19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLÜL 1989 *•#* CUMHURİYET/17 Papa'ya sevgi Papa2. John Paul'ün Italya gezisi, dindar İtalyanlann buyuk ilgtsirri çekiyor. Papa.Pisakentıne yaptığı ziyarette de haikın sevgi gösterileriyie karşılaşb. (FotDğraf: AP) Elektronik takograflara printer zorunluluğu ANKARA (ÂNKA) Otobüs, kamyon ve çekici turü araçlarda kullanılan elektronik (digital) takograflann üreticisi fırmalara, bu takograflann yanı sıra, "printer" üretmeleri için tanınan süre ay sonunda bitiyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, elektronik takograf üreten firmalar, 30 eylülden itibaren, takograflann kayıtlannın değerlendirümesi işinde kullanılan printer denilen parşalan da üretmek, satışa sunmak ve monte etmekle yükümlü olacaklar. Firmalar, bu tarihten sonra ürettikleri her digital takografla birlikte, printer aygıtıru da otobüs kamyon ve çekicilere rnonte edecekler. 0 QÜWLE 60 t HM / O E 55 Antibiyotik veserum OUT l BASE5 sıkmtısı ADANA (Cumhuriyet Güney llleri Bürosu) Bağırsak enfeksiyonu salgınının etkili olduğu Gaziantep, Şanlıurfa ve Adıyaman'da antibiyotik ve serum sıkıntısı çekildiği bildirildi. Sağlık Bakanlığı'nın bu kentlere gönderdiği ilaç ve serumun yetersiz kaldığı belirtilerek bakanlığın yardımlarını arttırması istendi. Güneydoğu'daki kentlerde etkili olan, son günlerde belediyelerin ve sağlık ekiplerinin aldığı önlemlerle kontrol altına alınabilen bağırsak enfeksiyonuna karşın bu kez de antibiyotik ve serum sıkmtısı başgösterdi. Bağırsak enfeksiyonunun yanı sıra yüksek ateşle beşlayan diğer enfeksiyonların da tedavisinde kullanılan serum ve antibiyotikJerden alfasilin, ampisina eczanelerde bulunamıyor. Joan, Avustralya'da Ingiliz asıllı sinema oyuncusu Joan Collins'in enerjisi bitmek bilmiyor. Yeni yazdığı kitabı kamuoyuna tanıtmak için Avustralyalara kadar giden Collıns. dört gun boyunca duzenleyeceği basın toplantılarıyla, Avustralyalıların ilgisini, kıtabına çekebilmeyi umuyor. (Fotograf: AP) ' l i o f n l A l l 2 M f t l ^ ^ ^ ^ V a r a " ı m c ı s ! D a n Ouayle'in, buU C I U I V f l M i y i C gün başlayacak olan Fılipinler ziyaretinihosnutlukla karşılamayan Filipinliler de var. Dün Manila daki ABD Buyukelçiliği'nin önünde korsan bir gösteri düzenleyen bir grup, ABD'nin, Rlipinler'in bağımsızlığına göz diktığini söyleyerek, "Defol uuayle" dediler. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERÎN DEVAMI Banş ve Yumuşama... (Baftarafı 1. Sayfade) Yıldız Savaşları diye bilinen Stratejik Savunma Girişimi (SDI) projesıne bağlamaktan vazgeçmesi, silahsızlanmanın önündeki büyük bir engeli ortadan kaldırmıştır. Bilindiği gibi Sovyetler, bugüne dek Yıldız Savaşları projesine şiddetle karşı çıkmıştı. Moskova, START için, önce bu projenin Washington tarafından sınırlandırılmasını şart koşuyordu. Şimdi bu koşulun bir yana bırakılması, stratejik füzelerin yüzde 3050 indirimini öngören START'ın imzalanması olasılığım önemli ölçüde arttırmıştır. Moskova'nın YıldızSavaşlan projesine karşı çıkmasının temelinde iki neden yatıyordu: Bırincisi, lazer teknolojisinde ABD'nin gerisinde olması; ikincisi de ekonomik durumunun böylesine bir yükü kaldıramayacak kadar bozuk bulunmasıydı. Ekonomik bunalımın gittikçe derinleştiği Sovyetler Birliği'nde Kremlin yönetimi, stratejik füzeler konusunda bir an önce anlaşmaya vararak, bütçesindeki bir yükten kurtulmayı tasarlamaktadır. Sonuç olarak, Moskova'nın birgeri adımla sergilediği esneklik, silahsızlanma yolunda anlamlı bir aşamanın kapısını açmıştır. Bu durum, dünyada barış ve huzur açısından kuşkusuz memnunlukla karşılanacak bir gelişmedir. Yaşlı dünyamız başdöndürücü bir değişimin yaşandığı bir döneme girmiş bulunuyor. DoğuBatı ilişkilerindeki gelişmelerin hızını yakalamak öyle kolay bir iş olmaktan çıkmıştır. Değişim özellikle Sovyetler'le, Polonya ve Macaristan için geçerlidir. Bu değişimin hızını vurgulamak için diplomatik kulislerde bu günlerde şu anlatılıyor: Başkan Bush geçen haziranda Polonya'ya gittiği zaman öğrenmek istemiş, bu ülkede Dayanışma'dan bir başbakan ne zaman olabilir diye. Aldığı yanıt, "En iyimser tahminle üç yıl sonra" olmuş. Ama aradan üç ay bile geçmeden, Polonya'da bir Dayanışma üyesi tarafından, 40 yıldır ilk kez komünist olmayan bir hükümet kurulmuştur (Peter Jenkins, The Independent, 19.9.1989, sayfa 19). Gelişmeler gerçekten öylesine bir ivme kazanmış durumda ki, bundan sonra dünya ve özellikle Avrupa sahnesinde ne olacağını kestinnek olağanüstü güçleşmiştir. Ama genel olarak herkesin üzerinde mutabık olduğu nokta ise şöyle özettenebilir: Bloklar arası genel yumuşama ve işbirliği, çok kutuplu bir dünyanın kapısını aralıyor. BÖylesi bir dünyada Türkiye'nin yeri ne olacak, ne olabilir? Türkiye'nin Batı ittifakı içindeki yeri... 40 yıldır kullanageldiği stratejik kartının Batı ve AT nezdindeki göreceli değeri... Çok kutuplu bir dünyada VVashington ve Moskova'nın yerel sorunlarda Kıbrıs gibi aynı çizgiye gelmelerinin olasılık hesaplan... Polonya ve Macaristan ile genel olarak Doğu Avrupa'daki gelişmelerin, ekonomik açıdan Batı Avrupa'nın gözünde Türkiye'nin yerini nasıl etkileyeceği... Kısacası, Türkiye'nin dış politikasıyla ulusal güvenlik alanında düşünmesi, kafa patlatması gereken çok iş var. Bunun gereği yerine getirilebiliyor mu? Insan haklarma Avrupa sorgusıı (Baştarafı l. Sayfada) Nitekim Parlamenterler Meclisi öncesinde Türk Ceza Yasası'nda değişikliklerin açıklanması gözlemcilerce "anlamlı" bulunuyor. Avrupa Insaıı Haklan Divaru'nın yargı yetkisinin tamnacağının belirtilmesi, hatta Silopi olayı ile ilgili soruştunnanın hemen başlatüması da bu çerçeve de yorumlanıyor. özal'ın bu gelişmeleri "olumlu yönde Uerteaıeier" olarak gös tererek eleştirilerin hıanı kesmeye çahşacağı tahmin ediliyor. Ancak diplomatik çevrelerdc yapılan nabız yoklamaları, "olumlu ileriemder" içennesine karşın bu son gelişmelerin, eleştirilerin "dozajını" azaltmaya yeterli olmayacağım gösteriyor. Bunlara bir anlamda "kozmetik" gelişmeler olarak bakıldığı ortaya çıkıyor. Yunanlı ve Kıbnslı milletvekillerinin girişimleriyle gündeme gelmesi beklenen Kıbns sorunu bir yana bırakıhrsa, Başbakan özal'ın önüne çıkacak sorulann büyük kısmımn asağıdakı konularla ilgili olacağı belirtiliyor: KuttoSargın obryı: Avnıpah parlamenterler ve basın mensuplan eşliğinde 1987 yüında Türkiye'ye gelen TBKP liderleri H«ydar Knüu ile Nihat SargnTın 1.5 yıldır tutuklu olmalanna rağmen yargılamanın henüz ilk aşamalannda bulunulması. TCK defişikliti: TBMM'ye sevk edilen bir tasan paketiyle idamlar ve gözaltı olgusu konusunda iyüeştinneler amaçlanıyorsa da tasan birçok çelişkiyi de bünyesinde banndınyor. Orneğuı, zaten işlevi olmayan idam cezalarının ömür boyu hapis cezasına dönüşturülmesi, idamlar konusunda Meclis denetiminin ortadan kaldınlması, gözaltı sürelerinin 46 güne indirilmesine karşın DGM'lere 5 yıl için 10 gün gözaltı yetkisi tanınması, "avnkat göröşmesinİB" açıklanmasına rağmen savcılara buna sırurlama getirme yetkisi tanınması. Dtişince suçian: Düşünce suçlannı içeren TCK'daki 141, 142 ve 163. maddelerin özüne ilişkin herhangi yeni bir düzenlemeye gidilmemiş olması. Meclis önüne getirilen yasa tasansı 141. maddeden idam cezasının kaidınlmasım öngörüyorsa da, bu maddeden idam cezasının verildiği bir örnek bulunmuyor. Güneydoğu: Güneydoğu'da insan haklannm ihlal edilmeye devam edildiğine ilişkin yoğun iddialann sürekli gündemde bulunması. örneğin Yeşilyurt ve Silopi olaylan. Ceıaevleri: Açlık grcviyle uluslararası düzeyde de gündeme gelen cezaevlerindeki olumsuz yaşam koşullan. Adalet Bakanlığı'nın bu konuda tüzel değişikliğe gitmesinc karşın, somut adımlann halen atılmamış olması. Münferit olaylar: Avrupa'da kamuoyuna mal olmuş olan ve hamileliğinin son aşamasına gelmiş olmasına rağmen tutuklu olarak yargılanan Dr. Nnray Özkan ile 2000'e Doğru Dergisi'nin eski Yazıişleri Müdürü Fatma \xzta hakkında onlarca davamn bulunması. tskence iddialan: Avrupa Konseyi ve BM işkenceyle mücadele sözleşmelerinin imzalanıp onaylanmasına karşın işkence iddialannm arkasının kesilmemiş olması. 1402 sayıh yasa: 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nın halen yürürlükte olması. Refah ve gdir dagılımı: Hükümetin açıkladığı "ekonomik mudzeye" rağmen gelir dağüımındaki uçurumun dargelirlilej aleyhine sürekli büyümesi. Bu olgunun DİE tarafından açıklanan istatistiklerde de bdirgin bir şekilde görünmesi. Büyüyen "ulusal pasta"ya karşın bütçeden egitime yüzde 8, sağlığa yüzde 2 gibi dflşük paylann tahsis edilmesi. NE NEDİR? EBahçe RıdvanTı (Baştarafı 16. Sayfada) arada*Veselinoviç'in ısrarla penaltı uzerınde durması ve futbolculara penaltı attırması dikkatleri çekti. Fenerbahçe'de kadroya sakat olan Tur an, Vişnevski ve Ergin'in yerine Rıdvan ve Sedat alındı. Fenerbahçe Teknik Diıektrü Todor Veselinoviç Sparta Prag maçıyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Maç kadrosunu belirlemek için son dakikaya kadar bekleyecegiz. Valnız Rıdvan'ın oynayacağına garanti verebilirim. Buna karsın Vişnevski ve Tnrhan kesinlikle oynamayacaldar. Kazanmak zonında olduğumuzun bilincindeyiz. Takımı buna göre kunnahyu. Hem hücumda güçlii hem de savunmada eksiksiz oynamak zonındayız. Sparta takımı içerideki oyununu dışanda da oynuyor. Bu bizim için hem avantaj hem de dezavantaj. 2. tura geçmek için önümüzde 90 dakika var. 10 dakika içersinde gol atabilırsek tunı geçmemiz işlen bile değil. Futbolcularımız inatçı, hırslı, arzulu olurlarsa ve mücadelelerini ta'm yapariarsa seyirdmizin de destegi Oe 2. tura geçecegimiz inancındayım." Öte yandan Fenerbahçe Sparta Prag maçı için 2 gün içinde 210 milyon liralık bilet satıldığı öğrenildi. Dün çaJışmayı izleyenler arasında Başkan Metin Aşık, şu Politik be sorumlusu Mehmet özbek ve Mesut Dızdar da bulunuyordu. göçmenlere Bu arada yann oynanacak olan karşılaşma saat 14.30'a alındı. görüşyasağı Fenerbahçeli yöneticüer, dün Kadıköy Bclediye Başkaru Cengiz özyalçın ile görüşerek Dereağzı tesislerinin yeniden yapılması için gerekli izni aldı. Pazartesi gflnü yeni tesislerin temeli atılacak. Ote yandan basketbolculara maaşlan ve transfer taksitleri olan 80 milyon lira dün ödendi. ŞikâyeÜer (Baştarafı 16. Sayfada) dar isteksiz oynadık ki sonunda alacagımız önemli bir maçı kaybettik" diyor. Futbolculann yakınmalan mutlaka her takımda var, ama Beşiktaş'taki sorunlar ortak bir noktada toplanıyor. O da Teknik Direktör Gordon Milne'nin futbolcularia olan kopukluğu. Milne'nin çok elestiri almasının bir diğer nedeni de Beşiktaş'a 1.5 milyar Iiraya mal olan 2 Ingilizden birini maç kadrosuna alıp oynatmaması, bir diğerini de Trabzon kadrosuna almaması. Bir yönetici, "Trabzon'dan 3 puanla dönseydik hiçbirimiz elestiri alamayacaktik, ama yenilince Gordon da suçlu oldu bizler de" dedi. Çekler Fatih Sayfada) (Baştarafı 16. ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) Türkiye'ye cuma günü gelen ve polis tarafından gözaltına alman politik göçmenlerden, Ankara'ya getirilen Ahmet Kardam, Mehmet Bonşık ve Şeref Yıldız, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı'nın konuya ilişkin genelgelerine karşın avukatlanyla görüştürülmedi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şubesi'ne dün giderek, gözaltındaki müvekkiHeriyle görüşme isteminde bulunan Ankara Barosu Avukatlarından Erşen Şansal, Hasan Ürel, Ugur Söylemezoğlu ve Gorbüz Özalnnh'nın bu istemleri geri çevrildi. Siyasi Şube Müdürü Vahya Kutuk'ün, kendisine bu istemi ileten ve Başbakanlık ile Adalet Bakanlığı'nın buna olanak spğlayan genelgelerini anımsatan avukatlara, "Size sadece barada olduklannı söyleyebilirim. Ancak avukatlanyla görüştüremem" dediği öğrenildi. Avukat Şansal, genelgeye karşm müvekkilleriyle görüştür.Jmemelerini kınadı. Gözaltında bulunan politik göçmenlerin bu hafta içerisinde DGM SavcılığVna getirilerek, TBKP soruşturması çerçevesinde sorgulanmalan bekleniyor. (Baştarafı 16. Sayfada) Sonuç, işte görtildüğü gibi. Istdvnt balığına benzetilen İzlanda, "balina" kadar büyük oldu. Bu tur olaylar sporun tarihi gelişimi içerisinde birçok kez tekrarlanmış, ancak hiçbir zaman ders olmamıştır. Bize göre öncelikle rakiplerimizi küçültmek değil, onları gerçek değerleri kadar görmek ve ona göre önlem almak gerekir. Şımdi bir uluslararası karşılaşma da Fenerbahçe ile Prag arasında var. tnşallah bu defa palavrayı bırakırız, bundan evvelkiler de hepimize bir ders olur, değer yargılanmıza ona göre yön veririz. Palavra (Baştarafı 16. Sayfada) Teknik Direktör Jarabinski ve idareciler sıkı bir biçimde arandılar. Jarabinski'nin bavulundan kutu kutu kristal çıkması gümrükçüleri bir hayli şaşırttı. Teknik Direktör Jarabinski, lstanbul'a tur için geldiklerini belirtti. Çek teknik direktör, geçen maçta gol atan Bielek ile Girigia'nın rövanşta yer almayacaklaruu söyleyerek, "Fenerbabçe'yi yenmeye geldik. Rıdvan'ın oynaması neticeye tesir etmez. Fakat maç daha kaliteli olur. Seyirciden korkmuyorum. Tek çckindigim nokta sıcak hava" 4iye konuştu. Tarabya Oteli'ne yerleşen Prag, dün Sanyer Yusuf Ziya öniş Stadı'nda çalıştı. Çekoslovak takınu bugün maçın oynanacağı Ali Sami Yen Stadı'nda son antrenmanını yapacak. Galatasaray, yann UEFA Kupası'nda Belgrad'da oynayacağı Kı (Baştarafı 1. Sayfada) züyıldız maçı için lstanbul'daki lı Pornak mezrasında beş kişiden son hazırlıklannı tamamladı. Dün oluşan bir PKK grubunun görülyaklaşık 2 saat süren antrenmana düğü haberini alarak baskın düsakat olan Yusuf ve Tanju katılmadı, K. Savaş da düz koşu yap zenleyen polis özel timini "terötı. Teknik Direktör Sigi Held, sa rist ya da hay>an hırsızı" sanan vunma ve forvet oyunculannı ça köylüler, av tufekleri ile ateş açlıştırdı. Held, çalışmayı sık sık ya tı. Ateşe karşılık veren güvenlik rıda keserek Galatasarayh futbol güçleri ile köylüler arasında yakcuları uyardı. Çift kale antren laşık bir saat süren çatışma oldu. manda ise Prekazi hafif sakatlık Olayı doğrulayan Olağanüstü Hal geçirirken, Uğur'un da sakatlığı Bölge Vali Yardımcısı Nafiz Kanüksetti. Uğur, antrenmanı yan yalı şunlan söyledi: da bırakmak zorunda kaldı. "Mezraya beş kişilik terörist Teknik Direktör Sigi Held, Kı grubunun gddiği ihbar edildi. Güzılyıldız maçı hakkında şunlan venlik kuvvetleri de ibbarı değersöyledi: "Orada 1 gol atmamız la lendirerek oraya gitti. Mezra halkı zım. Fakat gol yememek zorunda gelenlerin kim olduğunu bilmediği yız. Ancak tur şansımız çok zor. ve daha önce de koyunlan çalın11'lik maçtman sonra 2. maç bi dığı için av tufekleri ile ateş açtı. zim için çok zor göriinüyor. En Belli aralıklaria süren çatışma sıbüyük derdimiz sakatlıklar. Yu rasında, olay yerine panzerie taksuf, Tanju ve Uğur gibi 3 milli fut viye birliğinin gönderilmesi üzebolcu ciddi şekilde sakat. Erdal rine, köylüler gelenlerin güvenlik ın durnmu da heniiz kesinlik ka kuvvetleri olduğunu anlayınca zanmadı. Ama bu hiçbir zaman teslim oldular. Durum açıklığa bizim ağlamamızı ve mazeret bil kavuştukjlan sonra köylülere mezdirmemizi gerektirmez. Yapılma ralannı iyi koruduklan için teşeksı zor olmanı mümkiin kılmaya kiir edildi." çalışacağız. Çok ateşli bir mucaVali Yardımcısı Kayalı, soruşdele ortaya koymak için hepimiz turmanın sürdüruldüğünü sözlehazınz. " rine ekledi. T A I I T IM KAMPANYASI Eırd : Bir köy 1950 tarihli Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'yle güvence altına alınmış olan haklara saygı gösterilip gösterilmediği görevi, seçimle işbaşına gelen ve bağımsız iki organ olan Avrupa Insan Haklan Komisyonu ile Avrupa tnsan Haklan Divanı'na verilmiştir. Sözleşmenin ihlal edildiği iddiasıyla bir devlet aleyhine başvurular, ya başka bir devlet tarafından, ya bir fert veya hükümet dışı kuruluş tarafından yapılabilir. Ancak başvuruda bulunulabilmesi için sözleşmeyi ihlal ettiği iddia edilen devletin kişisel başvuru hakkını tanımış clması gerekmektedir. Türkiye kişisel başvuru hakkını 1987 yıhııda tanıdı. Başvurular ilk olarak komisyona yapılır. Ancak komisyondan önce milli yasaların öngördüğü yargı olanaklannın tümüne başvurulmuş olması zorunhıdur. Komisyon başvuruyu kabul ederse önce olaylan saptar ve taraflar arasında dostane çözüm bulmaya çalışır. Bu gerçek leşmezse Bakanlar Komitesi ve davalı devlete gonderilmek üzere bir gizli rapor hazırlar. Bu aşamaya geldikten sonra davanın sonuca ulaşması farklı iki yoldan geçebilir. Avrupa Insan Haklan Divanı Birincisi, Avrupa tnsan Haklan Divanı'na gidilmesidir. Ancak bunun için davalı devletin Divan'ın yargı yetkisini tanıması gerekir. Türkiye ise bugüne kadar bu yetkiyi tanımamıştır. İkincisi ise sözleşmenin ihlal edilip edilmediği konusunun Bakanlar Komitesi tarafından sonuca bağlanmasıdır. Nitekim Türkiye, "siyasi çözüm" olanağuu sağlayan Bakanlar Komitesini tercih etmiştir. Bakan|ar Komitesi kararlan temyiz edilemez. Türkiye'nin henüz yargı yetkisini tanımadığı Insan Haklan Divanı ise şu şekilde işliyor; Komisyon tarafından Divan'a sevk edilen dava dosyalan yedi yargıçtan oluşan daireler tarafından incflenir, gerek görüldüğü takdirde Divan Genel Kurulu'na gönderilir. Divan duruşmalan ilke olarak halka açık yapılır. Temyiz olanağı bulunmayan kararların ilan edildiği oturumlar ise daima açık yapıbr. Üye devletler Divan tarafından alınan kararlan uygulamakla yükümlüdür ve bunun denetlenmesi Bakanlar Komitesi'ne verilmiştir. Divan kararlannın uygulanmaması halinde, sözleşmeyi ihlal eden devletin Avrupa Konseyi'nden ihracına kadar gidilebilir. Insan Haklan Divanı'nın yetkisinin tanmmaa Avrupa Insan Haklan Divanı'nın yargı yetkisinin tanınması konusunda Bakanlar Kurulu'nda karar alındığı, 10 gün kadar önce bizzat Adalet Bakanı Oitan Songnriu tarafından açıklanmıştı. Başbakan özal'ın Parlamenterler Meclisi'ne bunu da bildirmesi bekleniyor. Ancak bu karann somutlaşması için Türk hukuk mevzuatı üzerinde incelemelerde bulunuluyor. Adalet Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı nezdinde yürütülen bu incelemelerin, Adalet Bakanı Sungurlu'nun "en kıst zamanda" şeklindeki sözüne rağmen bağlanmasının ne kadar zaman alacağı bilinmiyor. Özal bugün gidiyor özal bugün Strasbourg'a hareket edecek. Başbakan Avnıpalı parlamenterlerin; özeUikle komünist ve sosyalistlerin Türkiye'deki insan haklanna ilişkin olarak hazırlandıklan şeklindeki bir soruyu yanıtlarken, "Haarlaasınlar, hazviansınlar, benim daha çok hoşuma gider" dedi. Başbakan özal Strasbourg'dan 29 eylülde yurda dönecek. 30 eylül 1 ekim tarihleri arasında GAP bölgesine giderek incelemelerde bulunacak. ANAP'ta Silopi sancısı (Baştarafı 1. Sayfada) kili Kemal Birîik imzasryla Başbakan özal'a hitaben yazılan raporda, bölgede yapılan inceleme sonuçlan anlatılırken, olay sırasında öldürülen dokuz kişiden altısının resmi makamlann iddiasının aksine, kesinlikle PKK'lı değil, masum köylü yurttaşlar oldukları ifade edildi. lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yaptığı açıklamanın kendisine verilen yanıltıcı bilgiler sonucu, inandırıcı olmadığı, hatta bu açıklamanın bölge yurttaşlan arasında "tebessümle" karşılandığı raporda yurgulandı. Bakan Aksu'nun "Öldüriilen altı kişinin gecenin 02.0Vsinde pazara gitmelerinin inandırıcı olmadığı" biçimındeki açıklamasına değinilen raporda özetie şu görüşlere yer verildi: "Ne Mardin'de ne Diyarbakır, Hakkâri ve Siirt'te bildiğimiz anlamda bir pazar kurulması olayı yoktur. Köylüler bergün üriinkrini ile ya da kasabaya götiiriip satmaktalar, belli bir pazar günü söz konusn degil. Oyle bir uygulama yok, aynca adı geçen altı kişi olay tanıklannın ifadelerine göre, gece 02.00'de degil, gündiız gotiiriilerek öldiirttlmüşlerdir." Raporun sonunda bölgedeki olayların sağlıklı biçimde açıklığa kavuşması için ANAP'ın Meclis araştırması istemesinin gerekli ve yararh olacağı vurgulandı. Edinilen bilgiye göre ANAP Başkanlık Divanı'nın genişletilmiş dünkü toplantısında Güneydoğu'daki olaylar da değerlendırildi. Başbakan Özal'ın bazı muhalefet milletvekillerinin ve basının yanhş propagandaya alet olduklannı belirttiği, bu arada SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay'ın adını verdiği öne sürüldü. Özal, Güneydoğu olaylan konusunda genel görüşme açüabileceğini belirterek, "SUopi'deki olaylar için özel soruşturma yapılması talimatını verdigini" kaydetti. Bu öneriye ANAP Genel Başkan Yardımcılanndan Halfl Özsoy'un "Bu mesele 50 yıldır Türkiye'nin giindeminde, eğer biz bu konuyu gündeme getirirsek olay daha da büyür" dıyerek karşı çıktığı öğrenildi. özal da Özsoy'a "Haklısın" demekle yetindi. Edinilen bilgiye göre Başbakan Özal daha sonra bazı cevrelerin farkında olmadan PKK propagandasına alet olduklannı söyledikten sonra "Kürtcülük yapanlann dokunulmazlıgını kaldırmz" dedi. ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Galip Demirel "ANAP içinde de böyle arkadaşlarımız var" deyince Özal'ın "Fark elmez kim olursa olsun, Kürtçüliik yapanlann dokunnlmazlıklannı kaldınru" şeklinde konuştuğu belirtildL Başbakan özal Silopi raporunun henüz kendisine iletilmediğini bildirdi, ö z a l şunlan söyledi: "Hayır benimle göriişmedüer. Tabii orada idari sonışturm* yapılıyor. O idari sonıştunnayı da görraem lazım. Tek taraflı rapoıiar olmaz. tdare orada mevcut kanunlara göre bir soruştnrma yapıyor. O sornşturmanın sonunda ya görevsizlik veya herhangi bir suc bnlmayabilir. Veya berhangi bir suç varsa o vakit de başka badiselerde oldugu gibi mahkemeye sevk ederler. Ama onlara bakmak lazım. Çünkü onlann dışuda . Gazeteteri takip ettim. Çok çeşitli laf söyleyen var. Fevkalade farklı farklı şeyler geiiyor, epey de provokasyon olduğu göıüntiisü var." Başbakan özal "Ne tor bir provokasyon" sorusuna, "Bir tarafa doğru propaganda yapıyorlar" dedi, Nurettin Yılmaz'm "istifa ederim" şeklindeki sozlerinin anımsatılması Uzerne de özal "Valla onu bilmem. Her koyun kendi bacagından asılır. Bakın demin de gördnm. SHPTi 45 millervekili bu işi çok ucuz bulmuşlar ki istifa lafını kullanıyortar. Hadi erkekseniz haküd istifalanmzı verin. Biz de kabul edelim. Açıkça meydan okuyorum, kim istifasını veriyorsa kabal ediyomz" diye konuştu. (Baştarafı 1. Sayfada) Musa Serdar Çelebi: Çelebi, 1952 Hatay doğumlu. Çelebi, Avrupa Demokratik Ülkücüjürk Dernekleri Federasyonu'nun eski genel baskanlarından. Federasyonun şimdiki Başkanı Feridun Tuncay. Çelebi, 1980 öncesinde Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı'nda çalıştı. Bir süre Hergün Gazetesi'nde muhabirlik yaptı. Daha sonra MHP Genel Başkanı Türkeş'in emriyle Federal Almanya'ya gitti. Çelebi, Papa suikasti davasında M. Ali Ağca ile ilişkisi nedeniyle Roma'da üç yıl tutuklu kalmış ve kanrt yetersizliği gerekçesi ile aklanmıştı. Çelebi, bir kısım arkadaşı ile federasyondan ayrılmış ve "Türkİslam Birliği"n\ kurmuştu. Türkİslam Birliği'nin Almanya'da yapılan ilk genel kurul toplantısına ANAP Milletvekili Mustafa Taşar ve arkadaşları da katılmışlardı. Son zamanlarda Çelebi'nin MÇP Genel Başkanı Türkeş ile araları henüz bilinmeyen nedenlerte açıldı. Rıfat Yıldırım: Yııldınm, 1957 Malatya doğumlu. Rıfat Yıldırım, Türkiye^ de Üzeyr Bayraklı ile birlikte Mehmet Karabulut ve yine Bayraklı ve Erdal Solak ile Doç. Dr. Bedrettin Cömert'i öldürdü. Daha sonra Fransa uzerinden Federal Almanya'ya giden Yıldırım, Frankfurt'ta, Serdar Çelebi'nin yardımı ile yer ve iş buldu. 1982 yılında evrak sahteciliği suçundan bir yıl, 1984 yılında da Mustafa Erdem ile birlikte uyuşturucu madde satarken yakalanarak 7 yıl ağır hapse mahkum olan Yıldırım, kendisine bağlı bir çete kurarak gasp ve soygunlara girişti. Mustafa Erdem, yakalandığında TürkFederasyonu'nda yatıp kalktığı saptanmıştı. Yıldırım, polisteki sorgusunda "Bu işi örgütadına yaptığını" söylemişti. Yıldırım'ın emrindeki çetenin üyesi Vedat Kaçoğlu, 1984 yılında uyuşturucu madde ile yakalanmıştı. Yıldırım ile birlikte yaşayan Naile Akyüz, Frankfurt'ta havaalanında Lufthansa bürosunda çaltşıyor. Enver Attaytı: Altaylı, Özbek kökenli bir Türk. 21 mayıs ihtilal girişimi nedeniyle 1963 yılında Kara Harp Okulu'ndan atıldıktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aynı yıl, MİT'e giren Altaylı, daha sonra, Federal Almanya'ya gitti. Eşi Bonn Büyükelçiliği'nde çalışan Altaylı, MHP'nin Avrupa'daki başmüfettişliğine atandı. Almanya'da Ruzi Nazar adlı Özbek kökenli CIA görevlisi ile yakın ilişkiler kuran Altaylı, Federal Alman Gizli Istihbarat Örgütü BND'nin Türkiye sorumlulanndan Dr. Kannapın ile ortak çalışmalar yaptı. Altaylı, MHP'nin yayın organı Hergün'ün genel yayın müdürlüğü ye başyazarlık görevlerinde de bulundu. Eski MİT'çi Altaylı, mark milyoneri olarak yaşamını sürdürüyor. Dr. Kannapın: Geçen yıllarda ölen Kannapın, antikomünizm konusunda Türkeş ile yarışan bir istihbarat görevlisiydi. Federal Alman Gizli İstihbarat Örgütü BND'de Türkiye masasından sorumlu olan Dr. Kannapın, görev sırasındaTürkiye'ye sık sık geldi. 1977 seçimlerinde CHP Genel Başkanı Ecevit'in Sheraton Oteli'nden dürbünlü tüfek ile öldürüleceği yolundaki ihbarın Dr. Kannapın tarafından bir gazete patronuna bildirildiği ileri sürülüyor. Kannapın'ın ülkücü Türklerin sık sık geldikleri "Druckerei uno Veriags GMBH" adlı bir şirket sahibi olduğu, Frankfurt Savcılığı'nca saptanmıştı. Cevat Saraç: Saraç, 1952 Bingöl doğumlu. Cevat Saraç, 196183 yılları arasında Türk Federasyonu saymanlığı yaptı. Frankfurt Savcılığı, Saraç'ın uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılığında adı geçen Süleyrnan Ümit ile birlikte çalıştığını saptadı. Süleyman Ümit'in Ümit Ticaret şirketine, Türk Federasyonu'ndan milyonlarca lira havale edildiği belirlendi. Saraç'ın federasyon parası ile kendi ve eşi adına "Burak Video" adlı bir şirket kurduğu ileri sürülüyor. M. Serdar Çelebi ve arkadaşlannın Türk Federasyonu adına toplanan paraları Donault. 1001 Çeşit.. İlahi Emirve Burak Video şirketlerine yatırdıkları belirlendi. Serdar Çelebi, Donauit şirketinin yüzde 12.5 payına sahip. irfan Balekoğlu adlı öteki ortak da yine aynı federasyondayönetici. 1001 Çeşit şirketi Altaylı'nın, "Burak Video" ve yayınevi de Ülkücü Türk Federasyonu Saymanı Cevat Saraç ve eşinin! Saraç, Türklerden haraç alma işine aracılık ediyor. Haraç, Rıfat Yıldırım eliyle alınıyor. Serdar Çelebi de Yıldırım'a destek oluyor. İddianamede yer alan suçlamalar özetle bunlar. Bir Alman istihbarat görevlisi ve bir eski MİT'çi, ilerici aydınların katilleri.. Korunan ve kollanan silahlı sag eylemciler. Almanya'daki ülkücü çeteler... Bu çeteler eliyle toplanan paralar... Uyuşturucu madde ticareti, gasp, soygun ve hırşızlık. Ülkücüler Viyana değil, Frankfurt kapılarında! UGUR MUMCU GOZLEM T.C 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESt HÜKÜM ÖZETİ Esas No Karar No Sanık 1987/115 1987/190 Arif özavcı Hayrettin Oğlu 1959 D.lu Diyarbakır tli A. Paşa Mahallesi nüfusuna kayıtlı ve mukim Suç : Dolandmcüık Tarihi : 6.12.1982 Hükiimun Özeti: Hükümlü Arif özavcı hakkında TCK. 503/llk, 522 72, 647 Sk. 4. maddesi uyarmca neticeten 66500 TL. Ağır Para Cezası ile cezalandırılmasına; sanığın bütün aramalara rağmen bulunamadığından 7201 yasanın müteakip maddeleri uyannca tüm Türkiye'de yayımlanan bir gazete yolu ile ilanen tebliğine, tebliğin, ilan tarihinden itibaren 15 gun sonra yapılmış sayılmasına, kanun yolları açık olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 32639 : : : BOTÖICA ™ MAINFRAME GÜVENCESI COMPUTER BİLSER A ^ . olivelli SATILIKARSA TrabzonYenicuma Mahallesi 241 m* : 25444 CUMHURİYET YOLU1NDA Yunus Nadi Çagdaş Yaymlan Türkocağı Cod. 3941 Cağaloğluİstanbul Ödemelı gönderilmez. Ejrtım kummlın ıçın ö « l indirım TEL 175 00 00 (4 hüt) FAX 166 45 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle