02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13AĞUSTOS 1989 KÜLTÜRYAŞAM K t M K t M E D U M D U M A BEHtç AK CUMHURİYET/5 42. Tanrıya mı9 insana mı? V / ULUSLARARASI IX)CARNO FİLM FESTÎVALtNDENNOTLAR Polonya TV'si, son Istanbul Film Festivali'ne jüri üyesi olarak katılan Krzysztof Kieslowski'ye, Tann'mn gökten levhalar biçiminde indirdiği On Emir'in her birini konu alan 10 film ısmarlamış. Kieslomki, devletin televizyonundan "emir" almış. Çaresiz çekecek. Sonunda, her biri birer saatlik birbirinden güzel fîlmler yapmış. MEHMET BASUTÇU LOCARNO Tann'ya mı tnanmalı, yoksa onun kulu insana mı? "Yok, olmadı ba sonı, yanıtını hazıriayan turden biraz hileti bir sonı" derseniz, yerden göğe kadar hakhsınız. tnsandan Tann'nın kulu diye söz etmek, zaten yukarıdakı sorunun ilk seçeneğine öncelik tanımak demektir... Peki o zaman bu sorunun tersini soralım. tnsana mı inanmalı, yoksa onun tapındığı Tann'ya mı? Doğal olarak bu da güdünılü bir soru oldu... Nereden tni aklıma geldi böylesi sorular? Krzysztof Kieslowski'nin, Locarno Şenliği'nde, önünde uzun kuyruklann oluştuğu tıklım tıkhm salonlarda gösterilen "On Emir" (Dekalog) serisinin ilki olan "Dekalog Jeden"i gördükten sonra... Biliyorsunuz, Polonya Devlet Televizyonu, ülkenin en yetenekli sinema yaratıcılanndan biri olan Kieslowski'ye, Hıristiyanlığın, daha doğrusu ilk başta Yahudiliğin temeli olan, Musa Peygamber'e, Tann'nın "0« Efflir"la dokuzuncasu Polonyalı yönetmen Krzysztof Kieslowski'nin "On Ermr" sensınde yer alan filmler Locarno Film Festıvali'nde büyük İIQI gördü. On Emir'in dokuzuncusunun başfolürtde Ewa Rlaszczyk oynuyor. gökten levhalar bıçımınde indirdiği On Emir'in her birini konu alan on film ısmarlamış. Yönetmen, On Emir'in doğal sırasını izlemese de her biri yaklaşık birer saatlik, birbirinden guzel filmler gerçekleştiriyor. Son tstanbul Festivali'nde "Altın Lale Seçici Kurulu" üyesi olarak tanıdığımız, davranışlanyla ölçülü, konuşmalarıyla son derece alçakgönüllü, gerçekçi ve bir oranda da içine dönuk bir sanatçı olarak dikkatimizi çeken Kieslowski'nin bu filmleri, yalnız alışageldiğimiz sinemasal ustalığıyla değil, aynı zamanda, Polonya'da yıllardan bu yana yaşanan bunahmlann ve uzlaşmazmış gibi gözukup de sonunda ortak bir çizgide buluşabilen çelişkilerin birer simgesi sanki. Oylesine ince, etkili ve kurnazca gerçekleştirilmiş başanlı filmler. Evet, On Emir'den ilki, sanıyorum "Tannya İnanacaksın" diyor. Kieslowski, Polonya devletinin televizyonundan emir almış. Çaresiz çekecek. Hem iyi sinema yapacak hem de kendisiyle çelişkiye düşmeden, On Emir'in ilkini beyazperdeye yansıtacak... Kimsenın günahına girmeyelim, (Gördunüz mu? Sözcüklerin hiçbiri masum değil. Dilimızin ucuna, ha deyince gelenler, kuşkusuz belirli bir koşullandırmamn ürünü) Kieslowski'nin birey olarak Tann'ya inarap inanmaması onun özel sorunu... Gelelim filmın konusuna, yani sanaıçmın bu tenıel emri, gunümüz dunyasının gerçeklerine nasıl uyarladığına: Krzysztof, üniversitede matematik ve mantık dersleri veren genç bir bilim adamıdır. Eşinden ayn, 11 yaşında ki oğlu Pawel ile beraber yaşamaktadır. Cin gibı akıllı ve yaşına göre çok olgun bir çocuk olan Pawel, bilgisayarlara