25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/13 Sağhk ve turizmde verimlilik yarışması ANKARA (AA) Milli Prodüktivite Merkezi (MPM), "Sağhk Hizmetlerinde Verimlilik Proje Ymnşması" ile "Tarizra İşletmelerinde Verimlilik Proje Yanşması" açtı. MPM Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamaya göre sağlık hizmetlerinde verimlilik proje yanşmasına, Sağlık Bakanlığı, SSK, tıp fakülteleri, Milli Savunma Bakanlığı, KlT'ler ve belediyelerle çeşitli özel ve diğer kamu kurunılannda çalışan tüm sağlık personeli ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlan katılabilecek. Sağlık hizmetleri verimlilik proje yanşmasında, bu alanda yükseköğrenirn görmüş olanlann projeleri ayn değerlendirilecek. Her iki kategoride birincilere 2.5 railyon, ikincilere 2 railyon, üçüncülere 1.5 milyon lira ödül verilecek. Her iki yanşmada mansiyon alan 6 eser sahibine de 750'şer bin lira verilecek. Türkçe Oğretim Merkezi'ne ilgi let Konukevi'nde DışişJeri Bakanlığı Müsteşar YanJtmcısı ve Sözcüsü Büyütelçı İnal Batu'ya veda ve yeni Bakanlık Sözcu Vekili Murat Sungar'ı tanıştrmak içın bir resepsıyon vertii. Resepsıyona Dışışleri Bakanı Mesut Yılmaz. Cumhurbaşkanlıjı Baan Oanışmanı Ali Baransel, Dışişleri yetkılilen ve Ankara'daki bOyOhBtçUikterin yetkılilen katıldılar. Eski CIA Türktye Masası Şefi Paul Henze'nin de davete katılması dıkkat çekti Henze'nın bir ara Dışişleri Bakanı Yılmaz'ın yanına gelerek, sohbet etmesı gecenin en ılgı çekıci bölümünü olusturdu. Henze, Türkıye'de 10 günlük bir tatl ıçın bulunduğunu belırtirken, Amerikan Buyukelçılıği'nden haber aldığı davete eski dostlaria karsılaşma ümıdiyle geldiğini söytedı. Prag Büyukelçıği'ne atanan Büyükelçi Batu'nun yeni görevine bu ay sonunda başlamasınm ardmdan bakanlık sözculugunü Sungar üstlenecek (Fotoğraf: Barış Bil) ŞŞ y Ç g y ^ g p y I t a l a i I a m a npnrİprİP lcllc Tit)et ınsür9undekiru Himalayalar'daki Mcleod Ganj kentinde başlayan gençlik konferansının açılışında geleneksel giysilen içerisindeki Tıbetti bir genç kız tarafından karşılandı. Dalaı Lama, Çin'deki şıddet olaylarına gerilla savaşıyta karşılık verilmesınin "intihar" anlamına geleceğini söyiedi. (Fotoğraf: Reuter) U d l d l L d l l l d 8CllV hanilKleriDalaiLama, ' " FRANKFURT (AA) Federal Alraanya'nın Frankfurt kentindeki "Türkçe Öğretim Merkezi" TÖMER'e Almanların ilgisi yoğunlaşıyor. 5 yil önce Ankara Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan TÖMER'in Avrupa'daki tek şubesine kayıt yaptıran Almanların 2 aylık hızlı kurslarda bir kur için ödemeleri gereken ücret yaklaşık 2 milyon lira tutuyor. 814 kişilik sınıflardan oluşan TÖMER'de Türkiye'den gelen öğretmenler, en modern cihazlarla eğitim veriyorlar. En üst kura kadar gelip başanyla kursu bitiren öğrencilere sertiFıka veren TÖMER, ayrıca en başanlı 10 öğrenciyi de burslu olarak Türkiye'ye gönderiyor. Almanlar böylece, öğrendikleri dili TUrkiye'de geliştirme olanağına kavuşuyorlar. TÖMER'in Avrupa'daki ikinci şubesini yakında Bonn'da açacağı bildirildi. Kendo sevgisi Hayvaiili kendo sanatçısı Henry Smales, Japonya'nın Fukuoka kentinde duzenlenen kendo şampiyonasında, yeteneğı ve özgun stılıyle otoriteleri şasırttı. 29 yaşındaki Smales, 13 yaşındayken bir tren kazasında iki bacağını birden yitirmis. Bir kendo uzmanıyla karşılaştıktan sonra bu spora başlayan Smales, yaşama olan bağlılığını toruyabilmesini kendo sevgisine bağlıyor. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI İki Yüzlülük... keriyle, duygu duvarları aşılarak, serinkanlı biçimde yapılmalıdır. Sağ ve solun sivil siyaset kadroları, araBitmiyor. Sadece demokrasiye bağlıltk sloganlan, lanndaki duvarları yok edecek bir siyasal anaskeri müdahalelerin önlenmesinde yeterli layışı, terbiyeyi ve kültürü oluşturmalıdırlar. Demokrasinin asgari müştereklerinde, ortak olamadı ülkemizde bugüne değin. bir platformda birleşebilmeyi ögrenmelidir27 Mayıs../12 Mart... 12 Eylül... Onar yıl arayla gelen bu askeri kesintiler ler. Diyalog, karşılıklı hoşgörü ve uzlaşma gibi demokrasinin temel kavramlarını hayata neden oldu? Yalnızca askerin bu ülkeyi yönetme heve geçirebilmelidirler. Partiler, parlamento ve sivil kurumlar, toplumun her kesimini ilgilensinden mi? Yoksa, "Silahlı Kuvvetler'in vazifesi, Türk diren çözümleri üretebilir bir noktaya ulaşyurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan malıdırlar. Düşünce ve çözüm üretme soTürkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve rumluğunun ne anlama geldiğinin bilincine korumaktır" diye yazan, İç Hizmet Kanunu' varmalıdır politika kadroları. Demokrasiyi geliştirebildiğimiz, siyasal kanun 35. maddesi olduğu için mi? Yani ordu, böylesi bir yetkiye sahip oldu tılımı yayabildiğimiz ölçüde, bunahmları bu ğu için mi her seferinde rejime müdahale rejimin mantığı ve cerçevesi içinde aşmak hiç de zor olmayacaktır. edebildi? Bu topraklarda yaşayan insanlar da böyHerhalde hayır. Orduların sivil iktidarın emrinde bulunma lece demokrasiye daha çok sahip çıkacakları, çağdaş devletin temel kurallarından bi lardır. Örneğin, 100 seçmenden 80'inin oy verridir. Demokrasilerde başka türlüsü düşünülemez. Bir demokraside, "sivil otorite"nin mediği bir kişi cumhurbaşkanı olmak ister"asker"e üstünlüğü rejimin temel çivilerin se... Ya da kendi başına cumhurbaşkanını belirlemek isterse... Bu tutum ulusal iradeden biridir. Ama ülkemizde asker, yine de üç kez kış ye saygı olabilir mi? Yüzde 80 çoğunluğun demokrasiye bakışı bundan nasıl etkilenir? lasından çıkarak iktidara el koyabilmiştir. Demokrasiden soğur mu, yoksa ısınır mı Neden? Üstelik, hem 27 Mayıs'ta hem de 12 Ey ona? Onun içindir ki, Mümtaz Soysal'ın şu sözlül'de kendilerine büyük kitle desteği de sağlayabilmişlerdir. Liderler idam edilmiş, hap lerine katılıyoruz: "Elbette sivil toplumdan ve parlamentolu sedilmiş, yargılanmış; siyasal partiler kapatılmış; ama ne yazık ki geniş kitlelerde, de demokrasiden yanayım. Ama, bunun herkes mokrasi adına layık herhangi bir tepki dik için belli bir disiplin ve özveriye dayalı bedeli olduğunu, hele sivil toplumun ve parlakati çekmemiştir. mentolu demokrasinin içine edici her şeyi Neden? Bütün bunlann nedenleri tek değildir kuş yapıp, ondan sonra da yaşasın sivil toplum ve parlamentolu demokrasi' demenin iki yüzkusuz. Nedenleri düşünmek ve çekilen acılardan lü, aldatıcı, hatta çıkarcı çelişkisine işaret etders çıkarmak zorundayız. Bu iş, siviliyle, as mek istiyorum." (Baftarafı 1. Sayfada) kadar iyi olurdu! PORTRE YAMAK (Baftarafı 1. Sayfada) revlere yaptığj atamalar üçlü bir kararnameyi gerektirmiyor. Bu isUnbnl Haber Servisi Istannedenle Orgeneral Yamak'ın karamamesi Resrai Gazete'de yayım bul'da zorla alacak tahsili, haraç isteme, pavyon kurşunlama, yaralanmadı. lama gibi çeşitli olaylara kanştıkları savıyla aralannda Alaattin Çakıa ve Hasan Heybetli'nin de bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı. Sanıklarla birlikte çeşitli çap ve tipte 16 adet tabanca ile 45 adet 1924'te Merzifon'da doğdu. mermi ele geçirildi. Harp Okulu'nu 1945 yüında Istanbul Emniyet Müdürlüğü topçu subayı olarak bitirdikten Asayiş Şubesi'nden dün yapılan sonra 1946 yılında Topçu Okuhı'ndan, 1958 yılında Kara açıklamaya göre, son günlerde meydana gelen zorla alacak tahHarp Akademisi'nden mezun sili, haraç isteme, pavyon kurşunoldu. Genelkurmay Başkanlığı lama ve yaralama olaylanna karPlan Subayüğj, Harp Okulu şı halkın huzurunu tabiye öğretroenliği, Teftiş, Tetkik Kurul Başkanlığı, Tugay Komutanlığı, Tümen KornutanJığı, Yurtiçi Bölge lstanbul genelinde duzenlenen Komutanlığı, Kıbrıs Türk Banş "babaiar operasyonu" sonucunda Kuvvetleri Komutanlığı, ülkücü mafya lideri Alaattin ÇaKolordu Komutanlığı, Kara kıa ve yeraltı dünyasının unlü Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı isimlerinden Hasan Heybetli'nin yaptı. 1984 yılında orgeneral yanı sıra, Nibat Tepe, Şerafettin olan Kemal Yarnak, Mahmuloglu, Murat Temizel, MeGenelkurmay Özel Harp tin Kaya, Önder Ercan, Ertugrul Dairesi Başkanlığı'nda da bir Tuncok, Aziz Sucu, Ömer \Umaz, sure görev aldı. Ege Ordu MüceDat Köz, Ajhan tnag, Kenan Komutanlığı görevinde Dalgıç, Özcan Keskin, Kemal Yebulunurken, 30 Ağustos dekgden, Aydın Aksar, Remzi BuI987'de Kara Kuvvetleri lak. Selam Toprak, Kemal ErdoKomutanlığı'na getirildi. Bu gan Şahsuvuroglu, Mebmet Gözyıhn 30 ağustosunda emekli en, Orhan Batmaz ve Barhanettin oldu. Yıldınnı gözaltına alındılar. \amak 'Babalar' operasyonu: 22 gözaltı Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Masası ekiplerinin yaptığı operasyonlar sonrasında gözaltına alınan 22 kişinin adı daha önce de birçok kez, çeksenet tahsili, arazd mafyası ve adam kaçırma olaylannda geçmişti. Bu arada, emniyetteki açıklama sırasında gazetecilerle sanıklar arasında zaman zaman tartışmalar msydana geldi. Gazetecilerin hakkında yalan haberler yazdığını öne süren yeraltı dttnyasının tanınmış adlanndan ve şarkıcı Maazzez Abacı'nın eşi Hasan Heybetli, bu yüzden suçsuz yere gözaltına alındığını söyiedi. Heybetli, gazetecilerle arasındaki tartışmanın büyümesi üzerine sakinleşmesi için odadan dışarıya çıkartıldı. Ülkücü mafya lideri Alaattin Çakjcı ise pavyonda adam dövmediğini, gazetelerde çıkan haberlerin asılsız olduğunu öne sürdü. Alaattin Çakıcı'nın geçen günlerde "Çnbuklu 29" adlı kulübe adamlanyla birlikte giderek, işadamı Metin Fadıltaoglo'nun üzerine kovayla su döktürdüğü öne sürülmüştü. Alaattin Çakıcı, Asayiş Şubesi'nde gazetecilere, "Gcçmişirade ülkücü oldugum için şeref dnyayorum. Ancak şiradi ülkücü mafya lideri degilim. Böyle bir leskiUt da yok" dedi. lstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, halkın huzurunu sağlamak amacıyla başlattıklan "babalar operasyonu" sonunda gözaltına alınan 22 kişi ile ilgili soruşturmanın sürdürüleceğıni, samklann daha sonra mahkemeye sevk edileceklerini bildirdiler. Yeni emekli Ekonomi, 'kara mizah9 konusu (Baftarafı 16. Sayfada) yor. Vantilatörler ya hiç satılmıyor ya da satılanlar derhal bozuluyor. Gierek'ın "fantazmalan"ndan dolayı. Federal Almanya'dan yirmi bir limonata makinesi, ttalya'dan sekiz bin ekspresso kahve makinesi ihal ediliyor. Hem makineleri onaracak personel bulunmadığından, hem de limonata ve ekspresso kahve içmek Polonya halkının geleneklerinde olmadığından altı ay sonra bütün makinelerin üzerine örtü örtülüyor. Aynı dönemde Polonya, döviz karşıhğı, Hollanda'dan çikolata, Avusturya'dan kuru pasta, Federal Almanya'dan su ithal ediyor ve bunlar yok pahasına iç piyasada pazarlanıyor. 1979 yılında bitirilmesi gereken ve hâlâ inşaatı süren LOT hava yollan merkezi elektronik cihazları için Ingiltere'ye ödenen para 300 milyon dolar. Bu elektronik cihazlar artık kullanılmaz ve demode durumdalar. Yine Batı kredüeri ile kurulan Gdansk tersaneleri ise Polonya ekonomisi için başka bir yara oluşturuyor. özellikle Sovyetler Birliği için gemi inşa eden bu tersanelere, Moskova, yalnız Doğu blokunda geçerli olan döviz kurunu uyguluyor ve bir dolar karşıhğı olarak 0.60 ruble ödüyor. Ancak Polonya, gemilerin teknik ve elektronik aksamlannı döviz ödeyerek Batı'dan satın alıyor. Bu yüzden de Polonya, Sovyetler Birliği için ürettiği her bir gemide ortalama dört milyon dolar zarar ediyor. rü tamamen felce uğramış durumda. Sanayi zaten dış pazarlarla rekabet edecek ve ülkeye döviz girdisi sağlayabilecek bir nitelikte değil, eski teknolojiler üzerine kurulu ve istihdam fazlası mevcut. Üstelik Polonya'nın içinde bulunduğu döviz sıkıntısından dolayı, sanayi sektörü için hamraadde ithal edilemiyor. Bu yüzden de pek çok fabrika son derece düşük üretim kapasitesi ile çalışıyor. örneğin beyaz eşya sektöründeki üretim oranı gerçek kapasitenin yüzde otuzunu geçmiyor. Diğer taraftan, şimdiye kadar uygulanmış olan vergi planlama ekonomisi her türlü rekabeti ortadan kaldırdığından, kalite kontrolü ve arztalep ilişkisi Polonya'da iktisadi bir faktör oluşturmuyor. • öte yandan, temel ihtiyaç maddelerindeki fıyatların hep sübvansiyonlarla ve gerçek maliyetlerinin altında belirlenmiş olması, şimdi ise bu fiyatlann arttırılması, bu durum karşısında da ücretleri biraz olsun yükseltmek zorunda kalan hükümetin Merkez Bankası matbaasını çalıştırması, Polonya'daki gerçek yülık enflasyon oranını yüzde iki yüzün üstüne çıkartmış bulunuyor. Ücretlîye çifte kıskaç (Baştarafı 1. Sayfada) mek amacıyla yeni bir çalışma başlattığı bildirildi. Zorunlu tasarruf kesintisi oranının arttırılması sonucu temmuz ayından itibaren hemen tüm ücret lerde bir miktar azalma oldu. Ayrıca, temmuz ayında sigorta primine esas ücret tavanının yükselmesiyle de sigorta kesintileri antığı için net ücretler düştü. Yapılan belirlemelere göre, yılda dört ikramiyesi olan ve aylık brüt ücreti de 500 bin liranın üstünde olan tüm çalışanların net gelirlerinde yüzde 18'e varan oranlarda azalma oldu. Yuzde 25 verginin uygulandığı ge'ır vergisi alt dilirai, ücretlileri k jrumak amaayla geçen yıl 6 milyon üraya çıkarılmıştı. Ancak, yaşanan yüksek oranlı enflasyon ortamı nedeniyle nominal ücretlerin şişmesi sonucu bu iyileştirme kısa sürede etkisini kaybetti. Ücretlilerin büyük bölümü daha yıl ortasına gelmeden 6 milyon dilimini aştıklan için yüzde 30 oranı üzerinden vergi ödemeye başladılar ve net gelirleri azaldı. Brüt ücreti 1 milyonun üzerinde olan çahsanlar ise ikramiye ve benzeri ödemelerle 12 milyon barajını da aştıkları için bugun yüzde 35'lik vergi kesintisi kapsamına girdiler. Bu durumda olanlann net gelirlerindeki azalma yüzde 1820*yi buldu. Ayrıca ağustos ayı sonu itibarıyla 8 aylık enflasyon oranı da yüzde 40"ı geçtiği için, bir yandan net ücretlerdeki azalma, diğer yandan da erıflasyonun etkisi ücretli kesimi i\ ice bunaltmaya başladı. Yapılan hesaplamalara göre, brüt ücreti 500 bin lira olan bir işçinin, yüda dört ikramiye aldığı da dikkate alımrsa aralık ayında alacağı son ikramiyede vergi kesintisi yüzde 25'ten yüzde 30'ayükselecek. Brüt ücreti 750 bin ve daha fazla olanlar ise şimdiden yüzde 30'luk vergi diliminden vergi ödemeye başladılar. Brüt ücreti 750 bin lira olan işçinin eline yılbaşında net 468 bin 375 lira geçiyordu. Bu rakam 1 temmuzda zorunlu tasarruf kesintisi nin artması sonucu 462 bin 750 liraya ındi. Eylül ayında da vergi dilimi yükseldiği için 432 bin 900 liraya indi. Brüt ücreti 1 milyon lira olanın net ücreti ise yılbaşında 641 bin 983 lira iken haziran ayı ikramiyesi 600 bin liraya, temmuz ayında sigorta ve fon kesintisi nedeniyle 575 bin 400 liraya düştü. Brüt ücreti 1 milyon 250 bin lira olan işçinin net ücreti de yılbaşında 822.858 lira idi. Bu net mayıs ayında 54 bin lira azalarak 768 bin 860 liraya, temmuz ayında 717 bin 900 liraya, eylül ayı ikramiyesinde de 667 bin 600 liraya geriledi. Brüt ücreti 1.5 milyon lira olan orta kademe yöneticisinin neti, yılbaşında 1 milyon 3 bin 733 liraydı. Bu rakam mart ayı ikramiyesinin ardından nisan ayında 937 bin 618 liraya, temmuz ayında 878 bin 800 liraya, 1 eylülde de 816 bin 900 liraya indi. Maliye ve Gumrük Bakanlığı 1 nın ücretlilerin vergi yükünün hafîfletilmesi amacıyla bir çalışma başlattığı bildirildi. Çalışrnalarda ilk olarak haien 6 milyon lira olan gelir vergisi alt diliminin arttırılması öngörülüyor. Yetkililer, bu konuda alternatifli bazı formüller üzerinde durulduğunu belirttiler. Borsa yîne havalandı (Baftarafı 1. Sayfada) oluşturmanın çok riskli olacağma dikkat çekilerek yatınmcılann günlük alım satım yapmalan önerildi. Emisyonun yeni rekorlar kırdığı ve bankalararası para piyasasında ortalama faizin yüzde 15'lerde seyrettiği bugünlerde, TL bolluğu, etkisini borsada gösterdi. Yabancılara menkul kıymetler alanında faaliyet izninin verilmesinin ardından oluşan psikolojik havayla birlikte bankaların da devreye girmesi, hisse senedi piyasasındaki yükselişi olağanüstü boyutlara ulaştırdı. Altının bugünlerde en düşük değerlerine inmiş olması, dövizin değer aztışı yapmaması ve sonbaharda patlama yapacağı beklentisinin kınlması, bankaların enflasyonun gerisinde kalan mevduat faizierini en azından arttırmaya niyetli olmadıklannın anlaşılması, yatınmalara seçenek olarak Hazine bonosu ile hisse senetlerini bıraktı. Hazine bonosu faizlerinde son bir aydır küçük oranlarda düşme başladı ve bu kâğıdın faizi yüzde 60 dolayında oturdu. Gideceği tek yer olarak kalan boısaya akmaya başlayan para, hisse senedi fıyatlarını hızla yükseltti. Bu hızla, hisse senetleri, yabancüara faaliyet izninin verildiği 9 ağustos 12 eylül arasında geçen bir aylık zamanda, yüzde 44.2 değer kazandılar. Hisse senetlerinin yübaşına gore ortalama değer kazanımı ise yüzde 175 oldu. Son zamanlarda hisse senedine yönelik talebin çok azının yabancı yatıruncılardan ve bankaların menkul kıymet yatırım fonu oluşturmalanndan geldiği belirtiliyor. Yabancılann daha büyük boyutlarda geleceği beklentisiyle yerli yatınmcıların "spekülasyon yaptığı" da ileri sürülüyor. Bu konuda görüşlerini aldığımız Yapı Kredi Bankası Genel • Mttdür Yardımcısı ve Menkul Kıymetler Sorumlusu Melih Şensoy, dışarıdan gelen yabancıların borsayı körüklediğini, bunun getirdiği beklenti ile bazı yerli yatınmcıların şu anda spekülasyon yapüklarını söyiedi. Bankaların alunlannın kendi portföylerine olmadığını, bunu müşterileri hesabına yaptıklannı gözlemlediğini aktaran Melih Şensoy şöyle konuştu: "Türkiye'de yabnmcılann •nutmaması gereken bir şey var: Özellikle büyuk yabancı yaünma l a n n portföyierini çok tecriibel# U kisiler yönetir. Fiyatlar beüi bir ':• noktaya geldiğinde, satışa yonelmesekr bile alımlannı keserler. Bu olay böyle devam etmez. Yer; li yatınmcının daha fazla yaban' a gelecek diye spekulasyonlan, fiyatlan hızla yukarı çıkartıyor. Bu, sokaktaki insanı borsaya çekme; ye başlıyor. O zaman da ben j korkmaya haşlıyorum. Gerçi şimj di, sokaktan insanlar borsayı doldunnuş deği], ama pek saghkh bir gelişme de degil. Tehlike çanları çalmıyor, ama böyle giderse çok yakında tehlike çanlan da çalar." İş Bankası Menkul Kıymetler Müdürü Yasof Ziya Toprak da alternatif yatırım araçlarının getirilerinin düşüklüğünün parayı borsaya yönelttiğini ve bu talebin kısa vadeli olabileceğini hatırlatarak yatınmcılan fiyatlar yükselirken kalıcı portföy oluşturmamalan konusunda uyardı. Yusuf Ziya Toprak şunlan söyiedi: "Şu anda paranın gidebilecegi tek aktif yer borsadır. Fiyatlann yükselmesinin çeşitli faktörlerte hakhlık payı var. Talebin bir bölümü alternatif olmadıgı için geldiginden gitmesi de kolay olabilir. Böyle dönemlerde yatınmcılann büyük risk almamalan için çok kısa sürelerde alıp satmalan gerekir. Fiyatlar yükselirken kalıcı portföy oluşrurulmaz. Ancak alınıpsatılır. FJinde hisse senedi kalan yanar". Borsa tstatistik ve Değerlendirme Müdürü Yılmaz Piroglu da yabancıların psikolojik etkisinin fıyatlan hızlandıncı bir etkisi olduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu yabancı etkisi, belki düşerken de hızlandıncı olabilir. Ama yabancdar varken bu düşüşün krize dönüşecegi beklenmiyor. Belki düşecek, çoklan zararlı cıkacak, ama '87 agustosundaki gibi bir çöküs bir daha yaşanmayacak." Borsada hızlı tırmanış dün de sürdü ve hisse senetleri ortalama yüzde 6.5 değer kazandı. Borsa Endeksi 1105 olarak gerçekleşirken rekorlar yenilendi. Borsa dünkü endeksiyle yılbaşına göre yüzde 193 gibi çok yüksek oranlı bir prim yaptı. Tanm sektörü Tarım sektöründe ise durum sanayiden çok farklı değil. Polonya'daki toprak üretimi esas olarak özel mülkiyete dayalı ve küçük köylüler üzerine kurulu. Ancak burada da üretim rasyonel temellerde gerçekleşemiyor. örneğin, Türkiye'deki tarım mekaniBu gelişmelerden sonra, şu an zasyonu oranı Polonya'dakinden da, genel olarak Polonya ekono daha yüksek. Pazar ekonomisine misi özel olarak da sanayi sektö dayalı tarım üretiminin sınırlı ol ması da, köylü üretimini frenleyen başka bir unsuru teşkil ediyor. Polonya ekonomisi çıkmazdan nasıl kurtulabüir? Varşova'da bu sorunun cevabı çok belirsiz ve esas olarak da kötümserlik hâkim. Bugün resmen göreve başlayan Tadeusz Mazowiecki hükümetinin Batı'dan derhal on milyar dolar yeni krediye ihtiyacı olduğu ve bu para ile de ancak ekonominin çalışabilmesi ve üretime geçebilmesi için gereken ilk ön koşullan hazırlayabileceği kanısı çok yaygın. Fakat Walesa'nın bütün çağnlarına rağrnen Batı'nın böylesine cömert davranacağının kesin bir işareti yok. Üstelik, Batı ülkeleri "pamuk elleri cebe" atsalar dahi bu defa paranın nasıl, nerede ve ne şartlarda kullarulacağına yakından bakmaya kararlılar. Dolayısıyla PAP'ın önceki günkü bülteninde "kara mizah" konusu yapılan irrasyonel ekonomik yönetim biçiminin değişmemesi halinde Batı sermayesinin Polonya'ya yatınm yapmayacağina kesin gözüyle baküıyor. Bu da, mevcut durumu kurtarmak için, Polonya'run önce karma ekonomiden başlayarak tedrici biçimde liberalleşeceği mi, yoksa birdenbire piyasa ekonomisine geçeceği mi tartışmasını başlatıyor. Bu bağlamda, Amerikah ekonomist Sachs tarafından dört hafta önce hazırlanan ve Polonya'run "btcakia keser gibi", piyasa ekonomisine gitmesini öngören proje plan, aydınlardan bir bölümü ve Dayanışma'nın sol kanadı tarafından eleştirilere uğruyor. Fakat bu eleştirilere rağmen, Dayanışma'nın ve yeni hükümetin de bir ekonomik programı olmadığı kesin. Bu durum da ayn bir eleştiri konusunu oluşturuyor. tşte, Tadeusz Mazovriecki hükümeti görevi ne böylesi karmaşık bir ortamda başlarken, ünlü "Euromoney"in Polonya Dış Ticaret Bakanlığı ile Varşova'da ortak düzenlediği ve "Polonya Ekonomik Refonnu: Şimdisi ve Gelecek" adını taşıyan seminer de, bugün ve yann. ö t e yandan Polonya'da 1949 yılında kurulan ve yıllarca Komunist Parti'nin güdürnünde kalan Köylü Partisi'nin Başkanı Roman Malinowski istifa etti. Malinowski'den boşalan göreve Poznan bölgesi çiftçilerinden Dominik Ludwiczak getirildi. Polonya'da reform (Baftarafı 16. Sayfada) tı içinde bunun öncü sözcülüğünü yapacağını söledi. Daha sonra yeni kabinenin bakanlar kurulu listesini resmen açıklayan Mazowiecki'nin, bu listedeki eski tarım bakanı adayının ismini değiştirdiği gözlendi. Söz konusu durum, tarım bakanlığı koltuğjHiu elinde tutan Birleşik Köylfl Partisi milletvekillerinin, hafta içinde yapılan komisyon toplantılannda eski aday Olesiak'ı daha önce Komunist Parti ile "çok fazla flört etmiş olmakla" suçlamalarından kaynaklandı. Diğer bir deyişle Polonya'da uzun yıllar Komunist Partisi'nin "uyduluğunu" üstlenmiş olan Köylü Partisi, oy kaybetmek kaygısıyla bu defa, komunist yönetime karşı çok daha mesafeli davranmış olan Janicki'nin bakan olmasını dayattı. Yeni hükumette eksik kalan bakanlık ise hükümet sözcülüğü koltuğu oldu. Mazowiecki'nin, bu görevi üstlenecek milletvekilini çok kısa süre içinde açıklayacağı ve bunun da büyük olasılıkla bir Dayanışma üyesi olacağı belirtildi. Daha sonra Sejm'de yapılan konuşmalarda, bütün parti liderleri Mazowiecki kabinesini destekleyeceklerini ve hükümetin önünde duran birinci sorunu, Polonya ekonomisinin durumunu düzeltmenin oluşturduğunu ifade ettiler. Yapılan nihai oylamada da Komunist Partisi'nin kesin yönetiminde olmayan ilk Doğu Avrupa "milli koalisyonu" 13 çekimser oya karşıhk, diğer parlamenterlerin oy birliğiyle kabul edildi. 460 üyeli Sejm'de Komunist Partisi'nden 173, Dayanışma'dan 161, Birleşik Köylü Partisi'nden 76, Demokratik Parti'den 26 ve bağımsızlardan da 24 miUetvekili bulunuyor. Varşova'daki gözlemcilere göre, Komunist Partisi'nin Savunma ve îçişleri gibi iki stratejik bakanlığı da elinde tuttuğu yeni Polonyahükümeti ilk iş olarak ülke ekonomisinin acil sorunlarını çözümlemeye çalışacak ve Batı'dan yeni krediler elde edebilmek amacıyla diplomatik seferberlik başlatacak. Yine bu gözlemcilere göre, Mazowiecki hükümetinin ne kadar süre iktidarda kalabileceğini esas olarak, önümuzdeki altı aylık ekonomik uygulama belirleyecek. İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Satıyorum, Sattım... İZMİR Başbakan Özal, Sanayicilerin iddiası şu: ANAP Grubu'nda milletvekilleri Hükümet bütçe açığını kane sesleniyor: payacak, dış borçlarını böyle Partimiz Allah'ın lürfu... ödeyecek. Sanayici ve Egeli isadamları Mazhar Zorlu konuşmasını da Özal'a şoruyorlar: sürdürüyor: PETKİM'İ yabancılara sat PETKİM'İ yabancı karteller mak da Allah'ın lutfu mu? ancak tröst oluşturmak amacıyPETKİM satıhyor. Hem de 5 la alırlar. Türkiye'de fiyatlar konttrilyona. Beş çimento fabrikası rol edilemez hale gelir. Bu PETnın ardından PETKİM de görü KİM'in özelleştirilmesi değil, cüye çıkıyor. doğrudan yabancıya satılYıl 1965. Dönemin Başbakanı masıdır... Süteyman Demirel, Yanmca Pet O zaman PETKİM'den rokimya Tesisleri'nin temellerini ürün alan plastik sanayicileri ne atıyor. 1980'li yıllarda Aliağa te yapar? sislerinin devreye girmesiyle Onlara mahkum olur, dışaTürk ekonomisinde önemli bir rıdan dövizle ürün alamazsa, yeri oluyor PETKİM'in. mecbur kalır, onlardan alır. Türkiye'deki tek petrokimya Plastik sanayicisi Cengiz Hatesisi olan PETKİM, özelleştirme kan'ın savı ise şöyle: kapsamına alınması duşünülür Milli değerlerimiz kapitülasken holding konumuna getirili yonlar gibi yabancılara veriliyor. yor. Bugün Yanmca ve Aliağa te 'Buyrun siz de alın' diyorlar. sislerinde üretilen petrokimya Hangi parayla, hangi hnansmanürünleri Türkiye gereksiniminin la alacağız? yüzde 90'ını karşıladığı gibi üre Muhalefet, PETKİM'in 5 trityctimin yüzde 30'unu ihraç edebi na satılmasına karşı nasıl bir taliyor. vır alacak? Beş çimento fabrikasının arSHP, her zaman ofduğu gibi dından sıra PETKİM'e geliyor. yasal yoflan inceliyor. Deniz BayTürk firmalarının 5 trilyon verip kal, "KİT'leri geri alınz" diyor. PETKİM'i almaları söz konusu Acaba ne zaman? Yanıtı ise şu değil. oluyor: O halde? İktidara geldiğimizde... Bir yabancı firma alacak Oeniz Baykal şöyle diyor: PETKİM'İ. Yasal yoUan engelleme imSanayici Mazhar Zorlu'nun kânı bulamasak bile, bu satışa sözleri, olayın gerçek yüzünü razı mı olacağız? Hayır. Yasal apaçık ortaya koyuyor: çabalar sonuç vermezse, halkın Bu uygulamada Türk yatı bu konuda sesini yükselteceğirımcı piyon olarak kullanılır, yö ne eminim... netim tamamıyla yabancılara geAcaba halk sesini nasıl yükçer. seltecek? PETKİM'in 1988 yılı kârı 900 Ana muhalefet partisi bu komilyar lira. Şimdi böyle bir tesis nuda bir kamuoyu oluşturmazsa, 5 trilyona alıcıya çıkıyor. halk hiç bılmediğı PETKİM'e naAcaba neden? sıl sahip çıkacak ya da sesini yükseltecek? Bu konu cezaevlerindeki açlık direnişi değil ki Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ile pazarlık yapılsın. Siyasal iktidar PETKİM'İ 5 trilyona görücüye çıkarmış, bu konuda yabancı ve yerli firmalara brifing vermiş. SHP her olayda olduğu gibi suskun kalmayı, bilemediniz bir iki demeçle olayı geçiştirmeyi görev haline getirmiş... Yasalara bakacağız, yapacağız... Aliağa, İzmir'e 70 kilometre ötede. SHP yerel yönetimleri kazandı Aliağa'da. Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, SHP içinde sol kanatta yer alıyor. Aliağa'da 4 bin PETKİM işçisi var. YARPET'le birlikte bu sayı 7 bine çıkryör. SHP, Aliağa'dan böyle bir eylemi neden başlatıp kamuoyu oluşturmaz? Nedeni basit: Çünkü sol kanat Aliağa'da daha da güçlenir ve bu da birtakım kişilerin hesabına hiç gelmez... Her eylemde meslek odalannı ve demokratik kitle örgütlerini dışlayan 28 eylulde yapılacak Muğla Kültür Şenliği'nde olduğu gibi SHP, laf üreterek muhalefet yapmayı kendisine ilke edinmiş. Sanayiciler bas bas bağırıyor: Erdemir gibi PETKİM'in hisselerine borsada el koyulacak... SHP'den ise yanıt: Halk bilinçlidir, malına sahip çikar... Çıkar çıkmasına da, halk da bir öncü ister. Var mı? Başka s ö z yok... DC10 T L D.Almanya'dan göç durmuyor (Baftarafı 16. Sayfada) çalışmak, para kazanmak. tatilde İspanya'ya, İlalya'ya gidebilmek, rahat bir hayat yaşamak istiyoruz." Üstlerindeki kıyafetler, son moda küpder, kolyeler, blucinler Doğu'da hep el altından fahiş fiyatlarla edinilmiş. Batı'yı televizyondan ve gidip gelenlerin anlattıklarından tanıyorlar. 38 yaşındaki makine mühendisi Jiirgen, karısı ve iki çocuğu ile gelmiş. Diğerleri gibi o da Doğu'da akrabalan ve dostları kaldığı için üzgün. "Özgür olmadığınudan bahsediyorsunuz, bu kısıttamalan anlatın" deyince, şöyle diyor: iki kere bn tarafa gectim. Birkaç kere telefon ettim. Bunun üzerine bir gece iki devlet güvenlik polisi gelip, beni merkeze gölurdu. Saatlerce sorguya çekildim. Bana casus rauamelesi yapıldı. Telefomımu dinlediklerini o zaman anladım. Politburo'dakiler hayaümıan her noktasını denetliyor. Ben şimdiye kadar bakkımda karar alan bu politikacılardan hiçbiri ile yüz yüze gelmedim. Doğu Almanyada işçiler, çalışanlar hiçbir şekilde kendi kararlannı alamıyorlar." "Peki" diyoruz, "Sovyetler Birligi başta olmak üzere diğer ülkelerde reform hareketleri var. Siz de Doğu Almanya'da böyle bir perspektif gormuyor musunuz?" "Hayır" diyorlar, "Oras dogup büyüdüğümüz yerler, ama burası. da Almanya. Almanya'nın ikiye bölünmesinde suç bizim degil." Bir iş ve ev edindikten sonra kazandıkları parayla ilk olarak ne yapmak istediklerini soruyoruz. Biri BMVY almak, diğeri ev yaptırmak, çoğu ise seyahat etmek istıyor. Siyasetten bıktıklannı, rahat yaşamak istediklerini tekrarlayıp duruyorlar. Çalışkanhkları, seyahat ve tüketim arzuları, refah özlemleriyle Batı Ahnanya'nın başını ağntmayacak olan, yaş ortalaması 2530 olan bu insanların bir diğer özelliği de yüzlerinden akan sevinç. "Bana mutlulugun resmini yapabilir misiniz?" sorusunun cevabını almak için gözlerine bakmak yetiyor. Böylesi bir mutluluk ifadesini Almanya'nın batısında özgürlük içinde yaşayıp giden insanlarda çoktandır görmemiştik. (B^tarafı 1. Sayfada) > m a l ^ a * 1 bildiriliyor. ABD hükümeti ile Federal Havacılık Dairesi'nin Amerikan Mc DonnellDouglas firması yapımı olan uçakların uçuş güvenliklerini arttırmak amacıyla kararlaştırdıklan işbirligi kapsamında, çeşitli ülkelerdeki havayollannda serviste bulunan 1.900 uçakta, yapısal degişiklikler gerçekleştirilecek. Plana göre, ABD havayollannda uçmakta olan 1.153 uçak ilk dört yıl içinde bakıma alınırken, diğer uçakların bakım ve değişiklik ça' lısrnaları, yirmi yıl içinde tamamlanacak. Planın tamamı için 563 milyon dolar (yaklaşık 1 trilyon 256 milyar TL) harcanacâk. Uçaklarda yapılacak değişikliklerin, gövde kısmında, iniş takımlannda ve kapılarda yoğunlaşacağı bildiriliyor. • Uçakların yenileştirilmesi planı için hükümet ve uçak üreticileri işbirliğiyle oluşturulan kurulun sözcüsü Clyde Kizer, basına yaptığı açıklamada, gerçekleştirilecek yapısal değişikliklerin kesinlikle acil olmadığını, söz konusu uçakların hepsinin şu anda dünyanın çeşitli havayollannda güvenlik içinde hizmet verdiğini belirtti. ABD Federal Havacılık Dairesi tarafından yapısal değişikliğe gidileceği açıklanan DC9 tipi uçaklardan THY filosunda da 9 adet bulunuyor. "Hayır" diyor, "Orada kuşakOrada baskı gizli kapaklı değil, teneffüs ettiğin havada bile lar boyu hiçbir şey degişmez." Bir var. Ben Batı'daki akrabalanmı zi daha hiç geri dönmeyeceklerini yaret etmek için 1986 ve 1988'de düşününce üzulmuyorlar mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle