Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 14 MART 1990
tlahiyatçı Öğretnıenler
Seferberligi mi?
Ağırhklı bir dinsel formasyon kazandırılan ilahiyatçı oğretmenlerin
laik cumhuriyetin okullarında oğretmen olarak gorev yapmaya yetkili
kılınmalarımn yanı sıra şimdi de yukarıda içeriğini verdiğimiz ders
programlarını televizyondan yayımlayacak bir ilahiyat bolumunu açık
öğretim fakultesi bunyesinde kurmak ne anlama gelmektedir?
Cumhuriyetin temelleri yülardır sinsice yonlendirilen bir teokratik
eğitim seferberliği ile sarsılmaya çalışılmaktadır.
Prof. Dr. NECLA ARAT tstanbul Üniversitesi
24 Şubat 1990 tarıhlı Cumnurijet'te Dıyanet Iv
len Başkanhğı'nın ımam hatıp hsesı mezunu 40 000
p>ersonehnın "meslekı formasyonlannı gelıştırmek,
eğıtım sevıvelennı yukseltmek ve özluk haklarını
ıyıleştırmek ' amacıyla açık oğretıra fakultesıne
bağlı bir ilahiyat bölumu kurraak ve derslen tele-
vizyondan yayunlatmak ıçın gırışımde bulunduğu-
na, YÖK'un de dıyanetın bu çalışmasından bılgı-
lerı olduğuna ılışkın bır haber yer aldı
Gıderek artan bır kaygı ıle gözledığımız, teok-
ratik eğıtımı her duzeyde ya> gmlaştırma eğılımı,
acaba bazılarınca ozlenen teokratik duzenın gele-
cektekı kadrolarını oluşturmaya katkıda bulunmak
mı*>
Aşağıda çızmeye çalışacağım "manzara-ı
umumıye" bu sorunun yanıtını yansıtmakta
Devletın resmı ıstatıstıklerıne gore 1986-87 öğ-
retım yılında savıları 718'ı bulan ımam hatıp okul-
larında (1) 249 863 öğrencı okumaktavdı Bu sa
yının 1989'da 326 OOO'ı aştığı ve ortaöğretımdekı
öğrencüenn sekızde bınnın ımam hatıplı olduğu gö-
rulmektedır (2) 1986-87 öğretım yılında Kuran kur
su sayısı 2994, bu kurslara kayıtlı öğrencı sayısı
122 798'dı (Bu sayının 52 489'unu 12-18 yaş ara
sı kız oğrencıler oluşturuyordu ) Bu öğretım döne-
mınde 299 Kuran kursuna karşıhk yalnızca 305 trı
kotaj, 51 kooperatıfçılık, 19 tarım, 17 konservecı
lık, 712 halıcılık kursu açılmıştı (3)
1989'da ıse Kuran kursu savısı 4715'e, öğrencı
sayısı 160 OOO'lere tırmandı
Dıyanet Işlen Başkanlığı >eru >ayımladığı bır ra
porda her vıl ortalama 234 Kuran kursunun hız
mete gırdığını, 62947 camıde ve 4715 Kuran kur
sunda dın hızmetı sunulduğunu açıklamaktadır Bu
sayılara yasadışı ışgören yatılı->atısız Kuran kurs-
lan dahıl değıldır Kurslara de\am edenlenn çoğun-
luğunu ıse 12 14 yaş arasındakıler oluşturmakta
dır
Bozulan eşitlik ilkesi
Ortaoğretımden vukseköğretıme geçtığımızde 9
ilahiyat fakultesi ve 4 ilahiyat yıiksek meslek oku-
lunda dın öğretımı yapüdığmı görmekteyız YÖK'un
1988 ıstatıstıklenne göre, 1987-1988 öğretım yılın-
da ilahiyat fakultelenne kayıtlı lısans oğrencısı sa-
yısı 6647, yüksek lısans - doktora oğrencısı sayısı
465'tır Aynı dönemde 7 edebıyat fakultesme kayıtlı
felsefe lısans oğrencısı sayısının 1432, yuksek lısans
- doktora oğrencısı sayısının ıse yalnızca 155 olması
oldukça düşündurucudür Buna ek olarak 15 Ha-
nran 1989'da TBMM'de kabul edılen ve 4 Temmuz
1989 tarıhlı Resmı Gazete'de yayımlanan 3580 sa-
yılı "öğretmen Yetıştırmede Bursluluk ve Yatılılık
Kanunu", ilahiyat fakultelerını orgun ve vavgın egi-
tim kurumlannın oğretmen ve uzman gereksınme-
sıni karşılayan öğretmen yetıştiren kurnmlar arası
na almıştır Ama fen, edebıyat ve öbur fakultele-
nn öğrencılerıne bu yasanın kazanımlarından ya
rarlanma olanağı tanınmamış, ilahiyat fakultesi öğ-
rencılen ayncalıklı kılmarak eşitlik ılkesı bozulmuş
tur
llahıyatçılara tanınan bu ayncalık, hıç kuşku vok
kı dın oğrenımını ozendırıcı bır rol oynayacaktır
Asıl ışlevı uzman dın adamı, dın bılgını ve araştır-
macısı yetıştırmek olan ılahıvat fakultelennın oğ
retmen ve eğıtım uzmanı yetıştiren yüksekoğretım
kurumlan olarak ışlev yapmalannın sakıncalan, ge
lecekte daha açık bır şekılde görulecektır Daha şım-
dıden Çocuk Esırgeme Kurumu'na bağlı vetıştırme
yurtlanna, yuva ve kreşlere bu tur uzmanlann atan-
ması hazırlıkları başlamıştır Butun bunlar "gaflet
ve delâlet" değılse nedır9
Alınması gerekli onlemler
Şımdı bıraz da oğretmen yetıştiren ilahiyat fakul-
telennın ders programlarına goz atalım Bu prog
ramlarda Kuran, Arapça, Islam dırunın esasları, ts
lam ahlakı, husnuhat, tezhıb, tefsır usulu, hadıs usu-
lu, tslam hukuk tarıhı, Osmanhca, Farsça, mantık,
tslam hukuku usulu, ılkçağ felsefe tarıhı, venıçağ
felsefe tanhı, dın sosyolojısı, dın psıkolojısı kelâm,
Turk-lslâm sanatı, dın felsefesı, Islam felsefesı ta-
nhı, tasavvuf tanhı vb gıbı dersler yer almakta-
dır4
Bu dersler, ilahiyatçı olarak uzmanlaşacak
gençler ıçm gerekli formasvonu oluşturabılırler, ama
örgun ve yaygın eğıtım kurumlannın oğretmen ve
uzman gereksınmesını karşılayacak çağdaş ve laık
öğretmenlerı yetıştırıcı ıçerık ve nıtelığe sahıp mı-
dırler''
örneğin, bu program çerçevesınde eğıolen ve 3580
sayıh yasa ıle tum eğıtım kademelennde öğretmen
olma hakkım kazanan ılahıvat fakultesi mezunla
n, bınncı sınıfta bır vanvıl haftada 2 saat Islam ah-
lakı, ıkıncı sınıfta bır yarıyıl, haftada 3 saat man-
tık, uçuncü sırufta bır yanyıl haftada 3'er saatten
ılk çağ felsefe tanhı ve yenıçağ felsefe tanhı göre-
rek lıselerde felsefe mantık-sosvolojı, dın kulturu
ve ahlak bılgısı derslen öğretmenı olmaya hak ka-
zanmaktadırlar Hem de edebıyat fakultelerı felse-
fe bölumlennde dört yıl boyunca her ıkı yarıyılda
da her hafta 12'şer saat felsefe tarıhı ve sıstematık
felsefe ve mantık derslen gören oğrenalerle aynı for-
masyonda olduklan varsayılmakla kalmamakta, öğ-
retmenlığe ve yönetıcılıklere atamalarda onlara ter-
cıh edılmektedırler
Ağırlıklı bır dinsel formasyon kazandırılan ıla
hıvatçı öğretmenlenn laık cumhuriyetin okulların-
da öğretmen olarak gorev yapmaya yetkılı kılınma-
larımn vanı sıra şımdı de yukarıda ıçenğını verdı
ğımız ders programlarını telev ızvondan yavımlava-
cak bır ilahiyat bolumunu açık öğretım fakultesi
bunyesinde kurmak ne anlama gelmektedir'' Cum-
hurıvetın temelleri yıllardır sınsıce vonlendırılen bır
teokratik eğıtım seferberlığı ıle sarsılmaya çalışıl-
maktadır Anadolu Unıversıtesı Rektörluğü, YÖK
ve Mıllı Eğıtım Bakanlığı, bu konuda olağanustu
duyarlı davranmalıdır Turkıye dekı laık guçler, oğ-
retım bırlığını ortadan kaldırma amacına bılerek >a
da bılmeyerek hızmet eden herkese v» her kuruma
karşı dırenmelı, laıklık ve cağdaşlaşma savaşımını
surdurmelıdırler Bu konuda belırlenecek stratejı-
nın ılk aşamalarında ıse şu onlemler mutlaka yer
almalıdır
1- 8 vıllık zorunlu temel oğretıme hemen geçıl-
melı, ısteklı öğrencüenn Kuran kurslanna temel öğ-
retımden sonra gıtmelerı sağlanmah, Mıllı Eğıtım
Yasası'ndakı 16 vaşından kuçuklenn meslek kurs-
larına devam edemeveceklerıne ılışkın maddeye ış-
lerlık kazandırılmalıdır
2 tmam-hatıp ortaokullan, sağhk, tanm, endüst-
rı meslek okullarına donuşturulmelı, ımam-hatıp
lıselerı, "aydın dın adamı" gereksınmesı sayısal açı-
dan goz önune alınarak sayıca sınırlandınlmalı, bu
okullann mezunlan, ılahıyat fakultelerı dışındakı
yüksekoğretım kurumlarına gırmeyıp kendı alan-
larında uzmanlaşmalıdırlar
3- tlahıyat fakultelerı, öğretmen vetıştıren kurum-
lar olmaktan çıkarılmalı, sayıları da DPT ıle eşgu
dum ıçınde ıstıhdam talebıne cevap verecek şekıl-
de azaltılmalıdır
4 Dın kulturu ve ahlak bılgısı derslen ıçerık ve
kıtaplan yenıden duzenlenerek yalnızca lıselerde
okutulan secimlik dersler hahne getınlmelıdır
5 Felsefe ve sosyolojı derslen, ıçerık ve kıtapla-
rı yenıden duzenlenerek vıne zorunlu dersler ara
sında ver almalı ve yalmz edebıvat şubelennde de-
ğıl, fen şubelennde de okutulmalıdır
1 Bkz Türkıve bıatıstık Cep Yıllığı 1988, s 54 376 ımam
hatıp orlaokulu '41 ımam hatıp hsesı, 1 ımam hatıp Ana
dolu hsesı
2 Bkz Cumhurı>-et 23 Şubaı 1990
3 Bkz A Arat Türkıye'de Çocugun Durumu, s 99
4 Bkz. Marmara Unıversıtesı Öğrencı Rehben 1988-1989 s 129,
130 131
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Savaş'tan Barış'a
Geçmek İçin...
"Adın n e ' "
'Savaş "
Yan apartmanın on bınncı katındakı 45 no'lu daıreye kapan-
mış Savaş Cumhurıyet' muhabın Fuat Kozluklu'nun sorusu-
na bu yanıtı venyordu Adı Savaş'tı ama ne uğruna, hangı ınanç
hangı ülku adına savaştığı sorusuna 'Daha düşünemedım dı-
yordu
Her şey çok hızlı gelışmıştı ikı arkadaşını yakalamışlardı Sa-
vaş kendını Ataköy'e atmış bır gökdelenın asansöruyle on bı-
nncı kata çıkmıştı Bır daırenın kapısı açıktı ıçerıde mobılyacı-
lar çalışıyordu O sırada bakkalın çırağı da evın hanımına bır
şeyler getırmıştı Savaş daldı ıçerı Teslım aldı uç kışıyı Evın
hanımı bır yolunu bulup kaçmıştı Şımdı saatler sürecek bır ger-
gınlık başlıyordu Cumartesı akşam üstunun saat dördunden pa-
zar oğlesının on bırıne kadar aşağı yukarı on sekız saat
Yazı makınemın başındaydım Bır kaç el sılah sesıyle pence-
reye koştum Insanlar kaçışıyorlardı Ardı ardınakurşun seslerı
gelıyordu Bırden karşı kaldırımdakı çöpluğun ıçınde kanlar ıçın-
de bır adam gördum Dakıkalar sonra yaralı adamı çıkarıp has-
taneye yolladılar Göğsünde kırmızı bır gul açmıştı Kanlar ıçın-
deydı her yanı
Savaş, katın tüm pancurlarını ındırmıştı Üç rehıneyle kapan-
mıştı eve Çıkışı olmayan bır tuzaktı oysa sığındığı yer Olsa ol-
sa ancak olusü çıkacaktı oradan Başka çıkış olabılır mıydı
7
Çok surmedı gazetecı arkadaşlar geldıler Karşı daırenın te-
lefon numarasını almışlardı Uzun sure uğraşıldı Kımbılır kım-
ler konuşuyordu onunla? Fuat, dırendı, aramasını surdurdu, so-
nunda ele geçırdı onu Uzun bır konuşma oldu Gazetemızde
okudunuz konuşmalan 1967 doğumlu bır gençtı Savaş yırmı
üç yaşında bır savaşçı Neyın savaşçısı? Hangı düşuncenın, han-
gı göruşun?
Adının Talat Coşkun olduğunu sonradan öğrendığımız genç,
adı sorulduğunda neden Savaş demıştır'? Savaşın gereklılığı-
ne, savaşın kaçınılmazlığına pek mı ınandığından
1
? Oyleyse, çok
geç kalmıştır Gunumuzde duşünce savaşımları tabancayla tu-
fekle, bombayla yapılmıyor Hele uç beş kışılık ordu'larla hıç
1
Üç beş genç adam btr araya gelecek devlet guçlerını sındırme-
ye yenık duşurmeye çalışacak
1
Bunun olanaksız olduğunu 12
Mart öncesının 12 Eylul oncesının kanlı olayları bıze kanıtla-
madı mı'
Demokrası, butün koşullarıyla bır ülkede yerleşmelı Herkes
görüşlerım açık açık yazıp söyleyebılmelı Halkoyu bu duşün-
celenn hangısının haklı, doğru olduğuna karar verebılmelı Ka-
rar verebılecek guçte olgunlukia olmalı Beş ahı kışıyte şu ban-
kayı soymak, bu karakolu basmak şu kışılerı rehın tutmak ya
da gıdıp bırını vurmak neyı çozumlüyor? Hıç bır şeyı1
Düşün-
ce adına nıce ınsan oldüruldü Sonuç nedır? O savunulan du-
şunce toplumda ustünluk mu kazandı"? Hayır tam tersı oldu
Dünyamızda değışık duşunce akımları var Ayrılıkçı polrtıka-
lar bagımsızlık arayışları yaygın Ama gorüyorsunuz gerçekçı
ınsanlar bu ışı sılah zoruyla gerçekleştırmek ıstemıyor Inandı-
rarak duşundürerek amaca varmak daha yararlı, daha sağlam
bır tutum sayılıyor Kaba guç vurup kırmak, oldurmek geçmı-
şın eylemlerı oldu artık'
'Benım adım Savaş demek bır yanlışlığın ıçınde olduğunu
göstermektır Yırmı üç yaşında yaşam savaşında yenık duşmek-
tır Kendıne kıymaktır 10-11 mart günlerı Ataköy'de gözümü-
zün önünde yaşadığımız kanlı olaydan alınacak nıce ders var
En başta 12 Mart ve 12 Eylul öncesınde tanığı olduğumuz çe-
şıtlı terör olaylannda gorduğumuz gıbı şıddete başvurarak ya-
rarlı bır sonuca varılmadığıdır
Muammer Aksoy'un, ardından Çetın Emec'ın öldürülmelerı
bu cınayetlenn şımdıye dek aydınlığa kavuşturulmamaları, Uğur
Mumcu'nun geçen gunku yazısında belırttığı gıbı Emeç cına-
yetınde kullanılan aracın bırordu sılahı olduğunun anlaşılması,
ardından Atakoy de on sekız saat uç kışıyı rehın tutan, sonun-
da ağır yaralı olarak ele gecen genç adamın topluma yaşattık-
ları ulkemızde bır karanlık yone doğru gıdışın belırtılen sayıl-
malıdır
Bu gıdış ancak demokrasıye gerçek bır ınançla, dort elle sa-
nlmakla önlenecektır O da en kısa sürede yenı bır yasayla er-
ken bır seçıme gıtmektır Demokratık hakları tum toplumda yay-
gınlaştırmaktır Duşünce ozgurluğune genış kapılar açmaktır
Terör, korku bezgınlık kanlı olaylar, umutsuzluk yaratan bu-
tun nedenler ancak gerçek bır demokratık düzende ortadan kal-
dırılacaktır Ancak o zaman Savas'lar, 'Barış'a donuşecek, top-
lum sılahların değıl, duşünce ve goruşlerın carpıştığı bır orta-
ma kavuşturulacaktır
ŞİŞLİ TERAKKİLÎLER
25 Mart 1990 Pazar gunu
saat 10.30'da
G e l e n e k s e l
Talaş Böreği Günümüzde
buluşaltm.
Not 1940 mezunlanna SC yıl onur belgelen verılecektır
lefrıflerı rtCu olunur
Parlanıeııtoda Seçilmiş-
Seçilmemiş Ayrımı mı?
Anayasalarla guvence altında bulunan hakların, hangı haklı
gerekçeyle gozardı edilmek istendiğıni anlamaya olanak yok.
FAHRİ ÇOKER Kapatılan Cumhurıyet Senatosu Kontenjan Uyesı
Zaman zaman çeşıtlı vesılelerle suskun bır
toplum olduğumuzdan söz edılır Bunun canlı
bır örneğmı son gunlerde vasadık TBMM'nın
18 ocakta ekspres bır goruşme ıle kabul ettığı
"Yasama Organı Uyelığınden Emeklı Olanla
nn Özluk Haklanna Daır Kanun"dan söz et
mek ıstıyorum Aynı gun ardı ardına kabul
edılen ve "Kıyak Emeklılık" olarak nıtelenen
kanun hakkında başyazarlardan köşe yazar-
larına, muhabırlere kadar basın ve çeşıtlı ke-
sımlerden bırçok kışı, tepkılerını dıle getırır
ve kanunu önerenlerı sert bır bıçımde eleştı-
nrken emeklı üvelenn özluk haklanna daır ka-
nun, basında sadece haber olarak kısaca >er
aldı Oysa bu kanun da özellıkle anayasa hu-
kuku bakımından en az ötekı kadar ayrıcalı
hukümler taşımakta ıdı Çunkü 27 Mayıs ve
12 Eylul hareketlenmn getırdığı ve vıllarca u>
gulaoan atıayasa kurallafı gözatdı edıtıyordu
Ama ne bır bılım adamı ne eskı ve yenı polı-
tıkacı ve ne de basın buna bır tepkı gösterdı
Bu davranışta belkı gazetelerın haber olarak
verdığı kanunun ıçenğınden söz etmemesı bır
etken Ancak Sayın Cumhurbaşkam da açık-
lanan gen gönderme yazısında sadece emeklı
üyelere ödenecek aylığın hesabındakı yanlış-
lık ve aykırüıklar ve dıplomatık pasapon üze-
nnde durdu, kanunun ıcenğındekı temel ana-
yasa] yanlışlıklardan söz edılmedı
Temel yaniışlık
Ne ıdı bu temel yaniışlık''
Bunu belırlemek ıçın kanun nasıl oluştu,
önce onu görelım
TBMM uyesı 93 mılletvekılı, dönem başm-
da konu üzerınde bır kanun teklıfi hazırlaya-
rak başkanhğa sunmuşlardır Genel gerekçe-
lerı şöyledır
"Tarıhı gelışım ıçınde demokratık parla
menter vönetımın kökleşıp kurumlaşması,
parlamentonun ustun saygınlığının ve vazge
çılmezlığının yenıden vurgulanması ıhtıyacı
nı doğurmuştur Cumhunvetın önde gelen or-
ganı mıllı ıradevı temsıl ve kullanma vucelı
ğıne sahıp parlamento>
r
u oluşturan uyelerın
emekhlennın özluk sorunlanna çözum getır-
mek ıçın demokrauk Batı ulke örneklen de
dıkkate alınarak yenı bır düzenlemeye gıdıl-
mıştır Yasama organı uyelığınden emeklı
olanların toplumda onurlu bır hayat surdur-
me zorunluğu, geçmışte kamu kurun ve ku
ruluşlarının üzennde tum mılletı temsıl etme
gıbı yuce bır sıfata sahıp olmalannın sonucu
ve yaptıklan hızmetm gereğıdır Önerıde, top-
lam sayılan 2000 dolayında olan yasama or
ganı emekhlennın özluk ve sosyal hakları da
ğınıklıktan ve belırsız durumdan çıkarılarak
günun koşullanna uygun hale getınlmıştır"
önerınm bınncı maddesınde, emeklı u>e-
lerın aylıklan, mılletvekıllennın almakta ol-
duğu yolluk dışındakı her türlu ödemenın av-
hk toplamı uzennden, hızmet suresı bakımın-
dan emeklı avlığına esas alınan oranlara göre
hesaplanacağı, en yuksek makam tazmınatı
göstergesı uzennden makam tazmınatı ödene
ceğı, ödemelerde kesenekle karşılanmayan kı-
sımlann Hazıne'ce karşılanacağı saptanmıştır
4ncak Danışma Meclısı ve Mıllı Guvenlık
Konseyı harıç' denılmek suretıyle bunlar uy-
gulamanın dışında tutulmuştur
Sosyal haklar başlıklı ıkıncı madde, mıllet-
vekıllerı ve yasama organı (bırıncı maddede
belırtılenler dışında) emeklı uyelenmn proto
kol, tedavı, ulaşım, haberleşme ve benzen sos-
yal hızmet ve haklardan, kamu kurum ve ku
ruluşlannda çalışanlara tanınan haklar da dık-
kate alınarak yararlandınlmalanrun, y'ararlan
ma usul ve esaslannın TBMM Başkanlık Dı-
vanı ve Bakanlar Kurulu'nca hazırlanacak yo-
netmelıklerle behrlenmesım, TBMM Başkan-
lık Dıvanı'nca çıkarılacak yönetmelık ve ka-
rarların ılgılı kamu kurum ve kuruluşlarınca
uygulanmasını öngörmüştür
Üçüncu maddede, mılletvekıllenne ödenen
ölum yardımımn yarısının aynı bıçımde yasa
ma organı emeklı üyelenne de verılmesı hü
küm altına alınmıştır Dört ve beşıncı mad-
deler yurürlük ve vürutmeve ılışkmdır
Tekhf 28 Kasım 1989'da Butçe ve Plan Ko-
mısyonu'nda gönışülmuş, Danışma Meclısı
uvelerının de 1%1 Kurucu Meclıs üyelen gıbı
yasama görevı ıfa ettığı, bunlara verılen hak-
ların ötekılerden esırgenmesının doğru olma-
yacağı göruşundan hareketle teklıfin bır ve
ıkıncı maddelerınde parantez ıçınde yer alan
'Damşma Meclısı ve Mıllı Guvenlık Konsevı
dışında' ıbaresı ve kışılenn doğrudan kendı
malı hakları ıle ılgılı konularda Hazıne'ye yuk
getırılmemesı amacıvla da bırıncı maddenın
son fıkrası, a>Tica uvgulama >önetmelığının
hem TBMM ve hem de Bakanlar Kurulu'nca
muştereken hazırlanması mumkun görulme
dığınden ıkıncı maddenın ıkıncı fıkrasında yer
alan "Bakanlar Kurulu" ıbaresı metınden çı
karılarak teklîf bu şeklı ıle kabul ve genel ku-
rulun onayına sunulmak uzere 30 Kasım 1989
tanhlı raporla baskanlığa gondenlmıştır
Kanun teklıfi ve komısyon raporu 18 Ocak
1990'dakı 66 bırleşımde genel kurulda goru-
şulmuş, tümü üzennde söz ısteven olmayınca
maddelere geçümesı kabul edıldığı sırada baş
kan, ıkı değışıklık önergesı verıldığını soyle-
yerek bunlan okutmustur önergelerden bınn-
de, emeklı aylığının, mılletvekıhnın almakta
olduğu yolluk dışındakı her turlü ödemenın
aylık toplamı tutannın % 7O'ı uzerınden, hız-
met suresı bakımından emeklı avlığına esas
alınan oranlara göre hesaplanması, ANAP ve
SHP Mechs grup başkanlan (Ü Güne> ve
H F Güneş) dahıl 7 uyenın ımzasım taşıyan
ötekı onergede ıse vasama organı uyelığınden
(Mıllı Bırhk Komıtesı, 1961 Temsılcıler Mec-
lısı uvelen, kontenjan senatövlen, Danışma
Mechsı ve Mıllı Guvenhk Konseyı uyelennın
harıç tutulması suretıvle) ılk önergedekı esa-
sın kabulu önenlmıştır Ikı mılletvekılı son
önergenın alevhınde söz almış, Plan ve Butçe
Komısvonu Başkanı, komısvon çoğunluğu bu-
lunmadığı ıçın katılmadıgını, Malıye Bakanı
ıse takdıre bıraktığını söylemıştır tkıncı mad-
denın görüşulmesınde, maddeye 1 maddeye
konulan kavdın eklenmesını ısteyen 13 ımzsdı
bır önergenın aynı şekılde kabulünden sonra
kanunun tümu oya sunularak kabul oluıjnuş
tur Ancak kanun, yukarıda kısaca değınılen
gerekçe ıle 3 Şubat 1990'da Cumhurbaşkam
tarafmdan bır daha göruşülmek üzere TBMM
Başkanlığı'na gen gondenlmıştır
Kanımızca, kanunun uygun olmayan >önu,
sadece mılletvekıllerınm yasama görevınde
ıken almakta olduklan ış guçluğu, ış nskı te-
mınınde guçlük zammı, aıle yardımı odeneğı
ve fazla çalışma ücretı gıbı yan ödemelerın
emeklı avlığının hesabında dıkkate alınması,
dıplomatık pasaport verılmesı vanında bazı
ekstra haklar tanınması değıldır Asıl üzenn
de durulması gereken husus, bu vesıle ıle Mıllı
Bırhk Komıtesı, 1961 Temsılcıler Meclısı uye-
lerı, kontenjan senatörlen, Danışma Meclısı
ve Mıllı Guvenlık Konseyı üyelenmn yasama
organı uyelığınden dışlanma gınşımıdır Pe-
şınen şunu söylemelıyım kı dışlanmak ıstenen
bu uyelenn buyuk çoğunluğu, bu görevlere
gelmeden ya da sonradan devlet memuru, as-
ker ya da polıtıkacı olarak 1 derecenın 4 ka-
demesınden emeklı olmuş, yıllardır bu aylığı
almış, dolayısıyla öngörulen sıstemdekı daha
fazla aylığa ozlem ve gereksımm duyan kışı-
ler değıldır Konuyu bu rahatlık ıçınde ırde-
lemelıyız
Mıllı Bırhk Komıtesı uyelerı 27 Mayıs ıhtı-
lalını gerçekleştırmış ve Terasılcıler Meclısı ıle
bırlıkte hazırladıklan anayasa halkoyuna su-
nularak kabul edılmıştır Komıtenın başkan
ve uyelerı ıle eskı cumhurbaşkanlan, 1876'dan
bu vana sıvası tanhımıan en ılerı belgesı ola-
rak kabul edılen bu anayasanın 70 maddesı
ıkıncı fıkrası ıle Cumhurıyet Senatosu'nun ta-
bıı üvelerı sayılrruştır A>TU maddenın kuru
luş başlıklı bırıncı fıkrasında da Cumhunyet
Senatosu'nun genel oyla seçılen 150 üve ıle
cumhurbaşkarunca seçılen 15 üyeden kurulu
olduğu belırtılmektedır Bu üveler 26 Ekım
1961'den 12 Evlül 1980 tanhıne kadar 20 yıl,
seçımle gelen uveler gıbı yasama görevı yap-
mışlar, parlamento kurullarına seçılerek
Turkıve'vı ve TBMM'yı uluslararası plat-
formlarda temsıl etmıştır Bu, anayasal bır ol-
gudur ve bunu bır kanunla kaldırmak huku-
ken mümkün değıldır
Kaldı kı kanun, ılgılı herhangı bır kanunu
değıştırmedığı gıbı ytırurlükten de kaldırma-
dığma göre bu uyeler, halen yururluktekı
emeklılık statulerıne gore en vüksek gösterge
uzennden emeklı aylığı ve en yüksek devlet
memuru başbakanlık musteşannın gösterge
sıvle makam tazmınatı almaya devam edecek
lerdır Bu şekılde seçımle >a da anayasa hu-
kumlen ıle —seçılmemış olarak— parlamen
toya gıren ıkı tur parlamenter ıcat edılmış ola-
caktır Böyle bır aynmın dunya parlamento
tanhınde eşı, emsah yoktur
PENCERE
Duvarın Ustündeki Tilki
Tılkı bırgün başını aldı gezmeye koyuldu, köyün meydanına
vardı bır duvann ustune cıktı çevreyı seyretmeye başladı Ora-
dan geçen muhtar şaşırdı
— Aaa bır tılkı'
Köyun hocası camıye gıdıyordu, duvarın ustundekı tılkıyı go-
rünce durakaldı
— Aaa, tılkıye bak1
Bakkal, muhtaria hocanın baktıkları yere başını çevırınce ba-
ğırdı
— Hay Allah, bır tılkı'
Kahvedekıler merak edıp dışarı çıktılar, ama, onlar da tılkıyı
gorunce kendılerını tutamadılar
— Tılkıyı gördunuz mu7
— Vallahı bır tılkı bu>
Kalabalık çoğalıp sesler uğultuya dönusünce tılkı ormana kaç-
tı, dışı tılkıye dedı kı
— Bugun öğle vaktı koye ındım, orada herkes benı tamyor ben
hıçbınnı tanımıyorum
•k
Öykuyu Melıh Cevdet Anday anlattı
Bız dınleyenler çok gülduk Anday bır de yorum ekledı, ak-
lımda kaldığına göre şöyle
— Tekılle çoğulun kanştınlması
Masanın çevresınde kalabalıktık başka lafa geçıldı ama, ben
öyküye mım koydum sıralı sırasız tılkıyı düşunmeye başladım,
"Narıskın'ın Sazı 'nı anımsadım
Çarlık Rusyası nda soylulardan Nanskın, kölelennden bır çalgı
oKışturmuş Oyle kı, her bır köle dıyelım pıyanonun bır tuşunu
sımgelıyor Insanlardan meydana gelen bu tuhaf sazı "koro'
ıle karıştırmayalım, Narıskın'ın her kolesı yalnız bır notayı dıle
getırıyor, bu ad ıle çağrılıyor
— Nanskın 'ın fa 'sı
— Nanskın'ın do'su
— Narıskın'ın mı'sı
Iş o kerteye gelmış kı adamların adları sorulduğunda verılen
yanıt değışmış
— Sen kıms/n'
— Ben Narıskın'ın la'sıyım
— Ya sen?
— Sı'sıyım
Kışılığın yok edılmesı
Bıreyın sılınmesı
*
Sokaktan geçen bır erkeğı ya da kadını tanımasak bıle bır adı
olduğunu bılırız Ad ınsanın bıreye donuşümünde bır aşama-
dır, kuşkusuz dılle bırlıkte ortaya çıktı ve yayıldı, daha öncekı
dönemlerde yoktu
Köyün meydanına varıp duvarın ustune çıkarak ınsanları ız-
leyen tılkımn adı yok
Daha doğrusu ozel adı yok ,
Tılkıyı hepımız tanırız pek kurnazdır, cın gıbıdır kara karga-
yı aldatıp peynırı elınden alan yaratıktır La Fontaıne ın öyküle-
rıne bıle geçmıştır Koy meydanındakı bütün ınsanlar tılkıyı ta-
nıyorlardı
Ama hangı tılkıyı?
Duvarın ustündeki tılkıyı değıl genelde tılkıyı tanıyorlardı An-
cak tılkı de ne muhtarı ayırt edebılırdı, ne hocayı ne de bakkalı,
hepsı de ınsandı değıl mı'
•
Insanlar arasında bıreysellesme, uzun bir tarıh sürecınde ger-
çeklesebılmıstır Gunumuzde bıle kışıler bağlı olduklan toplum-
lar halklar uluslarla bırlıkte anılıyorlar çoğul ıçınde enyorlar
Sozgelımı yurtdışına çıkan bır kımse Avrupa da gümrukten
geçerken nedır'
— Bır Tûrki
Bu gıbı durumlarda Türk kavramının ıçınde bırey erır, ulusu-
muzun toplumsal doğası belırleyıcı olur Yabancı gumruk gö-
revlısinın elındekı pasaportun çağrışımı yaygınlaşan ve genel-
leşen bır kanıya göre değerlendırılır, Türkün ortak çızgılerı, bı-
reyın kışılığını ezecek bıçımde derınleşır
Dıyeceğim şu kı hıç kımse Batı karşısında kendısını Turklu-
ğünden ayn gormesın duvarın ustündeki tılkıye döner
TEŞEKKÜR
Çok Sevgılı Babamız ve BırKik Eşım
ERDOĞAN ÖZER'in
rahatsızlıgından topraga verılışıne kadar gerçek
dostluk \e vardımlarını esırgemeven
Cumhurıvet Gazetesi Müessese Mudüru
EMÎNE UŞAKLIGİL'e
CUMHURİYET GAZETESİ
ÇALIŞANLARINA,
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE
BAŞKANLIĞINA,-
derın acımızı pavlaşan butun dost ve
akrabalarımıza en ıçten teşekkurlerımızı sunarız
Eşi: YILDIZ ÖZER
Çocukları: MUSTAFA ve
OSMAN SELÇUK
You wıll fînd the tru lıfe,
freedom and peace wıthın
yourself Your fate lıes ın
your hands Free ınformatıon
Uruverselles Leben, Abt
9 12, P O Box 56 43, D-8700
Wuerzburg, West-Germany
14 MART TIP KUTLÂRfZ^
"' ^iA
ti-AÇ SANAYİ ve TİCARET A.Ş.
j£
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
Sürucu
sertıfıkası
verılır
Okul Usküdar 343 67 82
Kozyatajı: 362 47 33
Maltepe: 352 21 21
Tarabya: 162 08 18
LISKUR
SÜRÜCÜ KURSU
EHLİYETINIZI
BİZDEN ALIN
4 TAKSITLE ÖDEYIN
Kadıkoy 336 02 79
Erenkoy
Malıepe
359 30 68
352 24 21
MİS-PAK
Halılannız ve koltuklarınız
yerınde ıtına ıle yıkanır
Genel temızlık hızmetlerı
yapılır
159 98 91
159 97 34
Fatıh 2 Aslıye Hukuk
Mahkemesı'mn E 988/124"
7
K 990 16 S ve 26 1 1990 t lı
karan uyarınca munsımız
Kadrıye Güler'ın soyadının
Almışguler olarak tashıh
edıldığı ılan olunur
AHMET CÖMERTER