Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 TEMMUZ 1989 CUMHURİYET/9 HAFTANIN YARISI Toplu diyalog Başbakan Turgut Özal'a soruldu: ' ANAP milletvekilleri sizi aday göstermeye hazır oiduklannı söylüyorlar. Topu size atıyorlar. Ne dersiniz? ÖZAL Valla dur bakalım. Topu aldık, ama atmadık daha. Top penaltı noktasında mı, orta sahada mı? ÖZAL Düşünuyoruz daha dedik ya, sahaya çıktığımız daha belli değil, dur bakalım. Saha düz mü meyilti mi? ÖZAL Kanştırmayın. Gayet güzel sual sordttpu? Cevabını pldın'7 Tadında bırakalım Özal'm gazetecilerle yaptığı sohbette söyiedıgı DU sözlere yanıt DYP lideri Demirel'dengeldi: "İktidar, seçim ve halk korkağıdır. Şimdi ise top ayaklannda, hiç kimseye topu atmaya gerek yoktur." Ozal, daha önce de cumhurbaşkanı adayının Meclis içinden seçileceğini belirterek topu "taca" atmayacağını açıklamıştı. Şimdi "cumhurbaşkanlığına adaylık kupası'nda Özal'ın şutu merakla bekleniyor. ANKARA HAVASI Cumhuriyet Ankara Bürosu Gazetede manşet: "Enflasyonda faciaya hazır olun!" Hazınz!.. * * Demirel: "Özal Köşk'e çıkar" işte o kadar!.. * * Bir yazar soruyor: "Biz ne biçim milletiz ki 7 yılda bir cumhurbaşkanı seçemiyoruz." Cumhurbaşkanı seçimıni millet yapmıyor ki!.. * • DYP Genel Sekreteri Gökberk Ergenekon: "Halkın yüzde 75 desteğine sahip olan Özal, sadece ANAP'ın cumhurbaşkanı olur." SHP ile DYPde birer cumhurbaşkanı seçer, olur 3 cumhurbaşkant!.. GUL GEC Özal 'Yengemin şeyi olsa eniştem olurdu' diye beyanat verdi Sülü OIMAYAN MAHKEMEKORİDORU AKUZUM VE TURİZM Şok karar Emlak Bankası'nı 200 milyar lira dolandırmaktan sanık "madalyalı, basın kartlı' işadamı Kemal Horzum'un "ikinci kez" tutuklanması şok etkisi yarattı. Şaşkınlık etkisini önce Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda gösterdi. Mahkeme Başkanı Ekrem Çelenk'in tutuklama karan vererek, duruşmayı bitirdiğini açiklamasına karşın ne sanık sandalyesindeki Horzum'dan ne de salonda butunan güvenlik görevlilerinden "kıpırtı" geldi. Salonda herkes, "Bu karar da nasıl çıktı?" diye soran gözlerle birbirine bakarken, "şaşkınlık atmosferi'nı dağıtmak yine mahkeme başkanı Çelenk'e düştü. Çelenk'in, salondaki görevlilere dönerek, "Tutuklandı, götürün oğlum" demesinden sonra güvenlik görevlileri Horzum'un iki koluna yapıştılar. Horzum ise hâlâ Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde şaşkınlığı üzerinden atmaya uğraşıyor. ZORUNLU PASAPORT CİDDİYET Kavga çıkıyor Bir pasaport vurgunuyla, bir anadil yangını Bulgaristan'dan gelen gönderilen soydaşlarımızla ilgili TRT yayınlarını konuşuyorlar. Pasaport vurgunu, her haberin önüne eklenen "zorunlu pasaport" sözlerini duydukça heyecanlandığını söylüyor. Zorla ya da kolaylıkla pasaport alamamanın acısını duyuyor. Bir gün kendisine de pasaport verileceğinin tatlı düşünü kuruyor. Anadil yangını, TRT'nin anadili kusursuz kullanan bir kurum olması gerektiğine inamyor. Aklı sürekli "Bulgaristan'dan zorunlu pasaport verilerek sınırdışı edilen" tümcesine takılıyor. Tümcenin doğrusunu araştırırken başvurduğu yol çok ilginç. "Bulgaristan'dan kolaylıkla pasaport verilerek stnırdışı edilen" kurgusuyla bir tümce düşünülemeyeceğini söylüyor. Pasaport vurgunuyla, anadil yangını uzun uzun tartışıp bir sonuca varamıyorlar. Zorla pasaport verilmeyen yüzbinlerden biri olarak pasaport vurgunu, sesini kesip oturuyor. Anadil vurgunu "TRT'nin yayınlannı milyonlann dinlediğini" söyleyerek bir arabulucunun yargısına başvurulmasını öneriyor Arabuiucu Dil Derneği yazmanı Sevgi Özel, yurttaşlara zorla ya da kolaylıkla pasaport verilip verilmemesi sorununun "bir rejim sorunu" olduğunu belirtiyor ve TRT'nin her tümcesinin başına eklediği "Bulgaristan'dan zorunlu pasaport verilerek sınırdışı edilme' kurgusunu inceliyor. Özel 'zorla pasaport verme' vurgusu, tümcenin anlamını güçlendirmiyor. Aslında sınırdışı etmekte zor öğesi egemen. Kolaylıkla, gönül rızasıyla sınırdışı edilen bir kimse olabilir mi? TRT'nin bu tümce yapısı, gereksiz bir sözcük yüklemekten başka bir şey değil" diyor. Pasaport vurgunu kendi sorununa önem verilmediği sanısıyla tartışmayı büyütmek istiyor ve TRT'nin tümce kurgusu konusunda Türk Dil Kurumu Başkanı emekli general Suat İlhan'dan da görüş alınmasını istiyor. Pasaport vurgunuyla anadil yangını arasında tartışmauzayıp gidiyor. Ve kavga çıkıyor. Bu turistler de nerede kaldı yahu? MEKTUP Gazetemizin Ankara Bürosu Reklam Servisi'ne ilginç bir mektup geldi. Mektubu kaleme alan Kanada'da öğrenim gören Sarah Ahmed adlı bir üniversite öğrencisiydi. Sarah Ahmed, mektubuna eklediği 15 dolarlık bir çekle, şu ilanın yayımlanmasını istiyordu: "Toronto Üniversitesi'nde biyoloji masteri yaptım ve şu anda nöropsikoloji üzerine çalışıyorum. İngiliz dili veya fen bilimleri öğrenimi gören üniversite öğrencisi veya mezunu Türk bayanlarla, kalem arkadaşı olmak istiyorum. Sadece ingllizce biliyorum, dilinizi ise bilmiyorum. İlgilenenlerin "P.O.Box 85 Don Mills Toronto Canada M3C 2R6' adresine yazmaları." Sarah Ahmed, mektubunda amacının Türkçe öğrenmek olduğunu ve reklam için gönderdiği ücret yetersiz ise ek ödemede bulunacağını eklemeyi de unutmamıştı. Arkadaş arıyorum •k * Turgut Özal: "Her şeyi okumak doğru değil.1' İlave etmeliydi: Benim gibi RedKit okuyun yeter!.. Sinasi Nahit Berker KIZMA BIRADER Bakan neye sinirleniyoı? BANKANIZ HİZMETİNİZDE Iş Bankası'nın işi İş Bankası, aybaşında BağKur emeklilerine birer yazı gönderdi. "Bankanın emeklileri ne kadar çok düşündüğü"ne değinılen yazıda, daha sonra "tornistan" edilerek, şu görüşlere yer veriliyor: "Günümüzün değişen koşulları, emekli ceki iskontolarında bazı düzenlemeler yaptlması geregini doğurmuştur. Yeni düzenlememize göre, 1.10.1989 tarihinden itibaren emekli çeklerinin 300.000 liralık bölümü iskonto edilecek, kalan bölüm normal ödeme döneminde ödenecektir." Yazının sonuna şu tümcenin de eklenmesi unutulmamış: "Yeni uygulamamızın anlayışla karşılanacağı ümidiyle sıhhat ve mutluluktar dileriz." Yazıyı alan emekliler, bir bakkala kasaba olan borçlarını bir de bu borçlarını ödeyemezlerse "nasıl muttu ve sıhhatli yaşayabileceklerini" düşünüyorlar. Cebimiz de bomboş. î HAFTANIN SANSSIZLIĞI Sendikaların işi yine yaş milyarın ilk üç rakamını luttuımuşlu. auo. heyecanla diğer rakamlara baktı. Ah, ah... göçer tek rakamla 5 milyarı kaçırmıştı. 5 milyar 905287 numaralı bilete çıkmıştı. Oysa Göçer'in biletindeki numara 905787 idi. Göçer, şimdi sadece 1 milyon 250 bin lira Göçer, 20 temmuz sabahı başlayacak Türk "teselli ikramiyesi" alacak. Böylece, İş Başkanlar Kurulu toplantısı öncesi, "Şu sendikalar mali durumlarını düzeltecek büyük bilete bir bakayım" demişti. O da ne, 5 bir olanaktan oldular. Türklş Genel Mali Sekreteri Çetin Göçer, Milli Piyango'nun 19 temmuzdaki 5 milyarlık çekilişi öncesi Sakarya Caddesi'ndeki bir seyyar satıcıdan "öylesine" bir çeyrek bilet almıştı. «. *• Turizm patladı, patlayacak derken, düşünmekten kafam patlayacak. Devlet Bakanı İsmet Özarslan'ın en çok kızdığı şeyi açıklıyoruz: "Gençlik ve spordan sorumlu Devlet Bakanı yerine, sadece spordan sorumlu Devlet Bakanı denmesi." Bakan Özarslan, kendisine böyle hitap edenlerin başına bakın ne işler açmayı planlıyor? Öncelikle adının önündeki görev alanını belirten kelimeleri eksik duyuran TRT'de ayrı bir Gençlik ve Spor Daire Başkanlığı kurulmasım teklif edecek. Bu yüzden yeni TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'i "tarafsız yayın" yapmak gibi bir sorundan önce, bu "ulvi" görev bekliyor. Özarslan, sadece TRT'ye değil, basın organlanna da kızıyor. Tek tek gazete patronlarıyla görüşerek "gençlik" konusunda "uzman muhablr" yetiştirilmesini önerecek. Acaba Bakan Özarslan, kendi genel müdürlüğünden basın organlanna geçen basın açıklamalarında "spordan sorumlu" Devlet Bakanı denmesini nasıl ortadan kaldıracak? KULIS Ozal parmağı Ağustos ayını hem bir üst rütbeye yükselecek askerler merakla bekliyor hem de MİT raporu olayını çözmek isteyenler. Askerlerin ağustos ayını beklemesi olağan da "MİT raporu olayının .','. ordudaki yükselmelerle ne ilgisi var?" diyeceksiniz. Başkentin kuytu köşelerinde rapor olayından sonra MİT müsteşarlığından ayrılmak zorunda kalan Korgeneral Hayri Ündül'ün orgeneralliğe yükselmesiyle ilgili yorumlar yapılıyor. Ündül emekliye ayrılırsa Başbakan Turgut Özal'ın raporla ilişkisinden dolayı aklanacak; orgeneralliğe yükselirse olaydaki Özal parmağı kanıtlanmış olacak. Sırat köprüsünün özelleştirilmesi Başbakan Turgut Özal, öbür dünyaya gidince bir de bakmış ki, kendısinı cehenneme götürüyorlar, 'ben cennete gideceğim' diye tutturmuş. Sonunda Özal'ı Tann'nın huzuruna çıkarmışlar. Aradan bir saat geçmiş, Ozal içerde. İki saat geçmiş ÖzalTanrı görüşmesi sürüyor. Epey zaman gectikten sonra Özal dışarı çıkmış, melekler içeri koşup 1 Allah'a 'ne oldu diye sormuşlar, Tanrı bıkkınlıkla yanıt vermiş: "Özal'ı cennete gönderin.Sırat köprüsünü deözelleştirin. HAFTANIN FIKRASl İZMİB'den HİKMET ÇETİNKAYA İZMİR Başbakan Özal bir oradan bir oraya uçuyor. Dalaman'dan Trabzon'a, oradan Gölcük'e ve Malatya'ya. Kayısı Festivali'nin açılışına katılıyor Başbakan. Turizm konusundaki haberler canını sıkıyor Başbakan Özal'ın. Oysa işletmeler tıka basa dolu Birileri. ki onlar "kara gözlüklüler", ortalığı hep ama hep kapkara görmeye alışmışlar, durmadan karalayıp duruyorlar. Yazsınlar. biz onları biliyoruz, baştan beri böyle şeyler yazıyorlar... Oysa ortada bir gerçek var. Ege ve Akdeniz'de yıldızlı ve yıldızsız oteller sinek avlıyor. Doluluk oranı yüzde 40'ları aşmıyor. Tüm işletmeciler kan ağlıyor. Salt turizm işletmeleri değil, işçiler de kan ağlıyor. Ek zam beklentisi, asgari ücretin açıklanması şu enflasyon canavarını yenebilecek mi? Özal, önceki gün Trabzon'da yine "pembe görüntüler" çizmeyi sürdürdü. Bulgaristan'dan zorunlu göçü iç politikaya çekmeye çalışan Başbakan Özal şöyle diyordu: Asnn sonunda 79 milyonluk, bastığı yeri titreten bir Türkiye'nin gerçekleşmesi kuvvette muhtemeldir. Aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Kenan Evren, TÜSİAD'ı ziyaret ediyor. TÜSİAD Başkanı Cem Boyner, yaptığı konuşmada enflasyonun kar topu gibi büyüdüğüne değiniyor. Ekonominin gidişiyle ilgili olarak şu görüşü yansıtıyor: Politik istikrarsızlık ekonomik istikrarsızlığı, ekonomik istikrarsızlık ise politik istikrarsızlığı karşılıklı olarak beslemiş ve etkilemiş, ülkenin sağlıklı ekonomik yöntemini sürdürme giderek güçleşmiştir. Trabzon'da Başbakan'dan sonra kürsüye gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt ise kükrüyor: Türkiye güçlenmeye başladığından beri dünyadaki 300 milyon Türkün kıpırdanışına dikkat ediniz. Türkiye'nin güçlenmesi onlar için umut, kıvılcım olmuştur. Bakan Kurt, Başbakan Özal'dan geri kalacak değil elbet. Sınır kapılan Türk pasaportu taşıyanlaratek tek kapatılırken Özal, "Bazı konularda Av Işçiler ve Özal rupa'dan bile öndeyiz" derse, Bakan Kurt da kükreyecek: Çığ gibi büyüyoruz, 300 milyon Türk peşimizde... Özal, muhalefetin "erken seçim istemine" kulağının üstüne yatıp yanıt veriyor: Her şey güzel, iyi, ortalığı bulandırmaya gerek yok... Ya erken seçim, bu konuda ne diyorsunuz? Bin defasöyledik, 1992ye kadar iktidardayız. Şimdi gündemde cumhurbaşkanlığı seçimi var... Günde üç öğün bunları söylüyor Başbakan. Pembe görüntüler çizerek siyasal gündemi tersine çekmeyi sürdürüyor. Pembe görüntülerle içinde yaşadığımız otaylar gizlenebilir mi? Bugün 83 bin 766 lira olan asgari ücret, bakalım kaç liraya çıkacak. Türkİş 1988 yılı sonu için asgari ücretin net 432 bin lira olmasını istiyordu. Petroliş Sendikası ise asgari ücreti şöyle tanımlıyor: Sendikaların tüm ısrarına rağmen ülkemizde henüz gerçek anlamda asgari ücretler belirlenememektedir. Enflasyonun yüzde 75'te olduğu bir durumda, bir yıl veya daha uzun süreler için,. o iktidarın "keyfine" kalmış bir biçimde asgari ücretin belirlenmesi, asgari ücretliyi sefalete mahkum etme dışında bir anlam taşımamaktadır. Asgari ücretin, harcamalar açısından gerçeğe uymadığı bir yana, ailesinin yok sayılarak belirlenmesi ise diğer önemli bir eksikliktir. Oysa işçilerin yüzde 90'a yakını evlidir. Asgari ücretin net değil, brüt oiarak belirlenmesi ise diğer ciddi bir eksikliktir. Başbakan Özal ne diyor: Asrın sonunda 79 milyonuz, bastığımız yeri titretiriz! İyi de, asgari ücrette Avrupa ülkeleri bir yana, Zaire, Filipinler ve Kolombiya'dan bile daha düşük düzeydeyiz... Nasıl olacak bu iş? Dün açıklanan brüt 225 bin lira asgari ücretle mi? SHP inandıncı değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski SHP Genel Sekreteri ve İçel Milletvekili Fikri Sağlar, SHP'nin erken seçim istemini inandıncı bulmadığım söyledi. SH P Genel Başkanı Erdal lnunii'ye bir mektup yazarak, ANAP'ı erken seçime zorlamak için milletvekilliğinden istifaya hazır olduğunu bildiren Sağlar, gazetemize yaptığı açıklamada SHP'nin erken seçim istediğini açıklamasına karşın, bu konuda partigrubundaalınmış bir karar olmamasını eleştirdi. SHP'nin erken seçim istemini "inandmcılıklan uzak" olarak değerlendiren Sağlar, parti meclisinin politika üretmeyenbironay mekanizması gibi görüldüğünü öne sürdü. SHP'nin toplumsal muhalefeli harekete geçirememesi durumunda tek çarenin parlamentodan çekilmek olduğunu savunan Sağlar. şöyle konuştu: "SHP, eğer pariamentodan çekilmiyorsa, bu böyle devam edecek demeklir. Bu da inandına olmaz. SHP, bugün birfırsal yjtkalamışlır. Vebu fırsatı kullanmak zorundadır." Cumhurbaşkamıun muhakkak sivil olması gerektiğine dedeğinen Sağlar, "Azınlığı temsil eden pariamentodaki A N AP çoğunluğuyla cumhurbaşkanı secilemez, erken seçim şarttır. Bunun için de SHP'nin daha net (avır almasıgerekir" dedi. Sağlar: Baykal, sonbaharda erken seçimin kabul edileceğini söyledi 4 Ozal Yüce Divarfa gidecek' nel Sekreteri Deniz Baykal buralarda yaptığı konuşmalarda, Başbakan Özal'ın cumhurbaşkanlığına aday olması konusunu eleştirdi, erken seçimin eylül ya da ekim aylarında yapılmasını önerdi. Deniz Baykal, 26 Mart'tan bu yarıa Türkiye'nin dış ve iç itibannın düştüğünü, örnek olarak da Fransa Devrimi'nin 200. yıtdönümüne Türkiye'nin çağnlmamasını ve Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov'un soydaşlanmız konusunda masaya oturmamasını gösterdi. Baykal, Özal'ın erken seçim için lazım" diye yorumladı. Deniz Baykal, Özal'ın secildiği takdirde Türkiye'nin bütününü temsil eden bir cumhurbaşkanı olamayacağnı, demokrasilerde halkın desteğini alanların ancak yönetimde bulunabileceğini kaydetti. Parlamentoda halkın desteğinden yoksunluk mikrobu olduğunu kaydeden Deniz Baykal, "Özal cumhurbaşkanı olursa, Cumhurbaşkanlığı makamına mikrop bulaştırmış oluruz. Memur maaslanna yaptığı zamla unların desteğini almaya çalışıyor. ama bu zamlar da memurlar arasında dengesizlik getirdi. Merkez Bankası'nın malbaasını çalıştırarak zamlan karşıladı. Özal ne yaparsa yapsın ülkeyi seçime götürsün. Berberin önüne oturtabilirsek Özal'ın saçlannı önüne dökeceğiz" diye konuştu. Deniz Baykal, Antalya gezisi sırasında büyük ilgi ile karşılamrken Bulgaristan konusuna değınerek, Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğunu, sınırdan herkesin elini kolunu sallaya sallaya giremeyeceğini söyleyerek, "Bulgaristan'da 600 yıldır yaşadığı toprağından insanlan atıyorlar. Bunun hesabı yok mu? Biz Bulgaristan'a mı bağlıyız? Biz, 'gönderin kapımız açık' dedik. Jivkov da gönderiyor. Tuiarsız bir politika izliyoruz" dedi. gizli oylama önerisini, "Özal gizSHP Genel Sekreteri, "Özal gizli oylama li oylama istiyor. Gizli oylama eristiyor. Gizli oylama erken genel seçimden sonraken genel seçimden sonra Turgut Turgut Özal'ın yaptığı yolsuzlukların hesabını Özal'ın yaptığı yolsuzluklann hesabını sormak için Yüce Divan'a sormak üzere YüceDivan'asevkedilmesi için sevk edilmesi için yapılacak. Bir yapılacak" dedi. an önce Turgut Özal'ı noktalamak B. ECEVİT GAZİPAŞA SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Mccliste gizli oylamanın erken seçim için değil, seçimden sonra Turgut Özal'ın Yüce Divan'a verilmesi için yapılacağını söyledi. Baykal, Özal'ın cumhurbaşkanlığına adaylvğı konusunu "yaz rüyası" şeklinde yorumladı. Antalya ilçe örgütleri ve SHP'li belediyeleri ziyarel gezisinin ikinci gününde Maııavgat, Gazipaşa ve Alanya ilçelerini gezen SHP Ge 2 SHP milletvekiline DGM soruştıırması Mahkcnıesi Başkanlığı'na başvurarak, cczaevindc açlık grevınde ANKARA Ankara DGM bulunan yakmlarının sorunlanna Savcılığı, Eskişehir Özel Tip Ce çözüın bulunmasını istediler. zaevi'nde 23 günden bu yana açIXîM Savcılığrnın, iki milletlık grevi yapan lutuklu ve lıükümlü ailelerinin Kızılay'da yaptıkla vekili ile 36 tutuklu ve hükümlü rı gösteri nedcniyic SHP milletve ailesi hakkıiKİaki soruşturmayı, : killeri Rı/a llıman vc Tevfik Ko Ankara l .mniyct Müdürlüğü Siyasi Subesi'ndcıı gcleıı bilgilcr çak hakkında soru^turma başlatü/eriııc başlaltığı öğrenildi. Savtı. cılığın. başlatlığı soruşturmaya DGM savcılğı, iki millctvcki ilişkin Adalct Baknnlığı'na da billinin yanı sıra, 36 tuluklu ve hü gi vcrdiği kaydcdildi. kümlü ailesi hakkındadaToplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'Cc/aevinde 280 hükunılü vc tuııa aykırılıktaıı soruştuıma açar luklıınun ba^ialtığı açlık grcvinin, kcn, ailclcı clc dun TBMM Baş Norunlunıı ço'/timlcııcrck sona crkanlığı, Bu>bakaulık vc Anayasa dirilmcsi amucıyla üç gün önce TURAN YILMAZ Kızılay"da oturma eylemi yapan ailelerini dağıtmak isteyen güvenlik görevlileri ile milletvekilleri arasında tartışmalar çıkmış, bazı güvenlik görevlileri SHP'li milletvekillcriııi (artakiamıştı. Daha sonra Insan Hakları Derneği'ne gelerek açlık grevine başlayan aileleriıı kimlikleri polis tarafından saplanmış, bu arada bir hükümlü yakını üa gözaltına alınnıısiı. Hükümlü \e lutuklu aileleri adıııa Zeliha Meriç, Mihrinur Keles vc İsmail İina>. dün. TBMM Başkanlığı, Başbakanlil ve Anayasa Mahkcmcsi Başkanlığı'na başvurarak, açlık grevinin sona erdirilmesi için sorunların çözümüne yardıma olmalarını istediler. Aileler başvurularında, 29 haziranda başlayan açlık grevinin bugün kaygı verici bir duruma geldiğini, yedi tutuklunun sağlık durumlarının ağırlaştığını da belirterek, yakmlarının sağlık durumlanndan endişe duyduklarını bildirdiler. Başvuruda, iase bedelinin arttırılması, havalandırma. gazete, dergi, TV ve radyo olanağının sağlanması, görüşe izin verilmesi gibi hakların sağlanması durumunda açlık grevinin sona ereceği de belirtildi.