04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 14MART 1990 SOVYETLER BİRLİGÎ Gorbaçov 'süper başkan'Halk Temsilcileri Kongresi dünkü otururnunda, başkanhk sistemini, Komünist Parti'nin iktidar tekeline son yerilmesini ve üretim araçları üzerinde özel mülkiyeti kabul etti. Dıs Haberler Servisi — Sovyetler Birliği Halk Temsilcileri Kongresi'nde dun yapı- lan tarihi oylamada, geniş yetkilerle dona- tılmış başkanhk sistemine geçılmesı ve Ko- munıst Parti'nin iktidar lekelinin kaldınl- ması kabul edildi. Halk Temsilcüeri Kong- resi ayrıca üretim araçlan üzerinde kişisel mülkiyeti de onayladı. Başkanlık sistemine geçişi sağlayacak anayasa değişikliğini öngören tasarı 1817 milletvekiii tarafından desteklenirken 133 milletvekili aleyhte, 61 milletvekiii de çe- kimser oy kullandı. Komünist Pani'nin ik- tidar tekelinin kaldırılmasına ilişkin anaya- sa değişikliği ise 7 4 çekimser ve 164 ret oyu- na karşıhk 1771 oyla kabul edildi. Gorbaçov, oylamadan sonra yaptığı ko- nuşmada, "Yönetiraimizin tarihindeen bü- yük ve anlamlı adımı atıyonız" dedi. Gor- baçov, kongrenin hem Sovyet federasyonu- nun hem de ulkede yaşayan tüm haiklann çıkanna hizmet edecek çok önemli karar- lar aldığını söyledi. Sovyet lideri kongre- nin kararlanru "demokrasi ve demokratik- leşme için çok önemli adımlar" oiarak ni- teledi. Gorbaçov, konuşmasında, oturum sırasında, Estonvalı miUetvekiUerinin de, bu cumhuriyetin bağımsızhğı için Moskova ile Estonya hükümeti arasında görüşmeler ya- pılmasını ıstediklerini söyledi. Tasarının lehinde oy kullanan milletve- killerinden Fyod«,r Burlatsky ise "Bu Balı siyasal sislemi yolunda ilk adımdır" şek- linde konuştu. Başkanlığa Gorbaçov'un se- çilmesine kesin gözle bakılıyor. Başkanlık sistemine geçiş konusundaki anayasa degişikliğınin, Halk Temsilcileri Kongresi'nce onaylanabilmesi için, baska- nın yetkilerinin bir ölçüde "sulandınldığı" öğrenildi. Daha önce Moldavya, Gurcistan ve Azerbaycan milletvekillerinin, cumhu- riyetlerinin egemenliğini sınırlayacağı için ret oyu vereceklerini söyledikleri başkan- lık sistemi tasansı 1817 oyla kongreden geç- ti. Mihail Gorbaçov'un, kongre boyunca yaptığı kulis sırasında, milletvekillerinin, "kanun güctinde kararname çıkarma, ola- ganustu dunım ilan etme ve yasalan velo" gibi yetkilerle ilgili kaygılannı gidermek amacıyla, bu konularda bazı ödünler ver- diği belirtiliyor. Rtsmi haber ajansı TASS'ın, "SBKP Merkez Komitesi'nin girişimiyle" olduğu- nu ozenle vurguladığı ikinci önemli karar- la da Sovyetler Birliği'ni 73 yıldır yönet- mekte olan Komünist Parti, anayasadan al- dığı iktidar tekelini yitirdi. SBKP Merkez Komitesi, pazar günü baş- ladığı ve teknik oiarak halen devam eden toplantısında, SBKP'nin anayasai iktidar tekeline son verilmesini Halk Temsilcileri Kongresi'ne önermeyi kararlaştırmıştı. Halk Temsilciler Kongresi'nin kabul ettiği kararla, ulkede "çok partili olmasa bile", siyasi çoğulculuk için gerekli yasal zemin hazırlanmış oluyor. Kongrenin dün sabahki oturumunda oy- lamadan önce konuşan bir milletvekili, Gorbaçov'un yanı sıra Başbakan Nikolay Rijkov'Ia Içişleri Bakanı Vadim Bakatin'i yenı başkanlık makamı için aday gosterdi. Ancak Nikolay Rijkov, Moskova Rad- yosu'nun Interaks Servisi'ne yaptığı açık- lamada, başkanlık sistemine geçişin henüz kabul edilmemiş olduğunu, bu tasarı kabul edilse bile aday gösterilmek istemediğıni söyledi. Rıjkov, aday gösterilmesi halinde, bunu reddedeceğini belirtti. Halk Temsilcileri Kongresi'nde dün ka- bul edilen başkanlık sisteminde başkana çok geniş yetkiler tanıyor. Başkan, hükü- meti atayıp, görevine son verebiliyor. Se- ferberlik ve savaş ilan edebiliyor. Ülkeyi ka- nun gücünde kararnamelerle yönetebiliyor. Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin bir kaosa sürüklenmesinin önlenebilmesi için guçlü bir başkana gerek olduğunu savunuyor. Gorbaçov'un muhalifleri ise, Sovyet lide- rinin diktatör olmak istediğini öne sürü- yorlar. BIRLEŞIKALMANYA D.Almanya'da seçim fırtınasıUlkede 18 martta yapılacak genel seçimlere 24 parti ve grup katıhyor. Bu mozaikte, Demokratik Sosyalizm Partisi'nden Yeşiller'e ve iki Almanya'nın birleşmesine karşı olup 'gerçek sosyalizmi' kurmayı amaçlayan Birleşik Sol'a kadar bir dizi grup yer alıyor. Seçmenlerin yarısı hâlâ kararsız. DÎLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Yaşlı bir adam, yol kenarında- ki bir bankta oturmuş gazete okumaktadır. Yağmurlu havada sokaktan geçen arabalar sürekli oiarak adamın üstune çamur sıçra- tır. Önce Demokratik Almanya malı Tra- banl, sonra Mercedes, sonra Japon malı Nissan. Adamın yüzu gozü çamur içinde kaimış, çaresiz kameraya bakmaktadır. Bir- den genç, güzel bir kız bisikletin üzerinde çıkagelir. Bisikletli güzel, dar blucinin ce- binden çıkardığı bez mendille yaşlı adamın yüzünü siier. Kızın tişönünün arkasın- da bir gökkuşagı, altında da "Yeni Foram" yazısı vardır... Demokratik Almanya Televizyonu, her gun dönuşümlü olarak seçime katılan siyasi partilerin ve gruplann spotlannı yayımlıyor. 18 martta yapılacak ilk gizli oylu genel se- çimlere tam 24 parti ve grup katıhyor. 40 yıl boyunca göstermelik seçimlerle "Koraii- nisl Parti" SED (şimdiki PDS-Demokratik Sosyalizm Partisi tarafından yönetilen Do- ğu Almanlar, ilk kez serbest iradeleriyle yö- neticilerini belirleyecek. 18 mart seçimlerine katılan siyasi parti ve gruplann en önemlileri şunlar: Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS): Geçen ay adını değiştiren eski iktidar partisi SED yaklaşık 700 bin üyeli. Genel Başkan Gregor Gysi ve Başbakan Hans Modrow, seçimlerde par- tiye herhangi bir şans tanımıyor ve muha- lefete düşeceklerine inanıyorlar. "Ortak Av- nıpa Evi" içinde, adım adırn birleşmekten yana olan PDS, Almanya'nın askeri ittifak- İardan ayrılıp silahlardan anndmlmasını is- tiyor. Ekonomide devlet denetimi ağırlıklı serbest pazar ekonomisi kabul edilirken, belli başlı alanlarda üretim araçlannın özel- leştirilmesine karşı. Sosyal Demokrat Parti < S P D ) : E k i m a - vında 4° ki ~ şiyle kurulan SPD'nin bu- gun 100 bin kayıtlı üyesi var. Genel Başkan tbrshim Böhme, aynı za- manda partisinin başbakan adayı. Federal Alman Anayasası'nın 146. maddesine göre birleşmekten yana olan SPD, yeni bir ana- yasa hazırlanmasını istiyor. "Ekolojik agır- Birleşme görüşmelerin Polonya da katılacak Fransa ve Federal Almanya dışişleri bakanları, iki Almanya'nın birleşmesi görüşmelerinin batı sınırıyla ilgili bölümüne Polanya'nın da katüması konusunda anlaştılar. NATO Genel Başkanı Menfred VVörner iki Almanya'nın birleşmesinden sonra da Sovyet birliklerinin "bir süre" bugünkü Demokratik Almanya topraklarında kalabileceklerini bildirdi. lıklı sosyal pazar ekonomisi" ve parasal bir- lik, sosyal demokratlann ekonomik prog- ramının anahatlarını oluşturmakta. SPD, askeri ittifaklann uzun vadede siyasi ittifak- lara dönüşmesini savunuyor, ama Alman- ya'nın şimdi tarafsızlaşmasına karşı çıkıyor. CDU an DSUAlmanya tttifakı (Allianz für Deuts- chland): Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU), Demokratik Atılım (DA) ve Alman SosyaJ Birlik Partisi'nin (DSU) seçim için kurduğu muhafazakâr ittifak, F. Alman Başbakanı Helmut Kohl ve hükümetin "kardeş partileri"nden oluşuyor. Bu sağ se- çim birliğinin amacı, birleşmeyi bir an ön- ce gerçekleştirmek, serbest pazar ekonomi- sine geçiş, parasal birliğin hemen tesisi ve devlet mulkünün ozelleştirilmesi. Başbakan Kohl'ün birleşme tasarılarını kayıtsız şart- sız kabul eden bu sağ partiler, birleşme ha- linde F. Almanya'nın NATO içinde kalma- sını, D. Almanya'nın ise 2000 yılına kadar silahlardan anndınlmasmı istiyor. Toplam üye sayısı yaklaşık 230 bin; en önemli ad- lan Lothar de Maiziere (CDU), Wolfomno Schnur (DA) ve Hans-Wilhelm Ebeling (DSU). 90 Ittifakı BUNDNIS 90 Demokrasi' ve 'Banş ve fnsan Haklan Girişimi' adlı sol grupların oluşturduğu se- çim ittifakı, "miımkün olduğu kadar çabuk degil, nıiimkün olduğu kadar iyi" bir bir- leşmeden yana. D. Almanya'daki "banşçı devrim"in motoru olan Yeni Forum, duva- rın açılmasına ve birleşmenin gündeme ge- tirilmesine karşı tavır alınca toplumdan so- yutlandı. Gelişme önlenemez hale gelince birleşmeyi savunmaya baslayan bu sol grup- lar, Doğu Berlin'deki "yuvarlak masa" top- lantılannda Almanya'nın tamamen tarafsız- laşıp silahlardan anndmlmasını, para bir- liğinin hemen yurürlüğe girmemesini iste- mişlerdi. "Kapitalizmle reel sosyalizm ara- sında bir "üçüncü yoJ" arayan gruplara se- çimlerde yuzde 10'un altında oy çıkması bekleniyor. Yeşil Parti: Demokratik Al- manya'nın yenilerinden Yfeşil Parti, seçimlere Bağımsız Kadın- lar Birliği adlı grupla ittifak için- de giriyor. Üye sayısı 10 bini bulmayan iki grup, Batı'daki örnekleri gibi ekolojik ağır- lıklı bir dönüşüm modeli öneriyor. Hiir Deraokratlar Birliği: Batıdaki Libe- ral Parti'nin "kardeş partisi" FDP ve Liberai-Demokratik Parti'nin (LPD) kur- duğu seçim ittifakının yaklaşık 115 bin üyesi var. Birleşmeyi referanduma tabi tutmak is- teyen liberaller, sosyal pazar ekonomisini ve parasal biriiği savunuyor. Askeri ittifaklar sorununu Avrupa ve dünya geneli içinde du- şünüyorlar. Liberallere seçimlerde şans ta- nınmıyor. Birleşik Sol: "Birleşik Sol ("Vereinigte Linke") ve "KaranfiJJer" ("Die Nelken") ad- lı iki sol grup, Almanya'nın birleşmesine karşı olan tek siyasi grup. Birleşik Sol, De- mokratik Almanya'nın ortadan kalkmama- sını, devlet mulkiyetinin topiumsa! mülki- yete dönüştürülmesini, fabrikalarda özyö- netimi, kısacası "gerçek sosyalizmi" kur- mak istiyor. Üye sayısı 500 kadar. Demokratik Kövlıi Partisi: Eskiden ko- münisı partiyle aynı "iktidar bloğu" için- de yer alan Köylü Partisi'nin D. Almanya 1 da sağlam bir seçmen kitlesi var. Tarım ke- siminden epey oy alması beklenen parti, toprak reformuna gidilerek bütün tanm alanlannın ve çiftliklerin eski sahiplerine ge- ri verilmesini savunuyor. D. Aimanya'da seçime giren bu ve diğer partilerin çoğu, Batı'daki "kardeş partilerinden" destek alıyorlar. Ocak ayın- daki anketlerde yüzde 54'e kadar çıkan sos- yal demokratlann oy oranı son haftalarda epey düştü. Leipzig'deki bir kamuoyu araş- tırma enstjtüsünün saptadığı son rakamla- ra göre SPD yuzde 34'le birinci sırayı ko- rurken, muhafazakârlar yüzde 30 civarın- da kalıyor. PDS'ye yüzde 17, diğer parti ve gruplara yuzde 10'un altında oy çıkması bekleniyor. Ancak Demokratik Alman seç- menlerin yandan fazlası hâlâ "kararsız;' 18 marttaki seçimler heyecanla beklenirken, sandıktan hangi siirprizlerın çıkacağını hiç kimse kestiremiyor. PARİS (AA) — Fransa ve Federal Al- manya dışişleri bakanlannın, iki Almanya'- nın birleşmesi konusundaki müzakerelere Polonya'mn da katılması gerektiği konu- sunda anlaşmaya vardıklan bildirildi. Paris'teki F.Almanya Büyükelçiliği Söz- cusu, Roland Dumas \e Hans-Dietrich Genscher'in göruşmesinde, Polonya'mn sa- dece batı sınınna ilişkin tartışmalara katıl- ması konusunda görüş birliği sağladığını söyledi. Polonya, F.Almanya'yla mevcut sınırı- nın guvence altına alınması için, "4 + 2" formülu olarak nitelenen birleşme görüş- melerinde yer almak istiyordu. F. Alman- ya Başbakanı Helmut Kohl ise, Polonya'- mn sınır konusunda güvence istemine do- yurucu bir yanıt vermemişti. "4 + 2" görüşmelerine katılacak olan Fransa'nm Cumhurbaşkanı François Mic- terrand, geçen haftaki bir açıklamasında, Polonya sınırının tanınması konusunda bağlayıcı* anlaşmalar yapılmadan, iki Al- manya'run birleşemeyeceğini bildirmişti. tki Almanya, Fransa, İngiltere, SSCB ve ABD arasındaki ilk görüşmeler, yann Bonn'da yapılacak. NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, iki Almanya'nın birleşmesinden sonra, Sov- yet birliklerinin "bir siire" bugünkü De- mokratik Almanya topraklarında kalabile- ceğini bildirdi. Wörner, Fransız basınma verdiği demeç- te, Sovyet birliklerinin, "SSCB'nin giiven- lik çıkarlannın garantisi" olacak bir süre daha bugünkü Demokratik Almanya top- raklarında kalabileceğini belirtti ve bu su- renin, "görüşmeler yoluyla" beürlenebile- ceğini kaydetti. Birleşik Almanya'nın NA- TO üyesi olması gerektiğini söyleyen Wör- ner, "Ancak bu, bugiinkii F.AImanya- D.Almanya sınınnın ölesindeki Alman top- raklannı ilgilendirmez" dedi. Batıhlann, SSCB'ye "meşrtı güvenlik haklanna saygı gosterilecegi" yolunda \er- dikleri güvencenin, NATO'nun "sadece sa- vunma ittifakı olduğunu" gösterdiğini ifade eden VV'orner, "16 demokratik ülke. saldır- mak için anlasamaz..." diye konuştu. VVör- ner, son olarak, birleşik Almanya'mn nük- leer silahlardan vazgeçeceğinden kuşkusu olmadığını da belirtti. LEİPZİG'DE SON GÖSTERİ — Leipzig'de geleneksel hale getirilen 'Pazartesi Gosterileri'nin sonuncusu, önceki aksam yapıldı. 40 bin kişinin katıldığı gö>teride. v<>k sayıda Neo-Nazinin yer aldıgı dikkat çekti. (Fotograf: Reuter) MOSKOVA Gorbi Litvanya'ya sert çıktı Sovyet lideri, Litvanya'nın bağımsızlık ilanının "yasadışı ve geçersiz' olduğunu söyledi. Gorbaçov, Litvanya ile görüşmeyeceğini belirterek "ancak bağımsız bir detfletle görüşme yapılabilir" dedi. Dış Haberier Servisi — Sovyet lideri Mi- hail Gorbaçov, Litvanya'nın bağımsızlık ilan etmesine sert tepki göstererek kararın "y«- sadışı ve geçersiz" olduğunu söyledi, ancak sonına çözüm ararken sabırlı olunmasını önerdi. AP'nin haberine göre Halk Temsilcileri Kongresi'nin dünkü toplantısında söz alan Gorbaçov, Litvanya Cumhuriyeti ile Mos- kova arasında görüşme yapılmasının "söz konusu bile olamayacagını" bildirdi ve "gö- rüşroe, yabana ülkelerle yapılır" dedi. Litvanya Parlamentosu, önceki gece SSCB lideri Mihail Gorbaçov'a gönderdiği mesajda, bağımsızlık ilanı sonrasında iki ta- raf arasında görüşmelere başlanması çağ- rısında bulunmuştu. Gorbaçov, Halk Temsilcileri Kongresi üyelerinin büyük bir coşkuyla desteklediği kısa konuşmasında, kongrenin, tüm öteki cumhuriyetleriıün olduğu gibi Litvanya'nın temsilcilerini de bağrına basmaya ha/ır ol- duğunu vurguladı. Sovyet lideri, sorunun siyasal ve hukuk- sal açılardan değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Başbakan Nikolay Rijkov'un baş- kanlığındaki bir komisyonun sorunu ince- lemeye başladığım açıkladı. Gorbaçov, bu konuşmasının bir yerinde Litvanyalılardan, •Yoldaslar' diye söz etti. Gorbaçov sözcü- ğü kullandıktan sonra bir an duraklayıp "Onlann yoldaslar olduklanna inanmı- yomm" dedi. Sovyet liderleri arasında muhafazakârla- nn temsilcisi olarak bilinen Politbüro üye- si Igor Ligacev ise kongrede yaptıgı konuş- mada, "Litvanya'ya karşı kuvvel kullanma- nın söz konusu olmadığını" söyledi. Liga- çev, "Bunalımın çözümunde kuvvet knllanmayacağız" dedi. öte yandan bağımsızlık ilan eden Litvan- ya Yüksek Sovyeti, SSCB'ye, topraklann- daki tüm askerlerin geri çekümesi çağnsın- da bulundu. Litvanya'daki milliyetçi Saju- dis örgUtünün yetkililerinden alınan bilgi- ye göre, Moskova'ya gönderilen mesajda, Sovyet ordusunda yaptıldan görev çerçeve- sinde SSCB'nin çeşit/i cumhuriyetlerine gönderilmiş bulunan Litvanyalı askerlerin de en kısa zamanda ülkelerine geri gönde- rilmeleri istendi. Yeni dert: Estonya Sovyetler Birliği'nin Baltık kıyısındaki cumhuriyetlerinden Estonya'da da, bağım- sızlık isteyen yerli haikın düzenJediği 'Es- tonya Kongresi'nde, bu yöndeki çabaiara başlanması kararlaştırıldı. Tallinn'deki gazetecilerden elde edilen bil- gilere göre, ilk kez toplanan kongre, iki gün- lük toplantısı sonunda, kendisini, bağım- sız Estonya devletini canlandırmakla 'yet- kili kıldı'. HABERLEREV DEVAMI Sözleşmeli ücretinde BASKENTTEN AHMCT TAN (Baştarafı 1. Sayfada) bin liraya çıkanldı. Bakanlar Kurulu'nun geçen hafta yayımladığı sözleşmeli per- sonelin bir kısmma yüzde 25'e ka- dar ücret zammı yapılmasına iliş- kin karan, sözleşmeli personel sta- tüsündekilerin büyuk çoğunluğu- nudüş kınklığına uğrattı. Bu Ba- kanlar Kurulu karan, KÎT'lerde çalışan genel kapsamlı sözleşme- li personeli değil, kadrolarında sözleşme ile çalıştırılan üst düzey görevlilerle hukuk ve denetim hiz- metlerini gören memurlan ilgilen- diriyordu. 399 sayılı sözleşmeli personel uygulamasına ilişkin ka- nun hükmünde kararnamenın I sayılı cetvelinde sayılan kişilere en çok yüzde 25'e değin zam yapıl- masını öngoren Bakanlar Kurulu karannın ardından, 1 sayılı cetvel- de yer almayan ve sözleşmeli per- sonelin büyük çoğunluğunu içeren grubun ücret zammının geleceği Yüksek PlanlamaKurulu'na kal- mıştı. Bu gruba giren sözleşmeli personel tam bir panik yaşarken Yüksek Planlama Kurulu, ilgili Kamu Iktisadi Teşebbüsleri'ne ve bağlı ortaklıklara Hazine ve Dış Ticoret Müsteşarlığı aracılığıyla bir yazı gönderdi. YPK bu yazıy- la, 399 sayılı kanun hükmünde ka- rarnamenin 1 sayılı cetveli dışın- da sözleşmeli personel olarak ça- lışanların tavan ücretlerinin 1 Ocak 1990'dangeçerli olmak üze- re 3 milyon 688 bin liradan 4 mil- yon 500 bin liraya çıkanldığını bil- dirdi. Ayrıca YPK, kamu banka- iarında çalışanların dışında bu gruptaki sözleşmelilerin ücretle- rinde yapılacak artışların da yüz- de 25'i geçemeyeceğini karar altı- na aldı. YPK kararına göre bu gruba giren sözleşmeli personelin sözleşme ücretleri de başarı, kı- dem ve görevin niteliklerine bakı- larak KİT ve bağlı ortaklıkiarın yönetim kurulları tarafından sap- tanacak. 2000'e Doğru (Baftarafi 1. Sayfada) 142/3-6 maddelerine aykırı ola- rak yayın yoluyla milli duyguları zayıflatıcı propaganda yapıldığı gerekçesiyle tutuklandığı öğrenil- di. DGM savcılığındaki sorgusun- dan sonra DGM Hâkimi Kıdemli Albay Enver Erdal tarafından tu- tuklanmasına karar verilen Tunca Arslan'ın, hakkında açılacak da- vada, 7.5 ile 15 yıl arasında hap- sinin isteneceği belirtildi. Tunca Arslan'ın tutuklanma- sıyla ilgili olarak 2000'e Doğru Dergisi Yazı tşleri Müdürü Hüse- yin Karanlık adına yapılan açık- lamada, "Tunca Arslan'a yönel- tilen baskılar" protesto edildi. (Baftarafi 1. Sayfada) de yer alıyor. Genellikle devlet güdümünde- ki İngilizce çıkan Arap gazetele- rinde bile sürekli şu ternalar işlen- mektedir. (Bazı gazete başlıkları şöyledir): — Türkiye'nin bu karan valnız Irak ve Suriye için değil, bütün Arap âlemi için bir tebdit oluş- turuyor. — Ankara bu so kesme karan- nı teknik gerekçelerie açıklıyorsa da bunun arkasında, siyasi gerek- çelerin bulunduğu açtktır. — Fırat'm sulan, Amerikan petrol rezervkrinin tiikeamesine *z bir zaman kalmışken, Batı için Arap âlemi üzerinde baskı u>gu- lamanın bir aracıdır. — Su konusu, Irak ile Suriye^ yi araJanndaki ihtilaf konulannı bir yana itip Tıirkiye'ye baskı uy- gulamak icin bir cepbe olusturma- ya itebilir. — Fırat konusu, Türkiye, Suri- ye ve Irak arasında şimdiye kadar diplomatik kanallardan ele alın- dı. Ancak Türkiye'nin Araplan susuzluğa itmekteki ısran karşı- sında bu ülkelerin kendilerini tut- malan zor olacaktır. Mısır'da yayımlanan ünlü "El Ahram" gazetesinde ise şu görüş- ler sürekli ortaya konuyor: "Su, çağımızın en önemli silah- lanndan biridir. Fıral'ın sulan ile ilgili dorum. Arap âJemine karşı yöneltilen yeni bir tehdillir. Tür- kiye, Suriye ve Irak sının bir pat- lamanın biıtun temel unsurlannı içerivor. Bunlann başında su ko- nusu geliyor. Aynca azinlıklar so- runu, siyasi ve ideolojik görüş ay- nlıklan ve askeri gerginlikler de göz ardı ediiemeyen başiıca unsur- lar arasında yer alıyor." Su konusunun çarpıtüarak yan- sıtılmasının arkasındaki nedenler Ankara tarafından şöyle ortaya konuluyor: — Arap âleminde liderlik kav- gası vardır. — Türkiye'ye karşı bir döşman- lık ögesi olarak su konusu biıieş- tirici bir öge olarak kullanıl- maktadır. — Aynca su konusu çevresin- de Türkiye'ye karşı ortak bir cep- he oluştunılması. Araplar arasın- daki böliinmeyi de ikinci plana itebiJecektir. Fırat sulan konusunda ise Su- riye ve Irak arasında bir çekişme vardır. Ankara'da yapılan son top- lantıda su paylaşımı konusunda Türkiye iki komşu ülkeye bir öne- ride bulunarak verilen suyu ken- di aralannda paylaşmalannı öner- miş, ancak iki ulkenin aralannda anlaşmadıklan görülmüştür. Ortaya çıkan tablo şudur: Suriye ve Irak, TürkiyeMeki te- rör odaklarına en azından yatak- lık yaptıklan yolundaki kuşkula- rı geri püskürtmek üzere suyu bir savunma silahı olarak kullanmak peşindeler. Hatta Ankara'daki yet- kililerde bu savunma silahımn bir saldırı silahına dönebileceği izle- nimi de egemendir. Bugün Dışişleri Bakanlığı'nda bu konuda basına bir brifing ve- rilmesi bunun bir işaretidir. Teğmen Baba Kamuda % 8.8 zam 'sağlam' çıktı Evren'in Ankara gezîsi ANKARA (Cumfauriyet Biirosu) — Eski Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren, dün TBMM'ye gelerek Cum- hurbaşkanJığı Genel Sekreteri Ke- mal Yamak'ı /dyaret etti. Vamak ile Meclis'teki odasında 10 dakika kadar süren görüşmesonra- sında E\ ren gazetecilere, "Hem ne- zaket ziyareti hem deAnkara'da bazı işlerim vardı, sayın genel sekreter onlara yardıma olacak" dedi. Daha sonra Gazi Orduevi'ne ge- len Kenan Evren'i TBMM Başkanı Kaya Erdem ziyaret ederek bir sure görüştü. Evren akşam da Büyük Ti- yatro'da sergilenen "Aşkınuz Aksa- ray'ınEn Büyük Yangını" adlı oyü- nu izledi. Evren'inbugun de Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtayilegörüşmesi bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- şu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a "Cumhurbaskanlıgmıza altşamadım" biçirainde telgraf çektiği gerekçesiyle askeri hasta- nenin psikiyatri bölümüne kaldı- nlan Teğmen Murat Şeref Baba- ya Gülhane Askeri Tıp Akademi- si tarafından sağlam raporu veril- di. Taburcu edilen Baba, "disip- linsizlik sucu işledigi gerekçesiyle kendisine daha once verilen 28 gunJük hapis cezasını çekmek üze- re Ankara Merkez Komutanhğı- na götürüidü. Teğmen Baba'nm cezasını çektikten sonra disiplın- sizlik nedeniyle emekliye sevk edi- leceği öğrenildi. Istanbul'daki GATA Haydarpa- şa Eğitim Hastanesi'ne "psikonevroz" öntanısıyla yatırı- lan Teğmen Şeref Baba, daha son- ra Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'ne getirildi. Kendisine burada kaldığı süre içinde tanı konulamayan Baba'ya dun saat 15.00 sulannda "sağlam raporu" verildiği bildirildi. Teğmen Baba hastaneden ta- burcu edildikten sonra, Ankara Merkez Komuıanbğı'na götürüi- dü. Baba'mn burada kendisine da- ha önce "disiplinsizlik suçu işledigi" gerekçesiyle verilen 28 günlük hapis cezasını çekeceği kaydedildi. (Baştarafı 1. Sayfada) paketi sunan Turk-Iş yönetimi, önümüzdeki günlerde kamu sek- töründe geniş kapsamlı grevlerin başlayacağını Akbulut'a ilettiler. Türk-tş Başkanı Yılmaz, terör konusunda paniler arasında ya- pılan görüşmeden çıkan sonuçla- nn lafta kalmamasını istedi ve ay- m konuyla ilgili gelecek hafta zi- raat odalan, esnaf ve sanatkârlar ve barolar birliğinin katılımıyla bir toplantı düzenleyeceklerini bildirdi. Yılmaz, anayasa ve yasalarda ILO normlarına uymayan hü- kümlerin değiştirilmesini isteyin- ce, Başbakan Akbulut, "Mevzn- atta hakikaten deraokradk olma- yan yanlar tarsa, işçimizin men- faaline dü/enlemelere gidilebile- cefini sizlere soylemek isterim" diye konuştu. Türk-lş'in şimdiye değin yasalara uyduğunu kayde- den Akbulut, "Her şey demokra- lik sislem içinde, hukuk çerçeve- sindefaalledUmelidir.Demokrasi- nin vaşaması için muhakkak hu- kuka uygun davranmalıyız. Hak- lumızı kanunlar çerçevesinde ara- malıyız. Türk-fş daima böyle ha- reket etmiştir" dedi. tşçinin yaşa- ması için asgari standardın sap- tanmasını, daha sonra bunun üze- rine işyerinin koşulları gözönüne alınarak buna uygun zamlann ya- pılması gerekliğınc dikkat çeken Akbulut, "tşçinin daha müreffeh yasaması, maddi imkSnlara ka- vuşturulması bizim ifrihanmızdır" diye konuştu. Türk-lş heyeti ile başbakanın yaptığı 1,5 saatlik görüşmede, ön- celikle toplusözleşmeleri 1989 yı- lında biten işçilere ödenecek enf- lasyon farkı üzerinde duruldu. Türk- Iş yöneticileri, sözleşmele- rinin birinci yılı ocak ayında bi- ten kamu kesimi işçilerinin, enf- lasyon yüzde 68.8 olduğu için yüzde 8.8 oranında zam aldıkla- nnı, ancak daha sonra DİE'nin enflasyon orarunı belirleme yön- teminin değiştiği için enflasyonun yüzde 68.8'den daha aşağıya düş- tüğünu bildirdiler. Bunun üzeri- ne, Yıldınm Akbulut, sözleşme- leri 1989 yılında ımzaJanmış olan tüm işçilere, ikinci yılın birinci ayından itibaren yüzde 8.8 ora- mnda ek enflasyon yitiği zammı yapılacağını Türk-lş yöneticileri- nin kamuoyuna açıklayabiîecek- lerini dile getirdi. Daha sonra, Türk-lş yönetici- leri, Tarım ışletmeleri Genel Mû- dürlüğü ve çimento işkolunda önümüzdeki günlerde grevlerin başlayacağını, kamu işveren sen- dikalannın katı bir tutum içinde olduğunu Akbulut'a ilettiler. Bu- nun üzerine Akbulut, ilgili bakan- larla göruseceğini ve 22 martta ye- niden bir araya gdme önerisinde bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle