14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 18 EKİM 1990 Seçim Vasakları ve TRT 64. maddedeki yasakları "yerel ara seçimlerde seçim çevresiyle" sınırlayacak yeni bir hüküm, Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir değerlendirme fırsatı verebilir. Prof. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK Bu yıl yurdun çeşitli ilçe ve beldelerinde olduk- ça kısa zaman aralıklanyla arka arkaya yapılan ye- relara seçimler nedeniyle âdeta süreklilik kazanan seçim yasaklarına uymak gerekçesiyle TRT radyo ve televizyon haber bültenlerinde, seçim ya da pro- paganda dönemleri boyunca siyasal partilere ait açıklama ve faaliyetlere yer verilmemesi, muhale- fet partilerinin şikâyet ve eleştirilerine yol açmış- tır. Önümüzdeki haftaların takviminde yeni yerel ara seçimlerin bulunması, tartışmaya yol açmaya- cak bir uygulamaya geçilinceye değin konunun önemini koruyacağını göstermektedir. Konunun aydınlığa kavuşması, şu iki sorunun doğru cevaplandırılmasına bağlıdır: Kiıçük bir ilçe ya da beldede yapılan bir ara seçim, niçin Türki- ye çapında uygulanan yasaklar getiriyor? TRT ya- yınları ne ölçiide bu yayınların kapsamına giriyor? I. Yasaklann uygulama zamanı ve alanı Yürurlukteki seçim mevzuatı, seçimlerde idare- nin tarafsızlığını, partiler arası eşitliği ve kamuo- yunun serbestçe oluşmasıru sağlamaya yönelik çe- sitli yasaklar getirmiştir. Eskiden bu yasaklann ta- mamı, seçimin başlangıcından bitimine kadar uza- nan bütun "seçim dönemi" boyunca uygulanır- ken; 1987 yılında 26.4.1961 tarih ve 298 sayılı Se- çimlerin Temel Hukümleri ve Seçmen Kutukleri Hakkinda Kanun'da yapılan değişikliklerden son- ra bir bolumu, artık oy verme gününden önceki 10. günun sabahına kaydırılan, seçim propagandası- nın başlangıç tarihinden oy verme gününü izleyen güne kadar olansureiçindeuygulanmaktadır. İlk gruptakilere "seçim dönemi yasakları" (m.63), ikinci gruptakilere -süre itibariyle 30 saat fazJa ol- makla birlikte- "propaganda dönemi yasakları" diyebiliriz (m. 49/11, 64-66). Her iki gruptaki ya- saklardan TRT'yi de doğrudan doğruya ilgilendi- ren iki örnek: 1) 298 sayılı kanunun 63. maddesinin 3. fıkrası- na göre, seçim dönemi boyunca devlet, katma büt- çeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkül- leri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortak- lıkları ile diğer kamu tüzel kişilerinde memur ve hizmetli olarak çalışanlar, kamuya yararlı dernek- ler ve bunlarda çalışan memur ve hizmetliler ile Bankalar Kanunu'na tabi teşekküUerin "siyasi bir pani lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyuna tesir maksadıyla her tiırlü yaymlarda bulunmalan yasaktır". 2) Yine ayra kanunun 64. maddesine göre, seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme günunü izleyen gune kadar olan süre içinde yuka- rıda sayılan bütun daire, teşekkül ve müessesele- re ait kaynaklardan yapılan "iş ve hizmetler dola- yısıyla (açılış ve temel atma dahil) törenler tertip- lemek, nutuklar soylemek, demeçler vermek ve bunlar hakkinda her turlu vasıtayla yayınlarda bu- lunmak yasaktır". Her iki gruptaki yasaklara uymayanlar hakkin- da ayn ayn hapis ve ağır para cezalan flngörıilmüş- tur (m.154/111, 155). Fakat 298 sayılı kanunun 64. maddesindeki pro- paganda dönemi yasakları ile ilgili olarak 19.2.1987 tarih ve 3330 sayılı kanunla biri uygula- ma alanı öburü faaliyet turü itibariyle iki grup is- tisna kabul edilmiştir: a) 64. maddeye 2. cümle olarak eklenen ilk istis- na ile bu maddedeki yasaklar, "ara seçimlerde se- çim çevresiyle" sınırlandırılmıştır. Ancak bu hü- küm, anamuhalefet partisi (SHP) tarafından açı- lan iptal davası üzerine, özetle seçimlerin diırüst- lük kurallanna uygun biçimde yapılması bakımın- dan genel ve ara seçimler arasında fark bulunma- dığı; ister ulke genelinde, ister bir ya da birkaç böl- gede olsun, seçmenlerin tek yanlı etki altında bırakılmalarının seçime gölge düşüreceği: -Yüksek Seçim Kurulu'nun bir karannda da açıklandığı gibi- gunümüzde kitle iletişim araçlarının bir se- çim çevresindeki seçmenlerin seçim yapılmayan yerlerdeki olayları anında öğrenmesine olanak sağladığı; söz konusu yasaklann niteliği ve konu- luş amaçlannın ülke genelinde uygulanmalarını zorunlu kıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi- nin 22.5.1987 tarih ve E.1987/6, K.1987/14 sayıh kararıyla iptal edilmiştir (Resmi Gazeie, 18.9.1987, S.19578, s. 18-23). Bu karar nedeniyle seçim dönemi ve başka pro- paganda dönemi yasakları gibi 298 sayıh kanunun 64. maddesindeki yasaklar da yalnız yerel ara se- çim yapılan ilçe ya da beldede değil, bütun Turki- ye"de uygulanmaktadır. Gerçi gunümüzde kitle iletişim araçlannın sağladığı olanaklar karşısında 64. maddedeki propaganda dönemi yasaklarını belli bir seçim çev resiyle sınırlamanın guçlüğu or- tadadır. Ancak küçük bir ilçe ya da beldede yapı- lan bir yerel ara seçim dolayısıyla söz konusu ya- saklann Türkiye çapında uygulanması sonucun- da, örneğin anayasanın 31. maddesinde öngörü- len kamu tüzel kişilerinin elindeki kitle haberleş- me araçlanndan yararlanma hakkı gibi başka hak ve ozgürlüklerin de zedelenebileceği gözden uzak tutulmamalıdır. O nedenle 64. maddedeki yasak- ları "yerel ara seçimlerde seçim çevresiyle" sınır- layacak yeni bir huküm, Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir değerlendirme fırsatı verebilir. b) 3330 sayılı kanunla 298 sayılı kanuna "ek madde 6" olarak eklenen ikinci grup istisnalar ise bugün de yürurluktedir. Bunlann en önemlileri 1. fıkrada sıralanmıştır: "Milli bayramlar, kurtuluş günleri, cumhurbaşkarumn karşılanması ve uğur- lanması ile yabancı devlet ve hükümet başkanla- nnın ve bakanların resmen ülkemizi ziyaretleri se- bebiyle yapılacak karşılama, ağırlama ve uğurla- ma, adli yıl ile üniversitelerin, uluslararası toplantı ve fuarların açılış torenlerinde ve tabii afet halle- rinde bu kanunda yer alan yasaklar uygulanmaz". Vaktiyle iptal davası konusu edilmeyen bu istisna- lardan bir bölümünün, gunümüzde Cumhurbaş- kanı'nın söz ve hareketlerinin halkın gözünde ik- tidar partisi ile özdeşleştirildiği ölçüde, muhalefet partileri aleyhine işlemesi olasılığı vardır. II. TRT'nin durumu ve tutumu Yukarıda değindiğimiz gibi, 298 sayılı kanunun 63. maddesinin 3. fıkrası ile 64. maddesi, doğru- dan doğruya TRT yayınları için de geçerli yasak- lar koymuşlardır. Gerek bu yasaklar, gerek aynı kanunun ek 6. maddesindeki istisnalar son dere- ce açıktır. Bu yasaklar ve istisnalar, yorum yoluyla genişletilerek TRT'nin normal haber akışını ve program düzenini boz'acak, boylece ya vatandaş- ları iç politikadaki gelişmelerden habersiz bıraka- cak ya da radyo ve televizyon yaymlarında siyasal partiler arasmdaki dengeyi iktidar partisi yaran- na değiştirecek bir tutumun hukuksal dayanağı olarak kullanılamazlar. Aslında 298 sayılı kanunun 63. maddesinin 3. fıkrasıyla konulan yasak, TRT açısından bu kuru- mun anayasal temelindeki tarafsızlık ilkesinin se- çim dönemi için somutlaştırılmış doğal bir uzan- tısından başka bir şey değildir. Çünkü anayasanın 133., Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu'nun 8. maddesine göre TRT, tarafsız bir kamu tuzel kişi- sidir. O nedenle tarafsızlık, TRT yayınlannda gö- zetilecek temel ilkedir (Anayasa m.133/11, TRT Kanunu m.5/k, m). 298 sayılı kanunun 64. maddesinin TRT açısın- dan anlamı ise, Kurum'un kamu kaynaklarından yapılan iş ve hizmetlerle ilgili tören, nutuk ve de- meçleri yayımlamak suretiyle kamuoyunun, ikti- dar. hatta bazı yerel yönetimlerin iş ve hizmetleri dolayısıyla muhalefet partileri yararına tek yanlı etkilenmesine alet olmasım onlemektir. Zaten böy- le bir durum -anayasanın 31. maddesine paralel olarak- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile TRT'ye verilen "Kamuoyunun ... serbestçe ve sağ- lıklı bir şekilde oluşmasına" yardımcı olmak gö- reviyle de bağdaşmaz (m.9/e-5, ayrıca 5/m). İşte bu çerçeve içinde TRT, tarafsızlık ilkesinden ayrılmamak ve elbette seçim mevzuatının kendi- si için de geçerli belirli ve sayıh yasaklanna uymak kaydıyla seçim ve propaganda dönemlerinde bile normal yayın düzenini sürdürçbilir, örneğin haber bültenlerinde hükümete ve siyasal partilere ait açıklama ve faaliyetlere yer verebilir. Yeter ki bun- lar, -Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu'nda ön- görüldüğü gibi- Kurum'un yayın ilkelerine uygun olsun, özellikle "haber değeri ve niteliği" taşısın (m.20). Kuşkusuz bu, seçim ve propaganda dö- nemlerinin yoğun tartışma ortamında kolay bir iş değildir. Ama tarafsızlık ya da seçim yasaklarına uymak gerekçesiyle TRT mikrofon ve kamerala- nnı siyasal partilere ya da liderlerine kapamak bi- çimindeki bir yanlış uygulama ile de sorun çözül- mez. Çünku -yine Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu'nda belirtildiğigibi- TRT, "Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oiuşabilmesi için, kamuoyu- nu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yap- mak"la yükümlüdür (m. 5/m). EVET/HAYIR OKT4YAKBAL BirGeziden İlk İzlenimler... Hiçbiri durmuyordu. Bir araba geliyor, koşuyoruz. Nataşa, bir şeyler söylüyor. Şoförün yüzü kaskatı. Anlaşılmıyor ne is- tediği... Yok, cnlaşılıyor yolcu taşımak istemediği! Nataşa, pa- zarlık ediyor. iki kat, üç kat daha çok para vereceğiz. Şoför gitmiyor o yöne. Bir başkası evine dönecek. Taksiler geçiyor, duruyor, bir dakika sonra yoluna devam ediyor. Moskova'da saat on. İnsanın ta ıçine işleyen bir soğuk var. Donuyoruz hepimiz. İlerde bir otobüs durağı var. Oraya koşuyoruz. Belli bir yere kadar otobüsle gidilebilir. Yine taksiler. Yine aynı ya- nıt: 'Niet'. Nâzım Hikmet'in yıllarca yaşadığı ve öldüğü evdeydik az önce. Vera Hikmet'le konuştuk. İlk kez karşılaşıyorum Nâzım Hikmet'in eşiyie, 'Saçları saman sarısı gözleri mavi' Vtera ile... Yine saçları saman sarısı, yine gözleri mavi. Ama aklar da karışmış o güzel saçların arasına. Eski resimlerini anımsı- (Arkası 19. Sayfada) emegın bayrağı • Savaş Tehdıdı ve Zam Saldınsı • Sendikalar ve Savaş • Halk Gerçeği İle Roportaj • SHP: Yeni Bir Şey Yok • Neden Özel Kadın Ûrgütlenmesi • Güney Afrika'da "Siyah Tablo" • B. Almanya D. Almanya'yı Yuttu • Üniversrteler Açılırken • Tüsiad Eğıtım Raporu • Sanat ve Barış • Kara Elması Üretenler Sefalet İçinde 30. SAYI ÇIKTI BAYİLERDE İDE SASATEYİ Çocuklar ve Yetişkinlere Resim, Drama, Heykel Tel: 363 60 37 Şen Sok. 7/1 Caddebostan (2'ler Et Lokantası arkası) BAĞIMSIZ BARO İÇİN ÖNSEÇİME ÇAĞRI Çağdaş Avukatlar Grubu adaylannı belırtemek üzere 19.10.1990 gü- nü önseçım yapılacaktır. Sandıklar, Bakırkoy'de ceza Adlıyesi karşısın- dakı İstanbul Barosu Lokalınde(Tel: 5421426), Kfldıköyde Altıyol. Kuş- dılı Cd 43 no.lu Toraman İş Hanın'da M/. Ünsal Tüzün'e ait büroda (Tel: 337 78 85), Kartal'da Uzunkaya Çarşısı 137 no.dakı Av. Erdogan Şen- gezer'e ait büroda (Tel: 353 60 40), Sultanahmet'te Divanyolu, Binbır- direk Işhanı'ndakı Av. Rezzan Aydınoğlu'na ait büroda (Tel1 516 29 14) bulunacak ve saat 09'dan 19'a kadar baro kımliği ile oy kullanılacaktır İstanbul Barosu aJeyhine açılan davaya karşt, bütün Çağdaş Avukatlar Grubu'nu göreve çağırıyoruz Bağımsızlığımızı savunup onurumuzu ko- rumak ıçın el ele verelım. ve asıl genel kurulda ortaya koyacağımız tep- kıye başlangıç olmak üzere önseçime katılıp baskılara boyun eğmeye- cegimızi gösterelım. ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU ADINA Av. TURGUT KAZAN, Av. ÜNSAL TÜZÜN Nüfus hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. AZİZ KARAMAN Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. İBRAHtM DEMtR PENCERE Diyarbakır'da Tiyatro... Muhsine Helimoğlu Yavuz "Diyarbakır Efsaneleri" adlı ki- tabının ikinci cildinde yazıyor: "1982-1983 öğretim yılında, Diyarbakır Halk Eğitimi Mer- kezi'nde, oyuncularının çoğunluğunu üniversite öğrencileri- nin oluşturduğu bir tiyatro grubu kurarak, John Steinbeck1 in "Fareler ve Insanlar" adlı eserini önce Diyarbakır'da mer- kezde, sonra da turneye çıkarak çevre ilçelerde sahneledik. Yıl, Milattan sonra 1983'tü; Çermık, Kulp ve Hazro insanı tiyatro seyretmeye hazırlanıyordu. Tiyatro denılen şey de neydi acaba? Daha sonra kendile- riyle yapılan söyleşiden anlaşılmıştı ki, çoğunu erkeklerin oluşturduğu tiyatro izleyicileri, türkü dinlemeye ve dansöz sey- retmeye hazırlanıyorlardı. En büyük sorun, sahneye biraz daha yakın olabilmekti. Bu nedenle durmadan sandalyelerınin yerlerinı değiştiriyorlar- dı. Bu da çehennemi bir gürültü yaratıyordu. Belli bir tiyatro kültürü ve disiplıni içinde yetişmiş oyuncular, bitip tükenmez uğultunun dinmesini bekiiyorlardı. Aynı zamanda tiyatro ho- caları olan hanım yönetmen, her zamanki tam saatinde baş- lama zilini çaldığında, öğrenci-oyuncular "Bu salona mı oy- nayacağız hocam, ama nasıl?" diye paniklemişlerdi. Yönetmen yine de denemek istedi ve giriş müziğini vere- rek oyunu başlattı. Oyun, John Steinbeck'in "Fareler ve insanlar" adlı yapıtıydı. Oyunun iki kahramanı olan George ve Lennie'nin sahneye çıktıklarını ve oyunun başladığını sa- londa pek fark eden olmamıştı. Zavallı Lennie ve George, oyu- nu sürdüremeyeceklerini yönetmene söyledıler. Zaten her- kes onları sahnenin düzenlemesını yapan görevlıler sandık- ları için kimse ne olup bittiğinin farkında değiidi. Salon, en yüksek tonda arabesk müzik ve kendi beğenilerıne seslene- bilecek bir hanım şarkıcının beklentisi içindeydi. Bunu fark eden yönetmen, sahneye çıktı ve mikrofonu eline aldı, kay- makamın da sahneye çıkıp kendisine yardım etmesiyle sa- lonu susturmayı başardı" • "Yönetmen daha hızlı bir tempoyla oyunu yeniden başlat- tı ve salonu gözlemeye başladı. Aman Allahım, neler olmadı ki!.. Salonun sahneye artan ilgısi, giderek oyun kahramanla- rıyla bütünleşmeye kadar vardı. Oyun geregi, saf işçi Lennie'yı dövmeye kalkan patronun şımarık oğlu Curlç/'e salondan şöyle bir tehdit geldi: "Sen onu döversen ben de seni öldürürüm." Oyuncu Curley'in kal- kan yumruğu havada dondu. Yönetmen hemen işe el koy- ma gereğini duyup yine sahneye geldi; oyunu kesip, sahneyle özdeşleşmış izleyicileri uyarmak zorunda kaldı. Bunun bir oyun olduğunu, iki oyuncunun aslında iyi iki arkadaş olduk- larını, oyun geregi dövüştüklerini, seyircilerin bunu yalnızca bir oyun olarak düşünmelerini istedi. Oyun kaldığı yerden başladı ve çok geçmeden salon-sahne bütünleşmesi yeniden gerçekleşti. Seyircilerin pek çoğu yo- rumlarını yüksek sesle yapıyorlardı; duygularını ve tepkileri- ni açığa vuruyorlardı. Salondaki gerilim ve tepki, oyun kah- ramanı Lennie'nin yine oyundaki hanım oyuncuyu öldürme- siyle doruk noktasına ulaştı; "Kadın öldü" çığlıkları yükseldi. Bir kısmı da "ölmediği" savındaydı. Birdenbire bu konuda bahisler tutuşuldu. Bahis tutuşanlardan bırisi oyunun sonu- nu beklemek sabrını gösteremeyip sahneye kadar geldi ve ölüp ölmediğini anlamak için oyuncu kıza dokunmak istedi. Yönetmen onu götürüp yerine oturttu ve sonucu beklemesi- ni söyledi. Oyunun sonunda selama çıkan oyuncular içinde kız oyuncuyu görüp ölmediğini antayan ve ölmediği konu- sunda bahse girenler sevinç çığlıklarıyla oyuncuları alkışlar- ken; öldüğü konusunda bahse girip kaybedenler de kendi- (Arkon 19. Sayfada) Çünkü o çok güçlü ve çok güzel. Olağanüstü bir konfor ve güven duygusu... En son tekno- lojilerin ürünü. üstün performans... Alışılmışın çok ötesin- de, yüksek bir tasarım, soylu çızgiler... işte Peugeot 405 INTERMOTIYOTOMOTIV SANAYI VE TICARET A S Peugeot 405; Peugeot otomobillerinin Türkiye ithalatçısı, yenilikçi ve atılımcı kuruluş Intermotıv'e özgü satış, ga- ranti, servis ve yedek parça avantajlarıyla birlikte piyasa- ya sunulmuştur. Motor Hacmı: 1905 cc. Gücü: 123 hp. Vites: 5. Max. hız: 200 km/h. Tüketım: 100 km'de 90 knrh ile 6 It, 120 km/h ile 7.8 It. 405'ın diğer modellerını satış mağazalarımızda görebılirsıniz. Intermotiv İstanbul Büyükdere Cad. 159 Tel. 174 99 24 Bağdat Cad. 4 Tel: 346 20 14-346 22 84 Ankara Cınnah Cad. 12 Tel: 127 68 28 İzmir Gazi Bulvarı 63/B Tel: 19 50 97 - 19 87 73 Peugeot otomobillerinin Türkiye Hhalatçısı Intermotiv bir ( İ kuruluşudur. PEUGEOT. AVRUPANIN GUÇLÜ ARSLAN'I.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle