25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMU2 1989 DİZİ YAZ1 CUMHURİYET/13 'Ilk gelen haberler îyi değildF Org. Demirel'in anıları Org. Bedrettin DemireVe göre 20 temmuz sabahı Kıbrıs'a çıkan birlikler emniyetli bir kıyıbaşı tutamamışlardı Kıbrıs'a Nasıl Çıktık? 2 Hazırlayan: Erbil Tuşalp Havadan indirilen ve denizden çıkanlan birlik komutanlarının birbirinden haberi yoktu. Kırnı havabaşına helikopterle 20 temmuz günü inen Sayın Kolordu Komutanımız Orgeneral Nurettin Ersin, kıyıbaşının kesin yerinin nerede olduğunu tahmin edemezdi. Sonradan öğrendiğimize göre Çakmak Görev Kuvveti'nin teşkili, görevleri ve hareket tarzlan hakkında verilen ve helikopterli bir kurye ile Kıbrıs'a gönderilen emirler, zamamnda 6. Kolordu Komutanı Nurettin Ersin'e arz edilmemişti. Gece karanlığından kurtulmuş, fakat köpüklü mavi dalgaların itişine kapılmış gidiyorduk. Saatler ilerledikçe Beşparmak Dağları'nı daha yakından görüyorduk. Dağlar sanki ormanlarla birlikte yanıyordu. Herkes birbirine bu alevler içinde bizim birliklerimizin nerede olması gerektiğini soruyordu. Türkiye radyoları Girne'nin düştüğünü söylüyorlardı. Atina ve Kıbrıs radyoları ise bunu yalanlıyorlar, çıkan ve atlayan birliklerimizin denize döküldüklerini tekrarhyorlardı. ma birliklerimizin denize dökulduğünu söyleyebilmişti. Sayın Ordu Komutanımızın söylediklerini şimdi daha iyi anlıyordum. Bir üst komutaııla konuşurken 'Tahliye planımız yok" dediğini duymuştum. Radyodan duyulan haberler herhalde iyi değildi. Kara Kuvvetleri Komutanı ile Ordu Komutanı telefon konuşmalarında ümitsizdiler. Bana durum hakkında herhangi bir bilgi vermiyorlardı. Kara Kuvvetleri Komutanı, 'Hemen ne bulursan hareket et. Tank, top, uçak lazım' demişti. Halbuki 20 temmuz gunü karaya çıkanlan ilk kafilemizde, Üsteğmen Ersel komutasında 15 tanklık bir tank bölüğu, 12 topçulu bir topçu taburu bulunuyordu. Düşman uçaklarını henüz gormemiştik. Karaya çıkan kıtalarımızın hepsi irnha edilmiş olamazdı. Koordinasyon yapacak olan karargâh birliklerinin mevcudu, harekâta katılan kıtaların mevcudundan fazlaydı. Kıbns harekâtının sevk ve idaresi ite koordinasyonundan sorumlu olan birinci planda Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerine ait başlıca 20 makam göze çarpıyordu. Bu karargâhların ortak bir ana fikir ve belirli planlar etrafında birleşmiş olmalan gerekiyordu. Bu makamlar şunlardı: Başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere 3 kuvvet komutanlığı, 2. Ordu Komutanlığı, Donanma Komutanlığı, Güney Deniz Saha Komutanlığı, 6. Kolordu KomutanHgı, 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı, 1. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı, 39. Tümen Komutanlığı, 39. Tümen Tugay Komutanlığı, Çıkarma Birlikleri Komutanlığı, Komando Tugay Komutanlığı, Hava İndirme Tugay Komutanlığı, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanlığı, Çakmak Tugay Komutanlığı. En önemlisi, ilk safhada hiç şüphesiz Çakmak Tugay Komutanlığı'ydı. Bu komutanlıklardan başka, harekâtın koordinasyonundan direkt olarak sorumlu Kıbns Türk Mukavemet Teşkilatı'nın Bayraktar ve Sancaktar'lan vardı. tkinci planda harekâtı koordine etmeye mecbur olan komutanlıklar da vardı. Jandarma Genel Komutanlığı, 28. Tümen Komutanlığı, Zırhlı Birlikler Okul Komutanlığı, 5. Zırhh Tugay Komutanlığı ve Kara Havacılık Okul Komutanlığı. Kıbrıs harekâtının sevk ve idaresinden sorumlu olan bu kadar sayıda komutanhk ve karargâhın bulunması, emir komuta bütttnluğünü sarsıyordu. İrtibat ve muhabere ile işbirliğini olanaksız hale getiriyordu. Koordinasyon yapacak olan karargâh birliklerinin mevcudu, harekâta katılan kıtalann mevcudundan fazlaydı. Sevk ve idareden sorumlu 20 makam Önemli bir sorun: Emir komuta bütünlüğü Kafilemizin Mersin çıkarma birlikleri iskekında verilen ve helikopterli bir kurye ile Kıbns'a gönderilen emirler zamamnda 6. Kolor lesinden hareketinden önce Diyanet Işleri BaşBedrettin Paşa en çok "düşmanm haarlık du Komutanı Nurettin Ersin'e arzedilmemiş kanı Sayın Lutfi Doğan gelmiş ve dualar etmişti. Bu muhterem zatın dua ve temennilesız yakalanmasına" seviniyordu. Gidenlerin ti." rini dinleyecek toplu kıtalar bulunamıyordu. arkasından, haritanın başına bir kez geçti, yeBu arada iki gazeteci Cöneyl ve Dıindar Arniden düşündu: Karaoğlanoglu şehit oldu cayürek'ler, Sayın Kara Kuvvetleri Komuta"Düşmanı haarhksız yakalıyorduk. StraBedrettin Demirel'in gunlüğüne göre 21 nımız Eşref Akına'nın telefon emirlerıyle katejik ve taktik alanda baskın yapılacağı belliydi. özellikle Girne bölgesi bizim için elve temmuz sabahı da Mersin'e iyi haberler gel filemize katılmışlardı. Hareketimizden önce rişli şartlar, olanaklar veriyordu. Bir kere Gir miyordu. 50. Piyade Alay Komutanı piyade Sayın Kara Kuvvetleri Komutanı ve 2. Ordu ne Boğan, 'dar bofcaz' duşurulünce, çıkarma Albay tbrahim karaoğlanoglu kıyıbaşında şe Komutanı ile telefonla konuştum, son bir indirme birliklerimizin bırleşmesi mümkun hit dusmüştu. Alay Komutan Yardımcısı Yar emirleri olup olmadığını sordum. Sayın Orolacaktı. Türk mücahitlerinin elinde bulunan bay Cevdel Aykon ağır yaralıydı ve işin asıl du Komutanı sadece 'sağlığın' dedi. Bu keliSenthilaryon Kalesi ve Zeytinlik Köyu bölgede kötüsü Yunan radyolarına gore kıyıbaşında meyle biraz sarsılmıştım. Oyle ya gidip gelbirleşmeyi kolaylaştıracak ve destekleyecek ki Turk birlikleri ağır bir yenilgiye uğra memek de vardı. mışlardı. u. Hareketimizden önce Sayın Vali, Mersin'"Adana'daki Kara Kuvvetleri Komutanı de bulunan 20 kadar Kıbrısh Turkün gönülDüşmanın zayıf noktası Sayın Eşref Akına 2. Ordu Komutanımız Sa lü olarak bizimle birlikte adaya gelmek isteSonra düşman birliklerinin bize göre eği yın Aktulga beni sık sık telefonla arayarak dö dik!erini bildirdi. Bu arkadaşlann hemen bitim, silah ve teçhizat bakımından zayıf oldu nen ve toparlanabilen çıkarma gemileri ile ge ze katıimalarını rica ettim. Fakat saat 13.30'a ğunu biliyorduic. Elindeki T34 eski Rus tank cikmeksizin adaya gitmemizi emrediyorlardı. kadar bunlardan sadece birinin, tş Bankası'lannın tatbikatlarda yolda kaldıklannı, Kıbndan Miinir Bey'in, gelerek bizi katıldığını rıs'ta görev yapan mücahit subaylardan duy Ancak 7 tekne bulunuyor gördüm." muştuk. Değişik planlarımız arasmda bulu21 temmuz günü saat 13.30'da 7 tekne ve Bizler, Mersın askeri hmanında 21 temmuz nan kesimi, Magosa ve Omorfo'ya nazaran günü, öğleye kadar ancak 7 tekne toparlaya donatım gemisi Mersin nhtımından hareket baskın ve işbirliği için bazı kolaylıklar sağlıbılmiştik. Bunlann bir kısmı Kıbrıs'a gidip ediyordu. Denize acılıp Akdeniz'in serin rüzyordu. yüklerini boşaltan teknelerdi. Öğleye kadar gânna değdikçe biraz rahatlamışlardı. YükHükümet darbesinin icabı olarak Rum Milli Tuğgeneral Hakkı Borataş ile beraber, rıhtım leme sıkıntısı ve yapışkan sıcaktan kurtulmuşMuhafız Kuvvetleri adanın her tarafına da arkasında toparlanabilen kıtaları, bu gemilere lardı: "Fakat yanıüarımızın nasıl olacağı belli ğümıştı. özellikle bütün Türk köylerinin çev bindirmeye muvaffak olduk. Yükleyebildiği değildi. Yanımızdaki Kıbnslı mücahit Münir resi Rum birlikleri tarafından kuşatılmıştı. miz birlikler 15 tanklı bir tank bölüğu, bir ka Bey, devamlı olarak radyodan Kıbns'ı ve AtiMuhternel çıkarma ve indirme bölgelerivniz riyer takırru, 49. Alay'dan bir piyade bölüğu na'yı dinliyor ve aglıyordu. Dinlediklerini bize Rumlar tarafından zayıf bırakılmıştı. Rum ile bir muhabere müfrezesiydi. söylemek istemiyordu. Yalnız bir kere, çıkarbirlikleri içinde darbeden yana olanlar veya darbeye karşı olanlar vardı. En büyük endişemiz düşmamnın hava ve Kıbrıs'a ilk çıkan 50. Piyade Alayı nın komutanıydı deniz birliklerinin müdahalesi ile ilk çıkarma dalgalannuzm başarısız olması idi. Rum Milli Muhafız Ordusu'nun, kuvvetli deniz ve hava birlikleri yoktu. Ancak Yunanistan'dan takviye alınabilirdi. Yunan hava ve deniz kuvvetleri daha önceden de Kıbrıs adasına gelmiş olabilirlerdi. Ayrıca Rus ve Amerikan filolan da çıkarma ve indirmemizi engelleyebilirlerdi". Hiçbiri olmadı, Bedrettin Paşa'nın düşündüklerinin. Ama şu gerçeği yazmaktan alıkoyamadı kendini: Mersin'de onun şehadet "Bu endişelerimizde kısmen haklı çıkıyorhaberini 21 temmuz günü duk. Düşman havada ve denizde etkisizdi. Fakat düşmanının karada ve özellikle kıyı basaat 09.00 sıralannda aldık. şındaki küçük mukavemetleri yuzünden ÇakHaber hepimizde kuvvetli bir mak Tugayı, 2. Ordu Komutanlığı'nın sonşok tesiri yaptı. radan 6. Kolordu Komutanlığı'na gönderdigi bir emirde açıkladığı gibi kıyıbaşına saplaAlbay Karaoğlanoglu çalışkan bir subaynıp kalmıştı." dı. İki yıldan beri 50. Alay Komutanlığı1nda üstün başarüar saglamış, takdir kazanGecikme 23 saat sürdü mıştı. Almanya ve Amerika'ya taltifen gönMersin'den uğurlanan Çakmak Tugayı önderilmişti. Karaoğlanoğlu, çalışkan oldugu ce Karpuzburnu yönunde bir rota izleyip sonkadar amirlerinin takdirini kazanmasım bira Girne kıyılarına döndu. Konvoyun bu şalen bir subaydı. Alayın da eğitim tesislerişırtma hareketi Rum birliklerini şaşırtmıştı. ne önem vermişti. tki yıl süre ile çıkarma Yunan cuntasının örgütlediği hükümet dartatbikatlarına alay komutanı olarak katılbesi nedeniyle tüm adaya dağılan Rum birnuş ve çıkarmanın tetkik ve taktiğini iyice likleri bu nedenle, Türk çıkarma birliklerinin kavranuştı. Ancak hepimiz gibi çıkarmayı, ilk dalgasıru hemen ateşle karşılayamamıştı. savaşı nazari görünüşü ile kavramış ve anlamıştı. Düşman tarafından ateşle savunulan, bilinmeyen bir araziye çıkıp ilerlemeÇıkarmanın bozuk düzeni nin zor olduğunu belki düşünmemişti. Ni20 temmuz akşamına kadar Kıbns'tan getekim bir çtkarma harekâtında lazım olmalen haberler iyi değildi. Çakmak Tugayı Göyan makemeleri Mersin'e ve hatta Kıbrıs'a Albay Ibrahim Karaoğlanoğlu rev Kuvveti'nin ilk dalgalan sabah saat kadar getirmişti. 08.00'den sonra herhangi bir düşman ateşidımcısı Yarbay Aykan, Hava Binbaşısı FehMersin'de onun şehadet haberini 21 tem mi Ercan ve diğer bazı subaylar iki katlı bine maruz kalmadan kıyıya ayak basmışlardı. muz günü saat 09.00 sıralannda aldık. Ha nanın alt terasında oturuyorlar, bazı subayAncak düşman üçüncü dalgadan sonra kıyıber hepimizde kuvvetli bir şok tesiri yaptı. lar evin avlusuna konan kampetlerde sıra ile başında topçu ve havan ateşlerini toplamaya başlamıştı ve böylece 50. Piyade Alayı muBu arada adlarını yazmaya lüzum görme dinlenmeye çalışıyorlar. Bu arada bulundukharebe grubu kıyıya plansız şekilde çıkmaya diğim birçok kimsenin dilleri tutulur gibi ol ları binada el fenerleriyle ışıklar yakılıyor mecbur kalmıştı. Plaja yalnız iki teknenin yadu. Bazı subaylar ve erler ortalıkta lüzum ve konuşuluyor. Albay bir ara 'Daha ne kanaşabilmesi, diğerlerinin açıkta beklemek suz yere dolaşıyorlar, bir şey yapamıyorlar, dar zaman yasayacağun, belli degil' diye yamecburiyetinde kalması, Ertuğrul ve Köyceverilen emirleri aniamıyorlardı. Bu kimse kınıyor. ğiz gemilerinin ilkin çıkarma araçlarına bolerden bazılanna sertçe muamele yapmak Etraftan bütün gece düzensiz olarak deşaltılması gibi zorluklar çıkarmanın düzenizorunda kaldık. vam eden ağır ve hafif silah sesleri birden ni bozmuştu. Ertuğrul gemisinde bulunan Albay Karaoğlanoğlu, 20 temmuz öğle çoğalıyor. Binanın önce üst katına ve hemen Çakmak Tugay Komutanı ile çıkanlan bırliküzeri kıyıya ayak basmış, kıyıdaki birlikle sonra a.bayın oturduğu terasına birer merlerin arasında irtibat kurulamamıştı. rini akşama kadar toparlamaya çalışmıştı. mi isabet ediyor. Albay vücudunun bir parÖ|leye kadar birliklerin hepsi karaya çıkaGece olunca şimdi adı ile anılan şehitligjnin çasını kaybederek şehit oluyor. nlmış, fakat emniyetli bir kıyıbaşı tutmak ve 150 metre kadar doğusundaki bir villamn Harekâttan bir ay kadar sonra şehadatin derinlikte üerlemek mümkun olamamıştı. Kıalt katında geceyi geçirmek istemiş., aym ge nedenini anlamak uzere villayı, mermi izleyıbaşı ile havabaşı arasında da herhangi bir ce saat 03.00 sıralannda bu binanın batıya rini ve mermi parçalarını araştırdık. Bütün irtibat kurulamamıştı. Havadan indirilen ve bakan bir avlusunun duvan dibinde oturur parçalar 3.5 inçlik roketatarla vurulduğudenizden çıkarüan birlik komutanlarımn birken, ani bir mermi ile şehit olrauştu. nu kanıtlıyordu. Karaoğlanoğlu'nun rokebirinden haberleri yoktu. Kırnı havabaşına heBiz 22 temmuz günü taarruz ederken tatar mermisi ile şehadeti, duyduğumuz elelikopterle, 20 temmuz günü inen sayın Kolor onun nasıl, nerede şehit olduğunu düşüne mi bir kat daha artnrvnıştı. Bu gerçeği üst du Komutanımız Orgeneral Nurettin Ersin, mezdik. Radyolardan alayının başındaGir ve astlarımıza duyurmanın bir faydası yokkıyıbaşının kesin yerinin nerede olduğunu tahne'ye taarruz ederken şehit olduğunu duy tu. Şimdilik bu gerçeği adaya ve harp tarimin edemezdi. Birleşme sağlandıktan sonra muştuk. Halbuki Karaoğlanoglu Girne'ye hine gömelim dedik. öğrendiğimize göre Çakmak Görev Kuvveti'taarruz ederken şehit olmamıştı. Burada bunu açıkladığım için duyduğum nin teşkili, görevleri ve hareket tarzları hakO gece, Karaoğlanoğlu ile beraber yar acı tazelenmektedir. Deniz seyahati Bizim 7 çıkarma gemisinden olan kafılemiz meçhul bir savaşa doğru ilerliyordu. 22 temmuz sabahı nasıl bir muharebe durumu ile karşılaşacağımızı bilemiyorduk. Sık sık çevremde toplanan subaylarla herhalde zaferin kesin olarak bizim olacağıru tekrarhyorduk. Ben Ç107 numaralı LCT'ye binmiştim. Tuğgeneral Borataş, Binbaşı Özcan Kerimoğlu, Binbaşı Dündar Gurlüo^lu, Binbaşı Önder Sürel, Üsteğmen Yavuz Soknllu, emir subayım Asteğmen Mustafa Konuk da aym gemideydiler. TuğgeneralBorataş'ın fiilen görevsiz kalışı Tuğgeneral Hakkı Borataş, Milli Güven benimle beraber Mersin'de kalmıştı. Bu kolik Akademisi'ndeki kursu bitirmiş. 1973 ka muta değişikliğinin tahminime göre muhtesımında aynldığı birliğine, 1974 mayıs ba melen iki sebebi vardı. şında yeniden dönmüştü. 1. Tuğgeneral Suleyman Tuncer ile Tuğge"Tuğgeneral Borataş'ın durumu kritikleş neral Sülejman Eyupoglu'nun isim benzermişti. Borataş iki yıldan beri çıkarma tatbi likleri nedeniyle bir yanlışhk yapılmıştı. katmı Ttilen idare etmiş, yukleme ve çıkar2. tkinci ihtimal ise Tuğgeneral Borataşmaları ve karaya çıktıktan sonra atışlı tat ın hakkında üst makamlara verilen bazı yanbikatları ustun başarı ile yürütmüştü. lış bilgiler olsa gerektir. Bu bilgilerin üst maŞimdi bu görev ani olarak Tuğgeneral Sd kamlara yapılan imzasız mektuplardan doğleyman Tuncer'e verilmiş ve Tuğgeneral Bo muş olması kuvvetle muhtemeldi. Bu ve bilmediğimiz bazı sebepler Tuğgerataş, kurs dönüşü fiilen görevsiz kalmıştı. O, haklı olarak bundan uzüntü duyuyordu. neral Borataş'ın ilk safhada Kıbrıs'a çıkan Ben onun her zaman alıştığı ve sevk ve ida birliklerin başında bulunmasına engel olre ettiği Çakmak Tugayı'nın başında bulud muştu. Fakat herhalde bu durum, kendisi masını beklerken, ani olarak komuta deği için daha parlak ve başarıh sonuçlar yaratşikliği yapılmış ve Tümen Tugay Komutanı mıstı" Çıkarma oncesi yapılan komuta değişikliği Karaoğlanoglu nasıl şehit oldu? Bir şeyler yapmamız gerekiyordu Ç 107 numaralı LCT burnunu Kıbns'a döndürmüş gidiyordu. Herkesin içinde bir urperti vardı. Herkes kötü bir habere doğru gittiğinin bilincindeydi sanki. 21/22 temmuz gecesinin boş geçirümemesi gerekiyordu. "Harita üzerinde bütün gece çalıştık. Kıyıda durum ne olursa olsun, herhalde bizim kafilemizin, mumkün olabilirse çıkar çıkmaz, bir şeyler yapması gerekiyordu. En kötu ihtimalleri dahi hesaba katıyorduk. Kıyıya ayak basamayacağırmzı da düşunuyorduk. Kıyıya ayak basar basmaz taarruzi harekâta girişmek zorunda kalabilecektik. Kıyıya zorla veya kolayhkla ve denizden ateş desteği altında çıkabilecektik. Ateş desteğimiz için bizi kıyıya göturen gemilerde bulunan roketatar, ağır makineli tufek gibi bazı silahiardan faydalanma imkânı araştınyorduk. Beraberimizde goturduğümuz piyade, tank ve kariyer birliklerini kıyıya daha önce ayak basan kıtalarla takviye etmek ve şimdiden yeni bir komuta bölümu yapmak ve bu birlikleri bir komuta altında birleştirmek gerekiyordu. Bora Özel Görev Kuvveti Bunun için o gece verilen yazılı ve şifai emirle Bora Özel Görev Kuvveti oluşturuldu. Komutanı Tumgeneral Hakkı Borataş't». 22 temmuz günü sabahın ilk saatlerinde bir ara güverteye çıktım. Subay arkadaşlanm ıslak güverte ustunde, kimisi yerde kimisi, kuçük portatif karyolalarda uzanmışlardı. tçlerinde uyuyanlar ve uyuyamayanlar vardı. Alaca karanhkta birinin el kol salladığını gordüm, dikkatle bakınca muhabere tabur komutanı olduğunu gördüm. Uykusunu kaçırmak için spor yaptığını söyledi. Sonra küçuk kamaramda bir iki saat uyudum ve uyukiadım. Lyandıgim zaman güneş doğmak üzereydi. Tıraş oldum, hafif bir kahvaltı yaptım ve güverteye çıktım. Bütun subaylar güvertede ayaktaydılar. • Gece karanlığından kurtulmuş, fakat köpuklu mavi dalgalann itişine kapılmış gidiyorduk. Saatler ilerledikçe Beşparmak Dağları'nı daha yakından göruyorduk. Yaklaştıkça ormanlann ıçindeki kızıl alevler, siyah dumanlar ve kıvılcımlar buyüyordu. Dağlar sanki ormanlarla birlikte yanıyordu. Herkes birbirine bu alevler içinde, bizim birliklerimizin nerede olması gerektiğini soruyordu. Türkiye radyolan Girne'nin düştüğünü söyluyordu. Atina ve Kıbrıs radyolan ise Girne'nin düşmediğini ileri sürüyorlardı. Yunanlılar çıkan ve atlayan birliklerimizin yenildiğini ve denize döküldüklerini tekrarhyorlardı. Fakat durum ne olursa olsun, bugün, 22 temmuzda Girne suratle düşmeliydi." Dönemin Kolordu Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, çıkarmadan hemen sonra Kıbnsta. Savaşa doğru yoğun hazırlık 2 Her yıl sonbaharda tatbikatlar yapılıyordu. 39. tümenin çıkarma eğitimi gün geçtikçe gelişiyordu. Seyhan tatbikatından alınan derslerle verimli çalışmalar gerçekleştiriliyordu. Ezbere dayanan teorik eğitim yonteminden kurtulmak için çok zor oluyurdu. Uzun ve yorucu bir sabır dönemine girilmişti. Çıkarma oncesi yapılan tatbikatlar Yeni komutan Ersin "Bütun subay arkadaşlarımın onak çabaları ile tümenimiz eğitim bakımından buyuk gelişmeler gösteriyordu. Bu da ordu ve kolordu komutanlarımız tarafından takdir ediliyordu. Bu arada Kolordu ve Ordu komutanları değişmişlerdi. Yeni kolordu komutanı Saym Korgeneral Nurettin Ersin iç hizmetlere duşkündu. Yeni Ordu Komutanı Sayın Suat Aktulga ise koşullara önem veriyordu. Gunler geçiyor 39. tümen, bir yıl önce olduğu gibi ağustos ayından sonra tekrar Seyhan çıkarma tatbikatına hazırlanıyordu. Tatbikat yine ekim ayındaydı. Tatbikatın hazırlanmasına kolordu komutanı bizzat çok önem veriyordu. Geçen seneki çıkarma tatbikatımn, daha önce yapılanlann en iyisi olduğunu duymuştu. Bu yılki tatbikatın ise geçen tatbikatlardan daha iyi olması için teknik ve idari yonlerden tedbirler almmasını istiyordu. Çunku terfı sırasındaydı!' neral Hakkı Borataş'ın Istanbul'da uzun süreli bir kursa gönderilmesi de vardı. "Tuğgeneral Borataş'ın kursa ayrıimasından sonra 39. tümen birlikleri çıkarma eğitimini gelıştirmeye de\am etti. O kış daha birçok subay kıtalarından aynlmıştı. Buna rağmen plan tatbikatlan ve çıkarma provalan başanlı şekilde >aırütüluyordu. Tümen plan tatbıkatı sonunda Sayın Orgeneral Suat Aktulga yazılı bir takdir göndermişti. Sayın Kolordu Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin ise takdirlerinde ketum görünüyordu. Kendisi ile Harp Akademılerinde 19*548 yıllannda üç yıl sınıf arkadaşhğı yapmıştım. SÜRECEK Çıkarma plajının seçimi "Çıkarma plajının seçilmesine bizleri sevk eden başlıca üç neden vaıdı: 1. Bu plaj diğerlerine nazaran daha geniş görünüyordu. Ancak kaç teknenin yanyana baştankara yapmasına ve kapak atmasına elverişli olduğu belli değildi. Kıyıda ve açıklannda kayalar veya topuklar olabilirdi. 2. Plajın gerisinde çok dik ve duvar gibi bir kesik vardı. Bu arazi kıyıya rampa yapan çıkarma gemilerimizi düşmanın dik ve yatık mermi yollu silahlarına karşı oldukça koruyabilirdi. Plaj bu bakımdan Beşparmak Dağlan'na karşı kısmen örtülü görülüyordu. 3. Plajın hemen batısında, küçük, taşlı bir adacık görünüyordu. Bu küçük adayı düşmanın tahkim etmiş olmasına ihtimal verilemezdi. Bilakis, bu ada çıkarma birliklerimiz tarafından plajın kolaylıkla bulunmasına yardımcı olacaktı. Çıkarma dalgalanmız bu adayı kolaylıkla bularak, 1915 yıünda Gelibolu Yarımadast'nda, Anburnu'nda lngilizlerin düştüğü yanılgılara uğramayacaktı!' Eldeki çok az bilgiye karşın, elverişli bir çıkarma plajı seçilebilmişti. 1970'li yıllarda yılda iki defa üçer aylık süre ile Iskenderun Akçay'da Kıbrıs değiştirme birliği eğıtüiyor ve sonra da Kıbns'a gönderiliyordu. 1974 yılında Piyade Yarbay Gültekin komutasmda Kıbns'a gönderilecek birliği uğurlarken, ruzgârlı bir şubat gunu yaptığım konuşmada, Kıbns'ta kahramanlık destanlan yaratacaklarını ifade etmiştim. 39. tümenin de muhtemelen Kıbrıs'ta kendilerinin yamnda bulunabileceğini soylemiştim. Sonradan yazılan harp cedidelerinde Kurmay Binbaşı Sedat Metin, bu konuşmayı bir kehanet olarak belirciyordu. 1974 şubatında tümen birliklerine sık sık alarm verıldi. Ilkbahar aylarında tumen birlikleri yoğun bir savaş hazırlığma başladı. Tatbikat erteleniyor 39. tumen tatbikat hazırlıklarını bitirmışti. Seyirci kulesi bile son derece güzel ve itinalı yapılmıştı. Artık tatbikatın son hazırlıkları ve provaları yapıiıyordu. Ekim ayının ilk haftasıydı. Fakat tatbikattan bir gün once verilen bir emirle Araptsrail savaşı nedeniyle tatbikat ikinci bir emre kadar geri bırakıldı. Saym Kolordu Komutanı Nurettin Ersin'e telefonla bu emri ulaştırdığımda 'Bu seneki talbikat geçen senekinden daha iyi olacaklı' dedi. Uzun ve yorucu bir hazırlık döneminin meyvesınin yenmesi. yeni deneyimler kazanılması böylece suya duştu. Bu moral bozukluğu içinde tümenin tugay komutanı Tuğge 39. tümenin idaresi Ben kıta hizmetim dolduğundan bir taraftan ayrılık hazırhklannı yaparken, diğer yandan da belki bir içgüdu ile tümenden ayrılmak istemiyordum. İki yıldan beri emek \erdiğimiz birlıklerden ayrılamıyordum. Tumeni emanet edecek bir kimse goremiyordum. Tumen komutanlığına tumgeneral Hasan Sağlam'ın verileceğini duymuştum. O yıl korgeneralliğe terfi sırasında olmam, ikinci planda kalıyordu. Asıl sorun, çok kritik bir görev i olan 39. tümenin kime teslim edileceğiydi. Haziran ve temmuz aylannın sıcak günleri bu ciddi ve karışık hazırlıklarla geçtiî' Bittİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle