29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Pencap'ta Sih eylemi: 22 ölü • CHANDIGARH (AA) — Hindislan'ın Pencap eyaletinin Abohar kentinde, aynlıkçı Sih militanlann kalabalık bir alışveriş merkezine düzenledikleri silahiı ve bombalı saldında 22 kişiyi öldürdükleri, 42 kişiyi yaraladıklan bildirildi. Olayda ölenlerin tümünün Hindu olduğu ve çoğunluğunu diikkân sahiplerinin oluşturduğu kaydedildi. Frankfuıt'ta yangın: 11 ölü • FRANKFUKT (AA) — Federal Almanya'nın Frankfurt kentindeki Kore Lokantasmda önceki akşam çıkan yangında 11 kişi öldü. AA muhabirinin edindiği bügiye göre Hafengasse mahallesindeki Kore Lokantasmda yangın çıktı. Yangjnda 11 kişi öldü, 12 kişi de ağır yaralandı. Dom Kilisesi yakııundaki bir binada yer alan Kore Lokantasındaki yangımn çıkış nedeni henüz belirlenemedl Yugoelavya'da 1 Türköldürüldü • BELGRAD <AP) — Yugoslavya sınırından gizlice Italya'ya kaçmaya çalışan bir gnıp Türke Yugoslav sınır görevlilerinin ateş açması sonucu bir Türk vatandaşı öldü bir diğeri de yaralandı. Yugoslav Haber Ajansı Tanjug sınır devriyelerinin Italya'ya kaçmakta olan gruba 6 el ateş ettiklerini ve olayda Ahmet Kara mahmut adlı Türkün öldügünü Cesi Karataş'ın da hafif yaralandığını bildirdi. 22 Şubatta smın geçmeye çalışan 10 kişilik gruptan 6'sının da gözaltına alındığını bildirdi. Yugoslav polisi olayda ölen Karamahmut'un daha önce sınırdan adam kaçırmak suçundan birçok kez gözaltına alındığını bildirdi. BM Genel Sekreteri, görüşmelerdeki çözümsüzlüğün, öze ilişkin olduğunu söyledi Cuellar Kıbrıs raporunu sundu BM Güvenlik Konseyi'ne, Kıbrıs görüşmeleri üzerindeki raporunu sunan BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Denktaş ve Vasiliu'nun olumlu öneriler getirdiklerini ancak bunların görüşülemediğini bunun da temel konulardaki anlaşmazlıktan kaynaklandığını söyledi. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi dün Ge- nel Sekreter Perra de CneUar'ın Kıbns görüşmeleri üzerindeki ra- porunu dinlemek üzere toplandı. Cuellar konseye görüşmeler sıra- sında ortaya çıkan çözümsüzlü- ğün "temel kooulan" kapsadığı- nı, 1977 ve 1979 üst düzey anlaş- malanna uygun bir çözüm için dahi taraflann "hemfikir olup otmadıklmnnın" şüpheli olduğu- nu belirtti. Konseyin kapalı oturumunda Cuellar sırasıyla görüşmelerdeki olaylan aktardı. Taraflara görüş- melerin ük günü yaptığı açılış ko- nuşması ve son günkü kapanış ko- nuşmasını da raporuna ekiedi. Cuellar görüşmeler esnasında KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum toplumu Yorgo Vasflhı tarafından "ohımlu" öne- riler getirildiğini, ancak bunların görüşülemediğini kaydecti. Cuellar Denktaş'ın "toplum" kelimesi üzerinde durduğunu ve herhangi bir metinde "toplunı" yerine "halk" sözcüğünün kulla- nılması gerektiği konusunda ısrar ettiğini vurguladı. Kendi kaderi- ni tayin hakkı ve 1960 Anayasa- sı'nın geçerliliği tartışmalarından sonra ortaya çıkan çözumsüzluğü "bir terminoloji aalaşmazlıgın- dan çok göriişmelerin özine İliş- kin" bir anlaşmazlık olarak nite- lendirdiğini söyledi. Denktaş'ın mektubu Genel Sekreter Denktaş'ın 4 Mart 1990 tarihli mektubunu da raporuna ekiedi. 4 martta yazdı- ğı mektupta Denktaş, Cudlar'ın suçlamalarını cevaplayarak Cuel- lar'ın iyi niyet görevini belirleyen 1975 tarihli 367 sayılı Güvenlik Konseyi karannı nasü yonımladı- ğını ifade ediyor. Denktaş göruşmelerde kendi kaderini tayin hakkı konusunda öne sürdüğu tezin kararla çelişme- diğini belirtiyor. Mektupta Denk- taş her durunıda adadaki Türk ve Rum "halklannın" kendi kade- rini tayin hakkına sahip olduğu- nu, bunu geçmişte kullandıkları- rû, bundan sonra da bir federas- yonun oluşturulması, KKTC'den bir federasyona geçiş karannda kullanacaklarını belirtiyor. Kon- sey karannın "böyle bir hakkı kı- sıtlayıcı nitelikle bir kavramsal çerçeveye sahip olmadığını" be- lirtiyor. Dün Cuellar'ın raporundan sonra Güvenlik Konseyi'nde ön- ce Kanada söz alarak, "Görüşme- lerde orüya çıkan güçlıikler ko- nusunda artık konseyin bir adım alması gerektigini" vurguladı. Ardından Finlandiya bu adımın "yeoi biı karar" olması gerekti- ğini söyledi. Ingiltere yeni karar önerisini destekledi. ABD ise her tarafa çeiilebilecek bir konuşma yaparak, "Dnrnnınn son derece hassas olduğunu, karar konusnn- da acele edilmemesi gerektiğiai" belirtti. Görüşmeler sırasında Sovyetler Bırliğj, Fransa ve Çin hiçbir gö- rüş belirtmedi. Konseyin karar metni üzerinde hafta içinde çalışacağı, hafta ba- şında pazartesi ya da salı günü ka- ran yayımlayaçağı belirtiliyor. Konseyin çıkaracağı kararın 367 sayılı 1975 tarihli karann bir tekrarı olması bekleniyor. Genel sekreterin iyi niyet görevinin de- ğişmeyeceği, vekâletın aynen ka- lacağı kaydedilmekte. 367 sayılı 1975 tarihli Güvenlik Konseyi kararı, "Partikrin Kıb- ns'ın baglanusulıgına, bagırosu- Itgına, toprak biitunlugune karşı hiçbir onyargı sahibi olrnaksızm, adanın başka bir ulkeyle biriigi >a da tumüyle aynmını gütmeksizin bütünlüklü bir anlaşma otuşturul- ması yönünde nüzakerelenie bu- lunmalannı ve bunua için genel sekreterin iyi niyet misyonoBn" sürdürmesini istiyor. Cuellar ken- di kaderini tayin hakkı konusun- daki ısranyla Denktaş'ın bu ka- rara karşı bir tutum aldığını ima ediyor. Konsey Başkanı Demokratik Yemen daimi delegesi AbdaHa Sa- leh Al-Ashlal konsey karar met- ninden sorumlu olacak. Türk dip- iomatlan ise "Konseyden çıkacak hiçbir karar Türk tarafı İçin 1975 tarihli karardan daha ağır olanmı" diyerek konseyin politik adımının Türk tarafını etkileye- meyeceğini iddia ediyorlar. Castro, Nikaragua'ya yardımı durdurdu Latina'nın haberine göre Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, Nikaragua'da yeni bukumetin görevi devralmasından önce bu iilkeye askeri yardımı kesiyor. Castro, Kiibalı kadınlara hitaben yaptığı ko- nuşmada, ABD'nin Nikaragua muhalefel lideri Bayan Violeta Chamorro'yu desteklemekle, bu iilke- de eskisinden çok daha "devrimci" bir ortam yaratnğını savunarak, "Nikaragua, ABD'nin örgütlediği ve silahlandırdığı Contralar, yeni hiikümet ve Sandinistler arasında bir çatışroaya yol açabilecek bir durumla karşı karşıyadır" dedi. Castro, Sandinist hükiimetin seçimleri kaybetmesini, ABÜ'nin Cont- ralara verdigi destege ve Nikaragua'ya uyguladığı ambargonun ekonomik etkilerine bağlayarak, Do- ğu Avnıpa'daki sosyalist rejimJerin çokmesinin de bunda katkısı olduğunu söyledi. 10 nuta Türkiye'de Karel'i seçtik. Digital Research, dünyaca ünlü yazılım ürünlerini şimdi Türk bilgisayar dünyasına sunuyor. Digital Research, yazılım ürünlerini size ulaştırabilmek için Türkiye'de Karel Elektronik Ticaret A.Ş.'yi seçti. Dünyanın en gelişmiş yazılım desteğine ulaşmak istediğinizde Karel'i arayın, Digital Research'ün Türkçe hazırlanmış programlarıyla tanışın. 811 DIGITAL RESEARCH' ANKARA Denktaş'a 'diplomatik' kulis için destek BM Güvenlik Konseyi'nin Moskova, Washington ve Londra'yı devreye sokma olasılığı, Denktaş'ın bu üç başkente yönelik girişimlerini gündeme getiriyor. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) — Kıbns sorununun New York göraşmelerinden sonra gir- diği yeni 'çözümsüzluk süreci"n- de Ankara, üç başkentin alaca- ğı tavırlara büyük önera veriyor. Birleşmij Mületler (BM) Güven- lik Konseyi'nin sorunun çözü- munde Moskova, Washington ve Londra'yı daha fazla devreye so- kacak bir yöntem önermesi olası- lığı KKTC yönetimi ile Türk Dı- şişleri'nic bu 'başkentler nezdinde yeni giriîitnler planlamasına yol açtı. KKTC kaynaklanndan edinilen bilgiye gSre, Kıbrıs Rum yöneti- mi lideri Yorgo Vasiliu'nun New York zirvesinden sonra Washing- ton ve Londra'da yaptığı yoğun te- maslarda aldığı destek, Kuzey Kıbns'ın da yeni bir kulis etkinli- ği içine {irmesi planını kesinleş- tirdi. Bu plan, gerek KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın biz- zat temaslan yoluyla, gerekse el- de bulunan ve yeni hazırlanacak beigelerle Türk tarafmın görüşle- rinin Moskova, Washington ve Londra'ya yeniden iletilmesini ön- görüyor. Ancak KKTC'de seçim dönemine girilecek olması bu ça- balann bir ölçüde aksamasına da yol açabilecek. Bu arada, KKTC Cumhurbaş- kanı Denktaş'ın istifa konusunda- ki karannı da önümüzdeki birkaç gun içinde netleştirip açıklaması bekleniyor. KKTC kaynaklan, Denktaş'ın KKTCde medis ve hü- kumet üyeleriyle göruştükten son- ra alacağı karann, Kıbns konu- sundaki "dış tentas pianı"yla doğ- rudan bağlantılı olacağını belirti- yorlar. Buna göre, 13 mayıstaki genel seçimlerden sonra haziran ayı içinde yapüması beklenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden göreve getirilmesine "kesin" gözüyle bakılan Denktaş, istifa ederek seçimleri mayıs ayı- nın öncesine almayı düşünebilir. Bu durumda, mayıs ayında yeni- den seçildikten sonra dış temasla- rına yeni bir program çerçevesin- de yoğunluk verebilir ve "yeni se- çim kazanmış bir lider olarak dış ülkelerde daha güçlü bir konumda" temas yürütülebilir. KKTCde gerek cumhurbaşkan- hgı, gerekse genel seçimler nede- niyle yaşanacak yoğun kampan- ya döneminde, Türkiye'nin de üç başkent nezdindeki girişimlerde KKTC'ye "arka planda yogun kufiV katkısı vermesi bekleniyor. DUN\ADA BUGUN AIİSİRMEN Çanlar Kimin İçinÇalıyor? Çetin Emeç'in ölümü, gittikçe ivme kazanan otayiar zincirinin yalnızca bir halkası, tıpkı Muammer Aksoy Hoca'nın ölümü gi- bi... Çetin Emeç'i kimin vurduğunu şu anda kestirmek oianaksız ve korkarım ki olayiar olup bitip zincir tamamlanmadan bu ko- nuda kesin bir sonuca varmak olanağı da bulunmayacak, tıpkı daha önceki cinayetlerde olduğu gibi... Arkadaşımız Çetin Emeç'i, laiktık karşıtlan da vurmuş olabi- lırler, laık güçlerle antilaik guçler arasında onulmaz kin tohum- larını ekıp gergınliğı tırmandırmak isteyenler de, Türkiye'yi ka- nştırmaktan medet uman başka iç veya dış guçler de, tıpkı Mu- ammer Aksoy cinayetinde olduğu gibi... Cinayetter arasındaki benzerliği bugünle sınırlı tutmak da zo- runlu degil, 12 Eylül öncesındeki terör ıle bugünkü bırbtrlerine ttpatıp benzıyortar. Ama bugün koşuUar 12 Eylül öncestnoen çok daha değişik, çok daha ağır Türkiye günümüzde ürettiğinden çok üreyen, bir türlü çözüm ve politika üretemeyen, insan mal- zemesinin düzeyi sürekli düşen bir ülke olmanın yanı sıra yeni oluşan dûnyada dış guçler tarafından nereye oturtulacağı, han- gi bölüme yerleştirileceği, nasıl denetlenip zararsız hale getirt- leceğı bilinmeyen, Avrupa'dan dişlanmış, kendisine yeni giysi bt- çilmeye çalışılan bir ülkedir. Türkiye'nin bulunduğu bölge de karışık ve Türkiye'nin iç du- rumu kadar karanlıktır. Ulusal ant ile çizilrmş, Lozan ile tescil edil- miş Türkiye Cumhuriyeti sınırları üzerinde Kürtlerden, Ermeni- ler'den ve Güney komşudan gelen ciddi tartışmalar gündeme sokulmak istenmektedir. Üstelik bu tartışma, tüm Avrupa'daki, hatta Sovyetler Biriiği'mn Asya topraklarırtdaki sınırların gözden geçırılebıleceğı düşüncesinin, Helsinki Sonuç Belgesi'nden 15 yıl sonra su yüzüne çıkmaya başladığı bir döneme rastlatılmak- tadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları gibi, Cumhuriyet Devrimi'nin en temel ilkelerı, demokrasınin onsuz olmazları da başta laiklik olmak üzere ıç ve dış guçler tarafından tartışma konusu edile- bılmektedır. Bütün bu göstergeter, Türkiye'nin 19 Mayıs 1919'da içinde bu- lunduğu durum kadar ağır koşullarla karşı karşıya olduğunu gös- teriyor. Zincirin halkalan iste tam böyle bir anda hızla birbirlerine ek- lenmeye başlryor. Amaç, tek olası kurtuluş yolu olan demokra- tik düzen içinde çözüm arama sınırlarının dışına taşmaktır. Olay- lar, demokrasınin sınırları dışına düşmenin hangı yönde olaca- ğını henüz beliriemiş degildir Bu sının aşma olayı, bir İslam cum- huriyeti biçiminde de olabilir, bir askeri dikta biçiminde de... Her iki durumda da sahnenin önünde anlatılan tüm masalla- ra karşın. Türkiye'nin, dış çıkarlar karşısında daha umarsız, da- ha £>ölünmüş, gücünü bir yöne yöneltmek açısından daha za- yıf, dünya üzerinde daha yalnız olacağı kesindir. İslam cumhuriyetinin Türkiye'de yerleşmesi halinde, Ermeni sorunu, zayıf Türkiye'nin karşısına, ardına tüm Batı kamuoyunu almış olarak bir zalim Müslüman -mazlum Hıristiyan sorunu ola- rak çıkanlabilecektir. Çczümü çağ dışı ve dünya dışı yöntemler- de arayacak bir yönetimin, bu durumda ne Ermeni sorunu ne de öbür sorunlar karşısında yeterli bir etkinliği olacaktır. Kimilerinın özlediği bir askeri diktanın da, tüm askeri diktala- rın bırer birer yıkılmış olduğu, bloklar arasında insan hakları, te- mel özgürlükler ve demokrasi konusunda ortak ölçütlerın olus- ma sürecinin hızlandığı bir dönemde işbaşına gelmesi, Türki- ye'yi aynı umarsızlık ve aynı yalnizlık içine itecektir. Görülüyor kı zincirin halkalan birbirine eklenip tamamlandı- ğında, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar ya- şadığı en büyük tehlikenın göbeğine düşecek, toprak bütünlü- gü, sınırları, hatta bugünkü biçimiyle varlığı büyük bir tehditle karşı karşıya bulunacaktır. Açıkçası, çanlar Türkiye Cumhuriyeti için, yani hepimiz için çalmaktadır. Tehlikenın bu denli yalın, bu denli açık biçimde ortaya çıktığı bir dönemde, Türkiye A'dan Z"ye bir iktidar boşluğunu yaşamak- tadır. Çankaya'da ulusal istenci temsil etmeyen bir kişi oturuyor. Başbakanlık koJtuğunu dokiuran zat hakkında, herhangi bir (Arkası 17. Sayfada) PHBLBPS SOFTONE AMPULÜALIN DÜNYA KUPASIFİNALLERİNİ ROMADA İZLEYİN. Katılma şartlan çok kolay! • 3 Softone am'pul kutusunun üst kapağını kesin. • Adınızı, soyadınızı, adresinizi varsa telefon numaranızı, 3 Softone ampul kapağı ile bir zarfa koyun. • Pbüips Softone P.K. 186 80200 Teşvikiye-İstanbul adresine gönderin. Yolladığınız her 3 Softone ampul kapağı için bir şans numaranız olacaktır. Phılıps Aydınlatma Başvurulannız mutlaka cevaplandırılacak ve noter huzurunda yapılacak kura çekilişinde kazananlar gazetelerde duyurulacaktır. Unutmayın! Son katılma tarihi 25Mayts 1990'dır. Çok kapak yollayın. Daha çok şans numarasına sahip olun. (Philips çaiışanlan bu kampanyaya katılaraazlar) PHILIPS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle