19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1989 * * * * CUMHURÎYET/17 UFAK KIZ VE KUŞ Malezya'da ortaokui öğrencisi t>|r kız ziyaret ettiği kuş parkında hiç aklına gelmeyen bır sürpnzle karşılaştı. Kuşlardan biri ufak kızın başına konuverdi. Sevımli kuşun gerçi kötü bir niyeti yoktu, ama bu sürprızı beklemeyen ufak kız korkudan ağlamaya başladı. (Fotoğraf: Retıter) Arhavi Küliür ve Sanat Festivali HatayErzurum TRABZON (Cumhuriyet) Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karsyalçın, Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak içın gittiği Arhavi'de Bulgaristan'daki Turklerin sınırdışı edilmelerini kınadı. Arhavi Kultur ve Sanat Festivali'nde, Gürcistan, Batum, Aceristan halk danslan topluluğunun gösterilerini izleyen Karayalçın, konuk Sovyet grubu ve Amerikan folklor araştırma grubu yöneticileri ile açıkhavada kurulan sahneye çıkarak el ele tutuştu ve SHP selamıyla barış gosterisinde bulundu. Belediye Başkanı Mebraet Çorbacıoglu ise dünya devletlerinin birleştiremediği süper devletleri Arhavi'de birleştirdiklerinı, bundan boyle festıvaie uluslararası nitelik kazandıracaklannı soyledi. Festi\al dün yapılan gösterilerle sona erdi. Kurtuluş ve kongre günü Haber Merkezi Hatay'ın düşman işgalinden kurtuluşunun ve anavatana katılışınm SO'nci, Erzurum Kongresi'nin 70'inci yıldönumleri törenlerle kutlandı. Antakya'da Ataturk Anıtı'na çelenk konnıasıyla başlayan tören Ataturk Caddesi'nde duzenlenen geçit töreniyle devam etti. Antakya Belediye Başkanı Şukrii Güçlu, "Esaretin acısını çekraeyenler, özgürtiiğiın zevkini bilemezler" dedı. TBMM Başkanı Akbulut, Başbakan Özal, SHP Genel Başkanı Erdal İnonu ve DYP Genel Başkanı Demirel yıldönümü dolayısıyla Antakya Belediye Başkanı Şükrü Güçlü'ye birer kutlama mesajı gönderdiler. Tarihi Erzurum Kongresi'nin 70. yıldonamu de Erzurum'da Ataturk ve Kongre Anıtı onunde duzenlenen torenle kutlandı. VALENTtNO GEOMETRİK Italya'nın başkenti Roma'da geçen hafta sonu yapılan bir defılede unlü modacı Valentino tarafından yaratılan geometrik desenli siyahbeyaz renkii gıysi büyük ilgi topladı. (Fotoğraf: AP) ' s r a i l i ş 9 a l i a l t ı r >da k l Batı Şeria'da oku || ar o r d u tarafından kapatıldıktan 7 ay sonra tekrar açıldı. Fılistınli bır ufak öğrenci, okuluna tekrar kavuşmanın heyecanı ıçinde, sınıfta öğretmenin sorduğu soruyu yanıöamak için elini kaldırıyor (Fotoğraf AP) HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN 75 göçmen eeri döndü umuduyla ARDENDAKI (Bastarafı 1. Sayfada) ifade edili leri durumu dadönenler olduğunu, bu gidenlerin beyangelen soydaşlanmızca Bir göz oda ve iş Bursa'da yerel "Marmara" Gazetesi'nin düzenlediği "Bulgar Zulmünü Lanet" mitinginde, RP Genel Başkanı Necmelfjn Erbakan ile BGF Başkanı Mümin Gençoğlu konuştular. Kalabahk bir topluluğun katıldığı mitingde "Ordu Sofya'ya" sloganları atıldı ve "Kendine gel Osmanlının şamar oglanı, ozledik Tuna boylannda al koşturmayı", "Sofya, Kosova, Hersek, yürüyecegiz Viyana'ya dek", "Rahat dur kahbe Bulgar, Türkiye'de Milli Göriiş var" pankartları dikkati çekti. Erbakan konuşmasında, Bulganstan'la ilişkilerin kesilmesini istedi ve "Biz bu zulmü önleyecek tedbirleri Milli Görüş olarak alacağız. Siyasi iktidar inmezse koluodan tutup indireceğiz. Nasıl bizim hukümete ortak olduğumuz donernde Kıbrıs sorunu çözuldu, bunu da böyle çözecegiz" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) lanan bir grup soydaşıyla birlikte sorunlannı böyle dile getiriyordu. Rusçuklu Zeliha ise şöyle yakındı: "bana geçen gün işe gel konfeksiyon işiymiş, sana ayda 120 bin TL verelim dediler. Bu parayla biz ne yer ne içeriz? Ayıp vallahi." Serinlemek üzere akşam yemeğinden sonra, Edirnekapı öğrenci Yurdu önünde vakit geçirmeye çıkan göçmenler, gazeteci olduğumuzu öğrenitıce hemen etrafımızı sanp sorunlannı anlatmaya başladılar. Türkiye'ye gelinceye kadar hepsinin başından çeşitli zorluklar geçmişti. Paralan yoktu, beraberlerinde çok az eşya getirebilmişlerdi. Pek çoğu parçalanmış aile durumundaydı. Sırf Türk oldukları için yaşadıklan yerde baskı görmüşlerdi. tşte bu nedenle, yerlerini, yurtlarını ve yakınlarını bırakıp gelmişlerdi. Artık ölmek var dönmek yoktu. Ama doğrusu hiçbir şey yapmadan beklemek ağırlarına gidiyordu. Akıbetlerinin ne olacağını bilmek istiyorlardı. Şimdilik, başlarını sokacak bir göz odaya ve işe ihtiyaçları vardı. SS yaşındaki Şumnulu Salih'in, "Biz çalışkanız, kadınlanmız da çok çalışkan, yeler ki bizc yer göstersinler, kendi evimizi kendimiz yapanz" yolundaki sözleri, etrafımızdaki diğer göçmenler tarafından büyük onay gördu. Derken, 23 yaşındaki Rusçuklu barmen Nazmi söze gırdi, "Bugün Halkalı'daki depodan nihayet eşyalanmızı çekebildik. Güya bedava olacaktı. Kamyoncuya 50 bin TL ödedik. Cebimizde beş kunış para kalmadı". Barmen Nazmi "Manhattan" kokteylini hazırlamayı çok seviyordu ve şimdi Türkiye'de bir otelde barmen olarak çalışıp "Manhattan" kokteyli hazırlayacağı günlerin düşünü kuruyordu. daki Şumnulu Zeliha'nın gözlerinin kızanklığını ve şislığini görünce duraksadık. Zeliha, umursamaz bir edayla yarutladı, "Vallahi ne oldu bilmiyorum, galiba burada salgın var. Benim gibi 3035 kişinin gözleri böyle kızank ve şif. Yurdun doktoruna gösterdik. Merhem verdi ve önemli degil" dedi. Besbelli Zeliha'nın asıl derdi, umursadığı çalışmak. 11 ayhk oğlu LnaTın bakımını kaynanasırun üstleneceğini söylüyor ve "Ben orada dikiş dikiyordum, şimdi burada da çalısraak istiyorum. Biz genciz; çahşır, çabalar kendimize bir ev yapanz. Yeter ki bize doğru düzgün iş olsun" diyor. Edirnekapı Yurdu 'ndan çıkarken, akşam serinliğinde toplanmış olan kalabahk yine yammıza geliyor ve "Ne olur sorunlanmızı iletin, başımızı sokacak bir ev ve iş istiyonız" diyorlar. Ama çoğu tstanbul dışına gitmek istemiyor. "Burada alıştık, üstelik oradan oraya da gitmek istemiyonız" diyorlar. Ama aralarından bazıları, "Nereye olursa gideriz, yeterki bize yer göstersinler" görüşünde. Aynı akşamüstu Çemberlitaş Kız Yurdu'na yerleştirilen ve geleli henüz 10 gün olan bazı goçmenleri de ziyarete gidiyoruz. Yurdun Marmara Denizi'ne bakan manzaralı balkonlanndan deZetiba Bulgaristan'dan göçe zorlanan soydaslanmızın bır bölü nizi seyredip çektikleri sıkıntıları münun barındığı Edirnekapı Öğrenci Yurdu'nun merdivenlerinde rastadık Şum unutmaya çalışıyorlar. Ama onnulu Zeliha'ya. Kucağında 11 ayhk yavrusunu taşıyan Zelıha'nın gözlerınin kı lar da burada geçici olarak ikamet ettiklerini biliyorlar. zarıklıOı ve $ı$liğı dikkat cekıyordu. Edirnekapı öğrenci Yurdu'nda ikamet eden kadınların çoğunluğu, Bulgaristan'da geldiklerı yerlerde dikiş atölyelerinde ya da fabrikalannda görev yapıyorlarmış. Şimdi de geçici olarak Istanbul'daki çeşitli dikiş atölyelerinde çalışmaya başlamışlar bile. Pek çoğu bu işlerini geçici olarak kabul ederken, kazançlarının ayda 250 bin dolayında olacağımn soylendiğini belirtiyorlar. "Peki bu yeterli olacak mı" yolundaki sorumuza, "Ne yapalım, biz çalışmayı sevryoruz. Yeter ki bizt iş olsun, ama tabii emegimizi de ucuza satmak istemeyiz" yanıtını veriyorlar. Bir bölumü de oradaki mesleklerinin eşdeğerini burada yapamayacaklarını bildiklerini söylüyorlar. Örneğin Kırcaalili Fahriye bir kreşte kaloriferci (brulör yakıcısı) olarak çahştığını anlatırken, "Burada kadınlar böyle islerde çalısmazmış, bcn de başka iş yapanm" diyor. öğrenci yurdunun merdivenlerinde rastladığımız kucağında 11 ayhk çocuğunu taşıyan 24 yaşın GERÇEK (Baştara/ı 1. Sayfada) Devtet Bakanı Çelebi, aynca "siyasal karartardan bağımsız bir ekonomi" özlemi içindedir. Böyle bir durumda, ancak "orta vadeti programla" enflasyonun geriye çekilebileceği inancındadır. Ne var ki Sayın Çelebi'nin görev aldığı hükümetin seçim ekonomisi uyguladığı da bir gerçektir. Sayın Bakan, bağlandığı iktidarla çelişkiye duşmektedir. Ekonominin isterlerini bir yana iterek politikayı öne çıkaran, özal yonetiminın ta kendisidir. Neresinden bakarsanız bakın bu iktidarın çözülme surecine girmiş bulunuyoruz. Halkm yüzde 80'i muhalefet kesimindedir. özal yönetımı banknot matbaasını çalıştırarak seçim sandığında yitirdiği oyları geri alacağını sanıyor; sorun da burada odaklanıyor. Aynca içinde yaşadığımız şaşkınlık surecinde, ekonomi kapsamında uzmanltk iddiaları da gereksiz görünüyor. Çıinku ortada çok kaba ve çarpıa bir olay var. Özal hukumetı, siyasal bır amaçla banknot matbaasım cumhuriyet tarihinde görulmemiş bir hızla çalıştırmaktadır; bu durumda yapısal enflasyondan söz açmak, zamanlama bakımından yanlıştır. Siyasal kaygılardan uzak bir orta vadeli programla ekonomi yapmak olanaklarını Özalyonetimi artık yitirmiştir. Bu program, ancak ulusal uzlaşmayla varılabilecek geniş kapsamlı bir koalisyon iktidarımn ustesinden gelebileceği iştir. yor. Dun öğle saatlerine doğru, adeta istif edilircesine doldurulan Bulgar treninden son 10 gün ıçerisinde pasaport almış olan soydaşlanmız ındi. Gelenler, geride askerlik yaşı geldiği gerekçesiyle gönderilmeyen çocuklannın kaldığını gözleri yaşlı olarak anlatırlarken, bu kez pasaport alan erkeklerin de bekletildiğini bildirdiler. Bulgarlar, işgucu açığını kapatmak için bu Türklere çeşitli engeller çıkartıyorlar. Kapıkule'den karayolu ile giriş yapanlar arasında sahte pasaport hazırlayan veya pasaportsuz olan beş Türk genci daha giriş yaptı. Otolar içindeki eşyalar arasına gizlenen soydaşlanmız, son bir hafta içerisinde Kırcaali, Şumnu ve Razgrad'da askerlik yaşı geldiği gerekçesiyle aileleri ile birlikte gönderilmeyen dört Türk gencinin kendilerini astığıru iddia ettiler. Kapıkule garına gelenlerin geçici iskâna tabi tutulacakları yerİerin işaretlendiği, bir Türkiye hantası asıldı. Yetkililer, gelenlerin Bulgaristan basın yayın organlannda, "Türkiye sizi devlet düşmanlan ile savaşılan Kürdistan'a yerleştiriyor. Gidip onüarda perisan olnp öleceksiniz" şeklinde yayın yapıldığının, soydaşlanmızca ifade edildiğini, bu yüzden soydaşlarımızın geçici yerleşim bölgeleri arasında yalnızca Marmara ve Ege bölgesindeki kentlere gitmekte ısrar ettiklerini söylediler. Bu arada yaklaşık bir ay önce Türkiye'ye gelenlerden geri dönenlerin sayısı dun 75'i buldu. Bunlar Kapıkule garından trenle dönüyorlar. Edirne Valisi Ünal Erkan tek başına Türkiye'ye gönderilen soydaşlarımızdan Bulgaristan'a donenlerin Türkiye'de bir sure beklediklerini, ancak eşi ve çocuklannın gönderümemesi üzerine beraber yeniden gelebilecek lanndan anladıklarmı kaydetti. WHO heyeti Sofya'tfa" Bulgaristan'dan gelen Turklerin sağlık durumları araştıran Dünya Sağlık Örgutu (WHO) temaslarını tamamlayarak Sofya'ya geçti. Heyet Başkanı Yellowlees, hareketinden önce Ataturk Havaalam'nda TRT'ye yaptığı açıklamada, araştırma sonuçlanna ait bilgi vermenin murakun olmadığını söyledi. Heyet başkanı, Türkiye'nin konuyla ilgili ne kadar duyarlı olduğunun bilindiğini, bazı ülkelerin de gelişmelerle yakından ilgilendiğiııi belirtti. Heyet, Bulgaristan'daki çalışmalarından sonra hazırlayacağı raporu Dünya Sağlık örgutü'ne sunacak. Gençoğlu'nun iddiası Balkan Turkleri Goçmen ve Multeci Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Mümin Gençoğlu, Sofya yonetiminın içine düştüğu ekonomik sıkıntı yuzünden hamile kadınları silah ve işkenceyle çalışmaya götürdüğunü bildirdi. AA'mn haberine göre Gençoğlu, Türkiye'ye gelmek uzere pasaportlarını alan soydaşlanmıan istekleri dışında çalıştınldıklannı ve vahşetin Turklerin yoğun olarak bulunduğu Bulgaristan'ın güneyinde Mestanh ve Cebel'de, kuzeyde ise Şumnu ve köylerinde antığını bildirdi. Bulgaristan'ın bu tutumu karşısında butun ulkeleri daha duyarlı olmaya çağıran Gençoğlu, "Artık iş çığınndan çıkmış durumdadır. Önumuzdeki günlerde bu konudaki gelişmeler hakkında daha geniş bilgiler verecegim. tşkence ve silah zoruyla öldüriilen soydaslanmızın da isimlerini açıklayacağım. Bulgaristan konusundaki gelişmeleri sabır ve metanetle beklijoruz" dedi. İkÖ Genel Sekreteri lslam Konferansı örgutu (İKÖ) Genel Sekreteri Hamid El Gabid, Bulgaristan'ın, Turk azınlığa karşı tutumu hakkında temaslarda bulunmak amacıyla çıktığı geziyi sürdürüyor. Lefkoşa'dan dinlenen Körfez Haber Ajansı'na göre Gabid dun Kuveyt'ten Bayreyn'e geçti. 20 bin mobilyacı Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Güıtgör Yener, Bulgaristan'dan gelen Turklerin duşuk ucretlerle çalıştırıldığı yolundaki söylentilerin doğru olmadığını öne sürdü. Yener, "Eğer böyle bir durum varsa yetkili makamlar derhal bunun üzerine giderek önlemelidir" dedi. Yener, AnkaraSiteler'deki mobilya imalathanelerinde 20 bin elemana ihtiyaç olduğunu, burada Bulgaristan'dan gelenlerin istihdam edilebileceğini söyledi. Konuk Yazar Lozan: İngiliz düşünün sonu... AGAH ATAY Kurtuluş Savaşı'nda görunuşte Yunanlılarla savaşılmıştır ama aslında bu savaşın bir TurkYunan savaşı olmaktan daha çok bir Turkİngiliz savaşı olduğu söylenebilir. (1) Bu açıdan bakıldığında Lozan Banşı'nı sömür?eci Ingiltere'nin doğudaki egemenlik duşunun sonu olarak nıtelendırmek hiç de yanlış değildir. Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri Lozan'da "Kartaca barışı" tipinde bır statu değişikliği beklentisi içindeydiler. Barışın gerçekleşebilmesı, kendi üstünlüklerinin tartışılmamasına bağlıydı ve Türkiye'nin de buna katlanmaktan başka bir çaresi söz konusu olamazdı. Kısacası, barıştan anladıkları, Turkiye'yi ağır özverilerde bulunmak zorunda bırakacak birçözüm şeklıydı. Oysa biz, Birinci Dunya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı Jmparatorluğu değildik. Herkesin 1918'debitirdiği savaşı, daha dört yıl, tam bir bağımsızlık savaşı şeklinde sürdürerek buyuk bir zafer kazanmış ve masaya o>le oturmuştuk. İşte bu nedenledir ki, Lozan Barış Antlaşması, savaşta yenenle >enılen arasında değil, yenenler arasında vapılacak bir antla>ma kımliğinı taşımalıydı (2). Otekı muttefiklerle birlikte Ingiltere, sonuçta, bunun boyle olduğunu kabullenmek \e bir anlamda Yunan bozgununu ustlenmek zorunda kalacak; dolayısıyla da, bızim sınırlı savaştaki ustunluğumuz karşısında Bırinci Dunya Savaşı'nın başarısı eriyip gidecektir. İngiliz dış sıyasetinde kolay kolay silinmeyecek bır leke olarak kalan Lozan Antlaşması. somürgecı anlayışın ulusal guç karşısında tukenışinin ve bu tukenişı kabullenişınin belgesıdır (3). mazdık. Daima hesap ettik ki, herhangi bir mucadelede zayıf ve güçlü yonlerimiz ne ise elbette karşımızdakiler de bunlan bilirler. Onun için söylüyorum ki, vatanın içinde bulunduğu sıkıntıyı ve özellikle içinde bulunduğu yoksullugu ve viraneligi, içte bilmeytn kimse olmadığı gibi dışta bilmeyen kimse de yoktur" diyordu. Inonü bu sözleriyle, Lozan'da "pazarlık gücumüzün" sonuna dek kullanıtdığını, ulke gerçeklerını.1 daima göz onunde bulundurulduğunu, hiç ödün vermez bir tutum sergilemenin ve durumumuzu olduğundan farklıymış gibi gostermeye çalışarak barışın ımzasını geciktirmenın, bize fazla bir kazanç sağlamayacağına inanıldığını ve bu inanç doğrultusunda hareket edildiğini ima etmektedir. Kjbrıs'ta 'Yeşil Hat' <Baştara/ı 1. Sayfada) leşmiş Milletler'e bağlı Barış Gücü askerlerınin denetiminde bulunan ara bölgeye girerek zorla Türk tarafına geçmeleri uzerine tutuklanan 111 kişiden üç yabancı gazetecinin daha önce serbest bırakılmasının ardından, 6 Rum daha salındı. Bunlardan 14 yaşında bir kız şartsız olarak serbest bırakıhrken, 1718 yaşında 6 Rum kızı doktor denetiminden geçirildikten sonra şartlı olarak BM Barış Gucu'ne teslim edildi. Bu beş kız şartlı kefalet imzalamayı kabul ettikleri için serbest bırakıldı. Buna karşılık oteki Rumlar KKTC'yı tanımak anlamına geleceği için para cezası ödemeyi reddettiklerini bildirdiler. Bunlar bu tutumlarını 24 saat içinde değiştinp para cezasını ödemedikleri takdirde hapis cezaları, elebaşlar için 10'ar gün, ötekiler için 5'er gün daha uzatılacak. bulunduğu göstericilerin, Türk Buyukelçiliği'nin onüne gelmelerine polis izin vermedi. Avustralya'da bir grup Rum, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın yıldönümünü protesto amacıyla dün bir gosteri düzenledi. Yurüyuşe katılan Avustralya İşçi Partisi Milletvekili Andrevv Teotaunus, Avustralya Başbakam Bob Hawke'ın mesajını okudu. Hawke mesajında, Kıbrıs'taki "işgalin" sona ermesi gerektiğini bildirdi ve "Avustralya, Kıbrıs'la sadece bir hükümeti tanıyor, o da Kıbrıs Rum hukurnetidir" dedi. IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA SHP Parti Meclisi üyesi Mehalanında gören Özal sesleniyor: Yahu Eyüp, sen buraya ge met Moğultay gibi düşünen kaç lecektin de niye bana söyleme milletvekili vardır bilemeyiz. O din. Seni tayyareme alıp gelir kararını vermiş ve açıklıyor: Halkm verdiğı karara saydim. Yeni bir şey söyiüyor mu gılı olmanın yolu sineı millete dönmektir, istifaya hazırım. Özal? Böyle diyor Moğultay... Son üç aydır gazetelerde yer Yine Malatya'ya sünnet düğüalan demeçlerine baktığınızda hep aynı tümceleri yinelemiş nüne dönelim... Biz çok şey yaptık. Yapma Talat Zengin'in oğlunun düğüya devam edeceğiz. Onlar ko nüne, Tınaz Titiz'in dışında tüm mılletvekilleri ve 67 il başkanı nuşsunlar bakalım .. Akın Gönen, açıklamasında Akın Gönen, erken seçımin bi çağrıldı. Orada bir zirve oluşuANAP grubunda çok nitelikli ki rinci koşul olduğunu söylüyor bil yor. Gündem cumhurbaşkanlığı şiler olduğunu vurgulayıp ekli mem kaçıncı kez: seçımleri. yor: Ozal, Antalya'da baklayı ağ Güven tazelemek için san Normal şartlar zorlanmaoı dığa gitmek şart oldu. zından çıkarmıştı: ğı takdirde ANAP'ın daha sağlıklı Top şimdi bende, ama saÖzal ise hiç böyle düşünmügelişeceğini umuyorum. ANAP' yor haya çıkacağım bellı değıl... ın geldiği noktada yenilenmesi Bu noktada kutsal ıttifakçı ka Biz 1992'ye kadar iktidargerekmektedir. nat harekete geçiyor. İlk aşamadayız... Akın Gönen, cumhurbaşkanSHP Genel Sekreteri Denız da dostluk eli uzatma yöntemi lığı seçimi konusunda da görü Baykal, Antalya yöresinde dola uygulanıyor: şünü açıklıyor. Daha önceleri bu. şıyor üç gündür. Baykal, Özal'ı Liberal kanatla birleşebilıkonuda açıklamaları olan Gö "Delı Dumrul"a benzetiyor. Bay riz... nen'in sozlerini yinelemekte ya Niye bu birleşme, hani sız kal'ın da Özal gibi öyle yeni bir rar var: kanlı bıçaktıydınız? şey söylediği yok: Cumhurbaşkanlığı mesele 1983 ruhu için, birtik ve be Şimdi iktidar kurumuştur. si apayrı bir meseledir. Başka Artık bitti bitecek. Gitti gidecek. raberlik için, tabanımızı derieyip şeylerle karıştırmamak gerekir. Sonu geldi, Turgut Bey'i Anka toparlamak için özveride bulunuAnayasa, cumhurbaşkanının na ra'dan, başbakanlıktan terhis et ruz... sıl seçileceğini göstermiştir. mek lazım. Koro halinde yükselen ses ise Önemli olan oraya seçilecek kışu: şinin nitelikleridir. Özal, cumhurbaşkanlığına İyi de nasıl olacak bu iş? Başbakan Özal, böyle eleştiOzal, Baykal'ın deyişiyle "ter adaylığını koyarsa mutlaka seçirilere hiç kulak asmıyor son gün hıs olmam" dıye diretıyor. Yani hr... Elbet seçilir. Buna kimse "halerde. Hepsiyle iyi geçınmeye teskere bırakacağını söylüyor: çalışıyor. ANAP 1992'ye kadar ışba yır seçilmez" demiyor. Ama yuzde 21.75'lik oyla bugün üçüncü Baksanız ya Eyüp Aşık'ı hava şındadır. parti konumuna düşen ANAP bunu nasıl içine sindırecek? Malatya'da sünnet düğününün sahibi Talat Zengin, konuklarını ağırlarken gazetecilere açıklıyor: Vallahi, Özal aday olursa cumhurbaşkanı seçilir... Gazeteciler Zengin'e soruyor Ama bir grup ANAP'lı, Özal'ın cumhuı Daşkanlığı adaylığına karşı çıkıyor? Zengin'in yanıtı şu oluyor: Bunlar hiçbir şey ifade etmez. Zaten ANAP'ta böyle bir grup yoktur. Belki ikı üç fire verebiliriz .. Sünnet düğününde ANAP zirvesi Özal'ın cumhurbaşkanlığını Adres: Ataturk Cad. Ezg'ı Pasajı 85 tartışıyor. Özal da bu durumdan memnun. Malatyaspor'a 1 milyon bağışlarken de şöyle dıyor SATILIK BENZİN İSTASYONU Aman sıfırlara dikkat edin .. 1 milyar fılan olmasın. Biz devE.5. Yolu istikameti let memuruyuz. . 9.1886.1468 SİLİVRİ Ne olur ne olmaz... İZMİR ANAP'ta gün gün su yüzüne çıkmaya başlayan iç çekişme giderek eteştiriye dönüşmeye başlayacak. Malatya'da sünnet düğününde toplanan ANAP zirvesi bu arada "1983 ruhu"nu arayadursun, eski Genel Sekreter Akın Gönen, Özal'a karşı bayrağı açtı. Daha öncelerı bir iki çıkış yapan İzmir Milletvekili Akın Gönen, Özal'ı üç konuda eleştiriyor. Sinei Millet Sonuç yerine: Ataturk Lozan için ne diyor?.. Sıyasetin neyın olup neyın olamayacağını olçebilme ve olabılırı gerçekleştirme sanatı olduğu soylenir. Ataturk, bu sanatın onemlı icracılarından bırısi olduğunu Lozan'da göstermiştir. Gerçi, diğer dış konularda olduğu gibi, Lozan'da da onun ımzası yoktur; ama her önemli kararın onun onayıyla çıktığı ve Lozan göruşmelerinde sa\unulan Turk lezlerinın onun duşünce ve istekleri doğrultusunda şekillendırildiğı bir gerçektir. Inonu'nun, İkınci TBMM'de yaptığı tanhi konuşmasından alınan aşağıdaki sozleri, bu gerçeği yansıtması açısından onemlidir: "... Insan çok bunaldığı zamanda en uygun onlemi bulsa bile mutlaka o onlemın daha buyük ve samimi birisi tarafından doğrulanmasına gereksinım duyar (...) Olağanustii kanşık, dolaşık, bulutlarla ortulu bir ortam içerisinde yol gosterecek bir bakış açısı gerekli olur. Bu bakış açısını gerek savaş hayatında ve gerek banş hayatında bize gosteren Mustafa Kemal Paşa olmuştur." Yazımm, bu gerçekçi. nerede durması gerektiğıni çok ıyı bilen \e geleceği okuyabilen insanın Lozan'a ilışkin sozleri ile noktalamak istıyoruz: "Bu antlaşma, Turk ulusuna karşı yuzyıllardan beri hazırlanmış ve Se>r Anllaşması ile tamamlandıgı sanılmış buyuk bir yok etme eyleminin yıkılışını gosterir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri gorulmemiş bir siyasal zafer yapıtıdır." (6) DIP\OTLAR II) AICIOĞLL, Doğan "Kunuluş Savaşımız, Bır TurkYunan Değıl, Bır Turklngılız Savaşıydı", Cumhurı\el Gazeıesı, 2 Eylul 1974. <2) Ismet İ.\O.\'L"nun konuya ilışkin anılanm ıçererı "onsoz" ıçın bkz MERAY, Seha L. fçev.): Lozan Barış Konferansı Tuıanaklar Belgeler Ankara Üniversılesı Sıvasal Bilgiler Fakultesi Ya\ınlarmdan \o. 291, Takıın l. Cılt I. Kılap 1, Ankara. 1969. Ayrıcabkz.MERA'ı Seha L. "Lozan'ın Yıldonuınıınde", 7 Cumhuriyet Gazetesı, 24 Temmuz 19 6. (1) K1L1, Suna: "57 yıl Sonra Lozan", Cumhurıvet Gazetesı, 24 Temmuz 1980 (4)OLCA). Osman "60 )ıidonuınunde Lozan Mucızesı", Mıllıyet Gazetesı, 25 Temmuz 1983. 15) Bu açıdan İkınci TBMM'de antlaşmanın goruşulmesı sırasında \ apılan bazı eleştırıler dikkat çekıcıdır. Sozgelımı, iıı/ıanıstan'a karşı tamırat lalebımızden vazgeçılmesının tam bır "ho\ardalık " oMuğu; zaten hakkımız olan bır \atan parçası durumundakı Karaağaç'm, vaıanımızı vakmış, harap eıınış bir ıstılaanın kefaretı olumayacağı yolundaki eleştırılerıyanıtlayan İnonu, matıyesı bıtmış, kasası boş bır ulkeden ne\ın aiınubıleeeğını soruyor ve "Tamırat parası hnbır kasada galıbe verilmek uzere hazırlanmış değıldır" dıverek, konunun duygusallıkla çozulemeveceğını vurguluvotdu Gerek İnonu'nun. gerekse otekı nıılletvekillermın konuşmaları ıçın bkz. T.B.M M /.ulvı Cerıdesı. Cıll I, Ankara, 1961. s. 218281 lf>) \riTCRK: Soylev fSutuk). Turk DılKurumıı )</Mnlunndün W 220 2, Cılt II. Sekızma Baskı. Ankuıu. 19SI. <> 561. BM'ye şikâyet Şebnem Atiyas'ın New York'tan bildırdiğine gore Kıbrıs'ta Turk tarafınca tutuklanan 110 gostericinin serbest bırakılmaması uzerine hafta sonunda Yunanistan hukumetinın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyı'ne bir şikâyet mektubu gönderdiği bildiriliyor. Mektup uzerine Güvenlik Konseyi'nin bugun (pazartesi) konuyu göruşmek uzere gayri resmi olarak toplanması bekleniyor. Konseyin toplantıda bir aktif tutum alıp almayacağı henüz bilinmiyor. Güvenlik Konseyi, Rum hukumetinin şikâyeti üzerine cuma gunü de gayri resmi olarak toplanmıştı. Denktaş'a muhtıra KKTC'de faaliyette bulunan 20 kuruluşun temsilcileri de Denktaş ile Vasiliu arasında BM gözetıminde yurütulen goruşmelerin bir sonuç getirmeyeceğinin son olaylarla da iyice ortaya çıktığını ve Rumların Turk tarafıyla anlaşmak, iyi geçinmek gibi bir niyet taşımadıklannın açıkça belli olduğunu vurguladılar. Soz konusu 20 kuruluşun temsilcileri Rauf Denktaş'a bugün verilmek uzere hazırladıklan ortak muhtırada goruşmelerin derlıal kesilmesini ve Rum tarafı KKTC'yi tanımadıkça göruşmelere yeniden başlanmamasını istediler. Öte yandan, KKTC Bakanlar Kurulu bugun toplanarak 26 temmuzda Denktaş ile Vasiliu arasında yapılması ongorülen göruşmenin yazgısı konusunu karara bağiayacak. Yunanistan ve Avustralya'da yasayan Kıbrıslı Rumlar Turkıye'yi protesto amacıyla yürüyüşİer düzenlediler. Yunanistan'daki gösteride dün sabah 5060 kadar Rum, Turkiye'nin Atina Büyükelçiliği'ne yürudü. Kıbrıslı Rum kadınların yeşil hattı geçerek KKTC topraklarına girmeleri uzerine Turk güvenlik güçleri tarafından tutuklanmalarını protesto eden gostericiler, yuruyuş boyunca Türkiye aleyhtarı sloganlar attı. AT işlerinden sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı v; PASOK Milletvekili Theodoros Bangalos, yine PASOK mılletvekili ve Atina'nın eski Belediye Başkanı Dimitrios Beis'ın de aralannda Lozan'ı yorumlarken... Ismeı Inonu, Lozan Konferansını, "L'lusumuzun Avrupa ortasında davet olunduğu bü>ük bir sınav" olarak nıtelendırır. Yeni Turk devleti davasını açık ve seçık biçimde ortaya ko>abilecek \e kararlılıkla sa\unabilecek bir uygarhk duzeyinde olduğunu orada göstermiştir. Zaten Lozan'ın en önemli simgesel yanı, Osmanlı eziklığinın yerine yeni Turk devletınin kendine guveninin \e saygınlığının yerleştırilmeye çalışılması ve bunda da son derece başarılı olunmasıdır (4). Lozan'dakı en buyuk başarı, hiç kuşkusuz, üsmanlı mirası kapitulasyonların kaldırılması olmuştur. Bır ulusun egemenlik anla>ışı>la bağdaşma olanağı bulunmayan kapitulasyonlann kaldırılması, antlaşmanın gerçekleşebılmesinın "sine qua non" (onsuz olmaz) koşulu sayılmış \e Turk stratejisı temelde bu koşul doğrultusunda şekilienmıştir Lozan Barış Antlaşmasının Turk tarafı açısından çok olumlu sonuçlar vermesine karşılık, çozumu ileridekı \ıllara sarkan bazı puruzleri gideremedığı bir gerçektır. Orneğın, Boğazlar konusundaki duzenlemenin ulusal sınırlarımız içinde bize tam bağımsızlık verdiği savunulamaz. Ancak, o günlerin kendine ozgu koşullarını, sıvası zorunlulukları bılmeden, ya da bilmezlikten gelerek, duygusal \önu ağır basan eleştirilerde bulunmak yanlış olur (5). Hele hele Lozan'ı Sevr ile kıyaslayarak onu "ehveni şer" (kötunun ıyisı) gibi gostermeye çalışmak, eğer tarıhimızı yapanlara saygısızlıktan kaynaklanmıyorsa, dupeduz bilgısizlıktır. Ismet İnönü, ikınci TBMM'de antlaşmanın savunmasını yaparken. "... Elde elliğimiz vatanın harap ve yoksul olduğunu içte ve dışta bilme>en >oktur. Biz sanmadık, hiçbir sorunu çozumlerken düşunmedik ki, kaı>ımı/da bulunan kim»eler /avıl ve guçlu yonlerimizi fark edememişlerdir. Bo;le yanlış bir hesaba duşmedik. Eğer böyle bir hataya duşmuş olsaydık hiçbir mucadelede başanlı ola (Baştarafi 1. Sayfada) enflasyonu köriıkledigi gerekçesine dayandınlmıştı. Oysa Türkiye'de şimdi enflasyon göriılmedik düzeylere çıkmış ve sanayide duralama, hatta bir süredir gerileme başlamıştır. Böylelikle işçi haklarını kısıp işçiyi yoksullaştırmayla bir yere vanlamayacağı göriilmiiştür" diye konuştu. Ecevit, açıklamasında şu göruşlere yer verdi: "Kamu kesimindeki işçilerin bir kısmı, bu yıl ancak >aygın direnişlcri>le yoksullaşma sürecinin hızını biraz olsun kesebilnıiş gibi goriinüyorlar. Fakat bu aldatıcı ve gelip geçici bir gürültüdür. Demokratik işçi hakları tum gereklerivlc yeniden islemeye başlamadıkça ve ekonomi sağlam bir \apıva kavuşturulmadıkça, bir dünemlik loplusözleşmelerle bir kısım işçilerin elde ettiği zamlar, kısa surede eriyip gitmeye mahkıımdur. Kaldı ki işçilerin buyük çogunluğu ve başka halk kesimleri, o arada özellikle kötlüler, yoksullaşma sürecinden, geçici olarak bile kurtulabilmiş değillerdir." Sürünme BODRUM hizmetinizde Cumhuriyet Kitap Kulübü Temsilciliği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle