Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER seçimi ve ataması suretiyle oluşturulması TÜBÎTAK'ın yönetsel, bilimsel ve mali bağımsızlığını ortadan kaldırmıştır. TÜBlTAK'a kazandırılan bu yeni kimlikle kurum yasa gereği Başbakanlık'a ve onun görevlendirdiği bir devlet bakanhğına bağlı olmakta ve günümüzdeki siyasal gelişmelerden ziyadesiyle etkilenmektedir. zenlemeler yapılmıştır. Örneğın; tıp alanında verılen ödüllerin, özellikle bazı teşvik ödüllerinin dağıtımında üniversitelere ve öbür ilgili kurum ve kuruluşlara zamanında duyuru yapılmadan, TÜBlTAK'ta egemen olan zihniyete yakınlıkları bilinen adaylann başvurulan ön plana çıkartılmakta ve araştırma gruplarında yer alan ve ayru paralelde düşunen grup üyelerinin egemen oylarıyla, söz konusu seçimler, olup bittiye getirilmektedir. Zaten başkanlık, grup kararları ne olursa olsun, son kararları istediği biçimde değiştirerek verebihrıektedir. Sonuçta TÜBlTAK'ta, çağdaş, bilimsel ve atılımcı felsefenin özdeşi olan "Atatürk ilkeleri"nin karşıtı, bağnaz ve gösterişe kaçan dindarhk yanlısı bir zihniyet egemen kılmmaktadır. Bilimsel düşöncenin, bilim dışı tarikatlarla ilgisinin olmaması gerekir. Çökertilen Bir Kurum: TÜBÎTAK Türkiye'de birçok kurum ve kuruluşun başma gelen olumsuz gelişmelerden ne yazık ki TÜBİTAK da kendini kurtaramamıştır. TÜBİTAK, 278 sayılı yasayla, 17 Temmuz 1963 tarihinde kurulmuş ve amacı "Türkiye'de müspet biümler alanında temel ve uygulamah araştırmaları gelişîirmek, teşvik etmek, düzenlemek ve koordine etmek..." olarak belirlenmiştir. Bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda ve kuruluşunu izleyen 1920 yıllık süre içinde, TUBİTAK'ın Türk bilim hayatına yapmış olduğu katkılar hiçbir zaman yadsınamaz. Yazık ki bu nitelik yok edildi. PENCERE 6 TEMMUZ 198i Yeni yasa ve durum Prof. Dr. AYHAN ÇAVDAR Ank.Ü.Tıp Fakültesi Türkiye Bilımsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nun Tıp Araştırma Grubu ve Danışman Kurulu'nun eski bir üyesi olarak bu kurumda izleyegeldiğimiz ciddi ve olumsuz gelişmeler karşısında, TÜBİTAK'a eraek ve gönül vermiş tüm ilgililer gibi. bizler de üzülmekteyiz. Türkiye'de birçok kurum ve kuruluşun başına gelen olumsuz gelişmelerden, ne yazjk ki TÜBİTAK da kendini kurtaramamıştır. TÜBİTAK, 278 sayılı yasayla, 17 Temmuz 1963 tarihinde kurulmuş ve amacı "Türkiye'de müspet biümler alanında temel ve uygulamalı araştırmaları geliştirmek, teşvik etmek, düzenlemek ve koordine etmek..." olarak belirlenmiştir. Bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda ve kuruluşunu izleyen 1920 yıllık süre içinde, TUBİTAK'ın Türk bilim hayatına yapmış olduğu katkılar hiçbir zaman yadsınamaz. Yazık ki bu nitelik yok edildi. TUBİTAK'ın kuruluş yasasına göre kurum, "Bilim Kurulu", "Genel Sekreterlik", "Araştırma Gruplan" (Tıp, veteriner ve hayvancıhk, tarım ve orman, bilim adamı yetiştirme, matematik, fizik vebiyolojik bilimler gibi) yanında "enstitüler" ile daha sonıa kurulan "Araştırma Merkezleri" gibi organlardan oluşmuştu. A>Tica yılda iki kez toplanan "danışma kurullan" da üniversitelerden, bakanlıklardan ve öbür ilgili kuruluşlardan katılan temsilcilerden oluşmuş ve böylece çok sayıda kurum ve kuruluşun TÜBİTAK'la ilgili konularda, söz sahibi olması sağlanmıştır. Kurumun görevleri arasında yer alan, çok önemli bir konu da "Temel ve uygulamalı bilim alanlannda, bilim adamlarının, araştırıcıların yetiştirilmeleri ve geliştirilmeleri için olanaklar sağlamak, öğrenim sonrası ve meslek hayatında üstün yetenek ve başarılarıyla kendini gösteren gençleri izleyerek onların yetişme TÜBlTAK'a egemen olan kadrolarla ilgili olarak kuruma ilk kez, tarikat yanlısı kişilerin, sınırlı ölçülerde de olsa sızması, 1980 öncesi koalisyon hiıkümetleri sırasında, TUBİTAK'ın MSP'li bir devlet bakanına bağlanması ile başlatılmış ve günümüzde, bu zihniyetin TÜBlTAK'ta egemenlik kurması sağlanmıştır. TÜBİTAK Yasası 21 Ekim 1987 tarihinde, Bakanlar Kurulu'nca değiştirilmiş ve yeni şekliyle, 11 Kasım 1987 tarihli Resim Gazete'de yayımlanmıştır. Daha onceki "bilim kurulu" yerine, "yönetim ve gelişmelerine yardım etmek ve bu amaçla yurti kurulu" ve "genel sekreterlik" yerine de hiyerarçinde ve yurtdışında burslar sağlamak" idi. Bu şik bir düzeni yansıtmak üzere "başkanlık" maamaca yönelik olarak TÜBİTAK birçok yetenekli kamı ihdas edilmiş ve bu suretle kurum, adeta bir gencin bilimsel çalışmalara yönelmesine ve yetiş müdürlük gibi yönetilmeye başlanmıştır. Aslında kurumun adı ya da sıfatından ziyade siyasal değişmesine katkıda bulunmuştur. Çalışmalarına bir grup idealist bilim adamı ve melerden ve gelişmelerden korunması sağlanmalıybürokratın girişimiyle başlayan TÜBİTAK, son dı. çeyrek yuzyılın en az 1920 yılında, gittikçe geli Başkanlıkta dışarıdan görünmeyen ve fakat şen bir tempo ile verimli ve yararlı hizmetler ver son derece etkin olduğu anlaşılan danışmanlann telmiştir. Türkiye koşullarında bilimsel araştırmalar kinlerde bulunduğu öteden beri bilinmektedir. Bir yapan ve bilimin sesini dış dünyada duyuran araş tarikat şeyhinin önünda yanağına şiş sokarak şeytıncı öğretim üyelerine TÜBİTAK tarafından, belli hinin gönlünü fetheden tarikat müridi tıp profekural ve yönetmeliklere uygun biçimde, nesnel ol soru ve benzeri fahri danışmanlar, objektif olmaçüler içinde desteklemeler yapılmıştır. Geriye dö yan, bağnaz kararların alınmasında çok etkili binülüp de bakıldığında TÜBİTAK'ın bilimsel araş çimde rol oynamakta ve böylece, araştırma gruptırmalara, üniversitelerin bile üstünde destek sağ lan ve sekretaryası, adeta yetkileri sınırlı, yapılanladığı görülmüştür. Araştırma gruplarının ve TÜ lara ve yaptırılanlara yeşil ışık yakan, küçük bırer BİTAK Bilim Kurulu'nun yapısı zaman zaman de organ düzeyine indirgenmiş bulunmaktadır. ğiştiğinden bazen standartlarda ufak tefek değişBu duruma göz yummayanlar ya istifa etmekte meler olmuşsa da genelde TUBİTAK'ın geçmişinde bugüne oranla sağduyu ve tarafsızlık egemen ol ya da kurum içinde kalarak mücadele etmeye çamuş ve kurum, ülkenin bilimsel yaşamında önem hşmışlarsa da bunda pek de başarılı olamamaktali ölçüde atıhm ve çalışmaların gerçekleştirilmesi dırlar. yönünden bir itici güç olabilme rolünü korumuş Araştırma gruplannda ele alınan bilimsel kotur. TÜBlTAK'a geçmişte zaman zaman "Bürok nularda ve en küçük proje değerlendirmelerinde biratik gecikmeleri önleyemediği" savı ile eleştiriler le, objektif ölçülerin yerini, (Başkana yakın üyeyöneltilebilmiş ise de dünyanın her yerinde, bilim lerin katkılan ve çoğunluğu sağlayan oylarıyla) akıl sel araştırma projelerine destek v eren kurumların ve sağduyunun kabul edemeyeceği çifte standartlı denetleme organlan düzenleyici rol oynamıştır. Bu tercihler almıştır. konulan yakından bilmeyenlerin, akılcıl denetimBilimsel toplantıların desteklenmesi koşulları leri bile hoş karşılamadıklan olmuştur. TÜBtTAK'ça belli olduğu ve önceden beri bilindiği halde, bu kurallar, taraf tutan, önyargılı yetSiyasanın etkisine girme kililer eliyle çiğnenmiştir. TÜBİTAK'ta üst karar orgaru olan Bilim Kuru Ödüllerin dağıtımında da nesnel ölçülerden lu'nun safdışı edilmesi ve onun yerini alması ön uzaklaşılmış, inanç gösterişçilerinin çoğunlukta olgörülen, Yönetim Kurulu'nun da Başbakanlık'ın duğu, bir vakıf hastahanesi mensuplanna göre dü Amaç dışında harcama TÜBİT AK, asıl amacına uygun olarak bilimsel araştırma ve çalışmalara destek verecek yerde, ayrılan ödenekler ya harcanmamakta ya da yapılan harcamalar, amaçları dışında kullanılabilmektedir. Nitekim, NATO'nun sağladığı parasal olanaklarla, bir yetkilinin yaptığı seyahat için ayrıca kurumdan da yolluk alınabilmiş ve söz konusu yolsuzluk gazetelere kadar yansıyınca, bu kez NATO'nun sağladığı olanak geri verilmiş ve söz konusu NATO gezisi ulusal bütçeye yüklenebilmiştir. Ne yurdumuzda ne de uluslararası bilim arenasında tanınmayan ve TÜBtTAK'a egemen olan zihniyete yakınlıklan dışında belli bir özelliği de bulunmayan kişiler, dış ülkelerdeki bilimsel toplantılara hem de Türkiye delegesi olarak gönderilebilmektedir. Bunlara yeni olarak bir başka boyut daha getirilmiş; NATO adı kullamlarak 1418 Mart 1989 tarihJerinde (Antalya) SideMe geıçekleştirüen ve "NATO Advanced Ressearch Workshop" diye adlandırılan bir toplantının Turkiye'deki bilimsel organizatörü ve muhatabı, Ankara'da inanç göstericilerinin egemen olduğu bir vakıf hastanesinin, bilimsel özellik ve nitelikleri ciddi bilim çevreleri tarafından henüz öğrenilemeyen, çok deneyimsiz mensupları olabilmektedir. Acaba tıp bilimini Türkiye adına temsil etme yetkisini bu kişiler kimden ve hangi organlardan almakta ya da ülke dışına kimlerce önerilmektedirler? Anılan toplantıdan başta üniversitelerin çoğunluğu olmak üzere öbür ilgili kurumlar neden haberdar edilmemektedirler? Çağnlı yabancı bilim adamlannın ısrarlı önerileri üzerine bazı Türk araştırmacılannın bu toplantıya lütfeaçağrılmaları nasıl mümkun olabilmiştir? Nitekim, yabancı bilim adamlan, "Biz buraya birbirimizi görmeye ve dinlemeye mi çağnldık, literatürden ve uluslararası bi limsel toplantılardan tanıdığımız Türk doktorlan nerede" diyerek hayret ve üzüntülerini gizlememişlerdir. EVET/HAYIR OKTMAKBAL Yeniden Yapılanma Gerekiyor... Bir bataktayız. Günden güne gömülüyoruz içine. Bir çıkış yolu? Var mı? En umutsuz anlarda, durumlarda bile bir kurtuluş çaresi bulunur, bulunmalıdır. Türkiye toplumu içdış sorunların açmazında şaşkın! Bir askersel darbe yapılmış 80 eylülünde, işler daha da kötüye gitmiş. Hiçbir sorun çözümlenmediği gibi yeni yeni sorunlar da eklenmiş. 12 Eylül'ün kendisi bir sorun zaten! Bu darbe olayının getirdikleri toplumu büsbütün karıştırmış. Atatürk devrimine dayalı bir demokratik düzen kurma çabalarımız bir anda ortadan kalkmış. Atatürk diye diye yobazlık, gericilik, çağdışılık almış başını gitmiş. Yerleşmiş partiler ortadan kaldırılmış. Uyduruk partiler, lider taslakları ortaya itilmiş. Vetolar, önlemler, korkutmalarla Türk siyasal yaşamı yozlaştırılmış. Türkiye'de çoğulcu demokrasiyi kurmak istiyoruz. 80'de kesilen bu yolu yeniden açmak istiyoruz. Ama nasıl olacak bu? Yüzde 20'lik bir iktidarın yönetiminde böyle bir şey düşünülebilir mi? Olanaksız!.. Evren'lerin zorla ortaya çıkardığı Özal yönetimi iflas etmiş. Evren'lerin 'yeni politikacı' yetiştirmek görüşleri de Calp'le, Sunalp'le, en sonra da Özal'la iflas etmiş. Yine eskiler etkin durumda, Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Baykal ve CHP'nin köklü yapısına sahip çıkan SHP'nin İnönü'sü... Geçenlerde Necdet Uğur, Ali Sirmen'le konuşurken ilginç ve yaşamsal birgörüş ileri sürdü. Dedi ki, her şeyi yeni baştan kurmak gerekiyor, başta anayasa, sonra 12 Eylül sonrasının tüm yasaları yeniden ele alınıp değiştirilmeli, bu iş için geçici bir kurucu meclis seçilmeli, iki yıl süreyle bu meclis çalışıp kördüğümleşmiş bütün sorunları çözmeli. Yeni anayasa, yeni yasalarla, en başta Seçim Yasası ile genel seçime gidilmeli... Uzun zaman bu konuda kimse bir şey demedi. Partilerin ileri gelenlerinin tepkisini bekledim. Ses seda yok! Anlaşılan şu: DYP de, SHP de Özal'ın son Seçim Yasası ile kolayca iktidara gelebilecekleri hayalindedirler. SHP yüzde 30 oranda bir oyla bugünkü Özal iktidannın yerini alabileceği inancında. DYP de öyle... Gerçi Demirel işbaşına gelince yeni yasalar hazırlatıp yeniden genel seçime gidileceğini söylüyor, ama buna ne derece inanılır bilemem. Bütün bunlar kısa hesaplardır. Diyelim ki yüzde 30'a yakın bir oyla SHP Mecliste 250 sandalye elde etti. Ya da DYP bu sonuca ulaştı. Ne olacak? Şimdiki durum değişecek mi? Yurttaşın yüzde otuzunun oylarını alan bir parti tam bir yetkiyle yurt sorunlarını tek başına çözebilecek mi? Sonunda Necdet Uğur'un önerisine bir katılan çıktı: Bülent Ecevit. Geçen gün gazetelerde çıkan demecinde bu konuda diyor ki: "Önce seçim sistemi değiştirilmelidir. Sonra seçime gidilmelidir. Ulusal iradeyi tam olarak temsil eden bir meclis kurulmalıdır. Bu meclis, kurucu meclis gibi çalışmalıdır. Gündemin ilk maddesi olarak da anayasa değişikliğini görüşerek yeni bir anayasa hazıriamalıdır. Ama anayasa tartışması şimdiden başlamalı. Bu konuda düşünceler, görüşler ortaya konmalıdır. Koalisyondan korkulmamalıdır. Mecliste koalisyon uzlaşmayı gerektirir. Tehlikeli olan cephedir, cephe kutuplaşmayı getirir." Kimilerine göre SHP'nin ANAP' lauzlaşması, işbirliğine girişmesidir bu! Bence öyle değil!.. A k 1 1 1 1 , SHP, ANAP'la uzlaşamaz, işbirliği yapamaz, ne cumhurbaşkanlığı seçiminde ne de ortak bir yönetimin kurulmasında... Necdet Uğur'un ortaya attığı görüş SHP'nin ANAP'la uzlaşması, ışbirliği yapması değil. Türkiye'nin 12 Eylül yapılanmasından kurtulması için demokrasiye inanan her bireyin, her topluluğun, her partinin belii bir yönde anlaşması... Evet, Türkiye'de gerçek bir demokrcSİnin yerleşmesi, bir daha da bir takım olaylann etkısı ile askıya alınmaması için sağlam bir yapılanma gerekii... Bunu da ulus elbirliğiyle gerçekleştirebılir. Şu partı, şu liderle değil, bütün bir ulus olarak... Ecevit'in dediği gibi 'önce yeni bir seçim yasası...' Bu yasayalnız partileri değil, bağımsız kişilerı de hesaba katmalıdır. Kurucu mecliste yalnız parti temsilcilerinin yer alması yetmez, bağımsız adaylar da bu yeni yap>lanmayı hazırlayacak mecliste yer almalıdır. Türkiye'nin çıkmazlardan kurtulması, şu bu partinin belli bir azınlığının oylarıyla gelmesine bağlı değii, tüm ulusun gönülden katıldığı birtoplumsal uzlaşma, birleşme, anlaşma ile gerçekleşebilır. Bunun ilk yolu da yeni bir seçim yasası ile kurucu meclis seçimini gerçekleştirmek... 1 0 BODRUM Cumhuriyet Kitap Kulübü Temsilciliği hizmetinizde Adres: Atatürk Cad. 83 T0U3A ÇANDAR HARMAN ERZUPJM ^.Dl^lıt n . YAYINCIUK VE MÜZİK TIC LTD ŞTİ. Istanöul 'VÇ SBlokNo 5322 UnkapanıTH 513 00 64 An«ara Zafer Çarsısı No 27 v&nışeh.rTe( 13150 63 THE AUSTRALIAN CENTRE FOR LANGUAGES AVUSTRALYA'DA İNGİÜZCE BAYRAM İÇİN BULUNMAZ FIRSAT 160.000 TL. Kişi başına 8 gün yarım pansiyon konaklama paketi Tam gun kurs konaklama, aktiviteler ve tüm organizasyon Eğitiminiz süresince part üme çalışma olanağı TEKAS: (1) 362 39 59 (1) 362 40 96 izmir 31 67 24 Bağdat Cad. No: 510 D. 6 Bostanolstanbul .. Sakın gitme!.. Kal... Yüzde 80 seçmen seni istemiyor mu? istemesin... Enflasyon yüzde 80'e mi tırmanıyor? Tırmansın... Haziran ayı enflasyonu yüzde 6'yı aşmış mı? Aşsın... Halkın anası mı ağlıyor? Ağlasın... Sakın gitme, kal... Halkın bir canı kaldı... Onu da al!.. Kal ki rekorlar kitabına adın geçsin, en yaman diktatörlerin bile başaramadığını, sen becer; yüzde 20 azınlığa dayanarak koltukta otur... Sakın gitme, kimseye metelik verme, ne söylerlerse söylesinler koltuğu bırakma!.. Dünya var imiş.. Ya ki yok imiş... Ne umuru? ^ Semra!.. Koy bir kaset teybe, neşemizi bulalım, Süleyman Abi avucunu yalasın, muhalefet çatlasın, enflasyon patlasın, oh, oh, ooooh... Tonton kasetteki arabeski dinledikçe coştu; başladı kendi kendine konuşmaya: En büyük benim. istediğimi yaparım. Kafamı kızdırmasınlar, dinamit koyar dünyayı yıkarım. Askerle geldim, askerle giderim. Benden başkası cumhurbaşkanlığına yakışır mı? Hem cumhurbaşkam olacağım hem partiyi elimin altında tutacağım; Mesut'la mı olur, Memet'le mi olur, Hasan'la mı olur, bilemem. Üstüme çok varmasınlar, her şeyi göze aldım. Alternatifim yoktur. Ben Çinı Maçin'e ders verdim, Britanya'ya akıl öğrettim, IMF beni tanır, Dünya Bankası beni bilir, ben olmazsam Türkiye ne olur? Altmış yıllık cumhuriyet tarihinde benim beş yılda yaptığım yapılamadı. Beş yılda çağ atladık. Bakın, halk cebinde Amerikan Dolarları, Alman Marklarıyla sokakta dolaşıyor. "Açız" diyorlarmış. Yalan, cebinde dövizle dolaşan halk hiç aç olur mu? Dövizleri bozdurup yesinler. İşadamları da villalarını satsınlar. Eskiden herkes elinde bavuluyla dışarı alışverişe giderdi; şimdi dışarıdan herkes elinde bavuluyla Türkiye'ye alışverişe geliyor. Türkiye'de ne ararsan bulunuyor. Hem halk vitrindeki pahalı malları almak için çalışacak, Türkiye böyle kurtulacak. BulgaristarVdaki iki milyon Türkü de getireceğim; birkaç hafta sonra 58 milyon, yuzyılın sonunda 75 milyon olacağız. Jivkov'u kulağından tutacağım, kafasına vuracağım. Anayasayı da değiştıreceğim. Bize 1924 Anayasası gibi bir şey lazım. SHP'li belediyelere zırnık vermeyeceğim, hepsinin çanınaottıkayacağım. 1992'ye kadar seçim yok. Bu Meclis erken seçim kararı verir mi? Enflasyon böyle giderse milletvekili aylığı 10 milyon olacak. Bu zamanda kim 10 milyonu bırakır da seçime gider? Adam bir kez köşeyi dönmüş, geriye döner mi? Ben 21 kez vergi kanunlarını, 11 kez seçim kanunlarını değiştirmiş adamım. Oturduğum koltuktan kalkar mıyım yahu? 12 Eylül'de talih yüzüme gülmüş, devlet kuşu başıma konmuş; bırakır mıyım? Ümüğune basarak otururum. Benim gibisi şimdiye dek bu ülkenin başına gelmedi... • Tonton sayıklarken birisi seslendi: Semra Hanım huuuuu... Huuuuu... Tonton geldi mi? Geldi... Ne getirdi? .. Zama da zam... Kime, kime? Ona buna... Daha kime? Ekonomiye... Ekonomi nerde? Suya düştü, / Su nerde? / inek içti. / İnek nerde? / Dağa kactı. / Dağ nerde? / Yandı, bitti, kül oldu. Yandı, Bitti, Kül Oldu. CACTVS Öğretmenimiz AKLINIZDA BULUNSUN ! ASELSAN • Otel ve Moteller • Fabrikalar • Hastaneler • Belediyeler • Kamu ve Özel kuruluşlar için büyük kolaylık HOJEI MANAVGAT Rezervasyon: 174 28 54 T4HSİN SARAÇ'ı unutmayacağız GAZİ EĞtTİM ENSTİTÜLÜLER TBX ELEKTRONİK TELEFON SANTRALI SATILIK ARSA 864 m2 Kandilli mevkii Müracaat: 341 32 35 333 27 29 ATIANTIK LTD Ş*1 Tel 17 08 65 MACATON LID ŞTİ Tel 13 M 99 ANKARA BEÎTKOPl LTD ŞTI Tel 12629 3 i ANTA1YA GUNEVMAK TlCARfT Tel 17 01 12 AHTAIYA "TBX S Tel 12 26 51 BÜMAK.TD Te< 15 53 12 Santral ailesi Sayısal Elektronik teknolojisine sahiptir. 8 hattan 896 hatta kadar genişletilebilir. TBX santral ailesi sahip olduğu fonksiyonlarla kullanıcıya sayısız olanaklar sağlar: " İZMİR ELKOM JD Tel 22 2« î2 şn KONVA DARBAZLAR OTOMOTtV * S Tel 11 70 20 1 3 2 6 1 Çağdaş tasarım modüler yapı Ücretlendirme ve kayıt sistemi Otel Moteller için özel yazılım paketleri Montaj ve bakım kolaylığı Esnek konfigürasyon © Sayısal haberleşme netvvork olanakian © Konferans, Beni takip et ,Şef sekreter.değişik yetki gruplan, kısa kodlu arama gibi özellikleri ile .... TBX Elektronik Telefon Santralı Hem de ASELSAN GÜVENCESİYLE ... BUPO MAKİNALARI TİC.VE SAN LTD. ŞTİ Buvulcdere Cod Salih Tozon Sok Polat Apt No 217 Gayrettepe İST Tel 175 70 89 • 175 70 90 »174 23 94 (6 Hot) Fax 172 04 64 • 175 10 73Tlx 26765 etrelr. INF@RAMTEK TOrkıye Distribütörü ASELSAN PK. 101,06172 Yenımarialle/ ANKARA Tel (4) 354 17 00 Teleks .44 51844 422 Faks (4)3541302 İSTANBULBurosu Knzantem Sokak No 31.806201 Levent'BTANBUL Tel (1)17949 5051 Teleks 39 738 Faks (1)1794952 İZMİR Burosu 1377 Sok No 3/5.35210 Alsancak/ İZMİR Tel ( 51)21 39 3621 42 44 Faks (51)219580