Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MART 1990 KULTUR-SANAT CUMHURÎYET/5
Hat sanatçısı Bann anılıyor
• İSTANBUL (AA) — Hat ve cilt sanatçısı, araştırmacı
ve kitap restorasyonu uzmanı Prof. Dr. Emin Bann,
ölümünün ikinci yılı nedeniyle bugün İstanbul'da
anıhyor. Prof. Bann, Milletlerarası Hamburg Kitap
Sergisi'nde "Olimpiyat" adlı kitabı ile birincilik ödülü
(1938), Milletlerarası Brüksel Sergisi'nde "Fatih Divanı"
kitap cildiyle birincilik ödülü (1958), Kültür Bakanlığı'nın
Şükran Ödülü'nü (1983), "Yaz Rahim" adlı hat
tasarımıyla, Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü'nü
kazanmıştı. Türkiye'nin önde gelen hat ve cilt
sanatçılarmdan Prof. Dr. Emin Bann'ın anısına, bugün
ayrıca Yıldız Sarayı Sanat Galerisi'nde bir de hat sergisi
açılacak.
Türk Mıısikisi Dernegi
• Kültür Servisi — İstanbul Belediye Konservatuvan
Türk Musikisi Mezun ve Mensupları Derneği kuruldu.
Aralarında Tulin Korman, Serap Mutlu Akbulut, Tülin
Yakarçelik, Sevinç Tolunay, lncila Bertuğ, Güner
Karabacak, Yurdagül Eroğlu, Gönül Gezmiş, Doç. Dr.
Nezihi Aykut ve Doç. Dr. Ali Rıza Kural gibi
sanatçıların bulunduğu dernek yönetim kurulu üyeleri,
Besiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay'la görüşerek sürekli
bir çalışma merkezinin sağlanması için söz aldılar.
Dernek, Türk musikisi konusunda gerekli araştırma,
inceleme ve yayın yapacak, ayrıca çeşitli konser ve
mazikallerin sahnelenmesinde yapımcı görevler
üstlenecek.
Tolklora Dogru' dergisi
• Kültür Servisi — Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü
yayın organı "Folklora Doğru" dans-müzik-kültür
araştırmaları dergisi iki yıllık bir aradan sonra yeniden
yayımlanmaya başladı. Altı ayda bir çıkacak olan
dergide, "folklor" kelimesinin geleneksel içeriğinin
aşılmasj gerektiği düşüncesiyle kültür araştırmaları ile
dans ve müzik yazılanna yer veriliyor. Folklora Doğru
dergisi hem amatör müzik ve dans çalışmalarına teorik -
pratik katkılarda bulunmak hem de dans ve müzikle
yakından ilgilenenlerle iletişim ve tartışma ortarruru
yaratabilmek amacını taşıyor. Derginin 59. sayısı "Kültür
Araştırmalan" başlığı altında Vladimir Propp'un
"Folklorun Yapısı", L. Lombardi Satriani'nin "Bir
Başkaldırı Kültürü Olarak Folklor" makalelerini ve Eric
J. Hobsbawn'ın "Eşkıyalar" isimli kitabının ilk iki
bölümünü içeriyor. Dansa Dair bölümünü ise Taner
Koçak'ın "Halkoyunları Piyasası: Geçrnişi ve Bugünü
Üzerine Notlar", Mutlu Öztürk'ün "Halkoyunlannda
Kriz ve BÜFK Dans Birimi: Krizden Çıkış İçin Notlar"
isimli yazıları, Cynthia J. Novack'ın "Bedensel Devinim
Kültüreldir" makalesi ve Metin And'ın "Türk Köylü
Dansları" konulu yazılan oluşturuyor.
HJdksinbacT Taksinrde
• Kültür Servisi — İstanbul Devlet Tiyatrosu cumartesi
günleri saat 15.0O'te Faik Ertener'in yönettiği
"Odissinbad" adlı gençlik oyununu Taksim Sahnesi'nde .
sergiliyor. Yunanlı kadın yazar Ksenya Kalogerapulu'nun
oyunu, geçen sezon tstanbul Devlet Tiyatrosu'nda
sergilenmeye başladı. Oyun, aynı dönemde Atina'da, aynı
zamanda bir oyuncu olan yazar Kalogerapulu'nun
tiyatrosunda da oynandı. "Odissinbad", Doğu ve Batı
mitolojilerinin iki önemli kahramanı olan Odysseus ve
Sinbad'ın serüvenlerinin tek bir kahramanda
bütünleştirilmesiyle oluşuyor. Sula Boz tarafından
Türkçeleştirilen oyunun dekorunu Nurettin Özkönü,
kostümlerini Mihriban Oran hazırladı. Odissinbad rolünü
ise Uğur Polat üstleniyor.
Basın Müzesi'nde etkinlikler
• Kültür Servisi — Gazeteciler Cemiyeti - Basın Müzesi
mart ayı etkinlikjeri kapsamında Güler Aras'ın suluboya
resim sergisi, Ml) Güzel Sanatlar Fakültesi yuksek lisans
öğrencilerinin resim sergisi ve fotoğraf sergileri 12 mart -
2 nisan tarihleri arasında izlenebilecek. 15 Mart 1990
tarihinde müze galerilerinden bir salona tiyatro yazan-
gazeteci ve Gazeteciler Cemiyeti kunıcusu Cevat Fehmi
Başkut'un adı verilecek. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü
nedeniyle Cep Tiyatrosu'nda saat 17.00'de Shakespeare'in
"Hamlet" oyunu sahnelenecek. Can Doğan'ın yöneteceği
oyunun müziklerini Berrin Akdeniz hazırladı. Oyunda
Can Başak, Bahtiyar Engin ve Arif Akkaya rol alıyorlar.
Basın Müzesi'nde gelecek aydan başlayarak güzel
sanatlar fakültesine hazırlık kurslan başlayacak. Ayrıca
hızlı okuma ve resim kursu kayıtları da süruyor.
Aziz Nesin günü
• ANKARA (ANKA) — Sanat Kurumu, 19 mart
pazartesi günü "75. Yaşında Aziz Nesin" konulu bir
söyleşi düzenledi. Saat 18.00'de Alman Kültür Merkezi
Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek söyleşiye
konuşmacı olarak Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr.
Hüsnü Göksel, Talip Apaydın, Zeynep Oral ve Muzaffer
îlhan Erdost katılacaklar. Açıhş konuşmasım Imren
Erşen'in yapacağı söyleşi Aziz Nesin'in konuşması ile
sona erecek. Varlık Ozmenek'in yöneteceği söyleşiye
Rüştü Asyalı öykü, Olcay Poyraz şiir, Genco Erkal oyun,
Tolga Çandar ise müzikleriyle katkıda bulunacak.
Bakanlıktan çocuk kitaplan
• ANKARA (AA) — Kültür Bakanhğı, çocuklara
edebiyatı, tarihi ve okumayı sevdirmek amacıyla başta
klasik eserlerin yer alacağı çizgi - roman ve resimli çocuk
kitaplan yayımlayacak. Bakanlığın konuyla ilgili olarak
başlattığı yeni projeye göre 6-14 yaş gruplan arasmdaki
çocuklara yönelik olarak, efsaneleşmiş Türk
kahramanları, Türk edebiyat ve tarihinde isim yapmış
büyükler ile klasik Türk eserleri senaryolar şeklinde
resimleştirilerek yayımlanacak. Kültür Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada, "Her ay 48 sayfalık kitap halinde
yayımlanması düşünülen resimli çocuk kitaplan projesi
için 22 senaryo yazarı ve ressamla irübata geçildi.
Senaryo yazarı Mustafa Necati Sepetçioğlu ile çizimci
Suat Yalaz ile mutabakata vanldı" denildi.
muziK
SEVEMA/ATİLLA DORSAY
1990 ML'ZİK YILI FTRİNLİKLF.Rİ
İSTANBUL BUYİKJEHIR BELEDİY1SI ATATÜRK KİTAPUĞl'nın tşbirüği ile
ZUHAL OLCAY
Cumartesi söyleşüeri
10 MART CUMARTESİ Saat: 14.00-16.00 arası
. Auiuık KıupUğı, Sheralon Otdı arkası. Taksim-Sanyer nunübüs dutağı yanı)
G t R t f L C R E T S İ Z D t R
Yavuz TurguVdan Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni'
Ifeşilçam: Tamam mı, devam ım?Aşk FUmlerinia
Uautalaaaz
Yöaetneni / Senaryo,
Yönetim: Yavuz Turgul /
Görüntü: Orhan Oğuz /
Müzik: Attilâ
özdemiroğlu / Oyuncular:
Şener Şen, Pıtırcık
Akkerman, Aytaç
Yörükaslan, Yavuzer
Çetinkaya, Gül Onat, Arif
Akkaya, Serpil Tamur /
Erler Film yapımı (Emek,
Reks).
Bir medya, bir sanat dalı, bir
iletisim alanı, kendi kendine bak-
mayı öğrendiği zaman olgunlaş-
mış demektir. Bu açıdan, uzun
yülar kendi kendisini konu olarak
almaklan, aynaya bakmaktan
korkan sinemamızın, kimi ilk
adımlardan sonra bu mevsim için-
de 2 fılmle, "FUm Birö" ve "Aşk
Filmlerinin L'nutulmaz \ ouetme-
ni"yle kendisine bakmasını çok
olumlu karşılıyoruz,
Yavuz Turgul, bu filmle
"Mnhsin Bey"de "alaturka
musikimiz" ve de göçup giden
"İstanbul efendiligi" için yaptı-
ğını, "bir zamanlann Yeşilçamı"
için yapmayı deniyor. Sonuç, çe-
şitli nedenlerden "Muhsin Bey"
kadar başanlı değilse de (o fiJmi
aşmak, Turgul için belki de ko-
lay olmayacakj yeterince saygın
ve ilginç.
Turgul'un kahramanı Haşmet
Asilkan, Yeşilçam'a ve onun ken-
dine özgü "aşk filmleri"ne onca
emek vermiş, yüzden fazla film
çevirmiş bir yönetmen. Ama bu
filmleri, seyirciye ulaşmışsa da
belli bir "klik" tarafından hep
horlanmış, hep dışlanmış, "hak-
lannda bir saür bile yaa yaztlma-
mış", hiç ödül fılan da almamış.
Oysa Haşmet Asilkan, her sanatçı
gibi övgüye, takdire, yaptıklannın
ŞENER ŞEN
VE KONUK
OYUNCU
MÜJDE AR
— "Aşk
Filmlerinin
Unutulmaz
Yönetmeni"
adlı filmde
başrolü
üstlenen Şener
Şen,
olağanüstü bir
oyun
çıkanyor.
Yavuz
Turgul'un
yönettiği
"filmde Müjde
Ar da konuk
oyuncu olarak
yer alıyor.
ı Juyma>a "muhtaç".
Bunun için, zamana uyup "tur
degiştinneye", bir "siyasal film"
yapmaya karar veriyor. Bunun
için de zar zor bir yapımcıyi kan-
dınp para buluyor. Ama çekim
başlayınca aksilikler çorap sökü-
ğü gibi gelecek, "zengin babakızla
3 terörisün ilişkisi'ru perdede an-
latmak, hiç de kolay olmayacak-
tu-.
Filmin 2 temel kusüru var: Bir
kez, özellikle "Arabesk" ve bir
ölçüde "Muhsin Bey" deneyim-
lerinden sonıa film gühnece açı-
sından oldukça zayıf kalıyor.
Gerçi filmin "güldünnek" diye
bir amacı hiç yok. Ama seyirci
bunu kavrayıncaya dek oldukça
zaman geçiyor ve filmin ashnda
dramatik olan yapısı, en azından
ilk yarıda genel beklentinin aley-
hıne çalışıyor.
Bir diğer eksiklik (veya öyle
gözüken şey), Tuğrul'un tavnnı,
amacını iyice saptamamış gibi gö-
rünmesi. Eski tarz Yeşilçam'ı mı
eleştirecek ve yönetmerilerin de
her sanatçı gibi kendi kendilerini
yenilemeleri gereğine işaret ede-
cek? Yoksa lam tersine, eskinin
değerlerini mi sav unacak? Ancak
fmalde Turgul'un tavn billurlaşı-
yor. O, eskinin aşk filmlerine, Ye-
şilçam melodramlanna, haklı ola-
rak belli bir nostaljiyle bakmak-
ta, onların bir dönemin kaçınıl-
maz fümleri olduğuna inanmak-
tadır. Elbette yeni şeyler yapılma-
h, yeni şeyler soylenmelidir. Ama
eskiyi tümüyle yadsıyarak veya
yıkmaya kalkarak değil. Hele bir
"aşk filmleri >önetmeni"nin bir
siyasal filme soyunmasımn hiçbir
anlamı yoktur. O, kuşkusuz yap-
mayı en iyi bildiği türü sürdürme-
li, seyircisini "ağlatmayı" dene-
melidir. Ağlamak ve bir film bo-
yunca ağlayarak "boşalmak",
günümüzun gitgide maddileşen
dünyasında bile kitleler için gerek-
li bir tür "tedavi" değil midir?
Yavuz Turgul, kuşkusuz nos-
taljiyi seven bir yönetmen. Geç-
mişın yapayhklar uğruna yadsın-
raası, asıl eleştirdiği... Haşmet
Bey'in duvardaki Ayhan Işık,
Sadri Alışık, Neriman Köksal vb.
resimleri indirip yerine "modenı"
röprodüksiyonlar asması, pikaba
Mozart koyması, Kerime Nadir'-
leri rafın arkalarına sokuşturma-
sı mı onu "çağdaş" yapacak?
Onun yapageldiği aşk filmlerinin
hiç yankı uyandırmamasııu, hep
"dışarda kalmıs" olmasına bağ-
lıyor film... Evet, moda akımla-
ra uymamak, güncelliğin peşine
takıhp gidememek, belli "IdnV'le-
re girememek de başarısızlık ne-
deni olabilir. Ama yaşam sürecek
ve Haşmet Asilkan, yine
"dışarda" kalmayı sürdürse de
bildiği tarzda sinema yapmaya de-
vam edecektir. "Devnmcilik" oy-
namaktan gereken dersi almış ola-
rak...
Turgul'un filminde "bep aşk
filmleri yapılsın", "sinema ken-
di kendini yenilemesin" gibi bir
bildiri sezenlerden degiliz. Turgul,
incelikli bir senaryoyla, Yeşil-
çam'da (ve.her yerde) inanmadı-
ğı şeyleri anlatanlara, yapayhkla-
ra, özentilere sığınanlara veryan-
sın ediyor. Yeşilçam'ın
"kahplan" var dagüncel moda-
ların, akımlann yok mu? Hemen
her sahnesinde belli bir özeni yan-
sıtan, ustaca yazıhp çekilmiş bu
filmi görün. Ve sinemamız üzeri-
ne, onun kendine özgü ve gecmiş-
ten günümUze temelde pek az de-
ğişerek uzanan yapım, çekim, ça-
lışma, uretme koşullan üzerine bi-
raz düşünün... Bu filmde emeği
geçenlerden özellikle olağanüstü
bir oyun veren Şener Şen'i, çok il-
ginç bir yetenek olarak gördüğü-
müz Pıürcık Akkermao'ı, hemen
tüm yardımcı oyuncuları, Orhan
Oguz (goruntü) ve Attilâ Özdemi-
roglu'nu (muzik) kutlamak iste-
riz.
Başkentte
şenlikvar
3. Ankara Film Şenliği
bu akşam açılıyor.
Şenlikte 20 uzun metrajh
62 kısa metrajh film
yarışacak.
ANKARA (Cumbnriyet Bü-
rosa) — 3. Ankara FUm Şenligi
bu akşam Tevfik Başer'in "Yan-
hş Ceunete Hveda" adlı filminin
Kıztlırmak Sineması'nda göste-
rimiyle açılıyor. Mülkiyeliler
Birliği Vakfı, Bilar A.Ş. ve Çan-
kaya Belediyesi'nin ortaklaşa
düzenlediği şenlikte 20 uzun
metrajh, 62 de kısa metrajh film
yarışacak.
Bu yıl şenlik kapsamında
Charlie Chaplin, Luis Bunuel ve
Fritz Lang toplu gösterileri de
düzenlenecek. Şenliğin Türk Si-
nema Tarihinden adlı bölumün-
de ise Metin Erk&an'ın yapıtla-
nna yer verilecek.
Bu yıl verilmesi kararlaştınlan
Emek Odülü'ne yönetmen Me-
tin Erksan, TRT Odülü'ne de
"Keçeain Teri" adlı yapımıyla
Ertugrul Karshoghı değer görul-
düler.
Kısa fıün yarışmasındaki ya-
pıtlar Türk Harb-lş Salonu'nda,
yarışma kapsamındaki uzun
metrajh filmler ise Turk-
Amerikan Derneği'nde gösteri-
lecek. Kızılırmak Sineması ve
Eti Sanat Merkezi'nde de yarış-
ma dışı yabancı filmler izlenebi-
lecek.
Sinema konulu söyleşilerin il-
ki yann yapılacak. İlk söyleşinin
konuğu, "Yanlış Cennete FJve-
da" ve "Kırk Metrekare Alman-
j»"'nın yönetmeni Tevfık Başer.
Ankara Film Şenliği Yanşma-
sı'nda dereceye giren yapıtlar 18
tnart^ünü açıklanacak ve Akün
Sineması'nda düzenlenecek bir
törenle sahiplerine verilecek.
KİRALIK KIZLAR — Yıllar öncesinin seks skandalının ünlü kiralık luzlan Christine Keeler ve Mandy Rice-Davis, -Skandal" filmiyle
geçmişin anıları arasından beliriveriyorlar. Filmde Keeler'ı Joanne Whalley-Kilmer, Rice-Davis'i ise Henry Fonda'nın lorunu. Jane Fon-
da'nın >egeni ve Peter Fonda'nın kızı Bridget Fonda canlandınyor.
Skandallan Batı'dan ödünç aldık, ya demokrasi!
'Skandal'dan demokrasi dersiSkandal (Scandal) / Yönetmen: Michael Caton-Jones
/ Oyuncular: John Hurt, Joanne Whalley-Kilmer,
Bridget Fonda, Ian Mac Kellen, Leslie Phillips, Britt
Ekland / Paramount (UIP) filmi / 110 dakika (Atlas,
Gazi, vb.)
İngiliz toplumu skandallara ah- terdi. Dün gibi arumsıyorum (oy-
şıktır. Kâh bakan metresleri ortaya sa 30 yıla yakın zaman geçmiş).
çıkar, kâh kraliçenin sarayındaki Sosyete doktoru Ward'ın evi, bir
Fransız vodvilinin sahnesi gibiy-
di: Bir kapıdan Rus ataşesi çıkı-
yor, öbüründen İngiliz Savunma
Bakanı giriyor ve hepsi ayru kız-
lann yatağından geçiyordu. Olay-
eşcinseller, majestelerinin nerdeyse
burnunun dibinde âlem yaparlar.
Yüzyıllarm ötesinden gelen don-
muş geleneklerle hızla değişen
çağdaş ahlak değerlerini bir tür-
lü gereğince bağdaştıramamış ol-
manın sonucudur bu...
Ama Profumo skandalı bin be-
lar öğrenildiğinde, gürultü ayy^ı-
ka çıkacak ve Mac Millan'ın mu-
hafazakâr hükümeti düşecekti.
Bu 'skandal'in 30 yıl sonra ya-
pılabilmiş filmi, sinema açısından
pek önemli bir yapıt değilse de ol-
dukça öğretici. Çağdaş demokra-
silerde (üstelik demokrasiyi en
azından birkaç yüzyıldır iyice
özümlemiş olması gereken lngil-
tere'de) olabilecek rezaletler, cin-
sellik, nüfuz ve paranın, sınıfsal
farklann iyice belirgin olduğu bir
toplumda yapabilecekleri, olduk-
ça ilginç. Film, olayların ve kişi-
lerin çokluğu ve ilginçliği karşısuı-
da hangi yönde gelışeceğini zaman
zaman şaşmyorsa da bize en azın-
dan 2 ilginç insan portresi arrna-
ğan ediyor: John Hurt'un nüans-
h oyunuyla belirginleşen, yaşama
ve kadınlara alabildiğine düşkün
'epiküryen' doktor Ward ve Joan-
ne Whalley-Kilmer'in inanılmaz
bir duyarhkla canlandırdığı "ki-
ralık kiz" Christine Keeler. Ha, bir
de ilginç demokrasi dersi var:
Doktorun konuşmakla tehdit ede-
rek polis tahkikaunı örtbas etme-
sini istediği bir hükümet yetkili-
sinin söylediği, "Polis bafcımsudır,
ne olursa olsun ikttdar olarak onu
elkileyemeyiz." "Skandal'Marı
ödunç aldık, (bizde de 'bakan dii-
şiiren kadın'lar olmadı mı..) ama
şu temel demokrasi öğelerini de
Batı'dan ödünç alsak ya?
Steven Soderbergh'in 'Seks Yalanlan'Cannes Şenliği'ndeAltın Palmiye almıştı
Cînsel sorunlar röntgen altındaSeks Yalanlan (Sex, Lies and Videotape) /
Yönetim ve senaryo: Steven Soderbergh / Görüntü:
Walt Lloyd / Müzik: Cliff Martinez / Oyuncular:
James Spader, Andie Mac Dovvell, Peter Gallagher,
Laura San Giacomo / Bir Outlaw Produstions filmi /
100 dakika (Fitaş).
Ruh doktorluğunun en iyi pa-
ra getiren 3-4 meslekten biri sayıl-
dığı, hemen her "orta sınıf raen-
subunun bir psikiyatra abone ol-
duğu, 1960'lann "cinsel devri-
mi"ni ve her türden dışavurumcu-
luğunu yaşadıktan sonra,
1980'leıde siyasetten cinselliğe, her
alanda bir Şeni muhafazakâruk"
akımına teslim olmuş gözüken bir
toplumdan, ABD'den gelen şaşır-
tıcı bir "ilk film". Cannes 1989'da
şok yaratmış ve aldığı Altın Pal-
miye^yi kuşkusuz hak etmiş...
4 genç insan arasında geçen al-
çak düzeyde bir ilişkiler ağı, bir
tür "cinsellik kuarteti." tşinde ba-
şanh, genç, yırtıcı ve seks düşkü-
nü bir avukat, onun oldukça "f ri-
jid", cinsellik denince aklına bir
yığın "çöp" gelen kansı, doyum-
suz kocayı ateşiyle kendisine bağ-
layan ve ablasından her yönden
farkh baldız... Ve işler bu minval-
de sürup giderken birden çıkıp ge-
len, meleksi güzelligi ve sıkılgan
tavırlarıyla iki kadını da oldukça
etkileyen, ama cinsel açıdan hep-
sinden daha sorunlu bir genç
adam: Yıllardu- cinsellikten (yani
cinsel ilişkiden) uzak kalmış, an-
cak video kamerası önünde ko-
nuşmaya ikna ettiği kadınların
cinsel itiraflannı seyrederek doyu-
ma ulaşabilen'...
27 yaşındaki Steven Soder-
bergh'in filmi, çok sınırlı ve sade
mekânlarda çekilmiş, kendinden
emin, yine alabildiğine sade bir si-
nemayla anlatılmış, özellikle mo-
nolog ve diyaloglara dayah, san-
ki TV filmi havasında bir film...
Peki inanılmaz çekiciliği, başta
küçümseyici bir bakışla ilgisiz du-
ran seyirciyi bile eninde sonunda
avcunun içine alabilmesi nereden
kaynaklanıyor?
Sanınm şundan: Film sinema-
nın uzun ve görkemli tarihinde,
belki ilk kez cinselliği böylesine
açık-seçik biçimde perdeye getiri-
yor. Göruntu olarak değil. Bir
"seks filmi", giderek bir erotik
film bile değil bu... Kahramanla-
FARKLI BtR YAKLAŞIM — Steven Soderbergh, 'Seks Yalanlan"
filminde cinsel sorunlara, cinselliğe çok farklı yaklaşım getiriyor.
nn sürekli seks üzerine konuştu-
ğu ve seyirciyi göfsel değiise de
işitsel olarak "şoke etmek" ama-
cı güden filmlerden de değil, tam
olarak: Mike Nicbols'un "tlk
Defa-The Carnal Knowledge" ve-
ya Sinema Günleri'nde gösterilen
Kanada filmi "Amerikan lmpara-
torlugunnn Çöküşü' gibi...
Fiunin cinselliğe yaklaşımı hep-
sinden farklı... Cinselliği insan ki-
şiliğinin en doğal, en tamamlayı-
cı bir öğesi gibi ele alıyor ve dört
kahramamnın kişiliklerini, tü-
müyle cinsellikle sınırlanmış bir
perspektif içinden veriyor. Gerçi
sıradan bir seks filmi de her şeye
bu çerçeveden bakar. Ne var ki
onun amacı göstermektir, seyirci-
ye "röntgen malzemesi" sağla-
maktır. "Seks Yalanlan" ise cin-
selliği temelde yalnızca kişilikleri
çözümleme amacı olarak kullanı-
yor. Ve bundaıı yaü&ıııamaz bir çe-
kicilik doğuyor: Karşınızdaki te-
melde genç, güzel ve sorunlu in-
sanları, bir film boyunca, en giz-
li, en derinde yanlarıyla tanıyor,
en "mahıcm" gizlerine ortak olu-
yor, kendinizi en azından dört ki-
şinin yattığı bir di%
ı
anın başucuna
otunnuş bir "ruh doktoru" gibi
duyumsuyorsunuz.
"Seks Yalanlan", kuşkusuz çok
ilginç bir film... Temelde sorunlu
olan, sorunlu olduklanndan do-
layı neredeyse mutlu ve sorunlu ol-
mayı bir bayrak gibi yüksekte ta-
şıyan bireylerle dolu bir toplum-
dan, Amerika'dan gelmesi ve ruh-
sal irdelemesini (Freud öğretisinin
yadsımayacağı biçimde) cinsellik
tabanına oturtarak yine bu öğre-
tiyi çok benimsemiş, edebiyatının
bile temel taşı yapmış bir Ameri-
ka'yı düşündürmesi, sonuç olarak
filmin evrenselliğmi engellemiyor.
Çünkü cinseilik ve cinsel sorunlar,
ABD'de veya herhangi bir Batı sa-
nayi toplumunda reklam edildiği
biçimde açık olmasa da her top-
lumun, her bireyin sorunu. Bu so-
runların bu denli etkileyici bir sa-
nat yapıtına temel oluşturması ise
şaşırtıcı. Bunca yıldır seksi kulla-
nan, seksten söz eden, seks filmi
çeken, cinsellik somürüsü yapmış
ve yapan sinema sanatında, cinsel-
lik üzerine bir filmin böylesine
"heyecan" verebilmesi ve insaru et-
kilemesi az sürpriz değil!..
M.G. Mayer
satıhyor
• VVASHINGTON (AA)
— Ermeni asıllı Kirk
Kirkoryan'm sahibi olduğu
ünlü film şirketi Metro
Goldwyn Mayer, Italyanlara
satıhyor. UNİTED Aıtists
şirketi ile daha önce
birlcşen ve MGM/UA
olarak anılan şirketin satışı
için 1970'lerden beri
MGM/UA'nm sahibi olan
milyarder işadamı Kirk
Kirkoryjuı'ın, bir ttalyan
şirketi ile 1 milyar dolara
anlaştığı bildirildi.
MGM/UA başkanı olarak
Hollywood'da büyük ilgi
çeken Kirkoryan'm "Ermeni
davası" için de çahştığı
iddia ediliyor.
Utem'den
dergi
• Kültör Servisi —
Uluslararası Türizm Eğıtim
Merkezi UTEM, 2 ayda bir
Medusa Turizm-Sanat
Dergisi'ni yayımlayacak.
UTEM, yayımcılıgın yanı
sıra Galeri Medusa'da 8-22
Mart 1990 tarihleri arasında
1. Levent Kosova Et
Lokantası'nda Bahattin
Odabaşı, Erol Bilgin,
Hasan Kavruk, Hatice
Odabaşı, Ibrahim
Çiftçioğlu, Muzaffer Akyol,
NUgün tnnikçi, Salih Tlıran
ve Selim Karadana'nın
katılacaklan bir karrna
resim sergisi düzenledi.
İTÜ Vakfı'nda
panel
• Kültür Servisi —
tstanbul Teknik Üniversitesi
Vakfı, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü nedeniyle 12
Mart 1990 Pazartesi günü
saat 15.00'te Maçka Sosyal
Tesisleri'nde "Kadının
Toplumdaki Yeri" konulu
bir panel düzenleyecek.
Prof. Dr. Işık Kumbasar'ın
yöneteceği panele
konuşmacı olarak Prof. Dr.
Şahika Yüksel, gazeteci-
mimar Aydın Boysan,
sanatçı Ayla Algan ve
avukat Birsen Yılmazer
katılacaklar.
Galeri adı
degişti
• Kültür Servisi — Yapı
Kredi Kâzım Taşkent-2
Sanat Galerisi'nin adı "Yapı
Kredi Beyoğlu Sanat
Galerisi" olarak değiştirildî.
tlk kez 1988 yıhnda daha
çok sergi olanağı sağlamak
amacıyla açılan galeride,
Tijen Şikar'ın resim sergisi
de açıldı.
Bozkurt'tan
palyaçolar
• Kültür Servisi — Gevher
Bozkurt'un "Palyaçolar-2"
resim sergisi, 8-31 Mart
1990 tarihleri arasında
Nişantaşı Galeri Lebriz'de
açık kalacak. 1948 yıhnda
tstanbul DGSA mezunu
olan Bozkurt, aynı yıl
asistanlık görevini üstlendi.
Zeki Faik îzer'in öğrencisi
olan Gevher Bozkurt, daha
önce 6 kişisel sergi açmıştı.
BUGÜN
• Allen'in filmi İFSAK'ta
saat 19.00'da Woody Allen'in
"Parayı Al ve Kaç" adlı fdmi
gösterilecek.
• Saydam gösteri Faruk
Akbaş'ın "Anadoluyum Ben"
adlı saydam gösterisi saat
19.30'da Boğaziçi Ekin Sanat
Derneği'nde (Ortaköy
Dereboyu Cad. 150/1) yer
alıyor.
• Çiçekoğlu imzalıyor
Bakırköy Belediye
Tiyatrosu'ndaki imza günleri
kapsamında Feride
Çiçekoğlu, saat 14.00-18.00
arası kitaplanru imzalayacak.
• Nur Sürer'le söyleşi
tstanbul Üniversitesi Basın
Yayın Yüksekokulu Sinema
KulübU tarafından
düzenlenen söyleşiler
çerçevesinde, Nur Sürer saat
14.00'te bir söyleşi yapacak.
• 'Resim' üzerine Devrim
Erbil ve Nur Nirven, saat
16.00'daAtatürk
Kitaphğı'nda "Resim"
üzerine söyleşecekler.
• 'Mine'Adıle Naşit
Tiyatrosu'nda saat 2O.3O*da
"Mine" adlı oyun izlenebilir.
BILSAK'TA
BUGÜN
9 Mart Cuma:
19.00 SOHBET: Metin
ERKSAN
19.00 KONFERANS: Haber
Programcüıjı. Ertiirk
YÖNDEM
19.00 TİYATRO: "tst* Baş
İşte Gövde Işte Kanatlar"
Yazan: Sevim BURAK,
Oynayan: BİLSAK
TİYATRO ATÖLYESt
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BtLSAK herkese acıktır.
BİLSAK Sıraselviler, Soğana
Sok. No: 7 CİHANGİR
143 28 79-143 28 99