tutkundur. Odasındaki küçuk bilgisayar aracılığıyla binbir türlü program yazar. Evin kapısından, banyo musluklannın açılıp kapanmasına dek, elektronikle bilişimi kaynaştıran teknik becerilerin ardında o vardır. Çağına yuzde yuz ayak uydurmuş bir çocuktur Pawel. Tıpkj babası gibi.. Zaten, aralarındaki ilişkiler, son derece olgun bir düzeyde gelişen, olumlu, yapıcı ve dostça ilişkilerdir... Kısacası, bilginin, bilimın, teknolojinin ve bilimle bilgiden kaynaklanan insan gucunün, kendine güven duygusunun geçerli olduğu rahat bir aile ortamında buyumektedir Pawel. Ancak, annesinin yokluğu onemli bir boyutun eksikliğini simgeler. Buna koşut olarak da somut bılimlere ve insan zekâsına guvenen babasının felsefesiyle biçimlenen yaşamında, belkı de tinsel (manevi) boyut eksiktir. Onun din eğitimi görmesini isteyen halasının amacı, Pawel'in yaşamına bu boyutu da katmaktır. Babası, özgurlük yanlısı çağdaş bir aydın olarak, her görüşe saygılıdır. Oğlunun okul saatlen dışında bir de dinsel eğıtim görmesine karşı çıkmaz. Belki de Pavvel'in bilgisine ve zekâsına guvendiği için bu kadar yumuşaktır. Mevsim kıştır. Pawel evlerinin yakınındaki donmuş gölde patenle kaymak istemektedir. Acaba yeterince buz tutmuş mudur göl? Onun ve arkadaşlarının hafif ağırlığını taşıyacak kadar güvenceli midir? Babası bir program hazırlar. Son gunlerin ortalama hava ısılanm da içeren bir dizi veriyi, fizik kuraUanmn ve denklemlerinin süzgecinden geçiren programm verdiği sonuç olumludur. Pavvel ve arkadaşları tahatlıkla kayabileceklerdir göl uzerinde. Krzysztof, bir bilim adamının doğal kuşkuculuğuyla, gider donmuş gölde bir denetim yapar. Gözlemleri, bilimsel hesaplan doğruiar niteliktedir. Yalnız gecerun ortasında tuhaf bir insan ilişir gözune. Kuşkusuz işsiz, evsiz barksız olan bir adam, tam göl kıyısmda yaktığı büyük bir ateş önünde ısınmaya çahşmaktadır. Kieslowskı, yüzünün çizgileri alabildiğine sert ve gizemli olan bu kişiyi, birkaç kez daha göstermiştir izleyicisine. Buz tutmuş parmak uçlarını ısıtmaya çalışan o adam, yönetmenin diğer fılmlerinde de gözlemlenen "hvtmotir'in yeni bir örneğidir. Bu kişinin anlatılan öykü içindeki yeri ve işlevi, yaptıklannın anlamı hep havada da kalsa, seyirci onun bir kötuluk habercisi olduğunu bilir. lnsanoğlunu aşan bir gucün tenısilcisi midir? Yoksa, Kieslowski'nin yapıtlanndaki başka bir Raytmotifin, olasılıklar ya da rastlantılar teorisinin simgesi midir? Sanatçı, bilinçli olarak açık bırakır bu soruyu. Ancak ne rastlantılar zincirinin öneminden, ne olasılıklar teorisinin varlığından, ne de o gizemli kişinin karanlık gücünden vazgeçer... Seyirci, Kieslowski'nin filmlerine yansıyan karmaşık dünya gerçeklerinin çelişkili zenginüğinde, belki de inançlannı (ki, bu nançlar ne olursa olsun) doğrulayan, pekiştiren bölümler bulacak ve rahatlayacaktır. Ancak, bu filmler, biraz dikkatli ve kuşkucu bir izleyici için, tükenmez birer soru kaynağı oluşturuyor. Eğer mutlaka bir dine inanmak, bir ideolojiye bağlanmak, bir felsefeyi benimsemek gerekiyorsa, kuşkuculuk, bunlar içinde en zararsızı ya da en yararlısı galiba... PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET Seramikçi Alev Ebüzziya'nın açîığı dava sonuçlandı 'Çanak' davası FERRUH YILMAZ KOPENHAG Danimarka^ da yaşayan Türk seramikçisi Alev Ebiizziya Siesby'nin kendi çanaklanm taklit ettiği gerekçesiyle daha önceki yardımcısı seramikçi Per Börglom Knudsen'e karşı açtığı dava, Knudsen'in Alev Siesby'nin çanaklanna benzer çanaklar yapmayacağına söz vermesi üzerine anlaşmayla sonuçlandı. Kendine özgü çanaklanyla dünya çapında ün yapan Alev Ebuzziya Siesby ile Danimarkalı Per Börglum Knudsen arasındaki dava 3 yıldır devam ediyordu. Bir zamanlar Alev Siesby'nin çanaklarını yapmasına yardım eden Knudsen daha sonra Siesby'nin çanaklanna çok benzeyen çanaklar yaparak sergilemeye başlaıruştı. Siesby'nin ağız çapı ve hacmi ne olursa olsun dip kısımiannın çapı 12 santimi geçmeyen, buna rağmen inarulmaz bir dengeye sahip olan çanaklan bu özellikleriyle kendine özgü biçimlere sahip. Danimarkalı seramikçi Per Knudsen'in Söndevbovg kenünde 1986 yılında açtığı sergide, daha önce yanında çalıştığı Alev Siesby'nin çanaklanna tıpatıp benzeyen ça Danimarka'da yaşayan Türk seramikçi Alev Ebüzziya Siesby'nin, çanaklanm taklit ettiği gerekçesiyle eski yardımcısı hakkında açtığı dava olumlu sonuçlandı. Seramikçi Knudsen bir daha benzer çanaklar yapmayacağına söz verdi. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Ozgftn çanak Inanılmaz bir denge naklar sergilemesi üzerine, Siesby'nin avukatı Per Magid, Knudsen'den Siesby'nin çanaklanna ayırt edilemeyecek kadar benzeyen çanak yaprnamaya söz vermesini istemis, ancak bu isteğine olumlu yanıt alamamıştı. Bu isteği onur kırıcı bularak kendisine kopyacı olduğu yolunda hakaret edildiğıni öne suren ve böyle bir sözü yazüı olarak vermeyi reddeden Per Borglum Knudsen, aksine bu çanakların biçinılerınin kendisine ait olduğunu iddia ederek, avukatı aracılığıyla Alev Siesby'den tazminat istemişti. Bunun üzerine mimar ve tasanmcı Jens Nidsen'den Knudsen'in çanaklannın Siesby'nin çanaklarının kopyası olduğu yolunda göruş alan Alev Siesby'nin avukatı Per Magid, Knudsen'e karşı dava açmak zorunda kaldı. Üç yıldır devam eden davada 5 haziranda iki sanatçının çanaklannın bilirkişi lsveç*li seramikçi ve tasanmcı Profesör Signe PerssonMelin tarafından değerlendirilmesi gerekiyordu. Ne var kı Per Knudsen çanaklannın baalarının kınldığıru bazılannın da kaybolduğunu öne sürerek çanaklanm bilirkişi değerlendirmesine göndermedi. Siesby'nin avukatı Per Magidin elinde resimlerinin bulunduğu çanaklann, ortadan kaybolmasıııdan sonraki duruşmada ise Per Knudsen 3 yıl önce imzalamayı reddettiği kâğıdı imzalayarak, Alev Siesby'nin çanaklanm taklit etmeyeceğine söz verdi. Knudsenin verdiği söz üzerine Alev Ebüzziya Siesby'nin davadan vazgeçtiğini açıklamasıyla 3 yıldır devam eden çekişme sona erdi. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JIM DAVIS 3 kent r 3 galeri, 25 sergi Kültür Servisi Vakko Sanat Galerileri 19891990 sergi dönemini eylül ayında açıyor. Vakko'nun Ankara, tzmir ve Istanbul Beyoğlu'ndaki üç galerisinde Eylül 1989Haziran 1990 döneminde toplam 25 sergi açılacak. Günümuz Turk sanatçılannın Vakko'nun üç kentteki galerilerinde gerçekleştirecekleri sergilerin 18'i resim, 4'ü heykel, 3'u de kavramsal ve görsel imgeler sergisi olacak. Önümüzdeki sergi döneminde Vakko Sanat Galerileri'nde, uzun süredir Türkiye'de kişisel sergi açmamış olan bir sanatçımızın, Komet'in sergileri yer alacak. Komet'in son dönem işlerinden oluşan 55 kadar yapıtının yer alacağı sergiler Istanbul, Ankara ve İzmir'de aynı anda açılacak. Aynı ay içinde, Komet'in koleksiyonlardaki yapıtlanndan oluşan başka bir sergi de sanatçının doğduğu kent olan Çorum'da açılacak. Boylece dört kentteki sanatseverler Komet'in resimlerini aynı anda izleme olanağı bulacaklar. 1941 yılında Çorum'da doğan Komet, İtalya'da, İsviçre'de, Fransa'da onemli sergilere katıldı. Halen Fransa'da Paris'te yaşamakta olan Komet'in bazı yapıtlan Danimarka'da Kopenhag Grafık Müzesi'nde, Parıs'teki Modern Sanat Muzesi'nde, Viyana Modern Sanat Müzesi'nde, İsviçre'de Lozan Kanton Müzesi'nde ve Istanbul Almet 6«er Gezgln serglsi Ahmet Öner Gezgın'ın kavramsal ve görsel Resim ve Heykel Muzesi'nde buımgeler sergısi. önümüzdeki ay 2. Uluslararası Istanbul Bıenalı kapsamında lunuyor. Vakko Beyoğlu Galerisı'nde açılacak Vakko Sanat Galerileri'nin Vakko Sanat Galerileri yeni mevsimi eylül ayında açıyor önümüzdeki sergi döneminde, Vakko'nun üç kentteki galerilerinde aynı anda Komet'in resim sergileri açılacak. Komet'in özel koleksiyonlardaki yapıtlan da sanatçının doğum yeri olan Çorum 'da sergilenecek. İkinci Uluslararası tstanbul Bienali kapsamında duzenleyeceği Yunus Tonkuş heykel sergisi ve Ahmet Öner Gezgin kavramsal ve görsel imgeler sergisi İstanbul'dan sonra Ankaralı ve Izmirli sanatseverlere de sunulacak. 1954 yılında Zile'de doğan Yunus Tonkuş, 1977 yılında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümu'nü, 1985'te de Federal Almanya'da Stuttgart Guzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölumü'nü bitirdi. 198586 döneminde aynı okulda öğretim görevlisi olarak çalışan Tonkuş, 1986 yılıııdan bu yana Federal Almanya'da Braunschweig Teknik Üniversitesi'nde asistanlık yapıyor. Sanatçı, Almanya'nın çeşitli kentlerinde gerçekleştirdiği onemli sergilerin yanı sıra 1984 ve 1987 yıllarında Vakko Sanat Galerileri'nde de sergiler açtı. 1948 Edremit doğumlu Ahmet Öner Gezgin, Türkiye'de tekstil yükseköğrenimi gordukten sonra Federal Almanya'ya gitti. Kassei Guzel Sanatlar Akademisi'nde Prof. Floris M. Neusüss'ün yanında deneysel fotoğraf çalışmaları, Prof. Hans Hilınann ve Prof. Giinter Ranbow'un yanında grafik dızayn ihtisas eğitimi yaptı. 1974'ten bu yana, Kassei Guzel Sanatlar Akademisi'nde, Mimar Sinan Universitesi Osman Hamdi Salonu'nda, Federal Almanya'nın Osnabruck kentinde sergiler açan sanatçı ayrıca Yeni Eğilimler Sergilerinc katıldı. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ a 13 Ağustos STETO$KOP*U BULAN DOKTOR.. , rıp OKJUUJNU ÖDÜL ALA/ZJ^K TAAAAMLA YAM 1626 0A BUGUN, f=&4HS<Z DOfCTOGU «EA/e LAENNCC } , 45 YAÇ/NOA \/EfS£toC>£N OLMUfTÜ. 1&O2 AIClYr K4 . CĞSgJE & Ç Ğ/7K4AJ SıfS. BO/SU *USLL4MM/4fi//l\J YA&4&L./ | OLOUĞUMU ANU4YAKI OCKTO&., OTVZ. SA\I' TlKfl 8OYUMDA TAH774 SlR 8OEJJ YAPT'R MIŞTI. STETOSKOP ADl \S£/£ltEM <4LET/M İLK MOOEU BÖYLECE O£7*YA ÇHKMfÇrr(1S17').. VE STETOSKOP, İISJ £ Y£/S AUG.. TÜRK VE DÜNYA KARİKATÜRÜNDEN Alberto Funtanarrosa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle