03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 19 NÎSAN 1990 SEÇİME 4 GÜNKALA KKTC'de muhalefet atağa kalktıPazar günü yapılacak seçim öncesi adayların kampanyaları hızlandı. Rauf Denktaş'ın oylannı istenen düzeye çıkarmak için "adam adama" çalışma yapanların eski cumhurbaşkanına yarardan çok zarar verdikleri öne sürülüyor. tZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — KKTC'de pazar günu ya- pılacak cumhurbaşkanı seçiminde bağıra- sız cumhurbaşkanı adayı tsmail Bozkurt ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Toplum- cu Kurtuluş Partisi (TKP) ve Yeni Doğuş Partisi (YDP)nin desteklediği Demokratik Mücadele Partisi'nin (DMP) ağırlığı gittikçe belirginleşiyor. Bozkurt ve DMP'nin mitingleri şiradiye dek muhalefette görulmeyen coşkunlukta kitlelerce izleniyor. DMP'nin Lefkoşa mi- tinginden sonra Ismail Bozkurt'un Guzel- yurt'taki rnitingi coşkulu topiuluklar sergi- ledi. tktidar yetkilileri Kuzey Kıbns'ın deği- şik bölgelerinde düzenledikleri seçim top- lantılanna ilişkin izlenimlerini aktarırken "Yeniden iktidar olabilmek için çok yogun bir çalışma temposuna girmeleri gerektiği- ni ve bunnn zorunlu oldugunu" kaydedi- yorlar. Kuzey Kıbns'taki kitlelerin belirli kuru- luş ve kişilere duyduğu "öfke" de cumhur- başkanlığımn öteki bağımsız adayı Rauf Denktaş'ın oylannı önemli oranda düşür- raeyi sürdurüyor. Bu arada KKTC seçimlerinde afişleme kampanyasında tutuklamalara yol açan olaylar gerçekleşiyor. Lefkoşa'ya bağlı Gönyeii köyünde önceki salı sabahı DMP yandaşlanyla karşı gruptaki taraftarlar ara- sında çıkan afişleme tartışmasında kavga çıktı. Olaya müdahalede bulunan polis bazı kişileri gözaltına aldı. Kuzey Kıbns'ta oy arttınmı ve seçim pro- pagandası için zaman zaman "adam adama" denebilecek temaslarda bulunulu- yor. Bağımsız aday Denktaş'ın oylannı art- tırmak ve istenen düzeye ulaştırmak için "adam adama" temas kurmaya çalışan ki- şilerin "geçmişte Türk toplamu arasında yarattıklan tepldler" nedeniyle daha da olumsuz sonuçlar yarattıklan "Denktaş'a bir oy getirirken yöz oy kaybcttirdikleri" belirtiliyor. Cumhuriyet Meclisi'nin önceki günkü birleşimi öncesi nde kendisiyle görüşme ola- nağı bulduğumuz DMP Merkez Karar ve Yurütme Kurulu üyesi ve Lefkoşa Millet- vekili Ergun Vehbi, "Kuzey Kıbns'taki ge- lişmelerin iiç p>artinin yaraltığı DMP ola- yından çıktığını, 'halkın hareketi' haline dönüştüğünu" söyledi. Amblemi, "Yumruk" içinde "iiç yaprak- lı yonca" olan bağımsız cumhurbaşkanı adayı İsmail Bozkurl da Türkiye kökenli- lerin çoğunlukta olduğu Karpas yanmadası köylerinde, Yeni Doğuş Partisi (YDP) yan- daşlarından YDP'nin üyelerini serbest bı- rakmasına karşın gördüğu büyük ilgi kar- şısında "Elimizde altın bir fırsat var, rnu- halefet ilk kez UBP ve Denktaş'ı göturecek giiçtedir" açıklamasında bulundu. Karpas'taki seçmenlerden "bo fırsann iyi degerlendirilmesini ve her zaman için bir- likte hareket etmiş olan Denktaş ve L B P - yi oylanyla birlikte götürmelerini" isteyen Bozkurt, "Denktaş'ın Amerika ile İngilte- re'nin kendisini devirmek için başka birini 'alet' olarak aradığı" suçlamalannı da ya- mtla>arak "Benim hiç kimseye alet olma- yacagtmı en başta sayın Denktaş bilir" de- di. Bozkurt, "Denktaş. tngilizin savcuigı- nı yapmış bir kimsedir. Yazdığı kitapta 'Körii köriine İngiliz dostlugu güttiik' di- yen bir kişidir onun için bize yonelttigi suç- lamalan aynen kendisine iade ederiz biz, ancak daha mutlu günler yaşamalan için - tabir caizse- halkımızın aleti olabiliriz" bi- çimınde konuştu. "KKTC'nin yaşayabilmesinin, görevin seçim yoluyla devredilmesi ve karşılıklı say- gıyla mumkun olduğuna" işaret eden Boz- kurt, "Kıbns konusunda endişe edilecek bir yan bulunmadığını, bu konuda anavatan Türkiye ile bir ve bütun olunduğunu ayn bir görüş taşınmadıgını" vurguladı. Bozkurt, "Seçilmesi halinde partilerie meclisin devrede olacagı bir yöntem izleye- ceğini, ulusal bir konsey kurarak davanın parti ve meclisle danışılarak yürutülecegini" açıkladı. Bozkurt ayrıca cumhurbaşkanlı- ğının da yedi yıl süreyle bir kez seçilme ko- şuluna bağlanması gerektiğini kaydetti. Bağımsız aday İsmail Bozkurt, seçim bil- dirgesini de yayımladı: Bozkurt bildirgesini şu ana konularda topladı: 1- Tek adamın kararlan yerine ekip ça- lışması getirilecek. 2- Birleştirici ve parti- lenistü olunacak, 3- Atatürk'ün yurtta ba- nş dünyada barış politikasının savunucu- su olunacak, 4- Kıbns davası içte ve dışta resmi Kıbns tezi doğrultusunda savunula- cak, 5- Atatürk ilkelerinden ödün verilme- yecek, 6- Sayıştay raporlanyla saptanmış meclis raporlanyla açığa çıkan yolsuzluk, usulsüzlük dosyalan adalete teslim edilecek. BATITRAKYA Smır ötesi sancısıYunanistan'da Müslüman-Türk azınlık, bir yandan yönetimin çeşitli alanlardaki insan haklan ihlalleri ve baskılarıyla.bir yandan da kendi içindeki görüş ayrıhklarıyla uğraşıyor. ZAFER ARAPKİRLİ — Öteden mi gelirsin? Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde ya- şayan Müslüman Turk azınlık arasında "anavatan"dan geldiği anlaşılan bizim gi- bilere yöneltilen soruyla başlıyor söze, Hik- met. "Öte" Türkiye, buranın dilinde. "Yukansı" da Federal Almanya. Iskeçe'den (Xanthi) Gümülcine'ye (Ko- motini) giden otobuste tanıştığımız 25 ya- şındaki inşaat demircisi Hikmet, "öte"yi so- ruyor bize. Paranın değerini, havalann na- sıl gittiğini, yağmur yağıp yağmadığını, en yüksek makamda kim oldugunu soruyor. Ev, genç Hikmet'in en önem verdiği ko- nu. Vapurlarda çalışırken çok para biriktir- miş, ama ev alamıyormuş. Yunanlı, mulk sahibi etmiyormuş Türkü. — Kira bile tutmak isteyince mırın kınn ederler. Dudak buker Rum. Bir defasında biri adımı duyunca, başka ad mı yok dedi. Burada yaşıyorsıın, niye Niko, Kosta, Dimit- ri degil adın? Batı Trakyalı Musluman Turk azınlığın bu genç ferdi Hikmet gibı yaklaşık 120 bi- ne ulaşan nüfusunun mülkiyet gibi, eğitim ve kultür gibi, ehliyet alma, seyahat ozgür- luğu gibi birçok derdi, geride bırakılan se- çim kampanyasına kadar gelen son 6 aylık dönemde yeniden yoğun şekilde gundeme geldi. Ancak sorun bunların dile getirıime- siyle bitiyor muydu? Batı Trakya'nın ozellikle Iskeçe ve Gu- mülcine kentlerinde yoğunlaşan Musluman Türk azınlık içinde sorunun çozumune iliş- kin görüş ayrılıklan gerek yerel basın gerek- Kızılordu askeri müdahale istiyor Dış Haberler Servisi — Litvanya buna- lımı büyürken Kızılordu'nun Litvanya'ya askeri müdahalede bulunmak için Gorba- çov'a baskı yaptığı bildirildi. International Herald Tribune gazetesinin Moskova mu- habirinin Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin bir yetkilisine dayanarak bil- dirdiğine göre komutanlar, Litvanya'ya as- keri müdahalede bulunulması için Gorba- çov'a giderek daha ağır baskı yapıyorlar. Merkez Komitesi yetkililerine göre Sov- yet komutanlar, Litvanya'ya askeri müda- halenin planlannı hazırlamış durumdalar. Merkez Komitesi yetkilisi bu planların 1968'de Çekoslovakya'ya yapılan askeri müdahalenin planlannı andırdığını belirt- ti. Plana göre askeri müdahalede de önce Litvanya parlamentosu işgal edilecek, ba- gımsızlık ilan eden liderlik kadrosu görev- den alınacak, sıkıyönetim ilan edilecek ve işbaşına bağımsızlık ilanını geri alacak ye- ni liderler getirilecek. Siyasal gözlemciler, Kızılordu'nun Lit- vanya bunalımına "askeri çözüm" için Gorbaçov'a son zamanlarda baskıyı arttır- dığını belirtiyor ve bu bağlamda geçen hafta Genelkurmay Başkanı Yardımcısı General Vladimir Denisov'un yaptığı açıklamayı arumsatıyorlar. General Denisov, Sovyet İş- çi Sendikalan yayın organı Trud gazetesi- ne verdiği demeçte, "Litvanya liderlerinin izlediği bağımsızlık politikası sadece Baltık cumhuriyetleri ve SSCB'nin güvenliği için değil liım Avrupa'nın güvenliği açısından çok tehlikeli sonuçlan doğurabilir" demişti. segunlûk hayatın her platfonnunda yoğun bir tamşmaya neden oluyor. 8 nisan seçimleri öncesi yapılan kampan- ya döneminde de açığa çıkan bu huzursuz- luk ikı noktada somutlaşıyor. Bir grup Ba- tı Trakya]ı aydının ağzından dile gelen eleş- tirilerin özu şu: — Batı Trakya"daki Türk azınlığa uygu- lanan baskılar Turk-Yunan sorunu olmak- lan çok degişen Avrupa'da ve dünyada bu ailenin "resmen" bir üyesi duramundaki Yunanistan'da bir insan haklan ve demok- rasi sorunudur. Ozellikle 1992'nin tek pa- zannda artık mesele "Lozan platformumın" da ötesi nde bir "insan haklan standardı" platformunda mütalaa edilecektir. Bu çevrelerin en çok üzerinde durdukla- rı konu, Müslüman Türk azınlığın hâlâ "anavatan"ın "aşın" olarak niteledikleri il- gisinden fazlaca medet umması. Bunun en somut orneğini 29 ocakta yaşanan Yunanlı fanatiklerin saldırısı sırasında yaşadıkları- nı anlatan bir Türk azınlık gazetecisi şun- ları anlatıyordu: "Ola>ın ertesi gun. bizim sozde liderler- den bir ses çıkmadı. Yunanislan makamla- n ne/dinde bir girişimde bulunmak akla mı gelmedi hilemiyonım. Neden sonra Gumül- cine müftu naibi tarafından Alina'ya gön- derilen prolesto telgrafına bile karşı çıktı- lar. 'Yetkisi yok' di)ecek kadar ileri gittiler. Buna karşılık çıkıp 'Karanlık bir geceye gi- rivoruz. Bizi bu geceden bir Allah, bir de anavatan Turkiye kurtanr' diye havkırdılar." Turk azınlık içinde liderliği "muhalefet" konumuna duşmuş aydınlardan biri de Dr. İbrahim Onsunoglu. Haziran ve kasım 1989 seçimlerinde Yeni üemokrasi Partisi'nden Gümülcine adayı olmasının bile "Yonanla tşbiriigi" diye karalanmak istendiğinden ya- kınan Onsunoglu, geçen yılın sonunda Ati- na'da düzenlediği ve azınlığın sorunlannı ilk kez en geniş şekilde yabancı basına da yan- sıttığı basın toplantısmda Türk basınından ve Batı Trakya azınlık basınından ilgi gör- mediğinden yakınıyor. Dr. Onsunoglu an- latı>or: "Bizler, bazı liderlerimizin etnpoze etti- ği gibi sürekli bir "anavatan şemsiyesi' ara- >ışından vazgeçmedikçe çözum zor. 29 ocak ola>lanndan sonra 'Turk jetleri ne zaman gelecek?' diye goklere bakacak kadar ileri giden zihniyet, bizi bugünlere getirmiştir. Ben bir yerel Yunan gazetesinde 'Türkiye bu seçimlerde bağımsız aday göstermeyecek- miş' şeklinde bir haber okuyunca ne diye- cegimi şaşırdım. lşte, Yunanistan makam- larına en güçlü kozlan bunlar veriyor. So- runlanmızın bini bir para. Türkiye'nin an- laşmalar çerçevesindeki meşru ilgisini ve gi- rişimlerini bile faydasız kılacak tavıriar içine girenler Turk azınlıga liderlik etmemelidir." Onsunoglu gibi azınlık içinde "farklı makamlanian"çalanlann,hep'kanı listelere' alınmakla, Türki>«'deki mülkleri ve çocuk- larının Türkiye'deki eğitimleri tehlikeye gir- mekle tehdit edildiklerini öne suruyorlar. Şimdi ise Yunanistan Parlamentosu'na bir yerine iki milletvekili göndermiş Müslüman Türk azınlık. gelecekten neler bekliyor? Herkes bunu kendınce yorumlarken, "Ana- vatan sayesinde güneşli günler" umudunda olanlar da var, "çogunlugu Yunanca oku- ma vazma bilmeyen ve haklannın farkına bile vardırılmayan, bilinçsiz bir liderlik ne- deniyle karamsarlık içinde olanlar" da. Azınlığın insan haklan ve hukuk muca- delesinin oturtulacağı lemel ise daha uzun süre tartışılacağa benziyor. SORUNLU TOPLL'M — Batı Trakvalı. tarladaki ürüniınden. «agmayan yağmurdan Irak- tönıne, evine kotacagı bir fazla tuğlava çıkarılan engelden çocuğunun ders kitabına ve son dönemde tırmanan fanatik \ unanlı saldırılarına kadar çok cephede >aşam savaşi ve- riyor. (totograf: Zafer Arapkirii) LİTVANYA Vilnius'tan açık yanıt yokLitvanya Parlamentosu, Başkan Gorbaçov'un geçen cuma verdiği ültimatoma yanıt olarak, Moskova'nın görüşmelere başlamayı kabul etmesi halinde, 1 mayısa kadar yasama faaliyetlerini askıya almayı önerdi. Gorbaçov ise bağımsızlık ilanının geri alınmasım istemişti. Dış Haberler Servisi — Litvanya Par- lamentosu, SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'un geçen cuma günü verdiği ültimatoma yanıt olarak, Moskova'nın görüşmelere baş- lamayı kabul etmesi halinde, 1 mayısa ka- dar yasama faaliyetlerini askıya almayı önerdi. Litvanya Parlamentosu, SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un geçen cuma günu ver- diği ültimatoma yanıt olarak, Moskova'nın görüşmelere başlamayı kabul etmesi halin- de, 1 mayısa kadar yasama faaliyetlerini as- kıya almayı önerdi. Litvanya Parlamentosu'nun dün akşam saatlerinde kabul ettiği bildiride, Sovyetler Birliği'nin başvurma tehdidinde bulundu- ğu *ekonomik zoriama yöntemleri' kınanır- ken, hem Litvanya'nın hem de Sovyetler Birliği'nin çıkarlanna uygun çözümlerin an- cak dıyalog yoluyla bulunabileceği vurgu- landı. Litvanya Parlamentosu'nun bildirisinde, bu diyalog için Litvanya ve SSCB parlamen- toları arasında 1 mayıs tarihine kadar di- yaloğa başlanması koşuluyla, Litvanya Parlamentosu'nun yasama faaliyetlerini as- kıya alacağı bildirildi. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov ile SSCB Başbakanı Nikolay Rijkov tarafından, ge- çen cuma günü Litvanya yönetimine gön- derilen mesajda, Litvanya Parlamentosu'nun, 11 martta ilan ettiği ba- ğımsızlık karannı pekiştirmek amacıyla be- nimsediği yasaları iki gün içinde geri BULGARLARDAN LİTVANYA'YA DESTEK — Bulgarislanda başkent Sofya'da öoceki gun Sovyet elçiH«i önönde Litvanya'nın bağım- sızlığını destekleyen birgösteridüzenlendi. Ögrencilerin çogunlugu oluşturdugugöstericiler, "Komümzmin tekgöcü, silahtır", "Lenin Lit- vanya'ya bağımsızlığını vermişti" yazılı afişler taşıdılar. (Fotoğraf: Reuter) çekmesi istenmiş, aksi takdirde, Moskova- nın bu cumhuriyete sübvansiyonlu olarak sağladığı 'dövizle satılabilir' malların sev- kiyatımn kesileceği bildirilmişti. Litvanya Bakanlar Kurulu, bu mesaja pa- zartesi gecesi verdiği ilk cevapta, Moskova' yı, uygulanacağı tehdidinde bulunulan ekonomik yaptırımlar hakkında aynntılı açıklamalar yapmaya çağırmıştı. Litvanya Parlamentosu dun kabul ettiği Litvanya halkına hitaben ikinci bir bildiri- de de halkı, ekonomik zorluklara hazırlık- lı ve 'kontrolln' olmaya çağırdı. Litvanya yetkilileri, ambargo uygulandı- ğı takdirde alınacak önlemler üzerinde de duruyorlar. Belirli bir program açıklanma- mış olmasına rağmen gerektiğinde doğal- gazın bir bölümünün evlere ve hastanelere aktanlabileceği belirtiliyor. SSCB Petrol Bakanlığı'nın, cumhuriyet- lere petrol ve doğalgaz dağılımını düzenle- yen dairesinin Başkan Yardımcısı Vladimir Tyukov, AA'ya yaptığı açıklamada, dün sabaha kadar kendilerine Litvanya'ya do- ğalgaz ve petrol sevkiyatının kesilmesi için herhangi bir talimat verilmediğini, bu yüz- den de sevkiyatın daha önceden planlandığı şekilde sürdürüldüğünü belirtti. TASS'ın haberine göre Litvanya Parla- mentosu'nda olayı tehdit olarak algılayan- lar ile uzlaşma taraflısı milletvekilleri ara- sında tartışma çıktı. Paniğe kapılan Litvan- yalılar ise sürekli hükümeti ararken gaz stoklamaya başladılar. Benzin istasyonla- nnda ise uzun kuynıklar meydana geldi. Litvanya'da günde 18.5 milyon metreküp doğalgazın 1.1 milyon metreküpü evlerde tüketilmek üzere kullanılıyor. Litvanya Parlamentosu üyesi Runya Kontouteite doğalgaz boru hatlarında ba- sıncın azaldığına dair bir işaret tespit etme- diklerini belirtti. Kontouteite, Mazheıkiai kentinde bulunan ve yüksek oktanlı benzin ihraç eden ana rafıneriye de her zamanki gibi petrol sevkiyatının sUrdüğunü kaydetti. TRTDEAÇIKOTURUM 'Muhalefet rüşvet aldı' haberine yalanlama TRT'nin bu akşam yayımlanacak açıkoturumuna katılan Prof. Erol Manisah, dünkü Günaydın'da kendisine atfen çıkan "Muhalefet rüşvet aldı" şeklindeki sözleri kullanmadığını açıkladı. Dtş Haberler Servisi — Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde seçim kampanyası olanca canlılığıyla sürerken TürkiyVde de Kıbrıs sorunuyla ilgili bazı bilim adamı ve gazetecilerin katıldığı bir açıkoturum yan- kı uyandırdı. Günaydın gazetesinin dunkü sayısında yeralan açıkotunıma ilişkin haber- de, konuşmacılardan Prof. Dr. Erol Mani- salı'nın "Muhalefet riişvet aldı" anlamına gelen sözler söylediği öne sürülurken Prof. Manisah bu haberi "gerçekle ilgisi olmamakla" suçladı. Günaydın gazetesinde dün yer alan ve bu gece TVl'den 21.50'de yayınlanacak olan "Açıkoturnm" programma ilişkin haberde, konuşmacılardan Prof. Manisalı'ya atfen şu ifadelere yer verildi: "Rumlann KKTC'ye yerieştirdikleri Tnı- va atlan çalışmalanm sürdüruyor. Rumla- nn topladrklan paralar Denktaş muhalif- lerine gidiyor. Muhatefetin biıieşmesi Ba- ü'nın emperyalist oynnlannı ortaya çıkart- tı." Haberde başlık olarak da Manisalı'ya at- fen "Muhalefet riişvet aldı" başlığı kul- lanıldı. tstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi öğ- retim üyesi ve her yıl Kuzey Kıbns'ta yapı- lan Girne KonferanslarTnın düzenleyicisi Prof. Erol Manisah, söz konusu haberle il- gili olarak yaptığı basın açıklamasında, ken- disine mal edilen ifadelerin bir yanlış anla- madan kaynaklandığını belirterek TV'de şu sözlere yer verdiğini bildirdi: "Bir süre önce Londra'da Denktaş'ı uyuş- maz bir lider olarak dünya kamuoyunda ta- nıtmak için bir Yunanlı armatörun para yar- dımı yaptığı, bir tngiliz dostum tarafından bana iletildi. Hatta Londra'da bulunan bir ulusiararası anıştırma kuruluşuna (Interna- tional Peace Institute) rapor hazırlanldı. Ra- poru hazırlayan iki İngiliz uzman raponın bir paragrafında Sayın Denktaş'a ithamda bulundu. Toplanan para herhalde bu yöne kanalize edildi." Prof. Manisah, bu sözlerin dışında KKTC'nin iç işlerine kansmak ve muhale- feti kötülemek anlamına gelecek tek keli- me etmediğini de belirterek "Ne rüşvet ke- limesini teleffuz ettim ne de başka bir şey. Ben 16 yıldır Kıbns'a gider gelirim, oranın iç politikasına kanşmak gibi bir akılsızlığı nasıl yapanm. Sadece bazı emperyalist çev- relerin senaryolanndan ve organizasyonla- nndan söz ettim. Sözlerimde ne iktidar ne muhalefet böyle bir şey yok" diye konuştu. Manisah, açıkoturum tamamlandıktan' sonra koridorda bazı gazetecilerle sohbet ederken söylediklerinin yanlış anlaşılmış ol- dugunu kaydetti. Kıbns sorunu ve yaklaşan seçimlerle il- gili açıkotunıma Prof. Manisalı'nın yanı sı-. ra Prof. Mnmtaz Soysal, Dış Politika Ens- titüsü Müdürü Seyfı Tashan ve Altemur Kı- lıç da konuşmacı olarak katıldılar. KKTC'de tepki Bu arada KKTC'de muhalefet partileri TRT'de bu gece verileceği bildirilen açık otunımun yayınının durdurulmasım istedi- ler. Üç partinin desteklediği Demokratik Mücadele Partisi (DMP) tarafından TRT Genel Müdürlüğüne gönderilen bir telgrafta söz konusu yayının "yasadışı bir eylem" ol- duğu ve "KKTC'nin içişlerine müdahale ni- telrgi taşıdığı" savunuldu. DMP tarafından Yüksek Seçim Kurulu'na yapılan resmi baş- vuruda da "Günaydın Gazetesi'nce TRT otnnımundan aktanlan iddialann ahlak ku- rallarına aykın, gerçegi yansıtmayan, tek yanlı. maksatlı ve yurttaşlann oylannı et- kilemeye yönelik" olduğu vurgulandı. DIŞ BASIN/ EbcKcUi öorkgt Gorbaçov'un yeni derdi:K LES ASPİN » Mihail S. Gorbaçov, Litvanya sorununun, Sovyet ordusunun kaygılannı arttırmasın- dan endişelenmekte haklı. Bunun yanı sı- ra, Litvanya'nın bağımsızlığına izin verme- nin, diğer cumhuriyetler için kötu örnek ol- ması tehlikesi de var. Litvanya'run ardından, bütün cumhuriyetler domino taşlan gibi art a^da Sovyetler Birliği'nden ayrılarak Gor- baçov'un iktidarının ve perestroykanın so- na ermesine neden olabilirler. Litvanya sorununun Kızılordu için oluş- turdugu tehdit ciddi boyutlarda. Litvanya- daki bağımsızlık hareketi, Litvanya vatan- daşlarını, 'işgalci' Kızılordu'>-a katılmayı reddederek, oluşturulacak bölgesel savun- ma sistemine katılmaya çağınyor. Cumhur- başkanı Vitautas Landsbergis, cumhuriye- tin kendi sınır savunma biriiklerini oluştur- du ve Sovyet ordusundan kaçan Litvanyalı askerlere kucak açtı. Bu nedenle, Sovyet ordusunun üst düzey yöneticilerinin, Litvanya sorunu konusun- da radikal açıklamalarda bulunmaları şaş- kınhkla karşılanmamalı. Genelkurmay es- ki başkanı ve şimdi Başkan Gorbaçov'un danışmanlığını yapan Mareşal Sergey Ak- romeyev, Gorbaçov Litvanya'nın bağımsız- lık isteğine boyun eğerse, Sovyet halkının bunu hoşgörüyle karşılamayacağını açıkla- dı. Sovyet ordusunda bunalım belirtileri uzun zamandır görülmekteydi. Glasnost, ordudaki huzursuzlukların su yüzüne çıka- bilmesi için gerekli ortamı sağladı. Yüksek rütbeli subaylar, basında orduya yönelik eleştirilerden ve ozellikle Baltık cumhuriyet- lerindeki "ordu karşıtı" faaliyetlerden son derece tedirgin durumdalar. Ordunun ust yönetimi ise şubat ayında yapılan merkez komite toplantısmda ordunun çıkarlannın gözardı edildiğınden yakınıyor. Orta duzeyli subayların da, olumsuz barınma ve beslen- me koşulları konusunda ciddi şikâyetleri var. Genelkurmay Başkanı General Mihail Moiseyev, orduya çağrıldığı halde gitmeyi zılordu'nun huzursuzluğureddedenlerin ve ordudan kaçanların ora- nının yükseldiğine sürekli olarak dikkat çe- kiyor. General Moiseyev'in açıklamasma gö- re, 1989 yüında askerlik çağnsım resmi ola- rak reddedenlerin sayısı 6 bin 500, ki bu ra- kam askere çağnlanların içinde yüzde 0.5 gibi bir oran oluşturuyor. Baltık cumhuri- yetlerinde ve Kafkasya'da bınlerce genç, ay- nlıkçı gösterilerde askere çağrı kâğıtlannı yaktılar. Ordudan kaçmalar giderek artıyor. Ge- neral Moiseyev, mart ayının ilk 10 gunün- de ordudan kaçanların sayısının 1.118 oldu- gunu söylüyor. Bunların yarısından çoğu Kafkasyah askerlerdi. Yaklaşık 500 güven- lik gorevlisi, Azerbaycan'ın başkenti Bakü- deki çatışmalar sırasında silahlanyla birlikte kaçarak Azeri ve Ermeni ordulanna katıl- dılar. Her yıl düzenli biçimde askere alınanlar Sovyet ordusunun yaklaşık olarak üçte iki- sini oluşturuyor. Bunlann yuzde 55'i ise Rus olmayan cumhuriyetlerden geliyor. Bu yüz- de 55'in yaklaşık 35-40'ını, Orta Asya'da ya- şayan Türk kökenli Müslümanlar oluşturu- yor. Genelkuunay başkanlığının açıklama- sına göre, 250 Litvanyalı ordudan firar et- ti. Basın ise bu rakamın daha fazla olabile- ceğini bildiriyor. Litvanyalıların askerlik yapmayı reddetmesine veya ordudan kaçma- sına göz yummak, zincirleme bir etki yara- tarak, ordunun, insan gücu konusunda sı- kıntı içine düşmesine neden olabilir. ABD Merkezi Haber Alma örgütü'nün (CIA) yöneticisi William Webster, Sovyet ordusunun Batı Avrupa için oluşturdugu tehdidin giderek azaldığı görüşünü savunu- yor. Webster, görüşünü Doğu Avrupa'daki değişikliklere dayandınyor. "Doğu Avrupa1 daki komünist yonetimlerin yıkılmasından sonra Sovyetler Birligi, bu eski müttefikle- rinden a&Veri destek bekieyemez" diyor Webster. VVebster'ın değınmedigi konu, Sovyet or- dusunun içindeki kurumsal bunalım. (13 nisan) • Demokrat Les Aspin, ABD Temsilciler Mec- lisi Silahlı Hızmeller Komitesi Başkam'dır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle