Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/17 Rolling Stones turnede 6O'lı yıllardan bu yana etkinliğini sürdüren efsanevi rock topluluğu Rolling Romatizmal kalp hastalı kları doğuda yaygın ERZURUM (AA) Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bilim Dalı Başkanı Pıof. Necip Alp, Doğu Anadolu Bölgesi'nde romatizmal kalp hastalıklannın yaygın olduğunu ileri sürerek, kardiyoloji bölümüne gelen her 100 hastadan 45'inde romatizmal kalp hastahğı saptandığını bildirdi. Prof. Dr. Necip Alp, doğuda yaşayan insanlarda romatizmal kalp hastalıklanmn Batı ile karşılaştırılamayacak kadar yaygın olduğunu söyledi. Romatizmal kalp hastalıklanmn, küçük yaşlarda önemsenmeyen gribal enfeksiyonların zamamnda tedavi edilmeyişlerinden kaynaklandığını belirten Prof. Alp, hastalığın zamanla kalp kapakçıklarında ve kalbi besleyen damarlarda büyük hasarlar meydana getirdiğini kaydetti. Erkekler aile planlamasına ADANA (AA) Aile planlamasında istenilen seviyeye ulaşılabilmesi amacıyla Türkiye Aile Planlaması Derneği Adana Şubesi'nce, yeni bir uygulama başlatılıyor. Adana'da bazı semtlerdeki kahvehanelerde erkeklere "»ile planlaması" eğitimi verilecek. Türkiye Aile Planlaması Derneği Adana Şube Başkanı Op. Dr. Sevinç Türecan Bilen, amaçlannın bölgede aile planlaması hizmetlerini yaygınlaştırmak ve yöre halkını bu hizmetten yararlandırmak olduğunu kaydetti. Türkiyette aile planlaması konusunda istenilen dttzeye ulaşılması için erkeklerin de bu sorumluluğu paylaşmasının şart olduğunu bildiren Dr. Bilen, "Erkeklerimiz aile planlaması egitim çalışmalanna katılmak isüyor, ancak 'bana ne derler' endişesini taşıyorlar" diye konuştu. Vietnamlı mülteciler Son zamanlarda, çok sayıda Vietnamlı mültecinirt akınına uğrayan Hong Kong'da. mııltecilerle hükumet güçleri arasında yoğun çekişmeler yaşanıyor. 7.000 mültecinin banndığı Sek Kong mülteci kampına yerteştirilen 5.5 metre yükseklığındeki engeller de, Vıetnamlılan kamptan kaçmaktan ahkoyamadı. Sek Kong'da önceki gün mülteciler arasında çıkan bir kavgada, bir kişi öldü, 14 kişi de yaralandı. (Fotoğraf: AP) Stones'un 1981den sonra ılk kez çıktığı konser turu süruyor. Topluluk ABO'den Kanada'ya geçti. 3 eylülde Toronto'da düzenlenen konserde, şarkıcı Mick Jagger hayranlannı adeta büyuledi. (Fotoğraf: REUTER) * Linth nehrinde geçen hafta sonu düzenlenen ilginç sal yarışmasına, tepesinde devasa bır gramofon bulunan bir salla kaölan grup büyük ilgi çekti. (Fotoğraf: REUTER) HABERLERÎN DEVAMI "Size Bir Sualim Var..." (Baştarafı 1. Sayfada) tarihini taşıyor. O çok çok büyük yatınmlar olsa, Türkiye ekonomisi bu yıl ancak binde 2 civarında mı büyürdü? Devlet İstatistik Enstitüsü'nün yılın ilk yansına göre yaptığı öngörü, 1989'da ekonominin sıfır büyüme yaşayacağını ortaya koyuyor. Nüfus artış htzı da hesaba katıldığında, insanımızın bu yıl daha da yoksullaşacağı açığa çıkıyor. Çok çok büyük yatırımlar yok, ama enflasyon ve hayat pahalılığı var! Buna ne diyorsunuz Sayın Başbakan? Oysa 26 Mart gecesi hayat pahalılığını ekonomik büyümeye bağlamıştınız. Bugün devletin istatistik kuruluşu ekonomik büyüme yok diyor. Peki, o zaman bu enftasyona ne oluyor? Ağustos ayı enflasyonu da yine yılların rekorunu kırdı. Fiyatlar hız kesmek niyetinde gözükmüyor. Toptan fiyatlara göre geçen yıl ağustosta yüzde 56.8 olan yıllık ortalama enflasyon htzı, bu yıl yüzde 70'e çıktı. Tüketici f iyatlarına göre ise, geçen yıl yuzde 62.8 iken, bu yıl yüzde 72.3'e fırladı. Çok çok büyük yatınmlar yok, ama yine de çok çok hızlı enflasyon var. Bu çok kötü Sayın Özal! Buna durgunluk içinde enflasyon diyorlar. 26 Mart gece yarısı dediğiniz gibi: Şimdi size bir sualim var, ama çok önemli bir sual. Hayat pahalılığı iyi idareden mi olur, kötü idareden mi? Nedir yanıtınız? Enflasyon çıkmazı Ekonomi Servisi Enflasyonun tırmanış eğilimi süriiyor. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), ağustos ayında tüketici fiyatlannın yüzde 4.0, toptan eşya fiyatlarının da yüzde 3.1 yükseldiğini saptadı. Toptan Tıyatlarda 12 aylık artış yuzde 74.7 ile geçen ayki düzeyini korurken, tüketici fiyatlannın 12 aylık artışı yüzde 72.4'ten yüzde 73.3'e çıktı. Tüketici fiyatlarının gelecekteki durumunun "habercisi" sayılan toptan eşya fiyatlanndaki 8 aylık artış da yüzde 44.7'ye tırmanarak, tüketici fiyatlarını 6.5 puandan fazla geride bıraktı. Fiyat endekslerini hesaplayan kuruluşların ağustos ayına ilişkin verileri dün açıklandı. tstanbul Ticaret Odası ve Devlet İstatistik Enstitüsü'nün rakamlan, enflasyondaki tırmanış egiliminin sürdüğünü ortaya koydu. Hesaplamasında, daha önceki yılların endeks rakamlan kullanılan yıllık ortalama fiyat artış raOdası'nın geçinme endeksinde meydana geldi. Temmuz ayında yüzde 69.7 düzeyinde bulunan 12 aylık perakende fiyat artışı, geçen ay yüzde 76.1'e fırladı. Bu endeksteki 6.5 puanlık sıcramaya, şeçen yıl yüzde 1.8 düzeyinde bulunan ağustos ayı perakende fiyat artışının bu yılın aynı ayında yüzde 5.6'ya yükselmesi neden oldu. tTO'ya göre geçen ay toptan eşya fiyatlanndaki artış da yüzde 4.2 düzeyinde gerçekleşti. Aybk bazda fiyat artışlan dikkate alındığında Devlet İstatistik Enstitüsü'nün "frenlenmiş" gibi görünen tüketici fiyat artışındaki yüzde 4.0'lük rakamı dikkat çekti. Geçen yıl ağustos ayında yüzde 3.4 düzeyine bulunan bu rakam ile bir yandan 8 aylık fiyat artışlan yüzde 38.5'e çıkarken, 12 aylık artış da yuzde 72.4'ten yüzde 73.3'e yükseldi. Ancak temmuz .e ağustos ay12 aylık fiyat artışlarında ise en lannda toptan fiyatların üzerine çarpıcı gelişme, İstanbul Ticaret çıkan tüketici fiyatlanndaki artış, yine de toptan fiyatlardaki artışın gerisinde kaldı. Tüketici fıyatlannın 8 aylık artışını 8 puan dola12 ı Y*fc« A ymda geçerek yüzde 44.7 düzeyi1988 1989 19*8 1989 1988 ne yükselen toptan fiyatlanndaki 78.4 72.3 400 73 3 628 artış'ın, Önümüzdeki dönemde 40.5 74.7 69.0 70.0 568 "tüketici fiyatlannın mevcut hızının üstüne çıkacağı" habercisi ola74 0 71.2 45.8 761 683 rak gösteriliyor. Buna göre, tüke54.2 34.3 68.3 606 tici fiyatlanmn önümüzdeki aylar. da mevcut düzeyinden hızlı artarak, toptan fiyatlarda bugüne kadar yaşanan artış seyrini yakalayacağı belirtiliyor. kamlarının son iki yıllık karşılaştırmaları, enflasyon artış hızının geçen yılın aynı dönemine göre 1014 puan yükseldiği anlaşılıyor. DlE tüketici fiyatları endeksinin yıllık ortalama artış hızı geçen yılın ağustos ayında yuzde 62.8 düzeyinde bulunurken, bu rakam bu yıl yüzde 72.3'e tırmandı. Bu yükselme toptan eşya fiyatlannda daha belirgin olarak ortaya çıktı. 1988'in ağustos ayında yalnızca yüzde 56.8 düzeyinde bulunan toptan eşya fiyatlarının yıllık ortalama artış hızı geçen ay itibanyla yüzde 70'e fırladı. "Daha uzun dönemin göstergesi" olarak kabul edilen, yıllık ortalama fiyat artışlannın bu duzeylerde hızlanması, önümüzdeki aylarda aylık fiyat artışlanmn bıraz yavaşlaması durumunda bile, 1989'un yüzde 70"in çok üstünde bir enflasyon rakaraıyla "kurtanlabileceğine" işaret olarak gösteriliyor. Toptan fiyatlannın aylık bazda, önceki aydaki yüzde 5.0'lık düzeyinden yüzde 3.1'e çekilmesi, temmuzda büyük hız kazanan kamu zamlanrun frenlenmesine bağlanıyor. Temmuzda büyük sıçramayla yüzde 8'i aşan kamu zamlan geçen ay yüzde 1.8'e geriledi. Özel sektörün toptan fiyatlannda yaptığı bir aylık artışlar ise yüzde 3.7 olarak gerçekleşti. UĞUR MUMCU GÖZLEM ABD Ktirt sorununa (Baştarafı 1. Sayfada) ne giderseniz karşı tarafın bunu Kiirt konusn ile dengelemeye çalışabilecegi yönünde bir inancınız vardı." Bizim bu soruyu yoneltmekteki amacımız, böyle bir açıklama almak değil, gerçekten de konunun Amerikan kafasında kesiştiği noktayı aramaktı. Çünkü son haftalarda Amerikan basınında ne zaman Bulgaristan'daki Türklere yönelik baskı politikalanndan söz edilse buna giderek artan bir tempoyla bir Kurt boyutu eklenmesi sıradan bir olay haline gelmişti. Nitekim, ABD Dışişleri BakanlığVnın insan haklanndan sorumlu bakan yardımcı vekili Richar Shifter geçen ay Büyükelçi Nüzhet Kandemir ile görüsmesittde, Bulgaristan'daki insan hakları ihlallerini takiben, paralellik kurmamaya özen göstererek lafı Türkiye'deki azınhk haklan ihlallerine getirmişti. Son olarak da Sofya'daki Amerikan elçisinin danışmalar için geri çağnldığının açıklandığı ABD Dışişleri brifinginde sözcü Boucher'e, Türkiye'deki azınlık haklan konusunda ne düşünüldüğü sorulmuştu. Sözcü, iki konunun faıkiı şeyler olduğunu söyledi. süz: Bulgarlar Türklere 'Bulgar Müslümanlan' diyor, Türkler Kürtlere, 'dağ Türkleri' diyor. Her iki hükümet de bilmeli ki baskı altındaki azınlıklar bizzat o ülkelerin istikrarını tehdit eder ve bundan sorumlu hükümetler sadece kendi vatandaşlannın değil uluslararası camianın da güveninden yoksundur." Bu iki konunun böyle kabulünün giderek yaygınlaşmasının Türkiye'ye Bulgaristan karşısmda epey irtifa kaybettireceği açık. Ancak Türkiye'nin karşısmda bulunduğu "ikifcmler" Washington'da resmi makamlarca teslim edilmiyor değil. "Olay çok boyutlu" diyor örneğin ünlü bir Türkiye uzmaru. Soruyor: "Türidye.Küa mifuiuna büyük özgürlükler saglayarak Irak ve lran'daki Kürtlerin yerleşmeye heveslenebileceği bir yer olmak ister mi?" sonra "Sariye unsurunu" hatırlatıyor: "Bu konuda çok pasif davrandınız. (Bu konuşma Ozal'ın Sariye konasundaki son çıkışından iki gün önce yapıldı.) Suriye'nin insan haklan performans öyle Batı'nın kolay kolay gözardı edebilecegi boyutta degildir." Bulgaristan'daki Türkler ile Türkiye'deki insan haklan ihlallerinden Amerikan Kongresi karar tasanlannda aynı kapsam içinde bahsedebileceği bir yasama döneme girilmek üzere olunduğu da Washington'da hayli taraftar bulan bir gözlem. Geçen günlerde ABD Kongresi Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komitesi lzleme Komisyonu üyeleri, komisyon raportörleri ile biriikte Türkiye'ye gitti. Gezi paketinde Bulgaristan boyutu olması, heyetin Turkiye'de büyük ilgi görmesini sağladı. Fakat sonradan anlaşıldı ki bu boyut heyetin misyonunun sadece bir parcası. Bulgaristan göçmenlerinin ziyaretini, Kürt mülteci kamplanna düzenlenen gezi izledi. Bir heyet mensubu bu dengelemeyi şöyle açıklıyordu: ri'nin dikkatli kurmaylan bunun da altını özenle çizdi. Heyeti Turkiye'de, birisi içeriden, ikisi dışandan üç kişi çok etkiledi. tçerideki, Kürt kadınlann haklan konusunda yaptığı bir konuşma nedeniyle tutukianan yedi aylık hamile bir hekimdi. Kongre üyeleri ziyaret ettikleri "hamile nekimin oyküsünü içleri kanayarak dinledi". Dışarıdakiler ise Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu idi. lşkence konusu açıldığında bu iki yetkilinin "yüzüne yayıbuı tilkimsi giilümscyiş" heyet mensuplarının zihninde epey iz bıraktı. Heyetin Cudi Dağı izlenimleri ise şöyleydi: "Hükümet kuvvetleri kişi bekleyecekler. Göçerier kışlamak için yaylalardan inince oralarda bir tek PKK'mn kalacağını, ondan sonra rahat harekât yapabileceklerini bize söylediler". Heyet Başbakan özal'a dört olay konusunda istek mektubu verdi. Bu dört tutuklunun da hemen salıverilmesi isteniyor. llginçtir ki, Türkiye'deyken ziyaret etmiş olroalanru karşm, Kutlu ile Sargın bu dört olay içinde yok. Olaylann çoğu doğrudan veya dolaylı Kürt konusu ile ilgili. Heyet Washington'a döndükten sonıa yaptığı toplantıda, bu isteklere hemen karşılık verilmemesi durumunda Türkiye'deki insan haklan ihlallerini kınayan bir dizi karar tasansını Kongre'ye vermeyi kararlaştırdı. Özellikle 7 aylık hamile hekim kısa sürede serbest bırakılmazsa heyet yeni yasama yılı başlar başlamaz bir karar tasansı verecek. Son verilere göre enflasyon EaMu DİE tüketici DlE toptan ITO Ist. tüketici ITO Ist. toptan Arhk 8 1989 1988 1989 4.0 3 4 38 5 3.1 5.6 4.2 31 18 447 460 3 0 42 0 'Buna da şükür' Ekonomi Servisi Enflasyonun önlenmesine yönelik başlatılacak ciddi bir operasyon için öncelikle iç ve dış borçlann ele alınması, her iki türlü borcun da yeni bir odeme planına göre zamana yayüması gerektiği savunuldu. Doç. Güngör Uras enfiasysnun düşmesi için hiçbir neden bulunmadığını, çünkü gereken hiçbir tedbirin almmadığıru söyledi. 31 ocakta 4.3 trilyon lira olan emisyonun 15 ağustosta 8.3 trilyon liraya çıktığını hatırlatan Uras, "Aylık artış yüzde 4; bnna da şükretmek gerekir. Demek ki arzedilen para alt gelir gnıplanna degii, faiz ranta gidiyor. Boyle olnnca paralar tüketime gitmiyor, çünkü rantiyeler, doyranş tüketicilerdir" dedi. Bu olayın milli gelir dağılımındaki bozukluğu gösterdiğini ifade eden Doç. Güngör Uras şöyle konuştu: "Dış borç için dövizj bnlmak kolay da Türk Lirası'nı bulmak zor. Dış borç icin dış cevrelere gidip, 'Size borcu şu zaman dilimi içinde ödeyeüm, ödeme azaldığında bu parayla sizden daha fazla ithalat yapacağız, ekonomimiz hızianacak' dediğimizde, bu onlan da sevindirir. Kabul edebilirler. Ya herro ya menro. Ekonomiye bir şoku yedirmek lazım. Borç meselesi halledilmeden diger tedbirler tutmaz. Enflasyonun bundan sonraki hızını tanma gidecek para ve ekimde ödenecek banka faizleri belirleyecek." 1 EPKtLER Laber'in mektubu Amerikan makamları kamuoyu önünde ve Türklerle temaslarında gerçekten de bu iki konu arasında paralellik kurmamaya özen gösteriyor. Ancak bunu, bu iki konuyu kafalarında birleştirmediklerinden değil, Türkiye'nin bu konudaki duyarlılığını bildiklerinden yapmıyorlar. Vicdanlarında bu iki konunun tam bir çakışma halinde olduğu apaçık. Öte yandan Bulgaristan göçmenlerine mülteci statüsü tanımrken Irakh Kürtlere tanınmaması bu inançlannı pekiştiriyor. Helsinki Gözlem adlı insan haklan kunıluşunun direktörü Jery Laber'in geçen günlerde New York Times gazetesinde yayımlanan bir okur mektubu, "Biz uluslararası forumlarda Washington'un resmi görüşü ol Bulgaristan'da olanlan Türk gömamakla biriikte, buradaki yay rüşlerine yakın ifadelerle anlattıgın duygulara tercüman oluyor: ğımızda bazı miittefiklerimiz ge"Kurumumuzun bulguları her lip diyor ki, 'Turkiye'deki Kurtne kadar Bulgaristan'da olanlar ler de benzeri bir durumla karşı konusunda Türk tezlerini destek karşıyayken siz nasıl olup da böyliyorsa da her iki tarafın argü le tek yanlı konuşursunuz?' Türmanları da güvenirükten yoksun, kiye'de her iki konu üzerinde bu çünkü her iki taraf da en büyük yüzden durduk." etnik azınhklarının haklannı eşit Ve dolayısıyla Bulgar boyutuderecede ihlal ediyor: Bulgaristan nun getirdiği ilgi söz konusu heTürklerinkini, Türkiye de Kürtle yete Turkiye'de Kürt konusunda rinkini. Bulgaristan, nüfusunun çok yukanlara demarj olanağı onda birini oluşturan Türkleri res sağlamış oldu. Örneğin Başbakan mi bir kampanya ile şiddetin çok Turgut Özal tarafından kabullecan aldığı bir göçe zorlarken, rinde Heyet Başkanı Dennis Deisimlerini Slavlaştırırken Türkçe concini Bulgaristan göçmenlerinin konuşmalannı yasaklayıp ıslam. .hemen ardmdan Kürt konusunu dininin gereklerini yerine getirme açmakta tereddüt etmedi. Başbalerini, Turk örf ve âdetlerini ya kan Özal, Turkiye'de KurtTürk satmalannı engellerken, Türk hü aynmı olmadığına atıfta bulunurkümeti de nüfusunun beşte birini ken kendisinin de kısmen Kürt oluşturan Kürtleri Türk isimleri kökenli olarak bugün başbakaııalmaya zorluyor, Kürtçe dilinin lık koltuğunda oturduğunu söykullamlmasını, müzik, âdet ve ledi. Bu, Özal'ın geçenlerde Nevvgiysilerini yasaklıyor. Her iki hü yorker dergisine verdiği demecten kümet de bu azınhklann var ol sonra ikinci kez Kürtlükle arasınduğunu bile kabul etmekte gönül da bağ kurmasıydı. ABD Dışişle İzlenimler Heyet Türkiye'den iki temel izlenimle döndü: Birincisi Türk Amerikan ilişkileri çok önemli ve hayatidir. lkincisi Turkiye'de ciddi insan ve azınlık hakları ihlalleri vardır. Heyetin Türkiye'len aldığı izlenimler çok önemli, çünkü Amerikan Kongresi' nde Kürtlerle ilgili her konu bu heyetin yer aldığı komisyondan geçiyor. Geçen yıl bu komisyonca hazırlanan bir Kürt raporunu Washington'daki Türkiye Büyükelçiliği büyük çapta yumuşatma olanağı bulmuştu. Oysa şimdi heyet mensuplan, " O rapor bngün yazılsa, yazıldığı gibi çıkar" diyor. Bu yüzden de Amerikan Kongresi'nin bundan sonraki Kürt raporlannın daha sert tonlar taşıyacağı söylenebilir. kaçınılmazdır" diyen önder şunları söyledi: "Dış borçlann ödendigi varsayımıyla enflasyonun önlenebilmesi için uzun vadede üretim verimliligini, kısa vadede ise vergi etkinlifini arttınnak gerekir. Maliye Bakanı kurumlar vergisi geliri arttı diyor. Bu, KİT'lerden sağlanan gelirlerden elde edildi. Özel sektör, işadamlan vergi vermeye yanaşmalı. Bugün orijini içerde bir finans kapitalin, 1980lerde dışanya çıkardıgı sermayeyi tekrar yabancı sermaye diye yurtiçine sokup KİT'leri satın almaya çalışügını veya hisse senetlerini devralmaya başladığını göniyonız. Banu goren dış çevrelere 'Dış borçları ertelemek istiyoruz' dedigimizde bize gülerler. Dış borç erlelemesini bu hükümet yapamaz. Çahşan kesimlere dayalı bir hükümet bunu yapabilir." Fiyatı artanlar KKTC'den uyarı (Baştarafı 1. Sayfada) rini ve ona göre önlem alacaklannı bildirdi. Derviş Eroğlu, bağlantısız ülkelerin bir kulüp yönetimi veya bir federasyon gibi hareket etmemesini ve Kıbrıs'taki gerçekleri görmesini arzu ettiklerini belirtti. KKTC Başbakanı, bağlantısızların, Kıbrıs'tadin, dil, ırk, gelenek ve kültür bakımından iki haJkın yaşadığını, Kıbrıs Türkünün azınlık değil, Kıbrıs'ta 196O'ta kurulan Kıbns Cumhuriyeti'nin iki ortağından biri oldu|unu gözardı etraemesi gerektiğini vuTguladı. KKTC Başbakanı, BM Genel Sekreteri'nin görşümelerin başlayabilmesi için "Ne masa vardır ne belge vardır" diyerek gayet açık bir mesaj verdiğini anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdu: "Genel Sekreter'in mesajı, bizim ortaya koyduğumuz bir gerçegi dunya kamuoyuna açıklamasıdır. Rumlar belge olmazsa masaya oturmayız şartmda ısrar ederlerse, tabii ki görtişmeler başlayamaz. Görüşmelerin başlayabileceği bir ortak yaratılmışkeıı, Rum yönetiminin konuyu BM Genel Kurulu'na götürmesi tabii ki göriışmelerin ertelenmesine neden olacak bir faktör olur." Dış borcun " r e d bir transfer" olduğunu ifade eden Prof. tzzettin Önder "dtş alacakldara, iç alacaklılara göre hükmetmenin daha zor olduğunu" vurguladı. Sonuç olarak, ABD geçen güıı "Dış borç odemesi gündemde kallerde Bulgaristan konusunda dıgı sürece enflasyonun sürmesi Türkiye'ye bir jest yaptı ve danışmalarda bulunmak üzere Sofya'daki elçisıni çekti. Bu ABD'nin kendisi için çok pahalı olmayan, (Baştarafı 1. Sayfada) ancak Türkiye'yi çok duygulan yıllık yeni dönem için Yugoslavdırabilecek bir adımdı. ABD için ya Devlet Başkanı Janez Drnoseke maliyeti yüksek değildi, çünkü devretti. Bulgaristan'a, birincisi rejimi doAP'ye göre Belgrad Konferanlayısıyla, ıkincisi kendi blokundaki gelişmelere kayıtsız kalmasının sı'nın dünkü oturumunda söz alan yarattığı antipatik atmosfer nede konuşmacılar, hareketi daha etkin niyle tavır almak ABD için fazla bir hale getirmek ve geçmişin idegüç değildi. Oysa örneğin Çin'de olojik dogmalarını unutmak geki son olaylar sırasında, Ameri rektiğini belirttiler. Yugoslavya kan kamuoyunun büyük baskısı Devlet Başkanı Janes Drnovsek na karşın Washington Pekin'de konuşmasında şöyle dedi: "Hareki elçisini geri çağırmamıştı. Bu ketimiz, uluslararası ilişkilerdeki na karşılık Washington, kongre değişikliklere kendini uydurmalınin Turkiye'de büyük tepki yara dır. Bu değişiklikleri izliyor, ama tan Ermeni karar tasarıları nede her zaman katılamıyoruz. Artik niyle Türk halkına Amerika'nın geçmişteki bir dizi ideolojik kavdostluğunu gbsterebüecek bir jes ramı terk etmeliyiz." Yugoslavya te uzun süreden beri muhtaçtı. Bu Delvet Başkanı, bazı 3. Dunya Ülihtiyacı Washington'da "Ameri keleri'nde ekonomik gelişmenin kan dostu" olarak tanınan Baş "tümiiyle durduğunu", sanayileşbakan Turgut Özal'a zor günün miş ülkelerin bu olguda önemli de destek verilmesi yönünde ara sorumluluğunun olduğunu söyleyış da tamamlayınca Sofya elçi di. sini çekmek kolaylaştı. Ancak bu Mısır Devlet Başkanı Hüsnü kolay jest karşılığında şimdi Amerika'nın elinde Türkiye'ye karşı Miibarek de 3. Dünya Ülkeleri'nin güçlu bir kart var. Bu, Ankara' borç sorununu çözebilmek için daki ABD elçisi Abramowitz'in alacaklı ülkelerle sıkı bir diyalog içine girmelerini istedi. Mısır lideri elini güçlendiren bir karttır borçlu ülkelerin bir düşmanlık ve öte yandan, ağustos ayında, en fazla fiyat artışı yüzde 6 ile tanm sektöründe görüldü. En düşük fiyat artışı ise yüzde 0.2 ile enerji sektöründe gerçekleşti. Tanm sektöründeki fiyat artışı, temmuz ayında yüzde 3.0 düzeyinde kahrken, en fazla fiyat artışı yüzde 6.1 ile imalat sanayiinde görülmüştü. DlE'den yapılan açıklamaya göre, son 12 ay itibanyla, en fazla fiyat artışı madencilik, en düProf. Ferudun Ergin, "Enflas şük fiyat artışı ise enerji sektörünyonnn Eylül 1988 Ağustos 1990 de oldu. Son 12 ayda, fiyatlar, maarasında, açıklannuş bulunan en dencilik sektöründe yüzde 82.4, dekslerden daha yüksek olması enerji sektöründe yüzde 61.6, imakaçuufanazdır. Tüketiciıun zor ge lat sektöründe yüzde 72.7, tanm çim koşullarıyla karşılaşacagı bir sektöründe ise yüzde 80.8 oranındöneme girmiş bulunmaktayu" da arttı. diye konuştu. Yılbaşından ağustosa kadar Bu arada, İstanbul Ticaret olan 8 aylık dönemde, en fazla fiOdası (İTO) tarafından yapüan yat artışı, yüzde 50.3 ile tarım sekaçıklamada, ağustos ayı endeksle töründe, en duşuk artış ise yüzde rinin yüksek çıkmasının, "Bntün 37.5 ile madencilik sektöründe göçabalara ragmen enflasyon hızı rüldü. nın düşürülemediğini gösterdigi" DlE'nin açıklamasına göre, tabelirtildi. Aynı açıklamada itha nm sektöründe en fazla fiyat arlatla ilgili son kararların psikolo tışı, su Urünleri ile tahıl ve baklajik etkilerinin hissedilmeye baş giller dışında kalan diğer tarla landığı da vurgulanarak, "Bütün üründe oldu. Ağustos ayında, su bu faktörlere rağmen ağustos ayı ürünlerinin fiyatı, temmuz ayına na ait endeks rakamlannın tem göre yüzde 21, diğer tarla bitkilemuz ayına eşit olması ümit verici rinin fiyatı ise yüzde 13.2 oranındegUdir" denildı. da arttı. (Baştarafı 1. Sayfada) işimize taraf olmak istiyor... ABD öteden beri Kürt sorunu ile ikjilenir... Motta Mustafa Barzani'mn 1979 yılında ABD'de CIA'nın koruması altında yaşadığı ve 1979'da Rocherster'de olduğu da biliniyor. Ta/aöan/'nin ABD ziyaretı de herhalde belleklerdeki tazeliğini koruyor. Kürt sorunu, ABD için Ortadoğu bölgesinde oluşacak yeni dengeler içinde duyarlı bir konudur. Bu konu değişen koşullar içinde ABD tarafından kullanılır. Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında da Kürt sorunu İngiltere tarafından hemen hemen aynı amaçlarla kullanılmamış mıydı? Bugün artık gün ışığına çıkan gizli belgeler bu gerçeği çok açık biçimde sergiliyor İngiliz kraliyet belgeleri, Kürtlerin 1919 yılında İngiliz mandası istediklerini, İngiliz Binbaşı NoeHn Kürt ajanları ile görüşeceğini belgeliyor. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, TTK Yay. S. 39). Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde İngiliz delegasyonu başkanı Lord Curzon'un Kürt devletini nasıl savunduğunu belgeliyor. Amiral Sir EDerabec^in Lord Corzon'a gönderdiği 26 Mart 1920 tarihli gizli rapor ingilizlerin Kürtlerle ilişkisini hiçbir yorumu gerektirmeyecek biçimde gözler önüne seriyor: Kürdistan, Türkiye'den ayrılıp özerk olmalıdır. Ermeniler ile Kürtlerin çıkahannı bağdaştirabiliriz. istanbul'daki Kürt Kulübü Başkanı Abdülkadir ve Paris'tekı Kürt delegesi Şerif Paşa emrinizdedir. (Kraliyet Belgeleri, sayfa 49, S. 33. ingiliz Belgelerinde Türkiye, Erol Ulubelen, Çağdaş Yayın, s. 257). Damat Ferit Paşa'mn "Kürtlen Mustafa Kemal'e karşı kullanma planı" İngiliz araştırmacılarınca da kamtlanmıştır. (Kurtuluş Savaşı ile ilgili İngiliz Belgeleri, Gatthard Jaescnke TTK Yay. s. 145). "Koçkm Isyanı" diye bilinen Kürt ayaklanması, Mustafa Kema/in "emperyalizme karşı" savaş verdiği 1921 yılında sahnelenmiştir. 1925 yılındaki "Şeyh Sait Isyanı" da Türkiyeİngiltere arasındaki Musul görüşmeleri sürerken patlak vermiş; genç Türkiye Cumhuriyeti bu kalkışmayı basbnrken Musul, Türkiye'nin elinden kaçmıştır. Kürt sorunui Batılı ülkeler için hep bir satranç daması gibi kullanılmıştır. Dün öyle, bugün de böyle... Dünkü gizli ilişkiler nasıl olaylann üzerinden yanm yüzyıl geçtikten sonra belgeleriyle açıklanmışsa, gün gelir, bugünkü ilişkiler de açıklanır! 1970'li yıllarda da ABD, Şah ile anlasarak Irak'taki BAAS rejiminin Sovyet etkisine kapılmasını önlemek istemiş; bu amacla İran üzerinden Barzani'ye silah yardımı yapmıştır. The Daily Telegraph 2 Şubat 1977 günlü sayısında BarzanP nin bu planı açıklayan demecine yer vermiştir. Barzani, ABD eski dışişleri bakanlanndan Kissinger ile bu konuda anlaştıklarını, ancak Başkan Carter yönetimi sırasında bu desteğin çekıldiğinden yakınmış; yenilgiden Carter yönetimini sorumlu tutmuştur. Abdullah Öcalan, kendisi açıkça itirai ediyor: Washington bizim içimizde taraf olmak istiyor... PKK, MarksistLeninist görüntülü bir ırkçı terör örgütüdür. VVashington'un bu ırkçı terör örgütü ile ilgisi "NATO'nun savunma konseptleri" ile ne ölçüde bağdaşmaktadır? Kürt sorunu toplumsal ve siyasal çözüm isteyen çok karmaştk ve duyarlı bir konudur. PKK adlKerör örgütünün amaçlarından biri yorede terörü tırmandırarak, "sıkıyönetim ilanını" zorlamaktır. Devlete düşen görev, terör çetelerini halktan soyutlayarak savaşı sürdürmektir. Bölge valiliğinin başvurduğu "avukat sürgünleri" bu açıdan, sanıyoruz ki bir yanlış adımdır. Devlet, bu sürgünler yerine bütün gücü ile terör çeteleri üzerinde yoğunlaşmalıdır. Bulgaristan göçmenleri... PKK terörü ve Kıbns... Üçü de şu ya da bu ölçüde ABD ile bağlantılı sorunlardır. Dikkat çeken, bu sorunların üçünün de hükümetin seçmen tabanını yitirmesinden sonra neredeyse bir eşgüdüm içinde sahnelenmesidir. Evet, öyleyse çözüm nedir? Çözüm, bir erken seçimle halk desteğini sağlayacak bir yeni hükümettedir. DUN^ADA BUGUN ALİSİRMEN (Baştarafı 3. Sayfada) ben de giderek anlaşmamı yaptım. Çalışmamı tamamladım ve İlk Adım Anıtı yerine konuldu. Ama sonra bu çalışmamı berbat ettiler. O zamanın Belediye Başkanı Selahattin Ereren'in dediğine göre Evren gezmeye gelmiş, temelini attığı anıt için, 'Bu çıplağm ne işi var, bizim ananemizde çıplak yok kaldınn bunu' demiş. Tabii her şeye karıştığı gibi buna da karışmış. Emir yukardan geldiği için de kız ve erkek figürleri kaldırılmış. 100. Yıl Komitesi'nin Samsun'daki Başkanı Vali Altay Utkan'dı. Utkan Merkez Valilıği'ne atanınca yerine atanan Bedri Nazlıoğlu, beni bir yazı ile davet etti. Kalktım Samsun'a gittim. Fakat beni davet eden valıyi bulamadım. Belediye Başkanı Selahattin Ereren'le görüştüm. Selahattin Bey bana, "Bunun yerine iki tane başka figür koyalım fakat bu figürler Karadenizli olsun' dedi. Ben de dediğiniz iyi güzel de Atatürk'e şükran vazifesi gören yalnız Karadenizliler değil ki bu figürler Türk gençliğini sembolize ediyor karşılığını verdim. Daha sonra figürler Vali Bedri Nazlıoğlu döneminde Atatürk'ün yanından alınarak fuarın içine konuldu. Heykellerın fuarda olması gülünçtür, çünkü orada ne anlam taşıdığı belli olmuyor. Heykeller kaldırılınca ben de avukatım olan Altay Ömer Egesel'den dava açmasını istedim. Mahkemede karşımıza vilayeti temsilen bir adam çıkartmadılar ... İşte İlk Adım Anıtı'nın hiçbir yoruma yer bırakmayan acıklı olduğu kadar güldürücü öyküsü bu. 1727 V » « M I « * Bayanlarft Kaddafi siyasi şov yapü çatışma havasına girmekten kaçınmalarını istedi. Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafal, Arap topraklarındaki İsrail işgalini kınadıktan sonra, ABD'yi de eleştirerek, "Washinglon en doğal hakkıraız olan kendi kaderimizi tayin hakkını tanımıyor" dedi. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ise bağlantısız ulkelerin aralanndaki kanlı anlaşmazlıklan çözümlemelerini istpHi Libya lideri Muammer Kaddafi Belgrad'da düzenlediği basın toplantısında "Bağlantısızlar hareketi ni kurtarmak" için bir planı olduğunu söyledi ve Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un perestroyka politikasının Libya'daki "Yeşil Devrim"e benzediğini öne sürdü. Kaddafi, Belgrad'da Libya Büyükelçiliği ikametgâhının bahçesinde kurulan tkrdevi çadınnda, binbir gece masallanm andıran bir ortamda kabul ettiği bir grup gazeteciye "Baglanlısızlar'ı kurtarma planını" şöyle açıkladı: "Harare'de 1986 yılında yapılan zirveden bu yana fikirlerimde değişme olmamasına rağmen. buraya Bağlantısızlar'ı kurtarmaya geldim. Planıma göre, önce BM Guvenlik Konse>i'nde 5 büyük ulkeye tanınan ve BM'yi felç eden veto hakkı kaldınlmalı ve kuruluşa etkinlik kazandırılmalıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde, küçük devletler BM'yi terk etmeli ve 5'leri orada tek başına bırakmalıdır. Aynca sömürge dönemleri için de sömürgeci devlellcr tarafından tazminat ödenmelidir." Kaddafi, 1986'daki Harare zirvesinde Bağlantısızlar'ı, ABD'nin Libya'yı bombalamasına yeterli tepkiyi göstermediği için şiddetle eleştirmişti. SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov'un perestroyka politikasını desteklediğini de belirten Kaddafi, "Çünkü bu devrim de benimki gibi yeşil bir devrim" dedi. Moskova'nın açıklaması Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı, değişen uluslararası ortama ve guçlenen yumuşama atmosferine uygun olarak, Bağlantısızlar Hareketi'ne karşı olan tavrım gözden geçirdiğini açıkladı. INGILTEREde İNCİLİZCE'yİ ucuza OO^enrnek ıc<" guu^nmr tek vot DOĞUM FATOŞ ve NAMIK üç kişi oldular. Dostlardan kız ismi bekliyoruz NESRİNYILMAZ ŞAHtN 343 93 04 A U P A İ R ı k va < O O U N LIMITEC ;TI