Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 25 MART 1990
L Ö Z G E N T Ü R KE V L I L I K R A P O R U
'Dünya evi'nde dünya savaşlarıÇocukluğumda evdeki kütüphanede
bir kitap dururdu; kalın ciltli,
kapağında "Mahrem Münasebetler" yazan bk kitap. Ve o
kitap her zaman biz çocuklann elinin uzanamayacağı bir
yerdeydi.
Şimdi yıllar geçti, o çok uzak raflarda gizlenen kitap,
raflara indi, masaların üstlerine yayıldı, kısacası gündelik
hayatın içine usulca sokuldu. tki insan arasında var olan,
kendi kurallarını, kendi mantığını getiren ikili ilişkiyi çok
güzel tarifleyen "mahrem" sözcüğü de değişti.
"Mahrem münasebetler", çoktandır mahrem olmaktan
çıkıp her yerde konuşulan, tartışılan, sorgulanan bir konu
oldu. Evlilik, aşk ve bunlann vazgeçümez boyutu
cinsellik, dergilerin, gazetelerin, aydın sofralannın en
önemli konuları arasına girdi.
Sadakatin bir erdem olup olmadıgı, piıriten ahlakın
ikiyuzlülüğü, namus kavramı, erkek iktidannın sorunları,
kadınların cinsel özgürlük arayışlan, seksenli yılların
neredeyse gündemini oluşturdu.
Bütün bnnlar olup biterken Türkiye'de büyük çoğunluk
için değişen ne?
Ben bu çalışmayı yaparken bildik sözleri art arda"
sıralayıp kesin sonuçlara gitmekten, bilgiçlik taslamaktan
özellikle kaçındığımı belirtmek isterim. Her insanın
evlilik, aşk ve hayat üstüne kendi yaşam deneyinden çıkan
kendine ait doğruları vardır.
Evlilik, aşk ve duşlerimiz...
Bütün bunlan birazcık sorgulamak için sanınm bize en
çok yaşanmış olaylar, tanıklıklar, bazı ipuçlan verebilir...
Genel yargılar değil ipuçlan. Böyle düşünüp sokaktaki,
kahvedeki, bardaki insanlara, hiç durmadan özel
yaşamlarına ait sorular sorarken, çok zaman buna
hakkım olmadığını düşünüp sıkıldığım oldu. Çünkü hiç
kimse (çok cesur olanlar dışında) özel yaşamını
sergilemek istemez. Ayrıca bir psikiyatri sandalyesinde
yatmıyorsa ve karşısında ona teybini uzatmış, duygularını
ve düşüncelerini nasıl kullanacağına kesin karar
veremediği biri varsa. özel yaşarn, korumamız gereken en
kutsal alanlardan biridir. Kim kendine bile soyleyemediği
gizlerin binlerce insan tarafından bilinmesini ister? Gene
de her zaman aykınlar ve cesur olanlar vardır.
Şimdi ben bunca bilgiçlik etükten sonra, sözü usulca
duyduğum hikâyelere, bana kendilerini anlatan insanlara
bırakıyorum, ama son bir bilgiçlik yapmadan
duramayacağım: Çoğu kez bana elimde bir teyp, geceleri
gizlice pencereleri gözetleyen biri duygusunu veren bu zor
işte, kadınlann yardımını gördüğümü söylemeliyim.
Onlar hiçbir sakınca duymadan, kendilerinin şu ya da bu
anlamda kullanılabileceklerini bir kez bile akıllarına
getirmeden, her şeyden büyük bir doğallıkla söz ettiler.
Üstelik bunu da yaz, şunu da yaz diye beni
yüreklendirdiler. Pek çoğu adlarını ve fotoğraflarını
kullanmama izin verdiyse de bazı şeyler saklı kalmalı diye
düşünüyorum.
Haksızlık etmemeliyim, erkekler de kimi zaman susarak,
kimi zaman bir iki cümle söyleyerek, kimi zaman da hiç
çekinmeden kendilerini anlattılar. Benimle sorunlarını
paylaşanlara da, paylaşmayanlara da teşekkür ederim.
üene geceyansı olmuştu, yirmi
bir dairelı apartmanda aşağı yu-
karı her üç gecede bir yankılanan
çıglıklar gene duyulmaya başla-
mıştı. Aylardır geceyansı kadın
çığlıklanyla, tokat sesleriyle uya-
nan apartman sakmleri, en çok on
yaşındaki çocuğun çıglıklarına da-
yanamıyorlardı:
"Yapma baba >alvannm, yeter
ölecek arlık. Yeter ölecek..."
O gece çıglıklar her zamankin-
den fazlaydı, dairelerin kapılan te-
ker teker açılmaya başladı; daha
çok orta yaşlı kadın ve erkekler-
den oluşan sabahlıklı, pijamalı bir
kalabalık, çığlıklann geldiği kapı-
nı önunde toplandı. Şaşkın bir
haldeydiler. Ne yapmalan gerekir-
di? Çocuğun yalvaran sesi hiç dur-
muyordu:
"Babacığım, öldünne onu, be-
ni seviyorsan öldurme!"
Çocuğun sesi öylesine dayanıl-
mazdı ki sonunda kalabalıktan bi-
ri kapının zilini çalmaya cesaret
edebildi. Diğerleri geriye çekilip
kapının açılmasını biraz da kor-
kuyla beklemeye başladılar. Az
sonra kapı kırk yaşlarında uygar
görünümlü bir adarn tarafından
açıldı ve adam yüzunde büyük bir
öfke, kalabalığa doğru bağırdı:
"Ne var?"
Kapıyı çalmaya cesaret eden ki-
si, hepsi adına sozcu oldu:
"Sesiniz hepimizi rahatsız edi-
yor. Lütfen kesin artık."
Tam o sırada yüzü gözü kan
içinde genç bir kadın kapıya gel-
di ve "Size ne oluyor, kanşmayın"
diyerek kapıyı oradakilerin yuzü-
ne kapadı. Apartman sakinleri de
içlerinden kadına hak vererek ev-
lerine çekildiler.
Ama o da ne, gürültü bitmiyor-
du, çocuğun bağırmaktan sesi kı-
sılmıştı, inlemesi duyuluyordu. O
zaman genç bir kadın dayanama-
dı, yeniden kapıya toplanan kala-
bauktan da cesaret alarak zili çal-
dı, kapıyı açan adama çok karar-
lı bir sesle, "polis çağıracağını, a>-
nca çocuğu bu gece evine almak
istediğini" söyledi.
tşte asıl şaşılacak olan, bu dav-
ranıştan sonra oldu. Kapının
önünde birikenler birden ikiye ay-
nldılar. "Potts gelmeliydi," "hayır
gelmemeliydi." Tanışma öylesine
büyüdü ki bir tarafın diğerini jur-
nalcilikle suçlamasına kadar
vardı. V- . ^~
Apartmandaki olaya komşular müdahale etmediler, ne de olsa 'kan-koca arasına girilmez'di. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoglu)
Sonunda polis çağnlmadı. Ço-
cuğun sesi iyice kısıldı, adam da-
yak atmaktan yoruidu, gecenin
sessizliğinde sadece kadımn hıçkı-
rıkları kaldı. Evlerin kapılan da
birer ikişer kapandı. Loş koridor-
lara usulca söylenmiş cümleler
sindi.
"Kan koca arasına glrilmez, olur
bo>le şeyler..."
"Kim nereden bilebilir, katil ka-
dar ölen de sucludur."
Ertesi gün tum bu sözleri hakh
çıkanrcasına orta yaşlı karı-
kocanın (adam makine mühendi-
siydi, kadın mali muşavir) şen şak-
rak ahşverişten döndükleri görül-
du. Üç gece sonra da apartman-
da gene çıglıklar. O gecedeu son-
ra kimse kapıya gitmedi.
Ama bir ay sonra toplanan
apartman kurulu, kocası hapiste
olan, çeviri yaparak dört yasında-
ki çocuğuyla birlikte yasamaya ça-
lışan bir genç kadın için "evine gi-
ren çıkan belli olmuyor, eve erkek
ahyor" gerekçesiyle polise başvur-
du ve genç kadımn evden atılma-
sına neden oldu.
O geceyi yaşayan apartman sa-
kinleri arasında ben de vardım,
polise başvurmayı, yardım umma-
yı ters bulduğum halde, en azın-
dan çocuk için, belki bir çözüm
olur diye polise başvurmayı des-
teklemiştım. Gene kocası hapiste-
ki genç kadımn apar topar evden
atılmasını, kimsesiz, yapayalnız
çocuğun elinden tutarak üç beş
parça eşyasıyla apartman sakinle-
rinin soğuk bakışlan arasında
uzaklasmasını çaresizlik içinde iz-
lemiştim.
Apartman sakinleri evlerinin
kapılannı kapatırken çok mutluy-
dular. Aykın olan cezalandınlmış-
olmasın bû küçuk hücre, çogu za-
man kendi kendini tüketerek ya-
şamını surdurur. Veter ki kaoılar
açılmasın..."
O kapıyı aralayıp sokağa çıkan-
lar vardı. Sokak, kanşıklık, her an
yeni bir bilinmezlik demekti. So-
kak, paçaların çamurlanması,
duyguların örselenmesi, özgüve-
nin yitmesi, korkulu bir ormanda
yürümek gibi bir şey...
Ve aralayıp çıktıklan kapılara
geri döndüler...
Yeter ki kapılar açılmasın "Evlilik dediğinde
her şey olur. Kadın, erkek, çocuk şiddetin
her türlüsünü yaşayabilir. Yeter ki, dışandan
bir saldırı olmasın. Bu küçük hücre kendini "
tüketerek yaşamını sürdürür. Yeter ki kapılar
açılmasın"
tı. Büyuk bir şiddetle gerçeklejtir-
mişlerdi bunu. O gece apartman-
da yukselen dayak seslerine, çığ-
lıklara kimse uyanmadı. Şöyle de-
diler, "Evlilik dediğinde her şey
olur. Kadın, erkek, çocuk, şidde-
tin her turlusünü yaşayabilir, sö-
müriinün her biçirni geceriidir. Ve-
ter ki evlerin kapılan açılmasın,
aykınlar, sokaga çıkanlar olma-
sın, Veter ki dışandan bir saldın
"Evet, ben geri dönenlerdenim.
Otuz beş yaşımda, iki yddır bir-
likte yaşadığım kisiyi, bu evi bı-
rakıp çıktığımda, büyük bir öz-
gürlük duygusu hissettim. Bir sar-
hoşluk gibi, yer çekiminin yok ol-
ması gibi. Ve bu, epeyce uzun sür-
du. Bu yeni ben, ben değildim.
Sanki bir tiyatro sahnesindeydim
ve bir oyun oynuyordum. Çevre-
min ilgisi, annemin özeni hoşuma
gidiyordu. Benimle ilgili konuşul-
ması, özel yaşamımı eşe dosta an-
latmak hoşuma gidiyordu. Ben,
gerçekte kendimi sokağa filan at-
mamıştım, güvenli bir kaptan çı-
kıp guvenli olduğunu gene bildi-
ğim bir kaba girivermiştim. An-
nemin yanına gitmiştim, hayır sı-
ğınmamıştım. Eğitimim, iddiala-
nm vardı. Üzerinde yıllarca çaba
harcadığım çalışmalanm vardı.
Aylar geçiyordu, böyle kimlik-
siz dolaşmak, yeniden küçük bir
kız çocuğu olmak hoşuma gidi-
yordu. Oysa kendime surekli ge-
lir getiren bir iş bulmam gereki-
yordu. Bir ev açmam... Yani bana
yeni bir kimlik gerekiyordu ve ben
harekete geçemiyordum. Her gün
birşeylere başlamaya karar veTİyor
az sonra cayıyordum. Sonra bir
gun bir an durup düşündüm, ben
bu yeni kimliği gerçekten istemi-
yordum. Ben sokağa çıkmak iste-
miyordum, sokakta her şeye ken-
dim karar vermek zorundaydım,
bu beni korkutan bir duyguydu;
ben benım adıma karar verilme-
sinin rahatlığına alışmıştım, daha-
sı sevmiştim. Araştırmalarımla
baş başâ, yalnızca sevdiğim dost-
larımla göruserek, yaşamın çok
dışında olmayı seçmiştim. Oysa
yaşam, şimdi tum şiddetiyle kar-
şımdaydı, gene ondan kaçmışıım,
annemin yatağına sığınmıştım.
Ve tabii bir sabah uyandım, di-
ğer güvenli kaba geri döndüm.
Gene guvendiğim sulardaydım,
ama özgüvenimi biraz daha yitir-
miş olarak. Bu beni rahatlatıyor,
bir kabul ediş bu, boyun eğiş, alış-
kanlıkların gucü... Hiçbir zaman
cesur olmadığımı düşunuyordum,
sadece bir şey oğrendim, sahtekâr-
lık yapmamayı, en azından ken-
dime karşı...
Kitaplanma, yaşam tarnma ba-
kıp kolayca bu toplumun şanslı
kişilerinden biri olduğumu söyle-
yebilirsin, şöyle bir kimlik suna-
bilirim sana, burjuva bir ailenın
tek kınyım, kolej eğitimi gordüm,
sosyal bilimler dalında master
yaptım, pek çok kez yurtdışına
çıktım ve hiç doğurmadım; yıllar
sonra bunun acısıru belki duya-
rım, ama ben bencilim. Kocamı
sevip sevmediğimi artık kendime
sormuyorum. Yeniden âşık olup
olmayacağım sorusunu ise çok net
bir şekilde yarutlayabilirim. Ben
hiçbir şeyi göze alamam!'
Neden?
SCRECEK
Borsada 121den vurmanın 12 kııralıABDURRAHMAN YILDIRIM
— 1 —
"Koy parayı cebine, git borsaya, bir koy on
al; on koy yüz al. Yakında bir sünı yeni kâgıl
çıkacak piyasaya, koşeyi dönmek işten degil."
Borsa'da kazanmak gerçekten bu kadar ko-
iay mı? En temel bilgilere sahip olmadan, kâr
ile zararın ikiz kardeş olduğunu düşünmeden,
yurdun dört bir yanından herkes gözünu dik-
miş, hangi ucundan, nasıl yakalasam da ben
de köşeyi dönsem diye borsaya bakıyor.
1Dişinizden, tırnağınızdan
arttırdığınız parayla
borsaya girmeyin. Bır süre
ihtiyaç duymayacağınız
bir parayı kullanın.
Borsa yeni bir döneme giriyor. Yeni bir baş-
kanı, yeni bir binası, yeni elektronik bir siste-
mi olacak. En önemlisi, piyasaya yeni hisse se-
netleri çıkacak. Bazı şirketlerin kamu iştirak-
leri satışa çıkanlacak, kimi şirketler halka açıl-
ma oranlarını arttıracak, kimi bankalar yan-
rımcıları ortak almak üzere harekete geçecek.
den doğan riskler dikkate alınmalıdır.
• Piyasa riski içinde önceden tahmın edile-
meyen birtakım siyasi gelişmeler de yer alır.
Bunun yanında geçerli bir ekonomik nedene
dayanmayan, daha ziyade psikolojik neden-
lerden oluşan etkiler de hisse senedi fiyatlan-
m yükseltir veya duşürür.
10Emirlerinizi yerine
getirmeyen aracı üyeyi ;
değiştirmekte tereddüt !
etmeyin.
• Piyasada yaygın; satışı kolay ve hemen pa-
raya çe%rilebilir hisseler tercih edildiğinde, her-
hangi bir satış olayında ve düşuşte piyasadan,
çıkmak, en az kayıpla kurtulmak şansı yük-
sektir.
11
Borsa'da yatınmcıların umudu alıra satımlann gerçekleştiği"tahtalara'' bağlı. Bu tahtalar üzerinde milyonlar ka>bedebiliyor veya kazanabiliyoriar. (Fotoğraf: Mehmet Demirkaya)
Başlangıç için paranızın
yalnızca bir bölümünü
hisse senedine yatırın.
Senede yatıracağınız
paramn bir bölümünü
çıkacak fırsatlardan
yararlanmak için nakit
olarak tutun.
Bu toz duman içinde, bir yandan beklene-
nin üzerinde büyüyen borsanın, daha kurum-
sal. daha güvenilir bir hale getirilmesine ça-
ba sarf edılirken, bir yandan da "ekonomik
olmayan" bir dizi riske karşı yatınmcırun ko-
runması gerekiyor.
Yatırımcı açısından ise bu toz dumanın ar-
kasında olup biteni görmek, bilgilenmek, uz-
man kuruluşlardan yardım almak ve yardım
istediği kuruluşları denetlemek hayati önem
taşıyor.
Kim satıyor, ne satıyor?
Özelleştırmeyi yuruten Toplu Konut ve Ka-
mu Ortaklığı ldaresi (TKKOİ) önümüzdeki
aydan başlayarak, borsada performansmı ka-
nin taleplerinin karşılanmasına öncelik veri-
lecek. Kamu sektörünün yanı sıra özel sektör-
de, biraz da kamunun teşvik ve zorlamasıyla
1970*11 yıllardan sonra yaygın olarak ikinci kez
halka açılma dönemine hazırlanıyor.
Hisse senedi arzında öncülük edecek kamu
sektörü TKKOİ aracılığıyla, Borsa birinci pa-
zannda işlem gören Arçelik, Bolu Çimento,
Çelik Halat, Çukurova Elektrik, Erdemir, Ke-
pez Elektrik ve Hektaş'taki yaklaşık 3.5 tril-
yon liralık iştirak hissesinin satışına nisan ayı-
nın ilk haftasında başlanacak. Toplu Konut
ve Kamu Ortaklığı tdaresi'nden (TKKOİ) alı-
nan bilgiye göre, İş Bankası'nın 459 mekani-
ze şubesinde tum yurt dilzeyinde satışa çıkar-
tılacak hisseler, Borsa'nın bulunduğu İstan-
bul'da da beş ayrı merkezden yapılacak. Sa-
tışlarda 250 bin liraya kadar olan talepleri bi-
yüzde 10"u da yöre halkımn talebine sunula-
cak. Petkim'e 7 trilyon lira dolayında değer bi-
çilmiş durumda.
KİT'lerin holding ve anonim şirkete dönüş-
türülerek özelleştirilmesini öngören ve Bakan-
lar Kurulu'na sunulan kanun hükmundeki ka-
5
4
3Kendinize,
güvenebileceğiniz bir aracı
üye bulun.
nıtlamış en i>i kâğıtların da aralarında bulun-
duğu ve piyasa değeri 3.5 trilyon lira dolayın-
daki kamu iştiraklerinin hisselerini satışa çı-
kartıyor. Satışlarda kuçük tasarruf sahipleri-
Değişik hisselere ve
değişik sektörlere yatırım
yaparak riski dağıtın.
le, herhangi bir sınırlama ile karşılaşmadan
yerine getirilecek. Bu iştirak hisselerinin ol-
dukça makul fıyatiardan satışa çıkanlacak ol-
ması, bu hisselerin satış sonıası Borsa'da prim
yapma potansiyelini arttınyor. TKKOt'nin bu
hisselerde piyasa yapıcı (market maker) olması
da yatınmcılan spekulatif olaylardan koruma
açısından bir güvence oluşturuyor.
iştirak hisselerinden hemen sonra blok sa-
tış ve halka arz yöntemiyle tpragaz, Mardin,
Ünye. Konya \e Adana çimento fabrikalan-
nın satışı gerçekleştirilecek. Konya Çimento"
Fabrıkası tamamıyla halka arz olunacak. Bun-
lar da Iş Barl^ası aracılığı>la tüm yurt düze-
yinde satışa çıkartılacak.
Türkiye'nin en buyük ve en kârlı KlT'lerin-
den Petkim'in hisselerinin bir bölümu de ha-
ziran ayının ikinci yarısında Borsa'da satışa
çıkanlacak. Petkim'in yuzde S'i çahşanların.
Yatırım yapacağınız
şirketleri yakından izleyin.
Anlamadığınız gelişmeler
için yatırımcınıza danışm.
rarname tasartsına göre, bağımsız dış denetim
kuruluşlannın zorunlu incelemesinden geçtik-
ten sonra KtT'ler Borsa'ya kote olacaklar ve
hisseleri Borsa'da satışa sunulacak. Bu KİT'-
lerin yüzde 5'i çalışanlara, yüzde 10'u da bu-
lundukları ildeki yöre halkına, satış tarihin-
den itibaren 6 ay içinde nominal değeri üze-
rinden sunulacak. Bu altı ayhk süre sonunda
SPK şartlarını yenne getirenler, hisselerini
İMKB'ye kote ettirip halka arz edebilecekler.
Arzın özel sektör cephesinde gelişmeler ise
Net Holding, Okan Holding'in yeni bazı şir-
ketlerinin de halka açılması ve Borsa'daki
mevcut şirketlerin onemli oranlarda sermaye
6Yaygın, satışı kolay
hisseler seçildiğinde,
fiyatların hızlı düşme
eğilimine girmesi halinde,
eldekileri paraya çevirmek
daha kolay olacaktır.
arttırımlarına gıtmesi şeklinde olacak. Serma-
ye arttıracak şirketler arasında Akçimento,
Anadolu Cam, Döktaş, Çukurova Elektrik,
lzocam, Kartonsan, Koytaş, Otosan ve PEG
Profilo bulunuyor.
Finansbank'la başlayan bankaların halka
açılması asaması ise tktisat Bankası ile süre-
cek ve ardından Yapı Kredi Bankası ve İş Ban-
kası'nın halka açıklık oranlarını arttırması ge-
lecek. Hazine ise, bankaları özkaynaklannı
arttırmalan için sermaye piyasasına yönelmeye
zorluyor ve hem kendi sermayelerini hem de
iştiraklerini halka açmasını istiyor. Hazine
boylelikle 1989 yılında yasalaşan sermaye ye-
terhligi rasyosuna bankaların ulaşmalarıru he-
defliyor.
Bir yandan kamu sektörünün yaygın hisse
senedi satışına hazırlanması, bir yandan da
özel sektörun halka açılma hazırlığı içine gir-
mesi iyi düzenlenmemiş ve pek çok eksikliği
bulunan bu piyasada, nasıl yatınm yapılması
ranızm daha büyük bölümünü hisse senetle-
rine kaydınn.
• Borsa aracı üyenize, belli bir fiyattan (li-
mitli) hisse senedi almasını isteme hakkınız
bulunmasına karşılık, bugünkü ortamda bu-
nun pek geçerliliği bulunrauyor. Aracı uyele-
rin büyük çoğunluğu müşterilerin limitli emir-
8
7En iyi fiyatı bulmak için
beklemeyın. Yatınmcıların
ancak yüzde 2'si en iyi
fiyattan alım-satım
yapabiliyor.
gerektiğini de gundeme getiriyor. Özellikle his-
se senedi kulturünün eksikliği ve aracı üyele-
rin yetersizliği, "saglıklı ve güvenli" yatınmm
önemini daha da arttınyor.
Piyasa uzmanlarından, aracı üyelerden ve
gerçek yatmmcılardan derlediğimiz bilgilere
göre, borsada iyi bir yatınmın püf noktaları-
nı şöyle sıralamak mümkün:
• Öncelikle piyasayı izleyin, şirketler, aıacı
uyeler ve sektorlerdeki gelişim hakkında bil-
gi edinin. Sonra ihtiyacınız olmayan rahat bir
para ile güvenebileceğiniz bir aracı üye ile
(banka, banker veya borsa komisyoncusu) ça-
lışmaya başlaym. Başlangıçta paranızın tumü-
nü değil, bir bölümünü hisse senedine yatırın.
Deneyım kazandıkça piyasayı tanıdıkça, pa-
Portföyünüze aldığınız
hisseleri sık sık
değiştirmeyin.
lerini "Bu fiyattan alınmaz" diyerek geri çevi-
riyorlar. Fiyat konusundaki seçimi, araa üye-
nize bırakmak zorunda kalabilirsiniz. Eğer
hisse alırken en yüksek fiyattan, satarken de
en düşük fiyattan işlem yapılıyorsa ve bu sık
sık tekrarlanıyorsa, aracı üyenizi uyann, so-
nuç alamazsanız, daha iyi şartlarla çalışabi-
leceğiniz bir aracı üye arayın.
• Onunuze çıkabilecek tırsatları değerlen-
dirmek için paıanızın belli bir bölumünu (ge-
nellikle yüzde 10) likit tutun•
• Paranızın tümünü bir hisseye veya bir sek-
töre bağlamak yerine, değişik hisselere ve de-
ğişik sektörlere yatırım yaparak riski yayın.
• Hisse senedi yaıırımında, değer artışı, ser-
maye arttırımı yoluyla elde edilen yeni hisse-
lerden doğan kazanç, kâr payı, fiyat-kazanç
Borsa sizi ürküttüyse,
tanıdıklarınızla bir yatırım
kulübü oluşturun veya
yatırım fonlarına yönelin.
• Yatınm yapılan hisse senedi kadar, alım
ve satım zamanı da önemlidir. Genel kural
olarak hisseler düşerken veya fıyat düşükken
alınır, yükselirken veya fiyat yüksekken satı-
lır. Burada en iyi fiyatı bulmak için beklemek
de hatalı olabilir. En iyi fiyattan alım-satım
yapanlarm oranının sadece "yüzde 2" oldu-
ğu dikkate alınırsa, izlenebilecek en iyi yol,
alım veya satımın birkaç kerede yapılmasıdır.
Alım-satım zamanlarının belirlenmesinde fi-
yat grafikleri i>i bir yol gösterici olabilir.
• Portföyünuze aldığınız hisseleri sık sık de-
ğiştirmeyin. Fiyatı düştüğünde elden çıkardı-
ğınız hisselerin kısa bir sure sonra yeniden
yükseldiğini görebilirsiniz. Kısa süreli dalga-
lanmalarda portföyünuzü bozmaz ve sabırlı
9Grup psikolojisinden
kaçının. Herkes alırken
satmayı, herkes satarken
almayı öğrenin.
katsayısı ile yatırım riski de dikkate alınmalı-
dır. Faiz oranlarının ve enflasyonun yuksel-
mesi, ekonomideki durgunluk, şirketin linan-
sal durumu, faaliyet alanı ve şirket yonelimin-
Bunu da
yapamayacaksamz,
özelleştirmeyi bekleyin.
olursanız, hisse senetlerini iyi seçmek şartıy-
la uzun vadede kazançlı çıkarsınız.
• Grup psikolojisinden kaçının. Herkes alır-
ken satabiimenin ve herkes satarken alabilme-
nin borsalarda iyi para kazandırdığı kabul
ediliyor.
• Bütun bunlan yapamadıysanız, tanıdık-|
larınızla (10-15 kişi) bir yatırım kulübü oluş-'
turun ya da tanıdıklannızın yatınm kulubu-
ne girin. Hisse senedi ağırlıklı olarak kurulan
bankaların yatınm fonlan da iyi bir alterna-'
tif olabilir.
• Butün bunlan gerçeklestiremeyecekseııiz,
özelleştirmeyi bekleyip, banka şubelerinden
hisse senedi alabilirsinız.