27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Sahibı Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anonım Şırken adma IVadir \«fı 0 Genef Vayın Muduru Hasaı Cenud, Muessese Muduru EmiH L>aklıgii. Yaz! Işlerı Muduru Okaj Gownsjo, • Haber Mcrkezı Muduru Yalçm Bayer, Sayfa Duzenı Yönetmenı Ali Ac»r, • Temsıküer ANKARA Ahmn Tan. İZMİR Hikmeı Çninkaya, ADANA Ol«l Başlaagıc. Istanbul Haberlerı Ertlao Akyıtdız, Dış Haberler Eıgnn Balcı, Ekonomı Ctngb Turhaıl. Kultur: C«la] Uster. Spor Danışmanı: Mxfulkadir Yucciıun, Duzeltme Reflk Durbaş, Araştınna. Şakin Alpay, IjSendıka Şuknn Kcteaci. Yun Haberlerı: Necdtl Dogan, D121 Yazılar: K m n Çalışkan, 0 koordinator Ahmet Koruban, • Malı Işler: ETDI Erkul, • Muhasebe: Bulral Yfcacr 9 ButçePlanlama: Srvgı Osraant*s»o((lu • Rcklam V K Tonm. Ek Trayınlar Halyı Akyol • ldare Hmcyia Gkftr. Işleıme. Onder Çtlik, Bılgılslem Nail Inal. Basan w Yayan. Cumhurıym Matbaacılık veGaznecıbk TA Ş Turk Ocajı Cad 39/41 Cajalotlu 34334 !sl Pk. 246lstajıbul Td 512 05 05 (20 hal>. Tdeı 22246 F « (1) 526 60 7 2 # Burttar Aakara: Zıya OOkaJp Blv Inkılap S No 19 4. Td 133 11 4147. Tdex 42344 F u (4) 133 1! 41/428 # Izmir H Zı» Blv 1352 S 2/3. Tcl. 13 12 30. Tcl» 52359 Faı (511 19 53 60 • Aduıa: Inonu Cad 11» S No 1 Kal 1. Td 19 }7 52 (4 haı|. Ttlejı 62155. Fav (71) 19 37 52 TAKVlM: 13 AĞUSTOS 1989 Imsak: 4.25 Guneş: 6.04 Öğle: 13.14 Ikindi: 17.04 Aksam: 20.13 Yatsı: 21.45 89/90 kış defilesinde mankenler kürkler içinde terledi, dedikodular gazete manşetlerine sıçradı Ithal silah listesi eylülde açıklanacak Chanel Modaevi'nin stilisti Karl Lagorfeld ile Silah ilhalinin, Pölis Vakfı kanalı ile değil, silahfirmasıtemsilcileri araalığı ile yapılacağı öne sürülüyor. SÎNA KOLOĞLU ~ îthal silah piyasasında yeni gelişmeler birbiri ardına geliyor. îthal silahları "getirme hakkı"nın yılbaşından sonra silah raiımessillerine verileceği öğrenildi. Daha önce silah ve mermi ithali ile ılgili olarak yapılan açıklamalarda sılahların "ithali"nin Polis Vakfı kanalı ile yapılacağı duyurulmuştu. Ithal silahlarla ilgili çeşitli görüşlerin kamuoyunda tartışılması, yetkilileri bir an evvel konuyu çözumlendirme yoluna itıyor. Edinilen bilgilere gore ıthal silahlann listesinin eylul başında açıklanması bekleniyor. Yönetmeliği somutlaştırma çalışmaları hızlanırken yeni görüşler de birbiri ardına geliyor. Ithal silahlann getirilmesi ve satışlarının Polis Vakfı aracılığıyla yapılacağının öğrenilmesinin ardından bu konuda yeni gelişmeler oldu. Edinilen bilgilere göre ithal silahlar yılbaşına kadar Polis Vakfı aracıhğı getirtilecek, daha sonra bu işlem silahlann Turkiye mümessilleri eliyle yapılacak. Ithal silahlann Türkiye'deki mümessilleri bu konunun daha önceleri de kendilerine soylendiğini, ama "zaman konusunda" bir bilgileri olmadığım belirttiler. Mumessiller, yeni gelişmeyi şöyle yorumladılar: "Olaya obiektif olarak bakmak gerekir. lthalat direkl bize verilirse tabii ki kânmız daha fazla olacak. Çiinkü Polis Vakfı'nın silah getirmesi \e bize yalnızca bir komisyon ödemesi ticari açıdan o kadar kâriı değil. Ama diğer taraftan daha önemli bir konu >ar. Silahlan biz getirdigimiz takdirde onlann konınması biiyük sorunlar yaratabilir. Tüm sorumluluk bizim üzerimizde olacak. Çok ivi koruma tedbirleri alınmalı." Paris'te buram bııram kış! gözde mankeni Ines de la Fressange'ın basına yansıyan şamatalı ayrılıkları; Dior Modaevi'nde İtalyan modacı Ferre'nin "Altın Yüksük" ödülünü kazanması, Paris'in flaş olaylarıydı. NECLÂ SEVHUN Yaz yakışmıyor Paris'e, hayır. Paris bir yaz şehri değil. Nerede o romantizm, nerede o şiir?.. Nerede Paris'in o kendine özgu havası? Turist kaynıyor dört bir yanı. Dallı güllü kısacık şortlarının iistüne taşan çıplak göbekleri ile erkek turistler, mayo olduğuna kalıbınızı basacağımz ktsalıktaki şortları ilegenç kızlar, kadınlar .. Başlarında hasır şapkalar, ayaklarında sandallar, tokyolar... Bir başı bozukluk, bir laubalilik ki demeyin gitsin! Adım başı kapalı kahveler, restoranlar, butikler... Tatil, tatil, tatil... Dört bir >anda "Şu tarihten. bu larihe tatil." Bu lanhten şu tarihe... Bavulunu alan gitmiş denize, dağa, ormana. Ama yakına, ama uzağa... Bir yandan da bavulunu alan gelmiş dünyanın dört bucağından... Bir Bâbil Kulesi Paris. Bir de sıcak! Akla ziyan. 1976'dan bu yana böylesi görülmemiş. Gece 33 derece. Bir fırın yalazı sanyor sizi, dışarı adım attığınız an. Vitrinlerde bir boydan bir boya ucuzluk ilanlan... Ne kalmışsa elde, o var vitrınde. Moda şehrinin modadan en uzak olduğu an bu! En uzak ve en yakın. Luks otellerin oymalı, yaldızlı, görkemli salonlannda, kapalı kapılann ardında da moda geçiyor gene. Hazır gi\im değil bu seferki. Daha iddıalı, daha ustalıklı ve elbette yanına daha da yaklaşılamaz cinsten ünlu modacılann açısından kış! Bu sefer otel koridorlannda, sıcaktan, kalabalıktan bayılmaya beş kala bekleşiliyor. Soğukta, yağmurda dışarıda titreşerek nıi beklemek zor, davetiyelerle yelpazelenerek serinlemeye çahşıp koridorlarda üst uste yığılmak mı? ölümlerden olum beğen! Ama... Defüe başlayıp da podyumlarda kürklere bürunmüş mankenleri görunce... O spotlann ışığında o cehennemi havada insan haline şukrediyor. Kürkün içinde değil de dışında olmanın verdiği mutlu bir an bu! Moda sıcak gecti Paris'te, cehennem gibi sıcak. Kurklu, kadifeli, yünlü, tuylü. Bol dedikodulu, bol kavgalı. Sıcak herkesin başına vurdu. Chanel Modaevi'nin stilisti Karl Lagorfeld ile gozde mankeni Ines de la Fressange'ın basına yansıyan şamatalı aynlıkları, kavgalan.. Sütun sütun suçlamalar, küçümsemeler. Dior Modaevi'nde ttalyan modacı Ferre'nin kazandığı büyük sukse, ardından yılın en başanlı modacısına verilen "Allın Yüksük" ödıilunü kazanması birçok Fransızın tepkisine neden oldu. Guy Laroche Modaevi'nin yeni stilisti Angelo Tarlazzi'yi beğenip beğenmemeler, Gres Modaevi'ni satın alan Japonların moddevinin ruhuna, stiline uygun düşmeyen koleksiyonuna tepkiler... Lanwin Modaevi'nin şu an içinde olduğu kararsızlık, sezonu defilesizgeçirmesi... Kısacası bunaltıa havalar bir yana, bunalımlı bir yaz modada da... Ama böyle kalmaz her şey. Sıcaklar düşer. Gidenler döner, gelenler gider yurduna. Vitrinlere ucuzluk değil. pahalılık yayılır gene. Tüm kahveler, restoranlar, sinemalar açar kapılarını. Upuzun kuyruklar oluşur, caddeler boyu. O guzelim Tuilleries Bahçesi'rıe kurulan maskaralık sona erer. Lunaparkçılar çeker gider o romantik bahçeden. Çılgm kahkahaların. koşuşmaların, şamatamn yerini, ağaç altlanndaki banklarda oturan yaşlılar, sevgililer, öğrenciler alır. Yollar boyu süruklenir kuru yapraklar. Ve Paris yeniden Paris olur! Guy Laroche tan ortası kapitone taftadan kamel rengı enteresan bir manto. 'Bagfaş'ta gaz kaçagı yakti' EDtNCtKBURSA (AA) Türkiye'nin en büyük gübre fabrikalarmdan Bagfaş'ta, 1 temmuzda gaz kaçağı meydana gelip gelmediğine ilişkin tartışmalar sürüyor. Bandırma'ya bağlı Edincik kasabası Belediye Başkanı Halil Keleşoğlu, 1 temmuzdaki gaz kaçağının meyve ağaçlarını, zeytin bahçelerini yakıcı bir makine gibi kavurduğunu bildirdi. Keleşoğlu şunları söyledi: "Belediye olarak sanayiye karşı değiliz, hatta gelişmesini istiyoruz, Ancak bu sanayi insan sağlığına, tabiata zarar veriyorsa karşı çıkarız. 25 üretici, Bandırma Sulh Hukuk Hâkimliği'ne dava açtı. Bagfaş fabhkaları çevremizin gururudur. Bizim bağrımızdan çıkmtştır. Ancak bacasına fıltre taktırmalıdır. Yüzlerce köylüde solunum yolu rahatsızlığı var. SO'ye yakın köylü de geçici felç yüzunden sağlıklarını yitirdi. Daha önce yılda 12 felç vakası, 1520'ye yükseldi." Biilent Ersoy konserine iptal SELÇVK (AA) Efes Külıür ve Sanat Festivali bünyesinde, dün gece yapılması beklenen Bülent Ersoy konseri iptal edildi. 29 temmuzda başlayan 26. Uluslararası Efes Külıür ve Sanat Festivali, bu yıl aksaklıklarla sürüyor. Festivalin ilk gecesinde de Ahmet Kaya konseri, sanatçının konsere gelmemesi üzerine gerçekleşememişti. Ahmet Kaya yerine, geceye Cem Karaca getirilmişti. Festivalin ikinci olayı da dün yaşandı. Efes Antik Tiyatro'da vereceği konserin reklamı günlerdir yapılan sanatçı Bülent Ersoy'un, Ankara'daki programımn iki gece uzaması nedeniyle dün geceki konserine gelemeyeceği öğrenildi. Balmain'den 8990 kışı ıçin siyahbeyaz Tıbet keçısi tüyünde ı bir manto. Pilotsuz uçak dönemi getiyor ABD'de yıl sonuna kadar 6 pilotsuz uçağın hizmete sokulması bekleniyor. Bu uçaklar kendi kendine kalkıp inebiliyor, ancak geleneksel uçak yandaşlan bu uçakları güvenli bulmadıklarını söyiüyorlar. Dış Haberler Servisi Otomatik uçuş kontrol araçlanyla donatılmış yolcu uçakları çok yakında hizmete giriyor. "Newsweek" Dergisi'nin haberine göre Amerika'da uçak şirketleri eskiyen filolarını yenilerken, pilotsuz uçaklara daha alıcı gözüyle bakıyorlar. Amerika'run önde gelen havayolu şirketlerinden Northwest Airlanes, eskiyen Boeing 727'lerin yerine Avrupa yapımı Airbus Industrie A32O'leT ısmarladı. Northwest'in lOOadet ısmarladığı ve yıl sonuna kadar 6 tanesini hizmete sokmayı planladığı bu uçaklar pilotsuz olarak kendi kendilerine uçuyor ve kendi kendilerine yere iniyorlar. Yeni nesil bu jetlerde normal uçaklarda pilotun kontrolündeki dümene bağlı kablo ve hidrolik hat ağının yerine elektronik uçuş kontrolleri bulunuyor. Geleneksel uçaklardaki dümen yerine A32O'lerde bügisayar oyunlarında kullanılanlara benzeyen "joy stick'Mer bulunuyor. Bunlar flapları. kanatçıkları, dümeni ve valfları denetim altında tutan 5 bilgisayarı harekete geçiriyorlar. Bu bilgisayarlar uçağı belli bir "performans paketi" içinde tutarak, irtifa kayıplarını, rota sapmalanru ve olası çarpışmalan önluyorlar. AJ20 tasarımcıları ve Federal Uçuş Daıresi yetkilileri uçakların son derece güvenilir olduklarını belirtıyorlar. Geleneksel uçakları savunanlar, bu uçaklarda karşılaşılacak acil durumlarda pilotun elle mudahalesinin son derece guç olacağını ileri sürüyorlar. Gerçekten de A32O'lere ozgu "uçuş pakeli savunma sistemi" elle kullanmayı büyük ölçude kısıtlıyor. Acil durumda bile sistem pilota uçağın tasarımından gelen özelliklerini kullanma olanağı tanımıyor. Deneyimli pılotlar, gerçek acil durumlarda uçakların kapasitelerinin çok üzerinde zorlanmalarırun gerekebileceğini belirterek bu kısıtlamanın anlamsız olduğunu ileri sürüyorlar. A320'lerin bilgisayarları çeşitli bozulmalara karşı korunmuş durumda. Iki ana bilgisayarın birer yedeği bulunuyor ve tum sistemin elektriği yedek güç kaynaklarıyla korunuyor. A32O'ler konusunda en çok r tanışılan şe> ise "insan faktöni." Aletlerin insanın yerini alıp alamayacağı tartışıladursun bu sistemle pilotların gerilim ve yorgunluklarından doğan kazalann tamamen önleneceği ve bu nedenler yüzunden büyük felaketler yaşanmayacağı da bir gerçek. Afrika'nın son fîllerine ağıt Filleriyle ünlü Afrika'da, fıl sayısı son 20 senede 2 milyondan 700 bine düştü. Tanzanya ve Kenya fil avını yasaklayacak bir tasarı hazırladı. Greenpeace dünya çapında fildişi ürünlerini boykota hazırlanıyor. Dış Haberler Servisi Her yıl 10 bin Afrika fili vahşi avcılann kurşunlarıyla can veriyor. Dünya çapında orgütlenmiş bir mafya, kilosu 250 dolardan alıcı bulan fildişini çeşitli ulkelere pazarlıyor. Şimdi çevre koruyucuları, ticaret ambargosuyla, nesilleri tükenmekte olan Afrika'nın sembolu fılleri yok olmaktan kurtarmayı amaçlıyor. Ancak fildişi satışlanndan elde edilen milyonların cazibesi buna imkân verecek mi? "Der Spiegel" Dergisi, Dünya Çevre Koruma Örgütü "World Wide Fund for Nature"in verilerine gore yaklaşık 20 yıl içinde fıllerin sayısının 2 milyondan 700 bıne duştuğünu belirtiyor. Fildişi avcılarının kanlı "ölüm larlalan" özellikle doğu ve orta Afrika'da bulunuyor. Tanzanya'da hükümetin verilerine göre, 19791987 yılları arasında fillerin yaklaşık yüzde 70'i yok oldu. Uganda'da ise diktatör İdi Amin ve onu izleyenlerin hukum sürduğu yıllarda fillerin yuzde 8090'ı yok oldu. Orta Afrika Cumhuriyeti'nde de 1976 yılında sayıları 100 bini bulan fillerden 1985'te geriye yaklaşık 15 bin kaldı. Pek çok devlet bu konuda çeşitli önlemler alma çabası içinde olduğu halde her hafta halen ortalama 2000 fıl, avcıların kurbanı oluyor. Yuzyılımızın en buyük "hayvan trajedisi" olarak niteleimzalanan bu uluslararası anlaşma, yalnızca yasal olarak avlanmış ve çeşitli resmi belgelerle donatılmış hayvanların fildişi ticaretine izin veriyor. Ancak Afrika1 da yasal olmayan ava yasal kılıf bulmak kadar kolay birşey yok. Bunun sonucu her yıl dünya pazarına ulaşan 800 ton fildişinin (bu yaklaşık 100 bin filin dişlerinden elde ediliyor) yaJnızca yüzde 22'si resmi belgelere sahip. Ustelik bu yasal dişlerin dörtte üçü de yasak avlardan elde edilmiş durumda. Demek ki ticareti yapılan tum fildişinin yuzde 94'u yasadışı yollardan gerçekleşiyor. Fildişi hemen hemen yalnızca Uzakdoğu'da Makau, Singapur ve Hong Kong işleniyor ve buradan dünyaya pazarlanıyor. Başta Hong Kong'lu Poon Tot Hong olmak uzere, "fildişi baronlan", uluslararası fil dişi ticaretini dunya çapında yönetiyor. Öte yandan uluslararası çevre koruma örgütlerinin ve çeşitli Afrika ülkelerinin dunya çapında protestolan, bazı Batılı ülkeleri sert önlemler almaya itti. Amerika, Kanada, İsviçre ve AT ulkeleri, artık fildişi ithal etmek istemiyorlar. Fildişi el oymalarının yuzde 40 ile dünya çapındaki en büyük alıcısı olan Japonya da fildişi ithalatına çeşitli sınırladırmalar koydu. önümüzdeki ekim ayının sonunda Lozan'da toplanacak olan Cites ülkeleri konferansıyla ise fillerin kaderinin değişmesi bekleniyor. Nitekim uluslararası çevre koruma örgütlerinin de desteğiyle, başta Tanzaya ve Kenya olmak üzere çeşitli Afrika ülkeleri bu konferansa bir tasarı sunacaklar. Bu tasarı, tıpkı gergedan ve leoparlar gibi, Afrika fillerinin de "nesilleri tükenmekte olan hayvanlar" listesine alınmalarını içeriyor. Tasarı onaylandığı takdirde filler ne öldürülebilecek ne de ticareti yapılabilecek. Ancak böylesine bir ticaret ambargosunun uygulanabilmesi için Cites ülkelerinin üçte ikisi tarafından imzalanması gerek. Şimdiden tasarının lehine ve aleyhine tartışmalar başlamış durumda. Bazılan Afrika'nın fildişi ticaretinden elde ettiği dovizlerden vazgeçemeyeceğini belirtirken, diğerleri de bir ticaret yasağının denetlenmesinin mümkün olmadığı görüşündeler. Çevre korumacı "Greenpeace" orgutunun fil sorumlusu Peter Püschel ise mutlak bir satış yasağından yana. Püschel, diğer butun önlemlerin fillerin yok oluşunu geciktirebileceğini. ancak engelleyenıeyeceğini sa\unuyor. Afrika fillerini kurtarmak için büyuk bir kampanşa hazırlığı içinde olduklarını belirten Peter Püschel, "Biz sorunu kokünden çözmek isti\oruz. Bu nedenle de tum lüketicileri. fildişi urunlerini boykol etmcye cağırıyoruz" diyor. Fildişi avcıları haftada 2 binfıl öldürüyor, fılsoyu tükenme tehdidinde Voyager 2'nin yolculugu PASADENA (AA) ABD tarafından uzaya gönderilen Voyager 2 uzay aracı, Neptün gezegeninin etrafında iki tane yarım halka bulunduğunu ortaya çıkardı. ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA 'da görevli astronot Rich Terrile, "Bu bir çeşit gurur vesilesidir, görmeyi umduğumuz her şeyi görüyoruz" dedi. 1990 ktşına rezervasyvn ANTALYA (AA) Yaz aylarında binlerce yabancı, turisti ağırlayan Antalya bölgesinin, gelecek kış mevsiminden itibaren yoğun bir kış lurizmine sahne olacağı bildirildi. Akdeniz Seyahat Acenteleri Derneği Başkan Yardımcısı Nizamettin Şen, F. Almanya'nm iki büyük tur operatörünün Antalya bölgesini kış programına aldığını belirtti. Şen, kış turizmi için anlaşma yapılan otellerin yataklannın da yaz aylarına göre yüzde 50 daha ucuza satılacağtnı belirterek, indirimin mart ayı sonuna kadar sürdürüleceğini söyledi. Genetik hastahklar ANKARA (AA) Anadolu Üniversitesi ve TÜBtTAK tarafından Turkiye'de ilk kez genetik hastalıkiar ile ilgili "ulusal prenatal teşhis ve Anadolu'nun genetik yaptsı" konusunda bir sempozyum düzenlenecek. Anadolu Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, 57 eylul tarihlerinde Eskişehir'de düzenlenecek sempozyuma tngiltere, Federal Almanya ve KKTC'den uzmanlarla tıp fakültelennden öğretim üyeleri kaıılacak. Dalyan'da PTT'nin 2 kaü yıkıhyor ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Kamuoyunda buyük tepkilere yol açan Dalyan PTT binasımn 2 katının yıkılmasına karar verildi. Özel Çevre Koruma Baskanlığı'nca aünan karar Muğla Valiliği kanalıyla Dalyan Belediyesi'ne bildirildi. Belediye Başkanı Mehmet Ali Tezcan "Bunlann işi belli olmaz. Karar değişmeden u)gulamayı gerçekleştireceğiz. Servet Bilgi Paşa'nın köşkünü >ıkıyoruz" dedi. Servet Bilgı Paşa'nın PTT Genel Muduru olduğu dönemde 1986 yılında yapımına başlanan ve kamuoyunun tepkilerine karşın geçen yıl 500 abonelik santralıyla hizmete sokulan 5 katlı PTT binasımn 2 katının yıkılmasına karar verildi. Bilindiği gibi Dalyan'ın özel çevre koruma bölgesı sınırlan içinde olması nedeniyle bölgeden sorumlu Tunca Toskay turizm sezonu başında yaptığı incelemeler sonunda Dalyan'da içinde belediye başkanının yakınlarının da olduğu bazı yapıların yıkılmasını istemış, ancak bu istem belediye tarafından koşullu olarak geri çevrilmışti. Belediye Başkanı Mehmet Ali Tezcan "Kaçak yapılan bir (ek koşulla yıkabiliriz. Önce devlet PTT binasını yıkıp ornek olsun" demişti. Belediye Başkanı Mehmet Ali Tezcan'ın isteği Tunca Toskay tarafından uzun sure kabul görmezken sonunda karar belediyenin lehine çıktı. PTT binasımn 2 katının turizm sezonu sonunda yıkılmasını isteyen Tunca Toskay kararı Belediye Başkanı Mehmet Ali Tezcan'a iletmek uzere Muğla Valiliği'ne gonderdi. Karar Muğla Bayıııdırlık I) Müdüıu Mustafa Yılmaz tarafından doğrulandı. Mehmet Ali Tezcan ise "Yıkımı hemen yapmayı istiyoruz. Ancak PTT Aydın Bölge Mudüriüğü'nun bize yazı yazması gerekiyor. Yazı bugunlerde gelir. Böylece Servet Bilgi Paşa'mn köşfciinü yıkacağız" diye konuştu. Tezcan, "Diğer kaçak yapılar yıkılacak mı" sorusuna ise "Yasaların gereği yerine getirilecektir" karşılığını verdi. Afrika ağlama bana Filler soykınma karşı insanlann alacağı önlemlerı bekliyor. nen bu katliama bir "dur" denilmediği takdirde, yalnızca on yıl içinde bir kâbus gerçek olacak: Fillerin olmadığı bir Afrika. Mızrak ve ok yerine artık son model otomatik silahlarla fîl avına çıkan avcıların büyuk bolumu eski asker ya da paralı askerlerden oluşuyor. Gruplar halinde ava çıkıyorlar. Bazen uçaklarla avlanacak hayvanları tespit edip telsiz aracılığıyla birbirleriyle bağlantı kuruyorlar. Hayvanlar öldurüldükten sonra "kasaplar" harekete geçiyor. Elektrikli testerelerle fillerin, diş, ayak ve kuyruklan ölu gövdelerinden ayrıştırılıyor. Yasadışı fildişi ticareti buyuk kârlar sağladığı surece, bu avcıları "etkisiz" hale getirmek imkânsız gibi gözukuyor. Bunları, 1977 yılında filleri "tehdil altındaki nesil" olarak korumayı amaçlayan "Convention on Internalional Trade in Endangered Species" (Cites) de engelleyemedi. Bugüne dek 102 ulke tarafından Tıııistin sağlığı rehbere emanet tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Turlarla Turkiye'ye gelen yabancı turist gruplarına en yakın kişiler olan tercuman rehberler, Ege ve Akdeniz kıyılarında olsun, Anadolu'nun ucra bir köşesinde olsun, turistin karşılaştığı sağlık sorunlarıyla doğrudan ilgilenmek durumunda kalıyorlar. Tercuman Rehberler Derneğı Başkanı Şenduran Doğansoy, Anadolu turlarında grubun ve rehberlerin "ishal' olmasının neredeyse "kaçınılmaz" olduğunu soyluyor. Rehberlerin karşılaştığı "acı" deneyimler de sağlık sorunlarının boyutlarını gosteriyor. Turist rehberi Rasim Divanlı Pamukkale1 de turistık biı motelde rehberlik ettiği yabancı turist grubundan birisinin basına gelen olayı şoyle anlatıyor: "Motel odasında kalp krui geçiren Alman turist için hemen doklor çağırdık. Ancak doktor çağnldıktan varım saat sonra Denizli'den gelebildi. Hastaya kalp masajı yaptı. fakat yanında oksijen tüpü gibi gerekli olan hiçbir mal/emesi olmadığı için ölüm engellenemedi. Uoktor kentten ambulans çağırdı, ama ambıilan.'» ancak 45 dakika sonra geldi." Rehber Rasim Divanlı, geçen yıl yaşadığı bir başka olayı anlatırken, burokrasinin nasıl sağlık olayının önüne gecebildiğini gosteriyor: "Ankara'dan Eskişehir'e turist grubu gölururken, luristlerden birisi oldukca rahatsızlandı. Sivrihisar'da hastaneye golurdük. Ancak haslanede nöbetçi doklor yoktu. lurisl çok hasla>dı. trafik polisine rica etlim, yollarda anons yaparak doktoru aradık. Sonunda nobetçi dokloru bir kahvehanede otururken bulduk. 'Siz gidin, ben sonra gelirim' dedi. Sonra da hastanın durumunu göriince, çok tehlikeli olduğunu ve Eskişehir'e götürmemiz gerektiğini soyledi. Ama ilk yardım arabasını, acil vakalar için sakladıklannı sövleverek bize vermek istemedi. Bu acil vaka değil mi dedim, 'Çok sık kazalar oluyor, onlar için gerekli' dedi. Neyse sonunda Eskisehir'deki hastaneye geldik. Bu kez de hasta lurislin pasaportunda babasının adı yazmıyor diye bizi yarım saal bekleltiler. Hasta baygın; konuşamıyor. Başhekime gittik, bir isim uydurun dedi." Sık sık Anadolu turlarına katılan Tercuman Rehberler Derneği Başkanı Şenduran Doğansoy, tuvaletlerin ve lokantalann pisliğinden >akınarak, "Artık hava değişiminden midir, nedendir, her Doğu'ya gidişimizde grup da biz de ishalden kurlulamıyoruz" diye konuştu. Eczacılardan Matiye'ye ANKARA (AA) Turk Eczacıları Birliği, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nı, eczacıları "vergi kontrol memuru gibi görmekten vazgeçmeye" çağırdı. Birlik Genel Sekreteri Doç. Dr. Nurettin Abactoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Maliye ve Gümruk Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün, üçlıi reçete uygulamasında taviz verilmeyeceği yolundaki son açıklamasının eczacılar arasında büyük üzüntüyle karşılandığım belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle