Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/15 TEV, burs ücretlerini arttırdı İstanbul Haber Servisi Tflrk Eğitim Vakfı, yurtiçi burslanna yüzde 60100 oranında zam yaptı. Yükseköğrenim öğrencilerine ödenen burs miktarı 50'den 80 bine, ortaöğrenim burslan da 15'ten 30 bine çıkanldi. Vakıf, master eğitimi için verdiği bursu 60'tan 125 bine, doktora burslannı da 75'ten 150 bine yükseltti. Vakıftan yapılan açıklamaya göre, Vehbi Koç'un başkanlığında yapılan mütevelliler heyeti toplan • tısında, geçen dönem içindeki faaliyetlerle gelecek öğretim yılındaki çalışmalar ele alındı. Açıklamaya göre, bu yıl işletme, mühendıslik ve basın yayın dallarında 32 öğrenciye yurtdışı master olanağı sağlayan vakıf, 19901991 öğretim yılında da 12 öğrenciyi İngiUere'ye gönderecek. KanalGAP 2 ekimde Haber Merkezi Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) gelişimine kültürel, sosyal, eğitsel ve psikolojik açıdan katkıda bulunmayı amaçlayan özel televizyon yayını 2 ekimde başlatılıyor. Olağanüstü Hal Bolge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Guneydoğu'da televizyon yayınlarının daha fazla vatandaş tarafından izlenmesi amacıyla "her köye bir renkli tdevizyon" kampanyası açıldığjnı, kampanyada toplanacak televizyonların köy odaları ile okullara dağıtılacağını bıldirdi. "Kanal G A P " her gün 14.0017.30 saatleri arasında yayın yapacak ve 14 ilde izlenebilecek. İkinci kanal vericilerinden yayın yapacak olan Kanal GAP'ta, verimin arttırılmasını ve yeni tarım tekniklerıni içeren programlar, sağlık, turizm, kültür konularını işleyen eğitim programları yer alacak. Nphro ııran ncıııc uyaıı Amefikan na ait B o e j n g 7 3 7 " U S A İ r " H^a vja y ° | | a r | | b ( r y0 CU uçağı, New York'taki La Guardia Havaalanı'ndan kalkışı sırasında kayarak havaalanı pisîinin bitimınde bulunan nehre uçtu. Yetkiliîer, uçafcta bulunan 55'ı yolcu ve 7 s i mürettebat 62 kişıden en az 2'sınin öldüğunü açıkladılar. Nehirde yan batık durumda bulunan uçaktan çıkan bazı yolcular. uçağın iki ya da üç parçaya aynldığını anlattılar. Uçağın kuyruk bölgesinde kalan yolcuların, daha sonra kurtarma ekipleri tarafından çıkartıldığı kaydedildi. Vietnamlılar dönüş yolunda g Vletnam birtiklerinin 26 bin kişilik son bölümunün geri çekilmesine dun başlandı. Bu ülkedeki bütün Vietnam birtiklerinin geri çekilme işleminin 26 eylülde tamamlanması bekleniyor. (Fotoğraf: AP) l l l l f i n ' n i i n f l 2 ! 7 2 l l l l Karaibler'dekiMonseratteadasınd a y a ş a y a n S a r a B r a b t e sırgasının adayı terk etmesinden sonra evi ye çiftlığinden arda kalanlar karşısında üzuntü ve şaşkınlık içinde göruluyor. Kasırga, adada bulunan hemen tüm yapılan hasara uğrattı. (Fotoğraf: Reuter) nugo nun gazaııı HABERLERİN DEVAMI Keşke Uzlaşabilsek... 21.8 olmuştur. Eğer ANAP grubu kendi başına Özal'ı ya da bir başkasını cumhuryönetimin ürünüdür. Parlamenter demokrasilerde uzlaşma ko başkanı seçmeye kalkışırsa doğru olmaz; nusu olan bir başka nokta ise cumhurbaş çünkü 100 seçmenden 80'inin hayır dedîği kanlığıyla ilgilidir. Bu makama seçilecek ki bir kişi Çankaya'ya çıkmış olur. Bu da siyaşinin yaygın bir mutabakatı simgelemesi, ge sal bunalıma davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir. Onun için de Sayın İnönü, nel bir ilkenin altmı çizer. Bu açıdan da ülkemizde durumun iç açı eğer erken seçim olamayacaksa üç parcı olduğu söylenemez. Çünkü Başbakan tinin bir aday üzerinde uzlaşmasını öneriyor. Özal, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin uz Ancak bir koşulu var SHP liderinin: Liderler laşma çağnlarına kulağını tıkamaya devam aday olmasın, diyor. Bu Meclisten artık bir erken seçim kararıediyor. SHP lideri Erdal İnönü'nün uzlaşma çağ nın çıkabileceğine ihtimal veremiyoruz. O yüzden Erdai İnönü'nün cumhurbaşkanlığı nsı yalındır, diyor ki: "Bizim istediğimiz, cumhurbaşkanı seçi seçimi için üçlü uzlaşma çağnsı yerindedir. Ulkemiz güç günler yaşıyor. Güneydoğu1minden önce bir erken seçimdir. Seçim oldan yansıyan gelişmelere şöyle bir göz atmalı, Meclis yenilenmeli ve cumhurbaşkanı halkın çoğunluğunun desteği görülerek se mak bile, durumun karamsarlık verici yanıçilmelidir. Eğer seçim olmazsa, üç partinin nı sergilemeye yeter. Bunlara ek olarak bir de 21.8'le cumhur(SHP, DYP ve ANAP) uzlaşacağı bir aday bulunur. Başbakan'a düşen, önce bu fikri ka başkanı olmaya ya da seçmeye kalkışmak, bul ettiğini ilan etmektir." bunalımı derinleştirmekten başka işe yaraBu çağrının temelinde yatan gerçek çok maz. Uzlaşma kavramının anlamını bir kez daaçıktır: Bugün Meclisteki ANAP çoğunluğunun siyasal tabanı erimiştir. Yerel seçimler ha düşünebilsek, diyoruz. de iktidar partisinin oy oranı ancak yüzde (Baştarafı 1. Sayfada) Köylü değil hepsi terörist (Baftarafi 1. Sayfada) de bitti. Mahemderi Silopi'den Diyarbakır'a geürttik." Hayri Kozakçıoğlu, güvenlik güçlerince öldürülenlerin üzerinde ele geçirilen silahlar hakkında şu bilgiyi verdi: "Bu ieröristlerle birlikte 2 Kalaşnikof piyude tüfegi. 1 RPG7 roketatar, 4 elbombası, 15 Kalaşnikof şarjörü, 9 çeşitli ebat ve nitelikte sırl çantası, bol miktarda sıhhiye malzemesi, ilaçlar ve orgölsel doküman, bir dürbün, pallayıcı madde yapımında kullanılan malzemeler, yemek kaplan, çatal. kaşık, giinlük kullanma eşyalan ve kunı erzak elde edilmiştir." ederken, takviye gelen 2 timin Derebaşı köyünden 3 kişiyi kılavuz olarak aldığını, çatışma bölgesine yaklaşırlarken de bu kişilerin köylerine geri ğönderildiklerini ifade etti. Kozakçıoğlu, uç kişinin beyan ve ifadelerinin de daha sonra kamuoyuna açıklanacağını bildirdi. Kozakçıoğlu şöyle devam etti: "Çatışmanın ilk anında 45 teröristin vunılduğu beliriendi. Terörisller daha sonra çekilerek çalışma için elverişli bir tepeye mevzileniyoriar, ateş açmaya devam ediyorlar. Ve ısrarla güvenlik kuvvellerinin üzerierine gelmesini istiyorlar. Tahrik ediyorlar. Manevra hareketi yapıiarak sabahın ilk saatlerinde güvenlik kuvvetlerimiz operasyonu sonuçlandırdılar. Çatışma 1.5 km'lik alanda cereyan etti. Güvenlik kuvvetleri çatışma bölgesinde 9 teröristin olduğunu helirlediler. Bunlardan 2'sinin yaralı olduğunu, kan izlerinden sapladık. Aynca ça.lışmaya giren 78 teröristin de sağ kaçtıklan anlaşılmıştır. Olay üzerine savcıya haber verilir, olopsi yapılır. 6 cenaze sahiplerine verilir. geri kalanlar da sahipsiz olduklan için gömülür." Kozakçıoğlu, cesetlerin başından, göğsünden ya da boynundan vurulmuş olarak bulunduğunu anlattı. Sadece bir teröristin atmak istediği elbombasının elinde patlaması sonucu başının kısmen parçalandığına dikkat çekti. "6 kişi terörist değil de Silopiye alışverişe giden kişilermiş. Bu iddialar ortaja atüırken takvime bakılması lazım. 17 eylul pazar gunüdür. Silopi'de alışverişin olmadığı bir gün. Gece saat 02.00'de pazara hangi amaçla gidilir, hangi amaçla çıkılır? Gariptir. Tesadüfe bakınız ki, çatışmanın çıktığı yer, Derebaşı ile Silopi arasındaki yolun ters istikametidir. Yani Derebaşı'ndan Silopi'ye gitmek isteyenlerin guneye inmeleri gerekirken. çatışma kuzeybatıda cereyan etmiştir. Yani tamamen Cudi Dağı'na çıkan patikalann, güzergâhlann uzerindedtr. Yıllardan beri teröristlerin Cudi'ye inerken ve çıkarken devamlı kullandıklan bir yoldur. Güvenlik kuvvetlerimiz çatışmanın olduğu gece bilinçli olarak pusuya yatmışlardır. Teroristler ise bnnun istihbaratını alamadılar." G Ö Z L E M U G U R MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) Cîzre'den Silopi'ye telaş örneği CELAL BAŞLANGIÇ ANKARA Yeşilyurt köyu muhtarı Abdurrahman Müştak, 1989'un ocak ayında, elinde tuttuğu iki sayfalık el yazısı yakınma dilekçesinin üzerinden aylar geçtikten sonra, eylül 1989'da Cizre*den Ankara'ya uzanan bir davaya dönüşeceğini hiç düşünmemiş olsa gerek. Âriafârtalar'daki adliye binasının ikinci katındaki ofağanüstü göruntüye, belli ki. "çarşılık" takım elbisesini giymiş Muhtar Abdurrahman hayret dolu gözlerle bakıyordu. Ankara, İstanbul, Mardin, Siirt barolanndan gelen onlarca avukat, SHP'nin değişik eğilimlerindeki milletvekilleri, yerli ve yabancı basın mensuplan, Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi 1 nin koridorlarından taşmıştı. Bu kalabalığa bir de görevlerine uygun telaşlanyla sivil ve resmi polisler katılınca, orta>ra, yoldan geçenlerin bile "ne var abi burada" diye soracağı türden bir görüntü çıkmıştı. Soranlar, verilebilecek en kısa yanıtı alıyorlardı: "Bok yedirme davası." Duruşma salonu onunde alınan olağanüstü güvenlik önlemleri, "Binbaşı Cafer Tayyar Çağlayan gelmiş" yargısmı güçlendirdi. Polis ikide bir "koridor düzenlemesi" yapıyordu. Sağdakileri alıp sola geçiriyor; daha sonra koridorun solundakileri, sağ yana aktarıyordu. Ortalıkta bir gerginlik vardı. Bu gerginlikten, öncelikle nasibinialan da gazeteciler oldu. Alman televizyonunun kamerası önce duruşma salonundan çıkanldı. Kameraman mahkeme koridorundan çekim yaparken polis tarafından "artık çekim yapamaz" hale getirilmek için salonun önünden mevcutlu olarak uzaklaştınldı. Duruşma başlarken de gazeteciler dışında herkes içeri alındı. Gazeteciler kapıda kalmıştı. Polisler, bir sağ kapıya gönderiyordu gazetecileri "oradan gireceksiniz" diye, bir sol kapıya... Bir kısmı içeri girebildi gazetecilerin. Ancak bazıları dışanda kaldı. Kapıdaki görevliler, kartında yazılı yayın kuruluşunu beğenmediğini, "sen de gazeteci misin" diye içeri sokmuyordu. Kendilerini salona atanlar da kürsünun önunde yerlere oturmuş, sanık bölmesinde duran Binbaşı Cafer Tayyar Çağlayan'ın fotoğraflannı çekiyordu. Duruşma salonunda "özel koruma"ya alınmıştı sanık binbaşı. Çevresi, beli silahlı sivil kişilerce sanlmıştı. 09.40'ta başlaması gereken duruşma 10.00'da başlayıp, 11.45'te ara verilinceye değin koruma yapanlar, gözleri izleyicilerde ve avukatlarda, elleri bellerindekı silahta, çevreyi bir radar gibi tanyorlardı. Dunışmaya sivil gelen Binbaşı Çağlayan'ın üzerinde lacivert takım elbise, mavi gömlek, lacivert üzerine beyaz puanlı bir kravat vardı. Sanık bölmesinin arkasındaki izleyici koltuklannda SHP'li milletvekilleri, salonda köylülerin otuz avukatı ve kendilerine dışkı yedirip işkence yaptığım öne süren Yeşilyurt köyluleri, tam karşısında da mahke Binbaşı yargılandı (Baştarafı 1. Sayfada) köylülerden Mehmet ve Halim Müştak'ın Suzan kod adlı bir militanla birlikte öldürme olayında etkin rol oynadıklarını saptadıklanrn öne süren Çağlayan, 15 ocağı 16 ocağa bağlayan gece yaptıklan operasyonun başanlı olabilmesi için köyün örgütsel ve ideolojik durumunu ortaya çıkaran bir değerlendirme yaptıklarını ve köylülerden 14'ünün örgütsel suçlardan, 3 r i m n de adli suçlardan adli mercilerde kayıtlannın bulunduğunu saptadıklannı öne sürdü. Bu 14 kişiden ikisinin silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirildiğini de savunan Çağlayan, şunlan söyledi: giinlük rapor almalan da buna delildir. Saatlerce dövıilduğiinii, işkence gördüğüuü soyleyen bir kişinin üzerindeki izler günlerce kaybolmaz. Viicutlarında saptanan küçük lezyonlar da kaçan teröristierin yakalanması için ateş açıldıgında yere yattıklarında meydana gelmiş olabilir. Taşla çevrili köyde, tarlada çalışan bir köylünun doktora gittiğinde her zaman bir iki giinlük rapor alması miimkiindür." Müdahil avukat Hasip Kaplan, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin kuruluşuna ilişkin 285 sayılı kararname nedeniyle yargılamamn tıkandığını belirterek, karanıamenin 4. maddesinin (i) fıkrasındaki bölge personelinin Memurin Muhakemet Yasası'na tabi olduklan şeklindeki hükmün, anayasarun yargının bağımsızlığı, yasamayürütme ve güçler aynlığı ilkeleri ile yargıç teminatı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümlere aykırı olduğunu savundu. "Köye sabah karanlığında geldiğimizde, üç kişinin kaçtığını telsizle ögreDdim ve ikaz ateşi yaptırtlım. Köy meydanında toplananlara da yapılan aüşlar ncdeniyle ölmemeleri için yere yatmalannı söyledim. Dövüldüklerini iddia edenlere, larafımdan cebir ve şiddet uyguianmaınıştır, dövülCumhuriyet Savalığı'nca olaymemişkrdir. Adli tabipten birer la ilgili sağlıklı bir soruşturmanın yapıimadığını, davanın hiçbir hukuk bilgisi olmayan üyelerden oluşan ilçe idare kurulunun rapo(Baftarafı l. Sayfada) ru ile yargı önüne geldiğini kaylan gorüşmeye hazır olduğunu bil deden Kaplan, bu kurulun da dışdirdiğini duyurmuştu. Açıklama kı olayını soruşturma dışında bıda Kuveyt Emirinin, Bulgaristan raktığını ve sonuçta kendilerini sıın görüşme için bu koşulları ka nırh yargjlamaya göturduğünü sabul ettiğini en azından yazılı bir vundu. Kaplan, yürütmenin yaracıklamayla Ankara'ya duyurmuş gıya müdahalesı niteliğinde olan olması gerektiğine de dikkat kararnamenin iptali için Anayaçekmişti. sa Mahkemesi'ne başvurulmasıru Bu arada dün Ankara'da bir ba istedi. sın toplantısı düzenleyen Sovyet Mahkeme heyeti, aldığı ara kaBüyükelçiliği Müstcşarı Vladimir rarı ile, anayasaya aykınlık savı Georgiev, Evren'le Jivkov arasın konusundaki karann gelecek duda bir görüşme yapılacağı konu ruşmada açıklanacağını ve ahnasunda kendilerinde bilgi bulunma cak karar uyarınca yargılamamn dığını kaydetti. devam edeceğini bildirdi. Jivkov'la erbaş, 14'ü emniyet görevlisi, 48'i köy korucusu, 10'u muhtar, 15'i öğretmen, 486'sı sivil halk, 443'ü de PKK örgütü militanlarıdır. Kahramanmaraş olayları nedeniyle ilan edilen sıkıyönetim tarihi olan 28 Aralık 1978 gününden 11 Eylül 1980 gününe kadar geçen sürede 3836 kişi terör nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Bu süre içinde 4 subay, 11 astsubay, 31 er, 70 emniyet görevlisi teröristlerce öldürülmüştür. Güneydoğu olaylarında öldürülen subay sayısı, 12 Eylül öncesi öldürülen subay sayısının beş katıdır; teröristlerce öldürülen er sayısı da 12 Eylül öncesine göre altıyedi kat artmıştır. Ölenlerin sayısal dökümü korkunç gerçeği gözler önüne sermeye yetmektedir. Bu bir iç savaş görüntüsüdür. Olayların bundan sonra nerelere sıçrayacağını kestirmek güçtür. Kozakçıoğlu, Derebaşı köyü ya12 Eylül öncesinde terör olaylan yoğunlaştığı günlerde topkınlarında güvenlik kuvvetleriyle lumun birçok kesiminde aymazhk egemendi; bu siyasal miçatışmaya giren teröristlerin, 1520 kişilik bir grup olduğuna işaret yopluk, bu terörün neler getireceğini görmeyi engellemişti. ederek, operasyonu şöyle anlattı: Olü sayısı, 1978 yılında 862 iken, bu sayı 197980 yılında "Güvenlik kuvvetleri, bu gnı2667'ye sıçramıştı. Ölümlerin yüzde 69'u 7980 arasındaki bun yaklaşmasuu bekJer. Grup beaylardadır. lirii bir mesafeye geldiğinde, bunBu gidişin bir rejim değişikliğine yol açacağı o günlerde (Baştarafı 1. Sayfada) lann silahlı leröristler olduğunu pek görülemedi. Gerçi olacakları sezenler oldu; kuşkular tin resmi beyan!an ise, PKK üyegöriır. Buna rağmen 'Dur' ihlan dile getirildi; basında gerekli uyanlar da yapıldı. leridir. Anlaşılıyor ki bir kargaşa yapılır. Bunlar. dur ihtanna rağYaşanan bunca deneyden ve çekilen bu kadar açıdan mevcut orta yerde esasen PKK, men ateş acarlar. Yani ieroristler sonra bugün daha açık konuşmak gerekir: oralarda bir kısım gençleri korku süratle mevzilenip ateş açmaya Gerçeği görelim; Guneydoğu'da bir içsavaş yaşanıyor. başlarlar. Bu müsademenin başzoruna ister istemez PKK üyesi yaOlaylar gün geçtikçe yoğunlaşıyor. Olay ve bu olaylardalangıcına 2 tim girer. 2 tim müsapıyor. Asker alır, vergi alır gibi bir ki ölü sayısı gün geçtikçe artıyor. me heyeti ve onlarca gazeteci var demeye girdiğini kendi merkezine durum ihdas etmiş. Boyle midir, dı. Bugün bölgede yaşanan olaylar, tıpkı 12 Eylül öncesinbildirir, ayrıca 2 tim de takviye isdeğil midir? tyi bir araştırmayi geDuruşma başladığında, o za ter. Bunlann hepsi telsizlerle, tede görüldüğü gibi yarın bütün Türkiye'de de yaşanabilir rek tirir." manın tçişleri Bakanı Mustafa lekslerle sabitrir. Yani saat kesin Güneydoğu olayları daha da büyür, terör Eruh'tan, SiloDemirel, Silopi'ye gidecek koKalemli, Özel Asayiş Kolordusu 02.00'dir. Bu, teröristlerin göriilpi'den büyük kentlere de sıçrarsa, bu olaylar bir rejim değimisyonun döndükten sonra yapaKomutam Korgeneral Hulusi Sa düğü saattir. Görüldükleri anınOlağanüstü Hal Bölge Valisi cağı değerlendirme ve mahallin • şikliğini de zorlayabilir. yın geldi usumuza, Yeşilyurt'a iliş da telsizle merkeze bildirilir. Bu Kozakçıoğlu, operasyonun bu şeden alacağı bilgilere göre bir muAyrımcı terör örgütlerinin de amaçları böyle bir rejim dekin savlar ortaya atıldığında hem belgeler gizli tutulmaktadır. Da kilde sonuçlandırılması karşısınamele yapacaklannı söyledi. Parğişikliği olabilir. Bakan Kalemli, hem o zamanki kikası dakikasına yapılan işlemler da, çeşitli iddiaların ortaya atılmatilerin, bu konuda ortak olarak Terör örgütleri ile savaşmak, bir düzenli ordu ile savaşkolordu komutam, hem de Olağa bu belgelerde mevcuttur.Bunlar sının gerçeği yansıtmadığım söyyapacağı bir şey olmadığını kaymaktan daha güçtür. Çünkü, terörist ile "masum yurttaşı" nüstü Bölge Valisi Hayri Kozak ileride mutlaka Tiırk taribinin bel ledi. Kozakçıoğlu, iddiaların deden Demirel, "Partiler bu işleı ayırt etmek her zaman pek o kadar kolay olmaz. çıoğlu, "Kesiolikle böyle bir şe> geleri olacaktır." amaçlı olduğunu belirterek, şoy devam elsin demiyor ki, dursun Bu bir özel savastır. yoklnr" açıklamasım yapmıjlarKozakçıoğlu, çatışma devam le konuştu: diyor" dedi. Olayla ilgili bilgiler) Bu özel savaşın, kendisine özgü taktik ve yontemlen vardı. Hem de konuya ilişkin bir tek partisinin Silopi'deki örgütünden köylünun bile ifadesi alınmadan dır. Bu taktik ve yöntemler, güvenlik güçlerine "masum aldığını bildiren Demirel, "Teşkive savcılıkça açılmış soruşturma CUNEYTARCAYUREKyazıyor köylüler" ile "tsröristleri" ayırt edici ölçüleri ve tanımları da latımızın devletle munasebeti iyisürerken. Ancak tçişleri Bakanlıvermelidir. (Baştarafı 1. Sayfada) dir. Biz Türkiye'nin butünlügünü dece Güneydoğu'ya değil, Türğı'ndan gelen müfettişler, bakamn Bu taktik ve yöntemleri kullanırken en büyük güçlük, olayaçıklamasının aksine en azından rinde gecerliğini yitirmeye başla kiye genelıne yayılmayacak mı? sonuna kadar savunduğumuz için larla ilgisi olmayan yurttaşların terörist sanılarak öldürülmeBütün bunlara bakarak, bölge bütünlükçüyüz. Orada bir ıstırap "efrada sui muamele" savını cid mıştı. Başbakan Özal'ın bir ay leridir. Bu tür olaylar, güvenlik güçleri ile bölge halkı aradi bularak "lüzumu muhakeme^ önceki son Doğu gezisinde edin nin yazgısını duyarlı bir çizgide var PKK'nın saldıgı bir korku ile sındaki güven duygularını zedeler. ye karar vermişler, dışkı yedirme diğimiz izlenimler, hatta korku görmek yanlış olmayacak. Bir devletin saldığı korku. halkı biraz Bu da yöre halkı ile ayrımcı terör örgütlerini birbirlerine savının ise kesinlik kazanmadığı nedeniyle kulağımıza fısıidanan anda ya bu tarafa ya da öbür ya bezdirmiş. Devlet tabii ki PKK'nın yaklaştırır. nı söylemişlerdi. Işte Binbaşı Ca beklenti, "önümüzdeki günlerde na dönmesi olası kanıların ipuç halk tarafından konınduğu gibi Bu özel savasta yöre halkının desteğini kazanmak birinci fer Tayyar Çağlayan'ı, ustü hafif bölgede devlet terörünün' ları şimdiden görülüyor. Bölge birtakım kanaat veya bulgulara koşuldur. dökulmüş saçlarıyla dün yargıç halkını zaten Kürdüm diyor Türk sahip. halk ise PKK korkusu ile estirileceği" kaygısına dayanıyorönüne çıkartan yol böyle açılmışsaymadığımızı ilan etmek, Gü belki de bir takım münferit olayMardin'in Silopi ile Derebaşı Köyü'nde güvenlik güçlerince du. lara kanşabiliyor korkuyla. Çüntı. öldürülen altı kişi gerçekten PKK'lı teröristler miydi? YokGüpegündüz Van'ın Bahcesa neydoğu'daki gelişmeleri bir "iç kü devlet, eğer halkını himaye edesavaş" niteliğinde algılamak, sa, masum köylüler mi? Şimdi Silopi'de bir "kanlı ray'ında teröristlerin elini kolunu hem başka çağrışımlara yol açı cek dunımdan çıktı ise bunlar kaBu konu, en kısa zamanda aydınlatılmalı ve kamuoyundüğüm" yaşanıyor. Derebaşı köy sallayarak gezmesine güvenlik yor hem de yeniden bölgeyi sar çınılmaz. Yer yer de böyle olmuş. da doğan kuşkular bir an önce giderilmelidir. lüleri sabah götünilen altı çocuk güçlerinin "lakayt" kaldığı savlasacak yeni önlemleri akla getiri Karmaşık bir dunım var yani" diYok eğer, gerçekten öldürülenler "PKK militanlan" değil larının, akşama "PKK'lı" diye rı, beklentiye dayanak gösteriliye konuştu. yor de "masum köylüler" ise o zaman da sorumlular en kısa sücesetleriyle karşılaştıklarını öne yordu. Olağanüstü VaJİ Hayri KoDemirel, "PKK'nın halk tarasürüyorlar. Şikâyet üzerine savcı zakçıoğlu ise o sırada "PKK'nın rede bulunup yargılanmalıdır. fından korunduğu kaygısı devlet lık soruşturma açmış. Şu ana de yürüttüğü propagandadan" yakı Tehlikeli çelişkiler Bu çatışmalarda dağ başlarında öldürülenler bizim yurtterörii sonucunn getirebilir mi?" ğin tek bir köylünun ifadesi bile nıyordu. Ne var ki etkili olmaya 12 Mart ile 12 Eylül darbeleri biçimindeki soruya ise, "Yer yer o taşlanmızdır; Türküyle, Kürdüyle, köylüsü ve görevlisi ile bialınmamış. Ancak tçişleri Bakabaşladığı sezilen propagandaya nin birincil gerekçesi, "iç çeşit kanaaUer var. Karşılıklı. Dev zim insanlarımızdır bunlar. m Abdülkadir Aksu, "ÖldüriılenGuneydoğu'da öldürülen bütün insanlara aynı ilgi ve dukarşı devlet, bölge halkına gü savaşa" son vermekti. Devletin let bu fitneyi söndıirmeye çalışılerin hepsi PKKIıdır" açıklamayarlık gösterilmelidir. venlik içinde yaşayacağı "temi "bölgeye özgü" kabul ettiği PKK yor. Yaptığı muameleler değişik sım yapabiliyor, buna OlağanüsPKK tarafından alçakça kurulan pusularda öldürülen suhareketini iç savaş eşiğinde di anlamlara, değişik yorumlara tatü Hal Bölge Valisi Kozakçıoğlu natını veremiyordu." baylara, astsubaylara, erlere, polislere, öğretmenlere, yokye nitelemek, sıkıyönetımlerin ye bi olabiliyor" karşüığım verdi. da katılıyor. Hukuki anlamda Ye Bu kanı güçlenirse? niden gelmesi olaalığını öne sürsul köylülere, evet, herkese, herkese. SHP'nin yöredeki halkın kendi şilyurt olayınuı bir benzeri y;şanıyor bugün Silopi'de. PKK'nın köylere, küçük birim mek olabilir. Sivil yönetimlerde dilini kullanması ve bu dilde yasıkıyönetimlerin uğradığı başarı yın yasağının kaldınlması yönünSilopi savcısmm tavrı açık. 285 lere giderek "devletin bölge halsızlığın hangi sona vardığı ise deki önerisi konusunda düşüncesayılı karamame gereğince, olayın, kını yaşadıkları yerlerden süreceği, yeni bir Dersim olayı yaratma uzak değil, dokuz yıl öncesinin lerinin sorulması üzerine Demirel ANKARA (ANKA) Milü söyledi. varsa sorumluları hakkında dava şunlan söyledi: Kütüphane'ye zimmetli, tarihi ve açamayacak. Soruşturmayı ta çabasında" olduğu yolundaki gerçeği. Milli Kütüphane'nin 1983 yılın"Zaten kullanıyor. Kullanması maddi değeri çok yüksek olan Derebaşı'nda henüz "ne oldumamlar tamamlamaz, dosyayı II "telkinleri", bir köyden altı kişinin da yeni binasına taşınması sırasınçe ldare Kurulu'na gönderecek. gündüz gözü öldürülmesinden ğu saptanamayan" ölümlerden na mani yok. Türkiye'nin resmi di 800'e yakın tablo ve ressam Hoca da, birçoğu hayatta olmayan ünOrada karar verenler de belli: Mal sonra daha yaygınlaşabilir. Böl sonraki ilk açıklamada, ölenlerin li Türkçedir. Öneri, Turkluğü mü Ali Rıza'mn 400'den fazla karaka lü ressamlara ait 800'den fazla Müdürü, Milli Eğitim Müdürü geden gelen sağlıklı bilgilere gö yanında "çok sayıda uzun nam kaldırmak istiyor. Kimsenin buna lem çalışmasının kayıp olduğu oğ yağhboya tablo ile Hoca Ali Rıgibi devlet memurları. Onlar kim re bölge halkında "PKK'nın hiç lulu silahla bir roketatar" bulun gücü yetmez. KJmse bunun dışı renıldi. Kültür Bakanı Namık Ke za'mn 400'den fazla karakalem remal Zeybek, olayı incelettiğini sim ve suluboya çabşması, "bakıra bilir nasıl karar verecekler baka değilse devletle işbirliği yapan duğu bildirilmiş, İçişleri Bakanı na çıkamaz." ları katlettiği, bunun yanı sıra son Aksu'nun alelacele, TV'nin 18.00 nın söylediklerinin tersine? ve onanm" gerekçesiyle Güzel Sanatlar Genel Müdürluğu'ne tesliın Dünku duruşmada 285 no.lu olaydan sonra devletin de ma haberlerine yetıştirilen açıklamaedildi. Aradan 6 yıldan fazla zakararnamenin yargı yolunu tıka sum ya da suçlu ayırt etmeksizin sında sayısı verilmeyen "çok sayan yanı bir kez daha gündeme öldürdüğü" kanısı giderek güç yıda silah" yinelenmişti. Olağa (Baştarafı 1. Sayfada) tı. Çağlayan \ayınevi'ni kurduk man geçrniş olmasına karşın, tabnüstü Vali Kozakçıoğlu ise dün Sınıfı" filmlerinin yapımcısı Er tan sonra "Ter* gülmece dergisi lolar Milli Kütüphane'ye geri geldi. Bölgede, ozellikle insan leniyor. hakları ihlallerine yönelık olay larGüneydoğu'daki olayiann bas yaptığı basın toplantısında, ne tem Eğilmez, hasılat rekoru kıran ni çıkaran Enem Eğilmez, 1960 yı gelmedi. da yargı yolunu önemli ölçüde tı tırılmasında büyük dayanağımız, dense sayıları saptanamayan si son filmi "Arabesk"i de hastalığı lında Arzu filmi kurdu ve "Yaman Milli Kütüphane'den alınıp iakayan kararnamenin anayasaya bölge halkının devlete içtenlikle lahları "iki Kalaşnikof'la bir nedeniyle güçlükle tamamlayabil Gazeteci" filmi ile yapımcılığa, aykırılığı savlandı. Insanlar hak bağlılığına dayanıyordu. Ne var roketatara" bağlıyor. Bu çelişkili mişti. Ertem Eğibnez, bu filmi için 1964'te ise "Fatoş'un Fendi Tay de edilmeyen ve maddi değeri milyarları bulunan 800 tablo arasınlarını aramaya kalktıklarında bir ki henüz soruşturması yeni baş bilgiler ve açıklamalar, devletin "Bütün sinemasal deneyimimi fur'u Yendi" filmi ile yönetmen da Nuri Abaç, Nunıllah Berk. Şeyandan karşılarma engeller çıkı lamış ve tamamlanmamış Dere çeşitli birımleri arasında ya gögöstereceğim hayatımın filmiydi" liğine başladı. " B i r Millel ref Akdik. İbrahim Çallı, Ali Avyor, diğer yandan da hükümetin başı oiayından sonra, İçişleri Ba rüş aynlığını ya da koordinasyon demişti. Eğilmez, evli ve 4 çocuk Uyanıyor" adlı filmle 1967 Antal ni Çelebi, Nazlı Ecevit, Cemil bakanları, valileri haklarını ara kanı'nın öldürülenleri "PKK'ya eksikliğini akla getirıyor. Doğu ya Altın Portakal fılm şenliğinde sahibi idi. mak isteyenleri bir çırpıda hem ya bağlaması", sadece o köyde de"En İyi Tarihsel Fılm Ödülü"nü Eren. Bedri Rahmi Eyüpoglu, gezisine giderken bir bakan bilanlayıp, hem de suçluyorlardı. Yönetmen ve yapımcı Ertem kazandı. Her turde fılm yapan Er Rahmi Pehlivanlı ve Turgul Zağil, bütün bölgede derin etkiler ze "gelecek korkusu ile yöredeEğilmez 1929 yılında Trabzon'da tem Eğilmez, ozellikle son yıllar im'in tanınmış eserleri de yer alıyapacak nitelikte. ki yetkili makamların olayları küİşte Yeşilyurt köylüleri de hakdoğdu. İktisat Fakültesi'ni bitiren da güldürü filmleriyle büyük ba yor. İbrahim Çallı'nın "Yaralı lannı aramaya kalktıklarında suçAskerlerin bölgede duyarlı çülttüklerini, merkeze yanlış ve Eğilmez, bir sure yapımcılık yap şarı kazandı. Asker" ve "Manolyalar" tablolalanmışlardı. Bugün de Silopi'nin davranışları, bölge halkını rahat eksik bilgiler verdiklerini" söylerı da iade edilmeyen eserler Derebaşı köylüleri suçlanıyor. sız etmemeye ve güven duygu mişti. arasında. Tüm engellere karşın "Yeşilyurt sunu yitirmelerini önlemeye yöBaşbakan Özal, birkaç gün Güzel Şanatlar Genel Müdürü olayı" sonunda mahkemelere yaıı nelik. "Vahim" nitelikteki olaylar sonra Strasbourg'a gidiyor. AvruMehmet Özel, tablolann Milii Küsıdı ve suçlanan binbaşı, yargıç irdelenirken askerlerin içinde bu pa Konseyi'nin başlıca ilkesi "intüphane'den sergilenmek üzere önüne çıktı. O günlerde bakan Ye lundukları koşullar çerçevesinde babatn Sınıfı serisi sinemamızsan hakları." Pislik yedirmeyle alındığını doğruladı. Özel. tabloşilyurt'ta dışkı yedirme olayını ya elden geleni yaptığım üst düzey ATtLL DORSAY da Arzu Film güldürü adıyla başlayan, Derebaşı'na dayanan lann kayıp olmadığını iddia etti. lanlarken. Başbakan Turgut Özal yetkilileri söylüyoriar. Buna kar somut olaylar... überali, sosyaErtem Eğilmez'in ölümü sine anılan bir tür ekolün temsilcisi Özel, listede kayıp görunen tablobir milletvekiline "Maalesef dışşın bölgede giderek yaygınlaşan listi, komünisti. muhafazakân bir mamız için kuşkusuz önemli bir olmuştu. lardan birkaçının da makam odakı olayı doğru" diyordu. başka söylenti, özel tim üyeleri arada yaşayan, ancak insan hak kayıp. Mizah yazarlığından ve Eğilmez son yıllarda sinemasımn duvarında asılı olduğunu Bu yalanlama telaşının nedenini nin aldıkları bir buçuk milyon madergicilikten gelen yönetmen ya uzak düştüyse de kendisine ları konusunda bırleşen Batılılar. kaydetti. anlamak güç. CizııeSilopiAnkara aşı hak etmek için bu türden Özal'ı acaba nasıl karşılayacak 1971'de çevirdiği " C a n ı m yakın bazı yönetmen ve oyuacuüçgeninde, dünkü duruşmanın ölümlere neden olduklarını içeKardeşim" filmiyle başlayarak lann projelerini ve sinema çabaÖzel şöyle devam etti: lar? çağnştırdığı en önemli unsur, "bı riyor. Derebaşı olayında kuşku bu Türk sinemasına küçük insanın lannı yakından izleyerek etkile"Ali Rıza Hoca'nın dediğiniz rakın insanlar hak arama yol lansorunlarından yola çıkan çevresinemarmBu aşamada duyarlı noktaya lutları henüz dağılmamışken, yi ve tipleri çok iyi betimleyen mişti. Son olarak darekorlan kı olay, küçük küçük desenlermiş. O nı kullansınlar, bağımsız mahkea n tarihinde hasılat Başbakan Özal, Çankaya'ya çıMilli Kutüphane'de kalmış /anumeler de suçluyla suçsuzu sapta geliyoruz. Bölgede giderek "devsunsıcak bir insan sevgist ile dolu ran Arabesk filmiyle seyirdnin nınıla. Kitaplann arasında falansın. Bu telaş niye"ydi. Yeşilyurt letin teröı yaptığı" kanısı yaygın kıyor. Cumhurbaşkanı Evren'le bir tür güldüriı anlayışını arma nabzıru ne denli yakından tuttumış. Ama tanıyorlar bizimkiler alMuhtarı Abdurrahman'ın başına laşırsa ne olacak, olaylar giderek görüşüyor. ğan etmiştir. Daha sonra zengin ğunu göstermişti. Eğilmez*i ArHiç olmadık konularda hernen bir komedi oyunculan kadrosu zu Film güldürükrinin kurucu bümü. O milli kuıuphanede kalgeldiğı gibi, Guneydoğu'da insan nereye varacak? Bokje halkı devmış, çunktı asılacak resim almış ların ellerindekı dilekcelerin mah letin kendi yanında ve güçlü ol basın toplantısı düzenleyen Özal, na ve akıcı kıvrak hikâyelere da su, uygulayıcısı ve başlıca tembizimkiler oradan. asılacak resimkemelere ulaşması için uç yüze ya madığı yargısına varırsa daha iki saatlik görüşmeden sonra koyanan tılmleri ve ozellikle Ha silcisi olarak hep anacagız. boyutlu gelişmeler beklentisi sa nuta çekiliyor, konuşmuyor. lerin tünıü bizim miızede." km gün mü beklenecekti? Olaylan 800 tablo şimdi nerede? Ertem Eğilmez öldü Bir Eğilmez vardı