karşın desteğini korumayı
başaran" BSP, bu kez sandığa
10 üyeli bir ittifakla gidecek. Bu
ittifakta adlan "Liberal Demok-
rat, Hıristiyan Demokrat, Ana-
vatancı, Sosyal Demokrat ve
Sosyalist" olarak değişen, ortak
özellikleri "değişimin hızını
azaltma amacı" djve özetlenen
partiler yer alıyor. Üye sayısı bu
seçimler sonrasında 400'den
240'a düşürülecek parlamento-
ya girebilmek için, ülke çapında
yüzde 4'lük barajın aşılması ge-
rekiyor. Bunu başaracağı tah-
min edilen gruplann sayısı 7'yi
Keçmiyor.
Genel seçimler, Bulgaristan
Türkleri için de büyük sınav
oluşturuyor. tlk çıkışlarını
1989'un kasım-aralık aylarında
yaptıktan sonra 4 Ocak 1990'da
resmen kurulan Haklar ve öz-
gürlükler Hareketi, parlamento-
daki yüzde 5'lik desteğini bu kez
arttırma çabasında. Bulgaris-
tan'da Türkler üzerindeki baskı-
run hem uygulama hem de ya-
salar düzeyinde son iki yılda ha-
fifletilmesinde önemli payı olan
hareket, seçimlerde "demokra-
si, birlik, eşitlik, ilerleme"sloga-
DIIU kullanıyor. 37 yaşında bir
felsefe doktoru olan Ahmet Do-
ğan liderliğindeki Hak ve öz-
gürlükler Hareketi'nin genel
merkezi Sofya'da. Ancak hare-
ket, Türk kökenlilerin yoğun ol-
duğu Kırcali, Kazanlık, Şumnu,
Hasköy, Silistre gibi yerlerle, Fi-
libe, Varna, Dobriç, Slivan, Tra-
yan, Plevne, Rusçuk, Blagoev-
rad ve Burgaz'da da örgütlü.
Harekete tüm etnik gruplann
üyeleri katılabiliyor. Çok sayıda
Bulgar destek veriyor. Temel he-
def olarak "etnik-dinsel özgür-
lükkr ve eşitliği" vurgulayan ha-
reket, şovetıizm, radikal tslam-
cdık ve "etnik-dinsel fatatizme"
de karşı çıkıyor. Bulgaristan'ın
toprak bütünlüğunü de titizlik-
le savunuyor.
Bulgaristan'ın yemyeşil, pınl
pırıl başkenti Sofya'da seçim he-
yecanı sokaklara pek taşmıyor.
Salon toplantılan, basın konfe-
ranslan ve parklarda, kahveler-
de, başını herhangi bir siyasi
partinin gazetesine gömmüş
Bulgarlar, seçimi haber veriyor-
lar. Yaşam düzeyi "komünist
rejim" günlerindekinin çok al-
tında. 1991 başmdan beri fiyat-
lar 10 kat artrruş. Faiz oranları
yüzde 50*nin altına düşmüyor.
lşsiz sayısı 0'dan, 300 bine fır-
lamış. Yiyecek sıkıntısı yok.
Kuyruklar da geçmişte kalmış.
Ama alım gucünde düşüş her
dükkânda hissediliyor.
suçladıBM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi'ne
sunduğu raporunda, Rauf Denktaş'ın konseyin
kararına aykırı biçimde 'ayrılma hakkı' sahibi
olmak istediğini kaydetti.
cumartesi günü kanlı çarpışmaların ya-
şandıgı Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te ortalığın
sakinleştiği bildirildi. Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdia ile uzlaşma yolu ara-
yan muhalefet liderleri, Gamsahurdia'nın, muhalefetin isteklerini kabul etmesi
durumunda kendisinin istifa etmesi yollu isteklerinden \azgeçeceklerini açıkladı-
lar. Guney Osetya'da ise önceki gün çıkan çarpışmaların ardından bolgeye gön-
derilen Gürcü askerler, çevre köyleri denetim altında lutabilmek için sürekli
tetikte bekliyorlar.
KKTCİZLENİMLERİ
Kıbns Türklerî tedirgin
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — BM Genel
Sekreteri Perez de Cuellar dün
Güvenlik Konseyi'ne Kıbns ko-
nusundaki raporunu sundu. 10
yıllık genel sekreterliğinde ilk
kez Kıbns'ta taraflardan birini
suçlayan Cuellar, KKTC Cum-
hurbaşkanı Ranf Denktaş'ın
Güvenlik Konseyi kararlarına
aykın şekilde adada federasyo-
nun kurulmasından sonra da
'egemenlik ve aynlma hakkı sa-
hibi olmak istedigrni' kaydetti.
Kıbns'la ilgili olarak Cumhur-
başkanı Turgut Özal ile yaptığı
telefon görüşmesinden başlaya-
rak aynntıü şekilde butun geliş-
meleri anlatan Cuellar, raporu-
nun 17. maddesinde şöyle dedi:
"Sayın Denktaş, her iki tara-
fın da federasyonun kurulma-
sından sonra bile aynlma hak-
kı dahil olmak üzere egemenlik
hakkına sahip oldugunu belirt-
ti ve tartışılmış olan fikirlerin
metninde çok temel değişiklik-
ler istedi."
Cuellar, bu degişikliklerin
Güvenlik Konseyin'ce kendisine
verilen Kıbns iyi niyet çabası
çerçevesini aştığmı belirterek
"Bunu, Kıbns Cumhuriyeti'nin
egemenligini gölgelcyecek bir
tutum olarak" nitelendirdi. Cu-
ellar, bu tutumunun 1977-1979
üst düzey anlaşmalan ile de çe-
liştiğini bildirdi.
Genel Sekreter şunlan be-
lirtti:
"Taraflarla yapılaoiki tur te-
maslann sonunda, Kıbns'taki
iki tarafın bazı konularda bir-
birlerinden farklı düşündükleri-
nin ve toprak ayaklanmalan ko-
nusunda daha fazla tanımlama-
ya gerek olduğunun belirlenme-
*sine rağmen, Ankara'daki gö-
rüşmelerden sonra ortaya çıkan
'yeniden düzenlenmiş düşünce-
ler metni' bir anlaşmava temel
oluşturabilecek önemli bir
adımdı. Yunanistan Başbakanı
Mitsotakis. iki tarafın bu konu-
lan görüşmesine tam destek ver-
di. Fikirlerin geniş bir şekilde
geliştirilmiş olması karsısında
Kıbns'taki iki Uder, bir aotaşnıa
tadağuıdan vazgecilip doğnıdan
bir çerçeve anlaşması hazuiana-
bileceği konusunda anlastılar.
Fikiriere karşı başkan VasUi-
u'nun tepkisi, bazı konularda
farkiılıklann giderilmemiş ol-
masına rağmen, bu flkiıierin bir
genel çerçeve anlaşmasına temel
teşkil edebileceğini göstermiştir.
Ekselans Denktaş ile yapılan
gdrüşmder esnasında. Denktaş
her iki tarafın ellerindeki hii-
kümranlıgın federasyonun ku-
rulmasından sonra da sürdürii-
lecegini, buna federasyondan
aynlma bakkmın da dahil oMn-
gunu ileri sürdii ve tartışılan fi-
kirier metninde geniş tadilat is-
tedi."
Genel Sekreter Cuellar,
Denktaş'la ilgili bu görüşürrü
beiirttikten sonra, 'Kıbns Cun-
huriyeti'nin bağımsızlığı, hü-
kümranlığı ve toprak bütünlü-
ğu ile ilgili çağnlannı ve Güven-
lik Konseyi kararlarını hatırla-
tarak, "Bu itibarla Denktaş'ın
ortaya koydugu kavram, 1977
ve 1979'daki yiiksek seviyeli an-
laşmalann sağladığı ve Güven-
lik Konseyi'nin ısraria ve en son
649 sayılı kararia ongordüğii çö-
ziimii temelden degiştirecektk"
dedi.
BM Türk diplomatlan KKTC
Cumhurbaşkanı'nın önerdiği
değişikliklerde federasyonun
kurulmasından sonra 'egemen-
lik ve aynlma hakkına sahip
olma' ilkesi bulunmadığını be-
lirterek Genel Sekreter'in gerçe-
ği çarpıttığmı ima ediyorlar.
Ancak KKTC Dışişleri Bakanı
Kenan Atakol, Cuellar'ın rapo-
runda belirttiği gibi Kıbns Türk
tarafının herhangi bir Rum ih-
laline karşı garanti olarak ege-
menlik hakkına sahip olmak is-
tediğini açıkça ifade etti. Ata-
kol, son New York ziyaretinde.
Curnhuriyet'e "birdenbire yeni-
den devletsiz bırakılmamanın
tek yolu budur, Kıbrıs'ta iki
toplumun da egemenlik hakkı
mevcuttur" şeklinde konuştu.
GÜNSELİ KARTAY
LEFKOŞA — Kıbns sorunu, Türki-
ye'nin dış gündemitıde yine ilk sıralan
İşgal ediyor. Sorunun çözumlenmesi için
girişimler hızlamyor; ABD çözüm için
ağırbğını koyuyor; Yunanistan, Türki-
ye'yi suçluyor; Birleşmiş Milletler tem-
sücileri başkentler arasında mekik doku-
yor; herkes Cuellar'ın raporunu bekli-
yor...
Kıbns'ın üzerinde bir toz bulutu do-
laşıyor. Adada, sorunun tam ortasında
yaşayan Türk halkı ise olaylan bir ke-
nardan sessizce izliyor ve sonucu bekli-
yor.
Kıbnsh Türk'ün en büyük korkusu 17
yıl önce savaşın ikiye böldüğü adada, li-
derler arasında vanlacak bir anlaşmay-
la "74 öncesine dönülmesi". Hiç kimse
artık Rumlarla bir arada yaşanabilece-
ğine inanmıyor. 1974'teki bölünmeye
dek çatışmalarda ve savaşta eşini-
dostunu, akrabalannı yitiren Kıbrıslı
Türk, artık Rumlara güvenmiyor. Ada-
da yaşayan iki toplum arasındaki ilişki,
çobanla yılamn bikâyesine benzetiliyor.
"Bizde bn evlat acısı, onlarda da bu
knynık acısı oldukça asla bir araya
getemeyiz" diyor pek çok Türk.
Kıbns Türk halkında, bunca yıldır sü-
ren bir çözümsüzlüğün getirdiği bıkkın-
hk da seziliyor. "Çözüm şart" diye sö-
ze giriyor Kıbnslılar; "ama Rumlarla iç
ice yaşamaya zorlamasınlar bizi." Mu-
halefet kanadındakı Ortam ve Yeni Dii-
zen gazetelerinin ortaklasa yaptıklan bir
kamuoyu yoklamasına göre halkın yüz-
de 82'si soruna banşcı bir çözüm bulun-
masından, Rumlarla banş içinde yaşa-
maktan yana. Ancak KKTC halkına gö-
re banşçı çözümün yolu, Rumlardan
olabildiğince uzak durmaktan geçiyor.
Bir kadm eczaa, Kıbns'taki bütün so-
runun, Rumlann katı tutumundan kay-
naklandığıru savunarak şunlan söylü-
yor: "Romlar bizi azınlık olarak gör-
mekten hiçbir zaman vazgecmediler.
Oysa bizim varügımızı tanısalar. sonın
daha kolay ballolacak. Ne olursa olsun,
çük bir umut bile vermiyor. 70'li yıllar-
da doğanlar Rumlan hiç tanımıyorlar.
tlkokul beşinci sımf öğrencisi Ayten,
okullarında sürekli olarak Rumlann ne
kadar kötü olduğunun öğretildiğini, ilk
kez bir Rumla karşılaşana kadar onları
birer canavar gibi hayal ettiğini söylu-
yor. Bir kadın gazeteci ise komşusunun
5 yaşındaki çocuğunun hayatta Uk defa
bir Rumla karşılaştığında "Aa, ama bu
insan" diye nasıl saşırdığını yüreği bur-
kularak anlatıyor.
Kıbns Türk halkının bir başka büyük
Kıbnslı Türklerin en büyük korkuları Rumlarla tekrar iç
içe yaşamak zorunda bırakılmak. Türkler, Rumlara
güvenmiyor. KKTC yurttaşlarına göre, banşçı çözümün
yolu Rumlardan olabildiğince uzak durmaktan geçiyor.
şn anki durum ilelebet süremez. Bizler
çözüm istiyoruz, ama bir daha Rumlarla
birlikte yaşamaya . hiçbirimiz yokuz.
Bence Rumlar kendi toprakluında ya-
şamalı, bizler kendi toprmldanmızda.
Burada Rum turistler görmeye katlana-
bilirim, ama sabah evden çıktıgımda bir
Rum komşnmla bnrun bunına gelmek
veya bir Rum bakkaktaB absvenş etmeyi
istemem. Çünkü Rnmlara güvenmiyo-
rum."
Rumlara olan güvensizlik, toplumun
her kesiminde kendisini gösteriyor. Ye-
ni yetişen kuşak ise günün birinde bu gü-
vensizliğin aşılabileceği yönünde en kü-
korkusu, yeniden göç etmek zorunda
kalmak. Adada yaşanan her huzursuz-
lukta, insanlar yerlerini yurtlanm terk
ederek başka topraklara yerleşmek zo-
runda kalmışlar.
Son olarak 1974 yılındaki banş hare-
kâtından sonra güneydeki topraklarını
bırakarak Türk kesimine yerleşen Kıb-
nslı Türklerin hepsi, Rum kesiminde bı-
raktıklanndan çok daha geniş toprakla-
ra kavuşmuş. Şimdi hemen hemen her-
kesin hali vakti yerinde. Ailelerin pek
çoğunun birden fazla otomobüi ve ken-
dine ait evi var. 1974 öncesinde Rumla-
nn tekelinde bulunan işyerlerinde maaşlı
olarak çalışan Türkler, şimdi ticaret ya-
parak para kazanmanın keyfıni yaşıyor-
lar. Kimse kurulu düzenini bırakarak
her şeye yeniden başlamak istemiyor,
çünkü artık kaybedecek çok daha fazla
şeyleri var.
Ancak kendilerinden yalmzca 100
metre uzaklıktaki ülkenin çok daha zen-
gin olduğu gerçeğini herkes kabul edi-
yor. Varillerie belirlenen sınırın ardın-
da, apartman bloklarıyla, geceleri şıkır
şıkır yanan ışıklanyla, geniş yeşil alan-
lanyla bambaşka bir dünya uzanıyor.
Türkler, Rumlarla bir araya gelmeleri
durumunda yeniden ikinci sınıf vatan-
daş muamelesi görmekten korkuyor;
tüccarlar '74 sonrasında kazandıklan
mevzileri koruyamamaktan ürküyor.
llkokul öğretmeni Erdal Knrt, Rum-
larla birlikte yaşamalan halinde Türk gi-
rişimcüerin kısa sürede Rumlar tarafın-
dan yutulacağını ve yeniden ikinci sınıf
haline geleceklerini savunuyor. Kurt'a
göre Rumlarla Türkler arasındaki en
önemli sonın ekonomik eşitsizliktir ve
bütün engeller aşılsa bile bu nedenle hır-
gür çıkacaktır.
Diş hekimi Ahmet Akay ise Kıbns
Türk halkının artık Rumlarla birlikte ya-
şayamayacağını kabullenmekle birlikte,
Rum kesimindeki cazip ekonomik ko-
şullann pek çok kişiye gıjvensizügi unut-
turacağmı, sınırlann açılması durumun-
da binlerce kişinin Rum kesiminde ça-
uşmayı, Rumlardan ahşveriş etmeyi ter-
cih edeceğini düşünüyor.
Dışişleri: "İyi rüyetle bağdaşmıyor"
Aııkara, rapora
tepki gösterdi
Kesintisiz Demolcraside
ANKARA (Cumhuriyet Biı-
rosu) — Birleşmiş Milletler
(BM) Genel Sekreteri Perez de
Cuellar'ın Kıbns raporu, An-
kara'da tepkiyle karşılandı. Dı-
şişleri Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, raporun "BM Ge-
nel Sekreteri'nin iyi niyet göre-
vi ve 649 sayılı Güvenlik Kon-
seyi karan ile bagdaşmayan un-
snrlar ve yanıltıcı bilgiler
içerdigi " beUrtUdi. Açıklama-
da, raporda Kıbns Türk ve
Rum liderlerine farkh sıfatlar-
la atıfta bulunulması "vahim
bir hata ve çelişki" olarak ni-
telendirilerek "Sadece bu hata,
düzeltilmedigi takdirde surecin
devamma olanak vermeyecek
büyuklttktedir" denildi. Açık-
lamada, sorunun dörtlü zirvey-
le çözümü için öncelikle Cuel-
lar'm iyi niyet görevinin teme-
line aykın hatalarının düzeltil-
mesi gerektiği ifade edildi.
Raporda, iki kesim arasında
anlaşmayla kurulacak yeni bir
ortak ve federal devlete ait ol-
ması gereken egemenlik, ba-
gımsızlık ve toprak bütünlüğü
haklannın Rum kesimi yöneti-
mine izafe edildiği kaydedilen
açıklamada, "Adada Kıbns
Rum toplumu kendi kesiminde
ne kadar egemense, Kıbns
Türk toplumu da kendi kesi-
minde aynı ölçüde egemendir.
Yeni bir ortak ve federal dev-
let ancak bu noktadan yola çı-
kılarak kunüabilir" denildi.
BM temsilcilerinin Türk ta-
rafıyla temaslan sırasmda, Kıb-
ns'ta egemenliğin iki toplum-
dan kaynaklandığım kabul et-
tikleri ve bu görüşle çelişkiye
düşecek bir yola sapılmasının
çözüm çabalannı çıkmaza so-
kacağının geçtiğimiz günlerde
BM temsilcilerine hatırlatıldığı
belirtilen açıklamada, raporda
Kıbns Rum tutumunun yansı-
tılmasından kaçınıldığı ifade ,
edüdi. ;
PARÎS
Fransa'da KP'ye
yardun skandalı
Bu ilanın gideri, DSP Samsun İl Merkezi tarafından karşılanmıştır. DEMOKRATİK SOL PARTİ
MİNE SAULNIER
PARİS — Rusya Federasyonu
Cumhuriyeti'nin resmi basın or-
ganı Rossia dergisinin son sa>n-
sında, Sovyet Komünist Partisi
1
nin Fransız Komünist Partisi'ne
1987 yılında toplam 3 milyon
dolarük yardımda bulunduğu-
nun öne sürülmesi, FKP'yi bir
skandalla karşı karşıya getirdi.
FKP, öne sürulen iddiayı "şid-
detle" yalanlarken, iddianın
doğrulanması durumunda FKP
yöneticilerinin 10 ila 20 yıl ha-
pis cezası istemiyle yargılanacağı
bildirildi.
Rusya Federasyonu Cumhuri-
yeti'nin resmi basın organı haf-
talık "Rossia" dergisinin son sa-
yısında Sovyet Komünist Parti-
si'nin Batı ülkelerindeki komü-
nist partilere yılda 20 milyon do-'
lar yardım dağıttığı ileri sürül-
dü. "Rossia" dergisine göre Sov-
yet Komünist Partisi genel mer- •
kezinin boşaltılması sırasmda
ele geçirilen 4 Şubat 1987 tarih
ve NP-51/49 sayılı bir belge, söz i
konusu yıl için "kardeşlik!
fonuna" 17.5 milyon dolar kat-'
kıda bulunmuş, geri kalan 2.5
milyon ise Doğu Bloku komü-
nist-partilerinden sağlanmış. '
25 Şubat 1987 tarih ve NP
54/18 numaralı ikinci belgeye
göre bu fondan Fransız Komü-
nist Partisi'ne 2 milyon dolar,,
Partinin yayın organı L'Huma-
nite gazetesi, 7 ekim tarihli sa-,
yısında FKP'nin gelir ve gıder-,
lerini yayımlayarak Rossia der- •
gisinin ileri surdüğu yardımınj
varhğını "şiddetle" yalanladı.