25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MAYIS 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Sahte Çukıırova senetleri • Ekonomi Servisi — Sahte Çukurova hisse senetleri sorununu çözmek için kurulan Tazmin Fonu Yönetim Kurulu, işlem hacmi üzerinden ödenmesi gereken ek primlerin 28 mayıs pazartesi gününden itibaren borsa paylan ile birlikte tahsiline karar verdi. Bu karar, tazmin fonu yönetmeliğinin 3. maddesi gereğince alındı. Enka'ya rüşvet iddiası • Ekonomi Servisi — Enka Holding'in ABD'deki ortağı Entrade şirketinin Irak'a yaptığı bir tahıl ihracatı dolayısıyla Banco Nazionale del Lavoro'nun Atlanta şubesi eski yöneticilerine rüşvet verdiği yolundaki iddiaları yanıtlayan Enka îdare Meciisi üyesi Engin Bora, ihracat için verilen krediljfrin ABD hükümeti tarafından garanti edilmiş olduğunu söyledi. Bora, ABD'deki Enka'nın ortağı Entrade şirketinin Çin, Polonya, Costa Rica gibi ülkeler de dahil, pek çok Ulkeye tahıl ihracatı yaptığını, ABD Tarım Bakanlığı tarafından soruşturulan rüşvet iddialarının ise Irak'ın özel durumundan kaynaklanmış olabileceğini belirtti. TOBB seçimi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Izmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Halit Şarlak, "TOBB seçimlerinin üzerine hiçbir partinin gölgesi düşmernelidir. Seçimlerde hiçbir partinin baskısı ve ipoteği olmamalıdır" dedi. Halit Şarlak, Odalar Birliği (TOBB) seçimlerinde, kendilerinin oda olarak hangi listeyi tutacaklanna henüz karar vermediklerini, ancak yönetim kurulu seçimlerinde konsey üyelerinin oy kullanmasından yana olduklarını söyledi. Müteahhitlere yeni teşvik • ANKARA (ANKA) — Yurtdışı müteahhitlik, müşavirlik ve mühendislik hizmetleri için verilen teşvik belgelerinin süresi, işin bitimine kadar devam edecek. Resmi Gazete'de yayımlanan hükümet kararına göre daha önce 24 ayla sınırlı kalan ihracat teşvik belgesinin süresi, işin aiındığını belgeleyen sözleşmede belirtilen 'işi bitirme süresi' kadar olacak. Pepsi Cola Hindistan'da • Ekonomi Servisi — Pepsi Cola şirketi, dört yıllık bir mücadeleden sonra Hindistan'da yatırım yapmayı başarabildi. Reuter Ajansı'nın bildirdiğine göre Pepsico ile Hintli Tata Grubu arasında gerçekleşen ortaklık, son yıllarda Hindistan'da gerçekleştirüen ilk büyük yabancı yatınm oldu. Pepsico, yüzde 40 ortak olduğu bu yatırım için dört yıldır uğraşmaktaydı. Yabancı yatırımların kuşkuyla karşılandığı Hindistan'da Pepsi'nin yatınmı 1985'te hükümet tarafından reddedilmiş, daha sonra 20 kez parlamento, 15 kez de hükümet komisyonlannda görüşüldükten sonra kabul ediimişti. Tekstilde ithalat dönemiPamuk fiyatlan iki hafta ıçinde 1500-2000 lira artarak 6 bin 200 liraya kadar tırmandı. İplik fiyatlan 10 bin liranın üzerine çıktı. İplik fiyatlanndaki artış, ham beze yansıdı ve fıyatmı 2 bin 850 liraya yükseltti. Hazır giyim ve konfeksiyoncular fiyat artışlanndan dolayı zor durumda. BARIŞ KUDAR İZMİR — Tekstil sektöründe bunalım urmanıyor. Sezon sonu olması ve Tariş'in Borsa'dan ce- kilmesi sonrası pamuk fiyatlan 6 bin 200 liraya, iplik fiyatlan ise 10 bin liranın üzerine çıktı. tplikçi "raru ederim" gerekçesiyle ihra- catı keserken ithalat hızlandı. Pa- kistan'dan gelen "dampingli" ham bez ise piyasayı sardı. Bu ne- denle Denizli'deki 40 bin dokuraa tezgâhından 15 bini sustu. Sana- yici ve ihracatçılar "sorun enflas- yondan kaynaklamyor" gö- rüşünde. Tekstil sektöründe sıkıntı, zin- cirleme olarak her aşamada etki- sini göstermeye başladı. "Pamuk ühinünde rekolte fazlası var. Dıs piyasa fiyatlan uygun" gerekçe- siyle artmaya başlayan, ihracat sonrası ticaret borsalannda otu- ran pamuk fiyatı son olarak Ta- riş'in "envanler yapacağım" ge- rekçesiyle piyasadan çekilmesi sonrası atağa geçti. tlk hafta için- de yaklasık 1500-2000 lira artan pamuk fiyatı, 6 bin 200 liraya tır- mandı. Buna paralel olarak iplik fıyatlan 10 bin liranın üzerine çık- t!. İplik fiyatlanndaki artış, bu kez ham bez üretiminde maliyeti arttırdı. Hambez fiyatlan da 2 bin 850 liraya tırmandı. Iç piyasada- ki fiyatlann sürekli yükselmesi AT kotası kullanan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçılannı da zor durumda bıraktı. Ege Hazır Giyim ve Konfeksi- yon Ihracatçılan Birliği Başkanı Hüdayi Kurt, "lç piyasadaki ma- liyet arbşlan özellikle üretici ih- racatçıyı zaranna çalışır dunıma getirdi" dedi. AT kotalarını dol- durmak için "bile bile zarara katlandıklarım" vurgulayan Kurt, Pakistan, Hindistan gibi ül- kelerin "dampingli" fiyatlarıyla Avrupa ülkelerindeki pazarlarda paylarını büyük ölçüde arttırdığı- nı söyledi. Pakistan ve Hindistan- ın düşük fiyatla Türkiye piyasa- sına da girdiğini bildiren Kurt, "ÖzclHkle Pakistan geçetı yıl Törkiye'ye sattığı 25railyonraetre hambezi bu yıl daha da yııkanla- ra çekmeye ugraşıyor" diye ko- nuştu. Kurt sözlerini şöyle sürdür- Asıl sorun hayvancılıktaEt boykotu tartışmalan, hayvancılık ve besiciliğin sorunlannı gündeme getirdi. Boykota karşı çıkan taraflar sorunun Türkiye' deki hayvancılığın geri kalmışlığında yattığını ileri sürüyorlar. Et fiyatlanndaki yükselmenin öniine geçebilmek için çeşitli öneriler getiriliyor. Belediye mezbahalarmın teşvik kapsamına alınması, yem fiyatlarının düşürülmesi tavsiyeediliyor. Ekonomi Servisi — Et boyko- tu 5. gününe girerken, boykotun ilk günlerinde et fiyatlan ve ara- cıların haksız ve fahiş kazançlan konusunda ağırlık kazanan tartış- malar, giderek hükümetin hayvan- cılık konusunda uyguladığı poli- tikalar üzerinde yoğunlaşıyor. Bu arada et boykotuyla kimin ya da kimlerin hedeflendiğinin bilinme- mesi ve etin, kolayla karşılaştıra- lamayacak şekilde gereksinim du- yulan bir temel gıda maddesi ol- ması, boykotun yaygınlasmasını olumsuz şekilde etkiliyor. Tarım ve hayvancılık sektörüy- le ilgili kesimler et boykotunu he- def ve yöntenı acısından eleştirir- lerken, üretimde verimliliğe, kre- di faiz oranlannın ve yem fiyatla- rının yüksekliğine ve son alınan teşvik kararlannın yanlışlığına dikkat çekiyorlar. Türkiye Ziraaı Odalan Birliği'nin verilerine gö- re de tartışmanın bu alana çekil- mesi haklılık kdzanıyor. Birligln verilerine göre AT'ye üye 12 ülke- de hayvan başına ortalama 2% ki- lo sığır eti alınabiKrken, bu mik- tar Türkiye'de 140 kilo düzeyindc bulunuyor. Bu verim düşüklüğü de yem ve ürün fiyatlan arasında- ki dengesizlikler ile bakım ve bes- lenme konusundaki bilgi eksiklik- lerine bağlamyor. Et boykotunun üreticiye zarar verebileceğini ileri süren kesimle- rin, yöntem ve zamanlama konu- sundaki eleştirileri sürüyor. Boy- kotun ete değil, satış ve pazarla- ma sistemlerine yönelik olması ge- rektiğini söyleyen Ege Üniversitesi Gıda Muhendisliği Bölümü Et Bi- limdalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sumru Tömek boykotun zararını üreticinin çekeceğiı»i belirtti. Üretici-tüketici arasındaki zincir- de yer aian aracılann ortadan kal- dınlması için ilk etapta Et ve Ba- lık Kurumu ile diğer entegre tesis- lerin devreye sokulmasını öneren Tömek "Üreticiye de, lüketiciye de, milli servef olan iıayvanlara da yaak olacak" dedi. Türkiye İşve- renler Sendikası Genel Sekreteri Kubilay Atasayar da et boykotu- nun politikaya alet edildiğini söy- leyerek "boykot bana haklı gözükmüyor" dedi. Et boykotu- nun Türkiye'yi canlı hayvan ihra- cına yönelteceğini ve bunun da ar- zı azaltarak fiyatlan yükselteceği- ni söyleyen Atasayar et fiyatları- nın çok yakında 20 bin liraya çı- kacağını iddia etti. Türkiye Zira- at Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Gürbüz ise et ve diğer ta- dü: "İç piyasada 2 bin 850 liraya çı- kan hambez fiyatlan Pakistan'- dan 2 bin -2 bin 500 liraya getiri- kn ürünlerle rekabel edemez du- nımageldi. " Izmir Pamuk Mensucat Yöne- ticisi ve Ege Bölgesi İhracatçılar Birliği Başkanlar Kurulu Başka- nı Musttfa Özman ise haıanın "stokln çalışmayan" fabrikalar- da olduğuna işaret ederek "Ser- best piyasa ekonomisi denildi. Herkes ihracat ithalat yapmaya başladı. Bu yiizden de hep gerek- li hammaddeyi istediğim verden isiedigim fiyatla alınm havası yer- leşti. Ancak sezon sonu olunca fi- yatlar tüccann da köriiklemesiy- le normalin üzerine çıktı" dedi. 428 milyon dolorhk cari işlem açtğı SÜTLÜCE — 4 bine yakın İstanbullu kasabm kayıüı olduğu Sütlüce tesisleri kanalıyla lstanbul'un et ihtiyacının yaklasık yüzde 65i karşılanıyor. (Fotograf: Eser Atiila) rım ürünlerindeki pahalılığın uzun vadede demokratik koope- ratifçilikle önlenebileceğini söyle- di. Gürbüz, 1984'te başlatılan pey- nir ithalatıyla stokçu tüccar yeri- ne üreticinin belinin kırıldığını söyleyerek yanlış tanm politikalan sonucu hayvancılığın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı- nı belirtti. Yaklasık bir ay önce çıkan teş- vik yasası uyannca belediye mez- bahalannın teşvik kapsamı dışın- da bırakılmasını eleştiren Izmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakraur da "bu karar belediyele- rin mezbaha gelirlerine indirilmiş bir darbedir" dedi. Son çıkan teş- vik yasasıyla üretici yerine özel kombinalarm teşvik edildiğini söyleyen Izmir Kasaplar Derneği Başkanı Aydıo Mestanlı ise bele- diye mezbahalarmın teşvik kapsa- mına alınmasıyla üreticinin hay- vanını çevre illerdeki özel kombi- nalara götürrnekten kurtulacağı- nı bcürtti. Tanm Orman ve Köyiş- leri Bakanlığı'nı et boykotu konu- sunda suskun kalmakla suçlayan Mestanlı "Hangi kunıluş, hangi demek bu boykota katılıyorsa fa- kir balkın gırtlağını kesmis olur" dedi. Et boykotunu eleştiren Er- zurum Kasaplar Derneği Başkanı Ekrem Ardahanh ise canlı hayvan arzının azlığına dikkat çekerek, pahalılığın Et ve Bahk Kurumu aracılığıyla devlet tarafından ya- ratıldığını söyledi. Et boykotunu destekleyen ke- simlerin saflarında yer alan Türk- tş'in 3. Bölge Temsilcisi Orhan Sorguç ise amaçlarının hüküme- tin yanlış politikalarım protesto etmek olduğunu vurguladı. tşçi- nin zaten et alacak gücü olmadı- ğını söyleyen Sorguç üreticiieri ve kasap esnafını hedef almadıkları- nı söyledi. Çeşitli kesimlerden aldığı des- teğin yanı sıra hayvancılığa olum- suz etkileri nedeniyle tepkilere de maruz kalan et boykotu henuz fi- yatlan etkilemedi. İzmir'de et fi- yatlan 700-1000 lira arasında ye- ni bir zam görürken kasaplara gir- meye utanan tüketicilerin telefon- la sipariş verdikleri görüldü. Ada- na'da ise et satışları yarı yarıya düştü. Bursa'da ise kamu ve özel sektör kuruluşlannda çalışan iş- çiler oğle yemeğinde verilen etli yemekleri yernediler. Erzurum'da ise Et ve Bahk Kurumu'nun kilo başına 500 liralık indirimi büyük ilgi gördu. Kurum yetkilileri talep- lerin tümünü karşılayamadıklannı söylediler. Ankara'da ise, lokantacılar et boykotunu desteklemeye başladı. Ankara Lokantacılar Derneği Başkanı Cahit Doğangir hiç et al- madan boykota katılmalarının mümkün olmadığını belirterek boykotu yemeklerde kullanılan et miktarını azaltarak destekleyecek- lerini söyledi. Halkın büyük bir bölıimünün et boykotundan ha- bersiz olduğu Van'da ise boykotun etkisiz kaldığı gözlendi. Vanlı be- siciler ise vurgunu kasapların vur- duklarını belirterek, besicüik işin- den zarar ettiklerini söylediler. ANKARA (AA) — Türkiye'nin odemeler dengesi bilançosuua gö- re bu yılın ilk iki ayında cari iş- lemler dengesi 428 milyon dolar açık verdi. Geçen yıl ocak-şubat döneminde 253 milyon dolar fazla veren cari işlemler dengesi, 1989 yıh ocak-temmuz döneminden iti- baren ilk defa bu yılın ilk iki ay- lık döneminde açık verdi. Cari işlemler açığı, bu yıl ocak ayında 147 milyon dolar, şubat ayında ise 281 milyon dolar ola- rak gerçekleşti. Geçen yıl ocak ayında 91 milyon dolar açık veren cari işlemler dengesi, şubat ayın- da 344 milyon dolar fazla vermiş- ti. Türkiye'nin dış borç geri öde- meleri bu yılın ilk iki ayında 1 mil- yar 86 milyon dolar olarak gerçek- leşti. Odemeler dengesi bilançosuna göre ocak-şubat döneminde dış borç geri ödemelerinin 649 milyon dolarlık bölümü ana para, 437 milyon dolarlık bölümü de faiz ödemesi şeklinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde ise 672 milyon doları ana para, 433 milyon doları da faiz olmak üze- re toplam 1 milyar 105 milyon do- larlık dış borç ödemesinde bulu- nulmuştu. Yılın ilk iki ayında ayrıea Ulus- lararası Para Fonu'na da 17 mil- yon dolar ödendi. Geçen yıl ocak- şubat döneminde bu rakam 67 milyon dolar olrauştu. Yurtdışında çalışan Türk işçile- rinin getirdiği döviz tutannda bu yılın ilk iki ayında yüzde 6 oranın- da azalma kaydedildi ve 1988'in aynı aylannda 416 milyon dolar olan döviz girişi, bu yıl 392 mil- yon dolara geriledi. öte yandan turizm gelirleri ocak-şubat döneminde 163 milyon dolara ulastı. Geçen yılın aynı dö- neminde 128 milyon dolar olan turizm gelirlerinde yüzde 27.3 ar- tış görüldü. Turizm giderleri ise aynı dö- nemler itibarıyla yüzde 13 oranın- da artarak 69 milyon dolardan 78 milyon dolara yükseldi. tlk iki aydaki fiili yabancı ser- maye girişi net 85 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki yıl ise yabancı sermaye 47 milyon do- lar düzeyindeydi. Bilançoya göre orta ve uzun va- deli kredi kullarumı bir önceki yıla göre yüzde 2 oranında azalmayla 555 milyon dolara geriledi. Geçen yıl ocak-şubat döneminde 568 milyon dolar tutannda orta ve uzun vadeli kredi kullanılmıştı. Dresdner Bank'tan yapılan ve büyük bir bölümü kredi mektup- lu döviz tevdiat hesaplarından oluşan kullanımlar da 54 milyon dolar oldu. tki ayda, kısa vadeli varlıklar 221 milyon dolar azalma gösterir- ken yükümlülüklerde 417 milyon dolar artış kaydedildi. Türkiye'nin dış ticaret açığı bu yılın ilk iki ayında bir önceki yı- lın aynı dönemine göre yüzde 302 artışla 977 milyon dolara ulaştı. Geçen yıl aynı dönemde, dış tica- ret açığı 243 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. EKONOMİ NOTLARI OSMAJN ULAGAY Sorunlar ve Çözümler (3) Bu aralıklı dizinin ilk iki yazısında Hazine yetkililerinin ve DPT Müsteşan Sayın \\\ Tigrel'in görüşlerine yer vermtştik. Gerek Ha- zine'den gerekse DPT Müsteşan Tigrel'den yansıyan görüşler- de, vergi gelirlerinin arttırılmasının Türkiye ekonomisinjn en önemlı sorunlarından biri olduğu vurgulanmıştı. Kamu açıkları- nın kapatılması ve enflasyonun temel nedenlerinden birinin or- tadan kaldırılması için vergi gelirlerini arttırmanın zorunlu oldu- ğu anlaşılıyordu. Bugünkü yazımızda bu konuda Maliye Bakanlığı Gelirler Ge- nel Müdürlüğü, yani Gelir İdaresi'nden yansıyan görüşlere ve önerilere yer verecegız Gelir idaresi yetkilileri her şeyden önce son yıllardaki vergi toplama performansının "başarısız" olarak nitelenemeyeceğini ve vergi tahsılatındaki artışların çoğu kez enflasyonun üzerinde gerçekleştiğini belirtiyorlar. Buna kanıt olarak verdikleri rakam- lar şdyle: vergi tahsilatı Toptan Esya F. Vergi-Fiyat Artışı Artışı (%) Artışı (%) Farkı (%) 1984 1985 1986 1987 1988 1989 22.6 61.4 56.0 51.5 57.2 79.3 52.0 (HDTM) 40.0 (HDTM) 24.6 (HDTM) 48.9 (HDTM) 69.7 (DİE) 68.0 (DİE) —29.4 21.4 31.4 2.6 —12.5 11.3 Enflasyonun anormal sıçramalar yaptığı 1984 ve 1988 yılları dışında, vergi tahsilatındaki artışın enflasyonun üzerinde gerçek- leştiğini belirten Gelir İdaresi yetkilileri, vergi toplamanın devle- te maliyetinin de son derece düşük olduğunu belirtiyor ve şu rakamları veriyorlar: 100 TL. vergi Gelir idaresi Toplamak için Vergi Gelirleri Harcamaları Yapttan Harcama 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990(x) 2.372 a829 5.972 9.051 14.232 25524 43.650 milyar milyar milyar milyar milyar milyar mKyar TL TL TL TL TL TL TL 22 48 86 146 242 468 699 milyar milyar milyar milyar milyar milyar milyar TL TL TL TL TL TL TL 0,92 1.24 1.43 1,61 1.70 133 1,60 TL TL TL TL TL TL TL (x) Bütçe Kanunu rakamları Gelir İdaresi'nin sağladığı verilere göre Türkiye'de vergi top- lamanın maliyeti yüzde 1.6-13 dolayında dolaşırken bu oran OECD ülkelerinde yûzde 2.5'in üzerinde. Hazine'nin yüzde 50 dolayında bir faiz maliyetiyle borçlanarak gelir sağladığı Türki- ye'de Gelir İdaresi daha iyi olanaklara kavuşturulursa, örneğin OECD ülkelerindeki oranlara erişilecek biçimde Gelir idaresi 1 nin olanakları arttırılsa acaba bunun vergi gelirlerine olumlu et- kisi olabilir mi? Gelir İdaresi yetkililerine göre mutlaka olur. Gelir İdaresi ela- manlarının bugün içinde yaşamakta olduğu koşullar ortaya ko- nunca durum daha iyi anlaşılıyor. Belirtildiğıne göre bugünkü koşullarda vergi denetim elemanlarına, ihtiyaçları olan telsızler bile alınamıyor. Üst düzeydeki bir Gelir İdaresi yetkılısınin hafta sonu fazla mesaileri nedeniyle eline geçen para ayda 15 bin li- ra, evet 15 bin lira. Gelir İdaresi yetkililerinin önerdikleri çözüm yalnızca olanak- larla ilgili değil. Asıl sorunun, Gelir İdaresi'nin günün ihtiyaçla- rına cevap vermeyen örgütlenme yapısı olduğunu belirtiyor, asıl reformun bu yapıda yapılması gerektiğini vurguluyorlar. Ortaya konan tablo gerçekten ilginç. Türkiye'de Gelirler Ge- nel Müdürlüğü'nün merkez teşkilatında dolu kadro sayısı 2.234, taşra teşkilatındaki dolu kadro sayısı ise 46.677. İşin ilginç yanı, Gelir İdaresi'nin adeta sahadaki kadrosu olan bu 46 bin 677 ki- şilik kadronun Gelir idaresi'ne değil defterdarlara bağlı olarak görev yapması. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnân Kahveci'ye su- ntrian raporda bu durum ve sakıncaları şöyle belirtilmiş: "Taşra teşkilatının en üst Maliye elemanı defterdar olup, Ge- lirler Genel Müdürlüğü'nün taşrada yer alan vergi dairesi mü- dürlükleri, gelir müdürlükleri, takdir komisyonu başkanlıkları ve vergi kontrol büroları defterdara bağlı olarak görev yapmakta- dır. Dolayısıyla merkezden taşraya gönderilen işler ve verilen ta- limatlar defterdarlar ve yardımcıları vasrtasıyla iletilmektedir. Bu ise işlerin uzamasına ve hizmetin etkinliğinin azalmasına yol aç- maktadır. Zira defterdar, özlük haklan ve hiyerarşik yönden Ge- lirler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olmayıp, Maliye'ye ait tüm taş- ra birimlerınin en üst amiri olarak görev yapmakta, doğal ola- rak bütün konularla ilgilenmek durumunda kalmaktadır. Aslın- da defterdar, bakaniığımız taşra teşkilatının yüzde 60'ına sahip olan Gelirler Genel Müdürlüğü'nün vergiyle ilgili iş ve işlemleri- nin önemli bir kısmıyla ilgilenememek durumunda kalmaktadır..." Söz konusu raporda Gelirler Genel Müdürlüğü'nün 1930lardan kalma Teşkilat Yasası'yla çağdaş vergicilik yapma- ya çalışmasının olanaksızlığı belirtilerek ve OECD ülkelerindeki örgütlenme biçimlerınden örnekler verilerek şöyle deniyor: "OECD ülkelerı içinde bölge teskilatı olmayan tek Gelir İda- resi Türkiye'nindir. OECD ülkelerinde bölge dûzeyinde denetim yapamayan tek Gelir İdaresi Türkiye'nindir. OECD ülkeleri için- de hiyerarşik bütünlüğü olmayan tek Gelir İdaresi yine Türkiye 1 nindir... Geliıier Genel Müdürlüğü, bugünkü yapısıyla sağlıklı hiz- met sunmada zorianmakta ve zaman zaman da haketmediği ten- kitlere maruz kalmaktadır." Bu görüşleri yansıtan Gelir İdaresi yetkilileri, Gelir İdaresi 1 nin merkez ve taşra teşkilatmın modern bir anlayışla yeniden örgütlenmesinin vergi toplama performansının geliştirilmesi açı- sından çok önemli oiduğunu vurguluyorlar. Vergileme konusun- daki genel politik yaklaşım tabii çok önemli, ama mevcut yasal çerçeve içinde uygulamanın etkisini arttıracak bu öneriler de dik- kate deger görünüyor. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 7. bası 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Tiirkocağt Cad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez. KONUSUNDA TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK İHTİSAS FUARI yapı endüstri merkezi ULUSLARARASI YAPI MERKEZLERI BİRLİĞİ |U I C.B ) VE ULUSLARARASI YAPI KONSEYI (C I.B ) UYESI Cumhuriyet Caddesı, 329 80230 Harbıye-İSTANBUL Tel: 147 41 85 (5Hat) Telefaks 141 11 01 Teleks 26026 yema \' p90 fuan26MAYIS-2HAZİRAN 1990 LÜTFİ KIRDAR SPOR SALONU " İSTANBUL SPOR ve SERGİSARAYI" Fuar Alanı Tel: 131 50 01 (3 Hat) Her gün saat 11.00 - 19.00 Giriş: 5.000.- TL. İNŞAAT DEKORASYON TESİSAT ELEKTROTEKNİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle