25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/17 NâzımHikmet'in andarı filme alınıyor T a r i h İ I t l l l l a r ABD'deki pul koleksiyonculan, son günlerde M l l l l l | I U I i a i indianapolis kentinue uulunan 142 yıllık bir zartın üzerindeki pulları konuşuyor. Pullara 1 milyon dolar civannda değer biçiliyor (Fotoğraf: AP) Z/.^ ANKARA (ANKA) Nâzım Hikmet'ın eşi Vtra Tulyakova Hikmet, Nâzım'm fotoğraf albumü ve filminin yapılacağını açıkladı. Avustralya'run başkenti Sidney'de projelerini açıklayan Vera Hikmet, Nâzım'ı tamyanların azalmakta olduğunu, bu nedenle dökümanter yapabilen iyi bir Turk rejisörünü film yapmaya çağırdığını anlattı. Haftalık Nokta Dergisi'nin haberine göre Vera Tulyakova Hikraet, halen Nâzım'la ilgili arularırun ikinci bölümünü yazmakta olduğunu, fılm projesinden önce de şairin şimdiye kadar hiç kimıede bulunmayan resimlerinin de yer alacağı bir fotoğraf albümü çıkarmayı planladığını anlattı. Vera Hikmet, böyle bir çalışma için çok fazla geç kalınmamasını da diledi. Kent Kurultayı'na sanatçı desteği ANKARA (AA) Buyükşehir Belediyesi tarafından 916 ekim günleri arasında düzenlenecek olan " 1 . Ankara Kent KnralUyı" çerçevesinde unlü sanatçıların katılacağj ücretsiz konser ve'tiyatro gösterileri gerçekleştirilecek. Buyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Erhan Taneri'den alınan bilgiye göre kent kurultayı etkinlikleri çerçevesinde Akün Sineması'nda ünlu sanatçı Yıklız Kenter "Ben Anadolu" adlı tek kişilik oyunu sergileyecek. Sanatçı Esin Afşar da konser verecek, Batum Halk Dansları Topluluğu ile Polonya Halk Dansları Topluluğu özel gösteri sunacak. Kent Kurultayı çerçevesinde "Kemal Bağlum'ta Ankara" konulu soyleşi düzenlenecek. Avustralya'nın Caims kentindek j D o ğ a l Y a ş a m Parkı'nda her sabah ilginç bir yarışma duzenleniyor. Parkı ziyaret etmeye gelen turist grubu önunde yarışarak buyuk seyirci toplayan bu dev kurbağaların bakıcisı Linda Ritchie, onlan çok sevimli buldugunu söylüyor. (Fotoğraf: AP) Paris'te geçen günlerde düzenlenen . "Balık aylama gereçleri" fuannda sergilenen malzemeler arasında keyfir.e düşkün avcılar ıçin düşünulmüş bir şişme bot ilgiyte karşılandı. Bot ve bütün aksesuarlarının fiyatı 315 dolar. (Fotoğraf: AP) m Ehlikeyf balıkçı HABERLERIN DEVAMI Yaşayarak Öğrenmek... derinin Çankaya'ya çıkmasını isteyen taktiksel birçizgi ızlediği bile akla gelebiliyor. Özal cumhurbaşkanı olursa, ANAP'm daha kolay dağılacağını düşünüyor belki de... Diyor ki: Üç partinin, SHP, DYP ve ANAP'm IkJerŞimdilik, en basite indirgeyerek şu dört leri bir araya geletim; kendi dışımızda bir aday noktanın altı çizilebilir: üzerinde anlaşalım ve onu cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bir seçelim! erken seçim artık kesinlikle söz konusu deBu önerinin rahatsız edici yanı nedir, söy ğildir; ler misiniz? Üç partinin birden evef diyece Üçlü uzlaşma günlük deyişle yatmıştır; ği bir adayın "ulusal irade"yi temsil etme ANAP lideri, 21.8'e aldırmayıp kendi yeceği iddia edilebilir mi? başına buyruk davranacaktır; ANAP Meclıs grubunun kendi başına se SHP ve DYP, daha önce açıkladıklan çeceği adayın, "21.8'lik cumhurbaşkanı" gibi, cumhurbaşkanlığı seçimine katılmayaolacağı doğrudur. Ama üç partinin üzerinde caklar ve ANAP grubu, Türkiye'ye "21.8'lik anlaşacağı bir adayın cumhurbaşkanlığına cumhurbaşkanı" seçecektir. da kimsenin bir şey diyemeyeceği açıktır. Bugün için ana çizgileri biçimlenmeye Keşke cumhurbaşkanlığı seçiminden ön başlayan tablo böyledir. ce bir erken seçim yapılabilmiş olsaydı! Ama Bu tablonun adı bunalımdan başka bir şey olamadı. Oysa 26 Mart yerel seçimlerinin sc olamaz. Bu tabloda siyasal istikrar yoktur. nucu, doğal olarak bir erken seçimi günde26 Mart, ülkemizin gündemine erken seme getirmişti. Bu yolu tıkadı Başbakan.Özal. çimi kaçınılmaz biçimde sokmuştur. Bunun ANAP lideri şimdi de uzlaşma denilince si gereğini yapmakta ne denli gecikirsek, o nirleniyor, hırçınlaşıyor. DYP lideri de bu ko denli zaman yitireceğiz. nuda Ozal'dan farklı bir davranış içinde deYaşayarak görüp, öğrenmekten başka çağil. Sayın Demirel'in bu tutumuyia, ANAP li remiz yok belki de... (Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanlığı seçirr.iyle ilgili üçlü uzlaşma çağnsı nedir SHP liderinin? 70 sent kavgası (Baftarafi /. Sayfada) risinin özelliğini taşıyan iki katlı evler var. Sarpi'deki eski evlerin geçmişi bugune taşıyan goruntüsü insanı imrendiriyor. Sarp ise denizle dağın kucaklaştığı doyumsuz guzelliğiyle daha dun kurulmuş bir köy gibi. Sarpi'nin yanında Sarp sıradan kalıyor. Demirel. gezisinin dünkü bölümüne Sarp sırur kapısından başladı. Programda Sarp yoktu. Ancak gazetecilerin isteği üzerine iki saat erken yola çıkan DYP lideri Sarp'ı ilk kez gördü. Hopa'dan Sarp'a giden, dagla deniz arasındaki 18 kilometrelik daracık bozuk yolun kıyısındaki şelaleler zaten var olan güzelliğe bir başka boyut getiriyordu. Sarp'tan aynlırken gazetecilere "Nasıl islediginiz oldu mu, Sarp'ı gördünüz rnü?" diye soran Demirel'e, yaklasan bir yurttaş, smırdan gecerken alınan 100 dolarlık Toplu Konut Fonu'ndan yakınıyordu: Sarp sırur kapısı açıldı, ama bize kapalı. Karşı köyde akrabalarımız var. Bir kişinin geçmesi için 225 bin lira istiyorlar. Ölümü, bayramı var. 10 kişilik bir aile geçmeye kalksa dünyanın parası... Sarp sınır kapısı, ashnda Sarplı yurttaşlar için açılmamıştı.. Televizyon ekranı da Demirel için Sarp sınır kapısı kadar açıktı. Kendi deyişi ile "Hemen makaslayıveriyorlar"dı. DYP lideri, Hopa'da kaldığı otelin lokantasında, İaz böreği, kalkan tava ve hamsili pilav yerken, partililerle birlikte televizyonun 20.00 haberlerini merakla bekledi. Haberlerdeki ilk görüntü, Özal'ın Sıvas'taki gezisindendi. Saat tuttu DYP'liler, tam on sekiz dakika... Başbakan özal üstüne basa basa birkaç kez "Yetmiş sente muhtaç Türkiye"yi ne hale getirdiklerini anlattı. Demirel en çok bu "yetmiş sent" olayına kızıyordu. Trabzon'dan Hopa'ya uzanan kıyı boyunca uğradığı her yerleşim biriminde "yetmiş sent" olayını anlattı Demirel. Ydlardan 1976. Tam 134 bin kişi hacca gidiyor. O dönemin iktidan 70 milyon dolar döviz ödemiş ancak "arkadaşlar" daha fazla istiyor. Demirel de "Yapmayın" diyor, "Türkiye'nin yetmiş sente bile ihtiyacı var!' Işte Özal'ın dilinden düşürmediği "yetmiş sent" bu. Demirel Doğu Karadeniz gezisi boyunca da "yetmiş sent öyküsü"nü anlattı, akşam yemeğine oturunca, yine bu "yetmiş sent" çıktı karşısına. Ancak bu kez, üstüne basa basa, birkaç kez yineleye yineleye, "yetmiş sent'M anlatan Başbakan Özal'dı. Televizyon Özal'ın "yetmiş sent'Mik konuşmasını 18 dakika verdikten sonra, Demirel'in Rize mitingini birkaç dakikayla geç^tirdi. Hele DYP liderinin "yetmiş sent" açıklamasını "Demirel, yetmiş sent olayının da abartıldığını söyledi" diye verdi. Demirel'in yemek masasında televizyondan gördüklerine kızgıniığı yüzüne vurdü. Alanlarda, iki parmağını makas gibi uzatarak söylediği olmuş, TRT, konuşmasının en can alıcı yerini kırpıvermişti. Demirel'e göre, televizyon ekranı Sarp sınır kapısı gibiydi. Açıktı, ama kapalı... Sarp kapısıru gezdikten sonra, Demirel yola Hopa'nın SHP'ü belediye başkanını ziyaret ederek çıktı. Çünku SHP'li başkan Turan Altıntaş, bir gece önce Demirel'e "Hoşgeldiniz" di>«rek, DYP'nin Papila Oteli'ndeki yemeğine katılmıştı. Karadeniz'in mavisini arkamızda bırakıp Artvin'e doğru tırmanıyoruz. Programda Borçka ve Murgul var. Bu mevsim Doğu Karadeniz dağlanna tırmanmak, yeşilin koynuna girmekle eşanlamda. Demirel, buralarda gördugü ilgiden memnun. Kalabalık arttıkça, Demirel'in konuşmalanndaki espriter de yoğunlaşıyor. DYP Genel Merkezi'nin ve yerel örgütlerinin geziye iyi hazırlandıklan belli. Dune değin Demirel'in konuşacağı küçük yerleşim birimlerine üzerinde iyi bir ses düzeni bulunan DYP minibüsü önceden gidip alandaki yerini alıyordu. Ancak Fındık'ta Demirel konuşurken, minibüsteki ses düzeni bozuldu. Rastlantı bu ya, tam o anda da ezan okunmaya başladı. Bir süre, elinde tnikrofon minibüsün Üzerinde bekleyen Demirel'in imdadına DYP otobüsü yetişti. Demirel de minibüsten inip otobüsün üstündeki ses düzeni ile "Çare tükenmez" diye sürdürdü konuşmasını, "O bozulursa yedeği var, bunlardan millet kurtulacaktır. Benim şu bozuk ııJnibüsten kurtulduğum gibi:' Demirel kendisini dinleyenleri canevinden yakalıyordu. Konuşmalannı yöre insanının ekonomik sorunlarına, yerel özelliklere göre ayrıntılandırması, dinleyenleri coşturuyor. İnsanlar her gün yaşadıklan sıkıntıları bir de Demirel'den duyunca, basıyorlar alkışı. Rize'de, Hopa'da en büyük sorun ödenmeyen çay paralan. Demirel, "Özel sektörün fabrika yap» raasına karşı değilim. Ama aldığı çayın parasını ödemeyen özel sektörü ben ne yapayım?" dedikçe, Doğu Karadeniz'in kıyı kesimindeki miting alanlannda tansiyon yükseliyor. Artvin'e doğru tırmandıkça doğanın dokusuyla birlikte, Demirel'in konuşmalanndaki ağırlık noktaları da değişiyor. Artık çay tarlalan azalmış, Borçkada, Murgul'da ormanlık alanlar yoğunlaşmıştır. Demirel'in konuşmaları da doğanın deseni gibi değişiyor. Artık, orman köylüsünün sorunları ağırbk kazanıyor: Seçimden önce size "Orman senin, içini de dışını da istediğin gibi kullan derler" seçim bitince de "Ne arıyorsun burda, çöp bile alamazsın, çık dışan" diye kovarlar. Rize'de ödenmeyen çay paralan, Artvin'in orman köylüsünün sorunları, Erzurum'a doğru hayvanalık.. Ancak Demirel'in Doğu Karadeniz mitinglerinde dikkati çeken bir başka nokta da gençlerin az sayıda olması. Miting alanlannda belli bir yaşın üzerinde olanlar yoğunlukta. Anlaşılan "1946 ruhu" Doğu Karadeniz'in bu doyumsuz güzelliklerinde de yaşıyor. DemirePin Özal öfkesi (Baftarafi 1. Sayfada) Çiinkii o gecici maddenin kalmasını savunmuştur" dedi. Kendisini "Affettik" diyen Özal'a, "Burası babanın mülkii mii? Scnden izin mi alacagız gelmek için" diye soran Demirel, şunları söyledi: "Cenabı Allah'a şukrediyorum ki, ötnrum olduğu surece milletime hizmet yolunu, yine milletim açmıştır. Bu yolu eğer bu zat kazayla açmış olsaydı. diyeti ödeyemezdik. Bu zatın böbıirlenmesinden bötle bir şeyi her gün başımıza kakmasından, gururumuzun incinmesinden cenabı Allab bizi konımuştur. İyi ki meydan me>dan dolaşıp, aman kabul etmeyin dedi. tyi ki bizi itham etti." Halk oylamasının Özal'ın rahatını kaçırdığını vurgulayan Demirel, "hayır" sonucunun ashnda kendilerini değil, özal'ı kurtardığını söyledi. Milletin "hayır" demekle ilkel ve insanhğa aykın bir pürüzü ortadan kaldırdığım kaydeden Demirel, "Orta yerde bir suç yoktu, ceza vardı. Dünyanın içinc nasıl çıkartacaktık? 6 Eylül 1987 Tıirk millelinin vicdanının şahadetnamesidir. Sayın Özal'ın gönlünün kara, vicdanının kara olduğu bir kere daha ortaya çıkmışür. Dün akşam telcvizyonda kusuian da odur" diye konuştu. Demirel, gazetecilerin bir sorusu üzerine de, Baykal'ın DYP'nin erken seçim önergesi hakkındaki sözlerini de şöyle yanıtladı: "Siz erken seçim için vatandaştan imza toplaıicen, yaptıgınız bu işin ne yaran var, bu sözii söyleyen değerli zata, 'Sizin yaptığınızın yararı nedir' diye sonıyorum. Yani iç cebine koyup zaman zaman bakmak için mi topluyorsunoz bu inualan? Sahi siz erken seçim istiyor musunuz? Eh o zaman bunun için bir şey yapın. lktidar istemiyorsa, 'Eh ne yapaiım, boynumuzu büküp oturalım rnı' diyorsunuz? Yani Sayın Özal'ın "Aman şu SHP'li çocukları kırmayalım' diye erken seçim yapacagını mı zannediyorsunuz? Önerge reddedilirse, bir yıl Meclise gelmezmiş. İktidar partisi isterse buna >iiz kere çoziim bulur. Zaten iktidar seçim olsun islerse önergeyi reddetmez. Biz önergemizi verdik. Gidelim seçime dedik. Ben iistüme diiş«ni yaptım. Gelmezlerse, o zaman vatandaşa diyeceğim ki 'Gelmiyorlar, seçimden kaçıyorlar' hem secim istiyorsunuz hem önergeye itiraz edeceksiniz, nasıl gideceksiniz seçime? Bu ikilemi bu akşama kadar bir çözuversinler bakalım. Meclis zeminini kullanmadan erken seçim mücadelesini nasıl yapacaksınız. Yani belki insafa gelir diyorsunuz. Bu ihtidacılıktır." Demirel, "SHP'nin tavn, SHP ile ANAP arasında gizli bir anlaşma yapıldıgı iddialannı akla getiriyor mu?" sorusunu, "Ben böyle bir şey cıkarmıyorum. Ona ilıtimal vermiyonım, böyle bir şey gizli kalmaz. Gizli şeyleri açıverirler" diye yanıtladı. Demirel arkasında yuzde 10 destek olan ANAP'ın hükümette kalmaya devam etmesine ne ad verdiğini soran gazetecilere, "Bana göre basiretsizliktir" dedi. Demirel, Özal'ın kendi sinin hırslı olduğuna ilişkin sözlerini ise "Özal ile şahsi bir meselem mi var, kendisi bir şey söylemeyince biz bir şey söylemiyoruz. Ben bir prensibin mücadelesini yapıyorum. Millet hâkimiyetinin mücadelesini yapıyorum. Bu şahsi hırsım mı oluyor" karşılığını verdi. Demirel, özal'ın Başbakan müsteşarı iken Türkiye'ye para bulduğu konusundaki iddialarıyla ilgili olarak da, "Herhalde kimse hükümet dururken, onun memuruna kredi vermez. Boyle bir şeyi hayal etmek Don Kişotluktan başka bir şey degil" dedi. Özal'ın Sıvas'taki konuşınasının televizyon haberlerinde yayımlanmasına atıfta bulunarak, "TV'de oflaması, poflaması o ezilmişliğin işaretidir. Sayın Özal tıikenmiştir. Sayın Özal, bu tükenmişliğin ıstırabı içinde kıvranıyor" dedi. Hayaliciler köşeye (Baftarafi 1. Sayfada) yapılan hayali ihracata ilişkin soruşturraa raporunda, olaya adı karışan 32 şirketten 17'sinin haksız vergi iadesi ve prim almayı başardığı, 9'unun vergi iadesi için başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığı, aralannda Penta'nın da bulunduğu 6 firmanın ise hiçbir başvuruda bulunmadığı, bunlardan bir kısmının ortadan kaybolduğu kaydedildi. Gümrük kontrolörlerinin raporunda, vergi iadesi için başvurmayan firmalardan bir bölümünün usulsüzluğün ortaya çıkması üzerine adreslerini terk ettikleri, bir bölümünün ise vergi iadesi alabilmek için gereken "Doviz alım bordrosunu temin edemedikleri için başvunı yapamadtklan" belirtildi. Raporda, bu dururndaki hayali ihracatçılarla ilgili şu değerlendirme yapıldr. "Yukarda belirtilen durumlar göstermektedir ki bakikate aykın belgeler tanzimi sureti)le devletten haksız olarak menfaal temini yolunda butün işlemler gerçekleştirilmiş, ancak nihai hedefe vanlamamıştır." Raporda, vergi iadesi alıp almadıklarına bakılmaksızın hayali ihracat yolsuzluğuna adı karışan tüm firmalann sahip ve yöneticileri hakkında, 1918 sayılı yasanın 27. maddesi uyannca toplu kaçakçılıktan, ayrıca evrakta sahtekârlık suçları için de TCK'nın ilgili hükümlerı doğrultusunda dava açılması, haksız yere ödenen vergi iadesi ve primlerin de cezalı olarak geri ahnması gerektiği kaydedildi. ret şirketlerinin de bulunduğu hayali ihracat dosyalarının geçen günlerde İstanbul cumhuriyet savcılıklarına gönderildıği bildirildi. Bu dosyaların İstanbul DGM'ye sevk edilmesi bekleniyor. Bu arada, Maliye Teftiş Kurulu ve gümrük kontrolörlerince İstanbul, Halkalı ve Yeşilköy gümrüklerinde yürütülen hayali ihracat soruşturmalarının da büyük ölçüde sonuçlandığı bu gümrüklerden yapılan usulsüzlükier ve hayali ihracatla ilgili davalann da yakında açılacağı kaydedildi. Altın Telli kablo ihracatçısı Uğur Siizerie ilgili olarak İstanbul ve Aksaray gümrüklerinde yapılan inceleme ve soruşturmalann da büyuk ölçüde tamamlandığı belirtildi. Edinilen bilgiye göre Süzer'le ilgili olarak Hazine kontrolörleri ve gümrük kontrolörlerince incelemeler ayrı ayn sürdürülüyor. HANGİ FtRMA NE KADAR ALDI? Maliye ve Gümrük Bakanlığı kontrolörlerince hazırlanan rapora göre Güneydoğu gümrüklerinden yapılan hayali ihracata adı karışan firmalarla bunlara ödenen veya son anda durdurulan vergi iadelerinin dökümü şöyle: Rrma ARTAM Dış Ticaret FULEKS Dış Ticaret GulEI Dış Ticaret Minoyteks Genel Pazarlama Ozbay inş. Ltd. Orkun Dış Ticaret Haker Dış Ticaret ViKa Plastik A.Ş. EMEF Dış Ticaret A.Ş. Biat iç ve Dış Ticaret A.Ş. Tamak Makine San. Ltd. PAKO Ltd. Volkan Dış Ticaret A.Ş. Oker Dış Tic. A.Ş. Beypa Pazarlama Ltd. PENTA Göksun Turizm Dimoteks Ltd. Deniz Dış Ticaret Ltd. Çağ Denizcilik ve Dış Tic Ltd. Ege Dış Ticaret Ltd. MONDO Dış Ticaret Ltd. SEBA Makine San. Ltd. EMEK Makine San. Ltd. Uğursan Deri Konfeksiyon MU0 Dış Tic. A.Ş. Merve Otomotiv EKO Dış Ticaret Ltd. Akdağ Madencilik Ltd. Baysal Güney Gıda Sanayii AKFA CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baftarafi I. Sayfada) nen kımı önemli sonuçlan daha bugünden kabul etmek anlamı taşjyor. Üç partinin üzerinde anlaşacağı bir adayla seçıme gidilmesi geri çevrilınce, Özal'ın isteğıne yeşij ışık yakılıyor. SHP iki bildiriyle Özal'ın adaylığına direneceğini açıkladığına göre öneriyı reddetmek, Özal'a bir kez daha aday olma yolunu açıyor Zaten partilerarası mutabakata Özal, bu yüzden karşı çıkıyor. Uzlaşmanın önde gelen koşulunun adaylıktan vazgeçmesine dayandığını bal gibi biliyor. inönü'nün öneriyi ortaya attığı gün "önkoşulsuz" görüşebileceğini söyleyen Özal, sonra birden yön değiştiriyor. Kafasındaki ilk karar "görüşmeye yatkınken" şimdi "Benimle konuşmak isterlerse' hazırlanıp gelsinler" diyor. Uzlaşmanın yollarını tıkıyor, kendisini Çankaya'ya çıkaracak yolu açıyor. inönü. "Uzlaşma gerçekleşirse bir ANAP'lının seçjlmesine karşı duruyor, ancak Ozal dışında, daha çok temsili görev yapmaya alışık, cumhurbaşkanlığına kabul edilebilir bir kişi üzerinde durulabileceğini" duyuruyor. Uzlaşma köprülerini atan Özal, artık rahat. Sözüm ona TBMM iradesine saygılıdır ya, "Adayın ANAP'lı olma şansının kuvvetli" olduğunu söyleyerek, "kim" sorusunu askıda bırakır görünüyor. Fakat ardından bir cümle, "Aday, ANAP'lı olacağına göre şansını kuvvetli" görüyor. Hatta ANAP'tan başkaları çıkarsa "onlara oranla daha güçlü" olduğunu açıklıyor. Demirel ise Özal a karşı vaziyet almış görüntüsü vermeye çalışıyor. Yukarı çıkarsa indirecegin söylüyor. Ne var ki, üç parti arasında uzlaşmayı içeren öneriyı geri çeviriyor. DYP'nin uzlaşmayı reddetmesi. Başbakan'ın şu anda işine geliyor. Demirel, partiler arası görüşmeyı yadsımaz görünürken, "Konuşalım, ama ne konuşacağız" diye daha bastan işi çıkmaz sokağa sürüyor. Peki ama, kime evet?" Oysa Demirel, son grup konuşmasında 19 eylül salı erkenseçimin zaman zorlamasıyla yapılamayacağını söylerken, "ANAP'ın çoğunlukta olduğu TBMM 'zemininde' cumhurbaşkanı seçileceğini" kabul ediyordu. Böylece soru daha zenginleşiyor: ANAP'ın çoğunlukta olduğu bugünkü Mecliste seçim yapılacağını kabul ettikten sonra, uzlaşma kapılarını kapamak, hem Özal'a hem ANAP dışında birine karşı çıkmak, hangi siyasetin gereği oluyor? Belki yanıt şu: Halkın seçmesi için anayasada bir hafta içinde gereken değişikliği yaparak! Fazla hesap kitap adamı olmayan bizler bile, Çankaya seçiminin başlamasına şunun şurasında 26 gün kaldığını biliyoruz. Fırsatın ucunu yakalamış kendine çekerken Özal, bu aşamada neden özveride hulunsun? SHP, 198Tden beri cumhurbaşkanlığı için anayasa değışıkliğine karşı çıktı. Bugün hele gelışmeler bu noktadayken Demirel'in önerisine niçin olumlu baksın? Bir durum daha var: Günün birinde halkın doğrudan katılımıyla cumhurbaşkanı seçilecek, DYP'nin önerisini bugün geri çevirenler, "gelecekte bir gün" uyacaklarmış! Olabilir. Olmayabilir de. Ama öneri bugünün gerçeklerine uymuyor. Yarın ise takvimdeki gelecek aylar ve yıllar. Demirel'in izlediği siyaset belki "istikbal hesapları" ile ilgili. İnönü, ANAP'ın tükenmışliğine bakarak, "artık önümüzdeki 'kıstas' DYP" dedi. Demirel. Özal'ın yukarı çıkıp, perişan ANAP'tan arta kalanları cebine koyarak "iktidara geleceğinı" hesaplıyorsa, SHP'den gelen her öneriyi reddetmeyi. "istikbalin iktidan sağ parti olma" varsayımıyla solu şimdiden sollamayı düşünüyor olabilir. "Sağda iktidar olabilmek için solun karşısında olmanın" seçmen genelinde geçerli olduğu varsayımı, belki de DYP'yi, bugünden SHP ile "bir arada görünmekten aiıkoyuyor." SHP'nin, Çankaya için ANAP1 la uzlaşacağını gösteren bir küçük belirti yok ortada. Yarın olabilir mi, elbet bilinmez. Ama, bugün olmayanı varmış gibi kabul ederek, SHP'nin Özal'la anlaşacağına dayanan bir politika yürütmek, yukandaki hesapları akla getiriyor. Vanlan sonuç nedir? Bugünkü Meclıs bir cumhurbaşkanı seçecektir. Ne olmalıdır? Ozal, yukarı çıkıp ülkenin başını derde sokmamalıdır. Ne yapılmalıdır? Özal'ı önleyecek her türden gerçekçi çıkış noktaları aranmalıdır İnönü, bunu yapıyor. Peki, ya Demirel? ödeaeı 825.376.472 udenmeyen ıçerdıği savıyla reddetmek, peşi398.317.416 28.145.432 7.422.750 742.353.533 313.191.442 797.210.208 208.697.576 2.691.232 987 328.998.641 942.195.192 660.440.403 339.107.806 171.156.810 267.360.117 293.128.081 273.760.000 125.316.400 553.425.585 458.312.798 UĞURMUMCU GOZLEM 226.600.500 98.351.437 71.864.000 573.720000 33.034.750 268.813.620 87.195.936 492.111.721 498.454.448 933.977.803 Soruşturmalar bızlandınldı Bu arada maliye mufettişleri, gümrük kontrolorleri ve Hazine kontrolörlerince sürdürülen hayali ihracat soruşturmalarırun hızlandınldığı bildirildi. Aralarında bazı büyük dış tica 2.085.600 362 148.665.737 159.897.015 898.429.772 453.868.838 Gümrük ve fon iııcliıiııriıı e devam Bakanlar Kurulu'nun dün Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre giyim sektöründe boya ve deri yardımcı maddeleri ile Petkim tarafından üretilen bazı petrokimya ürünlerinin gümrük ve fonlan düşürüldü. Ayrıca un, kahve ve ayakkabı gibi tükeîim mallarının da gümrük ve fonlarında önemli oranlarda indirim yapıldı. ANKARA (Curahurivet Biirosu) Hükümet ithalatta gümrük ve fon indirimine devam ediyor. Ağustos ayı başındaki büyuk hacırnli indirimden sonra dun de bazı ara malar ile tüketim mallarının gumruk ve fonları onemli oranlarda duşürüldu. Giyim sektoründe boya ve deri yardımcı maddeleri ile Petkim tarafından üretilen bazı petrokimya ürünlerinin gümrük ve tonlarının duşurülmesi sanayinin uretim maliyetlerini aşağı çekerken, un, kahve ve ayakkabı gibi tukctim mallarının gumruk ve fonları da önemli oranlarda düşürüldü. Bakanlar Kurulu'nun dun Resmi Gazete'de yayımlanan karan ile kahvenin gumruk vergisi oranı yüzde 20'den yüzde 10'a, ton başına 500 dolar olan fonu ise 100 dolara irjdirildi. Un ve hububat unlarının gümrük vergisi oranları >üzde 30'dan >uzde 10'a indirilirken, buğday ununun fonu ton başına 70 dolardan 50 dolara çekildı. Makarnaların yuzde 25 olan gümrük vergisi de yuzde 10 olarak belirlendi. Dişçilikte kullanılan çimento, dolgu maddesi ve temizleme maddelerinin vergi oranları ile mermer kesme makinelerinin gumruk vergilerinden muaf olması kararlaştırıldı. vergisi muaiıyeıı kapsamında olmayanlar da muafiyet kapsamma alındı. Yeni duzenlemeyle, Petkim tarafından üretilen hammadde ürünlerı arasında yer alan etilen oksitin koruması azaltıldı. Etilen oksitin gumruk vergisi aşağı çekilirkcn, ithalaıında uygulanacak fon miktarı ton başına 136 dolar olarak belirlendi. Yine Türkiye'de sadece Petkim tarafından üretilen ve bir bolümü ithalat yoluyla karşılanan deterjan hammaddesinde gümrük ve fon indirimine gidildi. Perakende satılacak hale getirilmemiş deterjan gümrük vergisinden muaf hale getirilirken, dış piyasa fiyatınm yaklaşık yüzde 10'una karşıhk gelen oranda, ton başına 85 dolar fon konuldu. Baykal: Belediyeler mucize yaratıyor ERDOĞAN ER KASTAMONU SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Kastamonu belediye salonunda yaptığı konuşmasında, "Ya yann ya vanndan da yakın. Sosyal demokrat bir iktidar gündemdedir. Hakem hâlâ saatine bakmıyor \e Turgut Özal'ın sebep olduğu duraklamalardaki uzatmalar oynanıyor" dedi. Deniz Baykal, Güneydoğu olayları, DemirÇelik grevleri ve Bulgaristan'dan ithal edilen demirler üzerinde durdu, şöyle konuştu: "Birinci parti durumunda olan SHP'nin yerine 3. parti dunımundaki ANAP'ın iktidar olması, çarpıklığın ve çelişkilerin bedelidir. Bu çelişkiyi kaldırmak gereki>or. İnönü, Güneydoğu olaylan hakkında İ^işleri Bakanından bilgi alırken Ozal da Datça'da tatil yapıyordu. Evli evine, köylu köyüne; Özal turizme, tnönii iktidara." Baykal, konuşmasında Özal hükümetinin muhalefetin sahip olduğu belediyeleri mali bakımdan büyük zorluklar içinde bıraktığına da değindi. Baykal, "Hem biitçe gelir oranlarında indirim yapıldı hem de daha önceki ANAP'lı belediyelerin borçlan tller Bankası kanalı\la lahsil edilmeje başlandı. İller Bankası lahsildar dunımuna duşunıldü. Tüm bu mali kusatmalara karşı SHP'li heledi>eler urelime ddnük ve komplekssiz işbiıiiği ile rüşveli orladan kaldırarak maddi zorluklara karşı mucizeler yaratmaktadır" dedi. Ayakkabıda indirim Ayakkabılann gumruk vergisi yüzde 20'den yüzde 15'e indirilir Tekstil girdileri ken, çift bedelinin yüzde 25'i oraGiyim sanayiinde kullanılan nındaki fon miktarı 50 dolar tona çevrilerek, fon miktarında da boya ve deri yardımcı maddeleri gumruk vergileri indirilirken maindirime gidildi. mul tekstil boyalan vergiden muMuzik alctlerınde gumruk ver af hale getirildi. gi oranları yuzde 30'dan yüzde 5'e Pamuklu örme mensucal gümporselen seramik sofra ve mutfak eşyasının fon miktarı kiloda 2 do ruk vergisi ve fon oranı da palardan çift bedelinın yuzde 10'una muklu dokuma kumaşın vergi ve çevrilerek, fon miktarında buyuk fon oranı seviyesine eeklidi. Bazı indirim yapıldı. Ayrıca, ambalaj pamuklu orme mensucatın gumve temizlık kâğıtlarının da güm rük vergisi oranı yüzde I olarak ruk vc lon oranlarında indirime belirlendi. Konfeksıyon sanayiinde kullagidildi. nılan duğmelcr, çıtçıilar, fermuTürkçe ve yabancı dilde basıl ar ve terzi mankenlerinin de gummış her turlu kitap ve periyodik ruk vergileri yuzde 5 duzcyıne yayınlardan, daha once gümrük çekildi. Ya, şu sorular? DYP, pratikte sonuç vermeyecek erken seçim önerisi getiriyor. Zaten bilinen şu gerçeği bir kez daha açığa çıkarmaya oynuyor: "ANAP seçimden kaçıyor" Bu aşamada hiç değeri olmayan bu girişime SHP'yi de çağırıyor. Yumurta kapıya gelmiş, cumhurbaşkanını halkın seçmesinde birleşilmesini istiyor. Demirel, "cumhurbaşkanı adayı 'ANAP'lı olmazsa' uzlaşmaya yanaşacağım" açıklamadığını vurguluyor. O zaman kısa bir soru akla geliyor: "Özal'a ve ANAP dışında bir adaya hayır! (Baftarafi 1. Sayfada) Herkesin merakı başka, ben de ne yapayım bu konuyu merak ediyorum. ÖzaJ için Gulfstream adlı Amerikan şirketinden milyarlar ödenerek önce "GAP" sonra da "ANA" uçaklan alınmıştı. Ehh, adamcağızın hanımı var, çoluğu çocuğu var, üstelik, devlet ve millet için geceyarılarına kadar çalışıyor, böyle bir başbakana helal olsun iki Gulfstream uçağı! Ne demişler: Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha... Özal kasım ayında cumhurbaşkanı olacak; olunca da yurtiçi ve dışı seferlere THY uçağı ile mi gidecek? Yooo, hiç sanmıyorum. Cumhurbaşkanı aynı zamanda başkomutandır. Askeri uçaklar da yeni başkomutan emrindedir. Böyle olmasına böyledir ama, herhalde bu iki uçak, bir kararta, hemen cumhurbaşkanlığına devredilir. Birini yazlık uçak, birini kışlık uçak olarak kullanabilir, birine hanımefendi binebilir, öbürüne, Asım bey kardeşımiz, Ahmet, Efe ve Küçük Turgut. Milletin babasına, "ANA uçağı" yakışır Birinci merak konum bu. İkincisi de yeni cumhurbaşkanı Özal'ın tören kıtalarını başbakanhk günlerinde olduğu gibi üzerinde don gömlekle denetleyip denetleyemeyeceğidir. Bence, denetlemelidir. Neden, derseniz, nedeni belli: Sivil demokrasiye açıklık yaraşır. Lacivert takım elbise ve kravat ara rejim profesyonellerine özgü bir giysi modelidir. Hukuk.devletinde yaşıyoruz. Bu yüzden, bütün bu konulann hukuk kuralları ile düzenlenmesi gerekir. Cumhurbaşkanının tören kıtalarını üzerinde don gömlekle denetlemesi konusunda iç hizmet yasasına iç çamaşırtarla ilgili yeni maddeler konmalıdır Örneğin, cumhurbaşkanının tören kıtasını üzerinde don gömlekle denetleme yapması nalinde yöredeki "askeri ve mülki erkân"\n da devlet ve millet birliğinin simgesı olan cumhurbaşkanı gibi soyunması konusunda hüküm getirilmelidir. Yasaya bu durumlar için şu özel hükümler getirilebilir: Cumhurbaşkanının tören kıtasını üzerinde dongömlekle denetlemesi halinde cumhurbaşkanını karşılayan tören kıtas/na da kısa kollu at/et ve don giydirilir. Cumhurbaşkanı tören kıtasına üç adım yaklaşırken kıfa komutanı, "Sayın cumhurbaşkanım, tören kıtası, dongörnlek teftişinize hazırdır" diye seslenir. Cumhurbaşkanının "Merhaba asker" diye karşılık vermesi üzerine kıta hep birlikte, yüksek sesle "İyilik, sağlık başkomutanımız" cevabını verir. Cumhurbaşkanının tören kıtalarını denetlerken bando "Allah, allah, bu nasıl sevmek" şarkısını marş temposunda çalar. Tören kasap havası ile son bulur. Cumhurbaşkanının tören kıtasını dongömlekle denetlediği illerde cumhurbaşkanının mayosunun bir eşi göndere cumhurbaşkanlığı forsu yerine çekilir. Özal, umur görmüş bir devlet adamıdır. DPT ve Başbakanlık müsteşarlıkları, currta hükümetinin başbakan yardımcılığı ve sivil demokrasinin ilk cumhurbaşkanı! Bu koşullarda Ozal'dan daha uygun cumhurbaşkanı mı bulacağız? Öyleyse ANAP grubu, rahat. Esas duruş, sağa dön... Başkomutan geliyor. Selaaam duuur...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle