04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
FCUMHURİYET/10 HABERLER 22 MART1990 P A R T I L E R D E N Kapatılan Hazine'ye intikal eden mal varlıklannın ıadesi için hazırladığı yasa önerisini dün TBMM Başkanlığı'na sundu. Genel Başkan Erdal tnönü, Muğla Mületvekili Musa Gökbel ve Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz tarafından (hazırlanan önerinin gerekçesınde, 1982 Anayasası'nın 68. maddesinde, daha önceki anayasalarda da olduğu üzere, "Siyasi partiler ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlandır" hükmüne yer verildiğine dikkat çekildi. Devletin ve cumhuriyetin devamlıhğı kadar, demokrasinin ve siyasi partilerin devamlılığının da esas ve tartışılmaz olduğuna değinildi. Atalay ş^,S.y, îtalyan Sosyalist Partisi'nin davetlisi olarak itaJya'ya gitti. Fuat Atalay, 22-25 mart tarihleri arasında îtalya'nın Remini Jcentinde yapıJacak olan Sosyaüst Parti Kunıltayı'na katılacak. (Ankara/UBA) Kadın komisvomı S H P Şişü tlçesi Kadm J Y 4 U 1 1 1 J S A J l l l i a y U l l UK o m jS yonu "Parti içi eğitim ve kadın örgütlenme modelleri"nin tartışılacağı bir toplantj düzenJedi. Bugün saat 13.OO'te ilçe merkezinde yapılacak toplantının açış konuşmasını ilçe başkanı Fikri Yılmaz yapacak. SHP Şişü ilçesi kadın komisyonu başkanı Mediha Sönmez'in yöneteceği toplantıda kapatılan CHP'nin senatörlerinden Solmaz Belül, "CHP Kadın Koüarı'nın çalışmaları"nı, SHP eski PM iiyesi Ayla Akbal da "lsveç Sosyal Demokrat Partisi'ndeki parti içi eğitim ve kadınJara yönelik çalışmalan" anlatacak. D S P ' s t a ı > b u l j l v e ü & k o n g r e ıe rinin hazırlığı sürerken, örgütteki huzursuzluk da katlanarak büyüyor. Kendilerini "DSP'yi güçlendirmeye kararlı DSPIiler" diye tanıtan parti içi muhalefet, mahalle delege I seçimlerinin üyelerin haberi olmadan, listeler askıya çıkanlmadan, "kapalı kapılar ardında" yapıldığını öne sürüyorlar. ll ı Başkanı Mehmet Sevingen "her şeyin tttzüğe uygun yapıldığıru" belirtirken Beşiktaş ilçesinin atama yönetimı de "ilçemizde kayıtlı üyelerin tamamının katılacağı demokratik kongre için bize izin vermeyen il yönetiminin tüzüğe aykırı karannı protesto ediyoruz" diyerek toptan istifa etti. Bu arada DSP fstanbul ii ve ilçe kongrelerinin tarihleri de belirlendi. Delege seçimlerinin tamamlanmasından sonra ilçe kongreleri baslayacak. tl Başkanı Sevingen kongrelerin 15 nisana kadar biteceğini, daha sonra da il kongresinin yapıiacağım söyledi. (lç Politika Servisi) Dalan'a DYP'den davetgj™™ Genel Başkan yardımcılanndan Selahattin Kılıç, Türkjye'nin siyasi yelpazesinde boşluk olmadığını söyledi. "özal dışında herkese DYP'nin kapıları açıktır" diyen Kılıç, Merkez Demokrat Parti Kurucu Başkanı Bedrettin Dalan, siyaset yoluyla Türkiye'ye hizmet etmek istiyorsa onu da DYP'ye bekliyoruz" dedi. Kılıç şöyle devam etti. "Çünkü partisinin başarı şansı yoktur. Bu, kendisinin kişiliğinden kaynaklanan bir olay değildir. Sadece sağda yeni bir partiye ihtiyaç yoktur. ANAP'ı kaldınp yerine geçemeyecektir. Çünkü ANAP gittiğinde yerine geçecek parti bellidir. (Ankara/UBA) P A R L A M E N T O ' D A N .lVlıJ.r\ Horzum otayun araştırmak üzere oluşturulan TBMM Komisyonu'nda dün de Güneş gazetesi temsilcisi Yazar Lfluç Gürkan dınlendi. Gürkan'm, Horzum olayı ile Kaya Erdem'in Başbakan YardımcılığVndan istifasma yol açan gelişmelerin ilişkisi konusunda bilfd verdiği öjrrenildi. • PişmanJık Yasası suresımn bir yıl daha uzatılmasına ilislun tasan. TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Genel kurulda söz alan Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, bugüne kadar yapılan itiraflann yüzde 50'sinin dogru çıkmadığını belirterek "Türkiye'nin terörle ilgili büyük meselesi vardır. Bu kanun bir tek Çetin Emeç ve Muammer Aksoy'un katillerini yakalamak için bile netice verse müspettir" dedi. • Damştay Yasas'nda değişiklik yapan yasa tasarısırun TBMM'de görüşülmesine başlandı. Genel kurulda karar yeter sayısının olmadığı gerekçesiyle görüşmelere son verildü. Tasan, sırası geldiğinde genel kurulda tekrar görüşülecek. • TBMM'de bugün 10/37 numaralı Araştırma Komisyonu, Anayasa ve Adalet Karma Kpmisyonu, Saflık ve Sosyal tşler Komisyonu toplantıian gerçekleştirilecek. Ogleden sonraki genel kurulda ise Kıyı Kanunu'yla ilgili görüşmelere devam edilecek. TBKP'den Özal'a tepki • Haber Merkezi — Türkiye Buieşik Komünist Partisi (TBKP), Cumhurbaşkanı Türgut özal'ın ÇanakkaJe Zaferi'nin 75. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmanın, "Türkiye'nin uluslararası ilişkileri ve demokrasi kültürünün gelişmesi bakımından talihsizlik olduğunu" öne sürdu. TBKP yönetimi adına Zülfü Dicleli tarafından yapılan yazılı açıklamada, özal'ın bu konuşmasında, Marksizmin öldüğünden söz ederek, "Bazı ülkelerde ve bizde hâlâ bu fikirlerden vazgeçmeyenler var. Birkaç soyu kınk çıksa da, bu millet onlara yüz vermeyecektir" demesi eleştirildi ve "Milletimiz, Türkiye komünistleri ile ilgili yargısını, • ancak onlar ülke sorunlan üzerine politikalannı özgürce açıkiama ve serbest çalışma olanaklannı elde ettiklerinde verebilir" denildi. Valiler kararnatnesi çıkacak • İstanbul Haber Servisi — Başbakan Yıldınm Akbulut, "Valiler Kararnamesi"nin henüz hazırlanmadığını, ancak yakında kararnamenin çıkarılacağını söyledi. Akbulut dün önce Hürriyet Gazetesi'ni ziyaret ederek Çetin Emeç ve şoförü Sinan Ercan'ın öldürülmeleri dolayısıyla başsağlığı dileklerini iletti. Akbulut, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gitti. Akbulut, burada, Zeytinburnu'nda üç silahlı militan ile girdiği catışmada yaşamını yitiren komiser muavini Mustafa Diizgün için Ardalı'ya başsağlığı diledi. Başbakan Akbulut, ziyaretten sonra Valiler Kararnamesiyle ilgili bir sonıya, "Gün vermek belki mümkün değil ama yakında çıkacak " dedi. Universitede Said-i Nursi • İstanbul Haber Servisi — Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıda Nurculann lideri Said-i Nursi'nin yaşamı anlatıldı. Sunusi Mısıroğlu adlı öğrencinin konuşmacı olarak katıldığı toplantının üniversitenin "Kırmızı Salonu"nda yapılmasına izin verilmesi bazı öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafmda tepkiyle karşılandı. Türbanlı kızlarla birlikte yaklaşık 50 öğrencinin katıldığı toplantıda konuşmacı Said-i Nursi'nin Kurtuluş Savaşı sırasmda önce Mcliste mücadele etmeyi denediği, ancak daha sonra "ikinci Said" olarak halkın arasına karışıp öncelikle Islamiyetin doğru öğrenilmesi için çalıştığını anlattı. KlSA KISA • Evrea'e ziyaret- Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezıh Demirltent İstanbul Harbiye Orduevi'nde eski cumburbaşkaru Kenan Evren'i ziyaret ederek bir süre görüştü. • Açlık greri- Bayrampaşa Cezaevi'nde 77 Öğrencinin açlık grevi 19. gttnüne girdi. • Danıştay'ın yeni üyeferi- Boş bulunan danıştay üyeliklerine Onur Özelci. Harun Çetintemel ve Hikmet Yaşar getirildiler. • Bayar'a kümbcl mczar- Türkiye'nin Dçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar'a Bursa Umurbey'de yaptınlacak olan Anıt Mezar'm eski Turk kümbetlerinden esinlenerek hazırlandığı bildirildi. • 9 luşinin yargılanmasuıa başlandı- lslami Cemiyetler ve Cemaatler Birliği adlj örgute ûye olmak ve yayın yoluyla laikliğe aykırı propaganda yapmak savlarıyla haklannda dava açıian 9 kişinin yargtlanmasına tstanbul 2 nolu DGM'de başlandı. Yaşları küçük olan sanıklardan M.A, H.A., ile Celal Yılmaz lahliye edildi. SHP GenelBaşkanı Güneydoğu olaylarını değerlendirdi Ayrılıkçılann tahrîki varSHP Genel Başkanı înönü, dün düzenlediği basın toplantısında halkın devlet ile karşı karşıya getirilmemesine di-kkat edilmelidir. Ülkenin bütünlüğü vatandaşların desteği ile sağlamr. Bölgede ayrüıkçı güçler faaliyette. Onların istediği ortam. Ayrıhkçı güçlerin tahrikleri var. ANKARA (Cumhoriyet Büro- su) — Cizre olaylannın yankısı dün TBMM'de sürerken siyasi parti liderleri, milletvekilleri son günlerde Güneydoğu'da tırmanan gerginlikle ilgili çeşitli değerlendir- meler yaptılar. SHP Genel Başka- nı Erdal lnönii, "Güneydoğn'da oiayiann arkasında aynlıkçı güç- lerin tahrikleri var" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü de dün düzenlediği basın top- lantısında, Güneydoğu'da güven- lik güçlerinin çabalarmın sürdu- ğunü vurgulayarak "Halkın dev- let ile karşı karşıya getirilmeme- sine dikkat edilmelidir. Ülkenin bülünlügü vatandaşlann destegi ile saglanır" dedi. lnönü, konuya ilişkin soruları yanıtlarken "Olaylann halk ile devlet giiçleri arasında olduğu be- lirtiliyor. Baskıya karşı olduğu öne surülüyor. Su bn iddialara kadlıyor musunuz?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Hayır. Baskıya karşı diyorsu- noz. Nedir bu baskılar? Bir defa baskılar olmamalı. Kendiliğinden böyle olaylar çıkmaz. Bölgede ay- ntakçı giiçier faaliyette. Onlana is- tediği ortam. Aynlıkçı güçlerin tahrikleri var. Bunda şüpne yok." SHP lideri, vatandaşlardan "bu Uhriklere" kapılmamalanm, masum insanlara da kötü davra- mlmamasını, tçişleri Bakaru'nın da bir önce TBMM'ye biigi ver- mesini istedi. lnönü, olaylar karşısında de- mokratik bir yaklaşımın açıkça ortaya konulması ihtiyacını vur- guladı ve şöyle konuştu: "Vatandaşlan yalmz bırakma- malıyiz. İşte bu da demokrasi ile olur. Halkımızın sükûnetle. bu olaylara dikkatle yaklaşmalannı, guvenlik güçlerine karşı olmama- lannı istiyonım. Hepimiz bu va- tanın evlatlanyız. Hepimiz bu ül- kenin birliğini. bütunlügünü isti- yoruz. Herkes birinci stnıf vatan- daşbr. Anadili farklı diye kimse- ye ikinci sınıf vatandaş muame- lesi çekilemez." Cizre olaylanna ilişkin olarak bazı milletvekilleri ve parti yöne- ticilerinin değerlendirmesi şöyle: 'Şeriatçı militanlar' ifade verdi: Talimatla 3 kişiyi öldürdükİstaabol Haber Servisi — tstan- bul, Ankara ve Malatya'da "şeri- at duenioe dayah din devteö kar- mak isteyen" ve "dini esaslara gö- re raşamayan, laiklifi benimseyea, din düşmanı kabul edilenler"e karşı silahlı eylemlere giriştiğı bil- dirilen bir örgütün 31 mılitanının yakalandığı dün resmen açıklan- dı. Bu arada örgütün Türkiye ka- saba ve köy sorumlusu olduğu be- lirlenen Selahattin Özer ile üniver- site sorumlusu ve vurucu timler komutam olduğu öğrenUen Hamit Inrgat da yakalandılar. tstanbul Emniyet Müdurlüğü yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, merkez olarak tstanbul'u kullanan örgüt elemanları, video kasetler aracılığıyla aldıkları fet- valarla, aralarında yakın akraba- lanmn da bulunduğu üç kişiyi öl- dürdüler, devlete ait araziler ile soygunlardan elde ettikleri mallan satarak gelir sağladılar. Yakala- nanlar, "asıl lider "in kim olduğu konusunda, "birliğimiz bozulur" gerekçesiyle açıklama yapmadılar. Yetkililer, örgütün Almanya ve tran bağlantılarının araştınldığı- nı bildirdiler. Örgüt evlerinde ya- pılan aramalarda Kalaşnikof tü- fekler, tabancalar, bomba yapı- mında kullanılan kalıplar, video kasetler, tran ve Türk kaynakh fev lami yayınlar ele geçirildi. Silah- lar arasında bulunan 45'lik bir ta- bancanın Çetin Emeç cinayetinde kullanılan silahla bağlanusının da araştırıldığı öğrenildi. tstanbul'da işlenen iki ayn ci- nayetten yola çıkan tstanbul Em- niyet Müdurlüğü Siyasi Şube ekip- leri, Fatih'te Gül Kıraathanesi adlı kahvede gnıplaşmalar olduğunu öğrendi. Uzun süre gözetim altın- da tutulan kahvede toplanan ve "Devrinci tslami gumplara" mensup oldukları öğrenilen kişi- lerin bir eylenı hazırlığında olduk- ları bilgisi üzerine, ev ve işyerleri- ne baskınlar düzenlendi. tstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre baskınlarda 17 lcişi yakalandı. Aralannda örgü- tün vurucu tim militanlarının da bulunduğu Mehmet Caner (40), Kenan Bulut (37), Selahattin Özer (47), Mustafa Erbay (19), Yusuf MtLtTANLAR VE 2 ÜST SORUMLU — 'Dine dayalı şeriat devleti kunnak, laikliği benimseyenleri, İslam dini esaslarına göre yaşama- yanlan ve din düşmanı olarak tanınanlan öldürdükleri' iddi edilen 31 kişi tstanbul Emniyet Müdürlügü'nün yaptığı açıklamaya göre İs- tanbul, Ankara ve Malatya'da silahlanyla birlikte yakalandı. Örgütün Türkiye kasaba ve kö> sorumlusu olduğu bildirilen Selahattin Özer (solda)ile üniversiteler ve vurucu limler sorumlusu olduğu açıklanan Hamit Turgut da tstanbul Emniyet Müdüriügü'nde basına taıtıtıldı- lar. (Fotograflar: Erdoğan Köseoglu) Kibar (33), Fevzi Çakmak (28), Ram*z»n Güngör (32), tzzettin GuHekia (29), tlhami Özkmalı (45), Mehmet Yücekaya (29), 1b- rahim tlhan (31), Ercan Güngör (24), Mesut Efban (28), Necdet Köklen (26), Ufuk Onursal (36), Abmet Gül (25), Hamit Turgut (39) adh kişiler yakalandı. Bunla- nn sorgulamalan sonucu Ankara ve Malatya'da da iki ayn grubun bulunduğu öğrenildi. Ankara ve Malatya emniyet müdürlükleri de lstanbul'dan ge- len istihbarattan yola çıkarak çe- şitli örgüt evlerine baskınlar dü- zenlediler. Bunun üzerine Anka- ra'da Oguz Süleyman Söylemez (29), Akif Durmaz (23), Battal Korkmaz (23), BayTam Ayaz (20), Hasan Dekhani (20), Mehmet Nu- ri Emel (19), Müjdat Yurdaeiü (24), Erdoğan Kıhç (27) ve Meh- met Demirkan (32) adlı militan- lar yakalandı. Malatya'da yapdaa operasyonlarda, Kenan Itojr (Ufej Abdullah Ydmaz (23), Sâksli Bf- cil (21), BurhanetÖn Tunm (23), Abdullah Turgut (31), Ali Karabv- lul (30) ve Hacı Bayram Akytz (20) ele geçirildiler. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'n- den yapılan açıklamaya göre ope- rasyonlar sonucunda örgütün Türkiye köy ve kasabalar sorum- lusu olduğu belirlenen ve Hösa- mettin Hoca kod adım kullanan Selahattin Özer Malatya'da, üni- versite sorumlusu ve vurucu tim- ler komutanı olduğu bildirilen "Abdülbamit" kod adlı Hamit Turgut da tstanbul'da yakalandı- lar. Hüsamettin Hoca, dün Siya- si Şube Müdürlüğü'nde yaptığı açıklamada, tran üzerinden Afga- nistan'a gittiğini, Sovyet askerle- riyle meydana gelen savaşta ince- lemelerde bulunduğunu söyledi. Hoca, tran'ın Kum kenti ile Tah- ran'da bulunduğunu belirterek "Fahri vaizim" dedi. Edınilen bil- giye göre Selahattin özer, Malat- ya'da büyüyüp yetişti ve o çevre- de etkinlikleriyle tanındı. Yapılan açıklamada, örgütün silahlı tim- ler inin komutanı ve üniversiteler- deki örgütlenme biriminin sorum- lusu olduğu öğrenilen Hamit Tbr- gut'a bağlı 7 kişilik bir tim bulun- duğu belirlendi. Bu tim de silah- lanyla birlikte yakalananlar ara- sında yer aldı. Ankara ve Malatya'da yakala- nanlar da soruşturmarun yüzleş- tirilerek sürdürülebilmesi için Is- tanbul'a getirildiler. Burada yapı- Metin Gördere (ANAP Genel Sürekli baskı, şiddet veekonomik Başkan Yardıması): Bu olaylan yönden zayıflama halkı patlama-, mahsun göstermeye kimsenin ya itti. Yörede daha vahim olay- hakkı yoktur. Kamu düzeni tü- lar olabilir. Vatandaş pasif diren- men dahil her türlü vasıtadan ya- me haklannı kullanıyor, camyla rarlanılarak sağlanmalıdır. bedeniyle direniyor. Selahattin Kılıç (DYP Genel Adnan Ekmen (Mardin- Başkan Yardımcısı): Bunlar hoş Bağımsız): Cizre'de vatandaş dev- olaylar değil. Guvenlik güçleri let terörüne karşı tepki göstermiş- halkla karşı karşıya getirilmeme- tir. Bu da öldürülme ile cezalan- lidir. dınlmıştır. Yapılan, kitle kıyımı- Cnneyt Canver (Adana- dır. Devlet terörü doruğa çık- Bağımsız): Halk bilinçli, sistemli mıştır. ve sinsi bir şekilde isyana zorla- Kamer Genç (SHP-Tunceli): nıyor. Yapay bir iç savaş yaratıl- Olaylar devletin bölgede uzun sü- mak istem'yor. Yöre halkı da zan- redir uyguladığı ınsanlık dışı bas- nediyorum bir vesile ile katledil- kılannın bir sonucudur. Devlet te- mek isteniyor. rörü yaratılarak bazı muhtemel Veli Yıldınm (SHP-Tunceli): hareketler bastırılmak isteniyor. tbrabim Aksoy (Bağımsız- Malatya): Son Cizre olaylan da göstermiştir ki, Doğu sorunu bas- kılarla çözülecek bir sorun değil- dir. Kemal Biriik (ANAP-Siirt): özel tim vatandaşta panik yarat- mış, vatandaşı zorlamıştır. özel tim resmen halkı olaylann için* çekmeye calışıyor. Ahmet T»rk(Bağımsız- Mardin): TBMM Genel Kurulu'nda Güneydoğu'daki olaylan değerlendirirken, özel tim görevlilerinin devlet de biziz, hü- kümet de biziz' mantığı ile hare- ket ettiklerini ifade ederek tçişle- ri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun istifasını istedi. Ecevit Bazıbölge ülkeleri teröristlere yataklık ediyor lç Politika Servisi — DSP Ge- nel Başkanı Baleal Ecevit, Türk- iye'nin demokrasi açısından ek- sikliklerini gidermemesi ve laikliğe "dört dle" sarılmaması halinde "Ortadogu'daki çagdışı rejimle- rin kncagına süniklenebOecetini" söyledi. Marmara Universitesi "Dış Ö^- kiler Kulübü " tarafından düzen- lenen "Türk Dış Politikası" ko- nulu konferanslar dizisinde dün de DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit konuştu. Ecevit konuşma- sında. dış ilişkilerle siyasal rejimin birbirinden soyutlanamayacağı konusu üzerinde durdu. Türkiye'de demokrasinin ke- sintiye uğradıği dönemlerde Batı ile ilişkilerinin zayıfladığına dik- kat çeken DSP lideri Ecevit, "Ba fırsattan yararianan kimi bölge •Ikelerinin, Türkiyeyi bölme amacı giiden lerörisl graplara açtktan yataklık yapdgını" söyle- di. Ecevit, bu konuda daha son- ra şöyle dedi: "Türkiye Avrapa'du dışlanıp Ortadogn'mn etki aJmuna girdik- çe bölgedeki çağdışı rejimlerin egemen güçleri, Türkiye'de de- mokrasiyi busbütün eageOemek ve laikliği çökertmek için her yo- la başvurma ciiretini kendileria- de bulurlar. Nitekim, iimdi öyle bir siireçten geçiyornz. Bunda 24 Ocak Kararian'nın bazı unsoria- nnın önemli etkisi olmuştmr." lan sorjulamalarda sanıklardan Ahmet Gül, Kenan Bulut ve Meh- met Caner'in Hüsamettin ve Ab- dülhamit Hoca'dan aldıklan fet- valar Üzerine, "laik düzeni benim- seyip, din düşmanı kabul ettikle- ri", Zafer Toplu adlı şoförü öldür- düklerini anlattıklan bildirildi Yapılan açıklamada gene Sela- hattin özer ve Hamit Turgut'un verdikleri taümat üzerine tslami esaslara göre yaşamadığı, İslam dini esasiannı uyguiamadığı iddi- asıyla bu kez Seyit ömer Camii imamı Kâzım üstün'ün tehdit edildiği, laik sistemi benimsediği ve Islami esaslara uymamakta di- rendiği için yayımlanan fetva üze- rine Mustafa Erbay ve Ahmet Gül tarafından tabancayla vurularak öldürüldüğü belirtildi. Ordudan 'ne'sen' emekli edilen Teğmen ŞenefBaba, gazetecüerin sorulannıyanıtladı 'Hareketim yozlaşma ve gericiliğe tepkiydi' PtŞMAN DEGİLİM — Bir defa yapngımdan en ufak bir pişmanhk hiçbir aşamada duymadım. Bunu yapmadan once başıma gelebile- cekleri tahmin edebiliyordura, ve ne olursa olsun katlanacagım de- miştim. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "Cumhurbaşkanhgı'na" alışamadığı için ordudan "re'sen emekn'" edilen Teğmen Murat Şe- ref Baba, hareketinin, "toplum- daki yozlaşmaya, gericiliğe ve nlusal iradenin bice sayılmasına bir tepki" olduğunu söyledi. Ba- ba, sivil yaşamında da "kendi ve toplum vicdanının emrettigi şekil- de hiçbir güce boyun egmeksizİD" sürdüruceğini ifade etti. Kendisini "emekli teğmen" olarak tanımlayan Murat Şeref Baba dün bir basın toplantısı dü- zenleyerek gazetecilerin sorulan- nı yamtladı. Baba, telgraf olaynı- dan sonra 1. Ordu Komutam Or- general Muhillin Fisonoğlu ile odasında görüştüğunü belirtti. Görüşmeleri sırasmda, telgrafta savunduğu düşünceleri yinelediği- ni belirten Baba, "Konuşmamda- ki aşın cesaret Orgeneral FUunoğ- lu'nu siniriendirdi" dedi. Baba'ya yöneltilen sorular ve yamtlan şöyle: " — Harp Okulu'na giren bir- çok genç pişman oldu ve ordudan aynlmanın yolannı aradılar. BABA — Bir kez şunda anla- şalım. Lütfen bana genel sorular sormayın. Benim ruh halim ve düşüncelerim dışında, arkadaşla- rımın düşünceleri, neyi tasarladığı ve ordunun genel ruh hali için so- ru sormayın. Kendi düşüncelerim dışında hiçbir fıkir beyan etmek niyetinde değilim. Gecmiş muha- sebesini burada istemiyorum. — O zaman siz neler yapaca- gının özetler misiniz? BABA — Bundan sonra da inandığun gibi yaşayacağım, ilke- lerim, prensiplerim, erdemlerim doğrultusunda. tkincisi, bundan sonra da vicdamnun emrettigi gibi davranmaya devam edeceğim. Şimdiye kadar hiçbir zaman her- hangi bir güç karşısında boyun eğmediğimi, bundan sonra da eğ- meyeceğimi belirtmek isterim. Toplumun ve kendi vicdanım dı- şında hiçbir güç karşısında boyun eğmeyeceğim. — tnançlanm doğrultusunda hareket edeceğim dediniz. Bu inançlar neler? BABA — Onurlu bir yaşam sü- rebilmek, fikirlerimi ve değerleri- mi yaşatmak. — Tedavi süresiace bir baskı gördünüz mü? BABA — Hayır. Baskı diye ni- telenecek bir şey yoktu. Yalnız ben oraya kapatılmam gerektiği- ne inanmıyorum. — Olay sonrası bir soruştunna- ya tabi tutuldunuz mu? BABA — Soruşturma denebi- lir mi bilmiyorum, ama benimle şahsen 1. Ordu Komutam Orge- neral Muhittin Fisunoğlu, odası- na çağırarak bir konuşma yaptı. Zaten bu konuşmayı müteakiben ben Haydarpaşa Hastanesi'ne sevk edildim. Fisunoğlu'nun ma- kamından çıktıktan hemen sonra Haydarpaşa Hastanesi'ne gittim. Ben oraya tedaviye gidiyorum sandım. Çünkü Fisunoğlu beni hapishaneye atacağını söyleyerek odasından kovdu, ben de hapse girmeden önce sağlık muayenesi- ne gireceğimi sandım. — Fisunoğlu ile konnşmanızda da mektubunuzdaki görüşleri sa- vundunuz mu? BABA — Oradan çıkar çıkmaz hastaneye gönderürnemin bir se- bebi olarak onu görüyorum. Ko- nuşmamdakı aşırı cesaret kendi- sini sinirlendirmiş olabilir. — Telgraf çekmeden önce böy- le bir sonuç bekliyor muydunuz ve sonrasında pişman oldunuz mu? BABA — Bir defa yaptığımdan en ufak bir pişmanlık hiçbir aşa- mada duymadım. Bunu yapma- dan önce başıma gelebilecekleri tahmin ediyordum ve ne olursa katlanacagım demiştim. Çünkü benim için önemli olan ideal bir hayat için mücadele vermekti. — Mektubu yazmadan önce çok düşündünüz mi? BABA — Mektubu yazma ko- nusunda fazla düşünmedim de, toplumsal gercekler, gelişmeler konusunda çok uzun süre düşün- düm. Kendimi bildim bileli olay- lan izleyip yorum yapıp kendim- ce çözümler aradığım olmuştur. Benim davranışım ferdidir. O mektubu yazarken kendimi her- hangi bir vatandaş yerine koy- dum. Yani tophımdaki yozlaşma- ya, gerici gelişmeye ve millet ira- desinin hiçe sayılmasına bir tep- ki oluşturmaya çalıştım ve bu telgrafı çektim." CONEYT ARCAYÛREK yanyof Anımsatıp Geçelim... ANKARA — Önemsenmeyerek, küçülterek yıl- lardır üzeri örtülen sorunlar, devletin temel ilkele- rini sarsmaya, zorlamaya başladı. Bir yandan ge- riciliğin, giderek pekişmeye başlayan kanılara göre parmağı tetiğe uzandı Öte yanda Güneydoğu'da gelişmeler daha de- ğişik görünümler alarak boyutlanıyor. Düne kadar devleti yönetenlerın söyleyegeldiğı tek güvence- miz vardı. Bölgedeki halkın devletle bütünleştiği- ni savunarak Güneydoğu hareketini bir terör gru- buna bağlryorduk. Halk, devletin yanındaydı. Böyle diyorlardı Bugün, devletin halkı yitirmeye başla- dıgını gösteren oiaytar oluyor. İster kışkırtma desinler, dileyen Nusaybin'de başlayıp Cizre'ye bir şerit boyunca uzanan eylem- leri PKK'nın "organize" ettiğini söylesin. Bu kez halk, devleti simgeleyen bınalara, guvenlik güç- lerine karşı eylemlere girışıyor. Filistin direnişine benzer olaylara tanık olunuyor. Yakında Newsweek gibi önemli bir dergide, dev- letin bölgede "halkı yitirdiğini" anlatan bir yazı çı- karsa şaşmayaJım. Derginin gönderdiğı yazar, ora- lardaki incelemelerinden sonra bu yargıya ulaş- tığını başkenttekı siyasal odak noktalarına söylü- yor. Bir avuç dolar uğruna saptanan politikaların var- hğımızdan neleri alıp götürdüğü yakın günlerde ortaya çıkacaga benzer. Bülent Ecevit !stanbul : da dün, "Ortadogu'daki bazı çağdışı rejimlerin egemen güçleri, Türkiye'de demokrasinin kökleş- mesini ve laikliğin başarı ile uygulanmasını ken- dileri için büyük bir tehlike olarak görürler" der- ken, haklıydı. gündeminde baş sıraya oturan belli başlı iki ko- nu, iki sorun. Gözler yöneticilere çevrilmiş, dev- letin ne zaman acemice uygulamalardan arına- rak iki soruna çözüm bulacağını araştınyor. Cizre'de dün "sükûnet" varmış, sabah gelen ha- berler böyle diyordu. Nasıl bir "sükûnet?" Giriş çıkış yolları zırhlı araçlarla tutulmuş, kent ancak bu türden önlemlerle "kontrol altına" alınabilmiş. Yarınlar neye gebe, acaba devlet bir "teşhis" ko- Bugûn suskun duran kesimlehn gericiliğin genişlemesine veya Güneydoğu'nun kopanlması hareketlerine duyarsız kalacakları hiç sanılmamalt. Ülkenin başına bundan böyle geleceklerin sorumlusu TÖ ve onunla bütünleşen hûkümet olacak. islami akımlar, Güneydoğu'daki ayrımcılıkla kol kola. Gericiliğin geçmişteki durumu, bugünkü iş- birliğine göre zemzemle yıkanmış kadar temiz. Te- rörle gericiliğin birlikteliği giderek daha büyük bir tehlikeyi kapımıza getirdi. Devleti yonetenler hâ- lâ ayakları sağlam bastığı inancıyla kaygıdan öteye taşan gelişmeleri bir yana atmış, belediye başka- nıyla gece gündüz uğraşıyor. İslami akımlar ve Güneydoğu, artık devletin yuyor mu, koydu mu, koyacak mı? Bilınmiyor. Çünkü devlet, Çankaya'ya giderek yoğunlaşan tepkilerin peşine düşmuş. Atmaca gibi hızla avı- nın üstüne çullanıyor. Tü ile hükümet bütünleş- mesi meyvelerini veriyor. Akbulut, belediye baş- kanını "hakaretten" suçluyor, yetinmiyor, basına da -kendi üslubu içinde- verip veriştirıyor. Sorunlar büyüdükçe "tepede" bütünleşme, bir- leşme daha güçleniyor. Hükümet artık TÖ ile ay- nı doğruttuya giriyor. Yazgısını yukanya teslim edi- yor. Çaresizlikten kaynaklanan bütünfeşmeden sonra devlet belli başlı iki soruna doyumcu çö- zümler bulamıyor. Teröre, bölücülüğe karşı partiler arası birlikte- lik? Devlet mekanizması gûçsûz bir iktidarın elirv de olduktan, uygulamayı yapacak hükümete kar- şın kimi eylemler giderek arttıktan sonra muha- lefetle bir araya gelmiş, konuşmuşsun, ne yazar ki... Her şeyin başı hükümet. O da yok ile var arası. Demokratik rejim, siyasal kimi olaylarla sallan- tıya dûşmeyebilir. Fakat gericilik silaha sarılıyor, devlet içinde güçlenip örgütleniyorsa GüneydoğıP daki ayrımcılık halkı yanına alarak daha ileri aşa- malara varırsa, başımızda hangı kabağın patlaya- cağını kestirmek giderek guçleşecek. Bugün suskun duran kesimlerin gericiliğin ge- nişlemesıne veya Güneydoğu'nun koparılması ha- reketlerine duyarsız kalacakları hiç sanılmamalı. Ülkenin başına bundan böyle geleceklerin sorum- lusu TÖ ve onunla bütünleşen hükümet olacak. Gelişmelerin dünkü noktasında başkentte se- zilenler bunlardı. Anımsatıp geçelim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle